16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHvRIYET 13 Nİ5.4N 1977 ABDULCANBAZ TOJ BtMİM.L 0 PİS T 0 4Ü7ELİM EM LCijcS SPOK Aİ>A8Aii£U DuLAŞACA»,. IĞRIP UZUN HiKAYE EROL TOY 28 CHP ve Sosyalist Enternasyonal «Kükuk Devieti ilkeleri», «5zgürlükler, «serbest ve tek dereceii genel seçim. üçajagı üzerine oturan çagdaş hukuksal sıyasal demokrasi.yı benimseyen hiçbir toplum düzenimn, bel li bir uygarhk düzeyine ulaşmış insanları mutlu edemiyeceği kuskusuzdur. Demokratik Sos yalizm, «tüm kurum ve knrallarıyla çagdaş demokxası>n!n ve «Sos3ralizm>ın, birbirinden aslâ aynlmaz bır bütün teşkil ettiğini kabul ve bunu en kesm biçimde iiâıı etmektedir. Bu gerçek. tek tek bütün demokratik sosyalist partilerın programlannda dile getirüdiği gıbı, bu partüerce benimsenen 1951 .FRANKTURT BILDİRISİ» nde de en açık biçimde ilin edümıştir. Bildirinin bu konuya üiş kin bölümünü aynen aktanyorum: «Sosyaiistler, özgürlük lçinde bulunan yeni bir topluma, DEMOKRATİK araçlarla ulaşma anaacı gıitmektedirler. Hürriyetsiz bir sosyalizm olnıaz. Sosyalıznı, ANCAK deır.okrasıyle gerçekleşebilir; demokrasi de, ancak sosyalizm ile tam olarak ger çekleşe'oüir. Demokrası, halkm halk tarahndan ve halk ıçuı yönetilmesidir. Demokrasi, a) Herkese, Devletin keyfi el atmasına karşı kişisel yaşamın korunmasım, b) Düsünce özgürlüğü, basın özgürlüğü, ögretim ve öğrenim özgürlüğü, dernek ve toplantı özgürlüğü, grev hakkı, dinsel inanç özgürlüğü gibi siyasal özgürlük hakiannı, serbest, genel, esit ve gizli seçım esasına dayanan halkın temsil edilmesini, azmlığm hakiannı saklı tutrnak şartiyle çofunlugun yönetmesini, doğuma, cinsiyete, inanca. dile ya da ırka bakılmaksızın bütün vatandaşların kanun önün de esitliğini, bağımsız bir yargı sistemirü, kimsenin kendi doğal yargıcının elinden alınamamasmı ve yargıçların yalnız yasaya bağlı olmasıru sağlar. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Bildirisi, tüm ülkelerde gerçekleşmelıdir. Demokrasi, birden fazla partinin ve muhalefetin var olma hakkını şart koşar. Ancak demokrasi. bunları mahvetmek için sözü geçen hakJan kötüye kullananlara karsı kendisini koınma göreviyle de yükümlüaür. Siyasal demokrasinin savunulmasında, halk için yasamsal bir yarar vardır; siyasal demokrasinin sürdürülmesi, ekonomik ve sosyal demokrasinin gerçeklestirilmesinin şartıdır. Kapitalist çıkarlar tarafmdan yürütülen bir politika, halkın totaliter saldınlara karşı demokrasinin korunması için gerekli olan kuvvetlerini geliştireroez. Demokrasi, en çok işçilerin yardımı İle savunulabilir; o işçilerin kaderi ki. demokrasinin varlığı ile çözülmez biçimde birbirine bağianmıstır. Sosyalistler. faşist ve komünist diktatörlük idareleri altmda, kendi özgürlükleri için savaşan uluslarla dayamşma halinde olduklanm ilân ederler. Nerede olursa olsun her diktatörlük, ııluslann özgürlüğü ve böylece dünya barışı için bir •ehlike teşkll eder. İnsanın her türlü sömürülmesi ister zorun lu çalışma ile, ister en ilkel insan hakiannı zedeleyen yollara başrararak. ister özel ssrmayenin kâr etmesi amacıyla, ister siyasal bir diktatör adma olsun bütün insanlann maddi ve manevi yaşama düzeyini tehdit eder> (1951 Bildirisinin Siyasal Demokrasi. bölümü.1 Prof. Dr. Muammer AKSOY "Demokratik sosyalizmin içeriği, barış ve özgürlüktür,, • MENOfS FRANCE, 1965 YIUNDA FEYZiOĞLU'M'JN SORUN LARINI YANITLARKEN JÖYLE DiYORDU: .BU SOSYALİZM ANUYIŞI, DiKTA USULLERiNi KESiN OLARAK REDDEDER. BATI SOSYALiSTLERi. ÇOĞUNLUĞA SAHiP Oİ.SAUR DA. KENDıLERi GiBi DÜJÜNMEYENIERİ TERÖR iLE, BASKI VE ŞıDDETLE EZMEK fıKRiNE KARjlDIRLAR.. tırmadan başka vasıtalar da vardır. MUlklyetin kime ait olduğu probleminden daha önemlı olan, tesebbüsün yapacagı faaliyetin plan hedeflerine uygunluğudur, plan disiplinine bağlı kaıışıdır. Bu konudaki aksiyorun yönünü ve ölçüsünü, doğmatik düşünceler değil, topîumun iktisaci ve sosyal hedefleri tâTin etmelidir. Bevan «ekonominin hâkim tepelerini Devleştirmek» 'üzumuııu savunmuştur. Oretim faktör'erin;n âhenk ve plan disiplini ıçınde işlemelerini, buna bağlı görmüştür. Ancak «hâkim tepe^erin» hangileri olduğu, nasıl tesbit edl lecek? Bu konuda, her yerde ve her zaman değerini muhafaza edecek bir sınır çizmek kabil olduğunu sanmıyorum. Kamulaş tırma zarureti olup olmadığı, özel tesebbüsün uysalhğma ve âmme otoriteleriyle işbirliği derecesine, iktisadî konjonktüre, belli bir sektörün öneminin az«lıp artmasına bağlıdır. (.. i Ben ce, kaynak endüstriler, kömür, petrol, elektrik. uranyum, büyük nakliyat gibi kilit sektörler, Dev let elinde olmalıdır. Temel sektörlerde kamu teşebbüslerinin ku rulması, yalnız gelişen ülkelerds değil, bütün Ulkelerde fayda sag lar. Kamu teşebbüsleri, birçok alanlarda yeni tekniklerin, daha üstün verimliligin, modernleşmenin öncüsü olmuşlardır. (...) özel müteşebbislerin geleceğl, bir nevi «âmme hizmeti» yaptık lan hissini taşımalarına ve De^lete, plana, milli menX^atlexe, Xg[ şı isyan halinde olmamalanna bağUdır.» (Mılliyet, 18.4.1965). Feyzioğlu'mm sorusuna cevap olarak Mendtr» France: Her toplumda imtiyazlılar vardır. Daha İyi kültür almış, hayatlarını zen ginleştirmiş, doldurmuş insanlar mevcuttur. Bunlar aynı imkânlan çocuklanna da vermek ister1er. Babası okumamış olan, mutfak masasmdan annesinin işi olmadığı saatlerde faydalanabilen, ışıksız bir evde yaşayan, kitap parasır.ı zor bulan çocukla, her türlü imkân içinde büyüyen çocuğun başan şansı aynı değıldir. Bir insanın. şahsi değerine göre toplum içinde itibar görmesi hak lıdır, yerindedir, faydalıdır. Fakat. bu insanın çocuklarının da başka çevrelerde dünyaya gelen çocuklara göre, daha başlangıçta çok üstün imkânlara ve kolay lıklara sahip olması dağru mudur?! (...) Yapılacak şey, parasız öğretimi. burs usullerini yaygın hâle getirmek, köyiü çocuklannı okutmak için özel tedbirler almaktır. Eğitünin demokratık hâle getirilmesi yoluyla bü tün çocuklann fırsat eşitliğir.e kavuşturulması. insanlığm kıırtuluşunun asıl anahtandır.ı ıMilliyet, 24.4.1965). Ya bizden alanlann. ya baskalarından. Kursak olduktan .«onra. tümü bır, diyeceksiniz. Sizin açınızdan öyle. Öyie ya, işte bunu bize anlatamazsmız. Hiç kimse anlatamamış . Anlayamayız îsimize gelmediğinden. Siz bilirsiniz ama. Kursaga gidersiniz sonunda. Bır de ben bilirim bakın. Yazgımızır. aynı ynlmseından.» Kucaklarcasına kollannı açtı. Sanldı, balıklari okşarrasma. Akıntının hızını yer.iden ölçtü. Yal;'..~şma EUrecin: h?s*pladı kaiasmda. Ağzını açarken .eliyle kapadı. «Dur deli Osman... Milleti ayağa kaldırmanın anlamı yok. Zamar.ı rieğil daha. Urkütürsün. Sapıverir. Hele akıntı dönemecini geçsinler .B;r de Kapıdağı koluna yönelirlerse, ayıkla o zaman pirtncin taşını. Hangi motorla, r.e zaman gidip yakalarsın afcnı? Hele düş ortalarına. Birlikte yol al biraz. O zaman bağınrsm. Sapsa bile. elinin altmda olur. Aman. tut kendini.» Yeniden taradı çevrintileri. Ucunu göremiyordu. Başı sandala doğru yaklaştı. Ucundan bir belirt: yok. «Yasadın İhsan reis. Günlerdir yoksunluğun acısını çıkardık. Bir öcümüz vardıysa denizde, bu akm karşıhyor işte. Denizdir bu dinir.e yandıgımm. Kırk gün açacma dolandınr da, bir günde kırk açı birden gönendiriverir .Ondurmaz adamı belki. Ondurmaz ya. öldürmez de hiç bir zaman. Tam umudunu kesersin. Tam öldük, diye yakınmaya başlarsın. Al sana ulan. der. Al da gönen. Gönenirsin ki, dağ pibi mirasa konmuşçasına. İşte bu gün böyle... Şuraya bak . Hey yavrum hey... Kırk ton bahk alsar. da, bir o kadar kaçırdık desen, doğru. thsan Reis'in takası taşımaz bunca uskumruyu. Dolar taşar İstanbul hali. Dolar taşar cüzdanım .. Dayan oğlum Rasim. En iyi avukatı tutacağım san?.. Hatta ikî tane tutacağım. Iki takım da elbiss alacağım. CepîeriiK de para dolduracağım. Harca harcayabildiğince. Eğer borçlandmsa, haberim olsun. On]an da kapatınz hemen. Ruhsar ablanla bize, bir onarım perası yeter. Gerisi olduğu gibi senin. Bilirsin, Ruhsar ablan. kendi doğursa bunca sevmez seni. Anan da ancak bu ksdar severdi. Hiç tasan olmasın bizden yana. Hızır gibi yetişecek baban. Yetişecek ve kurtaracak seni. Sen radyoya kulak asma. Polisin, candarmanın dediklerine de boşver. Onlar isterse, ölmemiş adarrun katili için on sanık bulurlar. Hem de her birl, ben yaptım uian, diye ötekilerle kavga etmecesine. Polis candarma bu. Bul denilmesin bir kez Bulamasa da yaratır .. O yüzden ben hiç aldırrruyorum. Sakın sen de aidırma. Geldiğimde, yıkılmadıgınt.pörmeliyirr. Nasıl ki, ben yıkılmadım. Hele şu voli... Amarjn da bahga bakın. Bunca zamanm balıkçısıyım, böylesini görmedim. Denizin üstü salt uskumru köpürüyor anam avradım olsun... TJlan bu îstanbuHu hepten mi uykuda? Koca kısntte hiç adam kalmadı mı? Balıkçılığın adı da boyle bir pula safılır mı? Tüh bire? Tüh hepinize sizin... Hadi İstanbullunun karnı tok, sırtı pek, diyelim. Ya Karadeniz uşağına ne oldu? Onlar hiç mi se«inlemediler bunca balığı? Böyle besleyip, semirtip salıverdiler bogaz aşagıya... Yaşayın ulan... Topunuz yaşayın ananızı satayım. Sizin avanaklığınız olmasa, biz burda çoktan ölürür . Sağ Olun ağalarım. Sağolun ve de uyuyun, ninnılenn en güzeiiyle...» Deniz, bambaşka bir canlıhkla çırpmdı bordasında. Gri Ustüne mavi çizgilerin oluşturduğu bulutlanma, karanhgın koyıılugunu kesti giimüş bıçaklar gibi. Kürekleri çözdü. Üstüne doğru gelen bahk akımyla arayı açmadan, akıntıyı izledi. Akının öncüleri tekne karartısının ikî yanma ayrışırken, şişeye urandı. Coşkuyla dudaklarını yaladı. Lıkır lıkır içti. Susuzlugunu unutunca, elinin tersiyle, agzını sildi. Böyle zamanda Mürifte sırkesi bile, Kevser şarabma dönüyor dinine yandıgımın.» Elini denize soktu. Durmaksızm yaklasan balık sünisünü okçarcasına çalkaladı. Koydaki motelin karardığını gördü. Bakıslanyla bütün kıyıyı taradı. Prastos, Kılazaki, Aftoni çoktan karanlıklara karışmıştı. Ada merkezinin sokak lâmbalan ışıl»dı yol yol. Akın, yıldızların tozlanışını kapattı çevresinde. «G«ce yansı geçiyor olmalı», diye düşündü. «Ya iki, ya üç saatımız kaldı. . Davranmak gerek.» Iğrıııp!... Sesi dalgalann tistünde kaydı. Gözüyle İzledi sankl. Uçtu uçtu, mendireğe vannca, suya düştü. Yeniden geri döndii. Kendi kulagında yankılandı. Kıyı sustu... Deniz susrtu. Balıkların çırpınışı sessizleşti. Kemençe sesiyle, horon naralan uzayıp geldi. Sesinin yankısıyla birleşti. Bekledi bir süre. «Seslmi duymamış olamazlar», diye geçirdi. «Ben ".temençeyi duyduktan sonra!. » «Bahklara bir göz attı. Ellerini agzmda borulastırdı. Derin bir soluk aldı. Cigerlerini şîşirdi. Var gücuyle bafcırdı: Iğruup!... "~ Sandal gölgesinde aynşan bahklar, bütünleşti. Sandalm altına girdiler. İki yanmda genişlemesine dalgalandılar. Ellerini birbirine kenetledi uzanıp dokunmaktan vazgeçebilmek için. Sesinin titreşimlerine tutsaklanmış gibi, durakladı sürü. «Yavrularım... Nasıl da düştünüz kucağıma? Beklejen derviş, muradına ermiş, derler. Tekkeyl bekleyen çorbayı içer, dedikleri gibi. Murathksınız sız ama. Çorbalık değil.. Bütün düslerimi gerçekleştirecek araçsınız. İşte hem muradırnıza erdik. Hem kerevetine çıktık bu sevdanın. İhsan çıplağı, ığrıpçı olalı böyle bir akın görmedi. Düşür.de bile rastiamadı böylesine. On yıl var ki ben bile görmedim. Önceleri belki. Yıüar yıllar önce.. Böyle sandahn iki yanından akn geçişlerinı. ığrıp motorlarının ?& lanna sürüyle doluşlannı bir ben gördüm. desem yalan değil. O zamanlar. el palangaları çekemezdi ıgnpı. Baştan yanaşan başka bir motora çektirirdik. Bazen halatın koptuğu olurdu. Masal şimdi bunlar. Hiç bile değil. İşte bu akım öylesi. Kaçırmamak gerek bunu. Durma... Bağır Osman... Yırt kıçıni bakalım Bir akından kopmuş b:r parça değil yanıbaşında uzanıp giden. Akının kendisı bu. Karadeniz'de ne kadar uskumru varsa, burda işte... Hey be... Hey hey de hey be!.. Şuraya bak Nerdeyse karinama sürtünecekler. N'erdeyse. kendiliklerinden dolacaklar sintineye. Omuraaııır. çatırtısmı sırtımda duyacağım biraz dinlesem. Hayd: bire İhsan! Bekletme artık. Yetiş. Tetiş de gör bak, analar neîer doguruyor? Horonda parmak sıkıştırmaya benziyor mu bu iş anla... En azından altı kol akıntı geçer bizim buralardan. Bırının birini göremezsin. Sonra adalannyöresinden dolanıp, Çanakka'.e boğazına yollamrlar. Nasıl seçm'.ş akınm geçereği £kır.M>T Osman, şaşarsın değil mi? Eh, herkesin sanatı var aslanım. Seninki para saymak, bizimki de bu işte. Suyun havasına, rengine göre, akının yerini kestirmek. (DEVAMI VAR) "Sosyalizm, ancak demokrasiyle gerçekleşebilir; demokrasi de ancak sosyalizm ile tam olarak gerçekleşebilir,, Bugur. iktidarda olan Arusturya Sosyalist Partisi progTamınm «Sosyalizm ve demokrasi» ve «De mokratik Cumhuriyet» başhklı bölümlerinde, Alman Sosyal Demokrat Partisi programının ise <:tnsan haysiyetine yaraş:r bir topluluğun ana isterleri» ve «Dev let düzeni» baçlıklı bölümlerinde, demokrasi ile sosyalizm arasındaki bu çözülmez bütünleşme, en kesin bir dille belirtilmiştir. Sosyalizm, dünya tarihlnln en büyük özgürlük hareketidir ( ) Demokratik sosyalizm bugün dün yada biricik büyük uluslararası özgürlük hareketidir. Demokratik sosyalizm, dünyadaki her haksızlığa karşı mücadele eden güçtür: özellikle nerede olursn olsun. hürriyetsizliğin yarattıjı haksızlığa karşı, komünist olan ya da olmayan bütün diktatörlüklerdeki insanlardan insan hakları ran esirgenmesine. ya da bu hakların kısıtlanmasına karşı mücadele etmektedir; insanlann insan lar tarafmdan. uluslann uluslar tarafından sömürülmesi haksızl;ğma karşı mücadele etmektedir: ırklar arasmdaki eşitsizliğin hak sızlığına, smıflar arasındaki eşitsizliğin haksızlığına ve bugün toplumda hâlâ var olan başka kötü işleme tabi tutuluşlara karşı mücadele etmektedir. Demo'tratik sosyalizm, dünyadaki en insancıl ve en ahlâksal kültür hareketidir. O, bugünkü çılgın mctor ve roket dünyasında, insanlann ideâllerini konımalannı ve yeni idealler elde etmelerini sağlama özel ödevine sahiptir. Onun görevi, savas makinesi menecerlerini ve robotlarını kötülük yapamaz biçimde bağlamaktır. Zira demokratik sosyalizmin içeriği, banştır, özgürlüktür, insan lıktır.» SE'in Cenevre'de yapılan son Kongresi (26.11.1976) sunulan raporda da «Demokrasi Olmaksızın Sosj'alizm Olamaz. Sosyalizm olmaksızın Demokrasi Olamaz» rümleleri yer almaktadır. Bunun gibi düzineîerle örnek verebilıriz. (•) Her ülkenin tanınmış bilim ve siyaset adamlanmn yazılarınckı ve açıklamalannda. demokrat*> sosyalistlerin ve SE'in, demokrn sıye. kapitalist rejimin savunucı: lanyla kıyaslanamıyacak kadar sımsıkı bağlanmış olduğunu ka nıtlayan yüzlerce tümce gösterr biliriz. C*ı Sadece bir tek ömp : olarak kaydedelim ki çağdnFransız Sosyalistlerirü inceleyor. Prof. Aııdre Philip, «demokrat:.; sosyalistlerin düşünüş ststeminde, demokrasi ve sosyalizmin, bıt MENDES FRANCE Demokratik sosrallzm nedlr, ne değildlrî birinden çözülmez varlıklar olduğunnu belirtmekte ve «demokratik sosyalistler, demokratik oyun kurallarmı kabul ederler, ve onları zedelemektense kaybetmeyi yeğlerler» demektedir. MENDES FRANCE NE DiYOR! Bugün «Demokraük sol» düsmanlığının bayraktarlığına soyunmus olan Turhan Peyzioğlu, 1965' de Batı Dünyasmın en tanınmış demokratik sosyalistlerinden biri olan (Fransanm eski başbakanlarından) Mendes France'ın ana göriişlerini Türk halkına dujoırma amacıyla, onun eevirmenliğini yapmış ve sözlerini Milliyet gazetesinde altı gün yayınlamıştır. Hem de. kendi resmi ile sosyalist Menrirs Prance'ın resimlerini, 6 gün yanyana çifte kumrular gibi yazının başına koydurarak..! Şimdi bu yazı serisinden birkaç cümleyi aktararak, demokratik sosyalizmin ne olup ne olmadığını Feyzioğlu'nun tanıkhğı ile kanıtlamak isteriz: «FEYZÎOGLU: Kitabınızda ve konuşmalarınızda Modern Sosya lizm tâbirirü kullanıyorsunuz. Bu kavram açıklanmaya rauhtaç de gil mi? MENDES FRANCE: Bu tâbiri başlangıçta. Marksm 100 yıl önce söylediklerini tekrarlayıp dııran doğmatik sosyalistlerden kendimi ayırmak içir. kullanmayu başladım. (....) Teknoloiinin değiştiği. işçilerin daha iyi teşkilâtlandığı. iktisat ilminin çok geliştiği çağımızda, YENİ BİR SOSYALİZM anlayışına varmak lâzımdır. Bu yeni SOSYALİZM, bır toplumu, bugünden yarına yapılacak bir ameliyatla yepyeni bir roplum halıne getirmek iddiasında olmayacaktır. Sosyalist toplum. bir ideal yapı, ya da ütopik bir sistenı gibi. mükemmel ve değişmez bir mekanizma halinöe tahayyül edilmemelidir. Bence sosyalizm, bir iki cümie ile târif olunamüz. Fakat sosyalizmde iki unsur vardır. Birinci unsur, haks'.zlığn ve ^dale'.sizlife, bilhassa HAKSIZLIĞIN DEVAMLI BIR KARAKTER TAŞIMASINA R\ZI OLMA^\Ktır. îşçinin fakir olma ANA AMAÇ NE! Sosyalist Enternasyonal' (SE) in Genel Kurulu"nun ya da baska bir orgamn dünya kamuoyuna sunduğu hemen hemen hiçbir cağrı, hiçbir duyuru, hiçbir sesleniş yoktur ki. bunda demokrasl nin savunulması ön plânda ele alınmış olmasm. O kadar ki, demokrasi ile sosyalizmin birbirine çözülmez biçimde kenetlenmiş olduğunu bilmeyen herkes, kendi kendisine haklı olarak şu soruyu sormak zonınluğunu dahi duyabilir: «Bu SE'in ana amacı, demokrasiyi korumak ve yaymak mıdır? Yoksa Sosyalizmi korumak ve yaymak mı?» Aslında bu soru, bir bakıma yersizdir. Çünkil demokratik sosyalizme inananlar, SE'in üyeleri için, bu iki kavram birbirinin tamamlayıcısı hattâ şartıdır. Bu görüş dahi sık sık dile getirilmiştir. Sadece üç örnek vermekle yetinelim: SE'in 19fi9 Eastbourne Kongresinde komünizme karşı 10 madde halinde ılân ettiği yargılama şu cümleler le sona eriyor: «Sosyalistler, her zaman demokrasi yo'undan. deınokratik ilkelerinden, demokratik yöntemlerden yana olmuşlrrdır, ve olacaklardır. DEMOKRA Sİ OLMAKSIZIN* SOSYALİZM ve özgürlük olmaksınn demokra si olamaz!>\ sı ÜTÜcüdür. Fakat daha tMlcü olan, işçinin çocuğunu da, torımu nu da aynı hayata MAHKÜM EDECEK BÎR TXDPLUM YAPISI DIR. Sosyaiizm, bir toplumda haksızlık ve eşitsizlık bulunabile ceğini bilir. Ama durumu miirnkün olduğu kadar DÜZELT\'.FK ister. İkinci unsur, ikîisadi iıayat ta israflı, hataları ve düşük \erı me yol açan âmilleri ortadan kal dırma arzusudur. Bilhassa daha iyi organizasyon ile daha çok istihsâl yapmak mümkün iken, bazı kişilerin bencilliği ve sahsi kâr kaygısı yüzünden birkaç ler din çıkarı için toplumu faKirleş f tiren israf ve hatalaı devam e; ı riliyorsa, bunlara karşı geinıel: lânmdır. İşte bu iki fikri benim seyen kimse, benim anladığını mânada, SOSYALÎZMI BENİMSEMİŞ demektir. Bu sosvalizm anlayışı, DİKTA USGLLERİNİ KESİN OLARAK REDDEDER. Batı sosyalistleri .cogunluğa sahip olsalar da ,kendi:eri gibi düşünmeyenleri terör ile. BASKI ŞÎDDETLE EZMEK FİKRINE KARŞID1RLAR. Bence, sosyalizm ve komünizm arasındaki f3rkların en önemlisi de budur» (Mılliyet, 17.4.1965». FEYZtOGLL": Sarunm sız de, özel teşebbüsleri milliîeştirme ve kamuiastırma konusuna, doğma9 tik bir açıdan bakmıyorsnnuz » MENDES FRANCE: (...) Ar'ik kamuiastırma, başlı. başm^ bir «gaye» olmaktan çıkmış. pîanm iktisadi ve sosyal hedeflerir.e ulaşmak için lüzumlu oldugu olçüde uygulanacak bjr ccvESiia»» haline gelmiştir ı... ı îktisadi re şebbüsleri milliîeştirme ve kamulaştırma fikri, oundan 2030 yıl önce daha yaygındı. Teşebbüs lerin faaiiyetlerini planlı kalkmmanın gereklerine uydurmak için başka çare olmadığma inanıliyordu. Ya tam teşebbüs serbesthgi, ya da tam kamuiastırma şeklındeki iki şıktan ak ve kara gibi iki ayn yoidan birini seçmek !a zım geidigi sanılıyordu. Şimdi & n laşılmıştır ki. Devletin ve iktisat ilminin elmde, teşebbüslerin faa liyetlerinı PLANA UYGUN HALE GETÎRMEK İÇİN, kamulaş YARIN: KOMÜNİZM VE SOSYAUZM (•) SE için demokratik olma niteliği o kadar önemlidlr M. 1972 yılının haziran aymda Viyana'da toplanan 12. SE Kongresinin sonunda, Başkan Bruno Pittermann'ın bpUrttiği gibi, SEe üye olarak alınabilmek için, hirden fazla partinin varhğiru sa\nınır.ak gerekmektedir. (**) Batılı Sosyal Demokrasinln (Demokratik Solun) tanınmış üç siması. W!lly Brandt, Bruna Kreisky, Olof Palme, «Meknıplar ve Söyleşller» adlı kitapta kesin olarak \e hiçbir kuşkuya yer bırak mayacak biçimde belirtmektedirler ki, «Sosvalizm ve demokrasi birbirinden aynlamaz (birhirine porçinleşmişlir)» Pafme, çpşitll yar.ılannria «Bütün Avnıpa'nın demokratik sola doğru çittiğ1»ni de özellikle hclirtmektedir. BiR ÇÖZÜLMEZ BiRUK Yukanda aktardığımız bu cümleler, demokratik sosyalistlerin çagdaş demokrasiyi bütün öğeleriyle benimsediklerini, en kesin biçimde kamtlar. Biîdiride belir tilen «Sosyalizmle demokrasi arasındaki bu çözülmez birliğe», hemen bütün ülkelerin demokratik sosyalist partüerinin programİErmda da değirJlmiştir. örnek olarak sadece iki tanesini anmakla yetinecegiz. EN BÜYÜK ÖZGtİRlÜK HAREKETi SE'ir. 1959 daki ıHamburg'daki» Vmcı Kongresinde Avusturya'h delege Pollack'm Kongrece benimsenen raporundaki çu sözleri aktarmak isteriz: «Demokratik TiFFANY GARTH 8UMA 8A1SU. A2.T&M1OU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle