22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
T~ Toplumları geliştiren spor gerçekte bir sanattır ösltöco stadda c t cıkmıyordu. Izleyenlerin tümü nefeslerini tutmuşlardı. Sadece stada gelenler değil, televizyonlarının başında bekleyenler de nefeslerini kesmışlerdi. Mı/yonlarcc insanın yüreği sanki Moskova'da atıyordu. Brumel'le birlikte aynı heyecanı yaşıyorlardı. Dünyr:nın gelmiş geçmiş en büyük yüksek ctlayıcılan orasında yer alan Valeri Brumel o gün Moskova da yeni bır dünya rekoru denemesine girişecek ve takıl almazı diye nitelenen 2.27'lik derecesini yapacaktı. Brumel gerildi. Milyonlarca insan televizyon boşında gerildi. insanoğlunun «nelere kadir olduğunu» gözleriyle görecekti. Bu deneme anını yaşamaya hazırlanmıştı onca insan. Brumel gerildi. Ama ne o?.. Aynı anda stadın girişinde buyük bir gürültü koptu. O nefes olınsa duyulacak stadda bır anda trafik yoğunloştt. ABD'nın 1960'lardaki Başkan Yardımcısı ve daha sonra da Başkanı Nixon Moskova'da bulunuyordu. Sovyetler Birliği ıle Amerika Birleşik Devletleri orasında İkinci Dünya Savaşının ertesinde boşlayan «soğuk savaş» yıllannın geride kalmasını >steyen ve aynı anda «silahsızlanma» görüşmelerini yürüten ve bu nedenle Moskova'da bulunan Nixon, dönemin Sovyet Başbokanı Nıkıta Kruşcef ile birlikte Brumel'in yüksek atlama rekor denemesini izlemek üzere stada gelmiştı. Nıxon ve Kruşcef yerlerini aldılar. JAPONYA MEKTUBU K SPORUN EKONOMİ POLİTİĞİ Yalçtn DOĞAN Uluslararası tedhişçilik ve Japon Kızıl Ordusu • JAPONYA DIŞINDAKİ ÜLKELERDE BELİRLI BIR ETKENLİK GÖSTEREN KIZIL ORDUNUN ÜLKE İCİNDE CARPICI EYLEMLERE NEDEN GİRİŞMEDIĞİ TARTIŞMA KONUSU. Brumel gerildi yeniden atlamayı yapmak Cızere. Brumel'in bu rekorunu tarihe bırakacok olan televizyon kameraları da calışmaya başladı. Ancak, ABD kameramonlarının başında bulunan yönetici. kameraların Brumel'ia atlayacağı cıtaya değil de, Nixon'lo Kruşcef'ın oturduğu tnbune cevrilmesini istedi birden. Brumel koştu ve adını tarihe yazdıran atlamayı gerçeklestirdi. Televizyonları başında saatlerdir bekleyen milyonlarca insan o anda ekranda gördükleri manzorayı ömürleri boyunca anımsayacaklardı. Staddakilerin dışında hic kimse Brumel'in atlayışını görememişti. Dünyonın dört bir tarafındaki insanlar, televizyonlannda Nixon ve Kruşçef'in birbirlerine sarılmalarmı izlediler. Brumel dünya rekoru kırmış ve başarısı Nixon'la Kruşçef'in kucaklaşmasına yolacmıştı. Dünyadaki televizyon izleyicıleri de, Brumelın utkusunu kendi atlayışındcn değil, iki ünlü polıtikacının birbırleriyle kucoklaşmasından öğrenmlşlerdi. ABO ile Sovyetler Birliği arasındaki «silahsızlanmaı görüşmeleri bu kucaklaşmadan sonra bambaşka bir yol Izlemiş, gerginliğini tümüyle yıtirmişti. iki devlet adamı staddan cıkarak doğru masa başına oturdular. Ertesi gün dünya basını manşetler cekiyordu: «ABO İle Sovyetler arasındaki sllahsızlanma görüşmeleri onlaşmoylo sonuclondı.» Savaş sonrasında iki büyük devlet ilk kez bir araya gelmiş ve «soğuk savaşıı geride bırakan bir anlaşma sağlanmıştı. Anloşmoda Brumel'in katkısı yıllarco dıllerden düşmedi. Sporla politikamn. sporlo ekonominin ve aklo gelebılecek dığer bilim dallarının karşılıklı etkileşimı bılinmeyen değil artık günümuzde. Bu bilınmeyeni ornekleyen olgulorm varlığı spor uzerınde giderek yoğurıloşon aroştırmalara yolacıyor. Ve hemen hergün ilginç örnekler, ilginc bağlontıları sergiliyor. Üstelik sporun her dalı içın de gecerli ve zengin örnekler. Onümüzdeki günlerde dünya yeniden heyecanla sarsılacak. Günluk uğraşlar unutulacak. kaygılara sünger cekilecek. tartışmalar tek bir noktada odaklaşacok: Futbol.#Arjantın'de oynonacak olan Dünyc Futbcl Kupası 4cin insanlor stodlardo ya da te/evizyonların başında sabohlayacak. Milyonlarca dolar değerinde bohıslere gırilecek. «Ne Londra Konferansı, ne atom bombası», dunyayı kimse umursamoyacak. Sporun günumüzdeki «kralı» futbola ve Arjontın'e gelmeden önce, sporu genel olarak ele almak, «sporun ekonomi polltlğl» cercevesi icinde değeriendırmek gerek. Herseyden önce spor ne? . «Kardeşlik barıs ögelerini de iceren ve insan yetislnl estetik bicimde ortaya koyan» aracların tumune verilen ad mı?.. Voksa. bedensel yetilerin geliştirilmesiyle birlikte, insanın psikoloıık olarak yucelmesıne katkıdo bulunon b/r dizı calışma mı?.. insonla toplum orasında bir bağlantı, bir uyum saglayan bir arac mı yoksa?.. Belki de bir sanat. Eğlence mi, uluslorarosı propagando aracı mı, en buyük kozanc yolu mu. yeni bir sanayi mı?... Nedır spor?... Yoksa. bunların tümü «spor» adı altında birleşerek toplumları afyonlamanın bır yolunu mu oluşturuyor?.. Spor özetlenen bu tanımlann hemen hepsini iceriyor. Spor yapan fnsan, sporu izleyen insan ve sporun yapılmasına olanak veren kuruluşlar, orgutler acısından değişik amaclar taşıyabiliyor. Ancak, kimsenin tartışmadığı bir gercek var, Spor oyundan doğuyor. Oyun oynoma gereğinden, oyun icgüdüsunden doğuyor. Kullanım amaoları değişse bile. kaynağı içgüdü olarok kesinlik kazanıyor. insandoki psikolojik zorunluktan doğduğunda da birleşıyor bilim adamları. Darvvin'e göre «spor ve dolayısıyla oyunfa insan kendini yaşartıa hazırtıyor.» Oyun icgüdüden doğduğu icin. başlangıcta kuralsız. Hayvanlarda olduğu gibi. Ancak, insanlık değişik üretim bicimlerinden gectıkce, toplumlor evrime uğradıkco, oyun öa kurallcra bağlonıyor. Aşamalar sırasında oyun folklor oluyor. Tiyatro oluyor. Çeşitli kâğıt oyuntarı oluyor. Oyun, icine «yarışmaı ögesi girince ve yarışmaya dayanarak başkolarına izleme acısından «zevk» verır duruma gelince spor oluyor. Spor aslında bir sanattır. Bıreysel veteneklerın geliştirilmesı, toplumun gereklerinin karşılanması ve roplumu ıdeo/ofık olarak gefişfirme ya da geri bırokmanın aracı olması acısındon bir sanattır. Bu sanatın adı. zamon zoman «politika» olmakta, zaman zaman «tıp», zaman zaman «psikoloji» olmakta. Yine kesın bir gercek var. O da, sporun toplumları bır yerden alıp bir yere götürdüğü olgusu. Sporda yapan acısından psikolojik ve sağlık gibi etkenler onem kazanıyor. Kışisel acıdan sporun ilkest «daha güclü, daha hızlı, daha yüksek» olarak özetleniyor. Kışisel tatmin boylelikle artabiliyor. Tatmin arttıkca. başarı kazandıkca. kişisel ilışkiler sağlıklı duruma dönüşebiliyor. «Daha hızlı, daho güclü, daha yüksek» ilkesicfir ki, krsisel yeteneklerle birleştiğinde, ortayo «spor ilohları» cıkarıyor. Mılyonlarca insanı peşinden sürükleyen «ilahlar». Kulvarlardan pistlere, stadlardan ringlere değin her türlu spor alanında yetişen «ilahlar» kendilen tatmin oluyor. ama coğu zaman da «kime hizmet ettîklerinin» forkına bile varamıyorlar. Kişisel acıdan bir yandan «doğal eşitsizlikler», bir yondan do «seçkirtfer» yarattığı ıçin spor bir «dram»a dönüşüyor aynı zamanda. Her türtü sinsi amaca hizmet ettikce de, sporun yarattığı dram, sporu yapanların dışında, hizmetin doğrultusunda ortaya cıkan dramı yoğunlaştırıyor. Aslında en büyük dramı kişisel acıdon yaşayanların başında kuşkusuz Carlos ve Smith geiır yor. 1968 olimpiyatlarının ölümsüz sompiyonla ı 200 metre yarışında dünya rekoru kırarok birinci ve ikinci gelen zenci ABD'liler. Seref kürsüsüne cıktıklarında tüm dünyanın gözleri önünde yumruklarını sıkarak havaya kaldıran ve «kara iktidar» propagandasının simgesini yüreklere işleten Bn zenci atlet. Dünya ölcüsünde bir propagandovı m vurucu anda ortaya koyan bu iki şompivon. tısa süre sonra «kara iktidar* m birer inançsız düşmanı oldular. ABD Senatosunun önde gelen MOSKOVA'DA BRUMEL DÜNYA REKORUNU KIRARKEN, TELEVİZYON E K R A N L A R I NİX0N VE KRUŞÇEF'İN KUCAKLAŞMASINI GÖSTERİYORDU. EKRANLARI BAŞINDA SAATLERCE BEKLEYEN TELEVİZYON SEYİRCİLERİ BRUMEL'İN BAŞARISINI İKİ LİDERİN KUCAKLAŞMASINDAN ÖĞRENDİLER. STADDAN ÇIKAN İKİ DEV LET ADAMI DOĞRU MASA BAŞINA OTURDULAR. ERTESİ GÜN DÜNYA BASINI MANŞETLER CEKİYORDU: «ABD İLE SOVYETLER ARASINDAKİ SALT GÖRÜŞMELERİ ANLAŞMA YLA SONUÇLANDI.» polıtıkacıları iki şampiyonu buyük poralorla profesyonel sporcu yaptıiar. Zenci şampıyonlor ıçın «kara iktidar» savaşımı son bulmuş. daho cok para kazanan ıkı sıradan insan doğmuştu. P.ofesyonellık paraları «kara iktidar» icın artık başka «ilahlar», başka «kurbanslar bekliyordu. Bu kurban»ların başında da sporcuyla birlikte seyırcı gelır. 1 !ı İı / / / \ \ \ • / y / ^ A \\ OKYO İtalya'nın eski Başbakanlorından Aldo Moronun Kızıl Tugaylar taratından öldurulüşu Japon basınında genış yankı; lar yaptı. Basının büyük bir kısmı olayı «insanlık dışı, barbarlık» olarak nitelendirirken. bır kısmı da olayla ilişkili bir takım genellemeier yoluyla Japon Kızıl Ordusu'nun güncel konumda veya gelecekte giriştiği veya girişebileceğl e/lemler üzerinde durdu. Japon Kızıl Ordusu'nun gizli bir yeraltı örgutü oluşu bu kuruluş hokkında kesin bir değerlendirme yapılmasına oıanak tanımıyor. Genel olarak Japon Kızıl Ordusu hakkındo bilinen gercekler şöyle sıralanabılir: 1960 Japon Amerikan Güvenlik Anlaşması'na tepki olarak doğmuş. 1956 Mocoristan oloylarını Sovyetler.n bastırış şeklini kınayan bir grubun kurduğu b ; r öğrenci örgütü taraftarlannca oluşturulmuş. Bu anlamda Kızıl Ordu'nun Trockist düşünceyi benımsediğı söylenebilir. Bu görüşü kanıtloyacak ve Japon Kızıl Ordusu'na verilen bir nitelik de «Dünya Devrimi»ns Inanmış otması söylenenlere göre. Kuruluşundan kısa bir süre sonra yapısı lcinae oluşturduğu «Arap Komitesi» yoluyla Dr. Wadi Haddad'ın yonettiğı Filıstın Kurtuluş Ordusunun «Dış Eylemler» örgütu İle ilişki Içlne gırmış, Beyrut'ta belırli bir kuruluş oluşturmuştur. Oluşturulan bu kuruluş. Japon Kızıl Ordusunun uiuslararosı düzeyde ve diğer benzer kuruluşlarla ortaklaşa girişecekleri eylemıer icın gerekli olan militan gücü eğıtecek ve yöneltecektir. Kızıl Ordu'nun. özellikle ucak kocırma eylemleri yoluyla parasal gucünü arttırma cobası icinde olması ilginc bir yönü. Bu yolla elde edilen paraların bir kısmmın eylem icinde olan benzer. ancak parasal güc bakımındon zayıf olan diğer radıkal güclere aktarıldığı sanılmaktadır. Bu konuda Japonyo icinde verileollecek ömek. Kızıl Ordu'nun Narita olaylarında etken güclerden birisl olan Dördüncu Enternasyonel'e parasal yardım yaptığı ile ilglli benzetmelerdir. ^ Atilâ KORYÜREK İij !] II T I \ TnllP 7 Spor seyırci acısır.dan en büyük kıtle eğlence arocıdır. insanın yeteneklerıyle ılgılı olarak seyircıye «estetik» bir anlayış veren spor, bu yeteneklerın «olçulebilir» hale geimesiyie de, seyircıye ayrı bır zevk verıyor. 100 metreyı 9 9 scıniyede koşmak, tek adımdo 9 metreyi geçmek gibi. Sporun hıcbır dalı yoktur ki, bir propagando aracı görevini icermesın Değişik boyutlarda, kişılere ve toplumlaro qore değısen propagancta ogesı, salt bu nedenle gunumuzde sporu cok onemlı kılıyor. Bundan dolayı do spor. türü ne olursa olsun. ulkelere göre değişik bıcımler, yöntemler. uygulamalar kazanıyor. Y AR I N • EKONOMİK SİSTEMLERE GÖRE SPOR... Sovyetler, dünyanın en güçlü tankını geliştiriyor ZIRH: KLASİKT TANKSA\&J? # «T80» ADLI YENİ TANK KARŞISINDA NATO'NUN ELİNDE BULUNAN TANKSAVAR FÜZELERİNIN ETKISI2 KALACAĞI BELİRTİLİYOR Sovyetler Birlıginin çok guçlü reni bır tank geliştirdigi bildinlmektedir. The Sunday Tımcs gazetesinin haberine gore, Sovyetlerin «71 80' adh bu yeni tankı N'ATO nun savunma stratejisıni •MİteETTEBAT: BAKÛBŞI KOfMyUCü UAVA BASIkJCI. 8froiQik SILÛUU RâD5fcS>üMA, VE TOP: FÛZELERİNE k£RŞI UZAKLIK 8EÜRLEyİCİSI VE TİK BlLGİ »25 m m. ÜK TOP. LÛSEB Ü A/IOTORAZAMİ HIZ: DİESEL, SAATTE 4OMİL / OOO BEH3IR GÜOİ U S N BÖ^LECE İNDIRILEBILIVOB. aoyu etkisiz kılabılecek guçtedır. NATO. Varşova Paktı zırhlı kuvvetlerine Karşı. Orta Avrupadaki birlikleri yeni tanksavar füzelerle donatmıştır. Ancak Sovyetlerın yeni T80 tankları karşısında bu füzelerin etkisiz kalacağı belirtilmektedir. Ingiliz istihbarat servisine göre. «T50* prototipleriyle denemeler yapılmıştır bile. Askerı uzmanlar bu tanklann 1980' lerin başlannda Doğu Avrupada hizmete sokulabileceğıni belirtmektedirler. T80in çok dayanıkh olan zırhı çelik, seramik ve aliminyum karışımından. oluşmuştur. Böylece zırh. klasik çelik zırhlardan üç kat daha dayanıkh bir hal« geltniştir. Ingilterede tank uzrnanları, 'T80~ tankının Batılılann elindeki tanksavar füzelerinin buyük bir kısmına dayanabileceğini belirtmektedir ler. NATO. çabalarını 1970 yılından beri bir ya da iki asker tarafından taşınabilen ufak tanksavar füzeleri üzerinde yoğunlaştırarak. bunları geliştirrniştir. Oysa bu füzeJer şimdi T80lere kar^ı etkisiz kalacaktır. Askeri uzmanlara göre Amerikahların ağır Tow füzeleri bile T80 tankına bir zarar veremeyecektir. Yetkililer ancak havadan yere atüan ABD yapımı *Maverick* füzelerinin T80 tanklanna karşı etkili olabileceğini belirtmektedirler. Ancak T80 tanklanna karşı böyle bir savunma sistemi kurmak son derece masrafh olacaktır. T80 tankının zırhının yanı sıra diğer bir özelliği de topudur. T80'in topu. diğer tanklann toplanna kıyasla iki misli daha hızlı atış yapabilmektedir. (Dış Haberler Servisi) Akla gelen bir soru. Japonyo dışındakl ülkelerde belirli bir etkenlik gösteren Japon Kızıl Ordusu'nun nicin Japonya icinde beürqin eylerrtlere girişmediğidir. Bu soruyu kesinükle vanıtlamak olanaksızdır Ancok öngörüiere dayanarak verilebilecek yanıtlar şunlar olabilir• Japon Kızıl Ordusu. benimsediği «Dünya Devrimi» kavramı lcmde, bu kavromın oluşmasma yardımcı olabilecek her türlü eyleml destekleyecek bir kuruluş ve yavılış icinde olocn!<tır. Öu onlamdo kendisl icin tonıdığı eylem sınırları tüm dünva ülkelerini kapsar. • Japon Kızıl Ordusu. oluşturulacak bfjyük bir devnmin zincirleme devrimler do^uracoğına ve dünya devrimini gerceklestirer.eğine inanır. 8u anlamda zincirleme devrimleri baslatacak tek devrim icin Japonva'nın ?n gecerli ü!ke o'modığı yarqısına varmıs olabilir. • Kesin devrim aşaması icin Japonva'doki kosullonn yeterince oluşmodığı vorgısınrion hareketle. bu kosulların oluşturulmasında kotkısı olacak her eylem icinde belirli bir katkı kovmakla beraber, doğrudan ve kesin bir gtriştml. şmd'iik düşünmüyor olabilir. • Aşırı solun ayrı ve bir anlamda celişkili fraksiyonları icinde görünmek veva ver almak istemeyerek. kendi rlüsündüğü yolda belirgin. fakat bugün İcin dikkati cekmeyen bir oluşum icinde, etkenlik kozanmak 'Stiyor olabilir. Bunlar dışında Japon K171I Ordusu ile "gül ayrıntılara inmek olanaksız Ancak kesin oiorak belirtilebilecek bir nokta. eğer bir qün Japonyado bir takım insanlar bir devrim denemesine glrişirlerse. Japon Kızıl Ordusu'nun bu densmedeki katkısı. uluslararası evlemlerden kaznnrfığı deneyler. Darasal güc ve diğsr uluslararosı örgutlerle olan ilişkileri acısmdan, azımsanmoyacok bü/üklükte olabilir. YURT DIŞI İŞÇİ TASARRUFLARI VE tKTİSADÎ KALKINMAMIZ Kâmuran CANKO urt dışında calışmaya giden Işcilerimiz aylık gelırlerınden oyırdıkları payia her yıl 11,5 mılyar dolara varan bir meblağı Turkiye'ye göndermekte, ayrıca gelirlerinin önem İı bır bölumünü de tasarruf etmektedirler. Tasorruf edilen ve yabancı bankalarda yatan bu meblâğın tutarı 810 mılyar mark tahmın edıımektedir. Hükümetin almakta olduğu son isabet li önlem ve kararlarla TL'nın devamlı değer kay bı önlenir, nisbi de olsa ekonomik ve mali bır istikrar sağlanırsa, Turkiye'deki aile fertlerl ve dığer gereksinmeler icin gönderilen işci dövlzi gırdılerinin yılda 2 mılyar dolara ulaşması, ya bancı bankalarda yatan 10 milyar mark işci tatsarrufunun büyük bir bölümünün de yuvaya dön me olasılığı kuvvetlidir. Burada bir soptama yapalım: Ekonomik ve mali istikrar sağlanır ve TL yıllardır maruz kaldığı serbest ve resmi kur ikileminden kurtularak konvertable olursa, millî ge lırden en büyük payı alan işadamlanmızın yabancı bankalarda yatan donmuş ve miktarı bilm meyen dovizlerinm de yuvaya dönmesi veya likid hale gelmesi umulabilir. Y TÜRKİYE DE İŞÇİ ŞİRKETLERİNİN SEKTÖREL VE BÖLGESEL DAĞILIMI SEKTÖRLER Tarım Enerji Madencilık İmalât Sanayii Gıda icki Dokuma ve Gıyim Orman Urunleri Kâğıt Deri ve Deri Işleri Plostık Kimya Gübre Kılden Arac ve Gereç Cam ve Seramik Madeni Eşya Demir Çelik Flpktronık Makine İmalât Deniz Dışı M.S. Ambalâj Inşaat Hızmetler Toplam ŞİRKET SAYISI 1 1 1 52 7 19 11 2 7 1 5 1 BOLGELER iç Anadolu Ege Marmara Karadenız Doğu Anodolu Akdenlz Guney Doğu SAYISI 61 29 24 18 11 10 7 nım şirket olup, genellikle ortak sayısı, ortakhîpayları ve öz sermayeleri ufok kuruluşlardır. Şirketler genellikle ic ve dış kred: sağlomoV gerekli teknoloji, teşvik belgesı ve yetenekll Idc reci temini konularında zorluk cekmektedırler. Salt mali ve teknık olan bu konuların yanmda. işci şirketlerinin gelişmesine Türk hukuk mevzuatındaki giriftlik. sorumlu bakanlık birimlerinin dağınıklığı. bürokratık engeller, yurt dışı terr sılcıliklerinin ilgısizlık ve bılgisizlikleri, kuruluç yeri, proje ve fizibilite etüdleri ile genel yol gös terme görevi yapocak merkezi bir kuruluş veya büronun bulunmayışı gibi nedenıer önemli dere. cede etken olmaktadır Fakat bütun bu olumsuz etkenlerin, ülkemlzdeki yeni gelişmelerın etkısi ile giderilecegine ve yurt dışındoki işci tasorruflarımn yotırımloro dc ; nüştürülerek yurda geleceğ ne Inanıyoruz. Yeni iktisadî kalkınma modelinde devlet ve özel kesi min yanında haik kesimine de ağıriık verilmiş olması, yurt dışındakl işcilerimizin tasarruf veya kotkıları ile kurulup. halen tomurcuk safhasında olan, ilerde pıtırak gibi cicek acabüecek işci şirketlerin gelışmesi icin gerekli ortamı yaratacaktır Kısa bir süre evvel Türkİş Başkonının sen dikal fonların yatırımlara dönüştürüleceğinden söz etmesi, Sosyal Sigortalar Kurumunun milyarlara varan fonlonnın bulunması. Halk Bankası ve Devlet İşci Yatırım Bankosmın güclü finans kaynakları. yurt dışındaki işcilerimizin tasarrufları ile beraber düşünülürse, bu alanda dış ve ic pora olarak büyük bir malî potansiyef vs iktisadî atı'ım olanoğının bulunduğu algısı, yurdunu sevenler icin moral yükseltici bir görünümdür. Ancak yurt icinde ve yurt dışında kulis faaMyetleri sonucu örgüt ve personel vapısı öyle kategorik oluşturulmaktadır ki. değü karmaşık teknik. ekonomik ve hukuki sorunlara. işcilerin en sade insani ve sosyal sorunlanna eğilmekten cabucak yorgun düşülmekte ve hâlâ cocukıuğu muzdo rlinlediğimiz Japonyo kalkınmosındo Batıdan teknoloji aktarma masalı, kendi sorunlorımız yerde örtüsüz yatarken. büyükler'miz ve tsm sılcılerimizin önemli konusu olmaktadır! 21 5 7 1 İşci gelir ve tasarruflorının iktisadî kalkınmamız acısmdan özleııen oranda değerlendirilemediği sanı ve yargıS'nn mevcut olduğunu belirterek, evvelâ işcılerim'zm ai'e ferüerinin gsc:mi icin her ay gönciçrdıkleri döviz paylarını, sonra da yabancı bantcolarda yctan tasarrufları ınceleyelım. Her ay veya surekfi olarak gönderilen dö"iz paylarının. döviz darboğarının etkisi ile devlttımizin zorunlu VP cori dış alımlarıno g'ttiği ve yatırımlara dönüştürülemediği bılinmektedir Gön derilen döviz karşılığı, işcılerin oile fertlerlne öde nen TL'nın ise, bu ailelerin gecim düzeyl dık^ate alındığında. tasarruf ve yatırımlara değil. tüketim harcamalarına gittiğini kabul edebiünz. 1977 yılında işci dövizi girdilerinin 1 mıi/ar dolar olduğunu. bir dolar 25 TL hesabı H İşci oile e lerıne 25 mılyar TL ödeme yapıidığını alqıior isek, bu ödemelerin emisyon ya da iıakiki kay 4 3 3 4 3 1 160 • 160 noklardan vapılması haüerınde. mal ve hızmet arzı sobit kalmak kosulu üe. enHosvon eğH'fni ••>konomıyi hırpalayan önenlı sapmaîar göstereoılır İşcilerimizin yurt dışmdoki tasirruftarı r n JeğerlendinliTiesi konusuna ıse sonıut ornekie e değmmek istıyoruz. Yapılmış değerli bır anke1 calısması sonuclarıno göre, halen vurt lci ve yurt dışında takrıben 400 ışcı şırketı ve/n kurulma oşamasında bulunmaktadır. Bunladan 160 ranesmm fobnkc 'nşoatları bıtmış ve bır kısım fabr'kalar u:e'.'m gecmıştir. Ek tablcda fabrikasını kurrnus ÎC sırketlerinin iktısoö işlsv daHorma .e coq"j' oo:qelere göre dağılırr.ı gorulmektedır Toblonun 'ncsıenmesınden en co>< yatınmın gıda sektoru ve lc Anadolu bölgesıne /opıldığı anlaşıirnaktadır Kurulu bu 'şci şirketen çoğunlukla hukukı staiuleri holka acık ono
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle