25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
\K\ CU^THÜRÎYET 23 KASIM 1979 PARİS Kutsol Kftopto Iso peygamber, putlara tapanları yererken, bunlann kendı e!leriyle yaptıklon putların karşısına gecerek yolvardıklannı söyler. Ne gerilik, değil mi! Gecen yazımda sözünü ettiğim «yaboncılaşma>nın tcrlhteki flk örneğıdir bu. «İfk» dıyorum, cunkü benzeri topınmclar (putlorı değıştlrerek) sürup Sltmiştir. «Alıenction> karşıiığı olarak bizde Selâhattin Hilâv'ın ortoyc attığı «yabancılaşmo> sözcuğü. yazık ki. cok başka anlamlarda kullanılır oldu, 6özgellşl «arkadaşlarıma ycboncılaştım» diyenler vor, cAroya soğukluk girdı» anlomrnda Oyso yobancılaşmc, insanın kendi eti. aklı, toplumsal ilişkileri ile yarattığı şeyirı, kavramın, kurumun zomania tutsoğı olması demektir. Bunun toplumsol alanda en çarpıcı örneği tdsvletndır. Deviet, belli tanhsel koşuliar içınde. sınıfların doğmasından sonra. sınıflcrarosı Hlşkılerın belii bfr dönemde doğurduğu bır kurumdur. Ama zomanla onun ortoyo çıkış nedenleri unululmuş, unutturulmuş ve «devlet» başımızo gokten indırilmış, nerdeyse kutsnl b.r güc niteliği kazormıştır. Botıda papaicnn kıralları kutsamcsı, bızde padışahın «Zıilullah» (Tonnnın gölgesi) sayılması bunun göstergesıdir. Hodl bu kez insanoğlu devletin önünde ağilmeğe, ona kulluk etmeye bcşlamıştır. «Devletin yuksek cıkarîarı» sözü bugün en susturucu kanıt, en karşı g8İinmez buyruktur. Oysa bu gerekce ile mce haksızlıklar islenmiş oiduğunu biliyoruz. Nedlr bu sözdekl susturucu, karşı gelînmez guc? işte ıkf tchta parcasını birbfrine cakorak, karşısına gecip yalvaran iike) insanın. dcha gelişmis tarihsel koşuliar lcindeki cyaban cılaşmaısından doğcn b>r güctur bu. Bu yen) bicım tapınmadan insonoğlunu uyandıran Marks ile Engels olmuştur. Cağtmızöa «putunu kendi yapor kendi taparı deyimi, llksel cağlcra göre cok daha geniş bir ışlerlfk alam kazannrştır. Kapitaiist üretim b'cımınln yarattığı cmeto»da böyle bir outtur, cunkü emeğin ürünü olan cmol». pazcr metaı durumuna gecince, bizim dışımrzdc bir güç oiur cıkar. Ona do tapmağa boslarız: «Mulkiyet kutsaldır». Marksizm'in omacı her türlü yabancılcşmayı ortadan kaldırmoktır. Nitekim Marks'm Bonınm ancok 1937 yılında Avrupo'do bosılon TAPINMA Melih Cevdet ANDAY gençük yazıtonnda ve «Afmon ideolojlsi» adiı yopıtmdo direncle işledıği konu budur. Oyle ki, bu durum. Morksıstler aras'nda yenı bır tartışmcya yol acmış gorünüyor: Marks'ın genclık yazılarına daha cok önem verenlerle, onun olgunluk yapıtSarınc daha cok bağlananlcr arasında geCiyor tortışma. Sırası gelmişken yozıversyrm; Adam Schoff'm cMarkxisme and the humen mdividual» adlı kitabı bu caîışmaya cozum geîıren bır görüşle yazılmıştır. İlgMenenlere okuma lorını öğütlerım. Gecen haftaki yGZimdc. klâsik ekonoml polıtiğın ınscnı yabonolaştıron bir goruşu yerleştırdığinden soz ederek, utkemızin guncel sorunlanna yokiaşmayı denemış ve cıkar yolu portilerde ve tıAetim ekonomisme bıcım vermekte cradığınnızı elestırmek istemıştım Cunku siyasetler de. ekonomiler de, sömürü düzanınin işledığı toplumlarda, insanın yabancıîaşmasının, başka bır deylşle, ya doğmoloro, ya dc maddelere tutsok olmasının örnsklerinden başka bir şey değildir. Fransız Komunist Partisi'nın eski kuramcılarından Roger Garaudy Le Nouvel Observatuer'de cıkan çck onemli konuşmasının bir yerinds. siyasa! pcrtilerin gunü gectığinl soyterken. irvscn portt ılişkismin yerti yorumlan gereksediğl cmacını gütmektedır. Garaudy'nin o yazısından. sırası geldığinde, uzun boylu söz edeceğimi umuyorum. Burcda şuncasını söylerrekie yetıreyım kı, ulkemızm bugün icinde bulunduğu gercekten güc dururrda, siyasal Dartl!eimizın birer care bulucu c'crak değıi de. sadeca çoğulcu demokrosmm vazgec'lTiez ögeİR «10 Kasım»ı daha geride bırakt'k. 40 yıiı gecti O'nurt başımızdan oyrıiah O gunlerin cocukları bugün ulkemizın 6orumlu görevlerınde. sıyasal yaşamın önde gelen yerlerlnde bulunuvorlor Atoturk'un bu yurda sağladığı clanaklarla buyüyüp eğıtıimış, seckin köşobaşlarına ulaşmış büyük adamlar. törenlerde, söylevlerde, dömec'erde sık sık fAtatürk yolunda olmakitan söz ediyorlar. Çaşkırlıklo, ibretle boktyor insan bazılarının sözlerh/le işlerl. özellikle vaptıkları arasındakl celışkıye! 10 Kasım'larda yaslı yürekle yanmok dırvgusal konuşmalar yaDmak, ağla mak. ağlatmak değil Ataturk yolundo olmok . Ancok O'nu. duşüncelerindekl derlnllkle tanımak. O'nun savaşlarını, yengllerlnl, aynntılarıyla öğrenp genc kuşaklara öğretmek; böylece tum uğraşlarını, savoşımlarmı amaclanyla benımsemek le bosior Atotür|< yolundo olmok. Cünkü o yol, Türkıye'mızl karanlıktan kurtarıp aydtrrlığa ulaştırmak lcin acMmıştır önümüzde Bu yüzden kafalarındaki örümceklenrr.eyi görduklerl öğrenimin de, yazık ki, gideremediğ) polıtiko yobazları, cıkarîarı lcin her gün düşOnce ve inanc değlştınp dün kötülediğlnîn önünde bugun eğllebilen dönekler her ne kadar sözünü etseler de Atatürk yolundo değildirler: asla olamazlar. Atotürk yolundo, ulusumuzun yüzyıllar boyu süren karanlığını yırtıp yalnız cağımızı değil cağlar sonrasını da ışıtan eşsiz kahramanlıklar. doğru düşünceler. ileri atılımlar vardır hep O yolun başlangıcında ulusal kurtuluş lcin temel sayılan iki kosul göze carpar. Biri, din İle dünya işlerlnl birbirınden oyırmok, öbörü ds Türk ulusunu uygar Batı fopluluğunun ön safına ulaştırmaktır. O yılda, oloğonüstülüğ'e yer yoktur Izmlr'de düşmanlan denlze döktükten sonra Ankara'ya dönduğü gün Atotürk'ü karşılamaya gelenler arasında bir Hoca Efendi O'nu, ayağmm tozuyla Hacı Bayram Vell türbesînl zfyarefe davet etmlş Bu hocayo göre eZafer. ancak o veMnin kerameti sayesinde» kazanılmıştır. Fakat Atatürk: «Hayır!» demış «Türk kumandanlan kumanda etm«sini. Türk askeri ölmesin' bıldi. Savaşı kazonışımızın sırrı bundon ibarettlr.ı O, safsataya keramete Inonmazdı Akıllı. uygar döşunceye sahıpti Bunun icin de 1925 ağustosundo: «Efendiler ve ey miilet! iyl bilinız ki, Türkiye Cumhuriyeti. şeyhler, dervişler, muritler, mensuplor memleketi olamaz. En doğru. en hakikl tarikat medeniyet tarikatıdır Medenıvetln emir ve talep ettlğini yapmak; insan olmak icin kafidlr» demişti. Tüm devnmlerf getlren ve yürüten O'nun önderliğinin gücüdur Bu gücü. her yeniliğln ortaya konuluşunda ve her devrimin yürürlüğe gırişinde görülür Örneğm; bir gün, Mecllstekl ceşıtll akımlar üzerine kürsüye fırlayıvermış, demiş kl: «Alaeağımız kararlarda halk temayüllerini elbatte göz önünde tutocağız. Mutlaka bu temayuilere karşı hareket etmeye ceğiz Fakat eğer prens;plerimiz bahis konusu Ise. başımızı verin'z. prensipferimizden fedakörhk etmeyiz.» Görüyoruz ki Atatürk yolunda, ınanıton llkelerden özverid© bulunulamaz Ulus lcin yararlı llkgier uğruno baş koymak gerekir Ataförk. ulusca bir» rahara. uygarlığa kavuşturan devrımlerl yaDmakla kalmamış, bunları yaymakta ve Izlemekte de yo şammn son dakıkalarına kadar özel b" t^ızük göstermiştlr Ya kınındokılce sık sık tTürk Inkılob' bir bütündur As!3 bölünemez Türkiye Cumhuriyeti an teıi dtye değeriendirflmesl, kişty! topttıma yobancılaştıran bir soyutlamayı soriiClamaktadır. İnsanlar, kendi kurduklcrı partıler karşısmda dilsiz kalmışlardır. Öyle ki, bugün hepımiz, hükümeti kım kuracak, hangi parti başa geçecek glbi gercekte hiç bîr yararı olmayan duşüncelerie oyalcnmayı, demokratık yaşamın gereğl gıbı görmekte bır sakınca bulmuyoruz. Tapıyoruz partilere, onian bfzlm dışımızdo gücler olorok görüvonız. Yln« gecon haftaki yazımda, blzlm içlnda bulunduğumuz bunalımın. gercekte dunyanın büyük bir bölümünü sarmış daha genel bir bunalımın bir parcası olduğundan söz etmiştim. Ünlu ozan. düşünör Octavio Poz. Meksika'do petrol bulunmosının. hic bir sorunu cözemediğlnl söylerken, ne denli değerii olursa olsun, bir cmadde»nin fnsonı. insanlığı mutlu edemeyeceöifli, hattâ cağımızdo bu tür maddesel gereksemelerin Insanı busbütün tutsok durumuno düşürdüğünü anlatmok istiyordu. Yabancılaşmayi ortadan kaldırmadıkca, petrol. yalnızca Meksika'yı de^H. hlç bir ülkeyi mutlu edemlyor Bır madde, hem de insanoğlunun değerlendirmesi İle kullanımo gfren bır madde, nasıl olur da kendısinı yaraianı, demek InsanogSunu egemenliği altına alablllrl Belkl de İnsanın en değerden düştuğO bir çağı yaşıyoruz. Pelrole tapıyoruz; o ıse blzim scğtöresel düzenimizi. ussal gücümüzü sıfıra Indırmektedir. Hanl tus» yönetecektl bizi! Petrolu cıkarıp onu akoryakıta dönüştürdukten sonra onun karşısındo el bağlayıp yolvarma durumuna düştuğümüzu görse^'di, fsa peygamber. blzi put far yapon flkel Inscndan daha gölünc bu'urdu. Sağtâreyi ve gercek mutluluğu arams yoluna en boştan başlayacağımıza Inanıyorum. Uyanış Coğı cusıu bcştccı etmişti; usun hem terr.eJi. hem ürünü olcn matematik, bütün torunlan cözecek, bütün bilinmeyenleri aydınlığa cıkaracaktı. Usa boş \eren (b'limifere yan cızmiş! bir toplumda yetıştiğim icın, Uyanış Coğı'nın ve o cağı doğuran eskı kayrtaklarm yapıticn ile zihnımı yoğururken «us»a ne denli tapardım! Tam onu ons*monın sırası şımdı. Elbette ustur ınsanı ınsan eden, onu yatsayacak değılım; amo «us»un egemen olacağı yenı «dınsın söHcuie'i olan gercekten buyuk adamlar. bugun b rer burıuva, yo da kücük burjuva aydını dıye nıte'endirılıyorlar. Robespierre'ın emeğinı, duş gücunıı sevıyorum; us her bilinmeyeni cözemedı ıse de, insan oğlunu mıstiklenn tutsaklığmdan kurtarmıstır. Rcbesp:erre, en azındati, yabancılaşması M boğusmuşe tu, kırala, kiliseye karsı. Amo usa tapınmanın dönemı de acılaric yaşandı. Guncel yaçamın avrıntılarından uzak duşmekle eleştirileceğlmi bilmiyor değilım. Neylersiniz ki, yabanc!İaşm;ş ınsandan, gercek insanlığa yönelmenın boşlıco koşulu. bu oldatıcı ayrıntılardan kurtulabılmektir. Tapınmoların kökunü kazımak olmalı gercek odevimız. Garaudy'nin yukarda andığım sözlerlnden, Olkemizde cıkarılabllecek olan yanlış anlamlara dıkkati cekmek isterim. Cünkü Türkıyemizde, coğulcu demokrasıye bir an önce varmak isteyen, bakıcı. tekelci bir cevre hep oiagelmıştir; Garaudy'nin sıyasal partılerın modası gectığ'ne ıhş kln duşuncesi eğer Türkiye'de yenl bir baskı rejlmine yol acma olanağı anlamındo ışe yarar sanılırsa, konumuzun tam tersı bir sonuca zoraki varılmış olur diye korkarım Çağımızda insan. ezlldiğince ezilmiştir; onun kurtuluşu. tam bir <&• gürluk lcin gerekll dlzge'erf buimaklo gercekleştirilebıllr ancak. gen dörmekie değıl Oyso toplumumuzun fırsatcı bir kes'ttnln sâzcülerl, eleştlrel düşünceye bağlı nlce yenl önerlyl, baS'tleştlrmek yönteml ile kendi gerci tutumlanna boğlamağa calışmak eğllıminde ve alışkanlığındadırlar. Bu yüzden nıce ılerici düsün ortaya atıiamryor. Saklamayalım, bızlm gibl duşunmeyenlerin Işine yaramaktan korkuyoruz. Hep korku, korku... sız Buyükelcisıne: «Ben topratc büvütme dileklisi değıiım; barış bczma al'Şkanl'ğım yoktur; ancak muarıedsye dayanan hak kifrızın ısteyiclsiyim Onu almasam edemem. Büyük Meclısin kürsüsünden milletime söz vsrdim: Hatay'ı a'acoğım Mılletim benim dedığıme inanır. Sözümü yerıne getırmezsem onun huzuruno cıkamam» demlş. Bu sörlennden anlaşılıyor ki O'nun mantığı kesin bır ızzetl nefse onurlu bir benlik inancına dayanırdı. Cıkarcı ruho ve bencil düşünceye yer yoktur Atatürk yolunda olanlann lc'erinde ve başlarında. Yenı, yepyeni bır ruh ve özverıll düşunceyle boyuna yenı aşamaîara yöneımektir Atatur|< yolunda olmak. O'nun düşüncelerlnin temelindekı asi| kaygıyı anlamak. O' nun duygularını tüm genışlık ve derlnlığiyle ic'mızde duymak ve O'nun yalnızca ulus cıkorlarını gözeterek gınştığt e/lemleri örnek almak, devrımlen daha Hertye götörmek icin uğraş vercpek; euraeındtj O'nun, büyük . sabrını gösterebılmek. sırasında da O'nun gıbl gozüpek ve yürekli lleriye atılabilmektir Atatür|< yolunda ofmoktır. Dikta Programı Hcemizda gecerli hukuku oluşturon her yasa, Botılı toplumlarm birisinden alınmıştır. Yürürlükteki hukukumüz renkli mozaık gibıdır Sözgeiımi Cezo Yasası Italyadan; Yurttaşlık Yasası (Medeni Kanun) İsvicre'den; Siyasal Partiler Yasası Federal Almanya'dan a!ır>mıştır. ilk bakışta ulkemizde Batı'dan kaynaklanan bır bur(uva hukuku var gibı görünur. Gercekte böyle değildir. Çunku burjuva hukukunun cağımızdakı değeri, siyasal özgürlükler ve insan hoklarıylc olcülmektedır. Turkıye'ae ıse «insan Hakları Bıldınsnnın en başta gelen ılkelennden «Fikır Ozgürlüğü» yoktu r Şimdi toplumdaki terör fırtmasmı fırsat savan Iktldar. ozgürlükleri daha da kısmayı ongören bır hükıjmet programı hazırlamıştır. Bu programdokı felsefe yasalaşıp hcî'uk duzeni nıteüğıne donuştuğu zaman, buquva dıktosı (otekı adıyla faşizm) koyuloşacaktır. • Hükumet programında şoyle dervlmektedır« Hukümetimiz demokratik rejimin vazgeçilmez gereği olan düsünce, inanc, ve ibadet hürriyetino, Anayosanın teminatı altında bulunan butün temel hak v* hurriyetlere saygılı olacaktır.» Bu sozlerın paravanası altmda (terre! hak ve *iürrlyetleri zaten kısıtlı bulunan Türkiye'da) dc'Ki antldemokratık bir reıımin düzenmi kuracck olan ş j önlemler gstırılrvor1) Sendikakır Kanunu değlstirfiecektir. 2) Dernekler Yasası değiştirilecektlr. 3) OGM'ler kurulacaktır. 4) Fevkalöde Hailer Kanunu çıkaniacaktt». 5) Toplantı ve Gosteri Yurüyuşlerl Kanunu. Ceza ve Usul Konunlan, Polis Vozrfe ve Selâhryetlerl Kanunu yeni boştan duzenlenecektır. 6) Danıştay'ın haklarını saptcryan Anayasa'nm 114* uncu moddesl yeni bir yorumlo kullanılacakttr. Yukarıdakı 6 madderrln herbiri ayrı bir inceleme konusudur. Bu yazının kopsamında yalnız bırkoc noktayı vurgulamakla yetineceğım. Türkiye'de uyanık kamuoyu sondika! haklann ne kodcr yetersiz olduğunu crîık bıliyor. Batı ü!ke!erlnde bütün calışanlara (memur, polls. asker) sağlanan bir temel hok olan sendıkacılık, bizd» yolnız Isçılere özgudur. Bunun ıcin sendika kuramavan memurlar, demokratık haklarını dernek'erle savunmavo calışmaktadırlar. Şimdi iktidar, hem sendıkal haklan daha da kısmak, hem de demokratık derneklerl yok etmek istıyor. Demek ki, fikır özgürlüğünden yoksun Türkiye'de İnsan haklarını ve demokratık duzenl hice soyan bir hukumet programıyla 1980 yılına g.rılpyor. Bu gınşımın bahanesi de terördür. Ne var kl, terörün yürürlükteki yasaların gereğlnce uvguianmaması nedeniyle buyüduğü de artık herkesln bildığı bir gercektır. • Demirel hükümetlnın ozgürlükleri kısma programındo en önemli madde'erden bırısı de «Fevkoıâde Holler Kanunusdur. Anayasa'nm «Olağanüstü Yönetım Usulleri» başlığı altında getırdığı ıki yönet'm vcrdır: a) Olağanüstü hailer b) Sıkıyönetim. Sıkıyönetimi cok uzun deneyfmlerfe yurttaş lyl tanımaktodır. Anayasa'nm 124'uncü maddesmde düzenlenen sıkıyönefımden once 123'uncü madde bır başka yonetımdfln söz açmcktodır: «Mcdde 123 Olağanüstü hallerde vatandaşlar Içln konulabllecek para, moi ve colışmo yükümlülükleri ile bu hallerin llanı, yürutulmesi ve kaldırılmosı ile llgllf utuller kanunla duzcnlenir.» Yeni İktidar bu maddeye dayanarak sürekll sıkıyârtetimi sıvrf bir rejim nitelığina dönüşturmsk istemekted;r. Bu madde boyle bır amccı kaldırır mı? O bır ayrı konu. Şimdilik şunu söylemeliyız kl. ülkede sermaye sınrfının cıkarlonna donük bir hukumet programıyla De mirel dıkta yönetımı heveslennl gündeme getirmıştlr. u Hesap Verebilen Hesap Sorar OKTAY AKBAL B Evet Gerçeği ve İlkeyi Kavrayamadık # ÇIKARCI RUHA VE BENCİL DÜŞÜNCEYE YER YOKTUR. ATATÜRK YOLUNDA OLANLAR İÇİN.. Sadiye AKAY cak ınkılaplo ilelebet payidar. olacaktır» tümceslni yinelermiş. işte bu sözleri unutmamak devrimlerın uzerine titremek damektir Atotü/k yolunda olmak... Atatürk'un söylevlerinde en coşkun kızgınlığı gerıcillğe değındıği anlorda görülür. Adana Esnaf Derneğinin toplantısında, hafta tatillni gavur adeti diye O&ste/erek £orjaıde. vaa^ yeren , sarıklı milletvekılinın yobazlığından söz edıllrken köpürüvermış: «Tatıl yapmak dine rnugayirdır demek kadar dınslzllk, (mansızlık, küstahlık olamaz. Onlar, asrl ve medeni olmayı kaflr oimak sanıyorlar; asıl küfur onîarın bu zannındodır.» Sonro gürleyerek eklemlş: «Ey halk dınlemeyin'z; böyle akı! ve Iz'ana muhalıf sözleri söyteyen lerın başlarında sarık. üzerlennde mebusluk da olsa. hattâ öyle sözleri sıze ben de söylesem dinlemeylnız.» Gorulüyor kı AtatOrk yolunda gencıltk, ak!3, .rtatı'jğo, safidu yuya aykın düşunce ve davranış olamaz... Atctürk. bulunduğu son Cumhurıyet Bayramı balosunda Fran «Mılletın hukukunu scvunmak blzim millete karşı taahhudümuzdur» demış Başbakan Demırel! Hukuku savunmak, hak aramak konularındo ne denli «hassas» olduğunu bıldığimız ıcm bu sozlerıne şaşmadık! Dcho önce kendlsı ıcin ılerı surülen bırtakım savlan nasıl acık oiınla karşıladıysa; nasıl Meclıs komisyonlannın kurulmasını istedıyse; bu komısyonlarda gıdıp nasıl sorulan yamtiadıyaa; hatto aaha başka yerlerde, komuoyu önunde belgeler, kanıtlar gostererek ağır suclamaların altından nasıl kalktıysa. şimdı başka polittkacıların da kendi davranışlarını ızlemesını istıyor! Hakiı değil mı? Mılletin hukukunu Bay Oemırei de savunmazsa, kıme duşer bu ış?l Kendlsı aklanmış poklanmış. turlu türlü suclamalarırı altından kalkmış. şimdi sıro boşkakırındo! Daha ılk sozcüklerı okurken karşı cıktığınızı, sabredemedığnızı, bağırıp cağtrmaya başladığmızı göruyor. duyuyor gıbıyım «Hangi .MrW yap(i?v(üyorsunuz. «Kıme hesap verdı?» diyorsunuz. «Meclls soruşturma kuruliarının başkanıanm secip görev yapmalarma olanak tanıdı mı?» diyorsunuz. «1970 öncesınden ben ılerl sürulen savlor önünde hem de bu savlarm en oğırlormı bugün kendısının yanında gorev yapan Demokratlk'ler yapmıştı ne zamart oklandı paklandı?» diyorsunuz, Dayanamoyıp, «Mılletın hukukunu sovunmayı ne zaman düşündü?» dlye bogırıyorsunuz... Haklısınız... Bay Demırel, polltikacılar, (iderter arasında «mılletın hukuku»ndan söz etms hckkını kendısınde en az görmefiı gereken kişidir. AP azınlık kobinesl Başbakomnın agzından «hukuk». «millet* hele «milletin nukukunu savunmak» gıbı sözler duyar duymaz belieğlmızde bırtakım olaylar. anıiar dırılıyor. Kardeşler. yeğenler. bankalardan alınan mıl/onlarca lırolık kredıler. hayali mobılya sotışlarından alınan vergı iadelerı. daha neler neler!.. Bunlar, kitaplar haünde basıldı. Meclıs kürsülennde. radyolarda, secım alanlarında herbırinın uzun uzun dökümü yapıldı. Bir tekl bile oydınlatılmadı, hayır öyle değıl. gercek şöyledır, bile denılmedı! Milletin hukukunu böyle sovundular şte! O milletla eglenerekl.» Meclis soruşturmo kurulları var ona yerde, AP'nın engellemesi yüzünden başkan secılemediği ıcm toplanıp suclamaları görüşemedı Bır ay. beş ay. bir yıl. ıkl yıl değıl. yıllardırl.. Bay Demirel iktidardodır, muhalefettedır. ne yapılır ne edılır, DU konu kapatılır.. Şlmdt Bay Demirel «milletin hukukunu sovunmak blzlm millete taohhüdümüzdür» dıyor Öyleyse yerıne getirsın ctoohhüdünü».. Kendısı lcin kurulmuş, amo bır türlü calışamamış kurulları calıştırsın. önce kendis< konusundakı suclamaları aydınlığa cıkarsın Hıc deflılse CHP Genel Başkonı'nın eşlyle ılgilı bir takım savlar önünde ta> kındığı acık tavrı takınsın... Yani. partisi ıcınde bır kurulu bu konuları ınceletmekîe görevlendlrsın. «Hesap \&rmeye hozırım. İstediğınız yerde bu hesabı vsrırım» de»in... Ancok ondon sonro «milletin hukuku»ndan soz etmek hakkına kovuşabillr Bay Demırel. ancak ondan sonra!... Turk ulusunu kör, sersem, ahmak mı sanıyorlor? «tnsan belıeğı her şeyı unutur» demışti Boy Menderes. Unutulan şey var. unufulmoyan da var Hele hic Wr nesab» vermeyen, vermeye yanaşmayan bir pdıtikocı kalkar do bir başko lıder konusunda «hukuk» sözu ederse o zoman baüekierde taptaze duran sorunlar yentden gündeme ge llr. Yalnız Demırel de değil «hukuk savunucusu» kesillverenl AP Grup Başkanları ve milletvekılleri de Genel Başkonlarının fzindedlr Bunlar da «yağ konusundaı araştırmo yapmak ıcin bir önerge venmışler, derler kl «mılletımızl rencıde ve rahatsız eden her »ürlü yolsuzluk M» sullsflmal hadıselennin üzerine gıtmeye ve acıklığo kovuşturmayo kararlıyız». Biraz gec kalmodılar mı? Şöyle beş on yıl kadar!... CHP Genel Başkonı, eskl başbakan Bülent Ecevlt'ln eşinin başkanı bulunduğu Köylü Demeğl bir tyağ lşi»ne kanşm.ş bir gazete bunu yazmış. gazeteve bu ışl CHP İCindekı bırtakım polltikacılar duyurmuş, AP hükömeti de )şî OYdınlığa cıkarmak istemiş Bunda saşacak bir şey yok. Görev neyi gerektiriyorsa, o yapılır Nitekim Ecevlt «konu oydınlatılmaîı, en kücük kuşkuya yer bırokılmamolı» diyor... Ne var kl milletin hukukunu bütünüyle savunmak gereklr oncekı karanlık olayian da avdmlığo cıkartarak... Her şeyden önce Meclıs Soruşturma kurullarındakı dosyalorın ustune eğilerek Bunun tefc yolu da AP Genel Başkanı'nın. tıpkı Ecevit g b; «Benlm lcin ılerl surulen suclamalar dc aydıniatılsınt demesidir. «Milletin Hukukunu düşünmek) böyle olur ancak.. EMLAK BORSASP ndaıt siılere en uygun koşullarla.. MEnN 1 4 Pendik, Dolayoba, Taşlıbayır ve Kaynarcada deniz manzaraıı MÜSTAKİLTAPULJU, İMAR DURUMLU arsalar 2 Boğazîçrnde Sarıyer Maden Mahallesî üzerinde, Kilyos ve Rumeli Feneri Asfaltlan na cepheli deniz ve orman manzaralı,su ve elektriği mevcut MÜSTAKİLTAPUUJ, İMAR DURUMLU arsalar Lapsekide tamamı 50 bin 6 0 bin ve 70 bin liraya MÜSTAKİLTAPULJU, İMAR DURUMLU yalı arsaları Didimde MÜSTAKİLTAPULU, İMAR DURUMLJb yalı arsalar, METÎN EMLAK B0RSA5I CAGRI A\THO\VI|II\.\ IRE\E IMI'LS BU HflFFA BEYAZITMARMAHA BAXIRKÖr1N C!RLI (300m 2 den 4 dönüme kadar çeşitli büyüklüklerde adalar ve parseller haünde satılmaktadır.) MESAN İNŞAAT TAAHHÜTLERİ ve YAT1RIM A.Ş. 0 MECIDIYEKÖY BLYÜKDERE CAD. ALBA İSKANT KAÎ& 1CL 6766% 67 6697 67 31 53 66 7154 6708 87 Didimde daire karşıiığı lebiderya arsalar V e m e SUNAR FİLM fYoym Ajansı: 132J 6934
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle