16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DCRI ri'MHUalYET 5 NİSâN 1977 UNLÎİ REJUÛÜ VE f/Lfi FiLMLtj* Ptfc. BAVA^i OLuYOR. / İJTİTOAN \ S TURHAN SELÇUK IĞRIP UZUN H i K A Y E EROL TOY 21 AMERİKA'DAKÎ YUNANİSTAN Otinürnüzdp dfvletlerarası re ııluslaraniM iliışkilrri. blnk lararası dengelrri yalnızca politika adamlarının sasUmadıfı bir gcıçeklir. özellikle Amerika Kibi bir ülkedc çeşitli ülkclprin çıkarlannı koruyan hirtakım jrruplann. nrRütlprin hulunduğu çesitH makale ve kitaplara konu olmuşlur. Yalnız bıı örçStİprm nasıl kurulduğu, nr yaptıklan. klmlcr aıbna çalıştıkları, ticari alısverislrr için haııei komplolan düzenledikleri birim basınımızda ayrmtıiı bir blçlmdc şimdiye kadar ypr »Imamıştır. Biz. Kıbns olaylanndan sonra dünvadaki çıkar densesini koruma çabaMnda otan kuruluşlann rarliğını öğrenmfk zonında kaldık. Silâh ambargosnnun konulmannda hansi etkcnlerin Amerikan siyanal çevrelerinl nasıl yönettiğlne tanık ol duk. Kiiçük hiİTÜk her iilkenin Amrrika da bir örjrütü. bir kuruhışu vardır. Bu kurıılıışlar temsil pttiklerl iilke den ve adlan açıklanmayan bazı kişilerdcn para yardımı cörürler. Siyaspt riısı amaçlarla kurulduklan «tfscil» edilmiş bu masum örpütIfrin. çoiunlukla. yeıTÜziinrie patlak vercn her savaşta, hcr kanşıklıkta rnl alıiıkları bufün kamtlanmıstır. Yalnızca paranm ve sfactilnpnü yaptıklan çpvrpnin yasaMnı tamyan bu önrütler, hulnık ktırallannı ria çiğne.veırk var lıklannı, etkinliklcrini sürdüriirler. Amerikan siyasal çevrelerin de ve kamuoyunda Yunan ctkinliçinin bize nelere mal oldujfu Kıbns savaşı sonunda daha bir açıklıkla gözler onüne sprilmiştir. Bu etkinliği Kerçeklcştiren Yunan asıllı kişflerin. bu arada adı sanı hiç duyulmamışkpn birdenbire ortaya çıkarak Yunan haklarının ABD'deki savunucusu kesilen birinin UCinç faaliyctlcri, üzerinde durulmağa dcğer bir konudur. Bu yazı dizisi, işte bu konuyu işliyor... Dpriememizi yaparken, Batı basımndan yararlandık, Amerika ve înpjltere'de çıkmı? rpsmi belpeleri kaynak olarak aldık. TiirHye'nin basında dÖM^n o>ıınlan tezRİlılayanların kimliklerini npsnel biçimdp naptamak olduk ça kolay oldu. çiinkü ABD' deki Yunan orgütleri, bir yandan da birbirleriylc çıkar yarışında old'.ıklanndaıı. kar şılıklı olarak plemanlannı. «a damlarını» belgelerle açıklamaktadırlar. Yunanistan'da hangi rejim başta olursa olsun. bu iilke Washington için baş ağnsıdır. Batı Avrupa ülkelerinin Doğu sınırlarından farklı olarak. Yunanistan' ın komünist üikelerle olan suurı ABDT.in askeri gücü ile donatılmış değildar. Polirikanm içmden çıkmayan Yunanisran S:Uhlı Kuvvetlerinin durumu da Türkiye ile kıyaslanamaı. Ne var ki Amerika'nın Yunanıs'an'daki derdi yalnızca bu değildır. ABD'nin Yunanistan'da görünen 4 bin havacı personeli vardır, ama askerî ve «politik» tesisler sayısı bunun dışındadır. 1964 yılına kadar. Suda körfezinde ör.emli bir ABD Hava üssü \"ardı. Amerikan 6. Fılosu Yunan li manlannda her türlü kolaylık tan yararlamyordu. Girit'te bir deniz ikmal üssü haien çalışır durumdadır. 1974'de Ajnerikamn Sesi Radyosunun Seiânik'te Dofeu Blokuna, Rodos Adasında ise Ortadoğu'ya yayın yapan birer vericisi vardı. Selânik'îeki radyo istc.vonu kaliınln. donanımın~ı bir bölümü Yunan raayolarınE verildi. Türk sınırı ile Selânik a Derleyen: Emine UŞAKLIGiL Başm sagolsun!... Sen sagol! Yüreğine bır acı çöreklenmesı gerekirken. hir sevinctn çlçeklenmesi şaşırttı Osmanı, Şaşkınhgma katılüı Runsar. Elien oırbirlerine kenetlenmiş durakladılar. Sandakn bordası iskeieye vurdu. Dalgalandılar. Eli. Rulısfırin e!;r.den koptu. iskeieye tufunurken. gözleri karşılaştı. Yu'kundu Osman. Yarım eğilmiş, ıskeieye ağdı. Gözlerini birbirlerinden alamıyorlardı. Ağır ağtr do2rukiu. Çok bekledım! Hep gelmek istedim! Bır haber salsaydın... İstedim!... Yanı başmda kardeşınir. gölgesini görtlnce durakladı. Dudaklanndaki büzülme açıîdı. Sesinin tıtreşımi dalgaların köpüğüne karıştı. Biiyü bozuldu. Dıkildi Osman. Tahir'e, sandala. denize baktı. Ruhsar, anlatnıak ıstediklerinin tümünü aktarmanın kıvancını tattı. Birden dili çözüldü. Böyle bir günde yola çıkmsnın güçiüğünden alarak, sağ esen gelmış olmasının sevincini belirtti. Tahir, başını sallayarak ablasını onayladı. Osman öfkesini unuttu. Bağışlayan bakışlarla başını Tahir'e çevirince, çenesi kısıldı. Zorladı kendini. Daha bir lıoş geldin demeden, teknedekı tenekeleri saymaya durdugumı gördü. Ne havadan, ne ablasının durumundan etkilenmisti. Gözlerı ter.ekelerin üstünde oynaşıyor, sankı her birinin içindekıni bakışlarıyla tartıp, ölçüyordu. Hınçia halatı kavradı. Koltuklardaki düğünıü güçlükle çözdü. Tenekeleri saplarır.dsn ikişer ıkişer yakalayarak iskeieye uzattı. Tahir. suskun, tenekeleri evin önüne taşımaya başladı. Kahveden kopanlar. evlerden çıkanlar iskelenin başına yıgıldılar. Kimi alkışlatiı. Osman'ı. Kimi sırtını sığazlamaya uzandj. Ruhsar dunımunu yeni sezinlemişcesine ter.ekelerden birıne uzacdı. Osman, bir el devinimiyle, bırakmasuıı buyurunca, suçlu bir çocuk gibi boyun büküp, eve yöneldi. Kapıdan girer girmez mutfaga daldı. Ocağı tutuşturdu. öncs kahve mi. çorba rrn pişirrr.esi gerektiğine karar veremedi bir zaman. Sonra kahveyi ne denli sevdiğini bildiginde eli kendiligiaden rezveye gitti. Osman, son tenekeleri de iskeieye aldıktan sonra, ikisini yüklendi. Tahir'in diretmesir.e aldırmadan, kulplanna yapıştı. Arka arkaya girdiler kapıdan. Alışkın adınılarla tuvalete yöneldi. Daha o kapıya yüklenmeden, Tahir helânın değiştigini anlattı işaretiyle. Doğru taşlıgın sonuna gitti. Yer kazanmak amacıyla yapılmış yeni tuvalete girdi. «Bak sen. kenefi oda halıne getirmiş. İster misin beni orda yatırsın? Sabaha kadar bok kokusundan burnumun direğini kırsm bır güzel. Ulan Tahir. ben sana soranm. Kimbilir r.asıl eziyet ettin ablana?.. Bunun acısını fitil fitil burnundan getirmezsem bana da Gâvur Osman demesinler.» İşini bitirdi. Kalıp sabunla ellerinl, ytizünii yıkadı. Kapıdan çıktıgında mendilini aramasına gerek kalmadı. Ruhsar, basmı örtmüş. elinde havluyla onu bekiiyordu. Elierini kurulayarak Tahir'in önculügünde odaya girdi. Daha yerine otunırken. sıcakhğın d?.lga daiga bedenine yayıldığım sezdı. Ruhsar kahvesmi koşturdu. Tahir, ablasının çalaklığından şaşkın, devinimlerini izledi. Osman. gozlerinde gülücükler, kahvesini höpürdetti. Fincanı yanına koymasma kalr.ıad2n. tepsiyi önüne tuttu Ruhsar. •Tam görucüye çıkmış gibi. Yanılmadım. Sezgilerim aldatmadı beni. Yüreğinde bir pmar kaynamasa bu karının, boyle dudu kuşıı gibi dönenmez yöremde. Salt konukluk onuru degil benim fatdığım. Salt çıkannı saglamış olmanın 5'aranma isteği degil. Kavuşma muştusunun sevinci. öyle ki, kendimi tutmazsam, horona duracagım.» Tahir'in sunduğu sigara rükendi. Kül tablasına bastırdı izmarıti. Yer sofrasımn çevresine dizelendiler. Küçükler, daha son lokmalanm çiğnerken uyudular. Sofra toplanırken, büyükler esnerneye başladı. Osman'la Tahir, balıktan, üriinden söz ettiler. Bir siire yakınmalannı yanştırdılar. Sonra söz, yaz konuklannın üsttine döndü. Osman, Tahir'in, artık konuk yerine turist sözcüğünün kullandığınm ayırımına vardı. Gelenlerin paraya acımasızüğını arüattı. îstedikleri değişiklikleri uygulamak için, elinden avucundan beş kunış kalmadığından yakındı. Osman, hemen hemen her yıl dinlediklerinin yinelenmesinden ytiksürunedi. Telvesini çaliıalaya çalkalaya kahvesini bitirdi. Hafif bir gerinmeyle doğrulurken, önüne düştü Ruhsar. Üst kata çıkardı onu. Somyaran üstüne atılmış çifte yatafa uzanınca. giinün yorgunluğııyla başbaşa kaldı Osman. «THan. adım attırmıyorlar kıza. Karıkoca çember içine almışlar. Bunların baskısmdan sıynlıp çıkmak için erkek olmak bile yetmez. Şimdi anhyorum gelmek istediği halde. gelememesinin nedenini. Kurtulmak, zorhalıkla mümkün ohmca. Ruhsar hep tutsak kalacak. demektir. Sen işin o yamnı bana bırak kınalım. Bak dinsizin hakkmdan nasıl gelinirmiş gnr. Elbet krpırdamasma engel olurlar. Yazın, nıristlerin uşagı, kışın yağ. para küpü.» Birden eli ceketinin cebine gitti. Cüzdamna yanlamasma koydugu paralar parmaklannı ysktı. «Ren de onlarm ververesine daldım. Kızın paralarıru vermeyi unuttum. Şimdi kalkıp versem... Daha somyanm gıcırtısma ikisi birdcn çıkar. Başına iş açanz dıırduk yerde. Yarın bir pundunu yakalanm. Hem gizlice vermelijim ki, istiyorsa, saklasm. Nasıl da gözetlıyoriar. O bana yol göst«rirken, ötekiler aşagıdan izliyorlsrdı. Bir fısıldayı verse isteğini... Belirtti ya eşek Osman. Daha ne yapsın? îstedim, dedi. İstediyse, sen verine getireceksin. Söküp alaoaksın onu burdan. Duraksarsan, yanarsın sonra. Sabahleyin bir punt kolla. Tahir'in işediği anı örneğin... Bu da olacak iş degil. En ıvisi gönülle götürmek. Bir pundunu bulup konuşmak. Olmazsa. bir posta dönüşü İsmail'in motora biniversin. Ne kadarcıi: yer. En iyisi Ruhsar'ın bır karara varması. Bir kez lcarara vardı mı, kimse onünde duramaz. Parası var. Malı, mülkü clc... «Bir tünü uyku tııtmadı. Döndü yatağında. Sonra birden aklma geldi. «Bu herü beni koUuyordur. Parayı vermedığimi biliyor. Kıpırd^mp durmak do*ru degil.n Zorladı kendini. Uykunun kurtancılığırıa sığınmak istedi düşüncelerinden. Zorla esnpdi. Esnedikçe bartpninin agırlastı^ını duydu. Ağır ağır bir boşluğa kaydı. (DEVAM1 VAR) Truman başkan olunca, Yunan cuntası hesabına çalışan büro, Başkan Yardımcısı Spiro Agnevv ile iyi ilişkiler kurmayı denedi ve çok sayıda senatörle dostluk kurdu. Yunan kuruluşları Amerika'da etkinliklerini duyurmaya başladılar rasmdaki Kavala kentinde, komünist ülkolerden Hindistan'a iadar geniş bir alan: kapsayan yeni bir ıstasyon kuruldu. Yunanistan ır. her iki Amerikan Radyosunda da propagandasını yapacak yayın saati vardiır. Harry Truman başsan olunca, Yunan kuruluşiarı Amerika'da etkinliklerini duyurmaya başladılnr. lH41'[ie Yunanistan, Trunıan'm e^kı Dış'şleri Bakanı Dean Achesoc'un da raensubn bulunduğu ünlü Washinzton Hukuk Barosu Covington and Burlingi lobici f'aracı'i olarak kullanmıs •ır. Bu şirketten Juhn Lcylin ve John O'Brien, Washington'daki Yunanistan Elçiliği ile, 1947 yılm dakı :ç ı&vaçîa komünistlere kar>ı mücadelede yardırr;t;ı oln.ak uzere bir anlasma lmzaiadılar. Bu ar.laşmaya göre, bu büro. Atiııa hükümetinin hem Washington'da hem de BM'deki iaaliyetlerin! yönetecekti. tran'ın da bu büroya müşteri olması aynı yü çerçekleşti. Laylin ve O'Brien. ilk iş olarak yeni Marshali Planrndan 4(X) milyonluk jardımın Yunanistan'a akmasını sagladılar. Laylin in haşarısı bu kadarla kalmad:. BM'de, Sovyetler Birliğinin Yunanistan' d?ki komünist gerillalnra yardımına karçı çıkan bir karar tasa nsını kabııl ettirdi. Amerikan Dısişleri Bakanlığına Yunan hükümetinin görüşlerini iletirken. Laylin bir çeşit elçilik görevini de üstlenmiş oluyordu. 1P67 jnlındaki demokratik hükümet, Papancreu'nun ölümüy ie son buldu. Panayotis Kanellopulcaî'un yönetimindeki kısa suren otoriter bir re.iim. a s « r i bır darbe :1e sonuçlandı. Sılâhiı Kuvvetler, Yorgo Papadopulos'u Başkan olarak seçtiler. Cunta hukümeti iktıdardpyken. Krsl Konstantiu bir karş: daıbe denedi ve sonunda tahtım kaybetH. 1975'de Papadopuloi'un görevden alınmasıyla d?.ha sert rjtum da bir cunta iktidarı eie aldı. Amerikan basmmda yergilere yol açan bu cunranın gerek siyasal alar.da. gerek basında destekleyicilere ihtiyacı vardı. Yeni cunta iktidara gelir gelmez, New Harry Truman ın Dısişleri Bakanının da dahil buiundufa bir bukuk bürosu Vunanistanla anlaçmm imzaiadı. Yunanistanın her iki Amerika'nın Sesi radyosunda da, propagandasını yapacak yayın saati bulunuyor. )ç)n çslışıyordu. Kpnrli p«ki ülk* sınin hukümetine ve Cuiita'mr Amerika'daki dostlanna Bejaz Saray, Pentagon, Dısişleri Bakaniığı. bazı sermaye gruplan karşı çıktığı için, Washington'da oldukça ünlenmiştı. Senato ve Temsîlciler Meclisın d? sa* ve sol eğiiimindeki birçok senatör ve temsılcı onu ılgıyle izliyorlardı. Sağdan temsilci Wiibur Mılls ve senatör Barry Goldwater. soldan ise senatör McGovem ve Edward Kenr.^dy ile tem silci Don Edwards. Ben Rosent hal bu kişiler arasmda sayılabılir. Kongreî'e her gidisinde. çantasının içi düşmaniannı yakacak belgelerle dolu olurdu. Konjrre1de çalışanlardan b.ri, onun tek bsşına Yunanistan sorjnumı can h tuttugunu söylerken. belli olçüde bir gerçegi düe petiriyordu. York't» bir halkla üiskiler bürosu açtı. Thomas Deegan fazla tecriibeli olmayan bir Washington avukatı Karry Anestos ile anlasma yaptılar. Anestos pek çok yabancı gözlemcilerin farkına varamadıklan bir cunta ile bir gerçegi fark etmişti: pek çok tilkede oldufıı gibi. Yunanistan'da da, Amerika'ya göçedenlerin büyük bir bölümü köylülerdi. Bu nedenle. Washington'daki iyi ailelerden gelen Yunanlı diplomatlar, Yunan asıllı Amerikalılara yukardan bakarlardı. Cunta bir ölçüde Yunanistan'ın geleneksel egemen sınıfına oranla alt tabakadan gelen kişilerden oluştuğu için. daha hoş görülüyordu. Anes tos AHEPA adlı Yunan Amerikan Dostluk Derneginin de etkin üginden yararlanarak, örgütü, daha az anstokratik kökenli yeni cunta hükümetini desîeklemesi konusunda ikna edebildi. Başkan Yardımcısı Spiro Agnew ile iyi ilişkiler Jcurmajı denedi ve aynı zamanda pek çok Senatörle dostluk kurdu. Yunan lobisinin dıger ilginç. kışisı ise, cuntaya karşı hareketı yoneten Dimitrakopulos adında ve sonradan Amerikan vatandaşlığına geçen bir Yunanlı idi. Bu Yunanlının kanşık ve karanlık b;r geçmişi vardı. 8 haziran 1960'da Başbakan Karamanlis'ten Yunan elçiliklerine gizii damgasını taşıyan bir zarf gelmişti. Zarhn içindeki yazıda, Yunan diplomatik misyonlarımn gazetecı Elyas DimitrakopuJos'îa ilişkiler den kaçınılması belirtiiiyordu. Bu uyarının nedeni; Dimitrakopuios'un gizli ve son derece önemli bazı NATO belgelerıni pazetelere açıklamasıydı. Bu bel geierde Yunanistan':n saiunınası ile ilgüi bir «ileri strateji. açıklanmaktaydı. •îleri Strate.ii"de İtalyan Genelkur:nayının. Mussoüni'nin Arnavutluk ve Batı Yunanistan'ın bir bölümü ile ilgili taleplerin: yenıden canlandırdığı söylenmekteydi. Etkinliklerini sürdüren Dimi"rekopulos mayıs I9*îî'de, Yunanistan'ın sa\"unması iie ilgili son derece gizli bir pîanı «Ethnos» gazetesinde yaymlamıştı. Bu yayın üzerine, Amerika'nın Yunanistan Büyükelçisı Ellis Bnggs ki daha önce Dimitrakopuios tarafından ağır bir dille eleştirilmiştir gerek ABD elçiliğindeki kişilerin gerek Yunanistan'daki tüm diğer diplomatik jvuruluçların Dimitrakopulos ile ilişki kurmalarmı yasakip.yan bir uyarı notu geçmişti. Briggs'ın özel notunda Dimitrakopulos'un «gizli kaynaklarrian bügi elde edip bur.lan değiştirerek yayınladığı, böylece, gerek ABD hükümetlerir.i ve gerek iki hükümet arasındaki ilişkileri bozdugu» iddia ediliyordu. Divnıtrakopulos'un yakın dostlarından biri de, General Wiilıam yumn'di. 1966 yılında. Qumn. Almanya'dakı ABD Kara Kuvvetleri Komutanıydı. Gene aynı dönemde, ABD, Yunanistan'a Northrop F 5A uçaklarını vermek istiyordu. Bu :aktik des tek uçağının niteüği konusunda tartışmalar yapılmaktaydı. Yuna nistan basınmda bu uçakia ilgili eleştiriler çıkıyordu. Ancak, Dimitrakopulos yerel basında F öA'nın üstünlüklerinden söz eden makaleler yazmaya başladı. Amerikan Havacılık Yayınevinin ki bu yayınevinin Technologj Week adlı dergisinde Dimitrakopulos'un adı bölgo muhabirlerinden biri olarak geçmektedir muhabirî olmasmdan ysıarlanarak eski Stratejik Hava Komut"^lığı (SAC) başmdaki General Thomas S. Power ile bir konuşma 5aptı ve kendisinden uçağm Yunanlılar tarafından satın alınması gerektiği biçiminde bir mütalâa sagladı. Daha sonra Dimitrakopulos, Po\ver'i. General Dynamics sirketinin F 111 TFX uçağının sa tılmasmda da gene onunla yaptıgı bir konuşmada kullandı. Dimitrakopulos'un Amerikan askeri çıkürlanm böyle desteklemesi. çok kimseye garip selmekle beraber, General Quinn'in hoşuna gitmekteydi. Dimitrakopulos uçak şirketlerinin halkla ilişkiler bölümünden oldugtmu ya da uçak şirketlerinin kendini besledikleri kor.usundaki iddiaları hep reddetti. İyi bilgi alan Dimitrakopulos 1967 Albaylar Darbesinl daha önceden kestırmiş ve süratle Yunanistan'dan aynlması gerektıği hesabını yapmıştı. Bu amaçla. BM'nın o yıl Varşova'da toplanan «Muhabirler Yuv«rlak Masa Toplantısı»na kendini davet ettirdi ve bu toplantıdan sonra da Yunanistan'a geri dönmedi. Yunarıistandan dışarı çıkması için gerekli vizeyi, yüksek düzeyde bir BM yetkilisi Jose Ro!z Bennett'in müdahalesi ile ve güçiükle elde edebilmişti. Varşova'dan Kopenhag'a giden Dimitrakopulos, Amerikan viiesine başvurdu. Dışişleri Bakanlıgı ilk başta bu vizeyi veto etti. Ancak Dimitrakopulos 15 yılda V.'ashing ton'da kurdugu ilişkilerden ve kazandıgı dosflardan yErarlanarak bu vizeyi aldı. Dimitrakopulos, her gün. sadece 4 saat uyuyarak 6 saat kendi işir.de. 14 saat da Atina'daki Cunta'yı iktidardan düşürmek YARIN: DİMITRAKOPUIOS'UN ETiBANK GENEL MÜDÜRLÜGÜNDEN (Nakliye Yaptırılacaktır) 1 Bankamız Seydjşehir Alümınyum Tesi5!erını;7e, Mersin veya Bstman'dan ^20 toleranslı 12fi.00 ton 6 r.o'lu fueloil ve Kalorifer yakıtı nakleîtirileiekt.r 2 Bu nakliye ile ilgili şartname ve eklerı: a) Etıbank Genel Müdürîüfü Satınalma naıresi Başkanlığmda, b) Etibank Seydişehir Alüminyum Tesıslen Gnıp Bp.şkanlığmöa, görülebiiir veya 2öfr. TL. karşılîğında aluiabilır. 3 Bu işle ilgili muvakkat teminat 1.210 ( X. TL.'dır. K J 4 Yeterlik tselgesi verilebilmesı ıçin ıstenen be'.getpr 12.4.1077 sal: günü nıesa: bitimine kadar Eti'o?nk Genel Müdürlüğü Ge:ıel Evrak Servisinde oulundurulacaktır. â Iştirakçılere 2 5.1977 tarinir.den ıtibaren yeprhk belgesı Etibank Genel Müdürlüğü Saf.r.aliTia D?.;re?: Başkanlıgmdan veriiecektir. « İştirakçilenn kapaJı 7ar{ "eklıt mektuplavın: 1I..V 1977 günü saat 14.00'de kadar Genel evrak servisinde b'ihuv durması şarttır. Teküfler aynı gün saat. l^.fM) dn açılacaktır. 7 Bankamız 2490 sayılı kanuna tabı degıldir. 8 Postada da meydana gelecek gecikmeler nazarı ltibara almmaz. : VAR97 •3I.'W) TiFFANY GARTH
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle