Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
fx: elSviıyonu «gaMte» gibl gttrüp ffostermek yaygın bır tutunıdur, ıkısı de halka haber aktanyor. Ama konuyu biraz kurcalayınca burada gerçeıfin çolc başka. oldufcu televizyonla ttazetenin blrbirlerine ters düştukieri anlaşılır. Bu lkl haberleşme aracı arasındaki en büyük ayrımlarından birisi, seslendıkleri insanlarda uyandırdıkları izlenimin niteliginde görülebllir. Yalnız görle izlenen gazete haberinin uyandırdığı algı ile, gbz ve kulakla izlenen televizyonun uyandırdıgı algı arasuıda kimi zarnan daglar kadar aynmlar vardır. Son ırünlerde okuduğum Asrahta Chiristie'nin «Passenger to Frankfurt» adlı romanında bir kadın, hayran olduftu, her kez dinlerken heyecandan bayılacak duruma geldıği Hitler'in bir konuşmasını yazıya geçirmiş. pldip evinde okuyunca bakmıs ki, ortadn heyscanlanacak bir durum olmadıjfı gibi, Hitler'in ne deditf bile acıkça belli de«ü. CUMHURİYP 5 AÖU5T0Î 1971 T OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Televizyonlu Demokrasi Melih Cevdet ANDAY Yeni »ygıtların, faellikle haberlcşme ara';lan arasmdaki yenı aygıtların tuplumu ne yolda, nasıl etkileyeceğlnı önceden kestirmek olanaksızdır. Een ülkemızde televizyon yayımlarınm başlatılmasından bu nedenle hep korkmuştum Dogrusunu aıarsanız, ancak yarısı okumuç durıınıda olan ıılusumuza televizyondan sonra okuma öjtretnıek adamal}illı güçleşmıştir. Çtınku okuma bilmeden de toplum olaylarının gidişıni ogrenen birinde bu hevesin uyanrnası bir az güç olacaktır. Üstelık bızde televizyonun eftıiım, kültür alanında köklü programlar uygulayacagını duşünmek şimdilik boşunadır divebiliriz. Guzel Sanatlar alanında ise, halkın oeğenisini yükseltecek deftil, bozacak, yozlaştıracak filmlpr. oyuıılar. miiziklerle bu araç dokunralı duruma gelmiştir. Fakal hiç hesaba katılmayan bır spy, bakın Hıfzı Topıız kitabınm başında, raftdaş haberleşme araclarının siyasal savaşlarda ktıllanılmasının seçimlere büytlk bir canlılık gptirdigıni anlatırken ne diyor: «Eski Roma ve Atina demokrasilnrindeki jjHıı bir durum oldu bir bakıma. Halkı yöneticileri yakından tanımaya başladı. Badyo ve televizyon aracıhğı ile bir takım yakın illşkiler kuruldu vöneticilerle yrtnetılenlpr arasında. Kitİpler ekran aracıhftı ile yakından tanıdıklan, »evdiklerı. Ritven ıiyandıren ki?ilere oy vermeye basladılar.» GrörUyor musunuı, Mr haber lletlslm aracı, blzım yirnılnci yüzyıl toplumumuzu aldı, ikl hın bes yüz yıl oncesıne götüruverdı, o herkesin hayran olduju Atına demokrasisine. Ama bun» aldanmamak gerekir; eskı Atma'da halk, karîisında Kbrür. dlnlerd) siyaset adamlarını. Oyda şımdi biz »iyaset adamlarımızı tolcvlzyon uzmanlarının aracılığı İle tanıyonız (daha bızri» dPgil), bir bakıma bize tanıtılıyor onlar. Amerika'daki seçımlerdp ba.şkan adaylarmın tplevizyon kamera.sı karşısındaki siyasal kormsnıa larına ilişkin ayrıntıları Hıfzı Topuz'un kitabından okurken •'?aşa kaldım: Eisenhover'in karşısmda ypr alan St«ven«on'un, televizyondaki görüntüsünden rttürii «yumıırta kafah» diye adlandırılması. belki de bu yuzden yenik dilş.mpsi, komiini"il HVPISI MC Carthy'nin balonuntın televizyonda sönmesı... çünkü «eskiden seçmenler adavlann n < > düşündüklprini, ne söylpceklermi merak ederlerdı. Şimdi ıse herkes adayların tplpvızyonriaki RÖ rUntüsünü m«rak ediyor.» Ve elbet siya«et adamları da şimdi televizyonda etkili olup olmadıklarına RÖre ikiye ayrılıyorlar. Yaşlı Oe Gaule, o asık yüzlü, kendıni beftenmiî gpneral, televizyonda öylesine başarılı olmuç ki, 19fi2'de buna Eiivenerek on bir kez televizyona ;ıkmıs. Yabanoı Ulkelerle aramızdaki ortak bir yanı, bir durumu da saptamak olanaftma kavuçuynnız bu kilapla: Eskiden siyasal olaylann ?.*• nellıkle dışınd» knlruı Avrupalı kadınlar t*l« Ylne son günlerde çok hoşlanarak ve ttftrenerek okuduğum gerçekten ilginç bir kitapta, dostum Hıfzı Topuz'un yeni yayımlanan «Televizyon. Radyo, Basın re Afişle Seçim Savaşları» adlı arastırma kltabmda. yukarda ele aldığım konuyu «nlne boyunft ögrenmek fırsahnı buldum. Size bu kitaptaki kimi bilgileri aktaracaftım ama böylece onu tam olarak tanıtabileceftimi sanmıyorum. Ancak suncasmı ekliyebilirim ki, bu kitabı okurk«n ki*i hemen her sayfada ülkemtzl düşünmekten kendlnl alamaz. Sttz«e «Bu seçim dönemi «ırasında televlzyondan, eaaetelerden önce parti liderlerinın toplantıları ve çesıtli parti çalışmaları yansıtıldı. Seçmenler birden bire parti liderleri ile, adaylarla icli dışiı oluverdiler. Parti liderleri televizyon programlarının en sevilen, en aranan yıldızlan oldu. Seyiciler dizi tilmleri izler Ribi her aksam parti üderlerinin günlük konu.şmalarını beklemeye başladılar. Televizyon seyircisi gazeteleıde seçimlerle ilgili yazıları okudugu zaman Renellikle bunlara yazarların açısından bakıvor ve kendi açısından degerlendiriyordu. Oysa seçmen hangi olaylarm hangi açılardan seçilip televizyona yansı fcıldıftını düşünmeden dogrudan dogruya titm olaylara tanık oluyormug gibi bir degerlendirmeyn yöneldi.» Bu parça Amerika'daki bir seçim dolayısfyle yaBlmıstır. Ama biadeki duruma ne t>en»erHM vlnyomın etktsi fle rtaha (twıi? Blçüde oy kullanmaya baslamıslar. Bizdeki son seçimler, Ecevit'in, Anadolu gezilerinde özellikle kadın'.arra cok iyi karçılandıgını Röstermedi mi? Bıınca kadm onu her lıalde televizyondan, toplu olarak seyrettikleri televizyondan bellemislerdl Cllnktl televizyon dllnvada da. bizim Ulkemi7de de art.ık zenırinlerin malı olmaktan çıkmıştır. Bıında da en onemli etken. televizyonun kahvelerde oldugu ıçihi evlerde de toplu seyredilmesidir. Kitabında başUna Birleşik Dpvletlerdekl, Fransa'daki, tnniltpre'dpki tplevizyonların siyasal yayımlarına bilyük ver ayıran Hıfzı Topuz, öteki tllkelerin durumunu anlatmaktan sren kalmamı.otır. Sözgelişi ben. Italyaıı KomUnlst Partisi Genel Sekreteri 'Berlinjruer'in televizyonda vantıjh konusmalarla parti dısındaki çevrelerrten oy kazandıgmı. Lâtin Amerika Ulkelerindekl adavlann bir ikl dakikahk spotlar kiralartıklarını bu kltaptan oftrendim. Bu çok başarılı ve ögretici kitap Uzerlnda uzun uzıın duşunerek durmalıyız. Başlıca öneınII olan sudur kı, bız kullandığımız araçların nasıl yapıldıgını bilmedifeimız için nasıl kullanılması Kerektiftini, hangi kullanış biçimınde ne gıbi sonuçlar alınaragmı bılnuyoruz. riozgelişl Amerıkah siyaset adamlarının televizyon menacp.rleri bıılıındugunu ögreniyoruz Hıfzı Topuz'un kitabından; dpmek bir atlııvın televizyona çıkmadan once. nasıl konusmaaı. nasıl davra,ıması, nasıl durması. nasıl fr"tnesl listUne bu menacerlerinden vönlem ö^.^nmeleri «erekiyor. Dabası var, sıyaspt adamlan, o ileri Kİtmı.ş 1 1 1 kelerde, halka soyleyecekleıini de uzmanlann RosterdijSi yoldan saptıyorlar. Hayır. tırlık bır siyaset adamının sHriecc (UIŞUIKPlerınden ötiırü sevilıp sPvılmrdiSi Rünlerden çok tızakt:ıyız ve telpvizyon denılen ararın bu adamlan halkın karşısına çıkardığı, halka yaklaştırdığı savlarına kaışın. artık onlar halktan bütüıı bütiin uzaklaşmışlar, uzmanlann. menacerlerin elinde birpr kukla durumuna Relmişlerdir. Bizim varjnlarımızı onlar deftil. onların menııcerlerı, uzmanları vönetlvor. Reklam ç a S " l d a yaşamıyor muyuj.? Oysa reklam demek tüketim ekonomisi demektir; öyle olunca diyebilirız ki. çafcımız buriuva demokrasileri sivaset ndamİHrını birer tüke'im malı olarak kiılianryor Kao Ky Politikası G Sivaset ve TARTIŞM A 40000 fşçi Kutsal Görevinde En az 80000 arkodaşları ayakta.. 100000'lerce aıls ocugı nöbet başında, analarla, bacılarla, cocuklarla.. Yarım n l l yonu aşkın ışcı dırekt doğrudan destekle.. Grevdekılerle, dlreniştekllerle, calışonlarla.. Ylrmılerle, otuzlarla demokratik kıtle orgutu DİSK'ın yonında.. ilericl ve namuslıı parlomenterler işcıden yanadır.. Hak onlann yanında, !ıukuk MADENİŞ'in yanındadır.. ilericl basın OİSK'le bsraberdır.. ErTiekten yana mılyonlar DİSK'le beraberdir.. 20 mılyonlar, 30 milyonlar Işci sını1ı lcın dayanışma belgelerınl gösterdiler Turkiye'de... 25 temmuz 1977 tarihll MESS (bır ışveren sendikası) in yayın orjjdnihda Dİ^K'is n»den saldırılıyor? DİSK'in diğer ülkelerln Işcl sınıflanna da dayanışma cağrısı göndermeslne MES korışama?. DİSK'ın somut dayanışma göstermesi kardeş sendikalar ıcın olobileceğl gibi; kardeş sendıkalarında DİSK'e karşı dayanışması sözkonusj olabılır... En azından devrımcı sendlkalar birbirlerının deneyımlerınden haberdar olmalıdırlar.. Şımdl, MESS'e soruyoruz: Önyargılı olarak arkasından atıp tuttuğunuz ışcl sınıfı bilimcıleri olan MARKS'dan, LENİN'den. HO Şİ MİNH'den aldığınız «işçiler birleşinız» sloganını neden tışverenler bırleşınız» dlya çevırıyorsunuz? (!) Dış ulkelere glderek oralardakl işverenlerle toplanlılcır yaptığınrzda size küfür edıldığini hlc görmodık.. Hele hele DİSK'in dostlarına gönderdığı mektubu eleştırmeye hıc hakkınız yok... Geri bır ulkenın işçl ve emeKcilerı hoklarını ararlarken karşılpnnda sadece kendi büyuk btır|uvozıçıni bulma/.. Doğoldır kı ABD vs halkın sırlına basarok gehşen diğer kapitallst ülkeların burluvazısını de porur.. Dogaldır kl Işci sınıfı dayanışması lcıçınılmazdır. Dayanışma sad*ce kişıler, örgütler, partıler, kitleler orosında olmaz.. Olkeler arası dayannışma da sozkonusudur... Dayanışmanın sınırı olamaz. 18 temmuz 1977 günkü MESS dergısı de; Işcılerln ekonomik istemlerine kulak lıknyarok, işcl urretlerının artmasından orta halli kitlelertn (memurlar vs.) zarar aoreceâi nı soyluyor (!)? Ozunuzde bazılarınız işcl olduğunuz halde Işçılıkleri unutturulmuş kimselersiniz. Buyuk patronunuz sızl işcılerı doha iyl somurmek Için sarı işcı gibi gormektedir... Evct bozı ışverenler, buyük Işveren ler ıcın yalnızca susturucu takılmış suslu (!) İşcl yerine konulmaktadır. Büyuk patronlar teknık adamlorı (mühendis, uz man v s.) böyle işci karşıs:nda kullanmaya bayılırlar... Gelelım tezınızl curutmeve: Hayır sız halkı duşunemezsırıız, ancak cıkannız icın kullanırsınız! Işci üc beş kuruş olocak diye ureltıklerl mala zam yapılocağını soylıyerek bu olayın halkın sırtında patlayacağını soyleyıp uzuluyor gorunmenız basit bır bloftur. numaradır... Sızin üzüntünuz, yükselen • fiyatlar dolayısıyla oluşacak olan pa/ar sıkıntısın dadır... öyle ya, mndeni eşya satışı azalacak vev 1 coğunInkca eskısi gibi aiınamayacak, yani o meşhur kâr hastalığınız nüksetmiştır... Endlşenfz buradadır... İŞCİ düşmanı olmayan demokrot ışverenler de bulunabilir. Onlara sözümüz yok. işCi sınıfının. calışanların cıkar ları kutsaldır. Yoratan onlardır.. işçl sınıfının cıkarlarını savunan kişıllkler kim olursa olsun doğru yoldadırlar. Bır grev nedır ki, bir grov nedır kl barış ısterrMkten başka.. Bir İlericl direniş, boykot, mıtıng, yürüvüş nedir kl; bagımsızlık ıstemekterı başka.. Demokrasi. ilerleme, kardeşlık ve sosyalızm mucadelesinln ilıntilı olamayacağı «hak arama» yoklur. Izztt HAZNEDAR Eğitinı Hıfzırrahman Raşit ÖYMEN tyatetin girdiği ytrrten eğitim kaçar gider, diy« bir söz vardır. Diyecehsıniz kı egıtimin siyasette ilgisi olmaz olur mu? Ve daha ilk çağlarda bile büyük filozoflar insan için 'Siyasi bir hayvandır dememifltr miydi? Elbette ki egiümin de kendine özgü bir siyaıtti vardır. Ama bu siyaset Parti Devleti olma yoluna girenltrin ızliyebılecegi bir siyaset rf«ğil belhi geleceği kucaklayan kufaklaıın egittmiyl* iloili v« htndi dokusuna v« yapısma ılişhin bır sıyatettir. Çünkü böylt bir siyaset dısındaki parti iktidarlarının partizanca uygulayacaklan sıyasetleri sade.ce anayasalara dayalı devlet kavrarnı ile degil belki eaıtim kavramınm ilkeleriyle de bağdaşamaz. Kanunlarımızm temtli olan Tiırk Anayasası Turk Devletini milli dernokratik layih bir Sosyal Adalet Devleti olarak mtelediğın* göre egıtimin giidtceği amaçlar bu ilhelere d» dayalı olmak aerekir. Egitımin daha ilk yaşlarda baslayan rlavranışlan ktşimn. özel yatırımlartyla yani dünynya biraber getirdıgi kabihyetlari vt özelühleriyle doludur vt bır yumak. yibi ham kendi içlnd»n dışanya doğru gelışen iç dürtuler öle yandan sosyal çevresiyl* yani ana kucagından ve ail« yuvasından baslayan ilişHlerle çevresıni insanhğa kadar uzanan bir alenun içınde seyreder v« olgunluk yaşına pelen aenç hıından onceki dış telkinlerin heğenmedigi etkilenni bır yana atarah bu dunyada ben de varım sloganıyla kendi yasanı programınt çizmeye başlar bu yolda çagdas' bir vatandas olarak özgürlük ruhu içinde ve eşit fırsatlardan yararlanma olanakları içinde kendi varhgını türdurmek ister. Ashnda öğretimden önce öğrenim vardır ve kişi kültür hazinesine kendi ya/nsına en elverışli olanları seçerek bu doğrultuda gelişir. Yaş program seviye ve sınıt dediğimiz kavramlar sonradan öğrenci çokluğundan dagma. bir realitedir ve şüphe vofe ki bu müşterek ölçüler içinde her ögrencinin hatta onlan diınyaya getirenlerin hayat erekleri bile kendilerine ocgu. bir takım davranılan kendine benimsetır. Bu farklılafmalan knrahterıze otmek için ferdi piskolnlileri inceleyen kıtaplarda şu sozcüklere rastlanır'Her sınıfın bir komigi olduğu gibi bir de gulenlerl goz ucuyla inceleyen bir filnznfu vardır. Her sınıfın bır pehlivanı olduğu gibi cılız vapılı bir korkagı vardır. Bir hasısi bir de cömerti veya cıvanmerti vardır. Bir dalkavugu yanında ınanmadığı şeye hayır dıyebuenı vardır. Bu âıel davraniflara çevresmin ahşkanhklarından benzeri degişihlikler katılır, avnca ana babalarının mesleklerinden ve ınançlarından gelen değişik etkıler vardır. Nıhayet gencın ruyalarını gnrdügu daha kiiçilk yaştavken gelvcegini hazırlayan çabalanna karşı tpolumun da ondan ısledikleri ve bekledikleri vardır. Bu nedenledir ki egılımı lugla kahfıları gibi görmek ve ögrencılerin de bir bıçtmde gorünmelenni kısacası çaadaş dünyamızda insanı seri hahnde eşya haline gelırmek isteyen görüşlerin itibarı ve geçerliligi kalmamıştır. Egıtimin konusu olan çocuk ve genç böyfs bir varlık olunca bunu ancak genış ve engm görüşlerin içinde gelişehilen ve tatmın olabılen bır yolda gelışnıesini saglamcık gerttkir. Turkiye Cumhuriyetinm kunıluşundan bu yana geçirdigimız egıtinı reformları boyle çagdas bir anlayışa bızi kavuşlunnuş ve toplumun da devrimci ruhu gencin dınamizminı karşılıyan bir doğrultuda ıleri sunnuşkttn çok partıli hayata geçildikten sonra nzellıkle son yıtlarda Hyakatlı>ri olçusund* bir yetışme olanagına kavuşmak yerıne nerdevee başka baska nulletlerir, ço<:ııblarıvmış gıbisine hırbirıne dugman haline getirıltnıs hatta onlara rehberhk edecek ögretmenler arasında bile taktncalannı sayıp dökmekle bitiremiyecegimiz bölünmelere çarpışmalara haıta kan dökülmesine kadar varan vahçet ve işkence vollanna baş vurulrnuştur. Çogu hez pani iktidarları iaralından rey avcılıftıvla girişilen bu tek yanlı ve peşin hükümlu davramşlar gençlıgin aelecegini tehlikeye düşürmekten doğrudan dognıya egitımin ozıinu de yozlaştıracak ve bir nevi kanner salgımna maruz bırakılabılinecektır. Bunun örneklertm yaşannuş misallerini burada vereceh depdız. Sadece eyinmcinin başta gelen bır vasfı olarak Alman Pedoaogu Karschen Steinner'in belirttiği gibi Omrunde kendısınden bir başkasım sevememiş olanlctr* egıtımcı oluıııazlaı. *özüniı hatırlatmakla yetinınek ıstıyaruz. (Jbıekııf muşalıedelerıımz odur ki son yıllarüa egiiiın r.raanUınrnızın guttukleıi tek yanlı. vc baskıcı yönteınleri ve davranışlan özlediğımız furr. gen<,iıy:mn fazılet sayabilecegimız vasıflannı degıl belkı bunları körlntıci ve tahrip edıci ölçultr* \'ard\gt gerçegıni mtaya koymtıktadır. acen gun gazetelerde resmlnl gördüm Güney Vletnam •skl Başbakanı Kao Ky'nln... Saçını uzalmış, bıyıklarını dıızellmlş, Amerika'nın bir yerlnde barcılık yapıyormuş. General esklslnln yaşamından bir yakınması var. Barına gel«n muşterller blrkaç kadeh iclnce Kao Ky'ye' lakılmaya başlıyorlarmış. Alle lerblyesl gormemlş bazı klşiler, düşuk Başbakanın dalına basıyorlarmış: Ekselans bugun satış İyl mi? Ganeral, bir vlskl... Rahmegi Doğan Nadl'den dlnlediğlm bir öykücüğü anımsıyorum. Luks otellerln döner kapıları önünde, ünlformalı, yaldızlı, apoletll kopıcılar bekler ya... İcklclnln blrl barda kafayı bulduktan sonra sırmalı apoletll görevllye: Hey, demlş bir laksl cağır... Bozulmu* adam : Bir yonlışlık yapıyorsunuz, ben gerçek bir amlrallm Sarhoş blrlkl »allanıp düşünmüş: Ya!. Öyleyse bir geml cağır. Yaşamın cllvelerl sonsuzdur. Eskl krallar, generaller, kontlar, dukler, prensler, prensesler devrlmlerden sonro dokülürler ortalıga .. 1917 devrlmlnden kacan beyaz Rusların İslanbul'dakl oykulerl hdla dllden dlle dolaşır. Kao Ky de Vletnam devrimlnin safralarındandır. 1960'ların sonlarına dogru Amerlkancı Saygon rejiml sallanırken Koo Ky'nin rolu buyuktü. Öz yurdıınun duşmanıydı Ky, ama Vaşinglona da catıyor, hem de agız dolusu sövuyordu Amcrlkan yöneticllerine... Neden? İşte bu nedeni lylce belirlemek gerekir. General Kao Ky, Vietnam Ulusal Kurtuluşcularını tepeleınek icln sonsuz hırsla doluydu. Ne var kl Amerlka yavaş yavaş palomarlan cözüyordu Guney Doğu Asya'dan... Kao Ky'nin yazgısı tersine donmuştu. Savaşın bltmez tukenmez harcamalarına Vietnam'dakl Amarikon askerlerlnin yakınmaları ve cocukları savaşta öldurul«n anaların babaların dlrenmeleri de kalılınca, Vaşlngton kendinl ağırdan almaya başladı. Bir bakıma Saygon re|lmlnl latmak demektl bu tutum. Kao Ky işte o sıra Güney Vletnam'ın Başbakanı sıfatıyla veryansın edlyordu Amerika'ya... Saygon'un sadakatine boyle ml karşılık verilecekti? Vaşington nlçin cezalandırıyordu sadık mutteflklnl ve dostunu? Alcaklık değll mlyd) bu? uzgürlüklere v* demokraslye Ihanet değil miydl? Duyanlar oldanabllirlerdl: ~ Maşallah maşallah, Kao Ky meğer ne odammifl., Kao Ky, yıırdundan kacırdığı paralarla bugün Amerlka'da luks hayat sürüyor, bir bar acmış gönlünce yaşıyor, Amerlkan ruyosının bireylerinden olmua artık... S Bugün Türkiye'de sağ keslmden ara»\ra beklemedlfllmlz sesler yüksellr. MHP'den AP'ye dek bu seslerl duyabllirslniz. MSP zaten başından berl Hrlstlyan dunyasına ve bu arada ABD'ne sıksık çatar. Ama bu sesler blzl kandırmamalı.. MSP'nln Suudl Arabistan'a donük yüzü kıbleye c e v rilmiş sanılır; ne var kl Suudi Arabrstan'ın Amerlkoncı Muskımanlığı, şimdi Mısır'ı da koltuğunun allına aldı. AP, ulkemizdekl büyük sermayenln öz parlisldir. MHP'nln mllliyetciligl laftadır. Uc ortağın ucü de Amerikan Kongresl'ni zaman zaman bfkeli sözlarle eleştirlrler. Ama Kao Ky'nln mantıgıyla bokarlar olaylara... Vaşlngton'a saldırırken Vasington'un bendesl glbl konuşurlar: Biz kl bu kadar sadık mütteflklz, nlçln cezaiandırılıyoruz? Turkiye'de kamuoyunun ulusal tepkllerlnl bir noktoda yumuşatmak gerekiyor. Bu yumuşatma, Amerika'ya catarak olosıdır. Profesyonel polltlkacılor bu Işl pek güzel yaporlar. Oysa Turklys'yl ikl bucuk yıldan berl Amerlkan ambargosu altında yaşatıp başka hicbir seçenek duşünemiyenler de bunlardır. İklncl MC'yl oluşturduktan sanra sermaye sınıfıyla aralanndokl yüzeysel geclcl callşkl de aşılmıttır. Belki da İyi olmustur. Cunkü toplumumuz aydınlığa susamıştır. Klm klmdir? Yerl neresldlr? Kaslnllkle saptanmalı. Ağır Sanayi Lobisi cTıbbiyeden her şey cjkar, arada sırada da heklm çıkar» tekerlemesinl, bugüne kadar hıc kımse, eskı adı Yükeek Mü hendıs Mektebl olan, bugunku Teknık Unıversıte icin soylememiştır. Cok şükur bugun; böyle söylentiler olmasa bile «Başka şey» cıkanları yakinen seyretmekteyiz. Demlrel. «Makul'ü» ararken etralındakiler, makulü gay rımakulde aramak sevdasına kapılmışlardır. Ve ne yazık ki makulu arayan da onların girdabına kapılmış, mantıkla, şuurla, mahkeme ile ve hatta mü hendisllk ile hicbir şekllde bağdaşmayan ağır sanayi hobısının esiri olmuşlardır. Bu esaret; ağır bır esarettlr. Diyetl yüklüdur. Faturalorı yuksektır. Buyük azim, bü yük kafa, buyuk caba ister. Henuz Turkiye; Almanların yaptığı istatistiğe gore günde. kırkyedl dakika calışırken ağır sanayi şoyle dursun, haflfl nin bile altında ezılir, yok olur gıder. Bu nedenle Işe evvelâ Calışma B.akanlığından başlayarak kitleye «nasıl calışılır?» onu oğretmeli, gerisınl sonra düşünmelidir. Bunun klmse farkında değıldir. Kıtleyl kandırmak kolaydır. Hele tembel kitleyi kandırmak çok daha kolaydır. Cünkü bugun solu isteyenler, ektnek elden su gölden gelecek zihnıyeti ile hareket edenlerdir. Onlara: Günde seklz saat kıyasıya çalışarak bir lokma ekmeğl zorla yiyebilecekslniz dense. yemin ederlm kl Turkiye'de parsa toplamak isteyenlerden başka solun arkasında bir kişi dahi kalmar. Istanbul'da bir işkembecl dukkânınm vitrinine yazılan şu ibare hayret vericidir. fRe|im değışecek. Bu işkembecide bedava çorba icilecek». Buyurun. Zlhnlyetl görün. Bu klşi bedava işkembe corbosı lce ceksin diye kandırılmıştır. Bu nedenledir kl kltleyl kandır. mok cok kolaydır. Onlara gökkuşağını gösterip renkli vaadlerde bulunmak kolaydır. Ama su habbecikleri ye r« düşüp de renkli kuşaklar kaybolunca, vaadedenlerln hali ne olacaktır? Kltlenin sukutu hayallnl klm tamır edecek, lclne düştüğü ruhi bunalımı kım tedavi sdecektlr? Ağır sanayi fabrlkalarının te mellenm bır toksınin bagapna sığdırmak sevdasındo olanlara yeniden karikaturluk fırsatlar rnı verilecektir? Turkiye; ağır sanayi kuracak bir devlet değıldir. Değıldir de nedır? Bunu ızaha calışalım: Buyuk Atatürk'un işoret buyurdukları gıbı Türkıye. zıraatçı bır memlekeltır. istıkbali bundadır. Ancak bunda başartlı olur ve bunda buyur. Tum dunyada nufus artımı, hızla, buyük rakamlara uloşmaktadır. Bu ortış son gunlerde 2,8' den 3'e kadar yükselmiştir. Ve bunun neticesl olarak tum dün yada toptan, roketten, fuzeden. ucaktan daha cok besine Ihtiyac vardır. Dünya bu sorun ile karşı karşıyadır. Bundan 50 yıl evvel, yeryüzünde aclıktan ölenlere rastlanmamışken, bugun; otuz milyonu aşkın biçare, kıvrana kıvrona aclıktan ol mektedir. «Görünen köy, kılavuz istemez» tekerlemesl care ise, yarının siluhi: Ekmektır, ettır, bahktır, sebzedır, mey vedlr, Bugün Suudi Arabistan nasıl buyuk bir sılâh olarak petrolu kullanıyor ve bu etkili silâh İle nasıl büyük devletlere her istedığıni yaptırıyor, onlardan her istedlğinl alıyorsa, topyekun gıda politlkası İle Turkiye de yarının buyuk Turkıye'sı olarak dunyada olmasa bile Avrupa'da ve Orta Asya'da sözünü gecırebılir, her istediğinl yaptırabılir bir devlet olablllr. Sayın Korkut Özal bu yolda kuvvetlı adımlar atmışken. onun b;p başka Bakanlığa atanması yerı guc doldurulabilecek bır kayıptır. Sayın Demırel makulu bulmuşken, gayrımakulde birleşmenın ve programmın cabası ıçindedır. Turkiye: • Yağmur duasını unutup baraılara devam ederek llmi sulama ve ener|l yeteneklerınl kazanmalıdır. 9 Kıyı kırlenmesınl önleyerek kıyı denızlerıne onem vermeli, balık üretimını canlandır malı, balıkcılan Irol hastalığın dan kurtarmolı. baroılarda balık üretımini hızlandırmalıdır. • Canlı hayvon yetiştirmecllığine hız verilmeli, bu türdekl kacakcılığın öhü alınmalı, kesim hayvanları İçin sogukhava depoları inşa edllmeli, Amerika'nın bir zamanlor bızlere on yıllık sığır ve hindi etı yedırdığı unutulmamalıdır. • Ülkede orman sevgisl Ilkokullara kodar indırilmell, ekını ayları ornıan bayramı olarak llân edilmell, kitle öğrencısi İle, işclsi iie. cıftclsl İle, memuru ile ağaç dıkme yarışına sokulmalıdır. O zaman ihracat artocak, gelen avuc dolusu dovızler ile toprağı olmayıp da ağır sanayi türüno yönelen ülkelerden tercihli mal alım yontemıne gı dılecektir. Yalnız sanayinın ağırı ülkeyi refaha kavuşturmaz. Bugün, komşunıuz olan avuc İCi kadar Bulgaristan'ın 1976 yılı Ihracat llstflslnde 12 milyar lıra tutarında elektronik cihazlar yer almoktadır. Bu; kücümsenecek bir rokam değıldir. Ve fabrika değll, atelye değerlendırmesıdir. isvicre'nin yıllar boyu bu tür kucuk sanoyi İle ayakla durduğu ve hatta Japonya'nın kucuk sonoyl İle bugünkü sevlyeye geldıği ve kendi branşınria dünyaya damVlngler ile meydan okuduğu bır vakıa/Jır. Her şeyin bır zomanı vardır. Ağır sanayinin de bir 7amanı vardır. Merdıven, basamak basaırıak cıkılır. Hayol iclnde yaşamak, felâket ıclnde olumle netlce verir. Gücümuzun yettlğl kadarı İle iş yapmalıyız. Şehir Hatları gemilerınl yapablliyoruz diye transatlantik de yapabillrız sevdasına kapılmak, hüsranla son bulur. Dunyada bugün yeryuzüruie en buyük kuvvet paradır. Akıllanan dunya; artık harp etmek ıstemıyor. Hayatını yaşamak latıyor. Gulup eğlenmek, yemek icmek istiyor. Anlamış artık 60 yılın ne kodar kıso olduğunu. Bunları yedirmek, bunları Içermek, bunları gıydirmek ve cennetten bır koşe olan ülkemtzde bunları misafir ederek eğlendlrmek, hoş vakit gecirtmek bizlere milyonları gellrir. Bugün Layzer ışınları İle milyonlarca kllometredeki uydunun ârızasını gideren milleller ile başabaş savoş, bu tür yapılmalıdır, biz Imal edınceye kador adı torihe kanşacak tankların Imoliyle değll. M Nlhat Serdaroğlu Dr. Y. Mühendis / Ist. BAŞSAĞLIĞI Yftnetlm Kurulu Başkanımız TAŞKIN ClLLl'nln »evglll ablaları MELiKE HÜREL ve lls yeğenl FATMA YILDIRIM ZEKi YILDİRIM 25 temmuz 1977 gunü Ordu Gıresun yolunda gecirdlklerl elim tıafık kozosı sonucu hayatlarını kaybetmlşlerdir. Ölenlere rahmet, kederll allesine başsağlığı dılerlzTMMOB GEMİ MUHENDİSLERİ ODASI (Cumhurlyet 7337) Ümraniye Belediye Başkanlığından I LAN Beledlyemiz Fen Işlerl'nde calıştırılmok üzere Inşaat Mühendı<<l alınooaktır. Tallplerin belgelerl ile bırllkte Beledlyemlze müracaat etmeleri ilân olunur. (Basın: 22473) 7341 T.C. Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü V. Bölge Müdürlüğünden Sınavla Memur Alınacaktır Bolfremiı Merkez ve Taşra teşkılâtlarmda (Ankara. Çankırı, Kastamonu, Zonpıldak) çalıştırılmak Uzere Devlet Memurları Kanununun 36. nıaddesı ı)e tesbit olunan gırıs dere.oelerındeki kadrolaru ve yine ayni kaııun'in 48. maddesınde belirtilen şartları mşıyanlur arasında (Askorlıjınt yapmış nlnnlar tercih edillr) vapılacnk sınavla 7/12535 sayıh kararname esaslanna göro çalıştırılması önnöriılen sozleşrneli oersonel ile inşaat, Makına Elektrlk Vukselc Mühendisı veya mllhendisi. ,)eolog, ınşaat ve makina teknikeri, istimlâk teknısyeni, teknik ressanı, personel. tahakkuk, muamelftt tevzl memurları ve b<?kct filırıacaktır. Buniardan Istimlik teknisyenl ve teknik ressam i^ln Endüstrl Meslek Lisesi, memurlar Için lise mezuııu, bekçl. tevzi memuru için orta nkul mezunu şartı aranacaktır. 1 Teknik Hlzmetler ve Sözleşmeli personelin yazılı sınavları 22.8.1977 pazartesi jrtinu saat 9.00'da. 3 Genel tdari Hizmetler ve Yardımcı Hizmetler sınıfı personelinln yazılı sinavları da 23.8.1977 salı günü saat ».00'da Böljre Merkezınde yapılacaktır. Smava Rirmek ıstevenlerin en Reç 2(1.8.1977 günü mesal bitimine dek birer fotograf ve ögrenim be.lgeleri İle birlikte Bölge fdarı Ijler Amirlığlne müracaatla sınav gıriş belgeleri almaları gerektiiM. ilân olunur. (Buın: 23391 7S35) özel dost yoğun ingilizce kurslanhazırhk smıfı» özel Dost Yoğun Ingilizce Kurslarına (Hızırlık Sınıfına) aday kaydına devım olunmalcUdır. Seçme sınavı 5,Eylül.l977 Pazartesi giinü saat 9.30'da özel Dost Okulu'nun Şişli'deki Merkezınde yapılacaktır. tstekliler, bu tarihe kıdar kayıtlarını yaptırabilirler. Broşür ısteyiniz. TelefönTT?Tl 97 47 6İ 60 • 46 61 61 Tarabya Telefon: 62 01 16 . ı ACELE SATILIK 3,5 KAT EV EMİRGaN'DA TELEFON: 3 7 6 8 8 9 0/5 fABIBl HEDEF, DEV BİR DENiZ GÜCÜ! TUKK DONAKMA VAKFTNA YAPACAGlNlZ YAKIUMLARLA Bü HEDEFE ÜLAŞABtLlRlZ. ORHAN TÜZÜN Samatya Ctddesl No. 400 Saat: t3 17 Arta (Alans 70: 308) 7325