17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DH Ö 177: ABDVLCANBAZ VALU«i... Pi> 6AKAL/M?... A A ! ^ (rAU'BAÎı.. rAHAMMÜt f » f i DF SAKSuj^M KALPıflMiŞLAA, r • y' TURHAft! EELÇUK IĞRIP UZUN HiKAYE EROL TOY \% snlamıçsmdır. Hlç çekinme canın bir şeyler ist«diginde. Sonra için üüıiiı ya da bir yerlerin şişerse, suçlusu kendin olursur*. Bir bir diyeceğim bunian. Diyemedim geçen kez... Diyemezdım .. Ignpiann çogu balıksızlıktan çekip Karadeniz agzma vurdu. Kımı Ege aşağıya dolanmış duyduğum. Şimdi tam günİpndir. Nasıl da besilidır uskumrular şimdi. Nasıl da iezzetIidir. B'.ngil bıngıl et, ipiî ipil yağ bağlamışlardır. Her biri nah Solum gibi. Okka da basar üsteük. îyi para alırun İhsan'dan. Çekerim lacileri. beyaz gömlegin üstür.e. Olnıadı, bir de jan jan kravaî... Dayamnm er. büyükîerinin katına. Paşam. derim. Böyle böyle... Ogiumu bana gösterin. Ulan. diyemezler bu ltez. Kimse dıycmez Bas da diyemezler. Dedirtrr.em. Bir kasıhrım. O beyeiendi. hocam. efendim. dedikleri gibi. Bana da yol açarlar.. Van n m görüş yerine...» Güı'ıii... Kıkırtıları dalgalarda kınlıp, bordaya vurdu. Bıraknğı yeıden sürdürdü, düşünceierini. «Beni öyle yörünce. amma şaşırır ha!... Bakarsın tanıyamamış .. Eh. şaşırsın biraz. Hep o beni şaşırtacak degü ya. Bir kez de o şaşsın. Şaşsm da. sonra kendi afallamasına gülsün bir iyice. Matrak bir durıım yakalamanm kıvanc:yla. Ya burnuma gülerse? Daba bakar bakmaz basarsa kahkahayı?!.. Bassın bire... Bir kez de şöylj ieten, kahkahayla gülsün yavrurak. Hep acı sarınacak, hep düşünüp duracak değil ya. Giİlsün biraz. Fir kahkaha, iki pirzolaya bedel, derler. Hem o zaman duracak değilim. Ulan, derün ben cie ona. Lacileri çekmesem, bok gösterirlerdi. seni bana. Geçen kez geldim de. daha kapıdan kovaladüar. Ye ktirküm ye, dönemi geçmemiş oğlum. Beni böyle görünce, bir adam sandıîar. Al şunıı da bakalım, iç cebine yerleştir. Harcarken korkma Marmara döllenmiş avrat gıbı çırpınıyor alrımızda. O öyle çırpındı mı. tasalanmaya gerek yo!:. Bir ye. bin verir. . Olmadı. baktım yine engellediler kapıda varınm avukatlann yanma. Paradan yana tasanız olmasın. çocuğumu kurt.irın. derim. Diyelim onları çözürn tutnıadı, dogru bizim mermercilere. Onlar tanırlar ipren sdam aianını. Bizırn adalmın dedikleri doğruysa. bizim oğlanm yolu da ıpten geçiyormus. Sıkıyönetim savcısı, hemen asaiım diyormuş. Dıyorrnuş da, yargıçlar hep başlarını sallıyorlarmış. îş oraya vardı mı, bizim de güçîü olmamız gerek. Bakarsın asarler da... Güîlünür çıkarına çomak sokmaya yöneldin mı. ıpe yakm durdun dcmektir. Knpıp almalıyız oğlnnı ordan. Voli para.«ını harcamamah hemen. Önce gideri hesaplamalı. Yeter mi, yetmez mi bir anlarnalıyım » Basını dikti. Bir karar ışılayıp gelisti kafasınjn içirde «Yetmezse. sandalı satanm... Evi satarım » diye peçirdı. Sezinlemeden kürekleri bırakıp. kasaralan okşadığım görünce, öfkeyle ellerine baktı. Suçüstü yaka!anmışcr.sına kasıidı kolları. Kürekleri yeniden karradı. Birden durdu. Egilip suyn riinledı. Derinliklerde bir şeyler araştırdı. Bordadaki sapırtılan kolladı. Sonra başını salladı. «Şaşkın bir torik.» dedi sesîi sesli. cGecenın bu saatinrie. tek başma ne anyor buralarda bu? Besbelli sürüyü jntirdi. Dur bakalım. ne yana gidecek?» Balık, ilkin geniş döndüler çizdi sandalın çevresinde. Hiç bir devinim gbrmeyince sokuldu. Çevrimî daraldı bir ijice. Eli. kendiliginden oltasma uzanriı. Durakladı. Vazgeçri. «tBakarsın sürliye götürür beni . Bakarsm öncüdür. Daha zamanı var toriğin.» «Balık ijice sokuidu. Sırtı küreğe sürtünıip geçti. «Baiîk.ı dedi. «Bnlık. bak bak kı?kırtzyorsıın. Alırım şimdi canırıı. Dolanıp durm» yöremde. Var git, sürunü ara. «Ba.şını kaşıdı .. Tırtıllı tıroagını uzım uzun ensesinde gezdirdi » ülan, yoksa zamanı şaşıran biz miyiz? Kırk yıldır belledığimizden şaşmayıp, tüm akınlan boğaz öîesinde Yunanlılara mı toplattırıyoruz? Yok be!. Hadi biz atlıyoruz, diyelim. Boğazda olta balıkçılığı yapanlar da uyumuyor ya! Daha balık, bizim sulara inmezden çok önce haberi gelır. Gelmedıgine göre. bahk bitti. Karadenizlî bile bundan yalunmıyor rau? Aman gözünü seveyim felek! Bugilnlerde gör bizi. Gor kj. duamız üstünden eksik olmasın.» Balık, kendince bir sonuca vîrmış olmalı. Bir kısa tur daha attıktan sonra, agır agır uzaklaştı. KürekJerin de\inimıy!e. sandal ilerledi. «Olmaz mı felek! Bixi yoksun bırakma ki. rezil olmayalım. Hem oflana, hem Ruhsar'a karşı başımızı dik tutabüellm.» O durgunluk anının yararlı oldufunu henıen anladı. Kollarmın dinginliği. kiireklerin itişini artırmıştı. H»r çekişte, kürekler, suda parlayan yıldızları parçalayıp püskürttüler. Püskünikler, ipil ipil geriye doğru aktı. Bir maytap şenliği kıvandı suyun içmde. Gozlerini kırpıştırdı. îyice küçülen sigarasını tükürdü. İzmarit bir zeytin çekirdegl gibi suya düşîü. Zeytinler parmak parmak morardı. Ayazın etkisiyie kül rengine dönen yapraklann arasından smtmaya başladı. PannakJarmm arasmda birini ezerek, kıvamını yokladı Osman. Olgunlaştıklarından güven duyunca işe girişti. İncitmekten çekinerek, bir bir topladı. Yuksünmeden ta?ıdı. Başkalan ker.di zeytinlerini degnekle silkelerden, o elleriyle deredl. Söz atmalanna, alay etmelerine aldırmadı. Günlerce taşındı reytinlige. Tek dalda, tek zeytin kalmadıgından inanç dujnınca: » denetledi ağaçları. Açıklığa yıgdığı zeytinleri, çuvallayarak, •, "aghaneye taşıdı. Yag, havuzda dinlenmeye bırakıldıgında, Ruhiar'm kiracısım yakaladı. Biriken kiraları aldı. Cüzdanının içine :anlamasına yerleştirdl. Yağı tenekelere doldurttu. Agızlannı ehimletti. Sandalı yağhanenin iskelesine yanaştırdı. Tenekeleri joücledi. ı'ük dengesini iyice ayarladıktan sonra, bağladı. Ipleri koltukarda düğümledi. Havayı kokladı. Güzel bir yolculuk yapacagını ınlayınca, açıldı... Içinde yoğun bir tutku, dudaklarında neşeli türlcüler, agır aır yol aldı. Keşişlemeden esen yel, öğleye dogru sırtına dönmee başladı. Akıntılan çok iyi bildiğinden, sandalın agırlığma alırmıyordu. Keşişlemeye kar.şm, gökyuzü güneşe değin masma1 uzanıyordu. Uzaklarda, Marmara ortalarında beyaz bulutlarm açaklanması, içini bulandırdı. Donüp, kapıdağı üstlerine baktı. laviliğj koyultan bir gölge sezince, hızını artırdı. O ilerledi... lulut alçaldı... Denizin uçuk, kış ma^liği. giderek koyulaştı. laşmı çevirip baktjğında bulutu üstünde gördii. «Tipiye turulaağız» diye geçirdi. Hazırlıklı olmak amecıyla başaltma uzandı. 'amçisı. livarinin ardında, bir yere sıkışmjştı. Zorlamadan çısrdj. Kalçasmın yanına. oturağa uzattı. Düşündüğü gibi ds çık. Az; sonra. keşLşleme durdu. Trakya üstünden kopan poyraz, enizi harmanladı. Kaygısını artıran bir hızla, koşaradım yaklaş. Tepesınîn a«tiinde, kurşım rengi, kurşun agırlıgıyla sallarup uran bulut. geldiğine pişman. şaşaladı. Saçaklannı topladı. İyi> sarktı. Agırlaştı. Daîgalar yükseldi. sandalın iki yaııından. oyraz. denizi buluta. bulutu denize doğru savurttu. Deniz ılkin aklarda bulutla birleşti. Sonra kucak kucağa üstüne dogru irüdiiler. Denizin mavisi aciım ad]m soldu. Bulutun griliği avaç ruç açıldı. Vağ tenokeleri dolu dolu tıpırdadılar. Yamçısmı sıyerken kerteriz aldı. Daha epeyce yolu vardı. .ılu sepken Iv.zmı artırdı. Deniz kabardı. Daîgalar bordayı asıp, nekelerde gümbürdedi. Her yalpalamada iki yanma bakınıp. •aklanyla denge ayarladı. Yalpa artınca. kürekleri ayaklannın ırdımına veriyordu. Kıç küpeştedekı ter.ekeler, dalgalann vuışvma daya.r.amadıler. Sallantıyı görünce fırlayıp, halatı sıkıla. Islanan halat. parmaklarının uğraşîsma direniyordu. Güçlükdüfümledi. Kalkmışken, prııvadaküeri de denetledi. Tipi kaılaştı. Göriiş uzaklığı geriledi. geriledi yag tenekelerinin üsrüne gıldı. Az önce iskelesmde şördüğü Kaşık Adası yitiklere kaştı. Kapıdagı'nın kunt çirgilerini aradı, bazlu camın ardından.. iilamadı Tipinin giicüyle. dalgalann vuruşunu karşılaştırdı. Daba önden tutturdugu rotay^, kararlamadan hesapladı. Dalgalar* karı. akmtı hızında ilerlediğını saptayınca, gülümsedi. Gozlerini ^unlaşan prilis'n tepe«inde gezdirsrek; «Boşuna ugrasma reis» 'di. «Yamçım s3*lam. Rotam do^ru. Akıntı da iyi Beni korıtamazsın. Kollanrnria glıç kslmasa, kendi kendir.j gider beniTn kne. Oylpsinı» ııyssl. îiyiesîno saflamdir. Nasılsa adanın bniinn geçecek bu akuıtı. Nasıisa bir koy, bir sıgmak bulururn, sıiı(DEVAM1 VAR) KIBRIS ve TÜRKİYE 1967'de asken cunta gelince Ankara'da bir ara umuılu bir hava dojmuştu. CunU'nın daha gerçekçı bir şeiilde sorur.a etilecefi zannedilmişti. Kısa b'.r süre sonra cunta, Batı Trakya'daki Türklere baskı yapınaga başlayınca Ankara'daki psmbe ıımu'lar yerini karamsarlıga bıraktı. Bu arada İngillzlerın 17 temmuzda Dışişleri Bakan Yardımcısı Fred Mulley'i Ankarr.'ya göndermeieri Kıbrıs soruııuna yeni bir bo>ut getirecek izlenimini veriyordu. MuUeı, Aiikarâ' da, Başbakan Demirel ve a.ıa muhaiefet partisi Başkanı îsınet înönü ile yaptıgı temaslarda, İÜgiliz üs'.erinin bir oöluniürün Türkiere bırakılaaıleceğini dile getiriyordu. Öneri ilgiyle karş,;landı. .\ccak Enosıs'e karjt Türkiere verilecek üslerin y^ rrll olamayacağı görüsü An.îara'da egemendi. Ankara formiılün gcni?letilmesini önenyordu. Fakat Atina buna yanasmıyardu. Bu arada Makarios ile Atina'daki cunta arasmda da b:r uyurri" suzluk görülüjordu. Kıbrıs Bum toplumu bazı demokratık özgürlüklere ahşmıştı. Koniünıst Partisi, sendikası, yayuı or^aijları olan bir toplumdu Kıbrıs Rını Toplumu. Makarios be'.ırlı bir oranda toplumda denge kı.rara'.ı ozgürlükçü sayılabilecek b:r yontem uyguluyordu. Bu alı»kr.nl;k Kıbrıs R'.ım TopİJmunda ds;:r. ılk gün>ricden beri Atina'daki aslseri yönetime karşı bir iürr.atsızlık ortamı oluşturmuştu. Bunun simge5i de Makarios au. B\ı nedenle Makarios ile ruıı*a Rrasında daha i!k gUr.ler.ion bnşîa5arak kopmalar olmuştu. Ümit GÜRTUNA Türk ve Yunan başbakanlarının 1967 eylülünde yaptıkları görüşmeden sonuç ahnamayınca Kıbns'ta yeni bîr patlama görüldü • Grivas'ın 1967 sonunda Türklere karşı giriştiği saldın üzerina Türkiye, Yunanistan'a bir nota verdi; ancak ABD araya girdi ve Cyrus Vance arabulucu olarak gönderildi. Denktaş ile Kieridesin 19M hasframnds basladıklan iklll göriişmeler banş harekâtına kadar surdü. Makarios, kilisenin arazUerind<>n ve parasından yararlanarak birçok sosyal kuruiuşu hızmet* açıyor. bunlardan Türkler yararlanamadıkları gibi en modern Türk binaları dahı Rum kesimın de yükselen binalann yanında köy e\i gibi kalıyordu. Türk kesiminde doğru dürüst bir finema bile yokken Pum tarafında gece kulüpleri. pavyonlar, publar, akla gelebilecek her rürlü eğlence yerleri ile sosyal kuruluşlar işlevlerini sürdürüyorlardı. Makarios gümriik vergisinden rurun da tüm ekonomik duzeni Türklerin aleyhine bir şekilde düzenlemiş. Tiirk tüccarIarı dışardan getirtecekleri malları için Rum ithalâtçılara k o mısj'on vermek ve tabii Rumlardan daha pahalı maliyetl?rie çalışmak durumunda kalrmşlardı. Rum kesımi süratle refaha yönel mişti. tHuslararası kuruluşlardan selen tüm oianaklar Rum kesimi için kullanılıyordu. Fert basma düsen gelır Türk kesimine oranla kıyaslanamayacak kariar üstündü. Bu koşuüar ıçinde Türk toplumunu yıkmak için tek yol toilmıştı. İkrisazien bıtirmeli. o n»donle de K!.?riries'in acelesi yok tu ikili sörüşmelerde. Haziran !968'de başlayan görüsmeler Lefkoşe'de de\am etti. Sırayla bir Rum kesiminde bir Türk kesimindp. Konu geüp dolaşıp Anaj'asada yapılacak degişLkliki?re da?anıyordu. Denktas. Türklerin mürr.kün oldugu kadar bir arada ve Anayasa belirtiiecek bir özerklik içinde yaşamalarını saglayacak bazı formüller önenyordu. Türk bölgeierinde be'ediyelerin, mahkemelerin, p<v lis gücünün Türklerin eünde olması bunların basmda geliyordu. Ancak en büyük sorun, Lefkoşe'nin Türk kesimindeki bolge, esbi Magosa, Larnaka ve Limasol'un belirli bolümlerinin dışında Türklerle Rumlann aynı kasa'oa ve köylerde içiçe vaşamalanndan gelıyordu. Yıllarca bu konular üzerinde görüşüldü. Sonunda, sorun Anayasada yapılacak bazı değişıkliklere geldi. Makarios mümkün oldugu kadar temkinliydi. Turîclerin ekono mik tuzağa düşeceklerinden emm di. Bu nedenle de zaman kazanmağa çalışıyordu. Uluslarara sı platformlarda ıse Türkiye ve Y.manistan, Kıbrıs'ta olay çıkmamesınm da rahatlıgı içinde soruna barışçı yollardan yaklaşıidığı iîlenimini veriyorlardj. Türk diplomasisi pek kayjıh go runmüyordu gelişmelerden. Başta Demırel hükümeti vardı. Sorun belii bir öiçüde askıys alınmışt:. Ancak Konu Anayasa defişiklik ierine gehnce iki ülkenin Dısişleri Bakanian yaptılüan çeşitli görüş maierde Lefkose'ye birer uzman gönderılmesine karar verd'ıcr. Birleşmiş M:lletler Genel Sekreteri Kurt VVaidheım ile yapılsn temaslar sonunda. Türkiye'nin ve Yunanistan'ın görüşmelere bi rer Anayasa uzmanı ile katılmaları kabul eıu.«,. ıa.1 yılmda 12 Mart hükümeti sırasında Ada da «ikili ?örüşmeierin» yerine «genışletilmis Eönjsmelerin» alması karara bağlandı. Türkiye genişielilmiş görüşms lere Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesı Anayasa Kürsüsünden Prof JDr. Orhan Aldıkaçtının katılnıasını kararlaştırdı. Yuna nistan da Anayasa Mahkemesı yargıçlarından Dekleris'i göreviendırdi. ly?l yılmda başlayan senıslet:lmış görUsmeler 20 temmuz 1974 de yapıl2n Türk müdafialesıne kadar aralıklarla devam etti. KE}AN • DÎDEAOAÇ GORÜJMflERİ Bu ortaında, ABD'nın yenı bır Kıbrıs banş saldırısı başlidı. ABD ağustos sonlannda Aiikara ve At:na'daki büyükeîçileri aracılığıyla sürekli gırişimlerdc lıulunuyordu. Beyaz Saray'a i^n derece bağlı iki yönetim vardı Ankara ve Atina'da. ABD ba durumdan yararlanarak NATO'nün güneydogu kanadındakı buııulııiıi gidermek istiyordu. Bu arnaçla japtıgı girişimlerin tanucunun r.ereye varacağı dünya kai'nuoyu tarafıudan merakia izlerurken, Türkiye ve Yunanistan'm ISaş'oakanlar düzeyinden bir g'jrUşme yapacakları boraba gibi p^^lciı. Demirel ile dört aylık cun'ar.ın sivil Başbakanı Koîlias 911 ejlül günleri önce Keşan sonr% da Dedeafaç'ta buluşacakiardı Önceleri, görüsmelerın; Başbaitsnlar, Dısişleri Bakanlan ve bir kaç teknisyenin katılruaianyla yapılması öngörüimüş'ü. Anca!'. daha sonra, Yunan cur.tjs:nın tüm güçlü üyeleri baçta Papadopulos olmak üzere Keş^n Dedeafaç görüşmelerine katıldılar. Her iki Başbakan da görüşmelerden önce verdikîeri demeçlerde çok umutlu olduklannı dile getirmişlerdi. Görüşmeler. iki günde toplam 13 saat 40 dakika sürdü. Sonuç tam bir başansızHktı. Cunta yönetimi ada dışında rerilecek küçük bir toprağa karşılık Kıbns'uı tUmünü istiyordu. tngiliz üslerini de dahil ediyorlardı. Yunanistan'a verılecek top raklara. Cunta yöneticileri önerilerinden bir adım gerilemedıler. Hatta zaman zaman tehd;t edici yaklaşımlarda bulundular. Nihai çözoim yolu olarak Enosis'ten başka bir formülü akılîarmdan geçirmediklerini tekrarla dılar. O>sa Demirel Hüküme'i Ada'da verilebilecek yüzde 15lık bir toprak parçası üzerinden nazarlık hesaplarını bile yaptırmıştı. Ama Cunta, Amerika'yı bile kızdıracak şekilde toprak bölüşmesine yanaşmayınca, Keşan Dedeağaç görüşmeleri de skandal denebilecek bir şekilde tarihte yerini aldı. 1967 eyiül KeşanDedeağaç TürkYunan Başbakanlan görüşmesrnden bir sonuç alınamaymca Ada'da her an için bir patlama beklen;yordu. Bu beklen.î fazla uzamadı. Cunta'nın Kıcnstaki uzantısı Grivas'aı lideriiğtnde Ada'daki Yunan alayınm bazı birliklerinin de karıîmasıylı. Le£koşe'yi güney ilçelere bağlar.an yol üzerindekı stretejik Geçitkale ve Eoğazköyüne kası:n:^ ortalarında bir saldırı dÜ2«nlendi. Birçok Türk öidüriildü. köy halla Lefkoşe've göç etti. Olayuı ilglnç yönü. bu köylerin tam ortasmda banş gücünün bulunuşu ve banş gücünün en ufak bir girışim yapmamasıydı. Tüm dünya kamuoyunun gozlerini Kıbrıs'a çevirdiği bir sırada ABD ve NATO doğrudan etkili olduklannı pek hissettirmemek için BM çerçevesinde bir girişim düşünmüşlerdi rak müriahale ksrarını bir stlre »rtelemesim ve bu arada eski Bakanlardan Cynıs Vance'i brtîgeye gönderecejini bildirdi. Vance'in Ankara, Atina, Lefkoşe ara s:nda rnekik diplomasisi sonıında, Türk ültimatomundan heme.ı sonra Atina ya çekilen Grivas'tan başka Ada'ya gizlice sokulan 20 bin do'.ayianndaki Yunan askennin geri çekiîmesi, Grivas ku\vet lerinin Geçitkale ve Boğazköyü terketmeleri ve Kıbrıs sorununa roplumlararası j;drü?meler:e nihaî bir çözüm bulunması yolundaki kararlar alındı. Kararların alınmasmda ABD' yi temsilen Cyrus Vance'ın, NATO "yu temsilen Genel Sekreter Manlio Brossionun, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri adına da Jose RolzBennet'in önemü karkıları olmuştur. Başka bir deyısle krızin giderilmesimn özün de Arnerik8 ve NATO'nun. biçim sel olarak da Birleşmiş Milletlerin rolü vardı. Tüm dünya kamuorunun gozlerini Kıbrıs sorununa çevirdiğl bir sırada ABD ve NATO doğTudan etkili olduklarını pek hissettirmemek için Birleşmiş Milletler çerçevesinde bir girisim dilşünmüşlerdi. Sonunda, taraflann, bulunan formiile uyduklanru açıklarnalarmtian sonra, Kıbrıs sorununa nihai çözümün toplumlararası görtişmeler yoluyla yapılmasma ilişkin BM Genel Sekreteri UThanf m yapacağı çagrıya uyduklarını ds açıklamalan karara bağlandı. Bazı gecikmelerle bu formül uygulandı. Artık, top, görünüşte Kıbns'taki toplumlara verümiş ve onlann ojnamalan kararlaçtınlmıştı. DENKTAJ • KIERIDE5 Uluslararası müzakerelerde, nıüzakerenin özü kadar biçlmi de önemlidir. Aralık 1967'de, UThant'm çagnsı üzerine. taraflar ikili görüşmeleri kabul etmelertne rağrnen görüşmeler ancak 1968 haziranmda başlayabil di. Türk toplumunu temsilen Denl:taş, Rumlan temsilen de Klerides'in katıldıklan 1968 görüşmelerinin diplomasidekı adı «Ikili görüşraeler» olarak geçiyordu. İkili görüşmeleri başında, uzun bir süre gene şskil ve usül müzakereleri oldu. Türk tarafı. başlangıçta Anayasanm degiştirilmesine karşı çıkıyordu. Rıun tarafı ise sorunun çözüm ler.mesi İçin Anayasa degişikligirün îlk sart oldugunda ısrarlıydı. Bu arada Makarios, cunta ile araa açık oldugu için £nos:s sözcilğünü eskisi kadar kullanmıyoriu. O dönemde Kıbns'ı Yunanisan'a iihak etmek Kıbn s Rum topiumunu faşist cuntanın yönetimüıe bırakmakJa es anlamlıjch. Bu nedenle Makarios mümfcün oldugu kadar Enosis'ten söı etmiyor ve böylece vakit kazanmait istiyordu. Bundan dolayı Klerides'in görtişmelerin uzamas! için acelesi yok tu. Ayrıca ekonomik abluka altındaki Ttrk toplumunun iktisaden inâ«ı ısîeniyordu. Bu konuda oldukça basarılı sonuçlar da alınmrçtı. Arazifini satarak \urt dışını gitmek isteyen Türklere uçak bileti bile veriliyordu. TiFFANY I LA N TÜBKfYE ELEKTRİK KüRUMU tarafmdan inşa edılen 34,5 kv. ÇORLU KARTON DOYSAN Enerji \akil Hattına 4.4.1977 PAZARTESİ gününcien ıtibaren enerjı venieceginden bu hattm dıreklerme cıkmak. ızolstörleri kırmak, teüere vaklaîmak veya tterhangi birşeyls dokunmak lıayatı tehl:ke arzedecsginden vatandaslara çok dikkatli olmalan önemle duyurulur. Satıhk Kıymetli ev Eşyası Kur'anı Kerim El Yazısı, Kıymetli eski Anadolu Hereke Kalılan. Gümii$ler, Sarı Mangal. Aşurelikler, Yemek odası takımı esraian, acele seyahat öolajısiyie sahibi eliyle satılıktır. Mnracaat: 2. Taşocagı Kutbay Apt. No: 1 Daıre: 4 (Dogum Klinigi Karşısı) Mecidiysköy. Telefon : 66 S» 46 Cumartesi günü l".'."i 17.00 arası, Pazar giinü 11.00 17.00 arası 416 öC43> TJRK NOTASI Rumların stratc.iık Türk koylerine karşı sürdükleri sald.rılar üzerine Türkıye, Yunanısran Hü lriimetine bir nota vererek, gsranti anlaşrnasmdan riogan müdahale hakkını irjli'acagT.ı h:ldirdi. Dunım oidukça kritikti. W»shington Ankara'ya başvura JİK ŞfBEKE 7FSLS 2. BOl&E MUDURLUGU (Basın: 14275 3057) V4RIN: im HARE)UII
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle