17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Ekonomi Eiconomi . . . Ekonomi Ekonomi . . . Ekonomi Ekonomi . . . Ekonomi Ekonomi . . . Ekonomi Ekonomi TT) Füsiin ÖZBiLGEN icaret Bakanhgı taraıından saptanan verüsre göre, 1977 yılunn ilk yansmda toptan eşya fiyatlan yüzde 11 oranında sr'iş göstermiştır. Yetkililer, konjonktüxün ciüguk olduğu yaz aylannda biîe fiyat ertış ktteı yavaşlatılamadıâı için yıl sonuna kadar toDtan eşya fiyatlanndaki artışların yüzde 25'e ulaşacağım hesaplamaktadiT. MC'nin ekonomi politikasının sürdürülmesi halinde enflasyonun hızlnnarak süreceği belirtümekte ve tüketicinin korunması için hızia örgütlenmesi gerektiği belirtilmeictedir. 1977 yılının ilk altı ayındaki ortalamalara göre toptan eşya fiyatlan. geçen yılın eş dönemindeki ortalama fıyatlardan yüzde 17.6 oranmda artıs göstermiştir. Haziran sor.u itibariyle 1977 yılmm ilk yansmda Ankara geçinme endeksi yüzde 11.1 oranmda. İstanbul geçinme endeksi ise yüzde 8.5 orzmnda artmıştır. T mallar için bugün 140 lira ödeme yapılması gerekmektedir. Tüketici gruplarinın büyük' bır bölümünü oluşturan ücret ve maaşlılar ise iki yıl içinde maaş ve ücretlerinde yüzde 40 oranında artış sağlayamadıklan için satır. alma güçlerini giderek yitirmsktedirler. Bu dunım özellikle halkın beslenme ve sağlık konulannı gtindeme getirmektedir. Geçinme endekslerinin incelenmesi gıda maddeleri fiyatlannın. diğer maddelerin fiyatlanndan daha hızlı arttığını ortaya koymaktsdır. Örneğin son altı ay içinde Ankara geçinme endeksi genel olarak yüzde 11.1 oranmda artış gösterirken Ankara gıda maddeleri endeksi yüzde 13,8 oranmda artış göstermiştir. KİRAIAR Halkın satın alma gücünü önemli ölçüde szfcltan bir diğer etken olan ev kiralan ise grecinme endeksleri içinde yer almamaktadır. Bu nedenle şu anda Türkiye'de ev kıralârındaki artışları izîemek olanağı bulunmamaktadır. Ancak son iki yıl içinde ev k;ralannda ortaya çıkan aşın yükselmeler de düşünüldüğünds. genis halk kitlelermin beslenme için ayırabildikleri gelirlerinin fiyatiarın yükselmesine karşın giderek azalch*ı ortaya çıkmaktadır. İMALAT SANAYİİNDE İTHALATA DAYALI GİRDİLERİN PAYI BÜYÜK BİR HIZLA ARTIYOR Uluç GÜRKAX TABLO: 1 İMALAT SANAYİİNDE. GİRDİLERİN, KÂRIN VE ÜCRETLERİN P A Y U t l Ücretler Girdiler Kir YıUar 12 1970 55 33 1971 (İmalat Sanayü Anketleri Yaymlanmadı) 11 60 29 197211 1973 61 28 10 62 28 1974 11 65 24 1975 1. Tablo Devlet İstatistik Enstitüsü'nün «ImaUt Sanajil Anketleri»ne dayanılarak düzenleomistir. ürlciyede sanayiin hızl» artan ithalat g sinrniinin. bu alanda yaratılan gelirm dörtte üçünü bulan bir büyüklüğe ulaştıgı gözlenmektedir. 1976 yıhna ilişkin eldeki en son bulgulara göre. sanayi gelirinin yüzde 4l'i hammadde ithalatı, yuzde 34'ü ise yatınm malı ithalatma eş değerdedir. T ET FİYATLARI Ticaret Bakanlığı tarafından tutulan Anksr:ı ve istanbul geçinme endeksleri incelendiğinde en hızlı fiyat artışınm etler grubuı?da olduğu gözlenmektedir. İki yıl içinde Ankara'da et fiyatları yüzde 63.3 oranmda Isterbul'da ise yüzde 82.3 oranmda artış ^(•stermiştir. İki yıllık cönem itibariyle geçinme ve toptan eşya fiyatlan yüzde 40 orîinmda artış eostermistir. Bu dıınımda ;975 yılır.da 100 lira odenecek alınabilen KISIR DÖNGÜ Fiyatlarda son yıllarda ızlencn *şın artışlar halkın tasarruf gücünü giderek azal'maktadır. Tasamıf oranı.idaki düşüjtiüğün giderek iç kaynak yetersizligir.s dopüştügü ve yatınm olanaklarını daralttıfı belırtilmektcdir. Yatınm olanaklannın darslmasının ise üretim yetersizliği ı'e birlikte dört nala enflasyonolgusunu yoğunlaştıracağı bildirilmektedir. Enflasyon dor.em!*rinde tüketime yatınlan gelirler nedeni; le tasarnıflar giderek azalmakta ve kaynalT yetersizliğinin sonucu yatınmlar yapüamsmaktadır. Yatırımlarm azalması üretimm düşmesine ve kıt ürünlere Karşı talebin yoğunlaşmasına neden olmaktadır. Bunur. sonucu olarak ürünlerin fiyatlan yüjtscîmekte ve enflasyon yeniden kamçılanmaktedır. Bu kısir döngünün bugün Türkiya'de giderek daralan bir çember halinde sürdügü belirtilmektedir. Bu kısır döngünün sonııcuada kalkmma hızımızın giderek düşecrgi ve az gelişmişlik olgusunun artacağı ifade edümektedir. TÜIETİCİNİN KORUNMASI îlgililer başıbozuk bir şekildc yürütülen piyasa ekonomisinin tüketiciler ve geniş halk kitleleri üzerindeki etkismi bır ölçüde araltmak için tüketicilerin hızla örgütlenmesir.in zorunlu olduğunu ve devletin te bu örgütlenmeyi destekleyıci b:r politika izlemesi gerektiğini bildirnıektpdirler. CHP'nin güvenoyu alamayan hükürr.etinın Ticaret Bakanı Ziya Müezzinoğlu CHP hükümetinin bu konuda bazı önlevnler oiiştindügiinü bildirmiş ve görevde kalınsaydı bir tüketici kurultayı toplamayı riüşündügünü söylemiştir. Müezzinoğlu, tüketicinin korunması 17in çeşitll tüketim mallannın sadece fiyp.t cleğil aynı zamanda kalite yönünden de kontroiun'.m gerektigini ve satın alınan bir tüketim malının kalitesinin düşüklüğür.iirı de tüketici için fiyatının yüksekliği yanmda ayn bir aldatılma sorunu olusturriuğunu belirtmistir. Alınan bir malm dü?ük kaliteli olması karşısmda bugün tükPticinin başvurabilecefi hiçbir merci bulunmamakta ve düçük kaliteli mal üretenlere Uarşı «orunlu bir standardizasyona ve etken önlemlere gidllememektedir. Böylelikie hızlı fiyat artışlan ile satm alma gücüuü öterali ölçüde yîtlrerî tüketici kitleler, a5"nı zamanda yüksek bedel ödej'erek aldıklan ürünlerin kalite düşüklüğü nedeniyle aynca karara sokulmuş olmaktadırlar. îlişikteki tabloda, 1977 yıh Haz.ran sonu itibariyle fiyat artışlan aylık, altı pylık, yıllık ve MC'nin işbaşında olduğu son iki yülık gelişmeler itibariyle göriilınektedir. Yatınm malı ithalatınm yüksekliği kendi başına ele alındığmda, Turkiye'nm önemli bir yaıınm hamlesi içinde olduğu izlenimi verilmektedir. Ancak bu olgunun. hammadde ithalatı ile birlikte değerlendirilmesi, Türkiye'de sanayiin bugün için ekonominin en önemli sektörü haline selmesine karşm, özellikle özel kesımde ithal ediien hammaddenin küçük çaplı bir üretim işleminden sonra piyasaya çıkanlmasından öteye gidilemediğinı ortaya koymaktadır. Aynca, imalat sa nayimde. büyiik bölümü ithalata dayalı olan girdilerin payının hızla yükselmesi. yerli üretim işlemınin öneminin giderek kayboldugunu göstermektedir. İlişikteki tablo l'den gözlenebüecegi glbi, ima lat sanayiinde girdilerin payı 1970 yılmda yüzde 55 iken. bu oran 1972'de yüzde 60'a, 1975'de ise yüzde 65'e yükselmiştir. Anılan dönemde işçi ücretlerinin payı ise yüzde 12'den yüzde ll'e gerilerken, kârın payı yüzde 33'den yüzde 24e kadar daralmıştır. Kârpaymdaki daralma özel kesimde kamuya göre çok daha belirgin olmuştur. Imaîat sanayiinde kânn payının dikkat çeki/ci bir ölçüde azalması. gerçekte aldatıcı bir görüntü vermektedlr. Çünkü. ücretlerin payım da agır agır eriterek agırhğını arttıran girdilerin çoğu kez ithalatçısı. ya da satıcısı sanayicinin kendisi olmaktadır. Böylece, sanayideki kânndan vazgeçmiş görünen. ancak girdilerin rantma büyük ölçilde sahip çıkan öıel kesim. işçi ücretlerijii maliyetleri arttırdıgı rollu spekülatif değerlendirmelere konu edebümektedir. KESİM Devlet Istatistik Enstitüsü'nün tmalat Sanar1 Anketleri'nin sonuçlarına göre, imalat sanayiinde girdilerin payı özellikle özel kesimde önem kazanmaktadır. Tablo 2'de göst«rilen anket bulgularına göre, kamu kesimınde 1975 yılı itibariyle FİYATARTIŞLARI (YÜZDE) 1 Toptan eşya Ankara Geçinme Ankara gıda İstanbul geçinme istanbul gıda 1,2 1.2 I 11,0 11,1 13,8 8.5 8,1 Özeüikle özel kesimde sanayinin, ithal edilen hammaddelerin küçük çaplı bir üretim işleminden sonra piyasaya sürülmesinden öteye gitmediği gözleniyor TABLO: 2 İMALAT SANAYİİNDE, &İRDİIERİN, KÂRIN VE ÜCRETLERİN G ElfŞIMf (MUyon TT) 197S î t Fark Çıkü 1974 • Devlet | Özel > Toplam Girdi 4» Deviet 4» Özel 4I Toplam Kâr » Devlet » Özel ( » Toplam Ücretler i I Devlet 4t Özel I < Toplam 81.968 118.272 200.240 42.917 81.856 124.873 31.062 24.482 55^44 7.989 11.834 19.823 95.021 158.372 253.393 52.859 112.786 165.545 30.410 29.181 59.591 11.753 16.405 28.158 15,9 33.9 26,5 23,3 37,6 32,7 2,1 19,2 7,3 47,1 38.6 42,0 TABLO 3 Tıl „ 1960 2963 1966 1969 1972 1975 1976 SANAYİİN YAPISI Hammaddelerin Smal Hasıla Hammadde Endeksi Endeksi tthal lthalatta •o 38.3 100 100 48.8 117 188 147 190 47.5 201 221 49.4 241 395 45,2 316 1427 54.3 353 1526 53,3 1,7 0.6 0,5 17,0 16,6 19,0 18,7 17,0 40,4 35,2 42.0 38.5 39,2 girdilerin payı yüzde 5S dtoeyinde IVen, bu oran özel kesimde yüzde 71'e kadar yükscımektedir. Tablonun mceienmesi, özel kesimde yılda or talama 36 bin lira ödenen bir lşçiye 246 bin liralık girdi işletildiğini belir!emektedir. İşçi başına yaratılan değer ;se 345 bin lirayı buimaktadır. Ka mu kesiminde ise yülık ortalama işçi ücreti 47 bin lirayı aşmaktadır. İşçi başına işlenen girdi degeri 213 bin lira olurken, yaratılan değer 383 bin liraya varmaktadır. Bu rakamlara göre. kamu kesiminde verimlilik, özel sektöriınkinden yüksek olmaktadır. Büyük ölçekli yatırımlardan kaçınan ve daha ço'< tüketim malları sanayiine yönelen örei kesimde, düsük ücret ve düşük vprimlilik esasına göre. dışandan getirilen ara malların iceride birleştirilınesine dayanan montajcı bir yapı hakira bulunmaktadır. Sınaî hasıla endeksi ile ithal endeksinin gelişimi, bu yargının çarpıcı ve kesin kanıtını oluşturmaktadır. Tablo 3'de görüldügü gibi. 1960 1S75 döneminde smai hasıla endeksi 353'e çıkarken. hammadde ithal endeksi beş kata yakm bir hızda yükselmiş ve 1526'ya çıkrmştır. Hamrnadde ithal endeksinin «zellıkle 1972 yılmdan sonra katlanarak artış eğUimine girmiş olması. sanayiin gelişiminin lıızlanması doğrultusunda dışa bağımlılığın pekişmesini ortaya koymaktadır. Et fiyatlan iki yıl içinde Ankara'da yüzde 63.3, fstanbul'da yüzde 82.3 oranmda arttı TtrKİ BANKALARDAN FAiZi KALDIRACAĞIZ... FA1ZC1L1K, TEFECıLiK GüNAHTİR! "GRUPTURİZMİ,, İLE YURT DIŞINA SONSUZ ÇIKIŞ HAKKI TANINIYOR Kenan MORTAN yurtdıpna çıkabilmelrtedir. Böyle olunca bir kişi yasal olaralc 600 dolar stnırlandınlmış bulıuıan turistik döviz hakkıru. «gurup turizmi» adı altında koiaylıkla aşmakta ve bir yıl içinde binlerce dolar almaktadır. Bekletilen ithalât transferi talepleri 1 milyar 576 milyon dolara yükseldi . 15 t«mmuz günlü son Merkez Bankası durumuna göre, banknot emisyonu 66.623 m:lyon Hraya erişirken, kamu kesimine açılan krediler ; milvar 604 milyon liralık bir yükselmeyle 109 milyar İ46 milyon liraya varmıştır. 815 temmuz tarihleri »rasında, Özel kesime açılan kredilerds 1 milr»r 354 milyon lira, tarım kesimine açılan kredilerde ise 299 milyon lira azalma olmuştur. Kamu kesimi krpdileri içinde pn nnemlt srtîî Ha^ire'nin Merkez Bankası kaynağından yaptıgı kısa vadeli avans kullanımmda gözlenmiştir. Kazine avansmın ulaştıgı 38 milyar 418 miVron liralık değer, ek otomatik ödeneklere ragmçr. Bütçe smınnın zorlandığmı ortaya koymaktadır. Geçtigimiz baftanm kamu kredileri yönünden bir baska önemli gelismesi ise, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin Hazine kefaletini haiz borçlar karsıhgı kulland^ı avanslardan kaynaklanmıştır. Taban fiyatlan henüz açıklanmamış bulunan hububat ahmlannın finansmanı için Merkez Bankası'nca yeniden 800 milyon liraîık bir kredi açılmıstır. Böylece, yeni üriin hububat alımlan için mevsim başmdan bu yana Merkez Bar.kası'ndan alınan kredilerin toplamı 3 milyar lirayı bulmuştur. 1976 yılının eş döneminde Toprak Mahsulleri Olisi'ne alımlar için 3,5 müyar lira kredi TCrilmişti. 1977 yılı başmdan 15 temmuz tarihine kadar toplam Merkez Bankası kredileri 37 milyar R22 milyon lira artış göstermiş^r. Ar.ılan dönemde kamu kesimi kredileri 38 milyar 113 milyon lira çoğalırken. özel kesim kredileri 221 milyon lira, tarım kesimi kredileri de 70 milyon lira azalmıştır. 1976 yılının eş döneminde toplam Merkez Ban kası kredileri 20 milyar 763 milyon lira artmış idi. Bu artışm 18 milyar 995 müyon lirası icamu kesimine giderken, özel kesim kredileri 3 milyar 118 milyon lira yükselmiş, taıım kredileri ise 1 milyar 314 milyon lira fazladır. Merkez Bankası kredilerindeki hızlanan artış egilimi konusunda Türk Sanayici ve İş Adamları Derneği'nce yaymlanan aylık Görüş dergisinde, ocak mayıs dönemi verileri esas almarak yapılan bir değerlendirmede, yılm daiıa sonraki avlarında Merkez Bankası kredilerinm mevsimlik olarak daha büyük artış göstereceğtne dikkat çekilmiş ve bu yılki gelişmenin «Çok büyük bir tehlike işareti olarak kabul edümesi» gerektiği belirtilmiştir. 15 temmuz itibariyle brüt rezervlerde yüzde SG oıanında bır artış sağlanmıştır. Artış, kısi . üönemli ithalat ödeme emirlerındeki çoğaimarun yarattığı konvertibl döviz borçianndakı yükselmeye rağmen perçeklesmiştir. Brüt rezervlerdek: ivüömenin yanmda, net rezervlerin eksi bakjyesında do yaklaşık 50 milyon dolar lık bir lyüeşme kavciedilmiştir. Beklepen ithalat transferlerinin toplamı ise, 815 temmuz araanda yüzde 3,3 oranmda yükselerek ı milyar 576,4 milyon dolara çıkmıştır. Beicleyen ithalat karşılıklarındaki artış. banknot emisyonunda mej'dana geler, yükselmelsrin data da hızlanmasmı önlemektedir. Yılbaşmdan 15 temmuza kadar ithalat karşıiıkiarmda ortaya çıken 15 milyar lirayı aşkın büyüme, kamu keslrninin Merk9z Bankası'ndan kredi kullau'.mlaruıa kaynaklık etmiştir. Böylece, döviz darboğazıiiin doğurdugu ithalat tıkanıklıklan ekonomi azerinde olumsuz etkisini sürdürürken, Merkez Bankası ozel kesimden .ithalat karşılıgı. olarak alınan îonlarla kamu keslmini finansa erfor olmıı«tıır. OftAHUR... Maliye BakBnlıgınm taot«m«l«nnt gore 1975 yılmda turizm giderlerinin yürde 62'si turistik seymhatlere harcanırken, dini seyahatier sadece yüz de 11 ve tetkik ile staj yüzde "1\Y. bir pay olu;turmaktadır. İşin ilginç yanı Türkiye'nin 1975 yılında 154 milyon dolar olan turizm harcamaları o yıl Türkiye'nin yüksek faizle dış piyasalardan aldığı tefeci paralarının dörtte birini buimaktadır. ürkiye'nln dövlz arajnşı içinde her türlü aracıya kapılarını açtığı günüınüzde, turizm şirketleri olaya bir başka yönden gtrmektedirler. Bu konuda büyuk turizm şirketlerinin yasalann açık hükümlerinden yararlanarak usulsüz yollara başvurduklan gözlenmektedir. 1960'larda bir düş olan yurt dışına çıkış, bugün en kolay gerçekleştirilen iş haline gelmiştir. Kentlerin büyük merkezlerine asılan afis ve pankartlar, evlere yollanan yazılar ile insanlara yurt dışına çıKmanın erdemleri uzun boylu anlatılmakta ve ödenti konusunda. akla gelmedik kolayhklar önerılmektedir. Bir yandan en temel maddelerde ithalâtm yapılamaması ve üretimin felç olması, öte yandan olmaj'an dövizle seyahatler yapılması çarpık: yapııun sergilenmesinde en iyi araçtır. T SONSUZ OUNAKLAR Yasal olmayan yoliann arasında 1618 sayılı değerlendireceğini düşünmekten artık kurtulmuş durumdadır. Bu yurttaş bu parayla kendisine yarttılmış olan taksitli ödeme olanaklan ile Kanarya adalarından, Tokyo'da açılan son sergiye kadar her yere seyahat etmek durumundadır. Nasıl yapılmaktadır bütün bunlar? Bu konuda örnek olarak gazetelere verilmiş bulunan binlerce ilândan birini almak olasıdır: «570 dolar ve 16 bin liraya seyahat etme» olansgından söz etmektedir bu ilân. Bu para karşıüğmda seyahat eden kişi 21 gün gezip dolasacaktır. Oysa, kişinin yurt dışına giderken toplu döviz hakkı 600 dolardır. Yani kişi bu 21 gün süresinde 30 dolarla yiyip içecek hatte yakmlanna armağan büe getirecektir. Bu olanaksız olduguna göre, kişi ya piyasadan kaçak döviz almakta ya da günlerini aç geçirmektedir! GRUP TURİZMİ Yasal olmayan yoliann arasında 1618 tarihli yasaya sığmarak yapılan turistilî seyahatler gelmektedir. Seyahat şirketleri söz konusu yasa hükmüne göre çeşitli kategorilere aynlmakta, bunlar arasında yılda 80 bin dolann üstünde Türkiye'ye döviz getiren şirketler (A tipi) şirket kabul edilmektedir. ' (A tipi) turizm şirketi olmanın avantajı ise anlatılmayacak kadar çoktur. Bu şirketler en başta grup turizmi yapabilmektedir. Oysa yasa, çıktığı tarihte insanlann toplu halde gezmesini sağlamak için grup turizmini normal turistik sefer dışmda saymıştır. Büyült turizm şirketleri Merkez Dankası Kambiyo Müdürlüklermi de aracı ederek ilginç bir uygulama sürdürmektedir. Kambiyo Müdürlügü gezinin grup turizmi olduğunu onaylarsa, pasaporta «... Şirketinin .... tarihleri arasında düzenledikleri turuna katılacak olan pasaport sahibin*», 1618 sajrüı yasa gereği döviz talısis edılmiştir»"fcaşesi vurulmaktadır. Böyle olunca kişi normal dîarak üç defa ile sınırlanmış olan yurt cışına çıkış hakkını aşırmakta, istediği kadar • klnci Cephe hükümetinin programı ekonoI mik açıdon irdelendiğlnde iki gerceğin * vorlığı ortaya çıkmaktadır. Program itk olarak, Cepheyi oluşturan siyasal partllerin dayandıkları sınıflara nyeni ve büyük» olanaklar getirmektedir. Iklnci olarak da, anılan siyasal partilerin ongördukleri programın doğrultusunda sanıldığından çok daha köklu bir yayılmayı amaçlamaktadırtar. Yayılma v* yeni olanaklor birbiriyle bütünleşir ve toplumu cağdışi bir yönelmeye ilerken, dış ekonomik guclerle olan bağlantılann yoğunlaştırılması halkayı tamamlamaktadır. Bunun için devletin elli yıllık düzeni belli bir yonde değiştirilmek istenmektedir. Değişikliğin arocları programda fazlasıyla yer almıştır. Adalet, eğitim ve yönetimde öngörülen değişikliklerin yanısıra, maliyede öngörülen iki önemli değişiklik «yeni olanaklanla. güçlü yayılmanın belgelerini oluşturmaktadır. Bunlardan ilki 2490 sayılı arttırma, eksiltme ve ihale yasasıdır. Bu yasaya göre, tüm genel ve katma bütceli idarelerle, özel idare ve belediyeler herhangi bir satınalma ya da yatınm işlemine giriştiklerinde ihaleye çıkmaktadırlar. Orduya fasulya satınalınmasında herhangi bir belediyenin yotırımını gerçekleştirmeye değin tüm ekonomik işlemler anılon yasayla duzenlenmektedir. Oevletle müteahhitlerin ilişkisini, geniş anlamda devletle ticaret kesiminin ilişkisini düzenleyen 2490 sayıiı yasada şu anda iki engel vardır. Birinci engel ticaret kesimi ile devletin alışverişinde bu ilişkiierin «serbestçe gelişmesini» önleyen ilkelerden gecmektedir. İkinci engel 2490ın «fiyat farklarınO» yer vermemesidir. Başka bir deyimle, fiyatlar yılda yüzde yirmi artarken, yılın başında alınan ihale, yıl sonuna gelindiğinde maliyeti fiyat artışlarından dolayı ticaret kesimi üzerinde kolmaktadır. Şimdi öngörülen değişiklikle fiyat artışlarım, yani tüccarların «muhtemel kârdan zararlarını» devlet yüklenecektir. Aynca ve daha önemllsl «devlet ticaret kesimi» illşkilerinde okıl almaz bir «serbestliğin» gelismesi söz konusudur. Programla birlikte Iklnci Cephenin ticaret kesimine saglayacogı en büyük «nimet» bu değişikliktir. Tica ret keslmlne tanınan bu ayrıealık Cephe partilerlnin dayandıkları sınrflorı olanca acıklığı ile sergileyen belgelerden bir yenislni oluşturmaktadır. Maliye ile llgili ikinci yasa değisikliği ise, «ekonomik yoyclmomın Ipuclarını vermektedlr. 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu devletin harcama ve gelirlerindekf ilkeleri duzenlemektedir. Her Bakanlığın ya da kuruluşun bütceslne belli miktarlarda para konulmakta, ancak bunları harcama yetkisi Maliye Bakanına verilmekiedfr. Şlmdl bu yetki tadır. Bu değişiklikle Maliye Bakanlığının AP'nin elinde olmasının artık pek bir onlamı kalmomıştır. Devlet hesapları açısından teknik güçlüklere de gebe yeni duzenlemeyle aslında AP, koalisyon ortağı diğer iki portinin gelişmesine göz yummuş olmaktadır. «Sanayi Takip ve Istihbarat Teşkilâtı» ve «Sanayi Bölge Müdürlükleh» kurulmosı MSP açısından yayılmanın ve orgütlenmenin somut yeni kuruluşlarını oluştururken, «milli stok» politikasına bağlı olarak gellştirilmesi öngörülen «depolama, dağıtım, pazarlama» kuruluşları MHP'nin örgutlenmesini kolayloştırıcı nitelikleri vurgulamaktadır. Her üc parti de programla birlikte dayandıkları geniş oy potansiyeli köylere büyük ağırlık tanımaktadır. Belki de köy ve köylü sorunlarına böylesine ağırlık veren sayılı programlardan biridir ikinci Cephe hükümetinin programı. Elektrikten telefona değin bir dizi «vaad»in yer aldığı program, aslında koylülerle ilişkiyi bu yolla surdurmeye çalışırken, öte yandan da köylülüğün antitezi toprak ağalarına ödün vermeyi unutmamaktadır. «Toprak ve tarım reformu uygulaması edinilen tecrübelerin ışığıyla yeniden düzenlenecektir» denilerek toprak reformu en azından bu program dönemine ertelemis olmaktadır Cephe partileri açısından önemli olan köylerdeki dengeyi korumak, köy ekonomisini hareketsiz kılmoktadır. Oradaki degişimi geciktirmektir. Program bu işlevi yüklenmekte ve kırlardaki statik amo hassas dengeyi sürdürmeyi amaçlamaktadır. Cepheciler bu dengenin yıkılmasıyla birlikte kendi iktidarlarınm sonunu özdeş görmekle, onun icindir ki, sahifeler boyu «köy ve orman hizmetlerini» sıralamaktadırlar. Köy ve orman onların üçünün de iddialı bulunduğu alanlardır. Üçünün de birbirlerine karşı savaşım verdiği bolgelerdir. Programın mantığında irili. ufaklı «yeni olanaklan» ve «yayılma»nın araclarını gösteren cok daha fazla araç vardır. Esnaf ve sanotkârların defter tutma yükümlülüğünün kaldırılması, ulaştırmanın özel kesime devri, (Devamı 9. Sayfada) •YORUM Yeni programla ekonomik yayılma . Yalçm DOĞAN nin kaldırıimost söz konusudur. Başka bir deyimle, para kimin bütcesinde ise, harcomayı da 0 kuruluş Maliye Bakanlığına danışmadan gerçekleştirecektir. 1977 bütçesi sırasında, MSP'ye bağlı Sanayi Bakanlığı bütçesine 44 milyor lira konulmuş, ancak MSP bu parayı AP'nin izni olmadan kullanamamıştı. Değişiklik, gerek MSP, gerek MHP açısından harcama kolaylığını getirmeye yöneliktir. Dolayısiyle onların örgütlenmelerine ve yayılmalarına büyük kolayhk getirmeyi amaçlamak
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle