22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ONİKİ CUMHURtYET 12 EldM 1979 Yeterlik Belgeli Öğretmenler Eşit Hak İstiyorlar ETERLİK öelgelf orta derecell okul öğretmenlerinin bazıları Milli Eğitim Müdür. yardımcısı, lise ortaokul müdürlüğü, yardımcısı görevlerinde calış maktadırlar. Buna karşın yüksek öğronim görmüş sayılmamaktadırlar. Tokat ili yeterlik belgelı öğretmenlerl Milll Eğitim Bakanına gönderdikleri bir acık mektupla, bu durumun genel hukuka, Anayasa'nın eşitlik llkesine aykırı düstüğünü savunmuşlardır. Aynı okulda aynı dersi okutan veya oynı görevde başan lle çalışan öğretmenler arasındaki bu ayrıcalığın kaldırılmasını Isteyen öğ retmenler. istem ve görüşlerlnl şöyle özBtlemişlerdir: fistemlerimiz: Yeterlik belgell olup orta derecel! okullarda öğretmenlik, yönetfciük yapan. Bakanlığın çeşıtll kademelerinde bulunan personele 1. decece nin son kademesine kadar llerleme hakkının tanınması. Başlangıp derecesinin 10/1 kabul edllip bulunduklan dereceden bir üst de receye intibak ettlrilmeleri. İki yıllık Eğitim Enstitüsu duzeylndo yöksek öğrenim yapmış sayılmolan. istemlerimizle llgili somut kanıtlan mız da vardır: 438 sayılı yasanın 7. maddesl (yeter llk belgeli orta tedrlsat öğretmenlerl Gazi Eğitim Enstitüsu mezunu öğretmen lerin bütün hukukuna haizdir) demektedir. Aynı yosanın 12., 13.. maddelerl. 7. maddesi. 562 sayılı MEB Tebliğler Dergisinde yayınlanan 84 sayılı karar (Yeterlik belge lerinin Gazi Terbiye Enstitüsu Diplomala n lle eş değer olup yeterlik belgelerinin dlpioma ile değfştirilmesi hakkmda). TBMM Dilekce Komisyonunun 1.4.949 tarih 8849/9633 sayılı kararı Talim Terbi ye Kurulunun 7 nisan 936 tarih 358/10 sa yılı genelgeleri, TBMM Dilekce Karma Komisyonu 28.6.973 tarih ve 160 sayılı ka rarı. TBMM Dilekce Karma Komisyonunun 10.2.1977 tarih 4488 sayılı kararı. özlük İşleri Genel Müdürlüğünün 13 şubat 1979 tarih 209.0 (12) H1 sayılı yazıları.» İlkokullarda özel öğretim nıııııı için yeni bir yönetim Eğitim uygulaması ve aksaklıklarla llgili sorunları dile getiren mektuplardon birinl, yoruma gerek bırakmadığı lcin fazla söz etmeden hemen aktarıyoruz. Nazml Şenturk «Öze| öğretim lcin yenl bir yöntemı başlığı altında ilkokullarda yaşanan bir olayı şöyls dile gettriyor.. cilkokullara, öğrencl kayıtlan yapılırketı llginç olaylarla karşılaşırsrnız. Vell sorar: cMüdür Bey. bu yıl birinci sınıfları hangl öğretmenler okutacak? Çocuğumun folanca öğretmende okumasını istemem. Neden mi? Neden olacak, o öğretmen sınıfta dislplini sağlayamıyormuş. ödev vermiyormuş. Ondan mezun olan cocuklar hiç bir yeri kozanamıyorlormış...» Söylediğlm şeylerl. birkac vellnln Işguzarlığı olarak, yanl bir ayrıntı olarak değerlendiremezsinlz. Çünkü oyun, Işcl sınıfının biliminden habersiz gercek kanumunun ne olduğunu kavrayamayan, bazı öğretmen ve yöneticilerle beraber oynanmaktadır. Velileriyle olan özel ilişküeri nedeniyle, sınıfına almak istediği öğrencilerin listesinl yapıp okul müdürune veren ve bunu gerçekleştiren öğretmen yaptığı işin doğru olduğunu söyleyebilmektedir. Işcl ve emekcl yavrulan, davayı daha llk günde kaybetmişlerdir. Kırmızı kordeleler onlara takılmayacak, örnek öğrenci olarak onlar gösterilmeyecektlr. Yarış sadece, önceden secilmiş atlar arasında olacaktır... Bu tür sağlıksız yaklaşımlar lclnde olan velilerle ve onlara canak tutan öğretmenlerie, okul yöneticileriyle. mücadele etmek, eğitimin demokratikleştlrilmesi İçin halkımızla tarn bir dayanışma lcine girmek. Egemen guçlerin oyunlarını b o zarak öğretmenlik mesleğini. işçi sınıfının bilimi doğrultusunda. gercek Işlevlne kavuşturmak onurlu olmanın, öğretmen olmanın bir gereğidlr...» EGITIfvT Şüfcran KETENCÎ mi^MllRHnWT?fiIffîmH{imilHnfmTniIiniIllli:illIİfll!ll!llUlllllllll!!!HlttH Y ALT ÖZEL SINIFLAR ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ ÇEKEN ÇOCUĞA DUYÜLAN SAYGIDAN DOĞMU$TUR ZEL eğltime gerekslniml olan cocuklar. alt özel sınıflar eğitimde sık sık gündeme geldiği halde, uzerinde cok az düşünülen ve cok az caba gösterilen bir sorun.. Oysa Konya Rehber lik ve Araştırmc Merkezi Müdürü Mustafa Kec'un yazısında da değindiği gibi, alt özel sınıf öğrencilerinin sorunlarını duygularımızla onlayabilmek olası değil. Sonıno duygularımızı kullanarak değil, akıl ve montığımızlo, biraz da bütcemizl kullanarak eğümek zorundayız.. Bilimsel bulgulara göre her toplumda nüfusun yaklaşık yüzde 3'ü geri zekâlıdır.. Gen zekâlı bir çocuğun her aileye o kadar da fazlo uzakta olmadığı anlcşılmaktadır.. Mustafa Koc'un özel alt sınıflarlo ilgili değerlendirmesinl yerimiz olanak verdiği ölcüde sun maya calısalım... O lAlt Özel Sınıflcr ülkemizde fazla yaygın 04momakla birlikte Rehberlik ve Araştırma Merkez lerinin bulunduğu illerde, öğrenci toplamı binden fazla olan ilkokullarda acılmış bulunan ve sayıları artmakta olan sınıflcrdır.. Bu sınıflara, Zekâ Bölümierl 5074 arasındaki cocuklar, bir takım zekâ testleriyle secilerek olınırlar. Zekâ Bölümleri 5074 arasında olan bu çocuk lara eğitim dilinde eğltilebfllr geri zekâlı cocukICT denilir.. Bunlar. ncrmal ilkokul programmı bo şaracak zihinsel kapasiteye sahip olmadıklarından, genellikle sınıfım gecemeyen, ctembel» diye odlandırılarak hor görülen, itilen cocuklar olmak tadır. Başka bir deyişle, bu cocuklar normcl llkokul programmı başaramıyacaklan icin, normal sınıflara uyak uydurabilmeleri de son derecede güctür. Eğitim öğretim, kişinln zihinsel kapasitesi fle sınırlı kaimck zorundadır.. Cocuğu, kendl elinde olmayan zihinsel özelliklerinden dolayı kınamak, ya da ona kaldıramıyaccğı okul programlarını yük lemek hlc kimsenin hakkı olmamalıdır.. Ayrıcc. normal sınıf calışmalanna ayak uydurmaları güc clan bu tlp cocuklarla, hem öğretmenler yeteri kadar ilgilenememekte. hem de normal zihin kapasitesine sahip cocuklarm sınıf ici calısmalonno emek ve zaman yönünden olumsuz etkilerde bulunmcktadır Bu nedenlerle, eğitimde bireyse! farklarm dik kate alınmosı gerektiği ilkesine de uygun olarak. Beslenme uygulaması aile ve çocuk îçîn sorun oluyor ĞRENÎM yılının lclne girilmesi ile. somut güncel eğitim sorunlan ile ilgili yazılar ağırhk kazanmaktadır. Feriiıa Alp. öğretim yöntemi, araçgereç sıkıntisı ve beslenme konulannda bakımz neler diyor.. «Çocuk tüm bilgisini, öğrenisird, becerisinl, okullarda öğrensin. Tebeşirle tahtada yapsın, öğretmen tüm bilgileri anlatsın o dinlesin, yeter. Okulda öğrendiğiyle, verici, yapıcı ve kendinco uygulayıcı olsun. Bu korkunç külfetin kalkmasj, hem toplumumuzu, hem eğitimimizi. güneş tsığına kavuşturur. Ülkemizde olumlu neşeli çocuklar olur. Diğer yönden, defter. kalem ve kitap sorunu ve savurganlığı olmaz. Bir çocuk düzgün bir yazı, düzgün bir çizgi için, belld 1520 say fa defter kağıdı veya düz kağıt yırtıyor. Sonra ilkokuldan ta lise bitirmeye kadar, ülkemizde milyonlarca çocuk. doğru dürüst ne bir masa, ne de 9 ay kış boyu sıcak sessiz bir oda bulabihyor! Şimdi çağımızda, tüm anneler çahşıyor. Bir de bu annelerin 23 çocuğu olduğunu düşünün. Bu anne ne hazırlasın, ne alsın, hezırladığı. aldığı yiyecekleri okula nasıl götürsün. Sonra bu olay cocuklar arasında üzüntü oluyor. Bazılanrun annesi pastalar, muzlar gönderiyor. bazısı bunu alamıyor. Pastalar çörekler hazırlayamıyor. Beslenme kesin yasaklanmalı, onun yerine okul aile birliklerince, her yü toplantı yapılsın. Verebilecek ailelerden sırası geldikce pâra toplansra, alınsın. Haftanın 5 günü, okullarda süt kaynatılsın, ı gün bir bardak süt, bir gün 2 elma verilsin çocuklara. O herkesln yeteneklerf ölcüsünde, hakkı olan temel eğitiml alması düşOncesıyle, ıleri ulkelerde oldu ğu gibi ülkemizde de alt öze; sınıflar acılması kararlaştırılmıştır.. Hemen söylemek gerekir ki. clt özel sınıflar, öğrenme güclüğü ceken çocuklara saygıdan doğan ve cocuğu kazanmaya yönelik amacları olon kuruluşlardır.. Uygulomcda var olan eksikllkler ve yanlışlıklar bu gerceği değiştıremez. (DÜNYADA EKONOMİ VE TİCARET^" R ENPİLERİNE yetecek' petrolu Dretemevan ve dolayısıyia petrol dışalımcısı olan Ücüncü Dünya ülkeleriyle ilgili olarak son bir ay Içinde yazılıp söylenenlerl anımsatmak sanırız yararsız değildir. İMF ve Dünya Bankası'nın peşpeşa yayınlanan yıllık raporlarında. petrol fiyatlarındaki artısların yukünu en fazla duyacak olanların petrol dışalımcısı cgelişmekte olan» ulkeler olacağı belirtilmiş. bu ülkelerin dış ödemeler dengesi cari hesap acıklarının 1979'da en az 43 milyar dolan bulacağı hesaplanmıştır. (Bak Tablo) IMF'nin yıllık toplantısına sunulan son değerlendirmede bu rakamın 50 milyara yaklaşabileceği ve petrole yeni bir zam gelmemesi halınde bile. 1980'de 50 milyarın bir hayli üstüne cıkacağı ileri sürülmüştür. Dünya Bankası'nın alt kuruluşu İFC (Uluslararası Finans Kurumu)nca yayınlanan yıllık roporda, «gelişmekte olan» ülkelere sağlanan dış finansmanın azalabileceği belirtilerek bu ülkelerin ckendi başlarınıo caresine bakmalam ) Elbette «gerl zekâlı» deylml kimseye sevlrnl! gelmemektedir.. Bir takım yanlış ve eksik bilgilerin de eklenmesiyle «deli» anidmına geldiğini sananlar bile bulunmaktadır.. Oysa bu kcvramlar ta mamen birbirinden farklıdır.. Deli, akıl sağlığt ba zulmuş olup, lyileştirmeyi gerektiren akıl hastasıdır.. Geri zekâlı ise, kesinlikle akıl hastası değildir. iyileştirmeden cok, uygun eğitim ve anlayış beklemektedirler.. Buntar scdece, olayları ve durumları tam olarak kavrayamıyan, zihin kapasitesi normallerln altında olan kişilerdir» Kuşkusuz ülkemizde her şeyln en lylsinln yapıldığını Iddla edemeyiz.. Ycnya yakını okuryazar bile clmayan bir toplumun üyeleri olarak, eğitim hizmetlerinin de en iyisinl yaptığımızı zOten söyleyecek durumda değiliz.. Elbette, genel eğitim polıtikasının toplumun sosyoekonomik yapısına uygunluğu sözkonusu edilemeyen, 1 mllyona yakın eğitim cağı cocuğu ilkeğitim olanağınc bile kavuşamamış bir ülkede, normal zekâlı cocukların olmadığı gibi, geri zekâtı cocukların eğitimi de »mükemmel» olamaz.. Elbette eğitim yapı sının bütuıi fcoJUkluklan Vft o'ürnfeuziUHflrt,' bu cocukların eğitimlne de ycnsıyacak, kendine öz Sîu Sorunlannt ottoya cıkaraoaktu^. Bu. taıluMn ayrı bir yanıdır.. Alt özel sınıflara seçilen öğrenciler, kapısına tözel sınıf» yazılan odalarda soklanmak, beden eğitiml derslerinden yoksun bırakılmak, okuldan ve arkadaşlarından soyutlanmak, <apta!» yerine konmak, horlanmck, azarlanmak veya dövülmek üzere secilmemişlerdir.. Uygulamada böy le yapanlar varsa, ya da bu sonucHarın doğmasına neden olanlar varsa, elbette sorumkıluğu ile kcrşt karşıyadırlar.. Alt özel sınıflarda okuyan öğrencilerin, daha lyl eğitilmeleri, daha çok oynamalorı, daha cok resimlş yapmaları, daha cok şarkı öylemeleri icin: dahası. cok kalabclık sınıflarda ilgi ve anlayıştan yoksun Wr ortamdan'kurtulmalon lcin «özel sınıfto» ckutulduklcrını bilmek zorundayız.. Bugünkü uygulamadc. alt özel sınıf öğrencilerinın secimi lcin kullanılan, her türiü test ve ölc me araclarının çok iyi olmadığı; Amerika'da uygulanan testlerin clddi bir düzenlemeden ya da uycrlamadan gecirilmeden, ülkemiz koşullarınc uy çunluğu sağlanmadan uygulandığı söylenebilir.. Bu testlerl uygulamak lcin Rehberlik ve Araştırma Merkezlerine atanan eğitim uzmanlarının gerekli teknik bilgi ve formcsyondan yolraun oldukları. Rehberlik ve Araştırma Merkezlerine özellikle gectiğimiz yıllorda siyasal gerekçe'f istek dışı atomalar yapıldığı haklı olarak tartışılabllir. Alt Özel Sınıflara seçilen öğrencilerin dahc iyi eğitümeleri gerektiği, öğrenci secimlerinde daha bilim sel yöntemler kullonılmosının zorunlu oiduğu gibi konular da tartışılabilir.. Ancak. satt ksndi içimizdekl eksik ve yanlış bilgilerden dolayı geri zekâlı cocukların özel eğitim görüp görmemeleri konusunu aynı ölçüde tortışma konusu ycpmak olası değiîdir..» • ı 1 Petrolsüz 3. Dünya ülkelerini kim kurtaracak? Başlıca ülke gruplarının dış ödemeler cari hesap durumu (Milyar Dolar) 1973 Sonayllesmlş ulk. Petrol dışsatımcısı İ3!k. Petrol dışaiımcıst 3. Dünya ülk. Kaynak: İMF 19 6 11 1974 4 68 30 1975 25 35 38 1976 7 40 26 1977 4 1978 33 6 31 1979 10 32 21 43 43 öneriimlştlr. UNCTAD (BM Tlcaret ve Kalkınma Konferansı) tarafından hazırlanan bir diğer raporda, petrol dışalımcısı «gelişmekte olan» ülkelerin net dış borclannın 1979 80 döneminde 82 milyor dolar orîarok 358 milyar dolara erişece ği ve büyüme hızlarının düşeceği ileri sürülmüştür. Ve riihayet geçen hafta Belgrad'da yapılan Genel Kurul toplantılannda İMF ve Dunya Banka sı gibi kuruluşların baskanları aynı konulora dik kat cekerek petrol dışalımcısı cgelişmekte olan» ülkeler icin bir şeyler yapmanın gereğin; vurgulamışlardır. Dünya ekonomisine yön veren tüm bu kuruluş ve kişilerin ileri surdükleri görüşler ortak bir EUROMARKET,,LERDE SON DURUM ÎLÎNDÎĞÎ gibi 197374'deH petrol nyafı artışlarmdan sonra petrol zengıni OPEC ülkelerine akan fonlar büyük ölçüde Avrupa serbest kredi piyasalan, «Euromarket»ler aracılığıyla yeniden dolanıma sokulmuş, kimi Uçüncü Dünya ülkeleri de bu piyasalardan önemli ölçüde borçlanma olanagına kavuştnuşlardı. Aynı sürecin bu yılki petrol fiyatı artışlarından sonra da yinelenebileceği ve özellikle «orta gelir» grubundaki. göreceli olarak gelişmiş Uçüncü Dünya ülkeletinin bu olanaktan yararlanabilecekleri ileri sürülmüştür. Ancak bu kez durumun birçok yönlerden farklı oîduğu görulmektedir. Birincisi petrol zengini OPEC ülkelerinin ellerine geçen paranın ne kadannı kalkınma yatırımlaruıda kullanıp ne kadannı •Euromarket»lere yönlendirecekleri bilinmemektedir. Ikincisi bu piyasalarm büyük bir hızla büyümesi ve yaklaşık 1 trilyon dolarlık bir brüt hacime erişmesi çeşitli kaygılara yol açmakta, bu piyasaların dünya çapında enflasyonu körüklodikleri ve denetim altına ahnmalan gerektiği ileri sürülmektedir. Üçüncüsü bu piyasaIardan borçlanan Uçüncü Dünya ülkelerinin hızla artan dış borçlan da kaygı yaratmakta ve borçlarjnı geri ödeyemez duruma düsmeleri halinde bu piyasalarda paniğe dönüşecek bir bunalımın doğabileceği belirtilmektedir. Tüm bu kaygılara karşm «Euromarket»lerdeki fon bolluğu sürmekte. bu piyasalann «aîıcı piyasası» niteliği. daha elverişli koşullarla daha uzun vadeli kredilerin sağlanmv sını mürnkün kılmaktadır. 1978'in başında bu piyasalarda çalışan bankalann en ayncalıklı müşterilerine uyguladıkları ek faiz marjı «spread» %4/5. daha riskli müşterilerine uyguladıklan ise %4/3 iken (yani %1'den fazlayken) şimdi bu marjlar ayncahklı müîteriler için %3/5'e. diğerleri için %4/5'e düşmüştür. Aynca birinci sınıf müşterilere vadesi 15 yıla. digerlerine 9 yıla kadar uzanan krediler açılabilmektedir. Bu durumda kimi Uçüncü Dünya ülkelerinin, dış borclannın hızla artmasına aldırmadan. bu piyasalardan borçlanmayı sürdürduklert eski borçlannı yeniden finanse ettikleri ve döviz rezervlerini artırdıklan görulmektedir. Özellikle Alg Japon bankafarının piyasayı tutm&k nofctaıfa bulu^mohtadır. P«trel dıçolımcııı Ocö»cü Dunya ülkeleri önumüzdeki dönemde bjyuk sorunlarla karşılaşacakiar, derîrı darboğazlardan gececeklerdir. Birincisi, bu ülkelerin petrol faturaiarı hızla kabaracak vs dış acıkları bOyüyecek tır. İkincisi. söz konusu ülkelerin dış borclannın dev boyutlara varmış olması yeniden borçlanmaiarını gucleştirecektir. Ücüncüsu, sanayileşmiş ülkelerin peşpeşe bir «resesyon» (durgunluk) dönemine girmeleri cgelişmekte olan» üikelerin ham rradde, temel madde ve mamul madde dışsatımını onemii ölcüde sınırlayabilecektir. Dördüncüsü. tüm bu etkenlerin sonucunda söz konusu ülkeler clddi darboğazlara girecekler ve buyüme hrzları zorunlu olarak düşecektir. Sorunlar böyiece sıralandığında aklo hemen bazı soruiar gelmektedir. Petrol dışalımcısı Ücüncü Dünya ülkeleri kendi yazgılarıyla başbaşa mı bırakılacaklardır? Petrol zengini OPEC ülkeleri mı kurtaracaktır bunları? Sanayileşmiş ülkelerden petrol kurbanı ülkelere resmi dış kaynak akışında carpıcı bir artış mı olacaktır? Yoksa bir kez daha sorunu serbest kredi piyasalannın, yani öncelikle «Euromarket»lerin mi çözmesi beklenecektir? YOKSUL ÜLKELER Bu sorulara yanıt getirebilmek için söz konusu Ücüncü Dünya ülkelerini en az iki grupta ele almak gerekmektedir. Birinci grupta gelir ve sanayileşme düzeyleri düşük, dış gelirleri büyük ölcüde hammadde ya da temel madde dışsatımma bağlı yoksul ülkeler yer almaktadır. Bu ülkelerin uluslararası kredi piyasalarından borclanma olanakları cok sınırlıdır ve artan petrol fiyatlarıyla sanayileşmiş ulkelerdeki resesyonun olumsuz etkilerine karşı korunmok için OPEC ülkelerinden, sanayileşmiş • zengin ülkelerden ya da uluslararası kuruluşlardan düşük faizll kalkınma yardımları ve hibeler sağlamoktan başka cıkar yollan yoktur. OPEC'in bu tür yardımlara ayıracağı fonlorı 800 milyon dolar artırmaya karar vermesi bir ölcüde umut vericl olmakla beraber sanayileşmiş ülkelerin yıllardır savsadıkları dış yardım katkılarını önemli ölçüde artırmaları şimdilik bir hayal gibf görünmektedir. (Bak. OPEC) Dünya Bankası'nın bu tur yardım sağloyan a!tkuruluşu IDA (Uluslororası Kalkınmo Birliği)'nin geleceğl ise ABD Kongresi'nin alacağı bir karara bağlıdır. B amacıyla uyguladıkları «aamping» de bu tftr kredilerin bol keseden açılmasını kolaylaşti'"maktadır. Bu gelişmeyi tümüyle «tehlikeli» ve <sağlık5iz> olarak nitelendiren uzmanlar ise. IMF'nin yeni kaynak ve yetkilerle donatılmasını ve uluslararası finansman sorunlannda başlıca rolü oynamasını önermektedi'ler. Üçüncü Dünya OPEC'e cephe almayı reddetti EÇEN hafta Belgrad'da yapılan İMFDünya Bankası yıllık toplantısı sırasında kimi Ücüncü Dünya ülkelerinin petrol dışsatımcısı OPEC ülkelerine ağır eleştiriler yöneltmesini bekleyen Batılı çevreler büyük bir düş kırıklığına uğramışlardır. Tersine toplantıda söz alan Ücüncü Dünya ülkeleri başta ABD olmak uzere sanayüeşmiş ülkeleri eleştirmeyl yeğlemlş, bu ülkelerin sözlennde durmadıklarını ve ellerindeki cok geniş olanakfarın anlamlı bir bölümünu Ücüncü Dünya'ya aktarmaktan sürekll kaçındıklormı vurgulamışlardır. Dünya Bankası enerji yatırımlarını desteklîyor Dünya Bankası Üçüncü Dünya ülkelerinde enerji yatırımlannı destekleme politikasını sürdüreceğini açıklamıştır. Banka'nın açıklamasma göre şimdiye dek araştırmaya konu olan 38 ülkeden 23'ünde yüksek» ya da «çok yüksek» diğer 15'inde ise «orta» miktarda petrol bulunabileceği saptanmıştır. Banka'nın tahminlerine göre petrol dışalımcısı Üçüncü Dünya ülkelerinin 1975'de 14 milyar dolar dolayında olan petrol açıklan 1985'de 38 milyar dolan aşabilecek ve bu ülkelerin kaynaklannın büyük bir bölümünu yutacaktır. İMF FAİZ ORANLARINI YÜKSELTTİ Uluslararası Para FoFnu (İMF) Belgrad'da yaptığı toplantıda, kredi verdiği ülkelerden almakta olduğu fa iz haddini %1 oranında artırarak %6.75'den %7.75'e yükseltmiştir. Karar 1 ekimden itibaren yürürlüğe girmistir. Buna karşıhk (İMF). üy e ülkelerin yaürmış olduklan paylar için bu ülkelere ödemekte olduğu faiz haddini de %6.75'ten %6.975'e çıkarmıştır. (IMF) faiz hadlerini her üç ayda bir gözden geçinnektedir. î 6 YayKur öğrencileri, ; sorunları için Bakana başvurduiar dir. i ayKur öğrencileri Milli Eğitim Bakanma yaptıklan bir yazılı başvuru ile bugune kadar çor çüm getirilmeyen sorunlarını dile getırmişler YENİ SANAYİLEŞEN ÜLKELER Klml zaman tyenl sanayileşmekte olanı CIkeler diye de adlandırılan Brezilya, Güney Kore, Mekslka. Arjantin ve bir ölcüde Türkiye gibi ülkelsrln durumu İse farklıdır. Uluslararası kredi piyasalarından hızla borçlanan ve dış borçları dev boyutlara tırmanonlar bunlardır. (Yalnızca bu beş ülkenin 1979 sonundaki tahmlni dış borçlan 115 milyar dolara varacaktır.) Kurmuş bulundukian scnayılerin yapısıyla, gerek krml girdiler gerekse pazar yönünden sanayileşmiş ülkelere bağımlı olanlar gene bunlardır. Ve Meksıka dışında hatırı sayılır miktarda petrol üretemezken otomobillerinde ve fabrikaiannda oluk gibi petrol tüketenler de gene bunlardır. Düşük faizll resml yardımlardan yararlanma olanağmı büyük ölçüde yitirmlş bulunan bu ülkeler, giderek büyüyen dış kaynak gereksmimlnt karşılamak lcin umutlarını bir kez daha uluslararası serbest kredi plyasalarına bağlamışlardır. Ne var ki bu piyasalann geleceğlne kesln bir güvenceyle bakmok da mümkün değildir. (Bak. cEuromarket»lerde Son Durum). Tum bu gercekler karşısında petrol dışalımcısı Ücüncü Dunya ulkelerlnl ror günlerln bekledlğinl ylnelemek herhalda yanlış olmayacoktır. OPEC sözcülert de kendl durumlarını soMjnmuş, tükenmekte olan bir kaynağın yanı petrolün satılmasından sağladıkları gelirin önemli bir bölümünu yardım olarak Ücüncü Dünya'ya aktardıklorını belirtmişlerdir. tGelişmekte olan» ülkelerin petrol faturalanna 197476 döneminde eklenen 28 milyar doların %66 smın aynı dönemde OPEC yardımı olarak geri verıldiğinl belirten OPEC sözcüleri. OPEC'in toplam, gayrl safl ' hasılasının %2'sifil bu ödünlü kalkmmo vardımlarjna ayırdığım hatırlatmışlordır ABD, F. Almanya ve Japonyo glbl en zengin sonayilesmlş ölkeler GSMH'larının % 0 3'ünü btte bu tür yardımlara ayıramazken klml OPEC ülkelerinde bu oran % 10"u aşmaktadır. Gerek kamuoyu, gerekse YayKur yönetimine baş vurularının hıçbir sonuç vermediğinı belırten öğrenciler, öğrenimin amacınm belirlsnmesıni. sınavlara çoğrınm düzenlenmesi, öğrenim olanoğının sağlonması, öğrencilerin okullc ilîşküerin kesilmesi ile ilgiM istemlerini dUe getirmışlerd.r. YayKur öğrencilerinin Milli Eğitim Bakanına llettikler! yazıda soruniarı özetle şoyle dıle getırilmektedir: cYayKur öğrenimi hakkmda öğrencıier aydm loîıcı bilgiler almamışlardır. Öğrenciler bîrbırlerine (bu okul ne zaman bitecek, bitince ne verecek) gibi çelişkıli soruiar sormakta ve caresiz kalmaktadırlar. Bilindiği gibi en son smavlar 1921 ağustos Ankara'da yapılmışlar. Tüm öğrenciler Ankaro'ya cağırılmış, öğrencilere tsk seçenek verilmiştir. Coğu çalışan öğrenciler izın alabilme, vol, yiyecek, otel masrafları gibi moddi sorunlarla karşı karşıya kalmışlardır. Sınavlara giremiyen öğrenciler, girebilentere oranla yarı yarıyadır. YayKur öğrencilerinin yüzde 9O'ı calışniaktadır. Akşam öğrenimi yapmıvan bircok kent eğitim blnalarında bize öğretim sağlama yolundâ olanaklar araştırılamaz mı? İki yıilık başansızlık durumunda, öğrencilerln okulla ilişkisinin keslleceği bildirilmiştir. Doğol otnrak tepkj ile karşılanan bu hüküm kaldtnlmal.dır >
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle