21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İJ K d? ds*ıt!İmsrtı5ır>a rtair bir kanaat var«s. baçka bır deyimle bırı vergi aitında ezilirken obüründen hiç bir vergi alırunadıgı fikri yukümlülerde jrer etmişse, 2 Vergi gelirlerinln tüketiminde «ISRAF» m varhgı hakkmda jrükümlülerde bir kanı ujranmışsa. 1975 yılına ait geiır üzerinden alınan verglIprle ilgili resmi araştırmalar göstermektedir kı; tahsil olunan gelir vergisinin yüzde 63.3'nü ücrrtliler ödemestedir. Durum bu iken, MC hükürr.etinın goçim indirimiyle ilgili yasay: kanunlastıramamış olması, hazineden haksız olarak alınan vergi iadelprinin geri alınmasını sağlamamış bulunması. sanıyoraz kı, ynkardaka ıki faktöre tıpa tıp uymaktadır. Siyasi iktidara güvenin vergiyı nasıl etklledıgmi vergi psıkolojısi uzmanlarından Dr. Edftar Schorer bir yapıtında »Pek çok beğenilen, sevilen ve içtsnlikîe kendisme bağlanılan bir idareye her çeşit veraüer dcha büyük bir istekie 'erilir. Hatta boyle sevilen bu idsreye, bir çok sebeplerden ötürii varsndaslar nazarında şüveni kalnramış olaıı bir ıclareye karşı daha çok yuksek vergiler ödenir. Şu halde vatandaş idare ilişkisı vergi severlik va da vercinm zorla^cı niteliği üzerinde son derece etkindır» şekhnde vurouladıktan sonr? siyasetçılsre ornek ülarak Mikadonun öykü«ünü anlatmaktadır Chkü sudur: Mikado imlu 'apon ımparatorlarındandır. Za manır.da ülkesinın vergi sisreminde köklü değişiklikler yapılmış ve uygulanm'.ştır. Zamanın yıp ratıcıhğı Mikadoyu da eîkılemıştir. Toplvunda hoşnutsuzluk duygusıınun belırdiği sıralarda. ülke koşıılları öa vergi sisteminin yeniden gör.den geçirılmesinı vp vergiısrin ar"ırıima.sını gerektirmıştır. Süregelen gliver.sizlikrpn ötürü Mikado bu düzenlemeyi hem de ekonornik açıdan gerekli olan bu düzenlemeyi yapamamışnr. Araa bu arada rarihte ünlii Mukden savaşları başlamıştır. Savaş Çın ile Japonya arasındadır. Mikadonun ordulan saveşta DÜyük hir başan kazanmış ve başarı Mikadoya güveni arrrırmıstır. Savaş sonunda yapılan şey, yenı verg: düzenlemelerinin Mukden savaşlannın kazanılnıası ile birlikte halka açıkî olmuştur Iîükümet kurn.iı savn^ını Kazanmi!; şörüner, Derr.irel topkmıdaki giivenini yenileyebilecek Mukden üsva.^ı prkısınrlç hır başsnyı bıkahm na CUKHUBİYET 25 IIKKUI 1977. kinci kez MC hükümeti lybaşına geçmiştir. Birinci denemede dünya ve ülkemiz kamuoyunun gözleri önünde sergilenen olaylan kuşkusuz yeniden yaşayacafız. Eğer «Selâmetli» aracıyı bulamazsanız ya da Selâmet Partisine bagışta bulunamazsanız partinin parsellediği Bakanlıklarda iş kovalamanız. iş çıkarmanız olasılığı olmayacaktır. Belki de Demirel «yol yürümek 1P aşınmaz»dan öteye «genç ölmekle ülke nüfusu cksümez» sözünü rahatlıkla kullanabilecektir. Yürütme organının Anayasal kuruluşlarla ilgili (Anayasa Mahkernesi. Danıştay vs. gibi) sürtüşmesi sürüp gidecektir. I OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Haftanın Ozeti Çatı Çatıldı Ama... IÇTE Damdaki pazarlıkçılar tam onaltı ıriin süren çettn bir • ııjras» verdiler. Sonnnda Demirel'in deylşiyle çatı çatılabildi . Çetin pazarlıkların, gittikçe karmaşıklaşan iç ve dış sorunlara ilişkin çözümsel ilkelerden kaynaklanmadıginı tüm kamuoyu biliyor artık. Nitekim koalisyon protokolünün «yuvarlaklığı» da bu kanıyı pekiştirir nitelikte. Bakanlıkiann pavlaşımı. daha açık deyişle. cepbe nrtaklarının çizgisinde «devletin parselleıımesi» diye nitelenebilecek olgu. onaltı çün süren ö>küyü belirledi. Mukden Savaşı ve Ikinci MC Vural ARIKAN zukmektedir. Ne var ki. dj« kredtnin bujunnıası da konsolidasyonun yapüabılmesi de «yürütme organına güvene» bağlıdır. Oysa. bizzat ortaklarmın birbirine güvenmediği MC'nin içte ve dışta giiven duygusu jaratabıleceği 2,5 yıllık denemeden sonra olası göziikmemektedlr, Ülkenin içinde buiunduğu koşullar önüraüzdeki günlerde iç kaynak arama sorununu da birinci sıraya çıkaracaktır. Gerçektsn, başta Enerji olmak üzere Sağlık, Eğitim, Sanayi ve Ulaşım dallannda yeniden yapılacak ya da büyürülecek alt yapı yatınmları: ister hızh nüfus artışı, ister iktisadi gelişme ve sanayileşmenin sonucu olarak kabııl edilsin, belirli yörelerde ortaya çıkan yoğun kentlesmenin gerektirdiği yannm giderlerinin yersel yönetim organlarının öz kaynakları ile gidcrilebilme olanağının bulunmayışı; Kanıu İktisadi Teşebbüslerinir) gelenek halini alan ve artık yadırganmayan büyiik açıkları; bazı fiyat tespitlerinın (petrol ve glibre gibi) gerektirdiği açıklar; sosyal icerikii ve amaçlı giderler kaynak gereksmmesinin nedenleri olarak göze çarpmfiktadır. Devlet gelirleri ıse, vergi gelirleri, vergi djşı normal gelirler. ö/el gelirler ve fonlar ile :ç borçlanmalardan oluşur. Gensl bütçe geıirleri içersınde. 1975 rakamlanr.a göre vergi gelirlerımn payı ylizde R4 iken. vergi dışı normal geürlerin payı yüzde 9, özel gelirler ve fonların payı yüzde 7'dir. Şu durumda, îkinci MC hükümeti safhklı bir gelişme istiyorsa, devamlı bir kaynak sagladığı için vergi sistem:ni yeniden gözden geçirmek zorundadır. öfe ya^dan, birinci MC hüktimeti snrasmda Ulkemizdeki enflasyon hızı alışılmayan düzeye varmışrır. O kadar kı, bunu MC hükümetlerinin başı da zaman zaman yanıtlamıştır. Birinci deııemede iziedikieri ekonomik ve maii politika ile enflasyona neden oian MC'nin bu yolria b:r savaş verebileceği düşünülemez ve beklenilemez ise de, eğer er.flasyonla saxa.sılao?.ksa mutlaka para ve kredi politikasının yanında vergi poiitıkası da bir araç olarak kullanılm&k gerskecekıır. Bunun yanısıra ulkemizdeki gehr dajıhjirıdaki adaletsızügin giderilmesi, der.?eli bir üretimm saŞlanması için getirilecel! önlemler arasında da vergi etkin bir yer alucaktır. Gorulüyor kı ikinci MC hükümetinin ekoncmik, sosyal, fınansal amaçlarla başvurmak zonjnda kalacsjı en on.?nıli araç «vergiudır. MC hükümeti vergi sistemimizde gerekli clüzenleme>i yaparak başsr:lı olabilır mi? Kammi7ca toplumda MC ortaklığ:na ve onuıı başına olan güvensizlik. düzenlemeyi ve başanyı zorlaştıncı bır faktördür. Verginin kanunla, bir ba?ka deyimle zorla alınmssı da guven takîörünün etkisini azaltmaz. Ziıa, «yöncticiiere güvenı> vergideki zorlayıcıhk ılkesıni sıaırlayırı hır unsur olarak kabul edıimektedir. Güven ve vergi arasmdaki bu llışkı psıkolojık tir ve vergi psikolojisinöe ıncfleme konusu yapılmaktadır. Yapılan araçt'.rmalardan ortaya çıkmıştır ki vergi uygulamasırda iki iaktor s:va.si iktidara güveni azaltmakta'iır. 1 Yükümiülerrif vsr^ilerin «rit! Wr hıçtm Bizce bu dönemde ülkenln karşı karşıya bukınckrzu ekonomık soruıılar daha çok agırlık taşımaktadır. Ülkeyi ifiasa kadar süriikleyebilecek ilk sorun döviz darlığıiır. Mtrkez Bankası'mn cephecı başkanı ile eskı Maliye Bakanı Ergenekon ne söyİprse söylesinler, kamuoyunun pek yakından izledigi gibi transfer bekleyen ithal taleplerinin mıktan 1 milyar 600 mılyon dolara ulaşnıış. trans fer bekleme süresi ise 6 ayı geçmiştir. Bu nedenledir ki, son yıllarda büyuk bir çaba sonucu kazandığı d:ş piyasalardan kredi bulabilme gücünü, özel kesim yavaş yavaş tüketmeye başlamıştır. Haziran 1977'den itibaren DÇM girişlerinin. DÇM çıkışlarının altına düşmesi sanıyoruz kî, bunun en belirgin yanıtıdır. MC yetkililerl «gelişmekte olan ülkelerdekt döviz darlığı gelişmenin tabiatmda gizlidir» sdzü ile sorunu şimdiye dek geçiştirmeye çahşmışlardır. Oysa bu kez, soran kolay kolay geçıstirilecek gibi degildir. Çünkli. ülkenin bu günkü ekonomik bünyesi ayni sorunun etkın bir biçimde ortaya çıknğı 1958 ve 1369 yıllarından değişiklir. Ülkemizde. sajlıklı olup olmadığı tamşmRİı olsa bile e!le tutulur trozle gorülür bir biçimde sanayileşme vardır. İthalat hacminın en büyiik bölümünün sanayi girdilerine ilişkin olması sanıyoruz ki. bunun kanıtıdır. Eger sorun yani döviz darlığı kısa sürede çözülemezse, önce sanayi işietrr.elerinin faaliyetlerini durdurmalan arkâdan riü ifiaslar bekienmelidır. Belkı de ülke, şımdiy.? kadar hep kıtaplarda okuduğumuz «ekonomik buhranı» beraberinde getireceği sosyal sorunlarla bırlikte ilk kez yaşıyacaktır. Ddviz darhgı sorununun köklü ve ivedl çözümü için, köklü tedbirleri yanı sıra önce yeterli bir dıs kaynak bulunması, sonra da dış borçların konsolide ediimesı ük çare olarak go ÇATIDA NE VAR?.. Ancak öyküde yeni hir aşamanın daha noktalandığını söyleyebilnıek için daha en azından bir hafta var önümüzde. (ieçUğiiTiiz hafta en çok tanık olduğumuz soru. «çatı vatılriı araa şimdi ne olacak»tı. Bu soruyu güncel kılan. «çatı»dakı gelişmelerdi kuşnasıız. Ikinci >IC Hükümetinin. Gnmhurbaşkanı Kıırutürk tarafından onavlandığı ffün. Eııer.ji \e Tabii Kavnaklar Bakanı Kâmran İnan'ın eörevinılcıı islifa ettiği haberi kaDiuovunda vankılaııdı. (.östcrdisı cerekre de «ihtisası riışında hir nıakama haberi olmaksızın ataıımış olması»\dı. Cephc lideri Demirel ise sanki olaydan hahersizrii. işi hpr zamanki gibi zamana bırakmış. inan'ın istilasım letmen açıklamava lıiv de nivrtli «nzükmüyordu... LiDER VE ÇEVRESİ... Politika kulislerinı dalçalandıran bir diger cellşmpy. 6r bir baska AP milletvekili başlattı. Ankara milictvekill Orhaıı Alp. Oemirel'in çevresini suçlayarak hükümete gu venoyu vermeyeceğini açıklayıverdi. I.iderin ıpvresine 1 tej>. kiler bu kadarla da kaunadı. Bazı AP milleUekiller «güvenoyu» konusunda bir şev söylcmemekle birlikte \'\nt «çevre»yi suçlayarak koalisvonun «kıırulu; biçimııifîen hosnut olmadıklarını dile eetirdiler. Çatıda hafif bir sızıntı oldugu açık. Ama bunun tılr ca^ la£a dönüşebileceğini söylemek de ne denli olası, hilpmi >oruz. Demirel is* kendinden emin. «aşılamayacak şeyler> le karşı karşıya değiliz. eüvenoyu alacağız» divor... Barutçu'nun Anlattıkları.. OKTAY AKBAL Evet Hayır TARTISMA Gül ve Kan Kokusu Japonya 21 'nc: yüzyılda dünyanın 1 mımaralı. süper devleti olmayı amaçlamış. Bu nedenle ülke 3'öneücilerı Japon halkına daha çok çalışma çagrısmda bulunmuşlar. Ama bu çağrıyı yapan Japon yönetıcıler. çagrıda buiunduklan halk<t, daha önceden insanca yaşanır bır ortam hazırlanuşlar. »erekli her türiü olanaklan saj,larr.ışlar. Çalışanlardan yana sosyoekonomik tüm engeileri kar dırmışlar ortadan. Hakkına ra71 olmus. geleceğine güvenıs bakan bir toplum oluşturmuslar ilkin. Ve bu düzen içerisinde en ufak bir kusuru olan kişiyl de bagışlamıyorlar. Bu ki?ı başbakan da olsa. devlet baskam da olsa tutup yakasından alaşağı ediyorlar. Öjrle.. biçdekL gibi adı sayısız yolsıizluklarf karışmış kimseleri kurtarmazi. lar. «Senin için birçok suçlama" larda bulunuyorlar. sakın aynlma iş başmdan. Ayrılma da kaldır su dosyaları ortalıktan ve de kurtar kendini» demezler. Yalnız Japonya'da mı? sinin kalkmmasım ve de nın mut'.ulugunu isteyen bütün ülkelerin , yöneticileri hep ou yüreklilik ve bu erdem prisindedirlev. Yalan sbylemezler. kayıncıhk yapmazlar, ;ine dostuna sunmazlar devlet gel:rlerini. Dogrru olanı seçe.ler. nanıusl'i oianı ışlerler. Ülks sorunlanna. beilı bır Sinıf vararına değil, bürün toplumun çıkarları açısından bakarlar. Havadan kazanç yapanları vatan haini olarak yargılar.ar, calışanlann. alınteri dökenlerin mutlu bir yasam sürmeleri.ü amaç edinirler. Peki ya bızde?.. Bizde de. KONYA"DA GÜL BAYRAMI, MALAZGIRTTE TOPRAK DRAMI... Geçtiğimiz haziran ayında sergilendi bu iki olay. Birisi televizyon ekranlannda vansıdı, allıyeşilli. aklıkaraU. Ellerinde rengarenk güllerle boy gösterdıler «hanlendiler. beyefendiler.» Hanendeleriyle sazendeleriyle... Rakkaseîeriyle, rakslar iy le... Seyrerii lenleri vle, seyredenierivle mutluluklar saçan Jair sorüntüjdü bu. Tüm sorunlannı çozmüş, kalkınmn•sım yapm:ş. huzur dolu bir ülke yansıtıhyordu bu göri.ntü ile!.. Ikinci olay getirilmedı ekranlara. Sadece radyonun f":';nJe kısaca bir haber, gazete sayfalarında da kanlı izler ve vürekler parçalıyan resimlf bırakarak geçti gitti. «Malazgi.t ilçesinin bir köyünde bir '.anş toprak. bir tutam ot uftruna köylü birbirme girdi. Saailerre süren silahlı çatışmada H kıgi oldii. 40 kiçi de yaralandı...» Sonra"1 Sor.ra rta. kovjşturmalar. yargılamalar tutı îste o kadar!.. Bu tur oıavlârın h'i • ılk:dir. ne de sonuncusudur. Yıllar yılı bu böyle sürüp gid^ı. Yüzyıliar geçti. rejimier ,'eğişti. ama bu yara sagaltı;.n'ıct" bir türlü. Bugüne değın uftruna. kımbilir kaç bin kışinın öldüğü bu topraklar hep böyle kana kestı de dağıtılmadı gitti sahiplerine. Ölüm kusru. kau kustu. yürekler acısı bir drama dönüştü de. el a'ılmndı toprak sorununa... Cumhuriyet kuruiduğurıdan beri heraen tıer hükümetin programma alman Toprak Reformu, yüzbinlerre »praksız aileyi oyalamaktan öteye geı;medi. Yedikleriyle. viyecekleriyle içlerine kan katran olas.ıca birkaç «Aâanın hatsrı 1çin bulunamaılt v>" "«»ilm vo> lu. j» «Bööyyük Tü: ...,i...:.. müMt"veh yaşamı»na KorWi"da d'zehlenen Gül Bayramı'nı örnek olarak gösterenler, Malazgirt'te topraga serilmiş 19 insan ölüsünü de görebilirler mi acaba? Bir zamanlann l<ale Devri de böyle geçmiştir bu ülkede. Umudunu bir koca ineğe ya da uyuz bir keçiye bağlamış olan Anadolu insamndan alınan ergilerle tstanbul'un Kagıthane'sinde kadınlıerkrkli spnii';ior düzenlenir, etekler dolusu para harcanırdı da. beri y; da milyonlarca halkm sefalet icer:slndeki sürtlnü$tine bakiimaıui hıç. insanca olmıyan bu anlayış ve uygulanıstan \ana, yüzell1 vıllık bir geçrr; 1 sonra degişen nedir? O dönerad' sürünen msa:ıiar. bugün pek mi diridirler yani'' Demokrasivi sadere kendi çv kar hesapları » s < va«amları doğrultusunda uygulayanlar haysiyetli bir "ıtumla halkın hangi sorununa pgilmışlerdir? Halkın da yararlanabilmesi 1 çin devlet olan?.k!.ii'iııın toplum katındaki dağıhşında hangi vicdan ölçülerin' kullanmışlardır? Zaman zaman nkemerleri sıkını?» diye letvn ve»nler en küçük bir işçi direnlşinde. Zemherı tıpi^İTie tutulmus yaratıklar benzeri nive hemen pantğe kapılmaktadılar? Kimi kolluyorlar. kimin hakkmı fchnden esirgiyorlar?.. Eir ülkenin kalkınabilrrıp«i 1 J&er şpyden önce o ülkadeki : ic i>an srüciinün eeüsmesi rttır. însanların insanca vasam olv nagı bulamadıSı Ulkelerde b'J gücden söz cdilPbilir rr:'1 Bir yerinde gül. ise kan koksn bir ülkenin ''ancını yine biz duyalım dujirıasına ama. va bunun cor lujtu kimlprp düşmektedir? Bu sorumluluktan kurtulmaııın eai lpsini rinyma7İaT mı bu adamlar hiç? B17 mi anlatmsmı bilmiyoruz yoksa1'.. Tehbl PTH.AT KiMi ÇEVRELERDE SUSKUNLUK ülün bu olaylann İçinde rayadık mi? dire soruyor insan kendi kpııdine. Yıllar geçip gitmiş, herşey jeride kalmış. S>'mdi veni olavlar. yeni kişiler var. Henı dıin>ada. hpm bizde... Bir pün bunlar da tnrih yapraklarına çeçecek. hcpsi amlaşacak... Kitaplarda oknrken, fılmlerde goriırken «Biz bütün bunlann içinde yaşadık» diyecek, o tfünlerin kıışakları Faik Ahmct Barutçu'nun «Siyasal Anılar»ını nkuyorum. Daha önce çaıetodr yayımlanırken bir bülüğünü izlemıştim. Banıtçu. 19">0 öncesi Hasan Saka kabinelerinin Başbakan Y.ırdnncısı. 1950 sonrasının da CHF sözcüsü ünlü bir pnliiikacıyılı. Kimrioniz şivesinin olanca tatlılığııu yansılan lîonuşnıalan parlanıento yaşamınııı renkli bir yaıuydl. Kı^acasi, kişiliii olan bir millctvekilı.. Bugünkü politlk «Hçülere vurursanız nasıl br siyasal eğilim çıkar? Ne saj «'îydı, ne solcıı. O Kiinlerin tiim politikacıları gibi «renksiz» hir çuçidevrii. Atatiirk'iin tenıei devrimlerinden ödunlcr veren i!!; kabineniıı. Hasan Saka hükiimetinin, önde Rflen lıir kNisi.. İlkokııllartia seçmell din deısi konulnıası. ImamHatip Okuib.rı açılnıası knnusu tartışılmaktadır. CHP. bu alanda elini çabuk tutup DP'niıı tasarılarını nndan önce gerçeklestirmek istcmektedir. «DcmokTasi» adı vçrilen bir düıene geçümistir. yapılacatt ilk iş gerici. t u t ı ^ ğ g ^ e l «WjJ»l»*î« Fömürmrktir! Cumhnrhaşknm İnönü parti ileri selenleriyle yaptıfı Mr • toptar.tıda «Layfkftk ilkclerT'TffRİffliklf'rtTtPlenmeıiırk üzere ıılıısıın toplınr.sal gerçeklerine arkanıırı çevirmek doğru olmaz» der. tnnnü'ye gore. seriat bir sintemdir. arap harfleriyle, medresesiyle. hııkuku ve dinsel siyaseti?le. Bu sislcmin ranlanr.ı.ısına olanak yoktur. Oysa analar hahalar çocuklann.i din «•ğitimi yaptırmak istcmektcdirlcr. Türk olmayan azınlıklara tanınan bu en doğal vic<lan lıakkının j;erel.lerini verino getirmek şarttır. İnönü 5.iivle «.ürdürür bu konuıtaki siizlerini «Demokraside kör hağnazlığtn, kör inadın veri clamaz. Layiklik ilkesi saklı kalmak üzere. moral şrereksinmplere cevap vcrecek bir dunıma bir an önce çclmek, ülkede pteniş bir ferahlık ve sempati ha\ası estirecrktir. Bunu, bu Hükumet kaçırmamalıdır. Muhalcfptin de sinsl bir silahını elinden kaçırmı? ola B Demirel'in öngörusü gerçekleşse bile. ikinci MC'nln çok nazik dengeye dayalı hıçak sırtında bir hükümet nlacaeı açık. Nitekim hu gerçeçin bilincinde olan kiıni çevrtlerde dikkat çekici bir suskunluk egcmen. Özellikle 5 haziran'dan beri «nasıl bir hükümet?» sorusuna sürpkli bir karsılık hulma çahasında gözüken iş çevrelerinde bir sessizlik havası esivor. İkinci MC'nin kurnluşundan kaynaklanan bir hoşnutstızluğu mu yansıtıyor bu sessizlik, bilemiyorıi7. BiR SAKLI UYARI Cumhurbaşkanı Korutürk'ün yrni kabine üyelerini kabıılii sırasında yaptığı konuşma da politika kulislerinde «likkati çekti. Korutürk. «hangi vollardan yüründürü takdirde haşarı saglanmıştır. Hangi yollar gpri tepmiştir. Bunlan sorurnlıı olmanız itibariyle bir v'Oİ<'a''1nIz yakinrn bilmektedir> dîyordu. Sayın Korutürk'ün bu sözlcri. siyasal EÖ7İpmci|pre jrore. iistii kapalı bir uvarı niteliğindrydi. GENEL GREV Mı?.. fkinct MC Hükümetine karşı «demokratik davanıv nu< ve «eylem bir liği» çağrılan geçtiğimiz hafta dikkaıleri çelrti. Çeşitli kuruluşlardan basına yansıyan çağrılar özellikle CHP'TC yönelikti. CHP ise güvenoyuna dek bir «bekle • eör» politikasım benimscdiği izleninıini vpriyordu. Bu arada Türktş Genel Başkanı Halil Tunç. Bakanıar Kurulunun açıklandığı gün genel grev çağnsını yineledl. Önce 5Üvejıo>Tj beklenecek. sonuç MC lehbıe, ıikars». Tiirk1« Yönetim Kurulu olağanüstü toplantıya çağrılarak genel crev (iinii saptanacaktı... SICAKLA GELEN... Her yıl olduğu gibi bu yaz da «.ıcaklarla birlikte trafiK kazaları da inanılmaz hovTitlara ulaşmaya başladı. Trafik ölümleri kanıksandı. haber olma ııiteliğinl yitirdi. deçrn bafta yalnızca iiç günde tam ~1 kişi vollarda yitip Rltti: Pazartesi günü 29, cuma günü 2fi. cumartesi günü dc 17 kişi... Tabiatıvla bunlar basına vansıvahilpnler. Bir rie yaıiMtnayanları hpısaha katarsak soruııuu öııemi \e acilliği iyidco ITİT* orta%a cıkacaktır... 50 dönemi yeterince ıncelenmedi, yanlmadı; »nlatılmadı... Zaınant celdi. geçiyor. Busünkü hıınalımlanmı7.ın tnhumları bu «demokrasi» döneminde atıldı. çok partili «iyasal yaşama girdiğimiz yıllarda... Nasıl «çok partili», nnlamak zordur. Hepsl CHP'nin sağında kuruldu bn partllpriıı.. Mrpsi. Atati'rk'ün bin b'r çabayla kurduğu, yerleşlirdiğl. lopluma benimsettfği ileri atılımları tcker leker harcadı. jrnzden çıkırdj. En önde, en başta ne yazık kl onun partisi. yani CHPI Oy almak. muhalefetteki partilerdcn daha çabuk davTanmak!.. CHP iktidarı 194650 arasında krndi solıınrt.ı kurulan partilere jaşam olanaği vermedi, ilk fıısafla kapattı hepsini, yöneticilerinl adalete verdi. (utııklattı. Bunun acısını hep çektik, nujrün de çekiynrsak ııedrııi, bu, hep ve yalnız sağa açılma, sağa odün verrnp politikasıdır. Bakr.nlar Kurulıı toplanır, ÎmamHatip okullan ve tlâhivat Fakiiltesl kunılmasî konularında çetin bir dlrenme lıaşgöstcrir. Dışişleri Bakanı Necmettin Sadak. partJ, bn ilkeleri kabul ederse bakanlıktan çekilmeji düşüneceğlnl söyler. Bamtçıı da söz alır, rier ki: «İki esaslı görevimiz vardır: Layiklik ilkelerini zedelenıemek ve şeriatçılığm hortlamasına izin vermemek esastır. Devrim partisi olarak Partinin cn beUrpin ilkesini koıumada direnmek bir CÖrev ve zornntuluktıır.» Ama arkası var: Baratçu «partinin rn belirgrin ilkcsini»nden henıen vaîgeçmektedir! «AJTII Ş*kilde toplumun bir pereksiniraine arka çevirmemek de ikliuar partisi olarak yine hu part^ye yönelen bir görevdir. Halkm oynına dayanan hir yör.ftim sisteminde hiçbir kimÎ.C. hiçl)ir parti ve hiçbir parti ariamı hu EÖrevi bir yana hırakniüz.» r»evrimcilik ve halkın eğilimlerine ııyma karsı karşıya celhıce. elden giden ilke devrimciliktir! «Kendi ilkeleriri zedelenıemek koşuluvla. halkın toplumsal gerek«innıplerini uygun şckil ve ölçüler içinde gözöniine alraak. Oereksi* baenazlılc. kör haenazlık kadar zararlıdır. Demokrasilprde sndero ideaüzm ile ülke yönetilmez.» Rakanlar Kumln'nda saatlerce tartısılır. «Devrlm donemine çeçildi» denir. tnönü Kurul'da şöyle konuşur: «Vatandaş haklarını istedisi cihi kııllanacaktır. tlkelerinp zarar vermemek üzpre din snrununu çözümlemek zorıındayi7. 25 yıl vol aldık. şinıdi bunları konıışablliyonız. On vtl ria höyle srideriz. sorun kendilijinden çözümlenmiş olur. Eericilik korkıısu kalmaz. her işi toplumun kendisme bırakırsın.» MiHi Sef böyle konuşunca akar sular dnrur. Sadak bile diisüncesini değiştirir. «Beıı devrim ilkeleri diyorum. devrimi yapan adam bunu benden daha az mı düşünür? Ben 011dan daha mı ılevrimci olabilir ve devrimciliei koruma savında bıılunabilirim?» der. Banıtçu bn olayı ayrıntılarıyle yazıvor, İnönü gerçek görüşlerini açıkladıktan sonra Banguoğlu ve Erim şrihi okullarda özel din sınıfları açılmasma şiddetle karşı cıkanlar bile hemen İmam Hatip Okullan açılmasma ve ilahiyat fakültesinin kurıılmasını taraftar olurlar! Barutcıı bunu anlattıktan sonra şöyle diyor: «Toplıımumuz. düsün adamı yetiştirecek olgrunlıığa heniiz varmış degildir. gerçek bu...» Saça ikliin veren CHP. solunu kapatnııştır sımsık»! Demokrasi ise. halk varan ise, bir takım devrimler yerleşmiş ise. yurttaş hakkı ise. niye solcu cliisünceler. akımlar yasaklanmıştır? Nive çericiliğe. tutııculujja böylcsine hoşçörülü dav\.nılır da sosyalizmin en ılımlısı bile en ağır cezalara çarptırılır. kurulaıı sosyalist partiler kapatılır? Ifl4« 50 cüineminin yanıtı kolayca verilemeyecek sorusn. budıır. Dedi.çiııı çibi. bugün içinde bulunduçıımuz siyasal çıkmazlarm da baş nedeni.. CHPnin çok partili düzene geçişte sağa, hcm de aşın saça. Matiirk'ün devrimlerini önlemek. dıırdurmak; tersine çevirmpk isteyen tutucu düjünccve ho^sörülü davranması. Atatürk devrimlerini daha ileri aşamalara frttiirmpk isteyen solculara karsı İse tam tersini vapınası... Faik Ahmet Barutçu'nun «Siyasal .Anılar»! llftiyle okunan hir Uitap. Böylc anılar ne denli çok olursa kendimizi, kendi kosullanmızı daha 1yi anlavaca.Tiz. tçindp bnlnndupımuz rıkmazları: vanılgılan... Atatiirk'iin günlerinde bir söz vardı «Diinii bü. hugtinü daha iyi anlarsın». onu hatırladım hu kitabı okurken... Diinii iyi biimpli, öğrenmeliyiz, yanlı yansız kişilerden, hplerlrrden. tanıklardan herşeyden hprkrstpn... Mum Işığında Romantik Geceler 1965t« New York 12 saat karanlıkta kalıruş. Elektrik santralına yıldınm düşmesi sonucu, New York bir kez daha karan lığa gömüldü geçen gün. 12 yıl aradan sonra karanlık bir geceye ka^'uştu adamlar. Dünya ajanslan bunu önemli bir haber olarak geçtiler. önemsiz yağma olaylannm yanında, elektnk kesilmesi gibi bulunmaz bir fırsatı yakalayan New Y'ork'Iular; mum ışığında romantik bir gece geçirmek için, sokaklara fırlayıp, lokantaları doldurmuşiar. Onlara göre dofal bir davramş. Kimbüir on mu, yirmi mi, otuz mu yı\ son ra, tüm kent karanlıga gömülecek? Ne bayramdan bayrama et yemeye, ne de akşamdan ak. şama kafa çekmeye benzemiyor. On onikl yılda bir ele ge çiyor, karanlık içinde romantik bir gece. Ülkemîzi çeyrek yüzyıldır yö neten bağnaz, tutucu, soyguncu. sömürücü takımı Amerika güdümünde bir politika izlemiş lerdir. Onun kalkınma modelini, onun jeepini, ]opunu, eğitimini ülkemize uyguladılar. Çağdaş uygarlığa ve teknolojiye Anıerika'nm yolundan gidilerek ulaşılacagını savunup, halkımızı. aldattılar. Amerikan sömürüsüne karşı olmayı, vatan ihanetiyle eş tuttular. Gerçekteyse vatanın sömürülmesine aracı olanlar ihanet içindedir. Jeepiyle, jopuyla, eğitimiy le başlayan Amerikan taklitçıliği. renkli gazozlarla sürüpgel di. silâh ambargosuna dayandı. Bizim kuşa*ın çocukluğu. genç liği Amerikan propagandasıyla, beyinlerimız yıkanmaya çalışılarak geçti. Sömürünün yoğunlaştığı yerde sömürüye karşı cıkanlar da olacaktır elbet. Halkımızın sömürüye karşı biUnçlenmesine karşm. sanayi ve teknolojik alanda gerekli a'ılım lan yapmamız engellendi. ülkemize bir saldırı. olursa. A merika bizi koruyacaktı. Fakat silâh ambargosu koydu. Günümüzde hiçbir ülke, başka bir ülkeyi koruyup kalkındırmaz. Aksine geri kalmasında yaran vardır. Özel girişim desteklene rek, her mahallede bir milyoner yarattlacak, işçi ve emekçi smıfm örgütlenmesi, san sendi kacılıkla engellenerek ülkemiz kalkınacaktı Şu an varılan sonuç nedir? Bulgaristan elektriği keserse; TÜRKİYE MUM IŞIĞINDA ROMANTİK GECELER yasamakta, koca göbekleriyle ülkeyi yönetenler vals yapaıak yağlarını eritmektedirier. Mum aydmlığı soygun ve cinayet planlarına uygun dü^er değil mi degerli okurlar? 15 leraraiE günlü gazeteler, İNTO şirketinin TIR yolsuzluğunu .yazdı. Bu şirketi Ali ve Y'ahya Demirel kurmuştur. Ha yali sunta pardon mobilya yolsuzluğundaki INTER TRADIMPEX firmasiyle bu kez TIR işi yaparlar. 50 tane TIR kamyonu alınacak. Ülkemiz bir yılda 30 bin ton yaş sebze ve meyve ihraç edecek. Bilmem şu denli navlun ve dö\iz tasarrufu sağlanacak. Ohh, ne güzel, Türkiye'de kalkınıp çagdaş teknolojinin üstüne (!) çıkacak. Nasıl oluyorsa oluyor, suntalar da pardon mobilya oldugu gibi, Demirel ailesi 50 değil de 10 TIR KAMY"ONü ALIYOR. 40 tane TIR kam yonu ne oldu acaba? Avrupa' dan Türkiye'ye gelirken yollarını şaşınp çalılıklann arasında kaybolmasınlar? Yahya Demirel benim yaşıtımdır. Amcası olsa da. kendisl de yetenekli ve beceriklidir. Biam gibi öykülerln, maltalel* rin altına imza koyacai denli akılsu degildir. Milyonların altına imza koyar. Milyarların altına imza koyduğu günü dört gözle bekliyorum. Renkli gazozlarla kalkınamayan ülkemiz, belki o azaman kurtulur. Bizim bankalarımıza yük olmasın dıye. 40 TIR kamyonun tutarı. 35 MİLYON rutanndaki döviri yabancı ulkelerde bırakmış. Demirellerin 35 milyonluk dövizi dışarda btrakması düşündürücüdür. Bayramdanbayrama et yenilen ükede degil de, 12 yılda bir mum ışığında romantik bir akşam yemeği yeni len ulkelerde yaşamak özlemlert mi vardır? Romantik akşam yemefl yenilen ulkelerde yaşıyabilmek için, milyonlarca dolar gereklidir. Nasıl olsa Tür kiye kalkındı. Bunlara engel ol mıyalım (!) Mılyonlan dışan da biriktirip biraz da o ulkele ri kalkındırsınlar. Ava giden avLinır örneği, Amerikasız yaşıyamayanlar Amerika'da yaşar lar. Bir de şaştığım şu: BARAJ LAR KRALININ ÜLKESİNDE KARANLIK GECELERÎN ÎŞÎ NE OLA Kl? Orban GEVREK DIŞTA Batı merkezlerinde iklnct MC'nln kiırulu'umın beHrH bir buruklukla karşılandığını sövleınrk gprpksiz. 5 bazirandaıı beklenen Türkiye'de bir «güçlü hükümct>in kurul> ması idi. «Güçlü»den nıurat cdilen dc. örncgiıı Kıbrıs'ta, Batı sisteminin çıkarları doğrultusunda arzulanan odünleri verebilecek bir hükümetti. Oysa şimdi MSP'li bir ikin ci MC bunu yapabilir miydi? Muhtemel hir CHP muhalpleti de istenen çözüme olanak tanıvacak mıydı? Türk • Amerikan ilişkilerinin nornıallcşmesını vr SATO'nun süneydoğu kanadınclaki çatlağı bir an once unarmı özlemindpki Ua.shington 11. batı hasınına vansıdığı kadanyla. özellikle bu sorular diişündürüyor olmaüydJL AMBARGO SÜRERKEN... ABD'nin Türldye'ye karşı tutumunda Kıhrıs'ın kilit nitellği taşıdığı geçen hafta bir kez daha ortaya çıktı. Amerikan «askeri yardrm yasağı»nın Kıbrıs'da «kaydadrğer» bir Kellşme olana dek snreceği. ABD Kontresinin geçen hsftaki kararlanyla yeniden belirlendi. SERBEST REKABETİN ERDEMi? Amerikan Kongrpsi «önce Kıbrıs sonra yardun» derken. Ortakpazar'ın da Türkiye'ye karsı tavnnı flttikçe aertleştirdiği dikkati çekiyor. Kadın hluzlan ve i'shirt ithalâtına kısıtlama kararının «şinıdilik» kaydıyla ertelemnesinden sonra, bu kez de sıra, pamuk Ipiiğine celdi. Birinci MC Hükümeti, pamuk ipliğinde ilk ödünleri geçtiğimiz mart ayında zaten vermişli. Ne var kl Urtakpazar bununU yetinmedi. Yeni bir girişinıle Türk ihracatçılannın 200 milyon dolarlık satış bağlanularının büyük bir bolümiinü iptal ettirmeyi başardı. Ortakpazar yetkililerinın ağızlanndan hemen hiç ekslk etmedikleri «serbest rekabetin erdemleri» nerede kaldı. diye de sorabilirsiniz... ORTAIX)ĞU'DA NE OLUYOR? Ansiklopediler îlkelerden Sapabilir mi? 1943 de yayımına ÎNÖNÜ ANSİKLOPEDİSİ adıyle başlanan ve sonra TÜRK ANSİKLOPEDÎSİ'ne dönüştürülen ansiklopedinin elimizde olan 25'inci cildiyle ORHUN KÎTABELERÎ maddesine gelindı. (Hemen hemen bir yılda 500 sayfaiık bır ciin. Cumhuriyetimizin 20'nci yılında ve Hasan Ali Yücel'in döneminde başlanan ilk cildin önsözünde, ansiklopedinin prog rammın esasları sayılırken, maddelere imza konmayacagl ıgayri şahsi olacak). soyadı yasasmdan önceki adlann en çoK tanmdıklan şekilde anılacagı, dolayıs:yle sıralamads snyadının esas alınacafı. yazılacak her parçanın doğnjîuğuna ve değerine ör.em veriieceği saptanmıştı. Bu ilkelerin doSal ?ayılması gerekir..Ama gelin görün ki bu ilke'pr busün havada kalmıstır. Bir kere yazıların sonunda kim tarafınrian yazıldıgı belirtilmekte. bunlnr öyle uzun. lEdebiyat) ya dn iModa) gim rnaddeWde. oid'.ığu kadar bir kaç satırlık maddelerde de uy?ulanmaktadır. Fakat en şaşılası, 0 soyadı çıkan ciltlerde kaldı ise, o kisiyi geçiştirmemek if'n olacak, ilkeleri bir yana itip küçük admın cildinde onu vermeve kalkmak olmuş ve bu kez 25. ciltte 173'üncü sayfada (N.) harfi içinde ERBAKAN soyadını taşıvan kişi y^azılmış*:ır. (İmzasız bir yazıl. Daha evvel böyle bir çeüski soyadı Derman o'.an Hakin Derman'ın CH) harfi içinde verilmesyle de görülmUsrur. Yazı kuralundald bir ahbabı bunu eörden kaçırtmıs olabilirdi. Fakat lıu seîerid ddden döşündUrtlcOdür. N. ERBAKAN'm "^jlücüklü büyük bir resmi, 87gülerle re abartmalarla dolu bir yaşam öyküsü. Meğer tw> tor sanayüni de kurmjşmus.. Bu kisinin ille de dpvlet ansiVlopedisine almması gerekll idiyse, bütün ciltlcrin tamppv ılanmasından »onra pk bir ciifte dç verilmesi mümkündü 1 dünyada VP bizc'e yapıîdıüı 2İbi). Böyl*sine bir yaaş k d ölmeden mezar taşmı yazmaya. ya da bir prensin kentinın en büryiik alanma ölmeden, yontıı«ım.ı diktirmeye benzpmiyor mu?.. Demek ki <D) maddesine yetişmeyen SÜLEYMAN DEMİREL de (S) maddpsinde beklemektedir. Ee.reket Feyzio*lu, (F) harfine vazı'd; v'Oksa. yoksa o da T) harfind? boy gösterecekti?.. Peki ama ansiklor>edinin 11kelerine açıkça ters düsen bu durumdan bu cildin başredaStörii Yılmaz öztun». yansandan çoğu profesör sanı tasıyan redaktör kurulu, bir düzineyi aşan redaktör yarduncıları ve hele Ali Naili Erdem ve Rıfkı Daruşman gibi bakan'ar değil mi?... özellikle başredaktör ile Kültür Bakanının d'irumu yasalar önünde görevi kötüye kullanmak olmaz mı?.. Ve bu kendılerinden sorulmaa mı?.. SAFA AĞURCI Mısır • Lfbya silâhlı çatı.şması ve İsrail Başbakanı Menahem Bejrin'in \Vashington ziyareti dikkatlerin Ortadoğu'ya çevriunesine neden oldu. MLSırla Libya arasmdaki çatışma kayeı verici boyutlara ulaşırken, iki ülke iiderleri birbirlerini karşılıklı olarak «Rus» ve «Amerikan» ugakJığı ile «uçladılar. İsrail Başbakanı Menahem Begın'in V\ashington'a sundugu «Ortadoğu banş plauı» ise soruııa taraf Arap ülkelerince derhal reddedildi. Begın, Şeria ırmağının batı yakasının Araplara geri verilmeyeceği gibi burada bir Filistin devletinin kurnlmasına kesinlikle karşı olduklannı açıklıyordu. Beçin in planı bir bakınıa Mashington'un çıkmazını derinleştirir nitelikte. ABD've dost Arap rejimleri ile İsrail'i uzlaştırma ikilemi ile karşı karşıya bulunan Başkan Carter'ın durumu diplomatik gözlemcUere göre bayli gaç.. i c< • < • Bütün Kitapçılarda UÛUR M U M C U , • Cumhuriyet Bir Pulsuz Dilekçe CEPHE IKriDARIHÜÂN HESAP SORAN YAZIUR... D06AN AVCIOGLUHUN ONSOZU VE ALTAN OYMEN'İN TANITMA DuGlTIM: TEKIN Y4YINEVI I5T. 27 6 9 69 HEDEF, DEV BİR DENiZ GÜCÜ! TÜRK DONANMA VA&FLNA YARDIMLARLA BU HüDEFE YAPACAGrNIZ II1.ASAK1I.1R17..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle