18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KONUK: "ANAVATAN KTFD'DEKİ HER TÜRKE EN AZ I MiLYON OÜŞECEK KADAR YARDIM ETMiŞTıR PARİS M E K T U B U d'Estaing başkanlıktan çekilmezse Mıtterrand'ı kendi eliyle başbakanlığa getirmek zorunda kalabilır Kosta DAPONTE G ÎRNE Yeşilköy'den 07.30'da kalkan Kıbns Türk Federe Devletlne ait uçak 08.30'da Kıb rıs'da Krcan havaalanma indi de, biz yolcu ]ar (rümrük ve pasaport kuyruğundan aneak ikı saatte geçebildik. Birer kol sıra olmuş 370 yolcu iki tarafına dirseklerinizin degdiğı garip bir ttinel den geçiyor, en sonunda da asık suratl) bir görev li hangi kentte hangi otelde. kalacağınızı soruyor du: Ben «Hangi oteli seversem onda kalacagım» dedigimde, asık suratlı gümrükçü «Olmaı öyle şey, buraya yazmanız lazım» dedi. «Otelin adını bilmiyorum, 3en yaz» dediğimde de «Olmasi böyle şey» dlye bana bir çıkıştı ki, bayaği alındım «Keşke jtynı uçakla dönseydim» dedim. «Yann» dönersin diyen adam bu kez, yalvaryakar ricamızı kırmnyarak oşimin kartına «Lefkoşe Saray Oteli» benimkinp. de «C.irne Oome Oteli» yazdı. Bu dedim dediler böyle sürüp gider. Kaldığun beş gün içlnde karışkarış gezdiğim o güzelim adada bir yığın ters işlemler dizboyu. 50 kişilik hapishaneler 150 mevcutlu olmuş. Kııruluşundan bu yana bir yılı doldurmayan hükümetten iki Bakan istifa etmiş. Ntlfusu 100 bini bulmayan halkın bir bölümü «Ecevitçt, Süleymancı, Demirelci, askerci, sivilci, sağcı, solcu, Rumcu. lngilizci, Tiirkçü, Maocu» diy© dilimlere aynlıvermis. Bunlara Gllneyden gelip iyi ev alamayan, lıiç ev alamayan, eşyalı ev alan, eşyasız ev alan; tuttuğu işle ilgisi olmayan alanlara yöneltilenler gibl yan dilimler de eklenmiş. Ttirk Bölgesi dışmcla kalan bir avuçluk «Erenköy» d*ki 100 Komando Mücahit 5 aydır değiştirilmediğinden adamlar ruhsal bunahma girmişler. Bütün bunlara Cumhuriyetçi Tiirk Partisinin eski Baskanı Ahmet Mithat Berberoğlu'nun «Türkiyedekiler nezle olunca, biz burada zatürree oluruz» söiünü de eklerseniz, karamsar çizgilerin ana gerekçesi de ortaya çıkar. Kıbns gerçekten cennetten bir parça. Mutlaka en kısa zamanda en iyi duruma getirileosk. Başkan Denktas'ın bir balıkçı motonıyla çıkmağa çalıştığı yavru vatana şimdi en güıel ulaşım oîanaklanyıa varılıyor. BUtün kötü yönlerin içinde Kıl> rıs Federe Devletinin Havayolları, TUrk Havayollanndan kiralndığı uçaklarla çok mvıntazam bir hava köprüsünü kurmuş durumda. Namık Kemal' in yıllannı verdiğt «Magosa Zindanı» daha güzel olarak o yılların havnsını vereoek şekilde ışlenebiIir. Kıbrıs MUcahit Ordusunnn izniyle gittiğimij; Dikelya Ingiliz Üssündeki intizam ve düzen yavru vatana da getirilebilir. Ancak herşey şimdiden glizel dersek kendimizi aldatmış oluruz. «Omorfo»nun adını «GUzelyurt» yapmışız ama «Lefke»ninkini değiştirmemişiz. Ya Rumca biltün isimler değiştirümeü, ya da birasını degiştirip birnzını bırakmamali. Kıbrıs Ttlrk Federe Devletinin Londra temsilcisi Denktas'ı aradıgmda, konuşmalan genel santralm sahibi olan Rum Bölgesi dinliyebiliyor. Susuzluğu gidericf yöndeki girişim ler yeterli değil. 5 liralık «Hayat» dergisi 18 liraya satılıyor da tekelci bir fizel sektör anlayışına «Bunun sebebi nedir» denilmiyor. Gazeteler dese niz 2,5 lira. Aradaki fahiş karın sebebi «Kıbns'da ki bir ailenin» çok kazanmak arzusu. Kıbrıs'lılar okumayı çok seven, bunu sağlamak için gıdasından kesen insanlar. Böyle oldukları için de TUrkiye'dfi 10 liraya saülan bir kitabı 1520 lira ve rip alıyorlar. Oysa yavru vatandaki kitap gazete satışlarının anavatanla eş olmasi gerek. Lefkoşe'nin içindeki 1958 kHtliamının şehitlerinin gömüldüftü ilk şehitligimizin içini otlaı bürümuş. 5 metre ötesi de araba tamirhanelerine, eskiyip atıl mış araba karasörlerine mesken olmuş. Çoğu şehit adları ise silinmiş, okunamıyor. «Vatan; ugrunda öltinen topmktır» deriz de, şehitlerine bakmayanlara yakışan deyimi belirtmeyiz. Bu vefasız lıfın adını da koymak gerek. Girne bir Akdeniz Avrupa ilçesinden farksır. Ancak kıyı yagmalaması sonunda Ucbeıj yıl sonra nasıl olur, bilemeyiz. Ornorfo'nun portakalları şimdiîik iyi sulariamadıgmdân, topİanamadıftından küçUcük küçüoük kalmış. Yarm Kıbns'da in Kıbrıs'tan Son Rapor Ayhan HÜNALP. kan Npjat Konıık, rahatsı?, olduCtı için kabul ettiği evinde. «Ayhan kardeş» dedi. «Bngiin bız yüzbin TUrksek adada, ana\atan hepimizc en az 1 milyon lira dUşecek kadar yardım etmiştir. Fakat bunun getirrregi sonuç alınamarnıştır. Ne yapacaksak yapıp bu sonucu üinıamız gerpkir, anavatanın saçim sonııçları Hİınmca bu lşin de sonıınu almak gerek mektedir.» Kırk yılın snnsılsever dostu Konuk doğnı dedi. Kıbrıs'lının Iç dünyası pırıl pırıldır. O gerçek bir Akdeniz insanıdır. Vefalı ve de mert bir cengâv«rdir. Ona seslenmesini bilirsen, yarım dilim ekmegini seninle bölüşür. AUttirk'il bizden çok baştacı etnıiş, onu gerçek dovrimleriyle sevmiştir. Rum zulmünden kurtulduRiı şu tiç beş yıl içinde, öğrenmegfi mscbur bırakıldığı rumca okuvup yaz ırmyı unutmaga bile başlamıştır. Murataga, Akınrılar t.oplıı nı^zarlarını ararken yolumuzu kaybetUjHmizi gören bir ana oSul esas yönlerini bırakarak bizi bir saaf ötedeki şehitligo Plleriyle gö tUrdüler. Oğul güneydo gazinosunu bırakmı?, yfrine halâ bir başkasını alamadıgmdan üretici ola mıyordu, anası da kov kadınlarına kuma? satıyor riu. Fakat çilekeş kütlın köy köy dolaşıp satıcilık yapacak yaşı peçmis, köşe minderinde torun se vecek yaşı haketmiştı . PARİS Devlet Başkanı Valery Giscard d'Estaıng Keçtiğimız hafta Elysee Sarayında üçüncü yılını kapatıp dördüncU yılınu gırerken, De Gaulle'ün kurdugu beşinci Cumhuriyetin üçuncü Cıımhurbaşkanı olarak lıuzursuzdu. Aynı günlerde bugune dek (Bağımsız Cumlıuriyetçiler) aduıı taşıyan partisi de adını deKişlırerek cCumhuriyetçi Parti) olaoaktı. Fransız politika yaşammda alışıimış bir «gelenek» sayılan parti adlarındakl değişiklikler süredursun, emekli bir general de bu arada, yeni bir parti kuruyordu. General de Benouville'in bu Rlrişlmi sonunda. İtalya gibi bir «Hıristiyan remokrat» partiye kavıışan Fransızlar, bu yeni siyasal topluluğun babalığını, «Para Babası», «Mirage Babası», magazin (Jours de Prance) patronu Marcel Dassault'nun yapacagun da ögreniyorlardı. Devlet Başkanı Glscard'ın, Elysee Sarayınd»ki yedi yıllık kira kontratını. ne olursa olsun 1981 > kadar sUrdüreceğinl tekrarlaması ise, hem CSılrac' cı çevrelerde, hem de sol muhalefet saflarında yorumlara, degerlendirmelere, niyet oyunlarma, yol açıyordu. Gelecek seçimler bir yıldan az Hr zaman Içinde yapılacağma göre ve bu milletvekill yoklamasında sol mııhalefljı ıktıdar olasılıkları giaerek bu denli artmışken. Giscard'ın, «Ne olursa olsun. çekilmeyecegim» demesi şöyle degerlendiriliyor: Demek oluyor ki Giscard d'Kstaing, ,iol birligi seçimleri kazansa bile yerinde kalacak ve Fransa'nın kendine özgü nuanslı yarıprezidansiyel, ya da iki başlı rejiminde Sosyalist ve Komünist Partilerinden oluşan bir hükümetin, örneğln Mitt«rrand'ın başkanlıftında kurulmasına göz yunıacak.. Başkanlık seçimlerinde, 1974'te az bir farkla yendiği Mitterrand'ı kendi eliyle Başbakanlığa mı getırecekti?... Devlet Eaşkanı Anayasaya gore, seçimlerdpn sonra Başbakanı tayın eder. Başbakan da kabine üyelerini Devlet. Buskanınm onııyına sunar. Başkan bunları ya kabul r.derek onaylar ya da bazı dpftişikliltler istiyebilır.. Devlet Başkanı Millet Merlısini ise muak bir kez feshedebilir. Yeni seçimlerden çıkacak parlamıııtonun ise ümrü beş yıl süreceğinden Başkan arılaşamayacagını görürse çekilerek. Başkanlık seçimlerinin yenilenmesini istiyebilır. BugUnkU durumda Valery Giscard d'Estaing sol biriıgınin seçimleri kaznnması karşısında yeni bir iktidar çoğunluguna boyun bükeceK ml, yoksa bir kııvvet gösterisiııe gırişmek ıstiyecek mi? Dogrudan dogruya lıalkın oyu ile seç:len Fransız Cumhurbaşkanlaıı «Brn de bir program bir politika ile seçilip geldim, benim pro;;ramım ayrı, iktidan kii/anıııı çocunlugun programı ayrı bagdaşmıyor» Rerekvesiylr bir rejim bunalımına açık. Bu nedenlerlo soiun iktıdara Kelip> gelemfmpsinin yaratacHRi biiyük deRi.şiklıkler olasılıjı bir yana, Frımsa önllıntizdeki dokuz ay içınds Kencl seçimlere lıazırliinırkcn ekonomik güeluklerin yanısıra siyasal bir bunııhmu sürüklenmekte.. san potansiypH artarnk bunlar düzelebilir. Anavntandaki işleri tümüyle düzeltebiliyor muyuz kl, israfı önleyebiliynr muyuz ki, bunu dünkii çocuk deftil de dtinku bebek olan Kıbrıs'dan istiyebilelim? 1953 yıllarında Fakülteden arkadaşım olan Başba Denktaş: "Kıbrıs'ta Rumların bize bıraktığı tek seçenek nedir? Ayrı Bağımsızlık bu sorunun cevabını oluşturur,, L • RAUF ÜENKTAJ: GÖNEYDE BIRAKIIGIMIZ TOPRAK. KUZEYDE BULDUĞUMUZDAN AZ DEGJLDİR. SULU ARAZİ BIRAKNK, KURU ARAZİ BUIDUK. KİMSENİN HAKKINI ALMI5 DEGİLİZ.» KTFD Başkant Kaut Uenkta? EFKOŞE Ingilizler bujün TUrklere att de polarda kalan çeşitli gıyim eîyasım «Bölgsmiz bitleniyor» gerekçesiyle yakmı?. çeşitli ajansların verdiği bu haberle seçim sathı mailine giren «Cephe HUkümetimiz» hiç ilgilenmedi. MiljtDnlarca liralık yeni bir zararla hiçbir yetkili İİRİlennıedi. Bugun Leflco?e'deki evinde görüştüğUm Kıbrıı Türk Federe Devleti'nın Bajjkanı Rauf Denktaş. «Daha şehıtlerımizın kanları kurumadı. Borulan bir motopompu yapacak bir ustamız yoktu elimizde. Gençlerimizin çabucak evlanip. çabucak anababa olaraklan bir devri hep birlikte yaçıyonız. Birblrimizi yıprata yıprata varacak hiçbir yerimiz olamaz.» dedi. Yaptığımız sohbet (jörUjmesinde Kıbns sorunıınıın çe^itli yönlerini konuşup tartıstık. Bu arada «Cumhuriyet» için özel bir demeç vererelc Kıbrıs'da yeni bir ortaklıgın kurulamayacagını, Rumlann Türk toplumunu «ayrı bağımsızlık noktasına ittik Jerini» belirterek yakında «bagımsızlıltlannı» ilan edebileceklerinı ima etti. SORU Toprak knnu^undaki tarafların üon tutumları ve bunun blrimlert içindeki yerleri nedir? CEVAP Toprak, toprak diyorlar. Biz topragı konuşmaya hazırız. Güneyde bıraktıjhmız toprak. kuzeyde bulduğumuzdan az değildir. Sulu arazi bıraktık, kuru arazi bulduk. Kimsenin de hakkını almış değiliz. Kendi öz hakkımızı, Osmanlılardan kalan tapulu hakkımızı koruduk. Bizi tUmümüzle Kıbrıs'dan atacaklardı. Direndik. Anavatammızın desteğiyle hakkımızı kazandık. Yenilmedik, rum ayagı altına girmedik. Kıbrıs'da Yunsn bayragını diktirmedıysek suç işlemiş degillz. özgürlük mlicadelesi verenlerin, kolonize edilmek istenmeyenlerin yapması gerekenlerini yaptık. SORU L'zayıp glden, fözüm olamıyarakmis varKayımına ııla^an sorunun çör'imü nasıl olabilecektlr? CFVAP Sorunun çözümü için Rumlann Kıb rıs'ı bir ltum adası olarak gdrmekten vazgeçmele ri gerekir. Kıbrıs nımları hükümet olduklarını iddia ediyorlar. O halde biz neyiz? Pasaportsuz göçe be olmak, dünya ile ilişkiler kurmak, ticarette rumlar kadar hakkımız oldugunu kanıtia mak vc uluslarara.sı forumlarda yertmizi alarak sa vunmamızı yapmak zorundayız. Biz gegici hUkümet kuralım diyoruz reddediyorlar. Kıbns'ı kendilerinin temsil ettiklerini iddia ediyorlar. Bize bıraktıkları tek alternatif nedir? Ayrı bafımstzlık bu sortınun oavabını oluşturmaktadır. ÇETIN CEVİZ Giscard'ın sagıııdakl çetin ccviz Jarnues Chlrac ise iıâla «iktıdar çogunlugu»nun lldp.ri olmak kavgasım .sürdürnıekte. Eski adıyla (UDR) yeni adıyla (RPR) olan ve Fransız sııgının siyasa! parttlerı için «parti»dcn çok «Rassemblpmpnt» (topluluk) kavramını ycfilediklerini vui'Riılayan bugünkü iktidar çoğunlusu ıçmdekl bu en büyük parti nin başmduki eski Başbakan (;iıırac. kcndisinı bu çoKimlııSun cindcrl saymakta ıken Cîıscard'cılar çoğunluk liderinin ancak Eaşbakan Raymond Barre'dan başkası nlanıayncaftını yiııcleyip duruyor. C'hırac'a si'rc böyle bir durıım, De Gaulle veya Pompidou'nun döneminde olabılirdi. Çiinkü onlar birlikte geldiklen :ipçildil:leri topluluklarla birlikle gitmeye de hazırdı. Oysa Giscard, muhalefpt kazansa da ben ylnc Devlet Başkanlıgında kalncağım, dıyor. Son hükümete Aclalet. Bakanı olarak girme den ya/dıgı «Lr Mnl Frmıçals» rFransız burıalımn acjlı kitubında Aluin IVyreliUe, ygdi yıllık , Başkanlık görevl sırnsmdaki genel sp.çimler konusımdu şunları ya/.ıyor: «Şuyet Ba.şkan eski çoğunlugun azınlıga dönüştÜBÜnü Rörilr.se, yeni bir çogunlıık çıkarHbllecek hükümet ktırmaya çalışacak bir Başbakan tayin cdebilir. ( ..) Muhalefetin radikal lutumlaru kapılıp ıılusal nıizacımızın bizleri ettigı Utopyn'yı önleyei) iktidar deftişıklİRi elzemdir. Politikacılar çogunlukUı, ıktidara geldiklMİ zaman yeni bir bııkış açısı bulıırlar.» Gün Reçtikçe kendi ıktıdıır çoğunluğunun stenel seçimleri vıtirecpfii belirienirken Giscard d'Estainşr'in son umu'ları Fransız AnnvnsRsının yorunıculanııın kpııdisıne göstereceğı «esııeklikler». ya da satır aralunnrUı mı aranacak?. SEÇIMLER VE DIŞ POLİTİKA: P arlamento seçimlerinde dış politika sorunlarının ne ölçüde rol oynadıgı tartışma konusudur. Kimi siyaset bilimcileriyle politikacılar halk yığınlarının dış politika ile savaş tehlikesi gibi olaganüstü durumlar dışında pek ilgilenmediğıni, normal zamanlarda dış politika sorunlarının seçmen oylarının yönünü etkilemediğini ileri sürer ler. Böyle düşünenlere gore, yalnız okuma yazma oranının düşük olduğu azgelismiş Ulkelerde değil, kültür düzeyi yüksek sayılan ileri sanayi toplumlarında da sade vatandaş, onların deyimiyle sokaktaki adam, salt günlük yaşamına sıkı sıkıya bağlı konularda duyaıiıdır ve seçimlerde tercihini ona göre yapar. Ornegin, Vietnam savaşının bütUn şiddetiyle hüküm sürduğü 1968 ve 1972 yıllarında ABD de yapılan Başkanlık seçimlerinde Demokrat \e Cumhuriyetçi Parti başkan adaylarının dış politika tutumlarınm seçim sonuçları üzerinde belirgin bir etkisl görülmemiş ve kamuoyu yoklamalarmda seçmenlerin büyük çoğunluğunun işsizlik, aşayiş, konut darlığı gibi giincel konulara önoelik tanıdıgı saptanmıştır. Oysa bu görüş açısı yanıltıcıdır: Belki Amerikalı seçmen oyunu kullanırken bir dış politika tercihi yapıyor gibi görünmemiştir ama gerek 1968 gerekse 1972 seçimlerine Vietnam savaşının zehirli havası egemen olmuş ve oy kullanan ya da kullanmayan, çünkü yekimser kalanlurın yüksek oranını da gözönlinde tutmak gerekir Amerikan seç meni iradesini Vietnam savaşının gidişatı yani Amerikan dış politikası llzerinde belli etmiştir. Her iki seçimde Demokrat Partinin başkan adayı bu yüzden yenilgiye ugramıştır. Bu gözlem yalnız savaş hali gibi olafcanUstti durumlar için geçerli değildir. Nitekim, yine Amerikadan örnek alırsak, Gerald Ford İle James Carter'i karşı karşıya getiren son seçimde de iki adayın dış politika göriişleri, televizyonda yaptıkları dış politika tartışmaları seçim sonucunu önemli ölçüde etkilemiştir. Kuşkusuz ki Amerikalı seçmen belirli bir dış politika konusunda, örneğin Panama ya da Angola sorununda izlenınesini iste digi siyaseti belirlemek için oy vermemiştir; fakat Ulkesinin güvenligi, dünya devletleri arasmdald yeri, sorumluluklarının smırı, dostlanna ve raklplerlne karşı tutumu, kısacası. Amerikan dış politikasınm ilkeleri üzerinde tercihini belli etmiş tlr. Şimdl Amerikayı bırakıp kendi Ulkemizde dış politikanm parlamento seçimlerini ne devece etki lediğlni inceleyelim: Tek Parti döneminde Türk dış politikası Çankaya Köçkünden yönetılir, ülke için hayatî önem taşıyan aış sorunlarda bile yasa ma ve yürütme organlannin rolü biçimsel olmaktan öteye geçmezdi. zaten seçimlerin güdümlü ola rak yapıldığı o dönemde halkoyunun dış politika ya yön vermesi düşünülemezdi. Demokrat Partinin on yıllık iktidarı sırasında bu durıım tomelde biı degişikliğe uğramadı, sadece karar mekanizması tek şef yerine Bayar • Menderes • Zorlu üçlüsünün •line geçti. Böylece dış politika, iktidarı elinde tıı tanların «özel mülkü» gibi görünnıeye devam ettı. Ancak 27 Mayıs devriminden sonradır ki dış polı tika konuları «tabu» olmaktan çıkıp kamuoyu n nünde tartışılmaya başlandı. Ne var ki, bu kez dr Adalet Partisi hükümetleri ve onun uzantısı olan MC iktidarı dış politikamızı kamuoyunun q4?[\ ; den kaçırarak gizlilik içinde yürlitmeye koyııltlu. CHJMHURtYET 1977 başlığı altında geçenlerde yaymlanan kitapta belirtildiği gibi, MC lıükiimptının başı ve Dışişleri Bakanı diplomaside gizlilik kuıa lını dış politikanm halkoyundan saklanarak yönctilmesi blçimlnde anlamayı amaçlanna uygun hui dular. Sanıyorlardı ki halk kitlaleri hâlâ dış polıtıkayı yalnız «baştakilerin bildigi»ne inanmaktHrhr ve seçimlerde dış politika konuları seçmen oylan nı etkilemeyecektir. Ana muhalefet liderinin seçim ksmpanyası sırasında dış politika sonmlarını MC iktidanna karşı kullanmayacağını açıklamıs olma sı onlara rahat bir nefes aldırmış olmalıdır. Ama seçmen vatandnşm tutumu acaba ne olacaktır? ÖnümüzdRki .") haziranda sandık başma giderken Tüık seı;menı Delki Kıbrıs sorununu, Amerika ile ilişkileriıııızi yn dn kıt'a sahanliftı konıısunıı düşüneıek oy kııllanacak değildir. O gün sandık haşında bir ıınket yapmak mümkün olsa, seçmen vatanda.şlfinn sıyasi partiler arasındaki tercihini, başta can güvenligi olmak uzere, yoksulluk, pahalılık, işsizlik, rü.şvPt. ve vurgun gibi toplum yaşamını dojrudan etkileyen ran ahcı sonınlara göre yap tıgı yargısına vanlabilir. Nitekim, kimi Rflzetclerin düzenledigi kamuoyu yoklamalnrı seçim öncesinrie yurttaşİHrın ulkemiz için hayati önem taşıyan dıs sorunlara geri sıralarda yer verdiğini göstermiş tlr. Ne var ki, hiçbir kamuoyu yoklaması 5 haztranda sandıklara atılacak oylarda Türk dış politikasınm kaderinin de yatmnkta oldugu gerçegini degiştiremez. Çiinkü bir ülkenin Iç düzenını dış ilişkilerinflen soyutlamak mümkün değildir. Toplumsal yaşanı sürecinde iç politika ile dış politika birbirini tamamlayıcı, etkileyiri bir karşılıklı iliski (interar tinn) içindedir. Bunun sonucu olarak da, Türkiye' nin dış dünya ile ilişkilcrinde halk yararına bir de Sişiklik olmadıkçn ve Türk dış politikasma çagdaş anlamda bağımsız, taflantısız btr yön verilmedikçe içeride sosyoekonomik bir dÜ7en dtğişikligini gerçekleştirmek hanı bir hayal olarak kalmaya Mahmut OfKERDE^l mahkumdur. Ulkemlzdekl egemen sınınarın çıkarları halkımızı uzun süredir dışa bagımlı bir yönetimın cenderesı içine hapsetmiştir. Dış ili^kilerimiz buna göre düzenlenmiş, Hariciyemız buna göre şartlanmış, dış politikada karar mekanizması Amerikanın, NATO'nun, Ortak Pazar'ın eline >;eçmiştlr. Bu nitelikte bir dış politika ile içeride sömürüye, aracılığa, vurgunculuga son veınıek, hakça, insanca bir düzen kurnıak ne denli iyi niyetli de olsa hiçbir hUkümetin harcı değildir. Bunun içindfr ki 5 hazıranda seçmen vatandnş hangi konuya öncelik tanıyarak sandık başına giderse gitsin, verecegi oyla Türkiye'nin dış ilişkılerinin gelecegini ve dUnyadaki yerini de belirlsmiş olacaktır. Rodezya'da günde 50 beyaz ülkeyi terkediyor SALİSHURY (ANKADPA) Irkçı beyaz u i n lık rejiminin, iktidarı sıyalı çogunluga devretmeye yanaşmamasına ragmen kendilarıne artık bu ülke de gelecek görıneyen beyuz Rodezyalılann, günde 50 kişi olmak Uzere ülkeyi teıkettikleri bildirilmektedir. gözlcmçilcr bu sayının hükümet taralındaıı yaymlanan istul.ıstiklerc dayanılarak saptandıgı, ve göçedonlerin gerçek sayısının bunun çok üstünde olabilocegini de belirtmektedirler. Rodezya hükümetince dün yaymlanan istattstik lere göre ynlnız nisan ayında 1472 beyaz, Ülkeyi terk etmiştir. Ayda 1000'ln üzerinde net bir nüfus kaybının sene sonuna knrlıır siirmcsi halinde ise yıl sonunda her 23 bcyazdan birinin iilkeyı tsrketmiş olacağı belirtilmektedir. Gözlemciler, bu oranın peçen yıl her kırk kişiden biri ol.ırnk Kcrçekleştiğini hat.ırlatarak beyazlann RÖçUnün bUyük bir yogunluk kazandığina dikkati çekniüktpdırlor. Resnıi sayıların dışında jaizlerce beyaz Rodezyalının dn ülkelerini çeşitli yollardan terk ftttikleri bildirilmektedir. Bu yollardan birisi, resmi ınakamlara tatile eıkıldıgım beyun etm«k, «tatil» den ise bir daha yeri dönmemek, yöntemidir. Bu yolu seçen Rodezyalı beyazlar Rerci ülkelerinde bırnktıkları mülklerınl Kaybetmektedirler. Ama yıllık vergilerini dp ödemerijklerinden pek fazla znrar görmemektedirler. Bu arada ülkelerini lerk edon beyaz Rodeıyalıların btiyük çoftunluğunım 2.'V30 yaş grubunda yani askerlik çafiında bulunan kimseler olduğu bildirilmektedir. İtalyan Komünist Partisi Mafia örgütüne karşı savaş açtı asadışı eylemlerl yöneten örgütlenmiş suç çetesı Mafia'nın Italya'da tüm devlet kuıumlaııııa sızması hatta Hıristiyan Demokrat Partinin ileri gelenlerini de ele geçirerek hükümete egemen olmasi üzerine, italyan Komünist Fartisı giderek yayılan Maliaya karşı çeşitli ünlemler almak için çalışmaya başlamıştır. «Le Nouvel Observateur» dergislnin belirttigine göre, IKP şlmdiye dek Mafia sorununu Sicilya ve İtalya'mn güneyindekı bazı kentlerin yerel sorunu olarak değerlendirmiştir. Mafia örgütünün; kamu hizmetlerini engellpmesı, ticaıet yapanlardan aldıgı haraçlaıı bütün ülke düzeyine çıkarması, ekonomik bunalımm içinde ülke gençlerine kolay para kazanma olanakları sağlanıası ve sonunda da Hıristiyan Demokratlarla llişkiler kurması üzerine İKP bu somııa eğilmek gereğini duymuştur. IKP yetkililerlne göre, Mafia, ülkenin güneyinde tecrit edilmiş bir hastalık de gil, bUtuiı Italya'ya bulaşmış bir kanser gibidlr. Mafia bütün devlet kurumlarma sızdıftı için bu örgütlo savuşmatun devletle savaşmaya eşit oldugu ileri sürülmektedir. Öte yan dan, çeşitli cinayetlerle yaratılan panik ve terör halkın da bu mücadeleye kalılmasını engellemektedir. Güney illerde hsva karardıktan sonra sokakta, sudece durumun farkına varmayan turistler dolaşmaktadır. Kalabriya'da yuvalanmış olan Mafia örRÜtünün işledigi suçların "> 80'i kovuşturmsı ya uğramamaktadır. Bu yüzdsn Italya'da Mıt fia ile Komünist Partisi arasında bir çatışma nin kaçınılmaz olduğu öne sürülmektedir. Ma fia örgütünün en güçlü olduğu Kalabriyadıı Komünist Partisinin oylan son seçimlerde "a 27'den "o 33'e çıkmıştır. Ancak son dört. ııv içinde bu bölgede Komünist Partinin ileri gelenlerinden iki kişi öldürülmüştür. Mafia örgütü de son aylarda kendi ir.indr çatışma ve hesaplaşma halinde bulunmakt.i dır. Aynı dergide ve.ilen bilgilere göre, bir t.anm bölgesi olan Kalabriya'da inşa eriilçn liman, geleneksel Mafia liderleri ile yeni yp tişenler arasında büyük çalışmaların çıkırasına yol açmıştır. Y • İIALYA'NIN GÜNEYİNDEKİ KALABRİYA KENTİNDE YUVALANMI5 OLAN MAFİA ÖRGÜTÜNÜN İÎIEDİGİ SUÇLARIN YÜZDE 80'i KOVUJTURMAYA UĞRAMIYOR. (AIIJMA YÖNTÎMLERİ Ancak Mafia çalışmn yöntemlerl arasm da bir değişiklik olmamıştır. Mafia'nın fedaileri tarafından öldürülen cesetlerin ağzınm içi toprak doldurulmuş ise bu, o kimsenin hayattayken çok açgözlü oldugunu ifade etmektedir. Eğer cesedin ağzına çakıltaşı konmuşsa, bu da o şahsın gevezelik yaptıgına işaret sııyılmaktadır. Mafia'nın korkutma ve Öldürme tekniği de bazı kurallara titizlikle uyulmasını gerektirmektedir. Küçük hatalar, vüzde iz bırakan bıçnk yaraları ile cezalandırılmaktadır. BUyük ihanetlerin cezası ise, arkadan vurularak infıız rdilmektedir. Ancak cezalandırılan kimse nrgtit.Un ileri gelenlerinden ise, kendisine katilini görme hakkı tanınınakta ve önden açılan ateşle öldUrülmektedlr. örgüt içinde katillerin saygınlık dereceleı:i de farklı olmaktadıı. Arkasında sadece iki ceset bırakmış olanlar, örgütün en alt kademesinde yer almaktadır. Üç ceset iyi anlamına gelmektedir. Büyük liderleri öldürme emri alabilmek İçin ise en az yedi kişi öldürmüş olmak gerekmektedir Son iki yıldır İtalya'da Mafia'nın eylemlerinde «ozle görülür bir nrtma olmuştur. Ülkenin kuzey illerinde haftada ortalama bir kişi kaçırılmaktadiT. Guneyde ise ülkenin eko ııomisini etkileyen her kunıma, her şirkete. Mafia, adamlarını ycrleştirmektedir. Adam t'U dürme, kaçakçılık, fidye alma suçları eskiye oranla büyük ölçllde Rrtmıştır. Sicilya Mafiasının ayagını kHyclırnn Kalabriya Mafiası en parlak döıiP'iıinı vaşıımakladır. 1975 yılında Kalabriya böİRfsiıiP Ttalyn'nın en büyük limanının yap'lması ile Mafia'nın kendi bünyesi içinde ric birtakım değişik likler olmuştur. Liman lnsaatının ş g 1975 yılından bu yana, Kalabriya'da Mafia 200 kişi öldürmuştür. Belirtildiglne göre, cinayetler sadece liman ve yatırımları kontrol altına almak için değil, Mafia içindeki liderlik mücadelesinin bir sonucudur. Gazetecilerin açıkladlklsrına göre, eski Mafia liderleri ile genç liderler arasında 1975 yılında bnşlayan büyük bir çatışma vardır. Geleneksel Kalabriya Mafiası «omerta» denen, cesaret, onur, sır vermemek gibi bir tür ahlâk kurallarıyla çevresine adamlar toplamıştır. Bu geleneksel Mafianın kendine 5zgü kurallan ve yasaları olduğu gibi iş alanları da vardır. Her çetenin «capo bastone» denen bir şefi bulunmaktadır. Bu çeteler, manava ve bakkala varıncaya kadar her tür ticari şlrketten yüzde almaktadır. Buna karşılık Mafia ticaret yapanları her türlü hırsızlıga karşı korumaktadır. Bugün Kalabriya'da hırsızlık, gasp ve örgtitlü beyaz kadın ticaretl hsmen hemen yoktur. İtalyan hükümeti. Güney Italya'ya otoyol, fabrika ve oteller inşa etmeye karar verince Mafia da yüzde ve haraç sistemini hemen uygulamaya başlamıştır. Liman yapımmda Mafin taşıma işlerini tekeline aldığı ve çeşitll şekillerde müteahhitleri yuzdeye bağladıgı için bu proje tahmin edilen maliyet bedelinin iki katına malolmuştur. Bundan başka Mafia açık artırmalara da elatmış ve tehdit yoluyla diğer müteahhitleri çekilmek zorunda bırakarak ihalelerin çok yüksek bedellerle tanınmamı? şirketlere verllmesini »agla mıştır. BütUn bunlar llmanın maliyetini yükseltmişür. Sanayi ve yatınmların güney Italya'ya uzanması İle eski kuşak Mafia liderleri temiz lenmeye, yeni yeni adlar ortaya çıkmaya ba.şlamıştır. 1975 yılında bir köylü gibi glyinen ve yaşayan UnlU lider Don Antonlo Macri de oldürülmllştUr. Macri kendi ahlâk kurallan içinrie doğru bir lider olarak tamnmaktaydı. O nun öldUrülmesi. endüstriye geçlşi kabul P'memesine ba*lanmaktadır. Böyle» ttalya'nıtı (îüneyinde bir devir kapânrnış, onun yerini dahi modern bir cinayet ve suç örgütli a!mı<;tır. (Dı» Haberler Sırvlsi; Suriye, Golan'da BM Barış Gücü'nün görev süresinin uzatılmasını kabul etti BİRLC$Mİ$ MİI.LKTLER İsrail ve Suriye kuvvetleri urasmcUıki Golan'daki BM Barış Gücü'nün görev süresinin altı ay daha uzatılması Suriye tarafından kabul edilmiştir. Görev süresinin u«atılması İsrail tur:ıtımlan daha önce kabul edilroiş oldugunu açıklayan BM Genel Sekreteri Kurt Wa]d heim, bu konuyla iİRÜi bir raporu GUvenlik Konsejine sunmuştııı. Barış Rörüşmelcri başlatılmadıSı takdirde Orta Dogu sorununun yeni boyutlar k.i7anacagını öne süren VValdheim, barış gücünün .stirev süresinin ıızatılmasının «elzem» oldugun'i ifade etmiştir. <AP)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle