18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
tVMHURtYET, ürkiye'de birşeyler oluyor Olacok do... Ola ki bitiş noklasına gelinmek üzeredır. Yani, 9 ŞUBAT 1978. faşizmin, çol fanatikcüığinin, yalancı ve darattrcı burjuva güdümcüiüğünün bitiş noktasına varılmak üzeredir. Olacak olanın da, gelişim çizgisinin hızianma noktasına vanlmıştır. Yani, bir demokratik düzenciliğin sosyalieşmecılikle bütünlenmesinin doruğuna doğru hız aiınmaya başlanmışîır. Biline ki, şu cniaşılmıştır: Turkiye'de, Orta Asya değerlerine dayah olan, Batının nazizm yöntemlerine ımrenen va bunu kullanan; Güney A'rikadakı kimi ırkçı beyazlorca uygulanıp, kendi renginden ve kanından olmayana ölüm sacan saldırgan bir ulusculuk güden faşirm olomaz. T OLAYLAR VE GÖRÜŞLER me dözeyine vormoMan uzok oisa da, blr sal ve hukuksol demokratik ortamda, ınsanı onurlandıracak kıvomda blr eşitlik bir âdillik bir güvence hatta zulme dırenme arayışlannı icerir, bu burjuvacılık... ve böylece de. bu buriuvacılık, kendine göre bir uygarlık arayışı leşkil eder. Evet, bu Batı sağcılığı, ve onun siyasal sistemi olan burjuvacıhk; temelinde, oir ıpotek, bir tekel rejimı kurmuştur. Eşıtci sosyeteye yaklaşmakia beraber onu gerçekleştirememiştır de... Ama gene de, ıcenğinde. insanı özgür cünkü iradeli ve dolayısiyle sorumlu bir varlık olma onuruna uloştırmcyı da. kendine gore aramıştır. (Sonradon sosyalizm gelecek, adı gecen bu srdemlenn bövle bır temel üzerinde gercekleşemeyeceğinı ilerj surecekse de, burjuvacılık da. böyls bir arayışm buiunduğunu yadsımaya da gerek yoktur.) Şimdi de, Demirel sağcthğına ve burjuvacılığına bakalım: Ne görürüz? İnsancıl bilgiye. onura, beceriye önem vermeden; yutturucu kurnazlığa, aldatıcı acık gözlüge. yalnız bilgiciliğine, gercek olraayan ictenlık numaraları ıle yukarı sosyai ve siyasal katlara sokulganlığa. sonro bir anda geri dönüp ortalığı faşızme bırakıverşlere dayalı bir kişilik esnekliği görürüz. Topiumun ve devietin ekonomik gucünü, dış emperyalızme. ic somürü merkezlerine ıpoteklemeyi görürüz. Sınıfsal egemenlikleri arttırmak ıcin, devlete pompccı rolü yüklemeyi görürüz. insansal iradeye değer tanıma özgürluk lanıma parselciliği ve ipotekciliği reddedışı tanıma ercîemlerini gölgelemeyi görürüz. Tarihi Yaşıyoruz.. Daha önce yazdığım gibi AP Genel Başkanı artık normal bir insan sayılcmaz. Mimikleri, iestleri mantıgı ve tutkularıyla ekranda sergiienen adam, sağlıklı bir görunumden uzaktır. Düşünelim ki Süieyman Bey Ecevit's «Başbakan» diyemiyor; demeye dili varmıyor; coğu zaman işi «Halk Partisi Genel Baskanı» diye geçiştiriyor. Ne komplekstir bu?... Hele Demirel in kontrgerilla konusuna yaklaşımı cok ilginc gözlemlere yol açmıştır. Süieyman Bey ne yapmak istemiştir? Aklınco ücbeş demec potlatacak; Faik Türün'ü yan kuvvet olarak sahneye surecek; Ecevit'in kontrgerilla konusundo vcktiyle Cumhurbaşkonına yazdığı mektupları acıklayacak; ortalığı birbirine katacak; sonra Ordu eyleme geçecek; duruma müdahale edecek? Acaba dengeslni bu ölçüde yitirdi mi Demirel? Yoksa siycsal havayı gergin tutmakla AP'yi bütünleştirme ve tutkalloma politikasını yürütmek mi istiyordu? Hicbiri değil de. salt ruhsal tepkilerinin buyruğundo kendini meydana mı attı? Amacı ne olursa olsun Süieyman Beyin durumu parlak görünmüyor; kendisine bir ruh hekimi gerek... Olmayacak Dua Prof. Bahri SAVCİ rını aşamadığı söylense de Türkiye'ye soktuğu bir Bcttcılığı vardır ittihat ve Terakki Jon • Turklerinin cöl söylencelerinden (efsanelerindeni arınmış bir inanc demeti icinde, sosyai yaşamı Batılı bir ray üzerine oturtma anlamında, ılımlı bir layisizmleri vardır. Kuvayı Milliye Kemalistlerının. bireysel ve toplumsal yaşamı; kılık kıyafeti ticaretle sanatı oıle ve rniros hukuku müziği ve resmi kapsayan estetıği i!e beraber yeryüzü zorunlarından fışkırmış. bilim radyosu üzerıne oturtulmuş cağdaş inançları demeti vardır. Yukarda SÖ2Ü gecen durumun boyutları, şimdı, bu kadar gelışmişken. siyasal gücü, tarıkat şeyhi eli öpmetie arama, gercek siyasa! kuvvetler dışındaki bir iktıdar cürüklüğünden başka bir sonuc doğurmaz. Operasında Fıdelyo'yu. operet sahnesinde Cağdaş'ı, televızyonunda Napolyon'un Aşkları'nı, parklarında soyut heykellerin en simgelılerini seyretmeyi oğrenmış bir ülkenin, artık, Derviş Vohdeti köpürgenliğinden Sait Nursi sinsi dinciliğinden, Pilavoğullarının aldatmacı ibadetciliğinden bilmem ne Süleyrncnların cahiı tarikatcılıklarındon o kadar korkuîarı ve ürküntüleri kalmamıştır ki: bunların tümünden hâlâ bir siyasal medet uman Erbckan'ın sor suçluluk eylemını bile boğışlayacak bir düzeye gelmiştir ülkemiz.. cağdaş hoş görüye. serbest tovra, algısının niteliğme uyan davrcnış bıcemını (uslubunu) secme ve buna, komunun «yasa ve duzen» uyguiayıcılcrından saygı göstermelerini ısteme hakkının kapısını acmış bir tutumdur. Bu sağcılığın adına böyie genış bir edebiyot (gerçek yazıncılar bağışlasın) yapmaktan vazgecio. onun gerceğini kurcala, der iseniz, koiayiıkla şu tanıda bulunabıliriz: Bu sağcılık. sınıfsal bir olgudur. Burjuva sınıfının. smıflararası ilışkıler dünyasında iierı fırlayıp, ötekı sınıfları önlerine katarak onları güducu bir yeıe gecıp; onları. kendi burjuva Cikarları ekseninde ku'landığı; artık değeri, kendi faurıuva ellerınde tcplcmayı meşrulaştırdığı bir ekonomık ve sıyosal yaşam bıçırrüdır, iktıdar türüdür. Böylece, hâlâ yaşayan sağcılık, temelinde geri bir düzen, haksız bir durumdur. Ciddi ve bilimsel bir neden gosteremeden, esyanın dcğosındcn sızan bir temele dayanamadan, bütün çahşnrıların urettiklerını kendi denetımi kendi somurüsu kendi diktası altındaki bır düzen İCinde kendi tekelıne bağlomıştır da ondan... Ama sağcılığı uyguiayan burjuvanin; derebeyliği yıkmc savaşımı günlerinden, merkezcı krallıkiarı arıtlama cabası cağından beri gelen bir değerler geleneğı ce vardır. Bu gelenek, 18 Yüzyıl devrimlerinin düşünsel temellerini hczırlayan «Aydınlıklar Cağı» icinde, cağına göre ince bir felsefe demeti, insancıl bir düşün sıstemi olma düzeyıne de yükselmiştir: insani; özgur cünkü ıradeli ve doInyısıyle sorumlu oion yüce bir vorlık sayma felsefesi ve duşün sıstemi düzeyidır bu... Colışma üzenndeki ekonomik sosyol • slyasol tüm ipotekleri ve tekelleri kökünden sil S üieyman K6yi scn günlerde televizyon ekranında yin« bolbol seyrettik. Çöl ve Aşiret! Nazi orduiarırtın Edirne'nin kapısına. Kars Kalesinin yamaclarına kadar geldıği savaş günlerinden beri de. böyle bir faşizm olamamıştır. 1961 sosyal'eşmesi demokrasıleşmesi onünde de, hiç bir zaman olamayacaktır. Cünkü, modern Türkiye, bir büyük savaş yenilgisinın perişanlığına düşmemiştir ki; ondan, . onun kompleksinden, üstün ırk görüşü ıle ve benzeri kopya saldırgan inançlar ile kurtulmanın yolunu, bir nazızmde bulsun... Türkiye, tarıhsel birim bütünlüğünü cok gec olgılamış olan, ve küçücuk, dar bir çizme üikesi icindekı nüfus sanayi patlamasını kancüre etmenin yolunu, içte sosyalizme, dışta gelişmemiş ülkelere karşı uygulanan bir saldırganlıkta bulcn bir ülke değildir ki, bir kara gömlekliler faşizmi uygulasın... Ştmdi dönelim cöl ve aşiret dünyasına: Türkiye, 15C yıldır, cağdaşlaşma demokrasiieşme yoiundddır. Elli yıllık bir Mustafa Kemal devrlmı, bu yolun kendi gercek anlamını ve yöntemini, bir layisizrr: eyleminde bulmak gerektiğini kavramış ve öğrenmıştır. Arap uluscuıuğunun ayrımcılık (infiratçılık) sancılarını, onlarlo beraber cekmiştir ülkemiz.. Şimdi, onlarla kardeşlik yakınlaşmasını, jeopoiitiğin zoruniurına uymakto bulmuştur; çok uluslu yeni örnek sanayi emperyalizmine karşı, bu jeopolitiği bir sömürülmezlik birimi kılmada görmüştür. Durum bu iken, Türkiye'yi. sırtına bir arap harmanisi, başına bir agel gecirerek, hac zamanı Hira Dağında şeytan taşlayarak, Türk müminlerini birkaç Arapcılık fanatiği merkezle bütünleştirme oy'unu toplayacağını sanmak, bir olounlaşmamış imgedir (hayali hâmdır). Tanzimatm, bir oykünme (taktit) boyutla Anlasmlar Artık! işte diyoruz ki. Türkiye'deki nüfus patlaması, bu nüfustaki uyanış kımıldanması. bu patloma ve kırmldanrna icindekı ekoncmi yaratma bırikimi: cö'cülürjü kendine özgü erdemlerinden soyulu burıuva soğcılığını bunların doğal yolu oian faşizm otoritoryanizmini, olmayacak ; bır dua hal ne getirmiştîr. Bir bafko deyimle Türkiye'de bir sosyalleşme cizgısı vordır. Bu. emperyalizme ve kapitalizme sah;p kaba burjuvacılığa ve onun sağcılığına elvemıez artık... Türkiye'do, bir demokrasileşme cizgisl vardır. Bu da. faşizme elvermez artık. Türkıyedeki bütün siyasal güclerin. olmayacak dualara amin demekten vazgecip adını ettiğimiz bu gercek üzerinde yerlerini almaları dönemi geimiştir. Yaşadığımız yıllar insanlarımıza tümen tümen ders verdi. Bu derslerden yararlanan var; yararlanmıyan var. Türkiye'de yaşayıp günlük siyasayı yakından izleyen kişl, üc yılda beş üniversite bitirmiş gibi olur. Türkiye'de Ordu, kontrgerillo tartışması yüzünden kıpırdar mı hic? Ecevitl° Ordu karştkarşıyo gelecekmiş?... Niçin? Kıbrıs çıkarması kararını vermiş ve de yıpranmamış bir lideri daha halk yığınlarının umutlarıyla birlikte yıkmak deliliğine Süieyman Beyle Faik Efendiden baska kim kapılobilir? Güncel Türkiys'de. karışıkîık çıkarmak, müdahale ortamı hazırlamak. ülkçyi birbirine katmak Isteyenler yetersiz kalacaklardır 1978'de yaşadığımız toplumdaki stratejik siyasal güçler, bir uzlasma ve denge ortamını sağlamak Istiyorlar. Bu denge Ecevlt Hükümetlyle kurulmuştur. Darbe yapmak ya da halk savaşı olusturmak. veya fasist blr yönetimi oldtıbittiye getirmek istsyen güclerin cılız kalacaklan açıktır. Koca ülkenin yörüngesini değiştlrmek ya da mekanizmalarını ele geçlrmek, kolay değildir. Ama bugün Türkiye'yi birbirine katacak, oğır bunolımlara sürükleyecek. her türlü siyasal serüvene kapılar acacak bütün mekanizmalann yabancıların elinde olduğunu görmek, siyasal bilinçlenme acısından da cok yararlıdır. 42 mllyonluk ülke, gözlerinf IMF'nin kulesinds yanacak ışığo cevlrmiştlr. IMF ne yapacak? ABD'nin buyruğunda bulunan bu örgüt, kapitalist dünyayı örümcek r ğ ı gibi sarmış bankalor yumağına ve kredi kurumlarıno hangi yönde işoret cakacak? 1978 Türkiye'si öylesine bağlanmış ve öylesine sıkışmıştır kl. yabancı parabobalan ülkede cok büyük bunalımlora, siyasal oatlamolara. rellm değlşikliklerine, savrulmalara yol acacak mekanizmoları tam anlamında ele gecirmişlerdir. Süieyman Bey, Faik Efendl veya benzerlerl blrer hlçtirler. Bugün Türkiye'nin siyasal yazgısı lcerde kesinlikle bellrlenmiştir. Bu yargıyı bozacak tek güç, dışordadır. Demirel Sağcılığı Şimdi de gelelim Demirel sağcılığına: Bilimsel olanın algısına sığmaz ya, dünyada hâlâ yaşayan bir sağcılık vardır, diyelım. Bu sağcılık; boyutları sonuna kadar değılse de bir Sendikalarm Parasal Denetimi Elçilik! OKTAY AKBAL Evet Hayır tBu görevden ayrılırım, ama beni büyük elci yaparsanız.» Büyük elcilik bu? Belirü bir yetenek, bîr kıdem, bir birikim, blr yetişme işi... Herkes büyük elçi olabilir ml? Cumhuriyetimizin ilk yıllarında tanınmış ozanlar, yazarlar eiciliklere atandılar. Yahya Kemal, Yakup Kadri, Ruşen Eşref, Memduh Şevket, Hamdullah Suphi gibi... Yenl bir devietin, yeni bir anlayışın öncüleri, temsilcileri olarak Batı ülkelerinde Atatürk Cumhuriyetini temsil ettiler yıllarca... Hemen hepsi daha önce Meclis'te bulunmuşiardı. Bağımsızlık savoşımızı yakından, ya da uzaktan desteklemişlerdi. Yahya Kemal ve Yakup Kadri yazınımızın o gün ds, bugün de, yarın da üzerinde onemle durulacak iki büyük ustasıdir. Demek istediğim, gazetecilikten, yazarlıktan, ozanliktan elçillğe gecmeleri o yıllarda doğaldı. Hem dış işleri kadrolarında Osmanlı döneminin adcmlarından başka görevli de pek yoktu. Ayrıca bu üniü kişiler birdenblre büyük elçi de olmadılar, cnce «elçi» olarak görev yaptılar, sonra «büyük»lüğe çıkanldılar. 1974'îe TRT Genel Müdürlüğü'ne atanart gazetecl ismail Cem'in UNESCO temsilciliğlmize, «büyük elçi» olarak atanacağı söylentileri çıkınca bu konuda tartışmalar başladı. İsmoil Cem yaşı daha kırka gelmemiş bir gazetecidir. Yabancı diller bilir, temsil yeteneği olan bir genc aydındır. Böyle birlnin dışarda onemli bir göreve atanmasına kimse blr şey diyemez. Keşke Cem gibi sekiz on gazetecimiz, yazarımız daha olsa da onları da dış görevlere atasak. Böyleierinl aramalı bulmalı seçmell, ortaya çıkcrmalı... Türkiye'yi dışarda yeterince temsil etmek olanağına sahip aydınlarımız var, nedense şu ya da bu nedenle gölgede kalıyorlar böyleleri... Cem'in «büyükelçl* olması, «genel müdür» olması gibi o'ay yarattı. Bir gün bile devlet görevl yapmamış bir klşinin «genel müdür» olması kimllerine yanlış bir işlem gibi gelmişti. Şimdi de «büyük elci» olması yanlış geliyor. Bence yanlış olan, İsmail Cem gibi, yetenekll, gerçekten dış ülkelerde başarılı iş gorebilecek genc bir gazeteci yazarın UNESCO'dakl bu göreve atanmasıdır. Herkes blllr, bu görev genc insanlara göre değildir. İş yok güç yok, tam bir dinlenme yeri. Yaşlı yazarlara, ozanlara bir ceşit armağan gibi verilen bir görev. Bu göreve Reşat Nurl Güntekin, Ahmet Kutsi Tecer gibi ünlü yazın adamlarım'z atanrnışlar, hem de «büyük elci» sayılmadan!... AP döneminde Munis Faik Ozansoy'la başlamış «büyük elcilik». Hiç değilse yüksek görevlerden gelmiş bir ozandı Ozansoy. Genc yaşta bir gazetecinln blrdenbire «büyük elci» olmosının yarattığı şaşkınlık biraz da bundandır. Anadolu Ajansı'nın başında yıllardır bir genel müdür vcr. Gazetecilikten gelme bir kişi. İktidarlar gelir gider, o değişmez. Nasıl yaptıysa AA'nın ortağı olmuş. Bu konuda turlu söylentiler çıkmıştı. Yckup Kodri'nin hisselerini satın almış, yok almamış, ama şurası gerçek ki cgenel müdür» AA'nın ortaklarındon! Yönetim Kurulu üyeleri de biraz hisse edlnmişler, olmuşlar onlar da «hissedar». AA'ya devlet bütcesinden milyonlorca lira yardım yapılıyor her yıl. Oysa AA bir tekele gecmiş gibi bir şey. Bakanların, bile işe karışmaya hakkı yok. Üstelik bu genel müdür AA'yı MC'nin özel haber ajansı durumuna da getlrmiş. Yönetim Kurulu üyeleri ise tümüyle AP'li, ya da AP'den yana kişiler. Bu genel müdürü ne yapıp da görevinden uzoklcştırmalı, Atatürk tarofından kurulan Anadolu Ajansı'nı bir takım ellerden nasıl kurtarmalı? Genel Müdüre başka bir yüksek görev önerilmiş duyduğuma göre. Beğenmemiş o görevi. «Büyükelçilik» Istemiş bu kişl! Büyükelçilik, aşağı kurtarmıyor! ismail Cem olur da bu genel müdür niye olmaz? Doğru dürüst dil bilmese de, böyle bir dış görevi yeterli biçimde başaramayacağı ortada olsa da, ödün olarak büyükelçilik istiyor!... AA konusunda düşünceleriml ayrıca yazacağım. Şimdi konumuz «büyükelçilik»... Hangi iktidar Işbaşında olursa olsun «büyükelçiliksleri yakmlarına dağıtmamalı... Geçen dönemlerde bir takım emekli generaller de büyükelçl oldular. Kim inceüyor yaptıkları işleri, bu alanda ne yarar sağladıklarını? Kimse! Büyükelçilikler sanki iktidarların yakınlarına dağıttıkları bir «dinlenme, eğlenme yerleri» midir? Değildir elbet. Olmamalıdır. Olmuşsa da halkın tuttuğu, desteklediği, ilk genel secımde «tek başına» işbaşına getireceği bir parti, bir lider, bir kadro bu tutumu değiştlrmelidir. «Ben bu görevi bırakırım, ama beni büyük elci yapın» diysmez kimse! Şu ya da bu genel mudürluğe bir rastlantı, ya da iktidarın yakını olmak sonucu atanmış kişiler böyle büyükelcHikler kopartmak heveslerine kapılmamalidırlar. Böylslerinl yasaların gerektirdiği her olanağa başvurarak o görevlerden cSmak gerekir. Değil onları daha yüksek bir göreve getirmok!... Büyükelçilik, «büyük» bir görevdir, büyük sorumluluğu olan, bu iş içln hazırlanmış, yetiştirilmiş, deneylerden gecmiş, gerçekten «diplomat» olmuş kişllerin varabileceği en yüksek bir görevdir. asalar organizmalar gibi zamanla aşınır. yıpranır. Gıderek bu aşınma yasaların cıkarılması ile amaclonan sonuclann elde edilmesini ciddi olarak engelleyecek boyutlaro ulaşabilir. Türk sendikacılığının yapısını oluşturon 274 sayılı yosa 24.7.1963 yılında yürürlüğe girmiş sadece bir kez, o do 1970 yılında üzerinde. kücük değişiklikler yapılmış bunun dışında hic bir zaman ciddi olarak ele alınmamış bir yasa olarok ulkemizde sendikoların calışmalanm dü zenlemektedir. Oyso icinde yaşadığımız topiumun dınamikleri, sendikacılığımıza ilişkin cok cid dî bazr sorunlar ortaya cıkarmış, yeni boyutlar kazondırmıştır. korkunc bir tüketims yönelik sen dıkacılık geleneği. Oysa sendikalarm ellerıne gecen oldukça büyük parasal güc. ülke kalkınması. özellikle emekci yal polifika acısındon belki de netimden uzak olduğunu do usınıfın ekonomik gücünün artsendikalarm parasal gücünün nutmamamız gerekir. 274 sayılı tırılması yolunda rahatlıkla kulla kamuoyunca tüm ayrıniıları ile Yasa'nın sendikalarm denetimi nılabilir. Sendikaları yasa zoru bilınmemesinde sayısız yararbaşlığını taşıyan 29. maddesi bu ile tasarrufa zorlayarak bu birilar vardır. Örneğin bir işverekonuda son derece yetersizdir. kimleri oluşturulacak bir modei Madde şimdiki bicimi ile sendinin bunu bilmesi durumunda ile sanayiye aktarmak elbette kalarm her bütce dönemine ait kolaydır. Sendikalar Devlet Plân sendikaya karşı eylemini senlama Örgütü ile birlikte ceşitli dikanın pora durumuna, bir gre bılanco ve hesaplannı ve calışma raporlarını, Calışma Bakansanayisel projeiere ortak edilevi finanse etme gücüne göre hğına ve bağlı oldukları konfebilir ve sanayide yeni girişimrahatiıklo ayarlayabilir ve senderasvona gönderilmesini düzenlerin ortaya cıkmasımn kaynağı dikanın cökmesinin nedenlerini lemokle yetinmiştir. Bunurr'dışınolabilifler. Sendikalorın horcahazırlayabılır. Ğo sendikalarm gelirleri. harcamaları. bağımsız organların örne maları, yatırımtan ve egıttfn • ğin Sgytştay'm denetimi altına Bizim üzerinde durmak istegrev fonları icin hic bir dene. sokuiabilir. Bu yollordcn sendidiğimiz sendikoların parasal Sendikacılığımızın süreğenieştim söz konusu değildır. Hele kalar cirkin söyientilerin hedefi kaynaklarının kötü kullanılmameye başlamış sorunları icinde ülkemizde yüzbin üyeli sendika olmaktan kurtulup ülke kalkınsını önlemek icin yasalarda yatoplumu. sendika üyelerini ve larm kongrelerini yüz delege ıle masına sırt veren giderek ciddî pılması zorunlu değişikliklere ülkenln sosyai siyasetçilerini inyaptığı ve kongrede Hesaplcn sendikacılık yapan bir kaynak dikkati cekmektir. Her türlü deceden inceye tedirgin etmeye İnceleme Komisyonu roporlarıdurumuna gelebilirler. netimden uzak kalabilen sendibaşlamış olan önemli sorunlarnın coğu zaman tartışmasız kaParlamentoda dört yıl acı dekacılık modeli sonunda rahatdan biri sendikalarm parasal yabul edildiği düşünülürse konuneyler yaşamış biri olarak şunu lıkla yozlaşabilmekte ve örneni Ile ilgilidir. Gün gecmiyor ki nun nasıl kötü kullanıma olanok söyleyebıliriz ki bu sorunların ğin Amerika'da olduğu gibi uzayan bir grevın ya da geniş tonıyıcı olduğu acıkca meydana cözümü milletvekiil ya da senasendikalarm fonlarının Mafia kapsamlı bır grev ya da dıreniş cıkmaktadır, Kamuoyunda sentörlerin kişisel cabalarının boile ortaklaşa kullanmok gibi iseyleminin sendikaları finansmon diko ağalığı deyiminin yerleşmeyutlarını cok aşmoktadır. Sfyasi tenmeyen sonuclar ortaya cıkakaynakları bulmaya ittiğine ilişsinde, «işçi. sendiko yönetimine» partiler ya da hükümetler bu sobilmektedır. Bu konuda Amerikin haberler, kamuoyundo dosloganının tutarlı görünmesinruna derinliğine eğilip bu yoldan kan sendikacıliğının vermiş ollaşmasm. Sendikalor işcilerden deki haklılık payının özünde hep sergilenen kaynak israfının ne duğu en güzel örnek kara totopladıkları aylık ödentilerin (aibu denetim yokluğu yatmaktadır. kadar büyük olduğunu görmeli şımacılığı sendikası olan Tedatların) dışında topiu sozleşmeve sorunu mutlaka köktenci (raamsters sendikasının uzun yıllerle sağlanan ilk aylık farkları, Tarihin her döneminde denedikal) önlemler alınacak biçimlardır yeraltı dünyası ile süren üyelerin yılda bir günlük gündetim yokluğu kurumların yozlaşde programlaştırmalıdırlar. ilişkisidir. Bu tehlikeli ilişki soliklerini grev fonuna katkı odı masını, yozlaşmada o kurumlaSendikalarm parasal gücü, nundo o sendikanın uzun yıllar oltındo aldıkları halde nasıl olur rın yıkılmasını mutloka sağlasendikalar icin Achille'in topubaşkanlığını yapmış olan Jimmy da grevlerde tam ücret ödememıştır. İşcinin sendjka yönetimiğudur. Başka türlü öldürülemeHoffa'nın cesedinin bile buludiği işcisine karşı yoksullaşır ne ortak olamadığı. kendi parayen Achille nosıl topuğuna yenamadığı bir cinayeti de kapsorusu düşunceleri sürekli kursının nasıl harcanması gerektidiği bir okla ölmüşse, sendikasamına almış ama bitmemiştir. calamaktadır. ğine karar veremediği ve en kö larm da cökuşünü parasal koHoffa'nın başlattığı ilişki kendi tüsü kendi parasının harcanma nulardaki sorumsuzlukları hazırSendikalarm bugün parasal hayatmt cok kötü biçimde noksını denetleyemediği sendikal layabilir. konumu nedir? Ekonomik gütaladığı gibi Amerikan sendikamodelsizliklerde yapıcı. ciddi, ocü ne kadardır? Uzun bir gre• ••<»•»» cılığının önemli bir bölümüne, lumlu sendikacılığın yapılmasını •» ve ne kadar süre dayanabilir? cıkması cok zor bir leke de sür beklemek boşunadır. Gelirlerini hangi koynaklara yaKasımpaşa'cla X müştür. tırmıştır ve bu yatırımlarmı naDenetim yokluğunun tehlikeli ACEIE SATILIK DAİRE % sıl değerlendirmektedir? Bu soGönüi, Türk sendikalarının bir virüs gibi sendikacılığımızın ruiarın karşılığını her sendikada EVSAN İNSAAT (ÖSKÜDAR) böyle ilişkiler icine girmesini bünyesinde ciddi tahribat yoptıancak iki ya da üc yönetici bi• kesinlikle istemez. gireceğine ğı bir gercektir. Bilime sırt çeTEl: 33 4 49 7 lir ve kongrelere her iki yıldo ihtimal de vermez. Ama sendi virmiş sendikacılık belli bir sisbir sunulan malî raporlar tüm kalanmızın. bu konuda tam bir teme bağlı olmayarak yürütülen •••••••••••••••••••o» gerçekleri sergileyemez. Sosbaşıboşîuk icinde, her türlü de topiu işsözleşmesi çahşmalan ve (Cumhuriyet: 1398) Y Engin ÜNSAL Ulusların tarihlnde bilinçlenme ışığını yakacak önemli günler yaşanır. Türkiye'de öylesine günler ycşanıyor. Ekonorninln yabancılara bunca bağımlı olduğu bir ülkede. siyasal boğımsızltğın ve demokrasl toşuUartntn d a dt^o bağımlı olduğunu anlamak için tarih okumaya hiç gerek yoktur. Tarihi yaşıyoruz. RUHI SU V SABAH!N SAHİBİ VAR" ADLI YENİ PLAĞI KASETLERİYLE BİRLİKTE CIKTI İSTEME ADRESITPK.330:ŞTŞy<ST tel, 461498 Cumhuriyet 1404 TEP Büyük Kongresi adi yaşadmız! ıBu akşam sızde kuru fasulva var. Pilav^var. Turşu var.' ('Bira?' Bira'varmı^ Telefonu açırt, kannıza sorun. Sonra keyfiniz kaçmasm.) Türkiye Emekçi Partisi 1. Büyük Kongresi. 12 şubat 1978 pazar günü, İstcnbul. Şehzadebaşı, Yeni Sinema yanı YENİ SARAY Düğün Sclonunda yapılacaktır Kongre saat 10.00'da başlayacaktır. GÜNDEM: 1 Acılış, divan ve komisyon secimleri. 2 Genel Yönetim Kurulu raporunun okunması 3 Rapor üzer'nds görüşme, 4 Malî raporun görüşülmesi. 5 Bütce tasansının görüşülmesi, 6 Korar tosarıiarınm görüşülmesi, ve kabulü, 7 Genel Yönetim Kurulu ve Merkez Dlsiplın Kurulu secimi, 8 Kapanış. TED MERKEZ YÖNETİM KURULU Cumhuriyet 1400 » • • • • • • • • • • • • • • •• » • •« > • • • • • • • • • • • • • • • » •• • »4 • •• TEŞEKKUR Prof. Dr. | • • Insanol yüreği, yetkin ve duyoriı eüeri ile taslı safra kssesi ameiiyatımı ve tedavisini yapan gercek ınsan saym, + î • • Adnan Salepçioğlu'na ameliyat ve tedavi ekibinden değerli insanlar Doc Dr. Hayrettin CEBECİ. Anesîezıst Doc Dr Abdülkadir ERENGÜL Doc Dr Haluk SAMER aıte aostumuz Doc Dr Baki SÜBÜTAY, Baş As Dr Tarık AKÇAL. As Dr Alı CENGİZ'e, Bayan Ülkü ve Nermin nemşıreiere servıs görevlilerinden Bekir, Arslan, Hnr.met dostlara ve diğer tüm ılgililere icten teşekkürlerımi sunarım. O Zeki CAKALOZ (Cumhuriyet: 1406) • • • BİRA'BU KAPAâlN ALTINDADÎR. ^ E " • (Ajans Ada: 1293) 1413 ••«••••••»•»•4••••••••»•••••»••••••••••••••
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle