19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHUPJYET 8 NlSAN 1978 Y E DI SANAT EDEBİYAT Toplumsal çelişki ve Sabahattin Ali Ölümünün 30. yıbnda Sabahattin Ali'nin gerçekçi hıkâye ve romanındaki yeri belirtiliyor Aysel ÖZAKIN Demir ÖZLÜ Husnst muhasebe müdürü bıle beı pardesusunun ustuna sıhndır şopkayı oturtmuş «1 55» boyu ilo ön tarafta yer almıştı. (Asfalt Yol Yenı Dunya 1943) Vılayetı ıstasyona bağlayan asfalt yolun açılış torenıne koykıler de burokratlar da katılırlar (Bır koy oğretmeninin notlarından) «Bugun omrumun en me»ut gunu ıdı Şehrin kenarında taklor kurulmustu, butun memurlar resmı elblseleıinl giylp gelmlşler Hususl muhasebe muduru bıle, be| pordesusunun us tune sıhndır şapkayı oturtmuş, <1 55» boyu lle on tarofta yer almıştı » «Yerime dondukten sonra aktıma geidl, koylulere, yakına getmelerl Icln Işaret ettlm Bu yol herkesttn evvel onlann demektlr Birkaç tanesi ilcrleyecek oldu, candarmalar bırokmadı, ben d* seslml çıkarmadım ama neşemln yarısı kactı» Vılâyete yakın koye oğretmen ta/ın edılen genc adam koylulerın mahsullerınl tasımaktakı perışan hallennl gorur, koyun yakınından gecen yolun yapılması ıcın çeşıtlı koylerden dılekceler verdirır Vıiayetle demıryolunu bırleştırecek koylerlnde ekonomık faydasına olan yol bu dilekler uzerıne değıl, fakat vilâyete gelen bır devlet buyuğunun, bu yoldan gecerken otomobılınde rahatsız olması uzerıne yapılır. hem de asfalt olarak Ama daho acılış torenınde koylulerın asfa't uze rıne cıkmasına ızın verılmez «Koyluler belkı acemılıklerinden, belki de bır şey soylerler dıye cekındıklerı icin, asfalta bcsmaya cesaret edemiyerek yolun Ikı kenarındakı toprak kısımda yuruyoriar ve buyuk goz lerle ortaya, uzerlnde taze otomobll lastigı ızlerı ıslak ıslak porlayan osfalta bakıyorlardı » Daha sonra da kognıları vs ökuz arabaları asfaltı şıddetle tahrıbedıyor dıye bu yoldan gecmelerı yasoklanır Asfaltın yapılma'îina amele yazılıp acık ta yatan koyluler de «Beş on kuruş kazanıp vergl borcunu odeyecekler» Vali devlet buyuklerıne hoş gorunmuştur, ama bu Işten asıl kârlı cıkon, asfalt yolu gerektığı gıbı yapmayan muteahhıttır * Kuyucoklı Yusuf romon nın, Anadolu Turk toplumunun ya şamının 1903 1914 yılları kesımını ele olıp gosterdığı duşunulurşe uc romanı ve yıgınla hıköyelerı ıle Sabahattin Alı nın butun bır 20 yuzytlın ılk yarısındakı toplumsal oluşumumuzu en belırlı en keskın cizgilenyle anlatmış olduğu anlaşılır Bır yanda landarmaya bırakılmış, kendı yalnız ve uysal kaderını yaşayan ama aslında sırtından gecınılen koyluler vardır Ote yandaysa onu ezen, onun sırtından gecmen eşrafln burokrası, Turk toplumunun 20 yuzyılının ılk yarısındakı en belırgın celışkısı budur bu top roklar uzartnde yaşayan ınsanın trojjgj de bu derın sınıfsal çelışkıden kaynaklonır Sabahattin Alı bu derın toplumsal cel şkıyı ve bu celışkl lcındekı Turk ınsanının traıigını en dar ya da genış her turlu şematızmın dışında en ınsancıl anlamda yaşayan canlılığıyla gorup gosterdı As/o tarzı despotık devlet yapısı AvrLpo kapıtalızmının etkılerıyle cozulunce 20 yuzyılda devlet yapımızı kuran gucler merkezcıl otorıter mılıter anlayışları oluşturmuşlardır Aracı burıuvazıyı ayak ta tutan onu ayakta tutarken de ıcınde ulusal burıuvazı karşı tezını guclendıren 1923 de ıktıdarı ulusal tıcaret ve zorla yarotılon malı burıuvazıye kaptıran 1908 deneyı «Işte 1908 hareketi ve halK oSokagın başından ıkı candama ıle genc bır candarma çavuşu belırdl Hurrıyetın ılânından berı oldukça kendilermı gösteren bu devlet kuvvetlerıne karşı halk, eskı zapfyelere yaptığı gibi lâuballllk gosteremıyor ve bir tanesi bır yerde gorünunce herkes ışıne gucune gidıp üstune ış açmamayı tercih edıyordu.» (Kuyucakh Yusuf, s. 95)» Sabahattin Ali, uç roman (Kuyucaklı Yusuf, lcımızdekt Şeytan. Kürk Mantolu Madonna) bırcok hıkâyeler (Değırmen, Kağnı, Ses Yenı Dunya ) mızah hıkâyelerı (Sırca Koşk), şıırler (Dağlar ve Ruzgâr) yazdı Gercekçı anlamda Turk hıkâyecılığının, daha doğrusu modern maddeci Turk duz yazısının kurucusudur Eşsız hıkâyeler yazdı . Bu hıkayelerde sadece en damıtılmış anlamda bır toplumsal bılınc sadece en doğru toplumsal ce'ılışkilerın gosterılışi yoktur aynı zamanda her ceşıt yozlasmadan uzak ınsansal bır bakış halkın ıcınde butun bu tanhsel baskılara karsı \aşayan ınsansal eğılımlerın de gosterılışi vardır 1940 yılları 1940 yılına gıden yıllar edebıyatımıza modern aniarrda maddeci duşuncenın geldığı edebıyatımızı otantıklestırdığı ayaklarını yere bas tırdığı donemdır Maddeci gercekçı edeb yatımızın kuruluşunda en buyuk onur payı Snbahattın Alı ye duşer O bu anlayışın duzyazı alanındakı hıcbır sopma göstermeyen, en halıs temsılcısıdır Artık bu noktadan sonra ornegın «lcımızdekı Şeytan» ro mannda yazarın romana fazla müdahale ettığı yo da kah ramanlarını fazlaca duşunsel konuşturduğu gıbl elestırılenn onemı yoktur Çunku edebıyotlarda kurucular'ın yerleri baskadır Sabahattin Alı yalın bır kurucu da değıldir Onda gercekliğln maddeci blllncl patlak vermektedır. TÜRKİYE'DE ÇOCUK DÜŞÜRME VE KÜRTAJ SORUNU Dr. Erdal ATABEK INCELEME ARASTRMA ROPORTAj MADDEC! GERCEKCİ TURK EDEBİYATININ USTASI SABAHATTİN ALİ Evlilik içi gebeliklerde çocuk düşürme eğilimi, genellikle çok çocuklu aileierde belirginleşiyor bulunduğumu cok kısa blr sure Içlnda anladım. Konuyu hem hekimler hem halk acısından almak kesın olarak zorunluydu Ayrıca konunun tabanında yatan sosyal, moral ve ekonomik faktorler de dıkkatle Incelenmeliydı Bu konuda dunyadaki gelişmelerı bllmek ve ulkemizın ızleyeceğl yolu tesbit etmek halk sağlığı acısından olaganustu blr önem taşıyordu Butun bunların sonucunda bu konuda geniş arastırmaların yaoılması ve prensipal tedbırlerln alınmasında geç bile kalındığı sonucuna vardım Ama cımız daha fazla gecıkmeyi onlemek ve bilimsel gerçeklerle toplumsal bır sorunu çozmek olmustur Aydınlar ve Dil ların dıle getırdığl düşüncelere de yakınlık duymayabılır Seçkınleşen bu dıl yuzunden halk aydınlara «Zuppe» sıfatını da yakıştırabılır Halkla aydınlar arasındakı bu engel elbette halkı ogrenım gorme. yetışme olanaklarından yoksun bırakan duzenın suçudur Eu duşunce nesnel olarak doğrudur, ama bu olumsuzluğa oznel olarak karşı cıkmak, duzenı değıştırecek guçlere bilgl ve duşunce aktarmanın yollarını aramak. duzenln değışmesınden yana olan aydınların başlıca sorumluluğudur. Bu sorumluluğu duyan oydınlar, sanatçılar önce kendılerıni seckinleştıren. kendılerine ayrıcalıklar tanıyan duruma karşı olmayı bılmelldırler Onlann haiktan daha zengın bır soz dagarcıgma kavuşmuş olmalan. soyut kavromları kulianmaları doğoldır ama halka bılgı verırken, duşuncelerını oktarırken ya da propaganda yaparken kullandıklan dılı bılınçle gozden geçırmelıdırler Bu amacla kullanılan dıl açık secık yerleşmış sozcuklerden oluşan, somut ve yalın bır dıl olmalıdır. Dıl konusunun ne kadar onem taşıdığını gormek ıçln radyolarda, televızyonda duzenlenen acık oturumlarda konuşan aydınların cogu zaman halka sıkıcı geldığını ızlemek yeterlıdır Hclkla aydınlar arasındakl bu kulturel uzaklığın, dıl uzaklığının egemen guclerın ışlne yaradığını unutmamak gerekıyor Kültürel duzeyı genel olarak duşuk olan sağ duşuncenın sözculerı çoğu zaman halka ckurnazlıkla» yakloşıp, onu kendı duşuncelerinın doğrultusuna cekebılmek ıcın «Kalender», basıt blr dıl kullanıyor Işte halkın sağ duşüncenin tuzağıno duşmemesını ısteyen solcu aydınlar kurnazlıkla değıl, sorumluluk ve bılınçle halka saygılı ve yakın olmaya calışmalıdır Sade alcakgonullu bır dll kuilanarok dılın bır aroc olduğunu unutmadan ve aydın seçkınlığını yıkmaya calışarak . O ık sık aydınlarla halk arasındakl ko^ pukluktan uzaklıktan soz edlliyor. Bılındığl gıbı bu uzaklık sınıflı toplum yapısının sonuçlarından birldır. Egemen gucler halkın bılgısız kalmasını, aydınların ıse duşuncelerını ve bilgılerinl holka ulaştırma olanaklarından yoksun olmalarını ister cunku aydınlar aracılığı ıle bılgılenen halkın bılınclenip kendı egemenlıklerıne son verecek atılımlarda bulunmalanndan korkar Öyleyse bu gerceği goren ılerıcı solcu aydınların egemen guclerın koyduğu bu engelleri aşmaya calışmaları gerekıyor. Kapıtalıst ışbolümunün sonucu olarak haiktan uzak yaşayan aydınlar külturel duzeylerının de yuksek oluşu nedenıyle haikın anlayamayacağı ayrı bır dıl seçkın bır dıl kullanma egılımi gosterırler Boylece bu ust duzeyde, soyut kavram ve sozlerle dolu dıli anlayamayan halkta aydınlara karşı bır kuskünluk hatta eksıklık duygusundan gelen bır hınç doğabılır Bu nedenle halk on uksek Sağlık Şurası nın 1869, Aralık toplantısında gorusulen adlı dosyalar arasında bulunan ve heklm aleyhln* kurtaıa tsşebbus ıddıasıyla acılan bir dava dosyası dolayısiyle «Çocuk duşurme ve kurtaı» konusunda bır goruşme acıldı Bu goruşme sırasında konunun munferıt vak'alar olarak kabul edllemeyecegı ve Turkıye çapındo bır problem oldugu goruşu benlmsendi Yuksek Saglık Şura sının bu konuda blr araştırma yapmosı ve araş tırmanın sonucunda prensipal tedbırler üzerınde durulması kararlaştırıldı Bu araştırma gorevı şahsıma verıldığl gunden Itlbaren yaptıgım calışmalar sırasında sadece Turkiye capında degıl, dünya capında blr problem karşısında TANPINAR'LA ATAY'IN ROMANLARI Dergiler Arasında Konur ERTOP : ngıliz edebıyatı Profesorü Dr Berna I Moran «Edebıyat KuraTiları ve Eleştırı» yapıtıyla edebıyata ve eleştirlye bılımsel acıdan bakılmasını sağlayacak yararlı bır kılavuz koymuştu ortoya Zaman zaman dergılerde yayınladığı Incelemelerde de kuramsal bılgllerinın so~ mutlaşan uygulamalarını verıyordu «Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Saatlerl Ayarlama Enstıtüsü» adlı Inceleme bunların sonuncusu (Bırıkim dergısı) Yazıda «Saatler » romanının son iki yüz yıllık toplum yaşamımızı kultür değışmelerlmızı nasıl hıcvettığı gösterıliyor Batı lle Doğunun karşılaştırılması Batılılaşmada bızım ızledığımız volun değerlendırllmesl geleneksel uygarlığımızın Batıdan aldıklarımızla kuracağımız bıleşım lcmdeki yerı Tanpınar'ın başlıca konularından dır Sozkonusu romanında do eskl uygarlığımizın olumlu ve olumsuz yanları Batılılaşmanın getırdığl calkantılar, özellıkle Cumhurıyet donemlnde ortaya konan hızlı ve köklü değışme homlelerl ele alınır Romanın bu konuyu Işlerken dayandığı anlatım teknıği dıkkatle aroştırılmıs Dünya romanında başlıca hıcıv yöntemlerl hatırlatıldıkton sonra «Saatler » de «toplumu blr gözlemcl ku!lanarak elestırrre» yöntemının özel kullanılıs bıcıml gösterılmış Romancının hangi oğelerden yararlanarak hlclv yön temınl olusturduğu acıklanmış Okurla paylaştığı normlar sısteml saptanmış Incelemenın romanda egemen «abes» duygusunu vurguloyan bolümü lle kullanılan aulmece teknıklerıne ayrılmış bölumü özellıkle dıkkat çekıyor. BATI TAKLIDI HAYAT Eskl uygarlığımızın cBatıdakl bılımsel ve ekonomık gelışmelerden habersız, dıne yonelık ve gercekçı olmayan» yonunu eleştıren roman cCumhurıyet dönemının gecmışle bağlarını kopararak yeni bır Türk toplumu yaratmak cabasında düştuğü yanılgılar... Polıtlkacılar, üstyapıda yapılan köksüz devrımler, bürokrasi Batı taklıdl hayat blcımunl de yergı konusu yapmaktadır Incelemede butün bu noktalar gösterıldıkten sonra «ışaret edılen cıkar yol». «hlclv konusu olmayan» ıkl kahramandan yola cıkılarak gösterılmış Bu noktada tlş» kavramı ve «üretım» sorunu üzerınde duruluyor Boylece kültur ve uygarlık sorunu ekonomıyle temellendlrlllyor«Kendı uygarlığımızı kendl hayat şekıllerlmlzl yaratmak ıcln her şeyden önce kendi gerceklığimlze uygun blr uretim orogramına ıhtıyacımı? var» BUGUNKU 30 YAŞ KUSAĞI Oğuz Ata/ ın «Tutunamayanlam ro manının «Saatler . » romanıyla blrcok yakınlıkları vardır Bu oyın dergılerinde bır raslantıyla Atay da bir Incelemenin konusu M Kadrl Atabaş'ın «12 Mart ve lıncaltı Oğuz Atay» adlı yazısı (özgür Insan dergısı), yukarıda sozunü ettığımız ılk Inceleme gıbı sıstemlı ayrıntılı bır calışma urunu değıl, 1960 1970 done mınde Turkıyede sol hareketın gelışme lerıne ve 12 Mart romanlarına koyduğu tanılamanm tek yonlü olduğunu soylememek elde olmayacak. Hareketi butün bütüne «bugünkü 30 yaş kuşağına» bağlaması abartmalıdır, 12 Mart rornancılarını «ıcınde vaşadıkları donemın duy gusallığına» bağlamasında da haksızlık vardır. TOPLUM OLAYLARI Oğuz Atay lcin söyledıklerınde de abartmalar gorüluyor Ancak «Tutunamayanlar» ve «Tehlıkelı Oyunlar» yazarının, Cumhurıyet Türkiyesınde aydın kesımi elestırme mekanızması Batı külturunun Doğulu kultur ortamıylo ılışkılerını hesaplaşma konusu yapış volu üzerınde durması ilgi cekıcıdır Atobaş Atay'ın romanında toplum olaylarının etkıledığı Insan lc dünyasına eğılıyor Romancının ınsan ic dünyasını. bılincaltını yaratan toplumsal etmenlerle nasıl hesap laştığını gostenyor Atay ın bunu yapar ken kullandığı anlatım ozellıklerlnl karamızahını bazı cizgilenyle tanıtıyor İKİ KENTİN OZANLARI Hacettepe Onıversltesl Fransız DlII ve Edebiyatı Bolumü Derglsi dılbılimın çağdaş yöntemlerınl edebıyata uygulayan ılgınc incelemelerle yayımlandı Doc Dr Bedreddın Comert. dergldekl incelemesmde genel dılbilîmın şıır değerlendımesınde getlrd ğl yenl olanaklar üzerınde duru,or Prof Dr Suheylâ Bayrav gootegeDİIımsel eleştırlnın uygulayacağı tAnlatı gramerı»ni genel cizgilenyle tanıtıyor Dergıdekı Ilgınc yazılardan blrl Doc Dr Tanıu Inal'ın «Ortacağ Fransız Şıırlnde Parıss adlı Incelemesl Yazıda Fransız baskentının Ortacağ Fransız şılrlne nasıl konu edınıldıgl o neklerıyle qösterılmekte Kentı cennet sayan ya da kotülüklerın yuvası bır rehennem al bı gösteren dıze'er Sanatcılar yaşadıkları gerceklerı yaşamlarının Izlerlnl koymuslar şıırlerıne Bızım Ortacağımızın kendı başkentımızi anlatan surlerınl duşündurüyor Inal'ın yazısı Istanbul «şehrengızılerınde anlatılanlar kortın aercek yasamından ne kadar uzak' Dıvan şıırının toplumdan ve Insandan kopmuşluğu bu canlı örnekte de gorü nüyor... J Ölümsüz'e Yaşamak... Clddl bir iş bugday buyutür glbl ve guzel duvende blr çocuğun bakışlorındokl kadar Problem muhtemelen insanlık tarıhı kadar eskıdır Zorlayıcı faktorler, toplum ların sosyal ekonomık ve moral durumuyla degıstıgı halde, problemın tıbbı yo nu değışmemektedır Is tenmeyen cocuk tıbbı veya tıbbı olmayan ceşıtlı yollar la duşurulmekte ve boylece cıkması muhtemel sorunlar da ortadan kaldırılmaktadır Konunun kapsamını ülkemız acısından tesbit etmek uzere hekimler arasında yap tığımız anketın ılk sorusu olan «Çocuk duşurme ve kurtal sorununun Turkıye capında bır problem oldugu kanaatınde mısınız'» so rusuna butun hekımler «EVET» cevabmı vermışlerdır Evet cocuk duşurme ve kurtaı sorunu Turkıye capındo bır problemdır SOSYO • EKONOMIK FAKTORLER «Dogması ıstenmeyen ço cuk» problemını yaratan sosyo ekonomık faktorlerı ıncelersek bunların başında aılelerın belırlı bır yaşama duzeyıne uymuş olmalan ve doğacak cocuğun bu duzeyı zorlamasını buluruz Her çocuk bakımı beslen mesı gıyımı egıtımı ıle bugune ve yarına yonelen ekonomık bır tuketıcıdır Catış ma cagına ya da egıtım so nurdakı calısma donemıne gelınceye kadar, yenı bır tuketıcı ferde aılenın gogus germesı gerekmektedır Bu konuda aılelerın belırlı bazı eğılımlerı vardır Bu egılımler aılelerın a) Ekonomık gelır duzeyıne, b) Sosyal duzeyine, c) Eğitım du' zeyine gore degışmektedır Bu calışmanın halkın bu ocıdan ve eğılımlerı bakırmdan yapılacak ayrı bır cahşmaylo zengınleşmesı gereklıdır Fakat hekimler anketınde 6 soru olan «Çocuk duşurmeyl ve kurtaıı zorlama ama cıyla «kanama» husule getlrmeye teşebbus eden kadınlar, kanaat ve calısmala" rınızın yarattıgı bılgılere gore, daha cok evlilik ıçi mı, evlilik dışı mı olan gebeliklerde olmaktadır Eğer verebllırseniz, bu ikı ayrı durum hakkındak! kanaatınızl veya bllginızı yuzde olarak belirtıniz» şeklınde sorulan soruya verılen cevaDİarda evlilik ıcı gebelıklerdekı co cuk duşurme nedenı olaraK gosterılen «Çok cocuklu aıleler> cevabı dıkkat cekıcdır. Gercekten de gerek gebelığı önleyıcı colışmalar, gerekse cocuk duşurme teşebbuslerı cok cocuklu aılelerde ya da cok cocuk doğurmuş kadınlı aileierde artık cocuk ıstememe problemının bulunduğunu gostermektedır Çok cocuklu aıle deyımmden kac cocuğun kasdedıldığı elbette degışık yerlerde degışık anlamlor ta şımaktadır Genellıkle şe hırde yaşama koyde yaşamaya gore dcho az cocu ğa yer vermektedır Koylerde doğurma sayısı pek coktur Yaşayon cocuk doöurma sayısıno gore azdır Koy lerdekı eğılım cocuk olum lennı kısmen doğal bır oloy sayma şeklınde belırmektedır Şehırlerde Ise eğılım doğurmayı onleme şeklınde belırmektedır Şehırlerde Ismail Mert BAŞAT İğrenç Gölgesi Çağın Kan clcekleri acmıştı obek obek Dagılmıstı nar taneleri Tum glzlerl saçılmıştı yerlere Gelip onu bulmuştu kahpe bir kurşun Vurulmustu Dar bir kaldırımında Istanbul'un .. Saçları Olmadan blçllmlş başaklar glblydl Savrulmuştu darmaâagın Açmamış gonca bir gul kadar taze kanı Yayılmıştı bembeyaz goğsune Yapışıp kalmıştı, son bır armağan gibl Ellerıne, dudaklanna, yuzüne .. Mavl, çocuksu gozlerı apaçıktı Saplanmıştı boş bakıslarla goğe Duşmustu Ikl yanına kolları O iğrenç golgesi vardı yuzunde, çağın Ve kenarmdan kan sızan dudakları Tukuruyordu Içlne Boylesl blr dunyanın . ULUFER (Şaırın yak nda cıkacak olan B R YERLEPDE BIR KADIN adındakı kıtabından) Yollar yureğlrnde düğümlenmiş bır akşamustu ölümu duşunurum ışıkları yanınca evlerın Butün günahlar yıldızlara karşı Savaşı var Içlmde karanlıkların Yağmurlar hep gözlerıme yağmalı Neyln varsa ver almadan Sonra cek başını vor gıt Ölumü duşunurum ışıkları yanınca evtarın Usanır martılar ölü qozü yemekten insanlar da şarkılar gıbldir blrgün esklr Yitik Şarkılar Herşey yerll yerlnde duracak blr zaman Deniz aldıklarmı ergec verır Incirlerl yarılmış, narları yolunmuş blr dalın icinde Yaşadıklarımızı anarız korceslne Ve sonra cenksiz ve kinslz bir dunya yaratırız insanlar da şarkılar glbldir bırgun eskır Taş gelmlş bağrıma toş ustune dağlar dağlcra dusmuş Tanrı gorse ürker yalnızlıgından Alablldlğıne blr gok var ustumuzde Aynı guneşln ısıgındayız Turkıyem altmısuc vılâyet Kimbılir sen hanglsındesin Ellerimız nerde hangl denlzde gozlerlmiz Tanrı gorse urker yalnızlığımdan «normal» sayılan cccuk sa yısı gensı olarak ıkı veya uctur Tek cocuk bazı aydın kesımde tercih edılmekte ıse de bunu sadece tercıhe baglamak gjctur Çok defa dogan ılk çocuktan sonra belıren problemler aıleyı yenı bır cocuk yapmamaya goturmektedır Fakat cogunluk ıkı veya uc cocugu «normal» saymoKtadır. Bu konuda yapılacak genış bır araştırrra ılgı cekıcı olacak tır «Turkiye de Nufus Sorunu Karşısında Halkın Dusunce ve Egllımlerı» konusunda bır araştırma yapan Bernard Berelson Saglık Bakanl gı M llı Egıtım Bakanlıgı Devlet Planlama Teskılatı vs AID Araştırma Burosunun ış bırlıgıyle 240 koy 46 ılce ve 29 sehırdekı araşt rması so nucunda «Turk aıleleriiın %60'ının 2 4 cocuk ıstedıgını» tesbit etm ştır Turk yede kucuk aıle kavram nın u/gulamada degılse bıle d j şuncede kesın olarak yerleş tıgı sonucuna varan arastırmacı a le genışlıgını sınırlandırma ıstegının Turkıye de yaygın olduguna ve ha1kın ortak goruşu haune gel dıgıne degınmektedır «Turkıye de çeşitlı halk tabakalarındakı dogum oranları» ustune duşuiceler oıdukca ılg nctır Genellıkle, zengınlerın fakırlere oranla daha cok mu daha az mı, yoksa aynı sayıda mı ço cukları vardır7 sorusuna olınan cevcplardan cogunlugunun şu duşancede oldugu sonucuna varılmıştır «Zengınlerln daha az çocuğu var dır» Zengınlerın aaia az co cuk yapmalarının nedenı onlann bıyolopk bakımdan daha az ıktıdarlı o'maları başka turlu beslenmelerı ya da daha az cınsel ıl şkıde bulunmaları degıldır bu yal nızca, daha az cocuk ısteye rek dogumu denet'emelern aen ılerı gelmektedır Yone tıcıler ve uzmanlor gıbı da ha yuksek mesle* sahıplen nın dusuk duzeydek res \eX erbabına oranla gercek ten daha kucuk aıle k ırTa ları bu dusunceyı destsklemekted r Koylerde ıse dogum sayısı smrlanmamaktadır Çocuk yaşatma sartlannın gucluğu ko/lu aılelerı bır vandan rio ğurmayı arttırmoya ve «olen olur, kalan kalır» zıhn ye'ı ıcınde dogumla seleksıyon yenne olumle seleksıyonu adeta kurallaştırmaya yonel tırken dıger yandan Kir ık bolgenın sag'adıgı genış yaşamo şartları tarımda kol gucune duyulan ıntıyac ve genış aıle/e ustunluk bagışlayan feodal duzen «çok cocugu» ongormektedır Koy ve şehır yaşayışı arasındakı belırgın fa Kiardan bırı de aıle buyuklugunde ol maktaaır, Eger çocuk sahıbı olma/ı sadece ekonomık faktorlere baglamak murmun olsaydı en co< gelırlı aıle erın en çok cocuklu aıle er olması gerekırdı O\sa durun bJ degıldır hatta durum tersınedır Ancck cocuk sahıbı olma ıstegını ekonom k şart arın onemlı şekılde etkıledıgmı kabul etmek gerekır Ekonorrık şortlann yarattıgı onem I sosyal bır durum calışan kadının cocuğudur Kadının colışma haya ına gırmesı beraberınde bazı tedbırlerls desteklenmel >dı Özellıkle calışan kadının yonunden O/sa durum boyle olmamış calışan kadın cocuguna gereken kreş ev h zmet lerınde alet ve yardımcı g bı prob emler cozulmeden ca lısma hayatına atılmak zo runda kalmıştır Bj durumda calışan kadın ev'ıiı ğınde ya cocuk sahıbı olmayı ertelemek ya da cocuk sahıbı olmayı ıstedıgı zcra na gore duzen'errek zorun lulugunu duymuştur Tab ı ı°tedığı kadar cocuga sn hıp clmak da bu ısteklerın bır dığerı olmustur Özeıle sosyo e^onomık faktorler koyde bu/uk olan a 'enın şehırde kjçuljsu ekonomık faktorlerın şehırde oaha etken duyulan bas<ısı ça'ışan kadının karşılast ğı cuc'ukler gıbı ceşulı şartları yaratarak cocuk sahıbı olma ıstegın ve kararını etk le mekted r YARIN SOSYAL VE MORAL F&KTORI PD Ayhan HÜNALP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle