18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CVMHVRİYET 13 MAY1S 1978 Y ED l SANATEDEBIYAT İl ALMANYANIN lon blrer bırer gorelım. 1 Temellı oyku a) Bır alana egemen sanılan tepelerın daha once tutu'masm dan sonra bjtjn ccğrofya/a egemen oluş g bı Soıt Fa < ele alocoğı konuda once bır ıkı no<tayı tanıtır Oykuye bas larken ya bır portre \a bır cev re betımler ya da bır gorunum ortaya koyar Soz gelımı Knz oykusune bakalım Temeller «mutekaıt Mıra lay Rıza Beyın portresu ve <o nun oğlu Necmı»dır Her ıkı te mel bırbırınden ayrımlı cevreler icınde ortaya konuyor oyku ge lıştıkce temellerın boğlantısı guclenıyor Saıt Faık ın kompozısyonuno temellı oyku adını verdığım oykulerınde ara sıra temeller konup oyku kurulduktan sonra oykunun butun agırlıgının bır yo da ıkı temel uzerıne yuklenmış obur bır ya da ıkısıne da yanılmamış oldugu gorulur Oyle kı. o üzerme dayanılmo yon temeller kaldırılırsa oyku yıkılmıyor Demek. o temeller gereksızdir Oyku ıcın gereksız olmakla bırlikte onlarda yaza rın soylemek ıstedığl bırtakım nedenler yok değıldır Gereksız temelll oykuye bır ornek Lohusa oykusu b) Temellı cykülerde bır Ikl temel bulunduğunu. oykunun bu temeller uzerıne kurulduğunu soyledık Ara sıra da her temelın ustune ayrı bır yapı kurulmakta. bır oyku icınde soz gelımı ıki temel uzerıne kurulmuş ıkı ayrı yapı goze carpmoktadır Sankı oyku, bır doğıl. ıkı tonedır Buna en lyı ornek. Luzumsuz Adam dakı Ayten oykusudur. Ayten'de bır oykuye gecıldıkten sonra. «Bak bız Üskudarlı Sevım'den zıyade fıstıkcı kızdan soz açacaktık Sevım ı gorunce unuttuk» dıyerek konu degıştırılıp Ayten anlatılmoya başlanır Yanı bu oykuye ıkı tane oykü dıyebılırız Ama Ikısi orosında hıcbir bağ yok mudur9 Her ıkısınde de aşağı yukarı bırbırme benzedığını soyleyebılecegımız ıkı kadın anlatılmaktadır 2 Parcalı oyku Saıt Faık te a\\aV dolaşma cok vardır Dolaşılan bırbırıyle nışkısı pek az olan yerler de ara sıra arka arkaya anlatılır Hepsınde de Saıt ı buluyoruz elbet Ama oyku parça parca demektır Çok zarran parcalar arasındakı ılışkı bırbınnı ızleyen zamanlar icınde bırbınnı kovalamalarından oluşur Mahalle Kah\.esı ndekı Izmır e oykusu. buna ornek olarak ve rılebılır Parcalar arasında elbet «zorakı» bır bag da vardır Bag ıster ıstemez kurulmuştur Ama bu ne kerteye değın saglam bır butunluktur? Butünluk daha cok aynı yazış yolu aynı goruş acısı bulunuşundan ılerı gelmektedır Ama bu yeterlı mıdır'' Saıt Faık ın bu dağınık teknıgı tek bır oykude kaısaydı o oyku ıcm cpek acemıce bır oyku> demek zorunlugunda ko lırdık Ama butun oykulerının aynı tıp oluşu, bıze onun yapı tının cok ozel bır yol olduğunu zorunlu olarak onaylattınyor 3 Denememsi oyku Saıt Faık te olgu ve konu an latmak ıstedığl nenlerın bır aracından başka bır nen değıldır Olqu onda onemsız olduğu denlı de azdır O bıze her oykusunde kendı dunyasını verır Öykulerını bır araya getırır sek, doğrudan doğruya kendı romanı ortaya çıkar Onun bır oykusunun uygun bır parçasını koldırıp başka bir oykusuna eklemek olasıdır Soıt Faık'ın bazı öyküleri aslında onemsız olan olgu kesımınden ayınlırsa. bır deneme ortaya cıkmış olur Boyle oykulenne «denememsi oyku» adın verebılırız Gramofon ve Yazı Makınesı (Mauıalle Kahvesı) once tam bır denemedır ama duyguya dayanan bır deneme Sonra bır olgu anlatılıyor Sut oykusü de denememsi oykulerden dır Saıt .n bu tutumu az ya da cok onun her oykusunde gorulur Saıt ın teknığınde bır cevrenın bır portrenın ya da bır gorunumun oykuye sık sık ter^el yapıldığnı b°lırtmıştık Deneme parçalormm dohı te mel odevı gorduğunu unutma yalım Ama ara sıra oyku baştan basa deneme oluyor ya da denemetemel cok buyuk yer tu tu\or Işte bu tıp oykuler asıl denememsi oykulerdır Bjna en guzel ornek Mektup tHa vuz Başı) ö/kusudur 4 GeıceKustucu oyku Özellıkle son o,kulennde Sa ıt Faık gercekustucj b r nıtelık taşımaktadır Onun gprrek ustuculuge yonelmesı zaten zorunlu ıdı llk yapıtlarından başlayarak, olgudan o'guya atlamalar bırbırıne bagsız sanılan parcalar. gerçekus'uculuge gıdışın belırtılerıdır . Arka arkoya gelen bagsız. anlamsız. karışık parca'ann ust uste ytgılmosı bıze bır anlam belırler Saıt te gercekustucj'jk, duygu ve cagnsımların ust uste yıgılnasıdır Özellıkle fYılan Uykusu» oykusu obur nıtelıkler ba^ımındcn oldugu gıbı gercekustucu teknık bakımından da o'gun b'r yaDittır. ZENCILERI o«r«n AKÇAM Ahmet MİSKİOĞLU Atotürk Eğ. Enst. öğretim üyesl Saıt Faık'ın yapıtı, Insanlar arasında, turlu cevreler ve gonış doğa ıçinde bize bır «azapsı, salt egemen olan cyalnızlık azabunı tanıtır. Bu, varoluşcuların sozünü ettıklerl ic sıkıntısını anımsatan bır duygudur Saıt, Insanları. toplumu, doğayı ozetle değındıği her nen! seven adamdır. bunu sık sık deyımler de Ama hiçbır zaman kurtulamodığı yalnızlık duygusu yüzunden, cevresıyle hep anlaşmazlık içındedır Belki. anlaşmazlık icınde olduğu icın yalnızdır. Sonuc olarak cevresmden kopar. kaçar, aylok olur Yapıtında ceşıtll cevrelerın bulunması bundandır Her çevre ellerınde cok guclu sılâhları olan düşmanlar gıbidır, Salt Ise onların arasında ısevgi, kardeşhk, müsamaha. dostluk. mayıs akşamları» ıle yüklü olarak dolaşır. Bırlikte bulunduğu, sevdığl, kıskandığı, acıdıgı, yardım ettığı ınsanlordan apayrı olan bır insandır; bu yüzden incınır Bu kez de doğaya sığınır Saıt ın yapıtında doğanın asal temlerden blrl durumuna gelmesınln nedeni bence budur Her dolaştığı cevreyı onlardan kaçmasına karşın seven Saıt. doğayı da bütün oğelerıyle bırlikte sever Her kacıştan sonra bir donüş vardır Saıt dostluk Istıyor. yalnızlığın tazab>ından kur tulmak istıyor. Yalnızlık tazab»ından kurtulmak, hıcbir zaman gercekleş • tMEYHANE, KAHVEHANE, PARK, KÖPRUALTI CAMI AVLUSU, ORMAN FAKIR VE KENAR SEMTLER BALIKCI ÇEVRESİ. YABANCIL ÇEVRE. SAİT'IN YALNIZLIKTAN KURTULMAK İCIN AYLAK DOLAŞTIĞI CEVRELERDİR > tİLK YAPITLARINDAN BAŞ LAYARAK, OLGUDAN OLGUYA ATLAMALAR BIRBIRINE BAĞSIZ SANILAN PARÇALAR. GERCEKUSTUCULUĞE GİDIŞIN BEUR TİLERIDIR.» 1964'TE SAĞLAM RAPORU İLE GELDIM, ŞIMDİ SAKAT SAYILIRIM,, a INCELFME Ölümünün 24. yılında SAİT FAİK'in sanatı memiştir Yalnız bır kez. o da duştu, fazap» butun ayrıntılarıyla yaşandıktan sonra. dostluğun sıcaklığına erlşılır. Meyhane, kahvehane, park. koprüaltı, caml avlusu, orman, fakır ve kenar semtler, balıkcı cevresi, yaboncıl cevre, Saıt ın yalnızlıktan kurtulmak İcın oylak dolaştığı cevrelerdır Saıt Faık'ın oykulerının kompozısyonunu temellı oyku, porcolı oyku. denememsi oyku ve gercekustucu oykü olmak uzere dort grubo ayırıyorum Bun Ispanyol'dan Yanki Askerine işln ne burada. clğniye clğnlye yapış yapış clkletinl, maymun yankl, yuta yuto It dıliyle bulantılı cocacola'nı? Soyle, ne arıyorsun Ispanyol topragında? Oenlzim ne zaman senln denlzln cloj, soyle. ne zaman, ne zaman korunaklı llmaniarım, ae bana, senln llmanlann oldu? Ne zaman gordun duşunde, soyle, aydınlık goklerlmın senln olduğunu? Ne zaman senln oldu koyaklanm, tepelerlm ve ırmaklarım? Hangl harltadan oğrendln bütün buniarın Benim değıl de senln olduğunu? Yetmez ml madenlerln sana, yetmez ml fabrıkalann, bankaların, mllyonların? Ee, öyleyse, Isln ne toprağından bunea uzakta, topragıma top tufek sacmak mı? Nerdesin? Bilmez misln kl sessizlık ateştlr burada v» blnlerce goz goziuyor her dakka senl kor etmek için' Guveniyorsun kendlne h a ' Guvenme derlm Ayartıcı mutlu elin cjzdanının uzerinde Butun blr halk solugunu tutmuş beklıyor, oy*a sıntıyorsun sen, Şlmdıden bır kor puskuruyor ofkeslnden, kukreye kukreyel Rafael ALBERTİ Türkçesl Teoman AKTUREL < Kocam 1966, ben 1968 yılında resmı kanaldan Alman ya'ya gelerek ışe başladık Ko cam geldıgınden bu yana K A Fırmasında "alışıyor Hastalıktan goz açamadı Sık sık krank yapıyordu (vızıteye çıkıyordu) «Şımdi fırma kocama krank lıstesıyle bırlikte cıkış kagıdını verdi Bız bu durum karşısındo firmayı mahkemeye vermek istedık Avukata sorduk. Bize dedı kı, Boşuna mas raf etmeyın bır hak elde edemezsınız Aynca odeyeceğınız avukat ücretl mahkeme masrafı yanınıza kalır' Turk Danı şa gittik, o da oyni şeylerl soyledl, başından savdı . «Kocamın hastalıgı meslek hastalığı Doktor raporu ile Işgucu kaybı var Emeklıye ay rılma hakkı yok mu?» A » Ayrı bır seruven daia < 30 81973 tarihinde G Z'de blr tuğla fabrlkasına kontratlı Isçi olarak geldim Fırmanın butun haksızlıklartna roğmen aralıklı olarak 9 9 1977 tarlhlno kadar calıştım Ara vermem de şoyle Işveren her senenin başında fabrıkayı kapatıyor, çıkmamızı veriyor Uç veya dort ay sonra fabrikayı açınca tekrar işe alıyor Bu arada ben hlcbır fır modo çalışmadım Yalnız gecen senenin dokuzuncu ayında fıtıktan amelıyat oldum hat aldım Tekrar rapor almamam Icın şefım doktorlara telefon etmış Ben ısem hala hasta olup ış yapacak durumum yok Bu vazıyet karsısın da ne yapmamı tavsıye eder sınız9 » BEN SOYLEYEYIM SEN YAZ Dusseldorf Istasyonunda bır grup ıscı ıle tanıştık kahve ıct k Memleketten polıtıkadan soz edıldı Soz dondu dolaştı onların sorunlanna geldı Ge ne yaKinma gene yarına guvensızlık. Çekınıyorlardı rahat değıllerdı Adlarının şu ya da bu bıçımde duyulmosını ıs temıyorlardı Sonra ne olur, ne olmazdı9 . lclerınden birlsl dayanamadı «Ne korkuyorsunuz yahu 7 » dedı arkadaşlarına «Omrumuz hep korku lcinde geçtl Korkunun ecele bir laydası olmaz Derdinı soylemeyenin der dıne derman bulunmaz ..» «Haydj sen konuş konuş!» dedı bırkacı «Konuşurum, korkacağımı mı sanıyorsunuz?» dıye karşılık verdı bana dondu «Yaz ar kadaş benim adımı yaz, adım Huseyın Karadenizliyim Ben soyleyeyım sen yaz, yaz kardaşım yaz » Huseyın s garasını yaktı başladı «1964 yılında geldim Alman ya ya Saglam raporu ile geldim şimdı sakat sayılırım Bu Almonya oyle bır yer kı adamı calıstırır elım kanını, ılı Anlattım olayı Hemen muayene ettı arkasından da uc hafta ıstırahat verdı Ne fayda, şımdı rahatım busbutun bozuldu Evde istırahat edemez oldum Raporun bıtıminde ışten atılacagımdan korkuyorum . Bır de dıyorum kı, rapor bıtmeden ışe başlasam'» Ama gozume kestıremıyorum » Kahves nı ytdumladı «Beş çocugum var memlekette Karım hasta, getiremedım Nasıl getırseydlm' Kım bakardı çocuklarıma Hepsıni mı getırseydım' Bu olacak iş ml' Diyelim yarın Işıme son verdiler, sonra' Almanlar kıra Ile bizlere ev vermiyorlar, çocuklu ailelere hic vermiyor lar Dadı istlyorlar, kreş istiyorlar Ortalıkta bir cocuk gor duler mi kıyameti koparıyorlar. Ufak bir cıtırdı, kucuk blr cocuk sesl deliye donduruyor Almanları hemen pollse haber verjyorlar Polısler goçmen ails lerin başında zaptiye amırlerl Bu Almanlar her nedense babalarını degll de cocuklarını korumaya çalışıyorlar1 » BU HAYIMLAR VAR YA . Işyerınde bunca baskı bunca koygı Ya ış saatlerı dışında gecen zaman nasıl9 Korkulardan kaygılardan kurtulmanm olanağı var mı gunun yırmı dort saatınde9 D nleneceklerı rohat evlerı var mı 7 Haftanın yorgunluğurj atccok eğlenme hoşca zaman gecırme yerler var mı^ Hepsı bır oyrı sorun Bekarların yerı geneihkle Heımler Cok yazıldı cız'ldı bu Heımler ustune Almanyanın gecekonduları demek yet mez «Sefalet kampları», «tecrit kampları» dı,or yabanc lar Oralarda yaşayanlar da pek ovgu ıle soz etmezler Heımlerden VVetter Ruhurzda ışe Temel bır kac sozcukle nıteledı Heımlen «Bu haymlar var ya bu Hayımlar, yabancı işcllerin kaldıkları hayımlar, buralara Almanlar domuziarını sokmaztar hem vallah, hem bıllah1 Hele kopeklerlni hic sokmazlar, hem vallah hem billah1 Hayvanları koruma cemiyetl bayrak acar her seyden once » Heımlerde bır oda ortolama 16 m2dır Ucretler yerıne gore degışse de bır ışçı genel olarak 110 DM oder Bır hucre ıcın dort kış den 400 mark alınır Turkıyelı ışcıler genel olarak gece vardıya'arında calışırlar ısteklerınden degıl oyle buyruldugundan Gece colışmak zor, gece vardıyaları tehlıkelı Iş kazolon gece vardıyalarında fazla Bır de uykunun bolun mesı alısılagelmış yaşam duzenının bozulması . Almanya karanlık bır ulke guneşsız nemlı bır ulke O nedenle gece uyanmok zor yorgun ınsanlar ıcn daha zor1 . Bazı Heımlerde ayrı vardıyalarda calısanlar aynı odada yatmak zorunda kolırlar Vardıya saatlerınde uyanabılmek ıcın her ışcının ayn bır ça\ar saatı vardır Sozgel mı ı'k vardıyaya gıdecek olan saatını kurar, erken yatar Uykunun en tatlı yer nde saat oter, otekı uyuyanlar da uyanırlar Gıd*n gıder, kalanlar yenıaei h^'/ler yataga Tam uyuyacs*>orı sıra bu kez vardı>adan cıkan otekı kışı gelır Soyunmak yataga gımek faslı bıter sessizlık baş lar Pesınden bır başka vardı vada caıışamn zılı oter' Boy lece cmgırak seslerı ıle sabah olmuştur Heım bır ıstasyon gıbı dolmuş bosanmıs dogru durbst uyuyan olmamıştır An latıldıgına gore agır ışıtenler, bır çıngırok sesı ıle u/anama/anlar ıkı saatın zıl nı bırden kurarlcr Bırer dakıka ara ıle oter zıller Bır cumbuştur sursr g der Heımıerde1 Robert MAUZİ «Voltaire Son. eren bır dünya, Bousseau Başlayan bı r dunya Artık bır kalıp halıne gelen Goethenin bu cumlesı hepımızı etkılemıştır Dogrusunu Istersenız, Voltaire gerçekten de ayak dıreyen bır adamdır Rene Pomeau yuzyılın ıkmcı yarısında, Voltaire ın. yırmı otuz yıl once gelıştınlmıs bulunan Tanrıcılık»a sımsıkı sanlan hemen hemen tek kı şı olduğunu gostermıştır. Oysa, ıster soylu ıster gulunç bıçımde o'sun, Renan1 dan Mosyo Homaıs ye dek, daba uzun sure yaşayacaktır Voltaire cıhk Gunumüzde Voltaire ın anlayışı işsız kalmıştır Çunku Voltaire her şeyı eleştırmış. belkı de zamanımızın en çok karşı çıkilan nesnesını Sıya sai gücu konu aışı bırakmış txr Rousseau Içınse, sıyasal guç. tam tersıne en buyuk akılyürutme ve ırdeleme ko nusudur Dolayısıyla, Rousseau dan Voltaire e oranla çok daha fazla nefret edıl mıştır Ustehk de en çelışık bıçımde DeJelerımızin dedelen onu butun devrimlerın bozguncusu saymışlardır. ben yandan butun zor ba yoneümlerın babası da sayılabılır Pek seçkın bır Amerıkan eleştırmenı onu Nazıhkten sorumlu tutmak tan çekınmemışdr Bozguncu ve zorbalık yan bsı. Başına bu ikı ayla oturtulan Rousseu'nun gunun bınnde iç enncıne ulaşıp ulaşamayacagı merak edılebılı r dogrusu Butun bunlara ömrunün sonlannda ya pıtma ekledıgı o guzelım puskülün, yaşarjla olumu bırbırınden ayıran Revenes nın yazıldıgı kısacık döneımn dışında yaşarken de barış nedır tatmadıgını eklersek yazgısınıı» ne denlı acınası oldugu kendılıgınden ortaya çıkar Çagdaşlarınca «kotu adam» dıye adım adım izlenen kara çalı nau mahkum edılen. sıkıştırılan. taşa tutulan Rousseau. ölümunden sonra. onu Tanrılaştıran devnm dönemmin dışında, ayru kusurlardan otüru yere çalınacaktır Pekı ama, Voltaire acaba sanıld gi kartar mutlu olabılmış mıdır? Bugün artık ınsan Voltaire ın kaygılar ve korku hastalıklan ıçındp kıvrandıgını hastalık hasta lıgından taşkınlıga gıdıp gr dıgını aklın savunucu'u^ı nu kımselere bırakmi> r bu adamın pek ender sogu kanlı davranab'ldıgınl bilı >oruz En buyük duşu ıs ter Fransa, ıster Rusya Kra Her şeyin karşı karşıya getirdiği iki dev BU YIL, İKI BUYUK FRANSIZ YAZARININ. VOLTAİRE LE ROUSSEAUNUN ÖLUMLERININ İKI YUZUNCU YILDÖNUMU. BU NEDENLE SORBONNE UNIVERSITESİ OĞRETİM UYELERINDEN MAUZI'NIN İNCELEMESİNİ SUNUYORUZ. VOLTAİRE JEAN • JACOUES ROUSSEAU lının bakanı olma arzusu hıç bır zaman gerçekleşme miştır Dunya dan aynlırken. gözunun onunde canla nan son goruntunun. yeryü zunde boşa savaşmadıgma inanmasına ızın venp vermedıgıru kestıremıyorum Ika buyuk adamın bırbırlennden kıyasıva nefret et tıkJerım, zaman zaman kapıştıklannı, özellıkle Ulu Tann ya da dogr'nın halı konusunda çatıştıklannı bılıyoruz. Hatta, bu çatışmada gunün bınnde Voltaire e çok aşagılık bır rol duşmuş, ımzasız bır y<izıyla onarılmaz doğruyu açıklamıştır ve nasıl da etkılı olmuşturl: Erdemlı yurttaş egı tımcı, aıle degerlennm ovgu cusu Rousseau sozumonabeş çocugunu sokaga atmıştıı Evet. Voltaire o gun gerçek ten nefrete layık bır adam olmuştur Yalnız dogrusunu ıstersemz, bu kötü eylem ol masa. hıç kuşkusuz Itıraflar yazümayacaktı Ikı buy uk adam arasındakı nefretı bır takım olumlu gerekçelenn beslediğl çogu kez gozden kaçınlmaktadır. Burada dogal yapılarır. çatışması da var elbet, ama aynca aynı yere gelmek ya da aynı saıa kavuşmak içın kapalı kapılar ardında verilen kavga da var. Ne ganptır. ge rek Voltaire gerek Rousseau Calvın'm yaşadıgı kentm bu \uk adamı sayılmak tstedık İprtnden aralanndakı yan *ın en ateşlı odak noktası Pans deşıl Cenfvre'dır. Ama onlan asıl karşı karşıya getıren, kafa egıtım ve uretımının tanhldır. îkısmın de kendıne gore «adam olma» duşuncesı vardı dola >ısıyla ıkisı dc buyük adam olduklarına ınanmaktaydı Voltaire. bırkaç buyuk aşa mayla, Penklesın ya da XIV. Louıs nın yaşadıkları bırkaç buyuk yuzyılla sım gelenen o uzun suzulme\ı kafasında canlandırmaya başlangıçta hayvansı ya da barbar olan ılkın buyuleyıcı. sonra kuşku verıcı bır nıtelendırmeyle «uygarlık» adını verdıgı kavuşma nın, sıyasal guçle bılgınm mutlu bırleşmesınm yardı mıyla ınsanlıgın agır agrıncelmesını zıhnınde yeru den kurmaya bayılırdı Rousseau ıçınse ınsanoglu tanhın bırkaç buvuk anının değıl. tanhten oncekı, varsayımsal bır zamana yakıştı rılması gereken ıkı a>ncahk h anın meyvesıdır Yaratıcı sınm elınden, dunya karşı sında hayvan kadar uyumlu ve gunahsız olarak çıktıgı anla. o gune dek «yapa\al nız gezgmcıler» gıbı dolaşan bıreylerm rastlaştıklan ku melendıklen. hep bırlikte Tann nın kafalanna Akh \e Bılıncı yerl«ştırdıgını keşfet tıklen an Ikı karşıt göruştür bun lar. dolayısıyla ayn sonuc lara varmışlardır Voltaire m alabıldığıne gorece lyımserlıgı. gerçek sevgısı kuruntuyu kuçuk gormesı ınsanoğlunu her yerde \e zamanda gö^lemesi ınanç konusunda bütün öğretılen karşılaştırması. şıirden tıyatroya, anlatıya varana dek butün bıçımlenyle yazınsal >aratma>a duşkünlugu bulutlara >a da yeldegırmenlenne de^ıl ınsanogullannın tanhını lekeleyen butun hak sızlık \e saçmahklara hat ta ılkın şuradan buradan usulca suzulen sonra karşı Konmaz bıçımde ışıldayan Aydınlanma Cagı'na bıle gol ge duşuren haksızhk \e saç mahklara sa\aş açma arzus ı onu bellı bır dızge gelıştrmeye degıl bır eleştın fel sefesı ıle duzeltımcı u\gulama ugruna butun dızgelerı e nın tersnle ı'mevs gotormuştur Rousseau nunsa tam ter« ııe gerçekten j akasmı kur • ta"djgı tarıhı yururlukten kcldırdsgı uygarlıgı tersmd^n aldıgı ıçın bır «dızge» kurmaya zamanı da yerı de \ ardır Nıtekım herhalde mandırmak ama a\nı zamanda bırılenne karşı çıkmak ve şaşırtmak ıçın buvuk bır kışkırtma atılımıyla Lırkaç \Uda boyle bır dızge kurar Ve kurduktan sonra bıı daha donup bakmaz, orasını burasını duzeltmez Ne denırse densın Rousseau run yaşadıgı yuzyılda bu acîa la\ık bır d'zge gelıştıten tek buyuk vazar oldu, unu kabul etmek zorundav ız Bu da onu bı/e yakınla^tırır çunl u ya\aş yavaş hem de haklı nedenlerden oturu dızg nın dışında duşunce» bulunmadıgma ınanmaya başhyoruz. Çeviren: Bertan ONARAN Isın agırlıgından fıtık olmuştum Tedavım bıtınce ışe başladım 15121976 tarihinde tek rar çıkışımı verdı Ama 9 3 1977 tarihinde ise başladım Benim o fabrıkanın calısmadı gım tarafı kalmadı Çalışma saatımız beliı degıl Sekız saatten 15 saate kadar gunluk çalışmamız oluyor 22 8 1977 gunu bıraz hastalandım Ama gene sekız saat calıştım Muhendıs geldı bana saat yedıye kadar çalısacaksın dedı Ben de hasta oldugumu dok tora gıdecegımı soyledım Ta mam dedı, gerı dondu hemen çıkışımı elıme tutustuıdu «25 81977 torıhınde fırmc/ı iş mahkemesıne verdım Bu sene altı ay çalıstım Fırmadan tazmınat alabılır mıvım9 Isveren benim aylık ucretımı ve ızın paramı mahkemenın bıtimıne kadar vermeyecegını soy'uyor Benim nasıl hareket etmem lazım'' Bu konu da benı yazılı o'araK a,dın!atmanızı anederım A Dıeburg» DOKTORA CIKARMIYORLAR ır Bu baskılar olt ıclo hasta ıscıler korkudan doktora cı kamıyorlar Atesler ıcınde de yansalnt olun zulum ça ış n^ zorjnda kalıyorlar SNH de seramık ıscısı M ' n i rrektubundan bır paragraf okuyahm « Ben bır koyundf» Se romık Fabrikası nda uc sens dir calısıyorum 2? 8 1977 gı nu hostalık nedeni ıle istıra gıni kurutur, posasını çıkarır, sonra da atar sokaga, anladıi mı' » «Benden hayır kalmadı Sag bacagım temellı ıse yaramcu oldu Patron uzun zaman doktora çıkmama ızın vermedı Bızım gorunurdekı patronumuz şefımızdır Izınsiz de çıkmama ızın vermedı Ancak sefı kızdırırsam ısten atılmak tan cekınıyordum Onun gonlu ıle olsun ıstıyordum Fakat adamın bır turlu gonlu yerıne gelmıyordu Her basvurusunda mırın kırın edıyor, senın bır şeyın yoktur dıyordu . «Gecen gece sabaha dek uyuyamadın Isyerıne vardım, çalısacak mecalım yoktu ŞefıPath ta Elızabet Hastahanemı dınlemeden dogru doktora S'nde col s^a Doktor Parmaı<cıktım Sef peşım sıra dok s z aı la'tı tora telefon etmış adımı yazdırmıs Bu adama rapor ver«Bızım hastchanenm perso1 meyeceksın demıs» nelı Turk yelı ışcılerden yana Huse/ırı ın alnı genldı gozlerı pek dertlı Sebebı de gece buyudu ocıl servıse gelen onlar işkazası ycpan onlar Bu yuz«Bre hey Allahsız adam1» dı den nobatcıler uyuyamazlar, \erek surdj'du «Tam on uc yıl dır 110 tonluk vınçle çalısırım Turkıyelı ısçılere ofkelenırl« ayakustu Mum gıbı erıdım, tu Neden otekı ulkelerden degıl de hep Turkıye den' Bilmezkend m Netıceyı kelam dok ler kı gece vardıyelerlnde cotor adıma baktı bana baktı, gunlukla calısanlar bızımkıler yan yan baktı Bacaklarımı muayene ettı usulen gogsumu Is kazaları da gece calısanlarda fazla olur Sankı isteyefa'an dınledı Senın bır se rek kaza yaparlar sanki ıston ok dcgru ısınm basma1» 1 yerek hasta olurlar dedı «Kafamın tası attı Dedım Kecı can derdınde kasap ben hastayım, sana ınanmıyo da yag demışler rum dedım Ver evroklarımı YARIN başka doktora muayene olacagım dedım Aldım kagıtla rımı gıttim ayrı bır doktora. BİR OARACIK OOADA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle