19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ÇUMHURİYET 29 NİSAN 1978 Y BDİ SANAT EDEBİYAT Güner Sümer'i bir yıl Önce yitirmiştik EN KISA ÖYKÜ 1936 yılının mart ayında dcğdu. Bır yaşında boğmaca, ıkı yaşmda soğut dalından bır atı, üc yaşında gok mavısı bır tulumu, dort yaşında ıse lahta sandalyeden blr kamyonu olau. Beş yaşında, dort yaşındakı bır kızı başkentın Meşrutıyet caddesinden Kızıiay alanına kaçırdı. Yakalanıp tutuklandı. Buyukbabasının yanıno surgune yollandı. Altı yaşında oyuncak bır aavul buldu. Sokak sokak dolaşıp dovulun tokmagını vurdu. Yedı yaşında komurlukte Karagoz oynottı. Komurlüğe gıriş biletlerinl kendısı sattı. Ookuz seyırci geldl. Sekız yoşında edebiyat dergısl sahlbi. Cıkardığı tek nüshayı on dört kışiye okuttu: karşılığına on dört teşekkur sundu. On yoşında, yaralı bir sercenln fotoğrafını cektırdı. Göklerin ve denizlerin onü acık mavılıklerinl sevdl. On sekiz yaşında başka mavl dostları oldu. «Movı». birllkte cıkardıkları dergıye ad kondu. Çocukların ve on sekızındekı ganclerln dunyasına karanlığı yaşam dıye verenlere kırgın şiırlerle hikâyelerını en cok burda yozdı On dokuzunda Universite Tiyatrosunda ve Sahne Z'de Insanlara tiyatroyla görünmeyeni gostermek ıstodl. Büyü tuttu, ama yirmıslnl gecince askere gittl. Sanattan ansızın tek boyutlu insanlar dunyasma göc. tek boyutlu fnsana karşı ilk kesin tepkisinl getlrdl. Uzun boylu ılk sahne oyunu «Yarın Cumartesı»yl yırmi Ikısınde yazdı: (Dertlenmeyın. yarın cumartesl. izınli cıkarsınız. Gece denıze gırer. ellerinlzl yakamozlandırırsınız). Yıne yirml ikl yaşında. ilk aşkının Birinci Meclis'te Madenler sa<n BORAK Adalet AĞAOĞLU dağı Kızıloy'da ozgursuzluge karşı duran yaşıtları gıbı bırcok cop yedı. Yırmı dort yaşında tıyotro oğrenımi ıcın Parıs'e gıttı. «Yarın Cumartesı»nın sohnelenışınde bulunamadı Babasından hic desîek ve ya'dım gormedı Bunu gorenierle de konuşabilmsye çahştı ama pek beceremedı. Buna karşın «bozuk duzen»ın bırblrıne duşurduğu. ezdıgı, aralarında sevgısızlığı bır mıkrop gıbı coğalttığı Insanlarını gordu. Bu duzenın kendısini gördü. Gorduğunu yazdı Adıno «Bozuk Duzen» dedı ve İlk buyuk cığlığını atti: Insanları sevmek icn ılle ölmelerlnl mı beklemek gerek? Yırmı altı yaşmdaydı. Yazdığını arkodaşı Asaf'la omuz omuza calıştıkları AST'do sahneledl. Aynı tıyatroda «Godot'yu Beklerken»de oynarken traiik durumlara gülmenın zoruyla sahnede fıtık oldu Fıtığıyla blrlıkte yaşamoyı. nerdeyse sevdı ve benımsedi Onu. yerinden fırladıkca gerl tıkıştırarak AST'da pek cok başorılı oyunun sahnelenışıne ımzasını attı. Bircoğunda oynadı AST'ın Anadolu turneslnde geçirdığı trafık kazasında Asaf'ı en cok yıtırenlerden bırı oldu. Kazadan kendı alnında bır dıkış Izl kaldı. Yarası dıkış altında ışledl. Otuz uc yaşında tlyatroda tek boyutlu sanctcıyla, kapı önünde tek boyutlu devnmcıyle muşerref oldu. Gelışimın cok boyutlu zenginliğini elınde kalan tek şeyle. yaşamıyla savundu Battı cıktı; yenıden battı, yenıden cıktı ve otuz altı yaşında tek boyutluluğa karşı «cifte su verılmış bır celık gıbıyım» dedı Bu bılenışı sevdıği kador guzel kadınları da sevdı Ucu sıvn acıyı tanıdı lckısınl ihmal etmedı. Yuregını sıcak tutan her masaya yurekten kopma dızeierlnl bıraktı. Otuz dokuzunda baba oldu. Oğlunun adını, ecelsiz genc olumlere sa/gı, Sınan dıye koydu Sonra gıttı, Gulhane Parkında, üstünde uc yaşının mavısl bır gömlekle güneşe karşı oturdu. O resımde yorgun durdu Kırk yaşında sol bacağında kara bır ben cıkardı. Kara benie barış lcınde yaşamok Istedi oma. hasta hücreler govdeslnde boşıbozuk ordulor gıbl ansızın hücuma gectı. Bu selâmsız saldırıyı önlemek uzere Londra'ya giderken Paris vıtrınlermden bırinde, tutuklanıp kurutulmuş mavl bir kelebek gordu Çmor yaprağı büyükluğünde, kurutulup cercevelenmiş mavl bır kelebek. Cok Iri ve cok mavl. Onurlu ve diri kanat cırpıp dururken yasamı o an durduaılmuş en mavi kelebek Kendın! kendısıne ılk kez sunarcasına satıcıdan bu tutuklu ve cercevelenmiş mavl kelebeğı istedı: «Şu huzzam mavlsr kelebeğl bana verır mısiniz?» Kırk bir yaşında, o huzzam mavisi kelebeği duvara asarak cekıp g'tti. Adı Güner Sumer. Blr yıldır kayıp. Gözü arkada gittıği söyleniyor. Bır tahmıne göre de Asaf, Sermet, Sevgi, Oğuz, ötekl Oğuz ve yaşıtı daha bazı sanatcıyazar dostlarıyla bırlıkte olduğu 27 nlsan 1978 INCELEME "Bir takım Mösyö Papadakisler, zavallı ırkdaşlarımızın alın teriyle ceplerini doldursunlar • • I Hüzzam Mavisi Güner Sumer öleli blr yi| olu yor. Onun, bır tıyatro sanatcısı ve bır yazar olarak, kısa yoşamının 6on yıllarında bır yanda bırokıimış olmasının buruk acı sı. öyle sanıyorum kı. gıttıkc» daho cok kışıyi sorıyor. Güner Sümer, kısa yaşamı 8onundo, ıki uzun tıyatro oyunu (Yarın Cumartesı. Bozuk Duzen). bırcok kısa oyun, hıkâyeler ve yarım kalmış bır roman (Adı Nâlan) bıraktı ardın da. Türk tıyatrosuna. oyuncu ve sahneye koyucu olarak kat kılan bu yazılı metınlerın dışındadır. Bozuk Oüzen'ın başına konulmuş satırlarda şunları soyluyordu: fBızim ıcın cok gec. Biz kendımıze ıstedığımız gıbl bir hayat kuramadık. Hayatımızda ne varsa hepşi de sahte. hepsi de yalan. Hıc bırı de bızımle uyuşmuyar.» Kıso bır süro önce yoyınlon • mış 'Gercekçı Tıyatro Sözluğü'nde Güner Sümer'la ılgıll moddede Azız Çalışlar, 1961 de yayınlanmış olan Yarın Cu martesı oyununun özunu şöyle tammlıyor: «... lyi Insonın kotıı olamayacağını, bağışlama duy gusunun Insanı yucelteceğını işleyen Yarın Cumartesı». Doğ rudur bu belırtme Güner Su mer, ılk oyununda bu ceşıt ınsansai değerlerden cıkmıştı yola. Ardından da, belli blr top lumsal sınıf Icın, dunyanın en yaygın sınıfı Içın, pek de iyım ser olmayan Bozuk Düzenl yazdı. Umutlu. renkli hayallerın genc yazarı, gıderek artan bır umutsuzluğa. umutsuzluğun getırdığl nıhılızme surüklenıyor du. Bana. ucüncü blr uzun oyun yazmayı başarırsa, bunun temasının. lyi. insansal değerlere inanan genc bır insanın, bu toplumdo gecırdıği deneylerle nasıl bır koyu nihılızme doğru yol oldığını göstermek olacağını bırcok defa soylemış tır. Yolculuk yarı yolda kaldı. Bu ucüncü oyun yozılamadı. Insansaı değerlere İnanan genc Insan Bozuk Ouzen'deki karom sarlığa kadar geldl, yarı yolda kaldı. Bu karamsarlığı, bır ceşlt nlhilızmi, GünerNn Bozuk Düzen'ın orka kapağına yazdığı sözlerden okumak olanoğı v c dın «Bız, düzenı bozuk blr dün yanın, gerl kalmış blr toplutnunda yaşayan orta sınıf ın6anları, gözlerımızi umutsuz bır cağa ocmıştık, umutsuz bır cağda yaşamımızı sürdüruyoruz. Tek gücümüz belkı de bu umutsuzluğumuz. Tek umudumuz kendımlzl böylesıne icten lıkle kavrayabllmenın verdıği bır dırenc. Bu umutsuzluk bfzim lcm yenl bır humanızma bıcimıdır. Yeni bir dunyanın yenl Insanları lcin kurulmosıno inandığımız gün savaşımız amansız olur Bu sovaşto iyl bir gelecek söz konusu olursa sa dece blzl bu umutsuzluğa düşürenlen yok etmek değıl, ken dımizi de yoketmenın gerektığl bılıncındeyiz. Cünkü bu sevlsız, bu duygusuz bu yorgun dünyada bızım yıtırecek fııcbır şeyımız kalmadı» Insanlığın tarlh • öncesinde yaşadığımızı bıllyordu. Bunu uzak hayallerle aşmayı değll, yaşanan gerceğl derlnden kavrcmayı, blze verilmiş somut ko sullaria savaşa savaşa varolmoyı secmişti. Değerini yadsımam: geleceğın butünsel insanını, bugün yaşanan gercekllktekl geleceğın ışıklarını da gârüp sezdl GÜNER'E... GONER SÜMER'E... Emekcı hokkı ıle llgılı yasa tasarısı hakkında sağdan so'dan onergeler yağar... Bunların okunması bıttıkten sonra sıra dorduncu maddenın goru şulmesıne gelır. Dorduncu maddenın ıcenğı şoyledır (Umum madencıler nızamnameslne uyularak amele tara fından teşkıl olunacak yardım sandıklarına her ay ıçınde, calıştıracakları amele ucretlerinın yuzde bırınden duşuk olmamak uzere para yardımın da bulunmaya mecburdurlar» Bu madde, Turkıye torıhınde ılk kez emekcının parasal yonden. az da oisa, refahını amaclayan olumlu bır atılımdır. Ama, Alı $ukrü Bey gene kursüye fırtayacak, ışcı yararına olan bu moddenın gene karşısına dıkılecektır. Alı Şukru Bey (Trabzon) «Efendlm, temcit pılavı gıbı ay nı şey icm buraya geldıgımd«n dolayı affınızı rlca ederim. Tekrar ederım, maden sa hiplerıni bırcok kayıtlar ve şort lar altına sokmalıyım. Ben, kapıtahstlik yanlısı ve savunucusu değilım. Yanlış anlamayınız. Bunları böyle kayıt altı na sokmayınız rica ederım. Yordım ıcln verllen sey teberrudur. Kanun bu hususta zor GÜNER SÜMER Demir ÖZLÜ GÜNER SÜMER ren lylmser yazarlar vordır. Sı rasındo bu bır erdemdir de. Ama o alan, o fyimserlık alanı cok defa da, kendıne ya da cevreye doğruyu söylemek ısterneyen sanatcılarm top landıklorı bır yer de oluyor. Bıze verilmiş gercekten koço rak, yaşayacak, etklleylcl sanat yapıtları yaratılabıleceğıne pek de inanmam. Guner Sümer de, sanata ilışkın bu temel gercek lerı derınden algılamış soy scınatcılardan bırıydı Hanl blr memurun Işıne devam etmesi gıbı, bır sanat ya ÖLMEK «atırlannın oltını birllkte çizdfğfmlz dakikada yüzbln basılan bir kavga kitabıylo En En En En En büyük büyük büyük büyük büyük acılarm umutların dostlukların çocukların ve kadınların kili Mazhor Mufit (Kansu) Bey ızlıyor. Emekcı somurusune ve sosyal guvenceye de değınen Kansu şoyle konuşuyor: Mazhor Mufıt Bey (Hakknrı) tEfendım, kurulocak bu yardım sondıkları ıcın parayı amelenin ucretınden k»s meyecekler, aksıne, maden sahıplerınden amele ucretının yuzde bırı oranında bır şey kesılecek. «Bu kesılsın mi, kesılmesın mı7» Musaade buyurun Eğer oradaki maden sahıpleri benım dındaslarım, be nım ırkdaşlarım oisaydı buna luzum gormezdım. (!). Cunku Islamıyette rnerhamet vardır. Bır ameleyı hasta gorurse onun dını jiandır ona yardım eder. Fakat efendıler, emın olunuz, madencıler Mos yo Lombarfci, Mosyo Karikadis Mosyo Papadakıs gibı adamlardır. Bu herıflerden merhamet mi umacakınız? Ne olur efendim. Bu bırtakım Mösyo Papadakisler zavallı ırkdaşlarımızın, dındaşlarımızın alın teriyle ceplerini doldursunlar, onlar zevk ve safa ıle yaşasınlar. Yani usta onlar, camurcu bizler, kalfa onlar, taşcı biz. Yağma yok arkadaşlar, buna yağma yok. «Meselâ. sıze canlı bir ornek vereyim 1919 yılı martının 5. gununde Serdaroğlu Haşim ve Mustafaoğlu Rustem vesaire Rombaki ocaklarında ocak sa üstüne Gstüne gltmekmlş. H»r gün blroz daha töÖRENDİKı... Fatma ORAN da edebiyat alanında durmadan üreten, duzenlı aralıklarla yapıtlar ortaya cıkaran kışıler vardır. Onlardan değıldı Guner Sumer O ceşıtten bır yaratışo da ınanmazdı Sanatsal yaratışın bır 'yaşo • mayla dolma', sonra da «bo BASTOS: "LATIN AMERIKA'NIN BELİNI BÜKEN BASKININ DÜŞÜNSEL KAVGASINI IZLİYORUM,, Aktaran: Bertan ONARAN B. Bu roman blr sürgünün bakış acısından ele alınmıştır ve Poraguay'daki conlı soylencelerın yeraldığı tarıhın lcme gırmeyı denemıştır. Isa'nın carmıha gerılişı ve koylülerın dınsel bağnazlığı ustüne anlatılmış bır meseldır. Romandakı İsa, insanın Insan tarafından carmıha gerılmesıne karşı cıkan başkaldırmış bır Isa'dır. C. Yalnız, kltabınız siyasal gücu olduğu kadar sozcuklerin «• dilın gücüniı de konu edinmis... B Evet. haklısınız, yazıyla sıyasol guc arasında koklü bir celışkı var. Ben bir r o man yazmak icm Tarıh'ten yola cıktım, kl bu roman, cemberl tamamlamak üzere, tarıh oldu, Tarıh yarattı. Zorba yönetlcı dıle karşı derın bır kln duyar. Onun dramı da budur. C. Aynı zamanda yazarın, öyıe değll mi? Yüce Kişi aynı zamanda genel olarak yazar, ozel olarak da siz değıl mislniz? B. Tarıhsel kışi. bugünkü yazarın dramını canlandırıyor. Romanın gercek anlatıcısı olan derleylci bır yansızlık maskesmden başka şey ueğıldır, oma yavaş yavaş. romanda bır kez bıle adı gecmeyen Francıa'nın yerını aiır. C. Bakış açılarının coğaltılmosıyla gelişen gldişinlz pek alışılmış bir yontem degıl, ne dersiniz? B. Kullandığınız «alışılmışın dışında» sıfatına gelınce, Lâtın Amerıka yazınına yakıştırılan bır örnek bır nıtelendirme bu Ben bu yaftaya karşıyım. C. Neden? B Belli bır zıhınsel eğıtim ve uretimi salt anlotım bicimine Indırgeyemezsınız. Sızın şu alışılmışın dışında, garlp (barok) sıfatınız, bicim bolluğuyla uzayın Işgal edillsinın Ilk aşamasıdır. Üstelık de Avrupa'dan cıkmıs bır kavramdır... İspanyol • Amerikan kokenlıdır... Bu akımın tersme. biclmlerl blraraya toplayarak değıl, tderlnlemesıne kazarak» da ılerlenebıllr. Benlm ereğım blclmlerı zorlamak değıl. Soylencelerın yeraltı yollarını, gercek yasamın eldeğmemlş topraklorını, Lutın Amerıka'nın belıni buken baskının duşünsel kavgasını kolacan etmeyl yeğliyorum. C. Bugün Lâtln Amerlka yazınının gösterdiğl «potlama»yo ne diyorsunuz? B «Patlamo» dedığiniz şeyin İkl yorı var: İlkın, büyük yazarlorın başyapıtlarından yararlanan teclmsel bır gerceklık 6zümü7e carpıyor. Özellıkle de fpatlama»nın dört sılâh şorunün, Carlos Fuentes'ın. Julıo Cortazar' ın, Garcia Marauez'ln ve Mario Vargas Llosa' nm yapıtları yaratıyor bu teclmsel ortamı. Öte yandan do • kl en onemllsi budur . söz konusu «patlama», siyasal baskının ınim Inım inlettlğl, blrıncl sınıf yozarlarm her şeye karşın yenl blr roman dıli yaratmayı başardıkları bir Kıtada, Lötln Amerlka'nın eklnsel yaşamına egemen olan köklu celışkıyı dıle getlrmektedır. şolma» surecl olduğuna Ina nırdı. O yuzden. yaşamında, sanatsal acıdan olu donem ler olmuştur. Bu olu doneriılerın en uzununu toplumsj| etmenlerle, kışısel nankorler.n eklenmesıyle son yıllamaa da yaşadı. Bu doneml ulkemlzde tıyatro yopılobılmesının maddesel koşuilarıyla da ilgllldır. Öte yandan da, Turkıye'de tıyatronun oluşumuna, onun olcalış ve yukselış eğrılerlne de bağlıdır. Doğru olan da budur. Sanat memurları, yaşadıkları donemi kendilerlnın gurültülerıyle doldurup, yaşadıkları surece buyuk sanatcı. onde gelen sanatcı... olarak görunebllırler. Ama coğunlukla olumlerinden sonra, o duzenlı aralıklarla or • taya cıkmış pek cok yapıtın pek de bır değerl olmadığı ara nılmasıno gerekslnme olmadığı gorunüverır. Sanatı kişılığınin ayrılmaz varoluş savaşımı yapmış, bu yuzden de o olu donemlerl de yaşayon, yaşamayı goze alan sanatcmınsa değerl, ölümünden sonra, gecen süreyle daha da buyur Sanat ve edebiyat tarıhlerı, bu ceşıt ornekler le doludur. Guner Sumer'ın pekcok sayıda olmayan yapıtı da bu cızgiyı izleyecek, yıllor üst uste yığıldıkca bır dönemı dolduran yapay ornekler dokü lecek, az amo, gerceklıkle uygunluk taşıyan sanat yapıtlon nın, bir donemin ruhunu yakolayabılmış olduğu daha iyl an laşılacak lamaz. Sen zorla nastl alırsın? Hongı kanunda vardır bu?» Boyle surduruyor konusma sını Alı Şukru Bey. Emekcıye bıraz nefes olma olanağı sağ layacak olan yuzdeler sankı cebınden cıkacak .. TUNALI HİLMİ KONUŞUYOR Bu Meclıs'te Tunolı H/lmı'ler de vardır. Emekcıye yonelık her fıknn ve eylemın korşısına dıkılen bu halk ve emekcı dostu, Alı Ştkru Bey ın karşısına dıkılecektır. Şımdı onu dınleyelım: Tunalı Hılmi Bey (Bolu) «Efendim, Ali Şukru Bey arkadaşımız iki defadır ârızi (geçıcı, ığretı) bır halden soz edıyorlar. Şu konun kabul ve 40 yıl sonra kabul edilip de yıne boyle ârızi bır vazlyette buiunacak olursa kalkıp da boğıracak mıdır kl: «Nıye bu kanunu yapıyorsun?», Bu, na sıl 40 yıl sonra mantık dışı olacaksa bugün de bu ârızi halden soz etmek mantık dışıdır. Efendim, bir d 9 amelenin sırtından, ucretinden kesılmesı... Bu yüzde birın kesesinden cıkorılması ıhtımallnden söz ediliyor. Katlyen efendıler1 Amele biriığl sayesınde v« amele derneği sayesinde ve amelenin uyanması sayesinde yarın gercek olocak olan ame le uyanıklığı sayesinde amele kendı ucretlni yukselttirecektır. Onun lcin hic bir tehlikeye maruz katmayan amele ucretınden dolayı asla «ndişe edil memelldlr. Blnaenaleyh o suretle kanunun kabuı edllmesinı tekllf ediyorum > SOMÜRÜCULER VE EMEKÇİLER Tunalı Hılml kürsuden Imyor ve onu Hakkâri Mılletvehiblnin fennî koşullara uymadıklarından dolayı olmuşlerdir. 1919 tarihinden beri Rombaki mahkemeye verilmedi. Cunku Yunan uyruklu Imlş. Bir turlu mahkemeye coğırılamamıştır. Bu olen adamların aileleri hâlâ sızlanmakta bulunmuşlardır. Onun icin mademki bu madenler butun Rombaki, Papadakilerin elindedir, ne olur efendiler, bunlar benim dlndaslarımın emeği ıle, benim ırkdaslarımın sayesinde ceplerini doldurduklorı holde amele ucretlnin yuzde birl oranında bir parayı bu amelenin mutluluğu lcin verse ne olur? Bu zavallı amelenin mutluluğunu sağlaya cak olan bu parayı vermekle ne olur? Neyi kıskanacağız' Onun lcin bendenlz maddeyl aynen kabul ediyorum ve hic Augusto Roa Bastos, Paraguaylı blr yazar; gerek yazına yaklaşımı, gerek anlatımı, gerek ele aldığı konular acısından uikemızde artık yeterınce tanınan Garcia Marquez'e benzeyen bu güclü yazorla, Mol, le Supreme (Ben. En Yüce Kışı) aalı romanınm Fransızca'ya cevrıhşı dolayısıyla Tony Cartano'nun yaptığı soyleşıyı sunuyoruz. C Augusto Roa Bastos, doğum tarihinlz ne? Kltaplarla sozlukler bu konuda gorus blrtlğlne varamıyoriar bir turlu... B. 1917 Haziran'ında Paraguay'ın Asunclon bölgeslnde doğdum. Sonra anam. babam Güney'e, plar.tasyonda calışmak üzere kücuk blr köye göctuler. Bu koyde, guaranl'ce konuşmak yasak olduğu icm. isponyolca öğrendım. Babam da bana Yunanca ve Lâtınce oğretti. C. Daha sonra gazetecl oldunuz. Bu yasantınm yazarlığınıza yaran oldu mu? B Cok. insan gereeklığıni gözlemenin dışındo. yazıyla olguları değıştırebıleceğımı, gazete yazısındon yazınsol yazıya gecılebildlğıni öğrendım. Ama daha önce. radyoda halk şarkıcılığı vaptım!.. 1947'deyse. askeri darbenin ordından, sürgun geldl. Başyazarı olduğum gazete yasaklandı. yakıldı. yağma edıldi. Hepimız sürgüne yollandık. C. Ve gercek anlamıyla Iste o zaman başlodımz yozmaya. B İlkın şür yazdım. Scnra, 1953'te cıkardığım El trueno entre las hojas gıbl halk masoilanna gectım. C. İlk büyük kltabınız 1959'da basılan Hl|o de hombre otdu (Gallimerd, 1967, Ateş ve Cüzzam) Tıpkı ıBen, En Yüce Kışı»dekl glbl, o kitabınızda do Paraguay bilincinin cok genlş blr ceşitlemesi vardı. Düşünce Saati Blr ağlıyan varsa şlmdl dunyanın bir yerinde, Hic nedensiz ağlıyan, Benlm lcin ağlıyor. şüpheslz böyleee kabul edllecektlr.» KOY KANUNU TASARISI Tunalı Hılmı bır de tKoy Kanunu Tasarısı» hazırfor Sevgılı koylusunu doha uygun koşullar icınde yaşatmok ıcın kofa yormuş. careler duşunmuş. onlemler sırolamıştır o tosarısında Fakat turlu parlamento taktıklerıyle hasıraltı etmek ıstemışlerdır tasarısını. Tunalı, 8 Mart 1923 gunu tasarısı icm Meclıs kursusunden adeta yalvarırTunalı Hılml Bey «. . EJer Dahıliye Encumenl bu kanun tasarısı dolayısiyle bes on dakikalık. blr Iki saatlik voktlnl harcayacak olursa memleketin gelecekte kurtuluşu Itibariyle ve bllhassa köylunun asayise olan şiddetll Ihtiyacı dolayısiyle zannediyorum kl vakit kaybetmis olmaz. Binaenaleyh, yuksek heyetinlzden Istlrhamım şudur Cok rica ederim, şu Köy Kanunu Tasarısını Dohillye Encumenl lutfen, tenezzulen, memlekete merhameten bir kere daha gözden geclrsln. Bunun Dahlliye Encumenlne doğrudan doğruya havalesfnt teklif ediyorum » Kımse dınlemez yalvarmasını, yakarmasını. Sıra kapokları ve ayak patırdıları arasında sesı boğulmaktadır Ama, kararlıdır Tunalı Dıretır: Tunalı Hılmi Bey ıSlz, •âkln ve sesslz duruncaya kadar ben de boyle durocağım » «Arkadaşlar! (Gurültüler) Rels efendl hozretlerl, »urada kapak vurmakta olan kitlye sorunuz, Koy Kanununu değif, acaba köyun ne olduğunu billyor mu? Rlca ederim, benlm soz hakkıma tecavuz eden adamlara ben de karsılık veririm » Kadri Oktay (Sıırt) Bey «Sozunu geri al. Herket senin glbl serseri mldlr!» Yahya Galıp (Kargı) «Arkadaşlara taarruz etmeylniz.» Kadrı (Oktay) «Benlm koyüm var bu memlekette. Senln köyun yoktur.» Yahya Galıp (Kargı) «Bu adamın soylediâl blr teye taalluk etmlyor kl.» Sıırt Mılletvekılı Kadri Beyın, sıra kapakiarını vurarak Tunalı Hılmı Beyın sesıni boğmasındakı omac anloşılmaktadır. Kadrı Beyın köyu vardır ve Tunolı'nın Koy Kanunu bu feodali rahatsız etmekte, somurusunü engellemektedır. Ve bo ğacok kı sesıni Tunolı Hılmı' nın sürdürebilsin ağalık düzenını. Bır ara Van Mılletvekılı Hoydar (Vaner) Beyı «HHml Bey slzl yalancılıkla «uçluyor» dıye kışkırtırlar. O da Hilmi Beye yukfenır: Haydar Bey (Vaner Von) «Efendim, bir bafka arkadaş benl bu sozu II* «uciamış olsaydı cevap verirdlm. Fakat Hilml Beyin sinir dengesl bozuk olduğu lcin cevap vermekten vaz geçiyorum. (Alkışlar). Hılmi Beyin tekliflnln nazarı itibare alınmaya değer cihetltri olmadığı icin Encumende dlk kate olmmodı > Tunalı Hılmı Bey (Bolu) «Başkanlık makamından Istirham ediyorum Haydar Bey sozunu geri olıyor mu, olmıyor mu? Muvazenei asabiyesl (sınır dengesı) bozuk olon bir mil letveklll bu kürsuden soz soyleyemez. (Patırdılar). Sözlerinl kendilerine lade ediyorum. (Şıd detlı gurultuler). MuvazeneI asabiyem bozuk olmakla Iftihar ediyorum. Yasasın benim koy aşkım » YARIN DİÖER TASARILAR Blr gulen varsa slmdl gecenln lcinde bir yerde, Hic nedensiz guien, Bana gulüyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörlüğünden Dnıversıtemız Yabancı Dıller Okuluna b'rncl kademe ve lısans ustu yabancı dıl oğretimı ıcın aşagıda nıtelıklerı beılrtılen okutmanlar alınacaktır. Adayiarın en az dort yıllık dıl öğrenıml veren fakülte veya yuksek okul mezunu olmaları, mezunıyet belgesi ve hâl tercumelerını. 30 hazıran 1978 torıhıne kadar Yaboncı D'ller Okulu Müdurluğune göndermelerı gerekmektedır. Master yapmış o/mak tercıh sebebıdır. Sınavlar yazılı v« sozlu olarak yapılacok, tarıhı aaoylara ayrıca bıldınlecektır ÜNVANI Ingılızce okutmanı Turkce Okutmonı KADROSU 8 7 ADEDİ 3 1 Bır yere varsa şlmdl dunyada, Hic nedenslz bir yere, Bana gellyor. giden Şlmdl 6len varsa dunyanın herhangl blr yerlndt, Hic nedenslz olen, Bana bak/yor. RAİNER MARİA RİLKE (Cevıren; MUZEHHER ERİM) IBasın: 15004/7041)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle