18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHÜRtYET J 18 irıncı meşrutıyetın Anayasası üzerınden tam yuz bır yıi geçîı Demokrası olonında DU kadar bır gecmışı olmak bıle, üemokratiK parlamenter bır geleneğm kurulabılmesı ,çın yeterlı bır zaman sayılabılır Gercı bu bır yuzyıl Ingıltere. Isvıçre ve Isvec gıbı Batnı devletlerın bır kaç yuz yılda uiaştıkları demokratık duzeye varmayı kesın olarak sağlayamazsa dc, ınscn oğlunun bugun elde e: tığı kulturel ve teknoloıık duzey ve kıtle /cyın craçlarınm etk.sı de hssaba Katılacak olursa, Turkiye gıbı kes'n olarak Bat''ya yonelmış bulunan bır devlelın bugunkunden daha ılerı bır cızgıye ulasması gerekırcı Oysa, Ikıncı MC Hukumetmı oluşturan partılerin ve ozellıkle eskı Denokratık Partı'nın varısı olduğynu eskıden soyleysmeyen, şımdıyss gerınerek soyleyen gunumuz Aıa Vuha'efet Partısı Genel Başkanı ve sozculen, guvenoyu alalı henuz bır ay olmuş bır hukumete karşı butun şıddetlerıyle. butun kın ve garezlerıyle bır karşı saldırıya gecmış bulunmaktadırlar. B OLAYLAR VE GÖRÜŞLER lann meydana getirdıklerl uyumlu blr toplum, duygu ve duşun Itıbarıyle zıtlıklardan doğan, sosyal hastaııkiardan, psıkozlardan arınmış bır toplum olur Dr. Gustave le Bon'a gore «Sağlam ve doğru bır ortak ruhun meydana gelmesı, bır mıllet ıcın buyukluk ve zeagınhk muıdecısıdır. Bu ortak ruhun bozulması. o ulusun yıkılma saatınırt yaklaştığını gostenr Hele yabancı ve ayırıcı unsurların bu ortak ruhu parcolamava yonelık uğraşıları da hesaba katılırsa, o ulus tcın artık son gelmış demektır ı Dsmokratık geleneklerın kurulmasında, yukselme veya yıkılmasında, polıtık lıdetlerın katkısı cok onemlıdır. Polıtıkada gercek ııderler, olayları onceden algılayan ve alınması gereklı onlemlerı onceden hczırlayanlardır. Son gun'erde r o taya otılan ve ıkı partı lıderı arasında karşılıklı soz duellosuna neden olan kontrgerılla cekısmesınde eskı Başbakan'ın tutumu ve horeket tarzı, ılerı goruşlu bır devıet aaamının tutumu değıldır Gereksiz ve foydasız olon bu tartışma y KICI olmakta ıkılık yaratmakta, zaman kaybına yol acmaktadır ESKI Başbokan'ın bu salaınlarmın nedenı, hü kumetlerın son yuz yılda kazandığı buyuk ve korkunc kudretın elden gıtmıs olmasından doğmaktadır. Andre Sıegtıed ın Ulusların Karakterı adlı yapıtında yazdıqı g'bı «hukumetlerde bırıken korkunc kudret. yahut kudretı kotüye kullanma ısteğı. bır partinın veya burokrasının dıktatorluğune yol acar Ve bu yolun sonunda kolelık ortaya cıkar. Fakat bu kolelığın ıcınde bulunduğu cerçeveye clışkanlıktan oturü bız buna hölâ demokrası odını vermeye devam ederı? » Turk demokrasısinın evrımınde, geiecek kuşaklara guzel ve durust bır gelenek bırakmok ıstıyorsak, bu gıbı heveslerdei vaz gecılmelıdır Ilk Türk Anayasasının ılânmın yuz bınncı yıl donumunde, ulusumuzun ulaşmaya caba'adığı düzey ve kuru'masını ıstedığı gelenek Parti lıderlennın aşırı tahakkum ısteğı ve cıkarlan değıl, toplumun ısteklerı ve cıkarlarıdır Demokratik Gelenek Evrimi Refik TULGA En ekiı Orgenoral j ş rılığa dcnüşmüştfır Adnan Menderes'ın, no nu'ya Mıilet Kursusunden yaptıâı hakaretier, haksız saldırılar, Uşok'takı taslama. Topkapı'dak' 'ınç olaylanna kadar gelışmıştır 27 Mayıs hareketmın koklerını. ulusun kutsal îanıdığı ve saygı duyduğu bıreylsre ve ılkelere karşı yapılan bu saldırılarda aramak gereKİıdır Zamanın Başbakanı ve mılıtanları tutumlannda daha hoşgorulu, daha yumuşak ve uzlaştıncı olsalardı. ulus varlığında uyanan tepkı, ıhtılâle kadar uzamazdı 27 Mayıstan sonrakı dcnemde ıktıdara geler. Demokrat Portı varıslerının, Mıllet Msclısındekı cetın ağız kavgalarının, tum halkı, sokaktakı ışsız ve yoksul gencı olduğu kadar, oğrencı yurtlarında yaşayan ve ako^enjık oğrenım donemınde bulunan gençlerı de e kıledıği kuşkusuzdur Bu gencler eğıtıme basladıkları ılk gunden ıtıbaren. Partıcılerın ağına duşmekte ve kendılen icın yabancı olan bır kampın adamı ve mılıtanı olmaya zorlanmaktadırlar Bu suretle Turkıye'de aklın ustunluğune dayanan hoş gorurl'i. dıyaloğa yatkın bır kamuoyu. bır genclık. bir kuşok yetıştırılecek yerde kavgacı, yenı Vakup Cemll ler yetıştırılmektedır. Dr Gustave le Bon'un «Halkın evrımının psı! Veıgi Adaleti 0 iyelim ki 1960'ların Ilk yarısında yaşıyoruz. Bu koşede blr yazı yayıniandı. Sabahın erken saatinde okur, gazetesını eline a>dı ve okudu: « Turkıye'de gelır vergısının yuzds 60 ını ışçıler ve memurlar vermektedır Bu gorulmemış bır adalets'zlıktır Tanm kesımınde topıak ağalan hemen hıc vergı vermezler Vergı kacakcı.ıgı almıs yu, nuştur Hem kalkınmanın gercekleşmesı ıcın, hem sosyol aaalet ıcm. vergı duzenı değıstırılmelıdır Vergı reformu gecıkmeden yapılmalıdır» Boyle bir ya n yankıları ne epey yazı yazdı; • ıcin tepkilerinı sermayenln cesiu. kesimlerınden, sağcı başından bır makinell tüfek Komunist.. Moskova'ya Moskova'ya.. Servet dusmanı.. 27 Mayıs sonrasının hukumetlerl doğru dürüst vergl alamadı; vergı reformu yapamadı 12 Mart'ın programında vergi reformu vardı. Ama olaganustu donemlerde kurulan hukumeiier vergı reformunu kıvıramadılar. 1970 lerin sonuna doğru gelır vergısının yuzde 60'ını yine ışcner ve memurlar vermektedir, yani calışanların sırtına vurulmuştur yuk; tartm kesimınden alınan vergı yuzde 2'yı ya asar, ya aşmaz; kacakcılık dogai bır iştir, vergi adaletsizlıği namuslu yurttaşın belini bukmektedir. Peki, değişen nedır? Bugun CIA gorevtısi koşeyazcnndan, okıllı sermayenin başyazanna dek herkes vergı adaletsızlıgınden yakınmakta ve 1960'ların başında solculuk sayılan sozlerı soyleyebilmektedir. Çunku toprak agalarının polıtıkada etkinliği azolmış, sanayı sermayesının ogırlıgı artmıştır. Kapitalist duzen ıflâsa doğru suruklendiğinden, yeniden vergi duzenlenmesine gıtmek zorunlugu doğmustur Ecevit yonetiminin ılk asamada yapacakları Turkiye dekı kapıtalizmin reorganizasyonu nitelıgindedir. olurdu? B«n bu turden de yasadım Ertesi gun gerici polıtıkacılardon, ateşı başlardu Bunun nedenlerınden bırı de Turk Demokrasısının geleneğıdır Karşısındakını kucuk gorme, hakaret, sövgu ve nıhayet tobancaya dayalılık Turk Demokrasısındekı bu kotu geleneğı kuranlar, Ittıhat ve Terakkı, Hurrıyet ve IMaf partnerın'n aşırıcı lıder kadrosu ve onların komıtacı mılıtanlarıdır Cumhurıyetın ılânından sonra kurulan Mıllet Meclıslerı bu geleneğe uymamaya ellerınden geldığınce calışmışlardır Ataturk ve İnonu'nun ağır başlı, bılımsel temele dayanan, fıkır tartışmalarını yeğ gormelerı ve bu alanda ornek bır tutum ıçıncıe buiunmolon, yıkıcı komıte zıhnıyetının hortlamasına engel olmuştur. T950'de ıktıdara gelen Demokrat Partı ıse. eskı Ittıhatçı geleneğını yenıden kurmuş, halkı heyecana suruklemek ıcın Mıllet Meclısını eskı Roma Koleseomuna cevırmıştır. Bu suretle sıddet ve hakarete dayanan sonu gelmez bır partı mucadelesı dönemı yenıden başlamıstır. Genel olarak Turk polıtıka yaşamının ona temelı boylece. şıddet, hakaret, ıle sımgelenen bır *olo|ik Kanunlaru odlı eserınde ocıklcdığı gıbı «Insan soyu, anatomık karakterı kadar deg'şmez psıkoloıık karakterlere malıktır. Yuz yıllorın bırıkımınden meydana gelen bu psıkoloıık karakîer, ancak yıne yuz yılların bırıkımınden sonra değışırre uğrayabılır» Cunku cevre aegıştıkce ve psıkoloıık karakterlere yeni etmenler katılır Yenı etmenler ordı arası kesılmeksızın yenılendığınden, ırkın psıkoloıık karaktermde ancck zamanla bır değış'kiık meydana gelebıl.r. • Bır yandan cevrenın, aılenın, eğıtımın, öîe yandan lıder takımının etkısı altında bulunan bugunku gençlık ve halk. ıcınde bulunulan yuz yılın uygarlığına paralel olarak, değışen. ılerleyen, 1yıye doğru gıden Batı dun/asımn dusun duzeyınden aynlarak bır farklılaşmaya doğru süruklenmektedır Bu suretle Batı demokrasılerıyie eşıtlığe doğru değıl. gıttıkce artan bır eşıtsızlıge dogru gıdılmekted'r Oysa ıdealımız, ırkımızın aklı bunyesını yuceitmek. duygu ve duşunce tarzını evrıme yoneltmektedır Ancak bu yol ıle ner Iste ve her alanda duygu ve duşun bokımmdan zıtl.klar ıcınde değıl, uvumluluk ıcınde yoşayan bır kuşak yaratılabıhr Boylece ortak ruha. oria* duşune, ortak cıkarlara ve ınançlara sah'p ınsan Abdülhamit Han! OKTAY AKBAL Evet Hayır BİLİMİ SOYSUZLAŞTIRMAK urklye'de burokTisının bılıme el atması o.jyı uzerıne bazı gozlemler sıralamak amacındayım Goziemlenmın sonunda, burokrasının, bılımı soysuzlaştırdığı kanısına vardığımı belırtmelıyım Bır şeyın ozunu. o ozun değer ve nıtelığını bozmak. yıtırmek, o şeyı soysuzlaştırmok değıl mıdır 9 Elverışlı, yarorlı olmast gereken bır şeyı. elverışsız ve yarars.z kılmak, onu soysuzlaştırmak a'eğıl de, nedır^ Amacımız bellı olduğuna gore, bu yazıdan, Turk toplumunda burokra sının toplumsal butunleşme ve sıyasol katılma derecesını sergıleyen sosyoloıık acıklamalar beklenmemelıdır Bu apayrı, uzun ve buyuk bır konudur. Yalnız şunu soylemek gerekır kı, bır Amerıka'da. bır Fransa'da burok rat, genellıkle ekonomık olcutlere gore, yanı ışıne ve vehmlılığıne gore tanımlandığı halde. Turkıye'mızde burottraf. ışihtfen ve verımlılığınden başKa olcutlerle de tanımlanab'lır Bunlar, Turkıye'dekı burokratın duşuncel yeteneğıdır, toplumsal yeteneğıdır denılebılır. Burada acıklanması konumuz olmayan tarıhsel ve top lumsal gerceklerımız burokratımızda bu yetenekleri oluşturmuştur. Ve eskiye bakarak şımdılerde bu yetenekierın etkisı azalmaktadır. Yanı bızde burokrat. mesleğınden başka şeylerle uğraşmtştır ve uğraşmaktadır. T Doğan ERGUN TOPfctJUSlUMCl lıyecl olabıllr, plâncı bır uzman olabılır Uiıversıtede calışan bır profesore. bır docente gelınce. bu kımseler, amacı. nesnellık ılkeleri ıcınde belırleyıcılıkler bulmak olan bılımsel calışmalar yapmadıkca burokrattır ve burok rat kalırlar Bu koşullara uyarak calışanlcrın da. kım olursa olsun, bılım adamı ozgurluğune ka vuşacaklarını ozellıkle belırtmpk gerekır. Amacımız bır tarıhce yazmak olmadığı ıcm konumuz eskı burokratlar da değıldır Fakat, bılımın yoğun ve cabuk bır bıcımde etkısım surdurduğu cağımızda, onu bu etkıden yoksun bırakan burokrat gırışımlerının aldığı ve a'acağı tehlıkelı boyutları şım dıden duşunmek gerekır. Özetlık le son on onbeş yıldır burokratlarımızdan bazılan, genel olarak sosyal bılımlere, ozel olarak onların en başlıcası ve en onem lısi, ustelık en zoru ve en karmaşığı olan sosyoloııye ılgı duymaya başlamışlardır. Başlamışlardır ama, bıraz once ve kısoca, nesnellık ılkelerı icınde belırleyıcilıkler bulmak dıye amacını belırtmeye colıştığımız bılımın bu nıteliğını hıc dıkkate olmamokta ısrar etmişlerdır ve etmektedırler Ustelık, bu burokratlar. bılımsel calışma sürecının en onemlı ve zorunlu aşamaları olan varsayım kurmak, yontemden ya rarlanmak ve yöntemın aracları olan araştırma tekniklerı seçmek gıbi bır gırışimde de hıc bulunmazlar. Bu aşamaların gecer lılığini ınceleyen bılimler felsefesınden de (epıstemolojı) neredeyse hoberlerı yoktur. Hele. en evrensel ve en bılımsel yontem aranıp bulunduktan sonra. o yöntemın bıle egeraenlığı altına gırilmeyeceğini. fakat bılım odamının, yenı gercekler bulmak ıcın, o yönteme egemen olması gerektiğını duşunemezler bıle. bdulhamit Han» haftası yapıldı gecenlerde. Bırtakım kişller konuştuiar, yazılar yazdılar, sergıler •açtılar. Ikinci Abdülhamit «Han»ın ne denlı buyuk, ne denll yurtsever, ne denlı onemli bır kişi olduğunu belirttller. lclerınde, TRT'ye, başka basın organlarına kızcnlar da oldu, «niye Ilgjlenmemisler» boyle bir riaftayla? Bugunlerde bır kıtap okuyorum, Hılmı Yucebaş'ın oaır £şref»ı. Mehmet Akıf'in deyimiyle «Abdulhamıd'e en guzel soven adam»dı Eşref! «Besmele gus eylıyen Şeytan gıbı / Korkuyorsun «hot» dese bır ecnebı < Padısahım oyle alçaksın kı sen, / Izzetı nefsın Arap Izzet gıbı» dıye yazan bır ozanın gerceöı dile getlrdiği ortada. Nerde yolan ner de uydurma, nerde Abdülhamit Han'a kufur etme? Yalan mıdır yabancı devlet elçılerinin «hot» demesinden korkan bir kişi oldugu bu padışahın? Son yıllarda «eskiye donuş» başladı. Hatta «ilerici» geçinenlerimiz iclnde de «eskiye ozlem» çekenler, «eski»nln birtakım unlu kişilerine yeni bir yorumla yaklaşmak ısteyenler vor. Kıyameti kopardılar «Turk buyuklerinın» resimleri okullardan mdirilıyor, diye. Turk buyukieri!.. Gercekten buyuk muydu o resimleri asılanlor? Bir okula kimlerln resmi asılır' Bu devletı kuran, bu yurdu kurtaran kisınin, Mustafa Kemal Ataturk'un .. Okulun kitaplığına da bu ulusun kulturune sanatına emeği gecmış buyuk ozanların, yazarların. Bunun dışında padişahların, eski zaman paşalorının resimleri tamamen gereksizdir. Birtakım politık ozlemlerin, niyetlerin urunudur boyle girişimler... Hele Abdulhamit'ın. bilmem hangi padişahın resimlerıni, ya da yakıştırmalarmı asmak buyuk bir yanlışlıktır. Neler dendi, neler konuşuldu, neler yazıldı "Abdülhamit Han» haflasında'' Belkı kitap halınde yayınlarlar 6a okuruz, onlarız, yararlanırız. Ben size Şair Eşref'in Abdülhamit Için yozdıklarından birkaç ornek vermek istiyorum. Eşref, Kızıl Sultan doneminde kaymakamdt, 15 nisan 1903' te politika sucu islediği savıyla tutuklandı bir yıl hapis cezasına çarptırıldı. 20 aralık 1903te hapisten cıktı, çektigi acıları ve Işkenceleri hatırlayınca şunları yazdi: «Çektığım cevr u cefanın sebebınden sorma / Deme kım. Bâdıhavâ menkobe dellâlı budur1 / Habs ıle, nefy ıle, ışkence ıle omru gecer / Işte Turkıye'de şaır olanın halı budur» Kızıl Sultan diye anılan Abdülhamit Han'a da bir dortlüğunde şoyle sesleniyordu: «Ey padışahı âlem. duşman mısın zekâya / Erbâbı ıktıdarı gordun mu soldırırsın / Asrında kaldı mıllet ustadsız, kıtapsız, / Havfeyierım yakında Kur'anı kaldırırsın » Eşref bakmış ki ana yurdunda rahat, huzur yok, Abdülhamit karabasanının egemen oidugu Osmanlı ulkesı ona kapkara bir zindan, 1905 1906 yıllarını once Fransa ve İsviçre'de, sonra da Mısır'da geçirmiş... Yurttan ağlayarak ayrılmış; «Nefret ettım bâdema Osmanlı nâmı ıstemem / Yok mu. ıstıkraha hakkım soyle Allah aşkına / Pâdışahım, başka bır lutf ıstemem senden fakat / Tâb'ıyyetden benı afteyle Allah aşkına » Eşref'in Abdülhamit için yazdığı yergıleri pek çok... Bilmem bugünlerin «eski ozlemcileri», «padişahçıları», «Abdülhamit ovguculeri» bu şiirleri gormezler mi? Eşref neden yazmış butun bunları, hiç duşunmezler mi? Bellekler unutkandır, birtakım zulumier, acılar unutulur belki. ama yazılar kolıyor. Eşref'in şiirleri de Abdulhamit'i, onun donemindeki acıları yasatan birer belge olarak yasıyor. «Yazılsın kanıa tarıhı hususısı Hamıd hanın Zamamnda memalık Kerbelâ meydanı olmuştur Cenâbı Hak acep sormaz mı mahşerde bu mılletten Nıcm bır padişahın keyfının kurbanı olmuştur Gıden gelmez, târıkı âhretten farkı yoktur hıc Yemen evlâdı ıslâmın mezarıstanı olmuştur. Sağlığında bır karış yer koyma Aliahaşkına Mulku taksım eyleyıp geldım de ceddın Fatıh'e Padısahım1 Olmeden oldur su kansız milletı Hepsının kabrı şsnfınde oku bır fatıha » «Abdülhamit Han» haftasında Eşref'ten dizeler okundu mu, bilmem. Yeni yetişen genclerin gozünden yakın tarihlmızın gerceklerini saklamak istiyorlar. Abdülhamit «buyuk devlet adamı», Vahdettin «buyuk vatan dostu»! Bu ulusu ucururnlara itenler «buyuk kurtarıcılar»! Ama bu ulusu, bu yurdu gercekten kurtaran kişi, yani Atatürk ise böylelerinin gozunde «en buyuk duşman»! Neyse ki tarih gercekleri ortada, kanıtlar, tanıklar, belgeler ortada. Batırılmıs bir Osmanlı ulkesi, kurtarılmış Turkiye ortada. Ozanlar, yazariar ve onlnrın yazdıkları ortada .. «Ev padişahım, duşman mısın zekâya» diyen bir Eşref ortada!.. nıcelıkle acıklanabıleceğınl sanarak anket yaparlar. rakam toplarlar. Aktarmacılardan kımılerıne gore sosyoloıı, yalnız ınsgn davrarışlarını ınceleyen bır bılımdır Oysa. bılmezler kı, boylece tanımlanan psıkolojı bıle zooloııden (hayvanatl ka\naklandığı ıcın kesınlıkie gecersızdır Ama bu gecersızlık. yanı bu davranışcılık, ınsanları gözleyerek, olcerek onların yalnız nesnel gorunumlerını betımleyen (tasvır eden) ve bunlarla bır toplumdaki ılışk.lerı acıklamaya kalkışan bu davranışcılık, Amerıkan sosyal bılımlerının kurucu oğelerınden bırı olmuştur Aktarmacı burokrotımız da. ınsanın ve ınsan okm Jvrk'tm düşyn$( bılıncaltı ve ırade tasıyan toplumsal ve tarıhsel bır varlık olduğunu unutarak. mesleğınden başka cabalara gırmek ıcm hıc duraksamamıştır. Bugunku bır burokrat ıcın ne hazındtr kı. boyle bır yanlışlığa bundan altmış yetmış yıl once, bır Osmanlı Paşası olan burokrat Saıt Holım Paşa bıle duşmemıştı. Çunku o. sosyoloıı ıle zooloıının «ıc ıce bu lunmasnnı cok garıp buluyordu. Yıne aktarmacı burokratlarımızdan kımılerı, bundan altmışyetmış yıl kadar önce bır Batılı duşunur, ekonomıyl dınsel olgularla acıkladı dıye kapıtalızmın gelışmesının nedeninı Kolvenızmm gelişmesınde bulmaya kalkıştı dıye. İslâm dınıne. muslumanların ekonomık davranışlarını etkıleyecek bır care olarak bakmışlardı. Oysa, toplumsal yapı sorunu ıle ılgılenmeden, topıumsal değışmelerı yaratan etkenlerı ya da boyutları goremeden, kısacası. toplumsal olgu ve olayları bütunluk kavramı ıcınde cozumlemeden hıc bır sonuca varılamayacağını bılenlerın sayısı cığ gıbı buyumektedır. Ve yıne kımı burokratlorımız da, toplumsal olay ve olguları daha genış butünlukler ıcınde göremeden ve ozellıkle bır toplumu oluşturan farklı sınıf ve tabakalardakı ınsanlann. toplumsal yaşamı ve toplumun yapısını nasıl düşünduklerını, nasıl algıladıklarını oıl meden. şuradan buradan kavramlar secerek belırleyicılık bulmak ıstemektedırler Bu ışın sonunda da, sınıf gercegıne lâf olsun dıye bıraz değınırler, bolca Batı'ya bulanırlar. Islâm'ı bıre\sel gercekler dısında duşunurler, ve butun bunları Turkıye'nın «eşıtlık ıcınde» ılerlemesı ıcm en 1yı belırleyicılık olarak sunarlar. Ve bu ışlerıne karşılık olorak da «bılım odulu» beklerle* Bekledıklerı de otabılır Ve burokratlardan kurulu bır |urı bır burokrata «bılım odulu» verınce de, bır Turk'un ıstemeyerek soyledığı «Burası Turkiye. Turkıye'de her sev olur» deyırr.ı tohhsızlığını surdurur. Yazımızın başından berı burokratlar ıcın soylenen bütun sozler. Turkıye'de yenı yeni oluşmaya başlayan ve sosyoloıı ıle ılgılenen teknokratlar ıcın de aynen gecerlıdır Nasıl gecerlı olmasın Bır toplumda edebı\atın yeo>ev;rti'hıc bılmedığı bes bellı olan bır teknokratımız, «Edebıyat bır bılımdır» demedı m ı 9 Turk ınsanının eğılımlerını ve olanaklarını hıc bılmedığı besbellı olan bır teknokratımız, «Türkiye'de herkes bıreyselleşmiştır, hızla kapıtalızme gıtmek gerekır» uyduruğunu zaman zaman yınelemez mı? Altyapı, ustyapı ılışkılerını kavrayamadıkları gıbı, toplumsal egemenlık, hukuksal egemenlık kavramlarını ve bunların sıyasadakı yansımasım algılayamayan bazı teknokratlarımız. Turkıye'dekı devletcılık, demokrası kavramlarını ve onların gosterdıklerı gercekleri carpıtıo gozlemlerde bulunmuyorlar mı? Sosyalist acıdan vergi sıstemi nasıl değerlendirılLr? Blr toplumda kapitalist uretım ilişkileri gecerliyse ve devlet orgutu bu yapı ustune oturmuşsa, vergi sisteminln zorunlu olarak bu duzenc hizmet etmesi doğaldır. Insanın ınsanı somurduğu bır duzende (ucret gıbi) vergi gercekten adaletli olamaz, ozunde bır somuruyü vurgular. Butceyl denkleştırmek, ekonomik kalkınmayı sağlamak amacıyla uygulanan vergı duzeni, eninde sonunda buyuk sermayenin yararına blr işleve donuşur. Teşvik tedbirlerinden kredı duzenıne, vergı iodesinden yatırım onceliklerine değin her şey, kapıtolızmın çarkını dondurmek icın oluşturulmuştur. Ne var ki kapitalist slstem içlnde de olsa, vergilerin olabıldiğince adaletli ve demokratik bır duzene bağlanabilmesi yoiunda calışmak, sosyalıstlerin, solcuların, devrimcilerin gorevidir. Ayrıca Turkiye'nin guncel yaşamındaki vergi duzeni 1961 Anayasasına ters duşmektedir. Yurürlukteki vergi sıstemınde «y'oksuldcn cok zengınden az» vergi alınmaktadır. Oyso Anayasamıztn 61. moddesi soyle yazar: < Herkes kamu gıderlerını karşılamak uzere mali gurune gore vergı odemekle yukumludur » 61. madden'n gerekceslnde bo kuralın «sosyul adalet esasına» uygun olduğu belirtllmiştır Demek ki gellr vergısinin yuzde 60'ını ısçinın ve memurun odemesl, toprak ağasının hic vergı vermemesı, Anayasaya aykırıdır 1960'ların başlarından berl yazıla çM'.e astnon bu haksızlığı duze!tecek bir hjkumet kurulamamıştır. Talât Aydemir'den Denlz Gezmiş'e darağaclcn kurulmuş; idam kararları için parlamentoda parmaklar kalkmıs; ama aynı parmaklar toprak ağasmdan vergi almaya gelince kalkamamıstır. Şimdi (koprulerin altından kanlı ve çamurlu sulor yıllarca aktıktan sonra) donduk dolaştık aynı ^rere geldlk. Bokalım CHP vergi adaletlne'donuk birVtitüfo r aİdbîlecek mi; «hakca vergı» duzenlnl uygulamaya koyabllecek ml? ÇAGOAŞ rAyrNlARI BÜKOKRATlAfi, TEKNOKRATIAR En genlş anlamıyla meslek olarak burokrası. kamusol hayata memur olarak katılan kımselerden oluşur. (Son zamanlardaki işcı memur ayrımı uzerıne yapılan tarttşmalar konumuz dışındadır.) Kamu yaşamına teknısyen ve muhendıs olarak katılanlara da ayrıca teknokrat denılmektedır. Burokrat olsun, teknokrat olsun, butun bunların uygulayıcı oldukları unutulmamalıdır. Bıraz once Turkıye'dekı bürok ratın mesleğınden başka şeylerle uğraştığını belırttık. Yazımızın gırış kısmından da anlaşılacağı gıbı, bız burada, yalnız ve yalnız, bürokratımızın bılimle uğraşmasu bılıme el atması olayı üzerınde durmak istıyoruz: Burokrat, bır yönetıcl olabılır. bır oğretmen, bir yargıç, bır ma ÇIKTİ NAOlR YERIERİNI KORUMAK İÇİN! Boylece. kımı burokrat ve teknokratlarımızın, Turk toplumuna ve hukumetlere bellı hedefler gosterdıklerı anlaşılmaktadır. Bu tun bu yaptıklan, şımdı bulundukları yerı yıtırmemek \a da daha lyısını elde etmek ıçın değıl de, ne ıcındir? Unutmamalıdır ki, bir toplumdaki kiml kişilerin ya da bır azınlığın cıkarını v« mutluluğunu sağlamaya yarayacak gercek dışı bulguların bilimle hıc bir ilgısi yoktur. Bılım INSAN gereksınmelerl icın yapılır; bır toplumdaki herkese pratık yararlılık Icın yapılır. İki Soyyet Rusya Iki Polonva BU ULKELEAE 1935 1939TJA VE 1M5 1967Dt VAPILMIS GEZiLERiN (ZLENıM. LERı. KAHSOASTIfiMAU GOZLEMLfR) GOZDEM CECffllLMiS VE BİR POtONYA BOLUMÜ EKIENUİS OLAN BU * 8A5KIVI OA .LGİYIE. SASIRT1CI ETKİLEJJMEY LE OKUVACAKSINtZ. BUROKRATIAR NE YAPAR! Bunları yapmayınca, burokrat larımız ne yaparlar? Ya koru korune aktarmacılık yaparlar; ya secmecillk (eklektizm) yaparlar; ya da toplumsal gerceğın yalnız EDERI: 25 LİRA İstcmc adrç.şi: • HATIM DUASI Yokluğuna hiçbir zaman alışamaYacağımız eşsız ınsan Çağaloğlu, "ftrrköcaği No: 3941 İSTANBUL Toprak Mahsulleri Ofisi Genei Müdüriüğünden Ihrac edılmek fızere 5000 ton kırmızı le mercımek suresız llan yolu ıle satışa cıkammıştır Bu satışa aıt ılan ve eskı hususi şartlarımız Genel MudurluĞumuz (Satış Mudöriuqunden) Istanbul. Izmır, Iskenderun. Samsun, Konya. Afvon. Dıyarookır Erzurum Bolge Istonbul Hububat ve Mersın Şube Mudurluklennden bedelsız olarak aimabilir. (Basm 11623) 1714 aramızdan ayrılışmm beşinci yılı nedeniyle aziz ruhuna . 19 Şubat 1978 Pazar günü (yarın) Hocapaşa Camiinde öğle namazmdan önce (Saat ll:00'de) Duahan H. Adem Erim'in iştirakiyle tanınmış hafızlar tarafından Hatim Duası okunacaktır. Akrabalanmıza, dostlanmıza ve din kardeşlerimize duyururuz. AİLESİ (Cum^ur'yeî 1716> AFİFERDEMİR »»••••»•»••»4 Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlıı Ailenin Çilesi BOŞANMA • Büyük yankı uyandıran kitap: • Boşanmanın bütün inceliklerini herkcsin anlayabileceğt bir dille açıklayan ve Medenî Kanun Komisyonu'nun bu konuda yaptığt değiçikliklerı îçeren kitap. Ederi: 25 Lira • • ısteme adresi: Çağdaş Yayınları Türkocağı Cad. 3941, Coğoloğlu İstonbul. »»»»•»•»•••••••»»»•••»•»•••••»•••»••••••••••
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle