19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURlYv.T 24 EAZIRAN 1978 Kartal'da "ekmek savaşı,, hala sonuçlanmadı Son yıllarda Kartal Belediyesı dendı mi, bende «Ekmek mucadelesl» cağrışımı yapor. Bır yanda fırıncılar, Dır yonda belediyo, savoş babam savaş!.. Bu, bır Amerıkan yazarının Bıt mıyen Kavgosı'na benzıyordu. Gıdıp gördüğumde. kavga hala da bıtmemişti. Beledıyemn duş ledıği ekmek fabrıkası hala bıtmemişti. Mehmet Alı Buklu'ye: «Neden böyle geciktl?» dıye sordum. tPara ayartaması.ı dedı «Pa ra değişimi üzeHne yabancı fir malar teklif vermekten kaçınıirorlar. Sanırım Hazıranda (abrikanın temellerlnl atabılece ğlz.» Ekmek sorunu deyıp gecmeyın! En büyük halk somürusü ekmektedır. Bundan olacak be ledıyelerın, fırıncılaria başı her zaman derttedir. Her okmekte uç, beş gıramlık bır fark halkın cebinden her ay mılyonları calmak demektır. Mehmet All Büklü bu kovga yı Erol Köse'den önce vermışti ama, onun karşısında Kandıra ağalan pek yoktu. O da tKumculona yenık düşmuştü. Kar tal'ın kıyılorını Istila etmış o* ian kumculor, sahil yağmasında cOaniftay kararı ileı yengiyi kazanmışlardı. EKMEK SORUNU Gelelım bız gene fırıncılara fırıncılar Mehmet Ali Büklu'nün karşısına çıktılar ama yengı şımdılık başkandadır Fırıncılar, «Ekmek yapmayaeağız.» dedıklerınde, M A Bukiu de yakın beledıyelerden ekmek getırtıp, kovgayı sürdürmüş Bu da yetmemlş fırın acacak olanların teklıflerine olumlu yanıt vermış. «1960larda baslayan sanayileşme, beraberinde hızlı bir (kente göç) olgusunu da getirdi. Kartal da bu çöçten payını almış, niifusu artmış ve artmaktadır.» Çevremizde Cile Var... Röportaj: MEHMED KEMAL Fotoğraf: ERGUN ÇAÛATAY, KARTAL'DA ESKj İLE YENİYl YANYANA GÖRMEK Şimdl en cok fırını olon çevre beleoıyesı Kartaldır. Kartal'ın ılk fırıncılan bir oraya gelıp bır şırket kuruyorlor Topluca Beledıyeyı karşılo nna alıyorlar ondalıklarını ındırdıklerı ıçın beledıyemn yanın da yer alıyorlar. yenı fırınlann ekmeğını satıyorlar. Kavga ılk ağızda belecıye tarafından ka zonılıyor. Kartal'a gunde 2*0 250 bln ekmek gereklı. Otomaıık ekmek fabrıkası yapılırsa bunun 120 binl belediye tarafındon karşılanacak Ust vanı da reKabete kalacak. Mehmet Alı Buklu'ye: «Kayserl bu işi başardı* d«dim. «Gormedlm, öyle olmuş.» Mehmet Ali Buklu ş.mdı halk parkı, halk plaıı, halk pazarı kurmokla uğroşıyor Halk pazarını kurmuşlar. Kocaman bır market f peyce buyuk bır alanı kaplıyor Dışardan daha ucu MUMKUN Baskan Büklü, «Demokratik, halkçı, üretici, kaynak yaratıcı, tüketiciyi koıuj an, birlikçi ve bütüncü» diye tanımladığı bir anlayış uyguluyor. «Eylemcller» kıymışlar. Cirkin, kaba bır yazıyla «Kurtuluşa ka dar devrim» yazmıslor Bunu gorenler cDevrima» katılmaı, yczıyı /azonloro so^er, hober vereyım. Halko park yapanla, halka «Dsvrım dalkovuklugu» yapanın halı butun çıpiaklığı ıle ortaya dokuluyor Halk plaıı bırkoc kılometre ılerde yapılmış Geçen yıl 97 bın kışı bır lıra gıbı kucuk bır para vererek bu plaıdan yarar NCELEME ARASTIRMA ROPORTAj za satıyorlar her şeyl .. Kâr etmıyorlar ama zararları olursa da, kıradan, Işçıden tasarruf ederek karşılamayo bakıyorlar. Halk parkı ıskelenın yanıbaşında fKumcular»dan alınan arazl ve bıraz da denlzi doldur mak suretıyle sağlanmıs. Kartal halkma denızden yarcianmak ıcın bır delık acılrrış «Tanrı rtızı olsun!» demıyenın audağı kurur Parkın ak badanalanmış, tertemtz duvarıno lanmış Bu yı! plaj daho genış letıldığı. kobmlerın sayısı artırıl dıgı ıcm 150 160 bın kısının yararlanması beklenıyor. Fıyat lor da 2 5 lırcya cıkarılacakmış Menmet Alı Buklu dıyor kı. YENI BIR ANLAYIŞ «1960 larda başloyon so.ıayiItsme beraberind» hıziı bır «kente goç» olgusunu do getır dı. Kartal da bu goçten payım almış nufusu artmış ve artmok tadır. Bu nufus artışıyla oron SANAT EDEBİYAT BİR YOLDAN GÖZLEMLER 1. Sınır kapısı Kapıkulenin blzım yanı bır karışıklık ve kargaşa icındeydı. Gozie gorulen, elle tutulan bır duzensızlık ağırlığını duyuruyordu. Ama. buna belkı bızım renklılığımız gozuyle de bakılobılırdı, bızım doğulu yanımızın günluk yaşam ıçındekı yeri. Nedense. bu gorunüm karşısında «her kafadan bır ses çıkıyor» deytmını hatırladım. Bu deyıme uygun bır hava ıcındeydik. 2 Kcpıkulenın obur yanına gelince, kı orada Buıgarıstan baflıyordu, bızdekının tam aksı bır hava goze çarpıyor, kendınl duyuruyordu. Insana pek de sıcakkanlı görünmeyen, ama tom bır duzeniılık havası. Sınırdaki araclar duzenli bır sıralamaya uymuşlordı. Polıs ve gumrük kontrolunden once sağlık kontrolu vardı. Sınıra en yakın kulube, sağlık memurunun kulubesıydı. Burada, Insanlorın sağiiK durumu, ülkedeki sağlık kontrolu, üzerinde onemle durulan bır konu olmalıydı. Sofya'da geceleyeceğımız otelın ascnsörundeki lizol ko Zeyyat SELİMOĞLU Inek, domuz ve koyunu birarada görenler koalisyonu hatırladılar. Birgezi neler düşündürüyor, neler çağrıştırıyor insana... kusu da bunu kanıtlıyordu. Gorduğum kadarıyla. Bulgar komşularımız az gulen ınsanlardı Mutsuzluk muydu bunun nedenı yoksa ağırbaşlılık ve bır yaradılış ozellığı mı 9 Yemek yedığımız lokantada go. revll garsonun yaptığı ıkı nuKte olağanustu ıncelıkteydı. Sut danası olduğu soylenen et dogrusu bıcaklo bıle zor kesılen. cok sert bır ettı. icımızden Bulgarca bılen bın, garsona: Bu nosıl sut danası, boyle kayış gıbı sut danası olur 7 mu' dıye sordu. Garson cok cıddı bır yuzle: Dedesıdır herhâlde, karşılığını verdı Yıne İcımızden bın. Bulgar şekerlnın soyledi. cok tatlı olduğunu Adı onun icin şeker, dedı garson o cok cıddı hâlıyle. Gectığımlz yollarda, cok bakımlı gorunen Sofya dışındakı yerlerde. yoksulluğo eğılımlı bır gorunum vardı, ama perışanlıK yoktu Kendl yağıyla kavrulan, kucuk ama ciddı bır Uıkedeyız, dıye düşundum. 3. Yugoslavyo'ya gırdık. Bulgarıstan'dakıne gore daha bır canlı, daha bır hareketlı gorunen bır ulkedeydık şımdı. Ögle vaktı bır motelın lokantasnda yemek yenıldı. Kusursuz bır yemektı Şekenn adı «şekker» dıye «turska ka(e> icılebılıyordu Yugoslavlar genellıkle sağlıklı gorunen, ırl kemıkiı, vucutları yağ tutmayan ınsanlardı Gencler giyımde modoyı ızler gıbıydiler Motelın avlusu kenarındakı bır vıtrınde yabancı dılde moda dergılerı gördum. Yabancı turıstlere ner turden yabancı ıckı de venlıyordu lokantaiarda. Kendı muşterılerıne ycbancı ıckı yasoktı. Yolda, yanından hızla gectığımız bır bahcede bır ınek, bır domuz ve bır koyunun başbaşa vermış, otladıklorını gorduk. Otobus yolcularından bırı, yaşiıca, neşelı bır bay, yolculuğun en guzsl nuktelennden bırını patlattı «Koalısyon lar gıbı». dedı, «ucu birarada guneşlenıyor» Sanırım sıya sal gülmece edebıyatında yerı olacak bır nukteydı. Zagrep Belgrad arasındo sonsuz mısır tarlaları orasından gecerek ilerledık. Ucsuzluk bucaksızlık, ağır bır tekduzeliği de yanındo getırıyordu llerlediğımiz yol. trafıği kaldıracak genışllkte değıldı. Zaman zaman, kazayo ugramış oraclar goruyorduk. Ya Zagrep ya da Belgrad'da, Iyı hatırlıyamryorum. yanındon ılerledığımız bır kaldırım uzerınde genc erkek ve genc kızların ıcıce gırdığı, btrbırlerı/is konuştuğu bır yerden gectık. Otobustekı gorevlı <Bu gorduğunuz genc erkek ve genc kız kalabalığı bırazdan yokolur> dedı. tburado gencler bır ikı saat ıcınde bırbırlenyle tanışır, arkadaşlık kurarlar; onuc yaşından yukarı kızların burayo gelmesı serbesttır.ı icımizden orta yoşlı bır boy, Yugoslav genclerinın bırbırlenyle böyle kolaylıkla ve açıkca tanışmalorı yontemınl pek yadırgadı. «Bu da pek acayıp bır şey» dıye seslendı orto/a. Sanırım. bu yadırgamada gerıde kalmış genclık gunlerıne hayıflanmanın da bir payı vardır. Yugoslavya'nın Avusturya sınır şehrıne, Manbor'a ulaştiK. Bınaların. yolların, guneydeklne gore cok daha duzeniı ve temız olduğunu görduk Kahve ve Sokantalarda, guneydekı erkek garsonların yerını kız garsonlar aldı. Genel tuvaletler doha bır bokımlı ve temızdı Bunlar ılk ışaretlerdı: Avrupa başlıyordu. 4 Ve daha yukarıda, Avusturya'da, coddelerı, lokantaları, genel tuvaletlerl cok daha temız ve bakımlı, Insanları, sokoktakı insanı, cok daha temız gıyımlı, cok daha modayı ızler. ve modoyo uygun, ama daha bır sınırlı ve telâşlı gorecektım. FOTOĞRAF SANATINA DEVLET ELİ UZANMALIDIR Mehmet BAYHAN Sozluk sonat'ı şöyle tanımlıyor «Bır fıkrın bır duygunun, bır guzellıgın anlatımında kullanılan yontemlerın tumu ve yontemler sonucunda ulaşı İan ustun yaratıcılık» Tanımın özu <anlatım>dır. Bılgınm, goz lemın, ıc dunyanın ve yaratıcı gucün harmanını, bır malzeme ve bır yontemle anlatmok. Sanatcı olabılmek ıse bu yolla va rılabıiecek oşama. bılgı ve ye tenekle pek cok calışarak belkı ulaşılabıiecek doruktur Kullanılan molzeme sonat olayında sadece bır aroc ıse 'o toğraf da vardır bu malzemele rın arasında. Ve kım, onlatım ıcın fotoğraf yeterlı malzeme değıldır dıyebılır'' Fotoğrafcılık 150 yıllık bır olay, genc bır sanat dalı ama, aşamalordan cabuk gecmıştır. Kendılerıne ozgu anlatımları ve ustun yaratıcılıkları ıle bır sanatcı neslı gerıde kalmıştır bıle. Bır ıkı okulda, haftada ıkı uc saatın dışında fotoğraf eğı tımı yoktur. Fotoğraf eğıtımı veren bır okulun kurulması ge cıkmış gereklılıkdır. Istanbul Devlet Guzel Sanatlar Akodemısı'nın Fotoğraf Enstıtusu kur ma hazırlıkları sevıncle ızledığı mız bır gelışmedır. Bu enstıtu nun calışmaya baslaması, yur dumuzda fotoğrafın aşamalara ulaşmasını sağlayacaktır. İlgılı butun bakanlıklann bu kuru >c YAPI ve KREDi BANKASI Masa örtüsü ve Peçete örnekleri dizayn yarışmasında derece alanlar: 1 CENGİZ DEĞİRMENCİOĞLU 2 ÖZCAN USKUR 3AYGÜN BARIN Ne zaman geldim sana BUTUN GECE BİR SAAT TIKIR TIKIR IŞLEDI. DÜŞUNDUM BUTUN GECE KURULMUS B'R SAAT GIBI ELIMDE SEÇKIN BIR SOZCüK DEMETIYLE. DÜŞUNDUM GEUP ARASAM SENI. BUTUN GECE BıR SAAT TIKIR TIKIR İŞLEDİ VAKTI ANLAMAK GUCTU, AMA KULAĞIMDAYD! SESİ. BIR SAAT SUYUN DIBİNDE, KIVRIMLAR CIZEN YELKOVANI AKREBI. DUŞ MUYDU GERCEK MIYDP DUYDUM CALDI GECENIN BIR YERINDE. VAKT! ANLAMAK GUC1U, AMA KULAĞIMDAYDI SESİ. GELDİM Ml SANA, YOKSA GELMEDIM Mİ? NE ZAMAN KAPASAM GOZLERIM1. HEP O SAAT DIBINDF SUYUN VE BEN YANINDA B!R GEMI LEŞİ. BELKİ HIC YAŞAMADIM SENIN ÖZNEL TARİHINİ &ELDIM Mİ SANA YOKSA GELMEDIM Mİ? SEN SIRTINA GIYVEDIN CIY TANELERINI. AVUCUMA DUŞMEDI YILIN ILK CEMRESİ. SENI HIC GORMEDIM, SANA GELMEDIM. IKIYE AYIRMADIK BIZ O TARIHI. NEDEN DURVİJYOR ÖYLEYSE DIPTEKI SAAT? SEN 3IRTINA GIYMEDIN CİY TANELERINI ANILARDIR BİR BATIGIN KORÜYAN GÖVDESINİ, ACI VERSELER BILE. O SAAT, O CARPIK SAAT DUYURACAK SESINİ, DUŞUMDE GERCEĞIMDE SEVGİYLE KURARAK KENDİ KENDINI ANILARDIR BIR BATIĞIN KORUYAN GÖVDESİNİ Nötron İnsansız u/garlık! Yapılor yasasın İnsanlar olsunl Ben barış guverclnl Ben, NATO guvtrcini Notron. Ben c a j difi Ben ssvgltlz Btn. İnsansız uygarlık! Ben kuduz akrep Btn kudurmuş karanlık. Ben Nötron Ben buyuk Ben, Dell patron. Mansiyon Alanlar: CENGİZ DEĞİRMENCİOĞLU ERDAL YAVUZ GONCA SAMUK GÜLTEN PEKER İHSAN SÜRER İLNUR ERSOY MURAT ÇOMU NAİLE ERSEZEN NECLA EKER TÜNTAŞ YAPI ve KREDİ BANKASI Daıma en ıyı hızr>e: Metin ALT1OK Orhon M. ARIBURNU «1975de Kartal'da sadece 9 cadde ve sokak asfaltlı iken, bunu 41e çıkardık. 52 sokak ve caddeyı de betonladık Bun dan başka 25 )<m yenı yol açtık, 18 km. yeni yolu stabilize ettık, 20 km. yo| borduru doşedık, su şebekesınde 4 700 aboneyı 8 571 e ulastırdık . Bu tun mahallelere elektrık verebıl mek İcin 346 yenı direk dıktık. Ikı trafo eklıyerek 2 5 mılyon li ra sarfıyla 6 mahalleye elektrık goturdıık » ccBır de kres çalısmanız vnr» «Evet, 60 çocuğu barındırabılecek kapasıtede bır kresı akım ayında actık Calışan anneler gonul rahatlıgıyla cocuklannı buraya bırakabılırler Oldukça yenı bır uygulamadır» tılı olorak Belediyt hizmetlerin «Çocuk başına kaç lıra alıd« de artmayı zorunlu kılmışyorsunuz9» tır Yonetımı devralırken eskı be «Bokım, yeme, icme cocuk ledıyecılık anlayısıyla halkın başına 600 lira a!:yoruz » ıstcklenm karşılayacagımızı an «Kimlerın çocukları var7» layarak yenı bır beledıytcilık «Bır seçlm yapamıyoruz Daanlayışına yoneldlk » ha cok oğretmen çocukları var. «Yenı anlayışın ılkelerlni saPara yoksui oılelere fozla gele yar mısımz?» bılır Ama masrafları çıkarabıl«Demokratik, halkcı, ureticl, dıgımız takdırde, bazı calışan kaynak yaratıcı, tjketıcıyi koru annelerden durumlarına gore yucuyu, bırlıkçı ve butuncu...» daha az para alacağız » «Neler yapabıldınız''» Kreşı gordum Gercekten cok yenı bır uygulama . Gorduğum başka k'eslerden ayrımı genış bır alan uzerıne kurulmuş olması parkı, sıneması. yatakha nesı ıle modern olması Bır mudur, ıkı oğretmen var Kresın yanında ona baglı ımış gıbı bır de dıspanser kurulmuş Doktoru, ebosı. kucuk operas yonlar ıcın amehyathanesı var. Bır onlamda dıspanser, bır erken teşhıs Istasyonu g.bı . Ilk tabıp mudahalesı yapılıyor Koruyucu sağlık hızmetlerını de goruyor Erzıncan ın Avcılar koyur.de 1934 yılında dogan Mehmet Alı Buklu. Sıvas ılının Yıldızelı IIcesının Pamukp'nar Koy Enstıluşu en buyuk oranda destekle tusunde okumuştur Enstıtuyeceklerıne ınanıyoruz. yu bıtırdıkten sonra uzun yıllar koy oğretmenlıgı etmıştır BukGorsel sonotların \eterlı tek lu, Maltepe Beledıyesı Hukuk muzes' yok rken, fotoğraf muDanışmanı ıken 16 mart 1975 zes nden soz etmek erken bu yılında boşalan Kartal Belediye lunabılır. Fakat boyle bır mu ze de gereklılıktır ve cok caba ' Baskanlığına adoylıgını koymuş ve kazanmıştır Ara seçım ısteyeceğını sanmıyorum. 'Mev lermde Belediye Başkanı olon zuaf 8orunları yenılebılırse. fo Buklu 1977 secımlerınde yenıtograf dunyamızdokı herkesın den Kartal Belediye başkanlığı bır anda canlılık kazandıracağı secımlerını kazanmıştır bır olaydır bu muze Fotoğrafla ilgılı gınsımlerde. profesyoAma ekmek kavgası vüzün nel veya amator fotoğraf dunden belediye secımlerını kazan yamızın butun ısımlerı, gonullu ması kolay olmamıştır. Butun lerı dayanısma ıcınde calışmafırıncılar karşısına cıkmış, hat lara katılmaya hazırdırlar. Fota partı orgutunu de etkıietoğraf Enstıtusu on hazırlıkla mıştır. Bu aurum karşısında rında bu calısma gercekleşmek Buklü'nun «Merkez yoklaması» tedır Bu arada muzelerı. yapıt ıle boşkcnlığa getırılmış olma lorın saklandığı yerler olorak sı da ekmek kavgasının ne ka anlamadıgımı da belırtmelıyım dar kızışmış olduğunu yansıtır. Kartal belediye meclısınde 25 Her yıl tekrarlanan Devlet ışcı. 3 esnaf, 1 teknıker, 1 mıresım heykel sergısı onemlı bır mar, T muhasebecı, bır serbest ışlevı yerıne getırmektedır. Bu meslek erbcbı vardır. arada bu sergılerın ışleyışıne yoneltılen hoklı eleştırılerın cltı Isbaşına geldığınde Mehmet nı cızmelıyım Devlet sergı saAlı Buklu, eskı tıp belsdıyecılonları yonetmelıgı gıbı Dev lık yapan burokratık kadroyu a let sergılerı yonetmelıgınde de gır ağır değıstırmış, etkın ve «plâstık sanatlar»dan soz edıldınamık bır kadro olusturmuşmekte ve omac olarak p'astık tur Beledıyeyı yenıleştırmeye sanatların desteklenmesı gosılkın kıyıda eskı ve kohne bır terılmektedır Ve fotoğraf dışayapı olan beledıyeden baslarıda kalmaktadır mıs, yenı proıe yaptırarak yapryı yıkmıştır. Iki vıl sonra bele Sozluğe bakalım. «plastık el dıye yenı yapısına taşınacoktır. le yoğrulabılen, ıstenılen bıcımı Boylece kohnemış belediye analabılen, orneğın kıl> Cok a layışı yapıyla bırlıkte cokecekcık bır tanımlama Pekı nasıl tır oluvor da resım de plastık sanat sayılıyor'' Unlu bır ressaTi1975 soyımına göre Kartal'da yazarımız 1964 de bosılmış bır 52 bın kışı yasıyor gorunmekte kıtabında şoyle açiKİıyor; «elle dır. Oysa gercek nufus bugun yoğrulabılen her madde plas70 bın dolayındadır Bır lıse ıkı tıkdır Boşluk ıcınde yer kapla orta okul 6 ılkokul vardır Coyon, cevresınde donulebılen cuk Estrgeme Kurumu yonetıclheykeltraşlık sanatı yuzdeyuz lerı ıle ısbırlığı yapılarak coplastık bır sanathr Resım de, cuk bohcelerı, cocuk parkiarı, resmedılen cısımlerı uc boyut oyun alanlan, oluşturmak'adır. lu ımış gıbı kabartmak, mu1975'de 15 mılyon lıra olan cecessemlendırmek amacını guledtye butcesı 71 mılyona Vükder. Öyleyse res'm de plastık seinrstır bır sanatt'r J Mehmet Alı Buklu 1977 secim lemde 7 b«ıe yakın o/ alorak IFSAK bu yıl Istanbul Devo'ekı partılerın toplam sayılorı let Ga'ensı nde bır sergı duzen nın ıki katına ulaşan hır tarkla lemıştı ama, yonetmelıkteki başkanlığı kazanmıştır. S^ledı«dış ılıskılerle sağlonan sergı» ye meclısnın 31 uyesınden 19' kapısından gırerek Yonetrreu CHP'lıdır Ötekılerden 8 ı AP' lık boyle fakat uvgulamada eslı 4'u MSP'lıdır MHP'nın hıc uneklık vor denıyorsa, IFSAK'ın yesı yoktur. MHP lıler Kartalda 17 Mart 1978'de Istanbul Devolaukca zayıf'atırlar guc gosîe let Guzel Sanatlar Galerısı'ne rısınde bulunmamaktadırlar. verdığı sergıleme ısteğt dılekce sının yanıtını merakla bekledığ. Mehmet Alı Buklu ılerde germızı belırtmelıyım. ceklestıreceğı ha'<l"nda şur a" soy em s»ırDesteklenmesı olonaklaı hazırlanması gereken yalnız plas «Kartal kıyılcrının halka acıl tık sanatlar degıldır. Atık, masını sağlayacağız. Saglığı «plastık sanatlan» yerıne «gortehdıt eden bava ve deniz V>rsel sanotlar» denmel.dır. Yolıliğine karsı bo'gesel olcekte' netmelıkler yenıden duzenlen ve oteki bsledıyeler'o Işbırliğ! melı ve butun kurullarda fotoâ yaparak savasacoğız. Spor, orafcılarda yerlennı almalıdır yun ve dınlenme alanlan acacağız. Cevre belodiyelerle bır Devlet Sergısı'nde fo'oğra'ın leserek ortokiaşa mezarlık yeri da koşesı ayrılmalıdır Ya da sağlayacağız. 'MeznI k bura bağımsız bır Devlet Fotoğraf beledıyeler'nce ce^ıl sorun ha Sergısı duzenleneoılır Soyle iıne ge'mısj Kapalı meyva ve b>r duzenlemenın sekreter gı sebze halın; acacağız. Ucuz ve nı, 4 ulusal yarışmayı ve 19 sağlık1) et gereksınımını karsıtoplu sergıyı başarı ıle sonuc r ı lorr.a ıcın mezbaha kuracağız » !c~dı ~ ış> olmanın deney yuku Kartal'da otu onlor bs'lı kı, nu taşıyarak, IFSAK amotorcs 1 1 Bak'j'/e verd '". sr nylan p şustlenmeğe hazırdır man değıller Gorevıılerın dıkkatıne saygı Yarın: UMRANIYE Ile...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle