17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
tKl ağı, garceğl yaparken hukukun gerceklerlnl önce kuramsal (teorik) olorak saptamakto yarar vardır. Saptayış, eytişimsel yöntemle ve eleştirel bakışla yapılmalıdır. Yani yaşamın içinden, uygulamolardon, bilimsel deneylerden, kesin koşullardan ve gereksinmelerle gelişimlerden cıkarılacak gerceklere dayalı olmalıdır. Artık bilinmeli: Üretimin, gelirin gerek artımını, gerekse dağılımını en iyi bicirn ve ilişkilerle düzenleyen kurum, ekonominin hemen yanı başında, üst yapıdan alt yapıya hızla geçerek onu da kapsayan hukuktur. <Hukukun üstünlüğü» kavram ve onlamı buradan gelir, «Emeğin üstünlüğü»nü yopıp tanıtan da, herkesi ilgilendirmiş bu tür bir yüceliş değil midir? Toplum cdıno daha önce belirlenmlş, saptanmış, acıklanmış ve «yasaslanmış yaptırımiaıiu, «ceza»larla karşılanan kasıtlı kusurlu her turiü eylem.. Ki, bu yaptırımlor. bu cezalar, sınıfını koruyan her devlet düzeninin dileğine göre uygun ya da oykın tanım ve kapsamları taşır. Bu yaptırımlcr ve cezaların kendileri olmasa bıle. uygulanış bicim ve tutarları yere, zamana, koşullara göre değişir, esnektir. Yani gereksmmeler, sürekli yaşam ve oluşmalar nedeniyle kesin değiidir. Yasalar belli bir yaştan öncekl cocukları cezalandırrnasa da biz, suco yönelme durumlarının, psikolojik ve sosyoloiik etkilerle daha da kücük yaşlardan başlcdığını düşünmek zorundayiz. Öyle ise cocuk yargılıkiarı kurulmalıdır. Cocuğu suclu yapan nedenler üzerinde ayrıca durmak gerek. Ülkemizde cocukla ilgili eğitici ve yetiştirici kurumlar o kadar az ki. Yurt düzeyine bir bakalım. Neler görüyoruz? Sayısı bcllı bakımevleri, islahevleri, yuvalcr, yurtlar ve koiluk görev yerlenndeki kavıp cocuk büroları... Bunlar nice iyi calışsalar da amaca tam ulaşmamız icin yeterli değildirler. Öyle ise temelde <rgenclik sorunlarunı da etkileyen cocuklarımızın sucluluğu konusunu artık «Yargı Erki ve Kuruluşları» icine almanın zomanıdır. CVMHURtYET 21 MART 1978 Ç OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Hayatmemat Savaşı cevit hükümeti güvenoyundan bu yana epey yol aldı; koşeyi döndü; ya da dönmek üzere... Ekonomik «enkaz»ı kaldırmak ve zorunlu köprülerden geçmek icin gerekli olanlar yapıldı. Kapitaiist düzenin koşulları icinde soluk alabılmek uğruna İMF'den geçildi. Önü müzdeki aylarda döviz darboğazı genişleyecektir. İcerde Bulçenin ongorduğu gelirgider dengelerini sağlıklı bicimde işletecek önlemlerin alınması yolunda calışmalar sürmektedir. işci dövizlerinde hemen bir artma görülmüştür. Devletten devlete ikili ilişkilerin umulmadık sonuçlar doğurması olasıdır. Demir çelik, cimento gibi temel maddelerin karaborsadan kurtarılması; endüstrl isterlerinln gerek tiği bicimde sağlanmosı; mal darlığı cekilmemesi; enfiasyon hızının duşürülmesi amacıyla bir dizi önlemler bilincle alınmaktadır Önceden söylemek gerekir ki, bütün bu önlemler ne sermaye kesimini yeterince sevindirecektir; ne de halk yığınları umduklarım bulacaklardır. MC yönetimlerinde cıkmaza girmiş ve tekerl kırılmış arabanın yurütulmesi sözkonusudur. Hükümet öncelikleri durmuş ekonomi carklarınm döndürülmesi ve siyasal iktidarın ele geçirilmesi amaclarına verilmiştir. Toplumun Mutluluğu îçin.. ismet Kemal KARADAYI Cumhuriyet Savcısı E Hukukun Gerçekleri Gelişmelerle, gereksinmelerle. yansımalarla birlikte kurallar da değişir. Değişim tümdedir ve günün, geıeceğin değişik, eşit, düzenli gidişine. ancak tüze (adalet) kapısından girilerek ayak uydurulur. Tüze. gücünü bîlimden, sağduyudan, erginleştirilmiş kamu yargılarından alır. Tüze nitelik ve niceliğiyle, gerçek tüze anlamıyla boşlamoyan düşünce ve eylemler. hic bir zaman sürekli ve başanlı sonuçlar alamazlar. Hic bir üstün körü tüze, öze ilişkin, tabana oturmuş deney ve gereksinmelerden daha gecerli. daha gercek değiidir. Nasıl ki, toplumsal, smıfsal gücler vardır, hukukun bicim uygulamolarından, kılıflanndan önce gelir ve ondan daha güçlü, doha yaşantısaidır. Coğımızda hukuk, büyük atılımlara, atlanıp gecilmesi zorunlu kılınmış aşamalara ve cabuk eluşumlar, yeni yeni gelişimler, hızlı girişimler, üstün carelerle teknik ilerlemelere uymak, hatta oniaro «temel» olmak zorundadır. Bu türden yenilikcl. gercekci, devrimci uyum yoksa, orada baskı ve sömürü, talan ve yalan. böbürlenme ve örtünme, hiddet ve şiddet güvenlik ve lumpen!ık.. yani kısacası cağdışılık, yani bir bakıma gericilik, kısccası diktanm yıkıcılığı. terörü. fasizmin bencil yırtıcılığı söz konusudur. Son günlerde bundan kurtulmanın cırpıntılarını görme sevincinde yurttaşlar. Öte yandan hukuk, salt cıkarlar için kulianılmoz. Ondan yararlanılır oncak. Ve «bicimci hukuk»a «teslim» olunamayacağı gibi, hukukun özünü «zapt» etmeye girişmek de son derece yanlıştır, sakıncahdır. Tüze, hukuk, toplumun huzuru, toplumun mutluluğu icindir. Hukukun amacı, günümüzde, insanın insan tarafından sömürülmesine son vermek: başta ekonomiyi, sonra her türlü geIsceği, gecimi lcine alan korkuları bir yana bırcktırmoktır. Böylece bir yutma yutturmaco, atma üidctmaca olumsuzluğu yerine, eşitlikler, özgürlükler icinde, toplum ve onun bireyleri icin, doğal olarak insanca yaşoma, yaşatma savaşımlan sağianır. işte bunlar, dile getirilebilecek hukukun gercekieridir ve bencilliğin, önlemsizliğin, kargaşanın. keyfiliğin ötesinde, gercekci, aydınlıkcı olmanın verileri, kanıtlarıdır. Ya ulusal bütünlüğün, can guvenliğinin varlığı. ekonomik zorunların cözümü öncelikle bu ivi bakış ve saptamolara bağlı değil midir? Başka türlu, toplum nasjl gelişir, mutlulanır? manlık dclı olarak kabul edildiğinden değişik bölümde işlerliğini sürdurmektedir. Bizde 1335 lerden bu yana. konuya ilişkin calışmalar yapılmış, genış capta incelemelsr, ör.erıler, ceviriler ortOYa konmuştur. Meclis'lerde zaman zaman goruşulme sırası bekleyen bir yasa tasarısı olduğu da bilinmektedir. Cocuklar konusunda başlangıcta bilmemiz gereken özellik şuaur: Bireysel eylemierdeki sori'mluiuk. o eylemlerl doğuran ve yöneten konunun iyı bılinmesı, ışin bilincine varılması, sonra da be'li bir sonuca bağlanması ile başlar. Bunun icm insana. hem fiziksel, ruhsal, biyojoiık yönlerüen, hem de bılgi ve deney yönlerinden bir gelışim süreci gerekli almaktadır. Töresel. eğitimsel özellik bir yana. suclcr konusundaki sorumluluğun, yani işlenecek «suc» eyleminin erişkinlik ve istencine (idrak ve iradesine) vormış olmanın yaşı, her ülkede değişıktir. Bu yaş örneğin Finlandiya'da ve Güney Afrika'cTa 7. ingiltere'de 8, Bulgaristcnda 10, Türkiye'de 11, Fransa'da 13, Almanya'da 14, İsvecte 15'tir. Ayrıca cocukla genc, cocukla yetişkin arası yaşların, bir ölcüye dek sorumluluk yüklendirici bıcimde düzenlendiği de bilinmektedir. Durum bu iken acaba sorumluluk biiinc ve erginliğini getiren «suc» nedir? Bu dcyimin klasik, genel tanımı şöyledir: S onu ç Dispanserleriyle, dernekleriyle, test evleriyle, okLillarıyla cağdaş hukuka, sosyoloiiye, psikolo|iye uygun uzmanları ve Cocuk Polisi ile bir an önce cocuklorın korunmasını, sağlığını, yargıbnmasını sağlayan yasalar düzenlenmell, konuya ilişkin olorak var olduğu sayılan yasalar ve kuruluşların eskiliği, eksikliği kabul edilmelidir. Yargılomanın, gerceğl arayıp bulma yolunda. bilimsel yöntemli bir sanat ve cok dallı bir uzmanlık olduğu unutulmamalıdır. Gerceğe, bllime, cocuk ve uzmanlık dalı özelfiklerine uyacaksak, Ticaret. iş, Toplu Bosın, Kacakcılık, icra, Trafik v.b. yargılıklonnın yanında tGüvenlik Mahkemeleri»nl değil, artık önce Cocuk Yargılıklan'nı (mahkemelerini) görmeliyiz. bunu bekllyoruz. Çocuk Yargılıkları Toplumun mutluluğu icin gerekli gördüğum, «cocuk yargılıkları» konusuna da kısaca değinmek ısterim: Cağdaş uygarlık düzeyine erişmiş demokratik bircok ülkede Cocuk Yargılıkları (Mahkemeleri) kurulmuştur. Bu kuruluşlar apayrı bir uz HESAPLAŞMA Dükkânlar ve Çınarlar Burhan ARPAD Istanbul'un yüce çınarlarının günün birinde dükkân yapılaeağı kimln aklına gelirdi? Yağmurlu bir günde otomobll camı arkasından gordugüm icin yanıldığımı »anmıştım. Bir başka gün yolum ylne o yana düşünce gözlerlmi hlç ayırmadan baktım. Baktıkca ürktüm, kafamın içi zonkladı. Fatih parkından Zeyrek yokuşuna doğru Bozdoğan ke merlerini geçlnce başlayan orta yolun iki sıra çınarları dükkân yapımında kullanılmıştı. Kesilip kereste olarak değil. Kökiü çınarlar, dükkânlara kalas olarak. Kökleri toprakta çınarların dörder dörder kullanılmasıyla kapı, duvar, çatı ve pencereleri mevcut dükkânlar yapılmıştı. Dükkânlarda satış yapılıyordu. Çınar dükkânlarda «İstanbul» satılıyordu. Belediye Sarayının yüz metre ötesinde. 1920'lerde Fatlh parkında çember cevlrlrken o çınarlar boylu ağaçlardı. Operatör Cemll Paşa'nın (Topuzlu) Şehremlni (Beledlye Başkanı) olduğu yıllarda dlkilmiş olması gereklrdl. Çok kısa sür«n Beeldiye Başkanlığında Saray bahcesl Güthane'yl halko park olarak veren, Fatih ve Sultanahmet glbl semt parkları yaptıran, Konservatuar ve şehlr tiyatrosu glrlslmlerlnln öncüsü Topuzlu Paşa, büyük şehlrlere cok gerekli ağaclıklı yaya yolları taşra biçiml dükkânlar yapabllecek kişilerin Istanbul'u yöneteceğini nerden bllslndi? Topuzlu'nun çınariarı şlmdl son öiüm yıllarını sesılzce bekllyor. Beledlye Sarayı'nda yetkili tanıslara söy ledlm. Şaşmış gibi baktılar yüzüme. Tanıdığım ünlü şehlrclllk mtmaıiarına açtım. Çok llglnc, fotoğrafını cektirelim, dediler. Son bir yılda radyo ve televlzyon aracılığıyla halko bir yığın lâf edillyor. Hele »u cevre kirlenmesl dolayısıyla. Ne var ki başta Belediyeciler olmak üzere yetkili ve sorumlu yönetlcller, kültür dünyası büyük şehirlerin sağlık kaynağı bilinen bahcell evler semtlerlnl, parkları ve yeşll alonları günasırı kaydırılıveren plân yorumlarıyla yık yap vurguncularına kurban verebillyorlar. Yaz boz tahtasına dönmüş olan plân kaydırmalarında yetkili ve sorumlu mimarların Imzası bulunması gerektlğlne göre, yasalar acısından bllemlyeceğlm ama, yık yapcıların İstanbul yağma«ına seylrci kalmak veballerl var hic değil. Cumhurlyet'ln llk yıllarında, İmparatorluğun çöküş dö neminde padlsahların Boğaz yamaçlarını yabancı elclllklere bo! keseden verlvermlş olmalarına öfkelenirdik. İmparatorluğun başşehri, ünlü Alman gezglni ve bllgini Alex ander Von Humboldt'un deylmiyle 'Yeryüzünün en güzel üc sehrinden birl (ötekiler Salzburg ve Napoli) olan İstanbul'un Boğaziç! yamaçlannın yabancılara verlllvermis olması, kanımıza dokunurdu. Ammo, şu son yılların Boğaz'ında arada bir dolasırken, güzelim yamaçlarda vurguncu baltacından kurtulabllmiş en son yeşll örtülerln o yabancı elçllik toprokları olduğunu görünce, utançla ve (çlm burkularak, bereket vermlsler, dlye düşünüyorum. Zlra Istanbul'un tabiat güzelliklerine ve tarih değerl yapılarına saldırı bütün azgınlığıyla sürmekte. Blrinci Dünya Savaşı'ndan önce büyük bir Alman endüstrl kıralının mülkü, sonradan savas tazminatı diye Fransız hemşirelerin taşınmazı olmuş görkemli bir villa ve ağaçlıklı bahçesi şimdi bir yapımcı firmanın eline gecti. Elbette yasal yollardan. Ne var ki, her an bir olup bittiyle, bir plan kaydırması ve yorumuyla yokedilebilir, beton yığınlar yükselsin diye. Kuruçeşme yamaçlannın yemyeşil örtüsü, Şeyhüslam Cemalettin Efendi korusu, dilediğj planı alamayan yeni sahiplerince olume bırakıldı ve ağacların çoğu kurudu. Belgrad ormanı etekleriyle Büyükdere arasını kaplıyan özel ormanlar, icme suları cayırlıkları da derme catma evler, gecekondular ve apartmanlarla dolmakta. İstanbul'da görev almış Orman Bölge Müdürlerinden tabiata ve ağaclıklara gercekten tutkunu Kemaı Güven'in yinni yılda yetiştirdiği Fatih Ormanı ilk yangın felaketine uğradı. Kacok yapılar, keçi ve Inek sürüleri de ormanı kemirmeğe başladı, Hele Florya Cumhurbaşkonlığı Köşkü'nün arkasında o güzelim Atatük Ormanı ağaçları arasına altmış bu kadar yapının girebilmlş olması! Hem de, Belediye'ce bekci diye yerleştirilen kişiler öncülüğüyle. Belediye Florya dinlenme evlerinden verilen elektrikle avdınlatılarak. Durumun llg'nc b!r yanı daha var. İstanbul Orman Müdürlüğünün yetkilisi, ağaçlar ve bekciler Belediye'nin, bekcüerin aylığını da Belediye veriyor, dlyerek, aklınca sorumluluğu üstünden atıyor. İstanbulsever bir mimarlık otoritesinden duymasam inanamazdım. İnanılır şey değil. Anadolu yakasının camlar arasında en son köşklerinden birinin mirascıları, Belediye'den projeyi geçirip, köşkün yarısını yıkmış ve seklz kat lı bir beton yapı dikmişler. Yarısı tahta köşk ve yarısı sekiz katlı beton yıçjını! Akıl duruyor bütün gücünü yitiriyor. Baltaya, buldozore, pcrababalanna karşı kalem savaşı. Umut kaldı mı? Kaldı. Kalemi kullananlar düşünce sağlam lığını koruyabildiği süre. BİLİM DÜNYASI Biyonik Adarna Doğru ıp mürîendislerl (Ingenieurs medicaux). yaşamın kahrına uğramış sakatlar icin yeni olanaklar yaratma cabası icinde var kuvvetleriyle colışmaktadırlar. Kolunu. elini. bacağını. topuğunu yitirenlere bu örgenlerinin yerinl tutacak araclar, görmeyenleri ışığa. işitmeyenleri sese. dilsizi konuşmaya... kavuşturacak olanaklar her gecen gün coğalmaktadır. ,A/»cak. bu coğalan araclor. şimdikilere hic bir bakımdan ben' zememektedir. Yapma kol. bacak, el... bugün de vardır. Ancak, cağımızdaki yenilik. bunların elektronik beyinler aracılığıyla doğrudan doğruya beyinden buyruk (emir) almalarıdır. T Vehbi BELGİL tirilmiş araclorla rahat dinleme olanağı sağlanmıştır. Ancak, bunlorın hepsinde. hastanın cğır işitmesine göre bir yöntem uygulanmıştır. Peki, ya işitme siniri ses iletme görevini hic yapamaz hale gelirse ne olacak? işte bugünkü araclar, bu dııruma çözüm getirmek icin yapılmıştı r. len bir televizyon kamerası da manzarayı süzüp bir kompütere vermekte, kompüterden cıkon bir tel. doğrudan beynin görme merkezine bağlanmaktadır. Bu sistemde. şimdilik Bray (Braille) alf'abesine göre okuma sağlanmaktadır. 2) Başka bir sistemde ise, ylne gözdeki televizyon kamerası, gördüğü manzaraya göre birtakım işaretleri hastanın karnının üstündeki veyo sırtındaki bir araca hofif fiskeler halinde iletmekte, görmeyen. bu fiskeleri Bray alfabesine göre değerlendirip manzarayı âdeta görmektedir: Telgrafcıların Mors alfabesiyle haber iletmeieri gibi. Sistem başanlı olmuştur. Ziro. bu arocı taşıyanlar bir tetefon direğini, bir bardağı, bir masa veya iskemleyi farkedebilmektedirler. sıyan seslerf alan bastonlar, değnekler. kasketler yapılmıştır. Böylece. elektrik direklerinin. kaldırıma park etmiş bir arabanın veya dalları alcaklara kadar sarkan bir ağocın varlığının farkına varılmaktadır. Bazı araclar da. yonsıyan seslerın kalınlığından, azlığından. cokluğundan veya inceliğinden, karşıdaki engelın ne kadar uzakta olduğunu haber vermektedir. 4) Bazı görme aracları da, okunan bir metindeki sözcükleri insan sesine dönüştürmektedir. Böylece. görmeyen bir İnsan muhasebecilik yopabilecektir. Zira, yapılan işlemlerin sonucu, insan sesi gibi sesle, görmeyenln kulağına gelmektedir. VI) Öbür uzuvları: Kolp, böbrek, karaciğer ve pankreos gibi organların da aynı bicimde kompüter yardımıyla calışan tyopma»'lan üzerinde de cok emek sarfedilmektedir. Amerikan Emekli Sandığı da (Veterans Administration) sesler ve yüksek enerji mıknatıslarla calışabilecek yapma adaleler üzerinde araştırmalara başlamıştır. Bazı araştırma laboratuvarlarında ise, yürüyen bir odamın. arkasında olup bitenleri görebilmesini sağlayacak sistemler üzerinde calışılmaktadır. Nereye kadar? örgenlerin böyie ıyapma»'larının geliştirilmesi karşısında. insan, bu Işin nerelere kodar götürülebileceğini kendi kendisine sormaktadır. Bilimsel gelişmeler, beyninden başka her örneği «yapma» varlıkların, yakın bir gelecekte aramızda dolaşacaklarını göstermektedir. Ancak, bilim adamlarının bir kısmı. bu «yapmaıların, hic bir bicimde doğal'ın yerinl tutamayacakları inancındadırlar. Şunu hemen belirtmek gerekir: bu glbiler, vücudun sentetik yedek parcalarının, henüz emekleme aşamasında olduğunu unutmaktadırlar. Bu konudakl calışmaların 10 yıllık bir gecmişl bile yoktur henüz. Doğal örgenlerse. belkl bir milyar yıllık bir gelişmenin sonucudur. BİR ÖYKÜ Fikri daha iyi anlatır düşüncesiyle, yazımızı bir fıkra ile bitirelim: Delinin birl Allah olduğunu söylüyormuş. Ziyaretcilerden biri: Ûstad. demiş, mademki Allahsın, bana şurada hemen bir karpuz yarat bakalım. Öykü bu ya, delinin bir ziyaretcisi, daha önce kendisine bir karpuz getirmiş. Adam hemen onu cıkonp: Al sana karpuz, demiş. Tabii karpuzu isteyen, bozulmuş. Evet. Allah olduğunu anladım. Karpuzu yarattın çünkü. Öyleyse şirıdi bir do şu camlnin kubbesl kadar bir karpuz yarat. Deli biraz düşünmüş: Bir hafta sonra gel hozır. Hanl sen Allahtın ya? Senin inondığm Allah yumruk kadar karpuzu beş ayda yetlştlrlyor. B°r> kubbe kadar karpuz icin B'i iaîta Istem'şim. cok mu? Belki de coğu kişinin yeterince değerlendlrmediğl bir İC savaşım sürmektedir. Acık ve gizli devlet örgütlerinin coğu yerinde, MC'nin faşist kadroları durmaktadır. Bu kadroları yasal koşullara uyarak değiştirmek, zaman işidir. Milli Eğitimde, Emnlyefte, öğrenci yurtları keslminde MHP'nln deyimiyle «kurtarılmış bölgeler» gercek acısından «faşist kaleler» vardır. Dev leti parselleyip, Bakanlık örgütlerini istila eden komandolar, «hayat memat» savaşım vermektedirler. Bir umutları vardır Ortalığı karıştırmak, olabildiğine kan dökmek, bir sıkıyörtetlme ulaşmak... <MHP ile maddi ilişklli» derin ve yoygın bir gizll örgütün Izinde yürünmektedir. Devleti devletin Içinden ele gecirerek dlkta yönetimine kavuşmayı amaclayan bir gizll örgütün varlığı sözkonusudur. Bu varlık, yeterli hukuk kanıtlarıyla ortaya döküldüğü gün. MHP yöneticilerl İcin karanlık bir dönem başlıyacaktır. MHP icin bu gidişl durduracak tek umut ve gecerli yöntem, Türkiye'de ortalığın blrbirine karışması, faşizan bir sıkıyönetlmln kurulmasıdır. Eğer bir sıkıyönetîm ilan edilirse, MHP'nin istedlğl yön de mi olacaktır? Bir ayrı konudur bu. Ama bir sıkıyönetîm İlan edillrst, MHP İcin başarı olacaktır. Cünkü kanlı komando eylemleri bu amaca dönüktür. Bu amaca dönük olan ve Türklye'de faşist yönetlmlerln İc savaş tepkllerlnl oluşturocağını umut eden başka örgütlerln varlığı da yadsınamaz. Ancak bu başka örgütlerin Türkiye'deki güc dengesinde bir etkllerl yoktur. Şlmdlllk kullanılmaktadırlor. • Durum böyle olunca «Ne Yapmalı?» sorusunun karşılığı da kendiliğinden ortaya cıkıyor. Eğer demokratik ortamın korunmasındo fikir birliğl varsa, tutulacak yol bellidir. Herseye karşın, bugün Türkiye'de Ecevit Hükümetinl cözüp yeni bir hükümet kurmak, ic ve dış cevreler IçJn kolay değiidir; hatta kısa sürede olası değiidir. Bu Işi göze alabtlmek İcin Türktye'de büyük bir kargaşayı ve catışmayı hesaba katmak gerekir. İcerde ve dışarda Ecevit yönetiml onaylanmış ve benimsenmiştir. Yalnız MC faşizmlnin kalıntıları, devlet icindeki odakları ve gizli örgütlerl hayat memat savaşı veriyorlar. Bu savaşı demokrotik güclerden yana başarıyla sonuclandırmak icin; dengeli. akıllı, serinkanlı dovranmak gereklyor. Demokratik ve devrimci savaşımın zamanlamasını buna göre ayarlıyarak; tutum ve davranışları saptamak akıllıca bir yol değil midir? • işitme siniri calışmayanların kafatasınm icine minik bir arac yerleştirilmekte. bu arac, sesleri. beynin işitme merkezine iletmektedir. Yani. işe yaramayan I) Kol, el. bacak ve topuk: Ye sinir olduğu gibi bırakılıp. kulakla işitme merkezi arasında ni sistemde, beyinden gelen kurulmaktadır: buyruk sinirlerl doğrudan doğ doğrudan ilişki ruya yapma uzuvlara boğlan Tıpkı, tamir edilmeyecek bicimmakta, normal bir insan kolunu, de bozulmuş bir su yolunu iptal edip yeni bir su yolu döşenmeelini nasıl oynatıyorsa bir sakat si gibi. da yapma örgenlerini de öyle oynatabilmektedir. Yukarda bahsettiğimiz eski Sağlam bir insan avucunu ac dinleme aracları da bu arada kavuşturui3) Yarasa, karanlıkta hızla umak. yumruğunu sıkmak istedi yeni bir canlılığa maktadır: Kulağa dıştan yerleşcarken gayet hızlı ses dalgaları ği zaman. beynin bu horeketlecıkanr. Bu dalgalar karşıdaki tirilen araca, istenmeyen sesleri yöneten kısmından, bir sinir engellere corpıp yansıyarok yari süzüp geri cevirerek bir komaracılığıyla. bir buyruk gider. rasanın kulağına döner. Hayvan, püter eklenmektedir. böylece el acılır. yumruk blciböylece, karşısında engel olduminde sıkılır. ğunu anlayarak yön değiştirir. V) Görmeyenlere yeni olanakKolunu, elini yitirenlerin be lar: 1) Televizyon kamerası bir manzarayı sinema makinesi giYarasanın bu özelliğinden yayinden gelen sinirlerl, beynin isbi alarak ekrona nasıl yansıtırarlanılarak, cevreye işitilmez teklerini minik elektrod'lar arases dalgalan gönderen ve yancılığıylo kola. ele götürmektedir. yorsa göz cukuruna yerleştiriYapma topuk takılmış olanlarla bacakları felce uğramış olanların topuklarına takılan minik seyredeceğıni2enguzeJsavaş film» komputerler. topuğun yere sağlam bicimde bastığını beyne haber verme yoluyla yürümeyl normalleştirmektedir. Beyin sinirinden elektroda gecen elektrik dalgaları bir güclendiricide bin kez büyütülmüş olarak elin. kolun icindeki minik makfneye gecmekte ve bunların hareketini sağlamaktadır. II) Deri: Yapma elin sakıncası. üstünde deri olmaması ve siniri bulunmaması nedeniyle. dokunmo hissini verememesidir. Bu yüzden. bir bardağı, bir aracı tutan kimse bunları duşürüp kırabilmektedir. Bu sakıncaya cözüm olarak plastik bir deri geliştlrilmiştir. Uzay araclarında kullanılmak üzere yapılan bu plastik. yine komputerler aracılığıyla, dokunma duyusunu beyne ulaştırmaktadır. III) Ses: Ağız yoluyla ses cıkarma olanağını yitirmtş kimseler vardır. Bunlar icin, elde. cepte taşınabilen ses oluşturucu bir arac (voice synthesiser) yapılmıştır. Aracta, en cok kullanılan 50 hece, sözcük ve tümce İcin hazır sesler vardır. Hasta, aractaki düğmelere basarak. istediğini sesli olarak söyleyebilmektedir. Tab'ti, burada konuşan, aractır. Tıpkı. telefondakl 10 rakam yardımıyla istediğimiz numarayı Oıuşturmamız gibi, GENEL KURUL DUYURUSU TÜRKİYE GENEL HİZMETLER İŞÇİLERİ (GENEL İŞ) SENDİKASI GENEL BASKANLIĞINDAN SENDİKAMIZ 7. Olağan Genel Kurulu aşağıdaki gündemı göTüşmek ve karara bağlamak üzere 22 nisan 1978 tarihinde Devlet Su işleri Genel Müdürlüğünun, Yücetepe. Eskişehır yolu üzerindeki Konferans Salonunda saat 10.00 aa topıanacaktır. 274 sayılı Sendikalar Yasası gereğince Genellş Sendikası Merkez Genel Kurulu delegelerine duyurulur. GENELİŞ MERKEZ İCRA KURULU G ÜNDE M . 1 Yoklama, 2 Genel Başkan Abdullah Baştürk'ün açış konuşması, 3 Başkanlık Divanı secimi: a) BİR BAŞKAN, b) İKİ BAŞKAN YARDIMCISI. c) ÛC YAZMAN. 4 Şaygı duruşu. 5 Konukların konuşması, 6 Raporların okunması; VATANLARI İÇİN ÖLDÜLER n e |a| u •• F I L M a) CALIŞMA RAPORb, b) DENETİM KURULU RAPORU. c) ONUR KURULU RAPORU. 1942 Temmuz u ji^Stalıngrad cephesınde "^1 j<an ve ateş yıllarının **«k e n 9 e r i Ç e l < ç ' tat»*0511DEV AKIORL£RL£ YIUN DEV PRODÜKSİYONU 7 Komisyon secimleri; a) TÜZÜK DEĞİŞİKLİĞ! KOMİSYONU, b) KARARLAR KOMİSYONU. C) TAHMİNİ BÜTCE KOMİSYONU, d) HESAP TETKİK KOMİSYONU. 8 Raporlar üzerinde müzakereler. 9 Kurulların aklanması, 10 Komisyon raporlarının müzakeresi. 11 Secimler; a) Y Ü R Ü T M E KURULU. b) YÖNETİM KURULU. c) ONUR KURULU, d) DENETİM KURULU, e) ÛST KURUL DELEGELERİ. 12 KAPANIŞ.. (Cumhuriyet: 5545) çıktı MEHMED KEMAL Kü$AK *auu C « C 1M0 f•$• JUUSt f O U * •A»«BW0AW VI (MMTA TMIN AVOMUİMN OVK0UMNT M U G n * f M AMOA1I. m S A r F A . M U R A ANKARA İKTİSADİ VE TİCARİ İLİMLER AKADEMİSİ BASKANLIĞINDAN ; beyoğlu FİTAS. aksaray Yıldız Ankara Cağdaş Sahne" VŞUKStN.V.TlKHONOV.SBONDARCUK VE 20000 SAVASCI (Asa Ajans... / 5542) HEOEF. OEV BİR OENİZ G O C O IV) iîltme: Bugun, kulağa dışAkcdemimizde Maüye Biüm dalı ic n Docentlik sınavı :n yerleştirilen işitme aracları acılacaktır ır B J araclardan bir tel. ağır Ozei yönetmelikte belirlenmig kosui'tv •çıvor' içte!'şüenin cebindeki pilden aldığı lüerin 31 mart 1978 tarihine kadar Akadf ••••<•«<• ••••"•. Kuvveıie, sesin İyi Işitilmesini ouğiamaktadır. Kulağa dıştan gprekli belgelerle başvurmaları rica o!u"^ orac takmak Istemeyenler icin 'Bosın: 13078 5540) de gözlüklerl kulağa takmaya yarayan kısımların icine yerlsş «MMiım.EoaiVM Istome adrcsı. C A Ğ D A Ş YAYINLARI İstanbul Cafaloğlu, T u r k o c a j i cad. N o : 3 9 4 1 TÜRK DONANMA VAKFINA YAPACAĞIN1Z YARDIMLARLA BU HEDEFE ULAŞABİLİRSİNİ2...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle