Katalog

ON CUMHURİYET 17 TEMMUZ 1978 • Personel Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle Karataş döneminde atananlar değiştirilebilecek. TRTde bu hafta geniş atamalar bekleniyor. Geçen hafta 17 önemH kişinin atarea yazısınm Personel Dairesine geldiği. ama son anda geıi ahndığı söylendı. TRT Hukukçulan geçen hafta Kurum Personel Yönetmeliğinde degişiklik yaptılar ve personeiin ünvan ve makara gözetilmeksizin. kazanılmış hakkına uygun bir kadroya atamasınm yapılabileceğinj yönetmeliğe koydular Böylece. Şaban Karaîaş döneminde üst derece görevlilere torba kadrolar aracıhğı ile atanmış personeün. kendi düşük kadrolanna iade edilmeieri olanağı dogdu Bugün toplanacak Yönetim Kurulu'nun bu değişikliği onaylaması beklenjyor. Bu tür atama olanağı doğarsa, yüksek dereceli kadro sıkıntîsı ortadan kalkacak. NEDI\f TEKI\' SORUNU YÖNETİM KURULU, HABER, TV DAİRELERİNÎN REORGANİZASYON ÖNERİLERÎNİ GÖRÜŞÜYOR TRT Yönetim Kurulu bugün yapocağı toplontıdo Hober ve TV Oairelerinin yenıaen ciüzer.lenmeleri konusunda Haber ve TV Daire Başkonlıklannca yapıian değişiklik önerilerin: ınceleyecek. Doire Başkanhklannın hazirladıHarı öneri gecen hafîa sonu Koordinasyon Kurulundo gorüşüidükten sonra, Yonetim Kurulu gündemine aiındı. Hober Dairesi'nin istediği tek değişiklik. Haber Müdürlüğünün koldırıiarak, bu makamın görev ve yetkiterinm, Hober Daıresi Başkanisğma bağlanmasını öngörüyor. Aslında bu iki mokam, TPT kurulduğundon beri bir ikiiiçje neden otmuş, COğu zaman makomlardar, bıri ötekini pasifize etmis. bazen de, TRT yönetimi fiilen bu iki yönetimi oyni kişinin şohsında bırlestirmisîı Değişi1:lîk. başlangıctan beri uyguiamanın yasallaşmasındon ibarel olacak. TRTde bu hafta geniş atamalar bekleniyor Genel Müdür Cengız Taşer, kendisi için hayli sıkmtılı olan Kedim Tekin sorununu çözmek için de bır yasal formül buidu. TRT Genel Müdürlüğü Program Yardımcıhgı kuruluş ^emasında yapılan bir değişikükle kaldırılıyor. TV Daire Başkanlığına paralel bir Radyo Daıre Ba;kanhşı kuruluyor. Böylece Tekin. makamsız kalıyor. Taşer, Tekin'l. aslında fiilen bir Radyo Daire Başkanı gibi çalışan Program Vardımcılığmdan aitnak için önce anlaşma yolları aramıştı Tekin'Ie konuşmuş istediği bir kadroya alabileceğini söylemişti. Ama Tekin. bu önerileri reddetti ve yakınlanna, «Görevden ahrlarsa Danıştay'a giderira» diyerek izne ayrıldı. Tekinin görevden alınması ile, radyolarda planlanan değişiklikler yapılabilecek. HABER DAİRESİNİN ÖNERİSİNDE TEK ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİK HABER MÜDÜRLÜĞÜNÜN KALDIRILMASl. TV DAİRESİ İSE. OLDUKÇA ÖNEMLİ VE OLUMLU DEĞİŞİKLİKLER ÖNERİYOR. Hıncal ULUÇ TV Dairesinin önerileri Televızyon Dairesi'nin önerisl bazı veni kuruluşlar önenyor. Bunlorm en önemlısı Denetım Müdürlüğü. Doha önce Ankara TV Müdürlüğü, TV Daıre Ra;kan!ığı ve TRT Genel Mudürluğu kademelenn cle yurütülen Denetim işlemierı ve bu kuruluşlar;n Denetım Müdürluklerı kaldırılıyor. TV Daır? Başkanlığına bağlı bir tek Denetım Müdurlüğü kuruluyor. Denelci olobılmek için behrlı bır süra program yapmış olma koşulu getiriliyor. Denotım Müdürlüğu kararlarıno ıtıraz mokamı da TV Daire Başkanhğı olacak. ; TV Daire Başkanhğının önerisinde. bir da Eğitim Merkezi Kurulması yer alıyor. Bu Merkez TVnin eıeman ihtiyocını gidermek üzere orgartize edilecek. HAFTADAN SEÇMELER... HAFTADAN SEÇMELER... HAFTADAN SEÇMELER... PAZARTESİ Türk Halk Müziği Toplu Programı haber öncesi Haber sonrasında, Tele Pazardan geceye aktarılan bir program başhyor: Gözlem. Fatih Aslan'\n ilginç toplumsal içerikli magazin programında bu gece Beşik K.ertmesi ve Başlık konulan işleniyor. bir kültür belgesiydi. Japonlar. TRT gibi. pek çok TV'nin aynı hatayı işleyebıletegini baştan düşunmüş olacaklar ki. 12 bolümluk diziye iki bölümlük bir ö^et hazırladılar. Mutlak izlemenizi öneririz. Bu gece Turkiye'den de geçen unKj tpek Yolu üzerindeki uygarlıklar söz konusu ediliyor. Klasik Batı Müziğinde, Ilhan Baran' ın Demet'ini. Ankara Vflemeh Çalgılar Beşlisi seslondiriyor. gin delikanh. köy kızma âşık oluyor. Yönetmen: Ertem Eğilmez. Teknik ve program kesiminde görev alacak TV elemanları doha önce Personel Doiresi torofından eğitiliyordu. Bu uygulamo TV'nin ihtiyaçlarını korşılamadığı icin değişiklik onerıliyor. PERŞEMBE Hayvanların Dünyası'nda. sanatkârlara durmadan illıam kaynagı olan bir hayvanı tanıyoruz Kuğu. Kıbns 1978 Banş Harekâtının dördüncü yıldönümünde. Kıbns Federe Dev leti tanıtılıyor. Omer Seyfettin'm Topuz'u Lüffi Akad. tarafından TV oyunu halıne getirilmiiti. Bu gece tekrar ediliyor. büyük ilgi uyandıran, Kıyamete iki Saat, adlı romandan esinlsndi. Izzet Oz'un hazırladıgı Pop Dunyasmdan adh yapımda. Pop Müziğinin yedi ünlu topluluğu yer alıyor. Yeni Şube Müdürlükleri kurulması isteniliyor TV Dairs Başkaniığı. ayrıca iki üretim, iki de idari şube müdürlüğu kurulmasını ıstıyor. Yenı uretim şubeieri Belgesel Programlar vs Magazın Programlorı odlarını taşıyor. Bugüna kadar gerek belgesel, gerek magozin progromları ceşitli şubeler icınde dağınık bir şekilde yapılıyor. bu yüzden yığınlo aksama oluyordu. Şimdi belgeseller bir müdürlukte, yorışma, magazın. gunduz programlan, beş dakiko gibi yopımlor da bır başka müdürlukte topionacaklar. Kurulması istenen ioarl müdurlükler Isft. Program Sözleşmeieri Şube Müdürlüğu ve Yurt Dışı Noklen Yoyınlar Şube Müdürlüğu Sozleşmeler Müdürlüğu. ceşitli TV programınao yer alocak kurum dışı elemanların. sanatcı. uzman, bilim adamı ve benzenerınin sözleşmelerini hozırloyıp. paralarının derhol ödenmesinden sorumlu olacok. Böylece yapımcı şubeler üzerindeki bugünkü büyük kırtasiye işleri ka!kmış olacak. Bu şube programcıya büyük bir rahatlık sağlayocak. CUMARTESİ Komedi Dünyasından adh çizgi film den sonra. Ekranın Içinden adlı şov var. Ama şovda önemli birşey yok. SALI Bir Konu. Bir Konuk'ta bu gece. JüUde Cülizar ilginç bir konu işliyor. Türkiye'de birşey icad edenlenn karşılaştıklan güçlükler. Şenlikgiller'in ilki lyi. ikincisi ha/ıfti. Bu uçüncüsünde ekibe Mediha Köroğlu da katıhyor. Kadro güçleniyor. Celeceğe Miras. televizyonun yaym gününü durmadan degiştirecek. bir bölümü ikiye bölüp bütünlüğünü bo2arak resmen harcadığı ve öldürdüğu harika PAZAR TV'de Sinema'da. daha önce izlediğimiz şirin bir Amenkan filmini yeniden seyredeceğiz: Şehre Dönüş (Mr. Deeds Goes to Tovaı). G c r y Cooper ve Jean Artkur'un oynadıkları komediyi Frank Capra. çekmişti. i933'dan kalma 4 yıldızhk bir yapıt. Amerikan toplumu ve ekonomik sistemine 5önelik bir eleştiri. Lorel Hardi'nin ardından. Barış Manço bu yıl ilk kez TV ekranlarına geliyor. ÇARŞAMBA Bizim Sokak'Uı bugün C harfi var. Türk Haik Muziğinin solisti. Melek Tatar. Kadın ve Siyaset dizisinin iıçüncü bölumünün ardından. TV'de Yerli Sinemı var. Tath Dillim. sevimli bir komedi. Bol da oyuncusu var. Tarık Akan. Filiz Akın. Zeki Alasya. Meün Akpınar. Münir Ozkul. Uludağ'da kayak yapan zen CUMA TV'de Sinema'da bu gece. mutlak ekran ba?ında olmamızı gerektırecek, üikemude daha önce gösterilmemiş. ilk kcz TVde sunulaa nefis bır biümkurgu filmi var: Donüşü Olmayan A'ofera (Failsafe). Sydney Lumet'in nefes kpsen bir tempoda çektiği film. bizde de EKRANIN GERÎSİNDEKİ ARJANTİN 78'İN GERÇEĞ1 Catin C«k<. Arjontin'a giden TRT eklblnln bir ceşit «Oynamayon Kaptan'ı Idi. Moç anlat madı ama, organizasyon İle ilgill pek çok şey boşardı Bu yüzden d« Arjantinlilerle ve Arjontin lla en cok teması olan kişi oldu. Çekl, Arjantin Izlenimlerinl Cumhuriyet'e anlattı. görevlıler aracılığıyla bir iki dakika içinde öğr«. nip seyirciye aktarma imkânını buldulor. SORU Arjantin'i benzeri organizasyonlorla karşılaştırabilir mlsiniz? ÇEKİ 1974den beri bu tür büyük organizasyonlarda görev alıyorum. Her defasında televizyon ve radyo yayıniarı icin daha geniş imköalar sağlandığına tanık oluyorum. Hemen her 01ke daha iyisini yapabilmeyi bir prestij sorunu ola rak görüyor... Bir de deneyimin büyük etkisi oluyor... Özellikle uiuslararası kuruluşlarin bu gibi organizasyonlarda olağanüstü yardımı görüiüyor... Ömeğin Avrupa Yayın Birliği'nin herbiri kendi alanında söz sahibi uzmanları hem kendi üyelerinln karsılaştığı sorunları cözmeye calıştılart hem de Arjantinlilere yardımcı oldular... Ac> lış macındon sonra A 78 TV'nun Arjantinli Direktörü. ilk iş olarak EBU Operation Group'un Başkanı ITV'den Bıll VVard'a koşorok kendisine teşekkür ediyor. Bu da yabancı uzmanların yardımmın hangi boyutlara ulaştığını ortaya koymak bakımındon önemli... Bir de bu tür büyük organizasyonların hazırlık sürelerinin ne kadar uzun olduğunu hotırlatmak istiyorum... Örneğin, 1982 Dünya Kupası ispanya'da düzenlenecek. FİFA yetkilileri. ispanya'nın değil 4 yıl sonra, üc ay sonra bile bir kupa düzenleyebilecek imkânlcıra sahip olduklarını belirtiyorlar. Ama İspanyollar hazırlıklanna cok önceden başlamıştar ve hızla 1982'ye hazırlanıyorlar. Bu orada. .hemen beürtelim büyük bir ihtimalle Kolombiya'da düzenlenecek 1986 Kupası'nın afişi bile hazır... Kolombiya'lılar yabancılar icin ülkelennin değişik bir konumu olduğu garceğinin oltını cizmek istemişler. UNA DİFFERENTE RUTA diyorlar. 1986 değişik bir yol... 1986'ya daha cck var. Ama özellikle Moskova Olimpiyatları ortı< ancak iki yıl uzakta... Yıllardır sürüp giden söylentilerin altındaki gercekler artık ortoya cıkmaya başladı... Örneğin, şakayla karışık bir soru soruluyor, uiuslararası radyo televizyon çevrelerinde... tMoskova Olimpiyatlarını Ruslar mı finanse ediyor. yoksa Amerikalılar mı?» Böyle de soru o:ur mu demeyin lütfen cünkü Ruslar iki Amerikan fir mosmdan tam 93 milyon dolar alıyorlar. Evet Onlü NBC televizyonu Amerika icin Olimpiyatların yaym hakkını tam 85 milyon dolara satın aldı... Bu para şu ana kadar böyle bir organizasycr.un yaym hakkı icin ödenen en yüksek ücret oluyor... Ücretin cok astronomik olduğunu öne sürenlere Ruslar şu karşılığı veriyorlar. «NBC Olimpiyat yayınlorı sırasında alacağı reklamlarla bu parayı kat kat cıkartır. Kâr amacıyla kurulmuş Amerikan TV Netvvorkleri, verdikleri paranın iki üc katını geri almayı cok iyi biürler» Ruslar şakayla karışık devam ediyortar; NBC Olimpiyat yoyınları sırasında hic reklam almayacağma söz versin biz de hiç bir ücret talep etmeyelim... Tabii olacak iş değil... Coca Cola'ya gelince, bu ünlü şırket de 8 m l yon dolar ödedi, Ruslara... Moskova Oiimpiyatları'nın resmi ickisi olabilmek icin... 6 milyon şişe bedava Coca Cola da cabast... Ruslar büyük reklâm gelirine sohip Amerikan şirketlerine karşı takındıkları tutumu. Avrupalilar söz konusu olunca hemen değiştiriyorlar. Örneğin Avrupa Yaym Birliği'nin Moskova Olimpiyatlanylo llgill yaym hakkı icin Ruslara sodeee 3 bucuk 4 milyon dolar tutarındo ücret ödemesinin beklendiği bellrtiliyor Avrupa Yayın Birliği. Moskova Olimplyatlarma hızlo hazırlanıyor... Yapılacak Uygulanması planlanan yontem şöyle: EBU, ilk kez bir olimpiyat iki kanaldan yaym yapacak . Yani iki kanala sahip televizyon kuruluşlan Moskova'dan aynı anda iki ayrı spor olayını seyircılerıne sunabilecekler... Bunun yanısıra üye televızyon kuruluşlannın yopacakları özel yaytnlar ıcın de bir kanol görev yapacak... EBU'ya bağlı büyük kuruluşlann. BBC/ITV/ARD/ZDF'in kendi özel yayıniarı icin aynca dört kanalı Ruslarla pazarlık ederek soğlamaları, EBU'nun öteki üyelsrince pek olumlu k'arşılanmadı... Ancak EBU yetkilileri bunun Yayın Birliği'nin geleceğı ıcın bır tehlike yarotacağını sanmadıklannı soylediler... Cünkü bu televizyonlar yanşma göruntülerini ancak EBU'nun iki kanolından alabilecekler. Kendi özel kanallanndan da Moskova'da hazırladıklan programları film ve röportajlan yayınlayobilecekler... TRT'de 1980'de cift kanala sahip olursa aynı anda iki yanşma yoyınlama olanağına sahip (Arkosı 9. Sayfada) , 300 saatlik yayın sorumlusu tek kişi Yurt Dışı Naklen Yaymlar Şube Müdürlüğu Ise. yılda ortalama 300 saat cıvannda dışardar* naklen yayın yapan TRT'nin. Eurovision gibi yurt aışı birimlerle isbirliğini vürütecek. Bugüne kadar bu işleri TRT'de bir tek kişi görüyor, bu kişi hasta olunca. veya izne cıkmca çalışmalar aksıyordu. Yılda 300 saatlik bir yoyının bir tek kişinin sorumluluğuna bırakılmasının yarattığı aksakhkları gidermek. hem yurt dışmdan alınon hem de yurt dışına verilecek yayıniarı düzena koymak üzere boyle bir şubenin şart olduğu ilerı sürülüyor. SORU Dünya Kupası Arjontln'dekl yaçomı ne derec* etkilemlşti? ÇEKİ Arjantin'deki askeri cunta. Dünya Kupası'nı ülkenin öteki sorunlarını askıya almak için bulunmaz bir nimet saymış. Aslında holkm spora ozeliikle futbola düşkünlüğü de kendileriıi9 yardımcı olmuşo benziyor. DDnya Kupası Arjantmlinın gunlük hayatına öylesine sokulmuş ki her işin Dünya Kupası sonuna bırakılması olağan na le gelmiş... Örneğin, Dünya Kupası icin yapımımına girişilen uiuslararası havaalanı yetiştirilemeyince Dünya Kupası'ndan sonra tamamlonz olur biter diyebilme rahatlığını göstermişier Arjantinliler... Dünya Kupası Arjantin'e modern teknotojinin harikalorıyla dolu bir renkll televızyon sitesi kazandırmış. Arjantin'de henüz renkli televızyon yoyını yapılmıyor... En kısa zomanda renkliye geçeceğiz diyorlar. Ama aristokrot sınıfın dışında kmısenin renkli televizyon olabilecek gücu bulacağını sanmryorurn... Cünkü Arjantin'de en basit bir siyah beyaz televızyon bile 500 600 dolara satılıyor. Yine de. sıcak kanlı Akdenizlilerl ondıran, Arjantililer. n© yapor no eder renkli televizyort satın alırlar diyenler de var. Aslında bu iddianın sahipleri haklı da sayılabilirler. Yabancı ülkelerden gelen radyo. tetevizyoncuların calıştığı renkll televızyon merkezi. Arjantinlilerin öylesine ilgisini cekiyordu ki, sonunda davetiye i!e gezdirme yontemi uygulanmaya başlandı... Kadm erkek, coluk, cocuk te'evizyon merkezint dolduron Arjantinliler yüzünden yabancı radyo televizyoncular calışmalarını guclükle sürdürebildiler. Hemen beürtelim, Arjantin'in olonaklarına sahip bir ülkenin bu kadar basarılı bir organizasyon yopması doğrusu akıl alacak Iş değildi... Buenos Aires'de iki sokak öteye telefon etme< mümkün değilken yüzlerce ülkeye radyo ve televizyon yayını yapılması, radyo televizyon spikerleri ve gazetecilerin günö günune ceşitli şehirlerdeki maclara yetiştirilmesi doğrusu herkesı ,*ıayrete düşürdü... Başlarda son derece kötümser olan Avrupalılar sonunda herşeyin mukemmel olduğunu kabul etmek zorunda kaldslar. Bir Fransız televizyoncu, Buenos Aires'dekl otelini Paris'deki merkezi oracılığıyla arodığmı buna rağmen memnun olduğunu söylüyordu... Bu do nasıt iş derseniz acıklıyalım... Daha önce de belirttiğimiz gibi. Buenos Aires'de telefon t»jyük sorun. iki sokak öteyl bile bulomıyorsunuz... Buna karşılık radyo televizyon merkezinde dire'<t olarak Avrupa'yı cevlrebilecek telefonlar var. Fran sız meslektaş oradan Poris'i arıyor. Mesaiını oteline iletmelerinl istiyor... Arkadaşları da Paris'den Buenos Aires'i cevirip mesajını oteie yazdırıyorlar. Benzer bir yönteml biz de kullandık vayın sırasında... İki surekll hattımızdan biri. renkll televizyon merkezinden. stadyumo bağlandığı zaman, spikerimizi dlnleyebitlyor, ancak biz kendimizl duvuramıvorduk bunun üzerine ikinci ugün Turkiye'de kimsenin üzsrinti* durmodığı büyük bir savurganlık var, B j savurgonlık haberleşme ve eğitim teknolojisi ile ilgıli. TRT, bazı üniversitelerımiz ve okademilerimiz, eğitim kuruluşlarımız ve sinemamızla ilişkili bazı çalışmolor teknolo|ik sovurganlığın bir parcası olmaktan kendılerini kurtaramıyorlar. Nedir bu savurganlık? Önce bu sorunun yonıtını vermek gerekir. Bugün pek cok universite ve akcdemi eğitim teknc!ojisi, radyo, TV v« sinema gibi dallarda ceşitli çalışmalar yapabilmek icin milyonlarca lira karşilığında yatırımla.o girmeKte, b rbirini andıran teknik kuruluşlor kurmakta birbirini andıron aygıtlar satın almakta ve yine birbirini andıran arnaclara yonelitc girişimlere boşlayacaklarını tcıklamaktadırlar. Gerçi her universite, her akademi kendi bcğımsız yapısından yararlanarak bu gibi girişimleri başlatmakta özgürdür. Fakat bazı öğretim kurumlarımızda yıllarca önce başlayan bu gibi girişimlerin henüz bir sortüc vermediği de gözden kaçmıyor. Ama bu kurumlar kendilerine yanlış ya da doğru bir eleştiri yöneltildiği zaman, milyonlarca ürolık oygıtlara sahip olduklarını ve cok büyük girişimlerin başlangıcında olduklarını oçıkln'naktan kacınmıyoriar. İşin icyüzünü araştırmaya kolkarsanız, bu gibi kurumlordan söz konusu teknolojiyi kullanaraK yetişen öğrencilerin bulunmodığım hemen görüyorsunuz. Üstelik bu kurumlarda Türklye'nin altok pönüllü koşullarının cok ötesindeki girişimlere uygun ve son derece ileri bir teknolojiy! kapsayan aygıttarın yer aldığı da gözden kocmryor. Bırakın bu aygıtlorla öârenci yetisti'nememesini, bu aygıtlorı kullanabilecek tekniV personeün de olmadığı bi' başka gerçek. Genellikle ya hevesli ya da iyi niyet'l kîşiler bu gibi aygıtlorn «prospektüs» denilen yozılı acıklamalarına dayanaraK onları kullnn'naya calışıyorlar. Sonra deniliyor Ki, oBu ileri teknoloji ile eğitim yapacağtz, TRT Televizyonu'na ve sinemamıza eleman yeti$tireceğiz, bu aygıtlarla halka erişjp ona çeşitli çğitim hizmet'erinl aoiüreceğiz.» B pamıyor. Arada sırada oluşturduğu ürünlerlni bir türlü değerlendiremiyor. Burada şu soru sorulabilir Eğer TRT ya da diğer kuruluşlar, ileri teknolojly» sahip üniversitelerimiz ve akademilerimizle işbirligi yapabilme akıllığını gösterebilse, acaba bu üniversitelerin ve akademilerin verimliliği artar mı? Bu soruya hemen olumlu bir yanıt vermek zor olsa gerek. Cünkü basına yansıyan haberlerden öğrendiğimize göre TRT ile bu gibi oğretim kurumları arasında yapılması düşünülen az sayıdakl girişimler de yine bir başka savurganlık anlayışı ile milyonlarca liroyı bulan bir işbirliğine dayanmaktadır. Türkiye'deki teknolojlk savurganlığın salt öğretim kurumlarına özgü bir davranif olduğu sanılmamalıdır. Oevletin kendi kuruluşlan icinde de aynı cizgide bir boşka savurganlığın bulundtğu gorüluyor. Bugün pek İcin kullanılsm, ister kuKamlmastn, ikinci TV kanalıdır. İkincisi ise sinemamıza kotkıda bulunocağı düşünülen bir Devlet film studyosuöur. Ücüncüsü de örnekleri belirli olaraK Japnnya'da ve İngiltere'de görülen «Ack Universite» Bu üc girişim konusunda TNrkiye • de yeterli birer araştırma yopılmış mıdır? Bilmiyoruz. Amo her ÜC girişim icinde TV ve sinema teknolojisinin yer atdığı bir serçek. O halde bu üc girişimle ilgili olan CRT'nin, üniversitelerin ve akademilerin ve ilgili bakanlıkların bilimsel araştırmalarla karşımıza çıkmaları gerekir. Bu konularda örneğin TRT nin gö'üşleri nelerdir? Bunu bir türlü öğrenemezsiniz konuyla ilgili toplantılarda. TRT terr.silcileri ya hic seslerini cıkarmazlar ya da bu gibi toplantılara katılmazlar. Gercekte bugüne değin her üc konuda da TRT'nin cok ayrıntılı birer araştırma ve inceleme iie göruşierini bi'dirmesi gerekirdi. Cünkü her üc konu do TRT'yi cok yakından ilgilendirmekteflir. İste bu koşuliar altında, eğitim vcpmak için büe olsa, ikinci TV kanalını kurmodan önce bugünkü TRT Televizyonu'nun yoyım yaptığı kanaldan sabah ve öğleden sonraki saatlerde Hgill ve sorumlu eğitim kuruluşlarının hazırloyacoğı eğitim progromlarının yayımlanıp yayımlanmayacağı araştırılmalıdır. Eğer böyle bir colışma yapılabilirse, önce bugünkü kanaldan yayımlanacak eğitim programlan ile ceşitli deneylerin elde cürfmesi saglanmalı sonra oynı, amacla ikinci kanalın kurulması yoluna gidilmeli ve böylece de elcleki teknoloji yeterince değerlendiriimelidir. Devlet film stüdyosunun kurulmasma gelince, bu konuda do önce bugün Türkiye'ds bulunan sinema olanı ile ilgili aygıtiarın sinemamızın hizmetine eşit koşullarla sunulup sunulamayacağı araştırılmalıdır. Yoksa gerek eğitim konalı, gerekse sinemo alanı konularında ek harcamalar yaparak, e'deki dağınık teknolojik olanaklar hizmete koşulmodan, birtbir ekonomik sorunlarla kc.'ranan ülkeyi ikinci bir savurganlığa itmek cok yazık olur. «Acık Universite» konusu ise Türkiye icin cok yenidir. Bu girişimin ds pilot caiışması ancak bugün Türkiye'de bulunan teknolojik olanoklora eklemeler yapılmadan gercekleştirilmeli ve deneylerden olumlu sonuclar alındığı taktirde yatırımların daha da genisletiimesi yoluna gidilmelidir. Bu konularla ilgili her kuruluş bağımsız calısabilir ve yorarh gördüğü her girişime başvurabilir. Fokat özellikle yukarda kısaca beli.tllen alanlarda tüm kuruluşlann arclarındo i$ bölümü yapmaları, eşgüdümleyici calışmayı önemsemeleri ve Türkiye'yi geıeksiz harcomalardan korumaları gerekir. Cünkü hepsi bu halkın parosını harcıyor. Teknolojide savurganlık Mahmut T. ÖNGÖREN cok Devlet kuruluşunda ileri teknolojiyi kapsomoyon, ama yine de büyük harcamalcr sonucurtdo satın alınmış olan birbirinin benzer) aygıtlar var. Bu aygıtlar genellikle film yapımındo kullanılmak üzere satın alınmış. Ama nerede ne tür aygıtın bulunduğunu kim se bilmez. Bilenler ise onlardan yararlanamaz. Aygıtiarın sahibi olan kuruluşlor ortaya olumlu bir yapıt cıkaramazlar. Aroda sırada oluşturulan yeterli yapıtların ise nerede nasıl değerlendirilebileceğini klmse bilmez. Böylece İleri teknoloji kapsammo ç<ren ve girmeyen aygıtlar Türkiye'de giderek artmış, ama bunların calıştırılması sonunda ortaya somut sonuçlar cıkmamıştır. Üstelik bu teknolojfden ne televizyonumuz, ne sinemamız yararlanabllmekte, ne de halka herhangi bir hizmetin götürülebilmesl sağlanmaktadır. Durum böyle Iken, Türkiye'de bazı yeni girişimleroen de söz edilmeye başlandı son günlerde. Bu girişimlerden biri, ister egiîim Kimse kimseyi aldotmastn. Bu gibi kurumların hicbiri ne TRT Televizyonuna yararlı olabildi. ne de sinemamıza hizmet etti. En önemlisi de, bu teknolojiye sahip hicbir kurum halka eğitim götüremedl henüz. Savurganlık burada başlıyor, fakot burada bltmiyor. Milyonlar, hattâ milyarfar değerindekj teknolojiye sahip olan üniversitelerimiz den ve akademilerimizden ancak bazıları, TRT Televizyonu ve slnemamız İcin cok ender de olso bazen bir iki ürün verdiği zaman da TRT'nin ya da dlğer kurumlann II