Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYEÎ 24 HİZİRİH 1977 er gfln vazanlsr lçin bile güçleştürten sonra. gazetede benim gibi haftada bir günü olanlann iç politika konusunu ele almalan nerdeyse olanaksız durunıa geldi. Neden derseniz, olaylar gün gün degil, saat saat değişiyor, hangisine dayanarak bir tahminde bulunacak, bir yoruma kalkacaksınız! Üstelik ben en azından üç gün önce yazımı gazeteye vermek zorundayım; bir iki gün de erken davrandım mı, olaylann ardında kaldım gitti demektir. Bu yüzden, sonuçlanıu vermesi uzun zaman isteyen olaylan yepliyorum. Dahası var, gazetemizde sürekli yazan arkadaşiarımın konulan seçiş ve işleyiş biçimlerini az çok bildiğim için, baska tellerden çalmaya da özeniyorum. Ama güç oluyor bu işler. bizde pek salgm olan «Sırası mı şımdi?» eleştirisi :1e karşıiaşmak durumuna geliyorum. Diyelim Ahmet Haşim'in, «Âteş gibl bir nehr alayordu» ve bir de, «Yaprafe ates oldu kuş da yakut> dizelerinde görüldügü gibi, «ateş» sözcüğünün birinci hecesinin hem uzun, hem de kısa c!arak iki türlü kullanıldığım yazıp bunun eğitimsel açıdan doğuraeagı sorunlan konu edinsera, •Efendirn daha hükümet kurulmamış, şimdi Ahmet Haşim'in nasıl yazdığırun sırası mı?> deyiveriyor biri çıkıp, e... benim de canım sıkıiıyor elbet. Kaç kez yazdım «Her konunun her zaman sırasıdır» dedim, ama bakıyorum, ben de kapılmış gitmişim güncel olaylann çekiciliğine. Hükümet kurulması konusundan şiıre, edebiyata kolay kolay değinemiyorum. H OLAYLAR VE GÖRÜŞLER GÜNCEL ÜSTÜNE Melih Cevdet ANDAY an bir edeblyat, sanat lncelemesin« pek sıra gelmiyor. Sonra üniversitelerımizin en umut bağlanan öğretim üyelerinden, bakıyorsunuz. politikaya bırbın arkasma bir geçış başlarmş... iyi ya, böyle pilitika sanatı bilginlenmızın sline geçecek. politika esmfına yer kalmayacak. . Ama hiç de öyle olmuyor, o öğretim üyelerinden kımileri en gericı düşünleri ornaya atabiliyorlar, ülkemİ7:r. i'.erleraesmden kuşkulanıyorlar. baskı yöntemlerini, baskı yasalarını destekliyorlar. Sonra. «politika ?snaîı» dedigimiz kişiler. yasaiann bütün yurttaşlara tanıdıği haklan kullanan kimseler degil midirler? Bunlar belli bir bölgede, belli işlerin ıçinde bulıv narak kendilerini çevrelerine tanıtmamışlar mıdır? Bu gıbilerder. son günlerdc tanıştıklarım oldu, iyi insanlar gördüm, gözlerini gerçi bir düş dalgmlıgı gibi politika keyfi bürümüştü, ama diyebilirim ki çıkarlanm bile unutmuşlar d: bu yüzden, bir sinir savaşımı içindeydiler... E, partiler de böylelprini istemiyor mu? «Aydvn lar siyasete atılsın» dileğini ileri surenler, hükümetleri üniversitelere. ya da yazara çizere mi bırakmak istiyorlar? P'.aton'un söziınü mü ger1 çekleştirmek amaçlan Hayır efendim, demokrasinin bir sayı sorunu dunımuna getirildiğini en iyi anlatan gttnlerl yssrynnız. ÎH yü> yirml alrı. Bizim ?ii:ımizın başlarında «ateş» sözrüg'i .şırmemiştir daiıa dilimize, onun \*erinı Türkçe «od» tutar. O sbzcükten. «od» sözcüjünden buEÜn yalruz «ortun» sözcüğu yaşamaktadır. Ama Yunus'ta, Yunus'tan sonraki kimi ozanda >od» en güzel kullanılış biçimindcd!r. Sonra görürüz ki, «od»la bırlikte âteş» de çıkrnış ortaya. «Odile âteş» bir süre birlikte yasarlar. Sonunda Farsca «âteç>. atar «od»u dihmizden. Ama hal kımız, uzun olan ilk hecesini l:ısaltmak]a «areş>e kendi damgasını vurmakta fecikmez. Ama eski ozanlanmız. i?lerine geldifri gibi. bu iik heceyi kısa olarak da, uzun clarak da kullanmışlardır. îşte Ahmet Haşim böyle yapanlardan biridir. Doğru mudur bir ozanın bir sözcüğü iki türlü kullanması? Burada artık dogruluk • yanlışhk ölçüriı geçmez. i^lemez olur. Çiinkü ei:mizde dizeler. şiirler vardır. hem de Ahmet Kaşım'inkiler gibi bfğenilen, sevilen dize'.er. Od guiiiiş, odıın kalmıj. Xe j^apsam olmuyor, lnsanlanmızın bu 21bi komı!ar!a iigilenebileceklerine bir ruriü inanamıyorum. Ama bu durıım bana bir raiıarlık da vermıyor degil hani. Kım?e fareında olma ian »flrler y«ayonnn, y»yrnılıyonım. flgl beklemiyorum, romanlar, oyunlar lcuruyorum. Bir umutsuzluk mu bu? Hayır, »anat alanında olrium bittim böyle çalışılmıştır. Uluslar, sanat fldamlarını. büim adamlarım ancak t«rihlerinde kullarurlar. geçmişlerini onlarla değerlendirmeye çahşırlar. Bir bakıma dofrudur da bu rutum: Eski Atir.a toplumu köleci bır toplumdu. bu bakımdan onu yerebiliriz. ama köle sahiplen bugün bizt hayran bırakan bir felsefe jarstmakla kendilerini bagışlatmışlardır. Demek köleler çalışırken onlar da boş durmamışlar, düşünmüsler. dojjanm nedenini, insan dogasım araştırmışlar. En çirkin toplumlar, lıem efirsizliğe dayanıp, kan döküp, herr. ds düşünmcye boş veren topîumlardır. Çünkü onları bajı«!atacak büyük adamlan yoktur, yetişmemiştir. Bızim demokrasimizin belli bajlı çıkmazl»rından biri, siyaseti iyi insanlann eline vermek ujküsünde düğ'jmlenmektedir. Bu gerçek bir sorun olsaydı. demokrasi\i kurmadan önce, iyi insan yetıstirrcek okullar kurmamız gerekirdi. O zaman da demokrasinin hiç gereği kalmazdı. Eiz, fersin? bir tı::um içinde. demokrasiden bekliyomz iyi insan yetiştirmesini. Asıl sonın toplumu sağlıkh korumanın yenilmez, kınlmaz araçlarmı varp.ts'oiimektedir. Bir zarr.anlar Doğan AvcıoğHı. «Ekonomik bakımdan on sekizinc: yüzpîria. !>k?.t roplumsal bilinç bakınıından virminci yiizyıldavı^n diye yazrr.ıştı: doğrudur defildir, o başka konj; fakat 12 Mart'ta Tagmaç bu söztin tıpk'.sını ku'lanarak balyoz kaldırdı. O kötü günleri; ya ekonomim'.zin geri olmasından, vq da yirmınci >azy:lın biiinoine varmamamızdan yaşadık be'ki. Güncel sorunlar icinde ym.'arlanırken. elim:7den steldifinoe ??çm:şi vs geîecejl düşünmeye çahşaMm. B:z ılerd? nasıl anılacagız? Toplumumuz için »vdınlar har.îi uzak amaçlan öngörüyorlsr? Giinceiın baskısmdan en çok tcimler yararlannor? Köylümüzii, işçimizı, dört yılda hT sandıV: bsşına şittikleri için pohtikaya ortak pfti?;niîi sanmavahm. Kavşak Noktası vdekl hesap her zaman çarşıya uymuyor. 5 haziran secimlerinde iki hesap vardı: Ya CHP tek b*»ına iktidar olacak. ja. da APMHP ortaklığı MSPye mnbtaç olmadan hükiimet kurabilecek düzeye varacaktı. İki hesap da rntmamıstır. $lmdl iç ve dıs güçlerin yeni hesaplara ynnelmelerl dönemini va«ıvoruz. îç «crmaye çevreleri ile lâyik yüksek bnrokratlar «İUe de MSP'siz hübümet» diye rtirrnmektedirler. Bu çevrelere ıröre MSP kurulacak hır hüknmette ayak batp oldukçs Mçbir iş yapmanın olanağı voktur. ve Türkiye salar ortasında yalpa vuran ba?ıbos bir geıtıi gibi kalaeaktır. MSP ile bir yere gitmek olası değildir. En dar zamanlania hoc» tutturmaktadır: E Kıbrm'ın tümfi bizimdir.. AET Hıristiyanlaruı orUtklıgıdır Benden büyüğii yok.. İç aermaye çevreleri. devletin olanaklannı kulUnırlarken MSP'nln tnrnikesuıden geçmek istemiyorlar. Veni hir MC dönemini artık Türkiye'nin kaldırmıyacağını da bilivorlar. 3 haziran seçimieriyle fiyatlar yrnidrn patlamış, döviı boğan blraz daha daralmış, grevlerle sıkısan özel sektor tehlikeyi sezmi.ştir. Eğer APMHP ortaklığı hükümet kuracak fücü kaıanuydı. sermaye sınıfı hiç kimsenin gözünün ya$ına hakmadan Drmirrli desteklivecekti. Çünkü bu sonuç MC'niu ba$arısı ulacak. faşist nrtaklık «kendi içinde tutarlı» bir kabinryle enselleri aşabilecekti. Çok partili Taşiznıin koşulları srçimlcrle «meşrulaşmış» sayılacak. MSP'den kurtulrau.iı bir MC. önümüzdeki dört iıl. (Jıciu'daıı milii e.îitime değin her kesimrie celecekteki daha koyu faî>i7.min ı«mellerlni Haclamlaştırmava fönelecekti. Ne var ki h»IU. APMHP ortaklnıııa yelerince ov vermedi, CHP'yi iktidarın sınırına Bu nnktada iç sermaye çevreleriyle yüksek bürokratlar hesaplarını al bayun yapmak zorunda kalmışlarüır. •MSP'siı hülnimet formülünü CHP'nin yardımıyl» Rcrçrkteştirmek daha akıllıca hir yol gibi gorünmc.\p h.ı>Umıştır. ÇAİnkü Türkiye'nin bujıın varılığı ka\^ak ııokUsında, sermaje çevreleri yeni bir ıızla^nıanın yararlarını heaaplamaktadıriar. Öyle sanıyoruz ki, çeşitli sosyal güçlerin optima noktasmda bulundugvnu Ecevit de gördü ve »ezdi. Buıran Türkiye'de işçi »orunları CHP Hükümetini brkiemektedir. Türklş bir dönüm noktasmda bulunmakta ve eski yönetimini sırtından silkelcmek için yeni siyasal iUtfdarı gözlemektedir. DİSK, M i.şverinde lıaşlattığı grevle ağır bir savafim içindedir. CHP Hnkiimeti kurıılursa sor runlıırını çfirflp yeni bir alılıma geçeceğini düşüaüyor. Cniveraitelerle birltkte aydınlar. MC faşizminin baslalarmdan kurtulmak için CHP'ye umut bağlamıslardır. Can giivenliği sorunu ivedilikle gündemde beklrmektedir. Ekonomik hunalım. i$ çevrelerini döviz dar hogazına sıkıştırmışdr. Fcevit. kcsiıı. kararlı. ivrdilikle ııysıılamacı blr liderdir. Sorunların sürüncemede kalmasından hoslannuz, CHP Hükümeti kurulduğu zaman. dış sorunlarda çözümlere kesinlikie yönelecektir Türkiye... Kıbns'ta sınır çizflsinden baslayacak bir uzlaşma ıcerçrkleşrcektir. L'zlaşraa rüzsârı her vanı etkiliyecektir. Bstı'nın ekonomik çeTreierl jeni Irrediler açmakta »akıtıra eörmiyeceklerdir. ABD »mbarçovu kaldıracak. Ankara'daki ceneraller bir ncfes •lıp ledirjrinlikten kurtulacaklardır. Tnrkiye. Batı'nın açacafı yeni kredilerle blr süre için ferahlıyacaktır. Aydınlar, Isçüer. daha rahat hir nrtama kavıısmakla krndilerin) rülencedr saTacaklardır. MCnin >fHP'ye diîniik pHramiliter nrçütlerl etldierini vltlreceklrrdir. Türkes faşlzminln e#<tim kurumlarındaki tırmanısı durdıirulacak, yeni kuşaklann heyinleri Tikanmaktan kurtanlacaktır. Büyük sermayecHer, aydınlar, Işçiler, yükiek generaller. küçük mrmurlar. aşağı yukarı aynı doğrultuda blr vakl»?ım vr uzla^ına hsvası içindedirler. Batılı kapitalistler ile So<Tetler de TtirkJre'de blr denge aramaktadırlar. CHP'nin cürenovunu ııcuncuna sağiamış hükümeti ha dengeyi knrarak. rnınalırnlı • Türk kapitalizmme bir celd düzen verebilecektir. Daha demokratik hfr •ermaveclliktir sözknnusu.. Ecevit Hükümeti güvenoru alabilirse. bn yönell? TflrkİTp'vr egemen «tacaktır. Güvenoyu alamazsa, toplum yeni ve büjük bunaümiara doğru yol alnrsktır. Peki, hükümet kurulsa ortaya şimdikinden 1 daha önemli siyasal olaylar çıkmayarak rru' Gazeteler bir süre hükümet programı ıle, bir süre cie karşı partılerin eleştirileri ile dolup taşmayacak mı? Anlıyorum. şiirin, edebiyatın, sanatIsrm. genellikle kültürün y?ri hiç de gazeteler değiidir dıyeceksiniz. o konuîarla dergıler uğraşır özelîikle, üniversıteler, yayınevleri ugraçır. Ama benim yakınmam gazetelerden degil ki, edebiyat, sanat dergilerimızde çıkan kımı yazıjarca siyssanın, ekonominin edebiyata, sanata öncü olacak kerte önemli bulundugu anla$üıyor. "Türkiye'de Hükümet Var...,, OKTAY AKBAL Evet Hayır TARTISMA CHP İKTİDAR OLABİLECEK Mİ ? S«çimler büyük blr merak ve Ugiyle beklendi, izlcndi. şimdi sonuçiar beili. Ama merak ve ilgı sonlanmış değil. Aksır.e ge nlım daba büyük boyutlara ulaşımış durumda. Yaşaın çızgı si «CHP hükümet kurabilir m:'.',jorusunun yanıtına "jağiı olan yüzbinlerce genç, işçi. ms> mur. devrimci. demolırat var bugün yurdumuzda. Hesaplar, şemalar varsayımlar bir ?atranç hamlesi kadar çok ihtımallı yapılıyor, Kafalar meşfrul, kafalar dolu, kafalar endişeli. Evet CHP iktidar olabilir mi? Bence bu sorunun yanıtı milletvekili isımleri üzerinde sürdürülen spekülasyonlarda degil de, ülkede ki sınıflar dengeslnde ve özelîikle egemen güçlerin günün koşullarına uypın ekonomik görüşlerinde aranmalıdır. Bilinen bir gerçek emperyalizmin evrensel bir sistem oldugudur. Pekçok çevre kapifalist ülke gibi yurdumuzun da emperyaüzme bagımlı du^Hada bulundağu aşıkar. Bu tttrâlkelerdtr'ekonomik iktidaJKÇf.BUyük tekeller ve işbirlikçi böyük sermayenin elinde bulundugunu söylemeye bilmem gerek var mı? «Siyasal iktidar ekonomik iktidarı elinde tutanlanndır» gercegi de tartışmasız kabul edilecegine göre; bugün Türkiye'de hükümet sorununu CHP programmda pratiğe %e çırilecek olsn ekonomik reform larla, egemen sın'fların çıkarları arasındaki çelişki belirleyecektir. Yalnızoa bu çelıçkv nin uzlaşmaz ohnası bu?\!nun Türkiyesi'nde CHP'sinin iktidar oima şansını ortsdan kaîdırabiür. Önemlisi CHP'nin iki slogam üzerinde durmaktır. Ülke mizde toprak reformu yalnızca egemen güçlerin en gerici kesi mi olan feodal agalan rahatsız edebilir. Kaldı ki devlet topragı parasını vererek alacağına göre, onlar için dahi ekonomik bir zarar söz konusu değiidir. Sadece toprağın küçük üretim biçimlerin bölünmesi üretım ılişkilerini değiytirip. üst y?pı kurumlanm eîkilerse feodal agalar rr.anevı etkinliklerıni kay bedebılirler. Üst yapının da defişen üretim ilişkilerne karşın ne denlı ağır bir dönüşme sa hıp olduğunu düsünürsek, bu tehlikede güncel olmayıp ırak düşmektedir. Peodal yapının dışmdaki ege men sınıflar için ise bu reform, kendilerinin cesaret edemedikleri bir değişımi gerçekle$ürmiş oiacaktır. Çünkü Kapitalistler sadece politik çıkarlan yönünden bu ger:ci ve gelişimsiz sisteme tahammül ederler. Aslında feodal üretim biçimlerine düşmandırlar. Feodal ve yarı feodal üretim biçiminin parçalanması, küçük üretimi geliştirecek, yani kapitalist üretim biçimine geçiş sağlayacaktır. Bu durum kiTsal alanda ortakçı olarak, maraba olarak çalışan insan gücünün önemli bir kısmını işsiz olarak şehirlere akmasını. yani şehirde kol emeginın ucuzlamasını getırecektir. Saaınm beşta sanayi burjuvazisi^^mak Uzere pekçok patromr bılanr'taöar mem nun edecek başka bir durum düşünülemez. Biliyonız ki metanın fiyatını belirleyen emeğe ödenen ücrettir. Bu ne denli düşük olursa kâr o oranda yüksek olacaktır. Bunun yanında artık kapitalist çiftlik şeklini almış olan büyük toprakîarjn reformun kapsamına ahnması zaten söz konusu de£ildir. ÖTnefin bir Çuiturova da, bir Söke de. Sakarya da toprak bölünraeyecektir. İkinci sloganın • aracı, tefed ve karaborsayla mücadele oldugunu söyiemiştik. Bu slogan birincisinden daha çok şüpheyle karşılanmakta, burjuvazinin etkin bir parçası gibi görünen bu tabakaya baskı uygulamanın emperyalist tekeller ve sanayi burjuvasinin tepkisini doguracafı zannedilmektedir. Hat ta daha ötede. karaborsanya aracıya zarar vermenin fabrikRtöre, büyük sermayeye yani eko noıntk iktidarı elinde tutan güç lere zarar vermek olncağı genel fikri yaygm baldedır. Şimdi CHP'sinin iküdara geldıği zaman k^ndısini yıpratmar: için mal stok edip pıyasada darlık. yokluk yaratmaya ve karaborsa yapmaya kalkışacak olan bu tabakayla keskın bir mücadeleye giristığinı varsayalım. Diyelim ki bin teneke margarjn stok eden bır Uiccarın bu parti malına el kondu ve kiş.ı cezalftndırıldı. Bu durum ülkenın ekonomik iktidannı eiinde tutan büyük sermayeyi hiç de üzmeyecektir. Aksine memnun edecektir. Çünkü özellikle kapitalizmin çarpık gelişim gösterdiği ülkelerde üreticiyle tüketici arasındaki arztalep mekanizmasını aracı adını verdigimiz bu tabaka oluşturmaktadır. Yani bu kesımin malı stok etmesi tüketicıyle fabrika arasında arztalep diyalogunu kesintiye ugTatacaktır. Dolayısıyla burjuvazinin malını pazarlaması engellenecek ve üretim ysvşşiayacaktır. v , Şimdi Reriye sosyal lçerikli CHP'sınin iictidsra • Klmesi. demokratik brtamıri'saglarunasına bu da solun daha da güçlenmesine yol açacaktır. Peki egemen güçier buna tahammül edebilir mi? Edeceklerdir. Ve bu onlar için bu dönemde büyük bir fedakârlık olmayacaktır. Çünkü iktidara kim gelirse gelsin ülkemiz de sol güçlenmesini sürsüreeektir. İki senelık fasist MC doneminin igrenç baskıîan solun gelişmesini engelleyememiştir. Bundan sonra da en gelleyemez. Elbette işçi sımfının en iyi geliştiği ve örgütlendıği ortam demokratık cum huriyetçi ortamdır. Ama unuîmamak gerekir ki kapitalist sistemm dünya ölçüsünde krize jrirmedıği dönemierde burjuvazinin de en çok kâr ettigi ortam aynıdır. Bugün üikemizdekı huzursuzluk grevlcr, dırenışler bürjuvaziye pahalıya patlamakta, piyasada tüketım durgunluğun yol açmaktadır. Bu nedenle de büyük •ermaye CHP'smın geUreceğı sosyal içenklı reformlara katlanacaktır. Hatta daha öteye, sosyal demokrat yapılı burjuva reformist bir parti olan CHP'sinin asıl korktukları devrimci solu yolundan saptıracagı, yumuşatacR.iı umuduğunu da tatlı tatlı be?lemektedir burjuvazi. Bu durumda CHP iktidar olacaktır. Peki ne zamana kadar? Kesinhkls şöyle denilebilir: iç ve dış eaeınen güçlerin burjuva reformısr uır partiye tahammül edememe şartlan okışana kadar ki daha öncede bchrttı ğim gibi bu tahammülsüztük ancak kapitalist sistemin dünya ölçüsünde bır ekonomik bunalım dönemine girmesi halinde gelişecektir. Yani burjuvazi ekonomik bır krizin ağırlığını çalışan kesimin sırtına yıkmak, kendi kârından fedakarlık etmeden bunalımı atlatmak kaygısına dUştugü zx man sosyal demokrat CHP iktidarı yine aynı güçlerin etkisiyle yerini fasist. baskıcı, kıjacı yeni bir MC'ye bırakacak. Çünivü nu d.C'nemd* kaldırmak gerekecektir grevler., rutukjamak gerekecektir devrimcileri. demokratlan. yurts*verleri.beynine bevnine vurmak gerekecektir pahalılıktan ve ücretlerini alamamaktan yakınanlann. Bu iş baska türlü yapüamamaktadır çagımızda ve ekonomisi bire ben»eyen tilkelprde. Halklp.r bilinçlenmektertir. Ke boyle bir olayı'.ıkta CHPsini deği! de fasist MC'yi icteyeçektir btırjuvaîi. Bugün için^e böyle bir ortam meveut değildir. Oyleyse CHP İktidar olacakrır. Bunlara sajin Eeevit'in dıs ülkeierden kredi alsbilme gücünün içerde ve dısarda her türlü itibannı yitirmiş olan MC'den çok daha kuvvetli olritığıınıı da eklersek şunu söyleypbil'rim k' (~HP kesinlikle ıktidar olaf«vtir DT. Vümaz OKYAY AYDIN lman köylüsünün Prusy» kraltna Terdigl yanıt ünlfldur: «Berlin»de yarjıçlar var!.. Biz de, demokrasiye inaıunı; Türkiye halki olarak bugün tam bir «üvenle »lürldye'de hükümet var» dlyeblliyonız. Evet, Uri buçuk yıl sonra ferçek bir hukümetc kavuştnk. Demirel, Tiirkeş, Erbakan ortakhpındaki MC kabinrsi iki buçuk yıl bovımca hu ülkede Anayasa, yasa, insanlık, miUiyctçUik kavgalannı nerdeyse tümüyle silip atmıstı. Bir baltakesmez ormanda yaşıyor jrlbiydik. Her gün clnayetler işlcnivordu. sokak ortalannda, mcydanlarda. nkullarda, sınıfiarda, otobüslerde, dolmuşlarda genrler öldürülüyordu. Lstelik herkes biliyordu katilleri... Ama nedense biri bile yakalanıp cezalandınlmı.vordu. Hiç sıkilmadan «biz devlete yardımcı güçleriz» diyordu zorbalarl... Â Sonunda Ankara'da hükümet var!... Ecevit haskanlıjınrta CHP iktidan işbaşına çelmiştir. Anayasa nın, Atatürk devletinin, Cumburiyet Ukelerinin korııvucusu. izleyicisl Başkan Korutıirk. TB^IM'ndeki en hüyiik partiyl. CHP'yi, nnun liricrl. Türk ulusunun jözbcbeği haline çelmis Biilent Ecevit'i isbaşına çetirmiştir. Zaten tutuiacak tek yol da bııy. du. Meclis'te tek başına 213 sandalyeye, bağıımızların, n p njn, CGP'nin ve öteki partiler içindeki çerçek yurtscver milletvekillerinin riesteğine sahip CHP'den haşka iktidar* aday başka bir parti yoktu. Ne var ki jrözleri hırstan kararnuş üç bitik Itder, yani Demirel, Türkrş ve Frbafcan son anlara kadır Çankaya üstüne haslalar vapmaya kalkışarak Ecevifin yuluııu kesmeve uğraştılar. Bııııu b.i^aramayaeakljrı belliydi, arna korkulan. endişeleri, davraııı$larını bir çıkmaza soktu. O kadar ki Anayasa'yı uyjrulayan, cörcvini vapan bir Devlet Başkanını Anayasa aykırı tlavranmakla suçlandırdılar! Böyle bir suçu kanıtlamak gerekir. Kanıtlayamazsanız hesabını vermek znrunda kalırsmız. E\et. iki buçuk yıl sonra Uk Isez Türkiye'de bir hükümet var. Gerçek bir hükümet. sorumluluk nedir, Anayasa nedır, insanlık. gerçek milliyetçilik nedir, büen. anlâyan. ffereğinl yerine çetirmek isteyen... Bakanlar Kurulunda yer alanlar Türk ulıısunun saygısını scvgisini kazanmış insanlardır. İlk kez bakan olan l)r. I.ütfi Doçaıı, Prof. Kenan Bulutoğlu. Prof. Besim Lstünel. Prof. Ceİâl Ertııj. Selçuk Erverdi, Necdet tğar, GündÜ7 ökçiin, Melıınet Can. Fikret Gündoğan, Bahir Ersoy, Taıhan Erdem, Altan Oyıreıı, Ne?et Akmandor, A. Zilan, Erol Tuncer, Hayrettin L'ysai, Vecdi tlhan ve Yiiksel Çakmur kendi mesleklerinde alaıaarında ve daha önce milletvckilliği vapmış olanlar parlamentn yaşamlarında «çok iyi» ün yapmış, sevilmiş, beğenilmiş ki?llerdlr. îçişleri Bakanı olan Necdet Lğur'u büyük bir görev bekUyor. «Can güvenliğl» sorunu Türkiye'nin, en kısa zamanda ortadan kaldınlması gereken bir derdi, bir belasıdır. G6revinl yapan, görev bilinci nedir bilen bir Bakan ve onun kuracağı BÖrevliler kadrosu Türkiye'yi tüm zorbalardan. zorbalıklardan kurtaracaktır. Zorbalar ve zorhalıklar açık korunmadan yararlanarak mikrop saçabilirler. Yasalar uygulanırsa, yasa uyçulayıcıları kendilerine düşen isi gereği gibi ycrine getirirlerse, birkaç haita içinde zorbalığın kökü kazınabüir. Emniyet Müdürlüğü, Belediye Başkanljğı gibi önemli görevlcrde başarılı olmuş, gerçek blr aydın, bilinçli bir devlet adanıı kisiliğini taşıyan Necdet L'ğur, tçişlerl Bakanlığuıda unutulmaz hir ad bırakacaktır sanıyorıım CHP MSP ortaklıği doneminin IVlilli Eğitim Bakanı olan, simdiki hukümettc dc aynı göreve atanan Or. Mustafa Üstündağ'ı da bekleyen görev büyüktür. İki buçuk yıl içinde Bakanlık kadroları tepeden tırnağa MC parlizanlan ile doldurulmuştur. Türkiye'nin dört bir yerindeki liseler. ortaokullar, mcslek okulları, eğitim enstitüleri. imamhatip okullan, .^lillj Eğitim örgütlcri. Türkeş'in «adamları»nca tam anlamıyla «işgal» edilmiştir. Çoğunlukla Danıstay kararlan da çiğnenerek... tstündağ'a düşen bu bü^ük temizliği lam bir dikkat ve önemle yapabilmektir. Hayreltin Lvsal, Altan Oymen, laıiıaıı Erdem, Lütfü Dogan, Bulutoğlu, Mehmet Can, Bahir Ersoy vb. yeni Bakanların yüklcndikleri sorumluiuklar da tilekiterden daha önemsiz değiidir. İki buçuk yıllık bir yozlaşmamn kötü izleri ortadan kaldırüacak, yeni atılımlar yapüacak... Bütün bu işler Meclis'te az bir çogunluğa dayamlarak gerçekleştirilecek... Kolay iş değil bunlar... Kısacası, Ecevit babinesi çok çetin bir dönemde giireve başlamaktadır. Fasizme. faşist tırmanışa, zorbalığa, kanlı bir gidişe, tutuma, karşı çıkan tüm yurttaşlar, örRÜtler. kuruluslar politikacUar, Efevit Hükümetinin basaıılı olması için ellerinden gelen çabayı göstermek zorundadırlar. Meclis'teki Demirel Türkes Erhakan «asırı sajcı» ortak'ıçı her zamankinden daha çok kaynaşmıs, \azgı hirliği etmiş \e pusuya yatmıştır. Ecevit ve arkadaslannın bu çetin sınavdan yüz akıyla çıkacaklanna inaıımah ve onlara yardımcj olmalıyız. VEFAT Merhum Ahmet Vehbl Bey ve Zübeyde Hanımın oğlu, Teknik Üniversite Doçentlerinden merhum Semiha Sargının •«:, Dr. Oktay Sargın'm ba'oası, merhum yarbay Pahri Sargm ve merhum albay Fuat Sargın'ın kardesi. merhum Saime Edizin damadı. merhum Aliye Sargın ve Lemis Sargın'ın kayuıbirader:. Melahat Erksoy.' Müfids Sargın. Dr. Nihat ve Yıldız Sargın'ın, Yüksel Sargınm amcaları, Enjin, Mehmet Can, Belgaı. Reha Yurtman, Saadettin Eriısoy'un büyük anıcalan, Şemaiıa;. Judith ve Teoman Ogan. Melına İlmen, Nezihe, Prof. Dr. Kemal 6 t tetn. Ender. Nilüfer öktem'in enişteleri. Bajindırîık Muh. Bakaniığı mufettişlerınden emekll Yük. Zaire'den Ne Farkımız Var? Nur Dolay'ın «Zalre Izlenlmleri» yazısı her yönüyle ilginç Radyo ve gazetelerin haberleri dışında derinlemesine, iyi bir gözlemle anlatıyordu. Zaire'deki olaylan. Halkm nasıl ezildığini. Sömürüldüğ'ünü. Dışa bağımlüıgın. nasıl bir maske altında yürütüldüğünu. Çolıık çocak. genç ihtiyar, zor la bir meydana itiliyor. Silâh zoruyla. Jandarma, polis kuvvetiyle. Şimdi konuşacak, adamı dinleyeceksiniz deniliyor. Ve konuşacak adam kürsüye çıkıyor. Elini kolunu sallayarak başlıyor konuşmaya. «Yiyecek mi istiyorsunuz? E ğer yiyecek istiyorsanız yapa cağmız tek şey var: Sesinizı kısın ve bırakın tüccarlar akıl lanna estiği gibi arttırsmlar fıyatları. Eğer yerel yöneticilerin fiyatlan ayarlamasını istersenız, işte böyle hiç bir şey bu lamazsınız çarşıda. Bizdeki durumlarla ne kadar eş. Kafasını kaldıran oldu mu in kafasma hemen. Gözünü aç arma hiç. Açtırma ki, kardeş, yeğen servetinin üstüne servet katsm. Ve onların sırtmı dayadıklan sermaye sıruflan, istediği gibi at ovnatsın memlekette. Fiyat ayarlamaları elınde bulunsun. İstedigi zaman bir malı piyasadan çeksin. Dar lık yaratıp, kuyruklar meydana getirebüsin. Devlet çarkında tanıdıgm mı var. O dönen çarkrn dişierinden biri sana dokunuyorsa ta mam. Krediler de senin, her türlü kolaylık da senin. Dışarıya, değil hayali mobüya, boş çuval dolu «hava» da ihraç etsen para kazanırsın. Kimsenin ruhu duymaz. Çünkll arkanda kocaman devlet var. Bakanlar var. Zavallı ijçiler, ögretmenler, mpmurlar. Kimin umurunda. Sok onların içine de kışkırtıcı ajanlar. Ozel yeriştirilmış kimseler. Tamam işte, görmüyor musunuz, bunlann hepsi vatan haini. Hepsi komünist. Dememiş miydim siM. Dolsun iskenee odalan. Gelsin »clcular. gitsm «olcular. Yok. Gitsin dedim ama, göndermiyorsunuz kı. Ta, bütün deliUeri ba«ında gözönüne serilene dek. Adamm haklılıgı. Suçsuz olduğu. Ne güzel şey, kardeşi karde şe düşürmek. Onlar birbirine rrieydan sirierin. tld VTAZÜ aşkın ö!ü var. Onların acısı ile yanan yakınların var. İ?ten el çektirilip, sürdürülüp kıyılanlar var. Onların perişan çocuğu, perişan karısı var. T T munınuzda mı? Sizin de eebinıze akan milvonlar var. Osman Nuri SARGIN vefat ptmısır. 24A1977 curna gunü iBıi£iin) o*le namazını müteakip Aksaray VaJide Camii'nden kaidırüarak Eyüp Sultan'daki aıle tebristanına defnedilecektir. AÎLESt SANAT HAYATININ 35. YILINDA ENVER GÖKÇE SOTflEŞI / JlltLERI / SİNATÇI KIJIUGI / BBTELEHMIJ ÖRNEKLER Aynca: TÎMDR SELÇUK / SADIK GÜRBÜ2 SÜMEYRA ÇAKIR / TÜLİN NUTKD ve CAN YÜCEL / ŞÜKRAN KURDAKUL / ASIM BEZÎRCİ / TAHIR ABACI / MEHMET ERGÜN 25 HAZİEAN 1977 Beyoflu Yeni Melek Sineması. saat 20.30 DmvetJjeler: Öncü Kltabevi (Cağaloelu) tleri Kltabevi (ŞehradebaşT) \ KOMŞU BULGARİSTAN ın SANAYİİNİ TANIYINIZ. Dayanıklt tükelim malları üreten büyük bir şirket SEVK DEPO ŞEFİ anyor. • Sevk deposunu tanzim ve organize edecek • Personel sevk ve Idaresinde başarılı olabilecek • Her bakımdan şahsına güven duyulabilccek nitelikteki adayların özgeçmişlerini içeren ve fotoğrafları ekli mcktuplannı " D E P O " rumuzu ile P.K. 176 İstanbul adresine göndermelcri. NOT: Miiracaatlar gizlî tutulacaktır. Vefat ve Başsağlığı BORÜSAN GEMLIK BORD TESİSLERİ A.Ş. Işletme G«nel Müdürii, BORÜSAN MAKÎNA IMALÂT A.Ş. Yönetim Kurulu üyesi, Mak. Yük. Müh. Özcan Buharalıoğlu 22.8.1977 taribinde müesst nır nadise sonucunda sehit olmu^tur. Merhjma Tanrıdan rahmet kederlı ailesine ba^saghgı ve stbırlar dıleri2. 21 Hazkan 4Temmuz 1977 tarihlerl arasında İSTANBUL SPOR ve SERGİ SARAYINDA BULGARİSTAN SANAYİ SERGfSlNl GEZİNİZ. Heıgün 15.0022.00 aras* zivaretirtzi bekleiz. BORÜSAN : 1633/6080 CMORAN: 1054) S073 (Easın; 33031/80«3)