19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
D ÖRT CUMHURİYET S NlSAN 1978 ANKARA NOTLARl «BİLE BİLE TUZAKLARIN İÇİNE YÜRÜNMESİNİ İÇİME SİNDİREMEDİM» Son gunlerin onemli tartısmalarındon bıri, DİSK ve oteki demokratik kuruluşlarca gırişılen «faşizme ihtar eylemleri» ıls bu eylemlere karşı Basbakan Ecevıt'm «Bizlm bu kuruluşlara diyet borcumuz» yoktur yolundakı demecıyle ortaya cıkcn, acıkça soyieye/ım, soğuk havaydı. Ecevit bu konuyu şoyle anlatıyor: «...Ben bu tartışmayı uzatmak niyetinde degildim. Beill eylem turlerine ben muhalefetteyken de karşı çıktım. Benim tırmonışı hızlandıracak, faşizmin işini kolaylaştırocak ve halkın gozunde sola göige duşurecek eylemlere karşı olduğumu, partimin karşı olduğunu herkes biliyordu. Karşı olusum da yalnız yasalara aykırı oluşundan değil, demokratik surecin mantığına aykırı oluşundan... Hic kuşkusuz bazı demokratik kuruluşlarının da CHP'nln ik tidara gelişinde katkılorı oldu. Ama «CHP iktidara geldiğlnde belli eylem turlerine müsomaha ile bakacaktır,» diye bir beklentileri olmamak gerekirdi, cunkü kendilerine öyle blr soz vermemiştlk, öyle bir umut vermemişlik. Bize boğlanan umutları başka konularia ilgili ofmak gereklrdl. O nedenle bizlm bu tur eylemler karşısında, bir tarafı önleyicl bir davranış icine glrerken başka düşüncedekl taraflorı musamaha ile karşılama glbi bir borcumuz yoktur. Bunu belirlemek istedim. Kaygımı acıkça bellrtmlş olduğumu sanıyorum, o günler de... Bircok ülkede son yirmlotuz yılda belli bir tuzağın nasıl kotarıldığını gördük. Ve daha da ilginci, birkac ay önce, İkinci Cephe hükümetl döneminde TRT'de yayınlanon programlarda bazı buyük devletlerin gizll istihborat örgütleriyle ilgili programlarda bu tur tuzakların nerelerde, nasıl hozırlandığı ve ne kodor düşük rr.allyetle hazırlandığı. cok acık biçimds, o İstihbarat örgutlerinde faal gorev yapmış olanlarca ifade edildl.» TUZAKLAR... Ecevıt'm sözlerlni burada kesıp. «Allende tuzakları dlyebilir miyiz» diye soruyorum. Ecevit, bu tanımımı «Bircok ülkelerden ornekler vardır» diye yanıtiıyor. Bu tuzaklar, tabiı ki, yalnızca, Allende'nın Şılı'sınde kurulmodı. Emperyalızmın goz dıkfiğı. ele gecırdığı ya da elınden kacırmak ıstemedığı bırcok ülkede bu tuzaklar kuruldu. Ecevıi, bu konuda cok du ' yarlı göruluyor. O tuzaklardan S07 ederken şunları soyluyor: «Bazı ülkelerde sekizon bin dolar maliyetli tuzaklarla ve sağın tezgâhladığı sol goruntulu eylemlerle veya sağın solu kışkırtıp kızıştırarak özendirdiği eylemlerle ilerlci iktidarların nasıl devrildiğl anlatılıyordu.» O programlarda «sol görün tulu» bazı dergıler;n de CIA tarafından desteklendığı anlotıîmıştı. Ben, bir ara bundan da soz ettım. Ecevit'>n bu konudoki göruşu şoyle: «Bazı ülkelerde, bazı cok ileri demokratik ülkelerde komünist partllerin gunlük gazetelerine bile CIA'nın yardım ettiği açıklanıyordu. Birkac ay önce TRT'de yayınlanan bir programda bunu CIA yönetlcilerinin ağzından dinledik. Ben bunu kimseyi, herhangl bir yayın organını kuşku altında bırakmak İcin söylemlyorum. Bircoğunu da tenzih ederim. Ama bu ornekler, bu tuzak örneklerl gözler önündeyken, o tuzaklar da ülkemizde apacık hazırlanırken, bile bile o tuzakforın icine yurünmesinl lcime sindiremedim ve bir uyarı görevimi yapmak istedim.» «SOL DÜŞMANLIĞI» Ecevit bunları anlatıyor. Benım kuşkum daha açık. Ecevit' in, DİSK, TÖBDER ve öteki demokratik kuruluşlonn son eylemlerini eleştıren sözlerinin. ülkede bir «sol düşmanlığı» yaratması... Bu blr tehlikedir, bir sakıncalı yoldur. Ecevıt'e bunları anlatıyorum. Ecevit şöyle konusuyor: «... İnsanı Isyan ettlrecek olçulere varan sfyasal cinoyetler karşısında protestoda bulunmaym, eleştlrlde bulunmoyın, tepkl göstermeyln diye uyarmaya kalkışmadım kl... Kendim o tepkiyl duyuyorum ve gösteriyorum. Ama bunlara karşı, bu tinayetleri işleyenlere ve Işletenlere karşı protesto, hem de bunları asla desteklemediği bilinen bir hükumet döneminde işi ve öğretimi durdurma bicimini olırso. o cinoyetleri, saldırıları düzenliyenler bundon sevinir mi; buna üzülür mü? Elbette sevinir! Çunkü amaclorı, doğrudan doğru ya ve dolaylı olarok, hele blzim hukümette bulunduğumuz dönemde herseyl durdurmaktır, devleti VG ekonomiyf Işlemez hale getirmektir. Eğer kendilerinden farklı düşünenler. kfirtdılerine korşıt düsüncpde olantor, foşirme korsı cı koniar onların eylemlerini, clnoyetlerinl protesto neden'yle. gerekcesly'a de olso îs• dtırdururlorca. egitımi durdururlorsa bu o p.yler^l^ri Süleyman Bey'in Şemsiyesi... Mustafa EKMEKÇİ Bir ortaokulda, okulun müdür yardımcılarından faşo egilimlı M. K. oğretmen arkadaşlarının yanında ne demlş? Savas başladı, artık yıkılacoklar! Bunu söyleyen, M. K. Keçlören Ülkü Ocakları'nın da üyesi mjymiş? Çıkan olaylar, bunu serglliyor, Blr umutlanıp, bir sönüyorlar. Süleyman Bey'in söyledikleriyle, Hacı Başbuğ'un sözleri bir ağızdan çıkmış gibi. Ecevit hukumeti yıkılacak da, onlara «Buyurun, gelin oturun. Şimdlye değin ne yaptıysanız, yine onları yapın.» denecek, öyle mi? Turkiye'deki cinayet şebekelerl üzerfnde etkin blçlmde niye durmuyorlor? Kimler vurup öldürdü Savcı Doğan Oz'u? Onca genci, polisi? Ama, yakayı ele verecekler bir bir. Devletin gerçekten varolduğunu goreceğiz. iyimserim bu konuda da. Ulkü Ocaklı 300 faşo tutukevlerinde bugun. Hacı Başbuğ'un «İşkence yapılıyor» kıvranışı bundan mı?» «Ankara Notlarr»nı Izliyenler anımsayacaklar: MC döneminde, Ye Me Ce döneminde örneğin Mlllî Eğitim Bakaniığında olanlar, bu kuruluşun Talim Terblye Kurulunda, Necdet Uğur geldikten sonra da durmayan kavgaiar neyin nesiydi? Talim Terbiye Kurulu Bahçelievlerdedir. Yayınlar Genel Müdürlüğü de onun hemen karşısında. Talim Terbiye'nin başına Necdet Uğur, gellr gelmez, Ahmet Hamdl Ozer'l «vekil» olarak atadı ama, değişen birşey de olmadı. Yine «M. H »nin masasının üzerinde Hacı Başbuğ'un fotoğrafı yerleştirilmiş.. «Yayınlar» bolumünde Tanrının günu, baskılar, kavgalar olunca, buraya el atmak istedi bakanlık. Genel Mudurluğe Rifat Hancılar'ı getirdi. Ancok, (aşolar orada yine cirlt atmaktalar.. Bu hafta, buralarda önemll gelişmeler olablllr. Örneğin, Talim Terbiye'nin buyük bölümü değiştlrilebilir. Eğitim Enstitulerinde, mudürler, yardımcıları değiştlrildi ama, daha ogretmenlere gelinmiş değil. Buna karşılık, sağın «besleme» basını nasıl da kızılca kıyametl koporıyor. Belli ki, Ulku Bir uyesi öğretmenlerin canlarının yanocağını sezmişler. Onu kurtarmaya çalışıyorlar. Nahit Menteşe, «Milliyetci Atalurkcu oğretmen kıyımı»ndan soz etti. Demek, bir sezinlediği var. Oysa, Menteşe zamanında gorevlerinden alınmış olan, belkl haklı olarak gorevden alınmış olan bazılan yenl yeni • üç aylık bekleme haklannın sonunda ' Danıştoy'a başvuruyorlar. İyi mi? Bizi, Nahit Menteşe gorevden almıştı. Kıyıma uğradık.. diyorlar.. Güvenlik görevlilerinin yansızlaştırılmaları, can güvenllğlyle cok yakından ilgili. Okul onlerinde polisler, kent dışında jandarmalar, orneğin «Beytepe»deki jandarma yöneticilerl, degiştirilmeliydi gerçekten. Beytepe'de yöneticiler değiştirildf. Buraya Nevşehir'den komando taburu getirildi, Bir okul onunde bekleyen polis, telsizden bilgi verjyor. Solcuları kovaladık! «Blzimkileri kolladık.» anlamına gelmiyor mu bu söz? Bir başka faşo eğilimll polis faşolara «vurun komunlstlere» diye bagırırken, arkasında Pol Oer'li blr polis şefinı gordu. Oloylcrdan sonra Ankara iclnde faşo eğilimll 90 polis gorevden alındı. Bunlar çeşitli yerlere dağıtıldılar. Pol Oer, geçen dönemde az baskı altında mı kaldı? Bir ornek: ECEVİT ANLATIYOR UGUR MUMCU Basbakan Ecevit. «Faşizme ihtar eylemi» konusunda «Ben bu tartışmayı uzatmak niyetinde değiidim» diyor. «Faşizme karşı çıkanlar, onların eylemlerini, cinayetlerini protesto nedeniyle, gerekçesiyle de olsa işi durdururlarsa. eğitimi durdururlarsa, bu o eylemleri yapanların, o cinayetleri işleyenlerin ve işletenlerin ekmeğine yağ sürmek olur.» «özgürlükçü demokratik rejimde her düşünce ve akım olabilir. Hatta olmalıdır, şu veya bu ölçüde.» lık kuvvetlerı tarafından yapılan aramalarda «yasaklanmış sol yoyın, yosaklanmış sağ yoyın ele geçti» gıbı gerekcelere rastlandığını soyluyorum. Guluyor. «O konuda Sayın Mumtoz Soysal'ın da uyarıcı ve haklı bir yazısı cıktı. Beni de tedlrgin etmeye başlamıştı, Bu biroz kalemlerdekj ohşkanlık... Yani bürokratik an.'amdoki kalemlerde. Daire'srdeki alışkanlıklo hâlâ bu yayınlardan söz ediliyor. Güvenlik acısından, demokratik ocıdan bunun uzerind* hic durulmaması gerekir. Sayın Içişierl Bakanımız da zaten bu konuda bir genelge yoymladı.. Ben da geeen gün blr basın toplantısında. bizlm kimin ne okuduğuna değM, kimin ne yoptığına baktığım:zı sbyledim. Gerçekten şu onlayışı devlet burokrasisine iyice yerleştırmek gerekir ki, «yasakianmış sol ya da sağ yayın bulundurma» diye bir suc turü yoktur. Bir yurttas, evinde yosaklonmıs blr yayını buiundurdu diye suclanmaz. 12 Mart dosyalarını açsok. bu konudan ilglnc ve gülünc örneklere rostlarız, değil mi?. Kaidl ki bizim demokrasi anlayışımızda düşünce ve yayın yotağına yer de yoktur.* Ne dıyelım? Umarız kl lcışlert Bakanı özaydınlı'nın bu konudoki genelgesi ve Basbakan Ecevifin şu sözleri bu gıbi gülünclüklere son verir. ANARŞİNİN NEDENLERİ MC partıleri. Ecevıt'm «anar «Faşizmin işini kolaylaştıracak tüm eylemlere karşı olduğum açıktır» mok İstedim. Üslubumu b«ğ«n meyenler cıkmış olabilir. Ama niyetlm bundan Ibortttlr. Va haklı olduğumu do sanıyorum, dünyadakl örneklar* bokarak...ı CATIŞMA DEĞİL BİRLİK Ecevlt'ın ocıklamalan böyle. Bundan, CHP'yi desteklemış kuruluşlarla CHP arasında. or neğln DİSK ile CHP arasındo, TÖBDER ile CHP arasındo. daho doğru deyiş'e bu örgutleri oluşturan ışcıler ve oğretrnenler arasında «(•üsmanlık lohumları» oramava hic gersk yok. Ecevit. bu konuşmosıyla, «Bu kuruluşlara diyet borcumuz yok tur» yolundaki konuşrrosma acıklık getiriyor. Bu kuruluşları, dunyonın dort bucağında vaşan «nış olan olaylara ve tuza'klara karşı uyarmak ıstiyor. önümüz deki donemrie CHPDİSK. ya da • CHP TÖBDER cctışması i«teyenler, bekleyenler, böyle bir tortışmayı körükleyenler, Ecevifln bu acıklamalorından kendılerıne pay çıkorırlarsa yararlı olur, değil mi?.. Bu glbi günlerds «İl«rici> gucler arasında itisme ve cotışrna değil. •am anlomıylo «Blrllk» olmalı, diye duşünenlerdenim EVLEMLİ VE SİLÂHLI... Ulkemizde yoygın. yoygın olduğu kadar da yanlış bir kavrom kullanılıp durmaktoriır: toşırı tağ», «aşırı sol». Gecenlerde icişlerl Bokanı Irton Ozaydınlı, bu kavramlar yerine, «eyltmll silâhlı sağ», «eylemli silâhlı sol» tanımlonnı kullandı. Hukuksal anlamları ve ağırlıfcları olan kavramlardı bunlar. Hangı düşünce ne kadar aşırıdır, kım kıme göre oş'rıdır. aşın sağ nerede başlar. nerede biter, aşırı olan ve olmoyan solun ölcüsü ve tartısı nasıl bulunur? Bunlora doyurucu yanıt bulmak güctür. ölcüyü «eylemli silâhlı sağ» ve «eylemli silâhlı sol» diye koyunca. düşünce akımlannın suc sayılmadıgı sonucuna da ulaşılıyor. Ecevit'e bunları anlattıktan sonro soruyorum: Eylem özgurlüğünü nosıl sınırlıyorsunu7? Anlotıyor. «Sayın özaydınlı cok güzel belirlemiş Hükümetin yaklaşınıını. özgürlükçü demokratik refim de her düşünce ve her akım olablllr. Hatta olmalıdır, şu veya bu ölcude. Veya olabilmeiidir. Düşünce özgürlüğünün en geniş ölçüde bulunduğu ülkeler, zorunlu olarok kargaşalığın da bulunduğu ülkeler değildir. Bu ülkelerin bazılarında kargaşalık vardır, şiddet eylemleri vardır, ama bazılarında yoktur. örneğin, gecenlerde Amerikan «Tlme» dergisinde, kapltalist, demokratik, sosyal demokrat ve doktrlner anlamda sosyalist ulkelerle ilgili harita üzerinde bir karşılaştırma vardı. Sosyal demokrat ülkelerden bozılarına demokratik özgürlükler açısından yuz üzerine yüz not veriliyordu. Yoni özgürlüğün eksiksiz olduğu ülkeler. Bunlonn hemen coğu, hic şiddet eyleminin bulunmadığı ülkelerdir. Ben bunu şöyle belirleyeceğim: En genlş, yüzde yüz denecek kadar geniş özgürlüklere rağmen değil, belki de özgurlükleri o ölcude tanıdıkları icindlr ki hıızur icinde yaşayabiliyorlar. Kimssnin düşüncesi kendi icinde kapalı kalmıyor. Değişik örtüler.'e veya silârtla ortaya cıkmıyor, bu ülkelerin coğundo.V YASAKLANMIŞ YAYINLAR... Söz buraya gelmişken, guven ffnln teşhlslnde» yamldığını ılerı sürerek kendilerine gore bir siyasal eleştıri gelıştırıyoı> lar. Ecevıt'e anorşıyı nasıl tanımlıyorsunuz, nasıl değerlendırıyorsunuz? diyorum. Yanıtııyor. «Türkiye'de «anarşik» denllen olaylar, daha doğrusu, anayasa ve yasa dışı eylemler veya şiddet eylemleri, bunların bence karmaşık nedenlerl vardır. Bir, Türklye'nin gellşme süreciyle ilgili sorunlorından doğan nedenlerl vardır. İkl, bu nedenlerl doğru değerlendiremeyen iktidarlann davranışlarından İleri gelen nedenleri vardır. Üç, dış nedenleri vardır. Bu ücüncu kategori nedenler üzerinde bazı cevreler cokca durur: «Dış kökenli olaylar», «dışarının etkisi» diye.. Elbette bunda da blr gerçeklik payı vardır. Cünkü ulasımın ve etklleşlmin cok yaygın laştığı çağımızda. blr ülkede veya bazı ülkelerde cıkon hu zursuzluk veya eylem turlerl, düşünce akımlorı. moda glbi, değişik ülkelere yayılıyor Fakat. bazen bunlar belli ulkeleri atlayarak yayılıyor Bunun nedeni, eğer bir ulkedekl ortam o tüı eylemlere elverişII değilse. o ülke bu etkiden kendini koruyobiliyor. Bazıiarı. tabii, dikta re|lmleriyle yönetildikleri icin ken» dllerlni koruyorlar, bazılarmın da cok sağlıklı toplumsal yapıları ve yönetimleri olduğu İcin kendllerlnl koruyobiliyorlar. Hem en geniş demokratik özgüriüklerden yararlamyorlar hem de bu tür eylem modalarımn etki alanı dışında kalablyoriar.» DEĞİSİM SURECİ... Ecevit. yaşanan olayları top lumsai değişım süreciyle acıklı yor. Değışmenın. gelışTienln sancılorı olarak göruyor bazı oJayları. «... Türkiye cok hızlı bir değişim sureci icine girdi. Bu değışim, yalnız üretim blclmindeki değışiklikten ileri gellyor değil. Aynı zomonda Cumhurlyetle birlikte boşlayan cağdaş laşma akımları da duzenslz ekonomik gelişme ve değisim le biraraya geldl ve Turkiye' de bazı gerilimler ortaya cıktı. Türkiye, hep söylediğim glbi, İkınci Dunya Sovaşından bu yona demokrosiyı surekll yaşatabilmiş, gelişme sürecindeki tek ulke... Ve bunda da Türk halkınm siyasal erginliğinin buyuk etkisi var. Cunkü tarihçel nedenlerle Turk loplumunun siyasal gelişmişlik duzeyi, ekonomik gelişmişlik duzeyinden cok ileri Buna bir do. son onbeşyirmı yılda, sosyal geüsmenir. hızlanması eklendi. Bir yandan tonmın ihmall nedeniyle, tarım kesimınin ıhmaii nedeniyle, kentlere oloğanustü hıza voran akım duzensiz kentiesme; öbur yandan. geüşmlş botı ü'kfiierine yaklaşık bir müyon işcimirin gltmis olmopı ve onîarırt baska bir gelîîmîîülı düzevnden Türk tcplii««'.nu 3t<M*ntyıı baslamalorı... Bunlor hep üst üste gelınce, bu kez Türk toplumu, yalnız slyosol rjeüftnislik ve bi'inclen me düzeyi acısındar değil, sosyci oe'ismislik d'izevi. toplumsal o°llsmls!ik nurevi ansındon tîs cok Herı b'r ciîgive erişü. vs pkonomik rjoNsme cıi zpyinin, o c'r^i'lsr! b'IIÜV'İ osride balmıs olmos,1. geîiiımleri olo^îiı.'Btı'1 artırdı. . V> îabü. derroiToslnin ocık toolurn olusnn çııolid'<5i olonoklor icinde celiskiler q«ri!!m, b^tüi be;ir»iieriv!<! ve en üsrl ölcülsri'le o*\a\G cık'ı » YARıN A'fAR^İDEN EKONOMİYE TfMUROĞLÜ ÇOK DERTLÎ.. Ecevit hükumetinin kurulmasmdan 3onro. Ankara'nın en dertlı okullorından birrsinin, Ataturk Lısesı.iin başına getirilen eğıtımcı yazar Vecihi Timuroğlu İle gecenlerde telefonda şoyie bir kısa soyleşi yaptık. Koruma poiıslerinden Orhan Kahramanoğlu'nun bir ulkucü tarofından vurulduğu ckşamdı. Tırpuroğlu olay hakkmda bılgı verdıkten so.ira, bıraz da icini dokmek gereğinı duydu hoklı olO'ak: «Kardeşim böyle glderse bu isin iclndtn cıkılmaz. Koruma polisi arkadaşlorın tllâhlerı Kırtkkoledlr ve ne zaman ateş alocağı belli olmaz. Kendlnden cok cocukların guvenliği için hic değil*» bu orkadatlara doha etkill sllâhlar vertlmesi icin emnlyet yetkllllerlne boşvurdum Gönderiyoruz, gonderdik derken aradan tam bir ay gecti. Blr ara silâhların gonderildiği blldirfldl ama siiâhlar bugune kadar geimedi. Hademe kodrosu istedim 7 8 adet. Bunların bir kısmını da guvenlikle görevlendirecektim. Vermediler bugüne kadar. Bu şartlar altında nasıl hizmet yapılır, ne yapılır bilemem .. Bircok kez saldırıya uğradım. Evlm defalarca kurşunla tcrandı. İlgil.lere oniem icin başvurdum. Hicbir sonuc alamadık. Biz fedai miylz yanl?..» Kıyıla kıyıla 41 yasında emekli olma zorunda bırokılan Pol Oer uyesi, M. Alı Metin, emekli olarok, Pol Der Isparta Şubs Baskanlığına getirildi. M. Ali Metin, Isparta TOB OER Genel Kurui toplantısında yaptığı konuşmasmı gondermiş. Emekü olma zorunda bırakılan Pol Der üyelerinden de yararlanılmalı yeni dönemde.. Ama onlar da öylesine soyılı, oylesine az ki, bunlar Bakanların evi önünde bir de elçiliklerde bulunuyorlar Güvenlik guclerinin yansızlığı sağlanmadan, okullarda da, okul dışında da öğrencilerin can guvenlikleri sağlanamaz, Yıllar yılı nasıl da koşullandırmıslar, devletin polisinl, landarmasmı? Goşizme sapıp, silaha sorılona da söylenecek vardır. Korışıklıkla, bankomanka soyarak devrim yapacaklarını sanan ivecenlere de.. Gunumüzde sosyalizmin gelismesi, kokleşmesl başta demokrotik ortam ister. Karışıklıkların, oyuna gelenlerirt sosyalizmi nasıl gerilettiklerinl, gecirdiğimiz deneylerde gormedik mi? Yaşontılarını sosyalizme adamış, saçlarını bu yolda ağartmış kisiler, yıllarca cezaevlerinde yatmadılar mı? 12 Mort'lardan sonra demokrasi penceresi azıcık aralanmaso, özgürlük ortamı doğmasa, şimdi dışarda olanların buyük coğunluğu yine cezaevlerinde olmıyacak lar mıydı? O dönemdeki kargaşa, faşizmin oyunları en cok sosyalistleri hırpalamadı mı? O dönemlerden kalma genc kızlar, erkekler, yine cezaevlerindeler. ölesiye hapis cezasma çarptırıldıklarından, aftan da yeterince yararlanamadılar. Bir arkadaşım şöyle dedi. O donemden içerde kalanlardan, adam öldurmuş tek kişi yok.. Süleyman Bey de, Hacı Başbuğ da, belkl o dönemlerin geri gelmesini isterler. Başta olmasaiar da, Iktidarlarını surdurebilmişlerdlr cünkiı. Şimdi ne oluyor? Süleyman Bey de, Hacı Başbuğ da, yenfden boşa gecebileceklerl bir dusü kuruyorlar.. a.a., eski Genel Müdürü, Ülkü Ocakları toplantısında konusuyor. Süleyman Bey, AP de tobanın kaydığını görduğunden, tabanı tuîmaya calısıyor. Söyle demeye getiriyor Beni bırakmaym. Ben Basbakan olacağım. Bildiklerim var, cebimde daha ne formuller var? Öyle görunuyor ki, artık pek kimse inanmıyor. Genel idore Kurulu kararıyla celisiyor sözleri, icerdeki konuşmalarıyla cellşiyor. Bir semsiye arıyor, ıslanmamok îcin... Genel İdare Kuruiu büdlrisine katşın, basın toplantısında o sözleri soy'emesi ne anlama gelebilir? Ben zoten Genel idare Kurulu üyelerinln coğuyla anlosmıyorum Sodettln Bilgic dıçında tümunü değiştireceğim. O. ikide bir !l»r sürülüp durulan bildiriden de hoşlanmadım. Ama, o sırodc ses cıkaromazriım .. Su'eyman P»y, horspv'n elinden gfttKjini, blttlğinl lyl biliycr. Ycttso, n>'ve bu rtanli çırpıncp dursun? Hacı Başbuğ'a niye böylesine sorılsın? Bir ceklm İcin gecenlerde Muş'a giden TRT ekibinln başına gelenler pışmış tavuğun başına geimedi... TRT ekibi, 27 Mayıs'tan sonra sosyallzasyon bolgesi olarak ele alınan ve sağlık ocakları acılan Muş ve vöresinde, bu hizmetlerin nasıl yürütulduğünü, daha doğrusu. yürütülüp yürütülmedlâini Incelemek istiyordu. Ekibin Muş'a gidişiyle beraber bir telaştır başladı bazı cevrelerde. Özellıkle de il yöneticilerinde, ekıp elemanları neredeyse kovulacaktı bölgeden. Polis takipleri, cıkarılan her türlü güclük, sataşmalar, tehditler... Yörede birkac yürekli kişiden boşka hic klmse, özellikle II yöneticilerl, ekibe yardıma bir türlü yanaşmıyor, tersine ellerinden gelen gücluklerî cıkarıyordu. Bütün bunlara roğmen, eklp sağlık ocaklarının bulunduğu yöreleri gezdi. Ahır haline gelen sağlık ocoklarını görüntül«riyle saptodı ve halkı dinledl. Bu arada Muş Valisi Rıza Gezmiş İle TRT ekibi yönetlcüerl orasında Hginc bir de tartişma gecti. Ekip yöneticlleri programı hangl amacla hazırladıklarını anlatmaya calışıyordu. ama Vali Gezmiş. bir türlü onlamok istemlyordu. Sonunda oğzından bak,'ayı cıkordı: e Kardes'm sl? buraya sı;c!u mu arama^a geldınız yonı?» Evet vali boy. TRT ekibi EUC'u onyordu ve sonırız saptadı da... Belediye aranıyor... Siz buraya suçlu mu aramaya geldiniz? BERN'DEKİ KÜLTÜR KADROMUZ Bern Büyükelcılığimızde çalışa.ilar. Büyükelci Sayın Prof. Suat Biige de dahil olmak üZ6re özelükle 2. MC doneminde cok sıkmtılı günler voşa.iılar. Tedirgınlik bir ara oyle bir *ial aldı ki. hic kimse sinir ılâcı aimadcn görevine gelemez ve colışamoz oldu. Olay, Cavit Öztürk odüıdaki bir şahsın Bern elciliğim!< ze Kültür Musteşarı olarok gelmesıvie başladı. Milli Eğitim Bokanlığmın eski meşhıırlarından Ayvaz Gökderrıır'ın bir numarolı adamı olarak bılı.isn Öztürk ve beraberındekiier buraya geldikfen sonra. sonki işleri küitü: işler; dsğ'l de zehır hofiyeilkmiş gibf başiadılar elçilıkte Komün:si aramaya. Hergün Ankara'yo, bellt kişilsre haberler galiyor, raporlar geliyor ve elcüıktftki özellıkle Cumlıunyst ve Mılliyet gozetesi okuyanlar komCnist olcrak ihbor edılerek derhal geri cekilmelerl isteniyordu. Memur'cr izleniyor. Klmlerle, nerede konuş'ukları sap;on:vor ve Ankora'/a ulaştırılıyordu. Bun'e'in soyısı hir arü 15'ın usfına ulaşınca Büvükelci B!ige, daho fozla dnvonamooı ve binarn yetersizlığini üsrl s'j'erek bu ekibi e'cılık b'.ias.ndcn dışarı attı. Her zomanf'i «boba» tovnv'o r'n perîoi'|elıni vfipılan butrn 'hboriaro kosı korudu riT k.fıiem.i ho'rı, kanamadı ikti&ar değiş>nceve kadar. Evet. yerel secımlerden buyana Ankarclılar r,er ysrde «bir odet belediye» orar oldular Gercı arasıra go'kemii birtaKım törenlerle belediyeyı şoyle bir goruyorsa da, genellikle belediye kayıplara karışmıştı. Orneğin knstebek yuvasıno. hatta yer yer eoygun'a uâromış krai mezarlarına dcnmuş cofidnierde sokaklaroa be'edıye yoktu Bak ka'da, kasapîa, manavda belediyeyi kodunso bul. Temızlik hizmetlerinde toz... Ha. bir de Ankaralılcr elektrik havogazı zammından beledıyeyı, yandı kl AnkaralMar cıra gıbı... Az kald: hakkın. yıyorduk. Bir de. Ataturk 3ulvarı'nı iklye bölen orta îrotuvarın cimîenmesır.de ve etrafın kocaman sırıklarlo güya süslenmesinde gördüler be!edı/eyi. Ancak sıriklar ikl gün sonra yer yer kırılıp gotürülünce. şimdi sodece kırık sırıkıarda kolnı beledıye... öngüt üzgün... ılli Egitinı Bakanlı<rmdan 1 19771278 oğretım y.nrio Acık Yukseköç'âtım F"CğnmİQii"i'1an Mss ?* Y/'TC*' Ot'u' 1 c:'i" ikt? p l3i ıı. S'Pıf C(5 r çrTilsmin i '.ın.ftcn j f/| jiT ll u O.'tu:<'C" •"ıprs'Giin S.'trıv a • 6 9 .Vs'Vt 197c t.'ırıni^rirî'ie e ^Sr.' ^.^no1/ "Tisrk&i sn • 'J". TC ' r« cjt1 r rno '••o.''"i 'I e ınî oğıefrıierın'n şınav o " ıse s«cy:t!ı C^'j't'Ti i u'.^Tln ycs '[""nkîf Bu a u f i ^ o c k ' or r 'nnciIpr n iig.li OKUI Mu(iuııuk ! erne bcsvj'rvaıjrı gere» Ti'îktciır rın, o r.inivetleri is ve işletenlerın ekmeğine yoğ surmek olur, Bu konuda uyar Uygulamaya konulan ekonomik önlemler zamları kacındmaz kılıvor. Zam kararlarında ise tck tek bakanlıklann etkinükleri sınırlı kalıyor. Bu «sevimslz işieme» Devlet Planlama Kurulu ve tum Bokanlar Kurulu karar venyor. Yıldırsmları Ise zammı uysulayan bakanhk cekiyor. örneğin Ulaşt'rmo 8ukanı Guneş Önçüt. THY'na vapi!an iammtn, en azda fululmasını sa'/undufji.T.u soyiöyor. Ancak yoyılcı habfr'er de bunıın tcm ters'nin yeralclıâmdan val<:nıyor, ö n aüt. «?orr. İJÎUCJ birsey, oma ınm vanlısı o.'mak do en az onun knric i:îucj» diyor. CUMHURİYET, ANKARA BÜROSU'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle