Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MİCHEL DEBRE: "FRANSA'DA BUGÜNKÜ İKTİDAR SOL BİRLİGİNE KARŞI KOYACAK GÜÇTE DEĞİL,, Kosta DAPONTE • DE GAULLE VE POMPiDOU DflNEMLERiNM BA^BAKANIIK YAPMI5 O U N OEBRE. ARİS Fransa'd.a öneeki hafta kunjlan veni kabıneır.n biieşimine ilişkin tepkiler sürmektedir. İkinci Barre hükümerine yalnızca iki yeni bakan alınmış, eski bakaniardEn bazılarmın ise görevleri değiştirilmiştir. Cerek kamuoyu, gerekse sıyasal gözlemciler yeni Barre hükiimetı ile hayal kırıklığına uğyamış olup. «dağ fare doğurdu» demektedirler. Hüküm?t bugünkü biçimiyle ne bir seçim hükümetı. ne de iddia edildiğı gibi bir müoıdele hüküıneti göriinümündedir. Par';?.mento dışı teknisyenlerd3n oîuşmakla beraber. fazla politik bir niteliğı de yoktıır. Barre hükümeın: çelimsiz ve siük bir kabine olarak bulanlar da çoğur.luktadır. Bazı gözîemcilerin kanısmca. Gıscard'ın önderliğindeki ikıidar çogunluğu içinde, bel?diye seçimlerir.de birleşik solun elde ettigi başanlı sonuçlardan sonra yayılrr.akta olan teclirginlik tinı bir bozgun ortanıı yaratmaktadır. Seçimlenn arkasınriar iküciar çofunluğumı oluşturan sağcı partilerin tepkilerin; değerlendirenler, önümüzdeki haftalarda daha da ciddi gelişmelerin bekleneöileceğini eklemektedirler. Bunlann içinds seçim sistemir.in çoğunluk sistemirıden nısbi temsil sistemine çevrilme.şinden tutun da. genel seçimlerin öne alınmnsma kadar çejitli görüşler süvunulmaktadır. İşçi sendikaianmn ise özellikle son zarr.Iar karşısır.da tepkı £osr?rerek grev ve gösterilere başvurması olasıhğı da uzak sayılmamaktadır. FRANSA'OA YEREL KOHUCUMHU ALMANYA MEKTUBU Ardarda gelen bunalımlar ve skandallar Schmidt hükümetini sarsıyor Tağmıır ATSIZ P BiRLEJiK SOL CEPHE'NiN SEÇiMLERDEKi BAJARIS! SUNDAKi GÖRtrçiERiNı RıYET'E ANIATÎI. • OEBRE: MiTTERRANO'IN STiLi AYRI SOLA OY KAZANDIRIYOR. CA FRANSIZ KOMLNiST PARTiSıNiN MÜKEMMEL NU UNUTMAMAK ADAPTASYONUGcREK.» • BAT! ALMAN iSTiHBARAT ÖRGÜTLERÎNIN • FRANSA'DA DOĞUM ORANI DÎJŞEVLERE MiKROFON YERLEŞTîRMESi. SPD İLE GENÇLiK ÖRGÜTÜ ARASINDA GıDERE» BUYÜYEN ÇATIjMA, EMEKLi AYLIKLARI ME6E DEVAM ETTıKÇE VE NÜFUS HIZLI BiR BıÇiMDE ARTMADİKÇA, KARANLIK LLKENİN OLDUĞU GELECEĞıNiN GÖRÜŞÜ'NÜ MİCHEL DEBRE NE DtVOR? De Gauîle ve Pompidou dönemlerinde B?sbakanhk yapmış koyu soliistlerden Mi.~hel Debr = teh]ike çaniannı kendi stiline göre çManlarm başmda gelmektedır. Hafta bpşında kendisiyie yapnyımız söyleşide Debre. «bugünkü iktidanr.. STD! birJiğinin yengisme karşı koyacak güçte olmacüjını» bcUrtmiştir. Giscard'ın Avrupa politıkasına da şiddetle karşı olan Debre, "Avrupa bütünleşmesi» yoîunun da çok tehükçli olduğunu tekrarlamıstır. Michel Debre'ye göre. ABD ile doğrudan doğruya kııruİ3cak ikili ılışkilere dayanacak bir po'itika. Atlantıkçi politikadan geçen ilişkılerden daha sağlıklı olacaktır. «Atlantikçilığe varmadan. yalnız ikili jlişkilere yandaş olmayı» yeğieyen eski Basbakan. Ortakpp.zara' karşı da sert bir poiıtika ilenınesino tr.raftarriır. Debra, ><AET"yi bir koşeye sıkıştınp. ya srrbest pazar politikasım uygtılarsmız. ya da Fransa kendi başının çaresine bakar» dsnme^inden vanadır. Fransa'nm NATO içinde bir politika izlemesinin tehlikelerıni yineleyen Debre, «ulusal savunmaiîin entegrasyonu dıye bir şey olarnaz» demekte. kendi ülkesinin savunmas'.nı plinde tutamayan bir ülkenin inandırıcı olmaktan çıktığmt da eklemektedir. ÇOK ULUSLU MECI.tS.. Debre aynca, sçok ııluslu bir meclisn olarak nitelediği Avrupa Parlarnentosu fikrini de cıeştirerek, bunım «tehhkeli bir serüven>» olduğunu söylemektedir. Portekız. İspan>a ve Yunanistan'ın Orrakpazar üyelikleri konusunda ise Miche! Debre şunîın cklemektedir: «Ben bu ülkelerin Ortakpazar'a alınmasına taraîtanm. Bir zamanlar bu ülkeleri. içteki reji:nîeri ncdeniyls AET'ye almak istemiyorlardı. Bugün iç rejimleri değişmiştir. Bıma rağmen şimdi bu kez ise kuru incir. kuru üzüm sakıncaları öne sürüiiiyor... Bunlar ciddi gerekçeler olamaz.. gülünçtür.» «MfHALEFETE GEÇ2HE» «Sağcı koalisyona karşı şiddetü eleştirilerine ra£men muhalefe^t geçmeyi dilşünmediğini» de söyleyen Mıche) Debre d'İsraeli. Churchül ve Clemenreau'nun da kendi partileri iç:nde çelişki ve çatışmalara diiştüklenni. ancak pr.rtJ!?rindCTi aynlmadıklannı hanrlatmıştır. Kendi partisi içinde eylem ve sör (»şi'rliijünü korudugymı ekleyen Debre, sol birliğinin süçlenmesin: ve başarısının sonuçlannı geçen yılki kantona' seçimlerden beri söyteyip durduğunu da yenilemiştir. Debre, Fransız seçmenlerinde son yıllarda mey dana gelen değişikJifi şcyle özleştirmeîrtedir: «ppçn.enler gsnçleşmiş yenilenmlştir. Seçmen V3şı ISe inmıştir. Gençler aynca. 1958'den beri iktidardaki besınci cumhuriyst hükiimetlerinin başaniarını :e elde ettiği sonuçiarı, olduğu gibi kabul etmekt.e ve nedenlerini öğrenmek istememektedir. Seçmenler, hem enflasyona karşı çıkmakta; hem de pahahlığa karşı sB\aşır: gereklerini reddetmektedir. Yani ne hastahğmı, ne de ilâçlannı kabul etmektertir...» Michel Debre, solun başansı için şunlan da ekliyor: «Mitterrand'm stili ve izledigi yol sola oy kazandırmışrır. (Kajnuoyu 1974'teki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra hayal kınklığına uğramış, bek.'edifini bulamanuştır. Bir de Fransız Komünist Partisinin mükemmel adaptasyonunu unutmamak gerekir. Fransız komiinistlerinln proleterya diktatorj'asından vazgeçmesi alayh bir şekllde karşüanmıştır. Genel Sekreterleri Georges Marcbaıs'nin guler yüzlü olması da alay konusu edilrnek istenmiştir. Ancak bütün bunlar alayla geçiştirilecek şeyler değüdir. «Mitterrand'm izlediği stra'ejinin desteklenmesi de bu gelışmeleri hızlandırmıştır. Mitterrand tutumunda ustalık göstermiştir. Bir çoğunluk olasılığmı ysratmasını bilmiştir. Karşı taraf ise bozgun halindedir...» FRANSIZLAR ÇOCLTC YAPMALIGerek Fransa'daki. gerekse dünyadaki «gidişattan» son derece karamsar ve kötumser oldufunu giriemeysn Michel Debre, Batı toplumlarındaki temel deger olçülerinin de çökmekt* oiduğunu ekleyerek, «doğum cranı \ük?elmelidir» görüşünü de yinelemiştir. Debre'ye göre Frar.sa'daki nüfus arîmadan, doğum oranı da düşmeye de\"am ettikçs ülkenin geleceği karanlık olacaktır. Debre bilindiği gibi Fransızlan daha fazla çocuk yapmaya çağırmaktadır. Michel Debre, ör.lemler alınmazsa önümüzdeki on yıl içinde Fransa'nın Almanya'nın bagımlıl:ğı altına düşebil«ceğini ileri sürmiiştür. YASASI. KOALiSYON PARTilERiNiN HESSEN EYALET SEÇiMLERiNDE ALDI6I YENilGi; BONN HÜKÜMETıNiN ZAYIFLAMASINA YOLAÇAN FRANÜA.NIN ESKİ BAŞBAKANLARINDAN MİCHEL DEBRE . SAVUNAN OEBRE, FRANSIZ HA1KINI ÇOCUK DOOURMAYA GIRDI. ÇA NEDENLERıM BAjLICALARI. İsrail Ortadoğu'da barış çabalarını baltalıyor SURIYENIN BAŞKENTİ «AMİÎA VAVirTLA.VAN' ELBAAS GA^EFEblNDE 'ıER AL.\N". ORTADOGU SOROl,N< S~Ö^Û>.! BULUNMASI ÇABALARI.VA Vfc İSRAÜ.TN TUTUMUNA ILIŞKIN. MUHAMMED MANSUR IMZALI YAZIYI SUNL'YORUZ: merkezleri kurmaya hız vsrmesi, işte ou nesaba dayanmaktadır. İSRAIL'IN YENi TAKTiGi Son zamanlarda !<e îsra.l ip yru oir taktıkle dünya kamuoyun'.ın karş:s:na Çikt;gı gr^ rülmektedir. İsrail'i des'Pil'yen guç'.îr ı^~fından da Oemmsenri:*! anlasıian bu tJktik şudur: <;Eğer Arap ül^pJe:: jrç;k;pr. r>arTş ıs'ıyorlarsav once Isra1.!'; M:;mıaİ3n ve U67 s ^ >vaşından öncekl sınırlarda duzeltme Kaldı ki. îsraıl'in ve İrrriK i do^'cnl°ypn güçlerin bilmesi gereken b'r şef;e.; daha vardır. O da şudur: Filistin somsunun o oladogu buna'ımınm ozünü oiuşturduğu aıtık tüm dünja taraîmdan ksbuı ed;l:nçli.tedir. Ve eğer ortada bır Fılist.T soıunu oulunrnasaydı İsrail ışgaline gıren Ar^.p topraMan sorunu da bulunmayacak'.'. Bu ^erçetı de vurguladıktan sonra su sor.jyLi sornıak üa<kımızdır: Araplardan. topraklanr'r ir.r ooluT.ü''iU ve Filistin topraklarmm cia la'.r.srrjir.ı ı:;sal etrnış bir düşmanı. topraklarmın boşaltmadan ve Fiiistin halkının Kendi toprak:arı uzTinrie kendi haklarına kavuşmasır.ı olür.ak vnv.eden. tanımaları ıstenebil.r mi? Böyîe fcır :stek haklı olabilir mi? rrado£u bölgesinde •jans'n gerceKieş'ı rilmesi konusımda n:< zair.an dün">.da bir umut ve iyimserlık havaM oeıirse. Isra:l hemen harekete ?eç;p DJ UJTIÜÜU tK>sa çıkanr. TelAviv hükünnü, prııpc.ya!:s:«:yonist saldırı sonucunda yurdundan kovulmuş olan Filistin halkm.n meşrı haklarmı inkâr ederek ve bu dunjmun kendisıyle ilgisi bulur.madığı ıddiasmrta ursr ederfic. harcanan tünı barış çabalanm ba'.talamakrâdır. Oysa. Filistin sonın'un'jn bö'geıîeü, bunalımın öziinü oluşturdaŞu ^erçejı. butün dünya tarafmdan kabul edilmiştir. Bov'^ere İsrail. Filistin sorununa &ı;: çevırmeKie bir aldatmaca siyaseti i3İemciıt?U:r. İsraıl'ın bu sivaseti. yalnız Araplar ve Arap dostlan t?.rafından deği!, artık bizzat îsraıl'm dost.an tarafmdan da görülmektedır. bugıine kıciar dünya kamuoyunu aldat.n.tca ve •'tmago.ı! iie oyaiayabileceğim sanaa Israil'in aaık bu siyasetini urun süre sürd'lrmesi ıl&ıaıtsızclıt. O İKİ S!ÇENEK ONN «İkinci Schmidt Genscher hükümetlnüı ilk 100 günü bır sefaîeıler dizisinden ibaret.» Son günlerde gerek ıklidar, gereken nıuhale'ete yakın sıyasal çevrelerin, ort£k kanıîarı bu cüriileyle özetienebihr dcmef., hiç de abartma sayılamaz. Zaten çeşitli yorumcular •sefalet» sözcüğünü gıtgide daha sık kullanıyorlar. Sımdi soru artık «Bonn koalısyonu cievriiecek mi?> değil <Bonıı komısyonu ne zaman devrilecek?. Söz konusu «selaletler dizisinin sınır taşlan öz«tle şunlar: • Emekli aylıkları konusunda hükümetin yaşlılan aldaunaya yeltenmesi. • Çeşitli hükümet organlarının, Anayasayı ç:ğ:ısyerek bır îakım yurtdaşiann evlerine mini mıkroîonlar yerleştirmesı. • Büyük koalısyon kanadı SPD İle gençhk örgitü «Jusolar» (Genç Sosyalistler) arasında, ger.çlerin sosyal demokrasiden demokratık sosyalızme kayma eğilımierı yüzonden çıkan ağır çatışma. • Küçük koalısyon kanadı Hür Demokra^ar FDP :1e onurı gençlik orgrurü arasmda. sosyal devlet >avraraı üzenne çıkan sünüşmeler. • Ordu içır.deki bazı sağcı generallerle sosyal Demokrat Savunma Bakar.ı Georg Leber arasrada başgösteren ve oirkEÇ generalin vakitsiz enıekhye sevkiyie sonuç'.anan (yshut sonuçlandığı sanılan) ka\ga. • Geneî oiarak yönetıcılerlp geniş SPD ve FDP :abanlan arasında derinleşen uçurım. 0 \7e son olarak Hessen Eyaleti'nde Sosyal Denıukratlann önceki pazar gilnu uğradıklan feci seçim jenilgisı... Gerçı son günlerde arrsrak yoğunlasan «knalisyon dsğılıyor:> söylentilcri üzerine Başbakan H3İnıut Schmidt bir basm top!an;ısı düzenley:p. bu gibi spekülasyonların asılsız olduklarını ileri sürrnüştür ama. ardı ark&sı tasilmeyen skzndallar ve hafif dejimiyle yolsuzhıkîar yıizünde'n Başbakanın bezginleçtiği de bir gerçektir. Zaten son zamanlaraa SPD'nın stratejı uzmf.ni ve parti meclis gnıbu başkanı Herbert Wehner'm de. araiıksız suıen bunalımdan ritürü hükümeti bırakıp muhalefete geçme hesaplan ıçerisinde bulundugıı yolundaki söylentiler yaygındır. Ancak, birkaç aya kadar SPD hükümetten çekıiırse na olacağı konusund?. kimse kesin bir değerlendirme yapamamaktadır. Açık olan nokta. muhalefetteki Hıristîyan Derrıokratların tek ba?larma çoğunluğu sağlayamayacakları. Zaten hangi konuda neyi, nasıl farklı biçimde çozümleyecekleri de bir sır nitelişinde. : Şimdi ufak koalısyon kanadının önderi vo Dışişlen Bakanı Genscher el altmdan muhalefetteki Hıristiyan Demokratlarla «flön» etmeye başlayarak. partismın klâsık «überaı» politikasım yeniden vurgular durumda. Bır görüşe bakılırsa HıristiyEiı D?mokratiarla Hür î>emokratların koalisyona gitmesi, hem seçmen gözünde «überallermn gerçek nıteliğıni ortaya koyması bakırr.mdan. hem de Sosyal Demokratların muhaiefete çekilip kendi ıçlerındeki idsoiojik kavgayı bitırnıeleri ve Sosyal Demokraf mı yoksa Demokratık Sosyalist mi ol.icakıarma karar vernı»leri açısından yararlı olacaktır. H?r ne kaöar SPD'nin demokratik sosyalizm çığınna girmesi. inanılmayacak bir gelişme olursa da. h.ç dejılse parti içindeki demokratık sosyalıstlerin ayrılıp başka bir parti kurmaiarını saglaması yönünden muhalefete geçmek gerekli görülmektedir. Kısacası bundan sekiz yıl önce V.'ıily Brandt VP (şimdiki devlct başkanı) WaHer Srhfel rarafından büyük umitlerle kurulan «Sosyal Lib?rai Koalisyon». li)77 ılkbahannda, o zamanlar ileri süruldüğü gibi «aydınlıâa 21den bir yol» olmaktan çok bir chıçkmklar köprüsü» niteliîi taşıj'or. Köprünün bır :ıcunda. b'jr.alımlar içinde "=ır«sılan Bonnla, ne vapacakları pek beüı o!nıavan polıtikacılar var. Öbür ııcunda ise ne oldugunu önümüzdeki haftalar gösterecek. B El BAAS (SURİYE GAZETEİi smı kabul etmeleri gerskır. Fıüsrin sonır.u ise ancak bundan sonra e!e alınabilir.» Bu taktigın ifade s;:ği anlam açıktır: Araplarır., 1967 savaşmda Ismi: ijgiübe eıren topraklarmın bir bftlümunJ İs<ıii'e b:rakma ları.. Ne var ki, böyle nır Ç^ZÎUYI yoiu, Arap ülkpleri tarafmdan Himi.'e ve pöriisme konusu dahi olmadan reddedilir. Şunu da belirt mcmiz gerekir ki, böylrisı oneriîerı:. a';şır gerçekleşmeslne yardımrı olması olar^ksızdır. Hatta bu »ür öneriıer bar:şı ser;eKleştirmek :çln girisüen çaba'r.n balta'avacal' ve dolayısıyla savaşa büe yo;açrfo::ecek ni;?l:ktedir. Ne var ki îsrail. b:ı siyasetmin dünya kamuoyu tarafmdan tümüyle anlaşılmış olmasma rağmen, hâlâ «oanş«tAa dem vuım&k'.a da sakınca görmemektedir. E"Jnu yaparlcen bir yandan da. içgal alrmcla tutujn Arap topraklarında yen: yerles.Ti? merkezlcn Kurma çahşmalarını sürdürm=kte. ji.y'ecc i.°.c'e tüm dünyayı bir emrivalti k^rşısuırla ,ir?ık:p mümkün oldugu kadar tiîl* toprak e.de •:• meyi hesaplamaktadır. Soruna b?r;?çı bir çözüm bulunması olasıhğı arm.iça ve cueılikle Cenevre KorJeransının rop'anmflsi yolur.öarci çabalar yogunlaştıkça îsrail'n yeni yerleşms 1967 savasmdan önce^ı sınırlarda deŞişikli's yapılması isteğme geıince; israil. herkesten daha iyi bilmekted ; ki, sm'.rlaröa degijiklik yapılsa bile bu, yenidcn savaş patladığı takdirde kendisine h!.; bir yarar sağiamayacaktır. Nitekim 1973 ekim savaçı bu gerçegı ortaya koymuştur. Bu durumda İsrail'in önünde sadece iki seçenek kalmıştır: Ya düny;ı kamuorunun iradesine boyun eğerek, adr.Iets dayaiı vc kahcı bir banşı tüm ılkele' ve gerekleriy.'e b:rlikte kabul edecek; ya da i^gaj altında tuttugu Arap topraklarını ışgal e'mekta ve Filistin Arap halkın;n meşru ha'< annı tanımarr.Rkta ısrar edecektir. İsraıl'in ikinci .ıeçen?îı seçmes; nemek adalete dayaiı, kalıcı bir b3..;ı tüm ilkeleriyle birl;kte reddetmış denıcktır. İ'.errie D;ındnn doğacak sonuçlarm Eor:ımlu!ugJ da tabil ki İsrail'e ait olacaktır. Unutmamak gerekir ki bundan doğacak sonuçlarm taşıyacağı tehlikeler. yalnız Ortadoğu bölgesine değil, ayııı zamanda tüm dünyaya yönelik olacaktır. (OIŞ HABERLER SERVtSİ) Güney Kutbunda en soğuk kış mevsiminin 1976'da yaşandığı bildirüıyor VVASHtNGTON Amerikan Ulusal Bilim Vs>.fı raporîannda beiirtildığine göre, sıfınn alrında 50 dereceden az günlük sıcaklık ortalamalany'.a Güney Kutbu 1976 yılın^.a. 1957 yılından bu yana en soğuk kış mevsimını yaşam;ştır. Geçen yılın Güney Kutbundaki en düşük günlük sıcakhğ:. 8 ağustosta sıfırm aif.nda 7S derec; olarak kaydedilnııştir. Güney Kutbunda sıcaklık derecelerının kaydedilmefe başlandığı 1957 yılından bu yana en soguk gün rekonmu s'.ürın altında 80,« dereceyie 1965 j'ümın 22 temmuzu kırmıstır. , . Güney Kutbunda geçen yı'.a kactar en düşuk yıllık sıcaklık ortalaması 1959 ve 1964 yıilanndi sıfm altında 49,7 derece olarak kayderiümişti. •a.a.) Picasso'nun 127 milyarlık mirasının pa/laştırılması büyük sorunlar doğurdu abîo Picasso'nun ölumür.ür. üzerinde tam 4 î < ay geçti. 46 aydır, Jacque!me Pıcasso, ünlU ressamın üzgün eşi, yerlere kadar inen siyah matem elbisesini üzerinden çıkarmadı. 8 nisan 1973'de ölmüştü Picasso. Ancak dört yıla yakın bir zamandır, muazzam servetinın mirasçılar arasında paylaştınlması ancak şu son günlerde mümkün olabildi. Çünkü Picasso, öldüğü zaman geride sadece iki mirasçısı bulunuyordu. 1354'te tanıyıp. 1962'de evlendiği Jacqueline. . Ressamm tek yasal çocugu, 51 yaşındaki Paolo Picasso . Jacque!ine'den önce 1918'de evlendiği Balerin Olga Koklova'dan oian oğlu. Ancak, Pıcasso'nun Vauvenargues'daki şatosunun görkemii bahçesindeki mezan daha taınamlanmamıştı ki, yeni mirasçılar ortaya çıkıp haklanm aramak üzere yasalara baş vurdular. Bunlar Picasso'nun evlilik dışı çocuklarıydı. 39 yaşındaki Marluç, ünlü ressamın 1131'de tanıyıp sevdiği Marie • Teherese Walter'rien dünyaya gelen kızıydı. Claude ve Paloma 1944 ve 1949'da dünyaya gelmişlerdi. Onlar da Picasso'nun 1943de tar.ıdığı Françoise Gilot'dan olma çocuklarıydı. Bu üç aş'.: çocugu uzun jnliar boyunca PicassoVa karşı «Babalık hakkı>nı aramak üzere bir mahkeme de açmış bulunuyorlardı. 1974'de ise. çıkarılan bir yasayla bu haklarıru eîde etmişlerdi. Ye Picasso'nun çocukları bu hakkı babalarımn ölümünden üç ay önce elde etmişierdi. Ancak olaylar bu kadarla kalmayacaktı... Yeni bir gelişme birden ünlü ressamın miras konusunu daha büyük bir çıkmaza sürükleyecekti... Paolo Picasso. onun tek yasal çocugu. babasının izinde yürüdüğünü ispat etmek ıstercesine kendi çocuklanna karşı son derece ılgisiz davranmak taydı. İlk evliliginden dünyaya gelen çocukları Pabiito ve Marina, nedense büfün hayatları boyunca aile çevresinin dışında tutıürnuşiar, sıkıntı ve yoksulluk içinde çırpmarak büvümüşlerdi. «Babamdan bir tek Noel armağan: bile almadım...» diye p.nlatıyor Marina. Sesinde derin bir nefretin izlenne rastlanmıyor pek. «Her hafta gerek bîibama, gerekse büyük babama mektup yazardım. Ancak onlardan hiç cevap almadım... P.üyük babarm gormek olanağını bile bulamazdık... Babam onu görmemizı istemezdi.» Bu sen tutum, bu iigisizlik 1966'da ilk kez PicaEso'rtın torunîarma bir pikap ve bir motorlu bisikiet almasıyla biraz yumuşar gibi olmuştu. Ancak bu armatanların arkası gelmedi. Picasso'nun ölümünde Paolo'nun çocukları da cenazeye katılmak istemişîer... Ancak babalr.n • Aile arasında, sade bir tören. oldugunu ileri sürerek onlan engellemiş... Marina ve Pablito nerien aile dıçında tutuiduklannı bir rürlü anlay.ınıamışlar. Babalarıfıa go?terdikleri direnç bosu gitmi?... Sonunda Pablito babasıyla yaptıgı tartşma sonunda, üzüntüye kapılarak çamasır suyu içe P leri bulmak. degerlendlrmek. e.i ve eşyayı düzenlemek gerçekten büyük zaman kay'oına yol açtı. Picasso'nun her yerde bir anısına raitlanıyordu. Diş fırçası bardağının yanında banjoda öyiece duruyordu, koltuklardan birinın üzerine atılmış gazete. sehpalarda kirli sışara tablaları. Sanki Pablo Picasso alış verişe çıkmış da hemen donüverecekmıs gibiydi... Bundan sonra ünlü ressamın son karısıyla birükte yaşadığı Moııginsj'deki Notre Damo de Vie> köşküne gelindi. Jacqueline Picasso eşinın anısına öylesıne bağlıydı kı, onun eşyasına dokunulmasını evinde dolaşılmasmı, yapıtlarını oradan oraya götürmelerini, kocasının anısına saygısızhk sayıyordü. Onun evı eşj'ası oldugu gibi kalmahydı. 46 aydır, P:c?sso bu dünyadaıı ;iynldı ayrılalı her ayın 8'inde matem turuyordu. Siyah matem elbisesini asla çıkarmayacaktı. îşte evin içinde eşyayı karıştıran, her şeyl didik didık eden, araştıran saptayan bu adamlara onun katiananîas'acağı belliydi. Bu nedenle görevliler parmak uçlaruıa basarak dolaştılar evde... Zaman zaman «Siz Picasso'nun kim o> riugunu bilemezsınız... Onu anlayamazsın:z...»' gibilerden sözlerine, bağırıp çağırmalarma bile katlandüar. PicassoYıun kendi avukatlarınm dışında bu ünlü miras davasına birçok avukatm da adî karıştı. Bütün mirasçıîann bırer, ikişer avukaü vardı en azmdan... Bütün mirasçılar Paris'te bır çok kez toplanriılar. Her defasında itiraz eden. paylaşrnayı beğenmeyen biri çıkıyor, anlaşma gerçekleşemiyordu. Picasso asla iyi hir b»ba olmayı biiememiştir... Onun yasal çocugu dıyında. evlilik dışı çocukları şimdive kadar yoksulluk içinde çırpmmışlardı. Son çıkan vasavla şimdi hepsi de ünlü ressamın mirasma ortak nlabilecekler. İşte onun sevplüerinden biri Françoise GUot ve ondan dünyaya gelen iki evlilik dışı çocuğu Oaude ve l'alomaSon kez de Aralık lE7S'da toplandılar. Bu toplantıda bir karar alınabildi... İnanılmaz bir şey olmuş, oybırlığ: saglanmıştı. Ya da öyle görünüyordu. Bu tartışmaiı miras sorunu çözülmüşe benziyordu. Bu bi r mucizeydi. Çünkü daha önce ünlü ressamlardan Manet ve Bonnard da, Picasso gibi muazzam bir ser.er bırakmışlardı ar kalarmda. Mirasçıları bir türlü bu serveti payiaşamamışlardj... Picabia'nın mırâs sorunu ise ancak 1962'de çözülebilrrnşti. Şimdi Picasso'nun taşınabılir ve taşmanıaz mallan bölünüyor. Ssdpce .Notre Dame de Vie. köşkü Jacqueline'in. Ona hıçkimöe ciokur;amaya rak. Öteki malların eşit biçimde payiaştırüması süreceğe benziyor. Marina, kendi ha!:kın;> diışoni ?Imak için bek lerken, iki odalı bir evde sade bır yaşam sürüyor, yaşamını paylaşan adam ve oncian olan iki ayîık bebeğiyle başına konan bu devlet kuşunun sonuç larını beklemekte. «Aslmda bu servet biraz geç geldi elime...» diyor. *AsıI servetiın. bu minik vsrlık işte... İk: ay önce guç bir doğumla diinya• ya gelen bebeğim.» FRANSIZ SOSYALİST PARTİ LİDERİ MITTERRAND: ERKEN SEÇIME HAZIRIZ,, PARİS, (CumhuriyeO Son genel seçimlerde çoğunluğu kazanan Birleşik Solun ortaklanndan Fransız Komür.ist Partisi Genel Sekreteri Marchain'in ortak iıükümet programının öugünkü koçullara göre «AiîüaHze edilmesi. amacıyla yaptığı çagrı, Fransa Sosyıüist Partisi'nce solcu radikaller topluluğu tarafmdan kabul edilmiştir. L'ç parti iiderinin, ortak hükümet orogramının imzalandığı 1972 yılından sonra son beş yıl içinde değişen siyasal ve ekonomik konjöktüre göre güncelleştirmek üzere, n:san ayı sonunda bir zirve toplantısı 5'apmaları kararlaştırılmıştır. Bu zirveye Fran«,ı: Sosyalist Partisi 1. Sekreteri Mitterrand, FKP Genel Sekreterl ile Radikal Sol partisinin lideri Ftobert Fabre katılacaktır. Mitterand. dünkü deraecinde. «Oenel seçimler i<=ter hariranda. ister ekimde. i^ter mart 1978'de yapılsm, Sosyalist Partisi hazırdır» demiştir. rek intihar etti. Picasso'nun ölümünden birkaç gün sonra, o da acılar içinde kıvranarak bir hastar.e odasmda gözlerini yumdu. Kardeşinin korkunç ölümü Marina'yı çok sarstı... Ancak o çok daha gerçekçi bir davranısla, Picasso'nun öiümü üzerine hakkım aramak üzere bir avukata başvurdu. Avukat. babası sag olduğu sürece, gerçek mirascı o olduğundan. b'.t mirasta hiç bir hakkı bulunarnaj'acağmı söylemişti genç kıza. Ancak Marina 6 haziran 1975 günü onu Paris'e çagıran bir telefon aldı: Marie • Christine, •'•îni babasır.ın ikinci kansı, Paolo'nun ani ölümünü bildirdiler. Marina hempn ııçağî s'layıp cenazeye kstılmak üzere Paris'e indığinde, cr.u hev&alanınds Françosie Gilot'nun ogltı Claude karşılamıştı. Bu genç adam, gerek kendinin ve kızkardeşının, gerek Marina'nın hakkım aramaya kararhjdı. Picasso'nun avukatları görevlenni sürdürüyorlardı. İlk önce son karısı Jacçuehne'i bu yeni mirasçılan kabule zorlamak gerekiyordu... Bundan daha bir güç iş bekliyordv. onlan: Picâsso'nut. dünyanın dört bir bucağma y&jllınıs sayısı bıiintneyen mallarTnı toparlamai kayıtı rını bj r a r a . ya getirip. değerlerine göre bir t^^uuua yapmak. Bazı yapıtlan sigorta ettimıck, or.'v.ı l:orumaK için öı.lemler almak... î?e Picpsso'nun Cannes'de bulunan 'CaİLfornie» adlı e%inden başlamıslardı. Bu evde Picasso yasamının büyük bir bölümünü ş°çirmışti. Ancak her $~y öylesine karmakanşıktı ki... Belge