15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DOKT CUMHUUYR 27 MABT 1977 IĞRIP UZUN HiKAYE EROL TOY 1 2 Vardığı fcarardan hosnut, elierinı ogusturdu. Raslm, olpımrn bilinctne yeni varıyormuşcajına kıvandı. Ruhsmr, kendi lcurduju ayduılık gelecegı, avuçlajının ıçinde tutmak çaoasıyla sırtını sıvazladı Rasün'in. Riistem, sandalla vuracağı volilerin tutkusuna kapıldı. Gülizar, hizmetırj begendırnıek istegıyie sofranın çevresinde çırpındı... •Tekneyi Rüstem e bırakırım. O zaman kızmaz bana ıiıtiyar. Amacı kendi kıçını kurtarmakmış. Benı denızın ortaaında "tek başıma bırakıverdı, demez. Belki götürüp bırakıvermemi istel. Ben olsam isterim. Bunca laman &avaşrruş olmanın hakkıdır bu. Kep bızi dibe aimak çabasındaydı deniz. Ve bız ıkirniz, hep üstte kaldık. Dalgasıyla yüklendl. Borası fırtınasıyla saldırdı... Burgacıyla pusuya yattı. Bunca yıl altedemedi. Küpeştelerimiz sarsıldı. Kasaralarmuz suya batıp çıktı... Alabora olmadık. Olmadıksa, dengemizin saglamlığındandı. Öksürdük... Aksırdık .. Kısılcbguıuz yerde dişierimlz birlikte kene:lendi. Beaim kaburga kemiklerim, onun sıntine kirişlerı sıziadı. Yine de yasamayı başardık. Ne dibimiz yosunlandı... Ne kalalatımız eskidı bir günden bır güne... O bana nasıl baktıysa, ben ona öyle "oakrım. Şimdi bırakıp gidemem. Kurum başka tekr.e verir. Verecekmiş de ... Onu öyle nhtımın çalkantısına teslim edemem. Arüar beni. Rüstemin ustalığını bildiğinden. Yardım eder. Koyaklan, döleklerı benim kadar bilir. Bilirler. Eger hırpalamazsa, kuş gibi uçurur onu üıtiyar. Güvenüirliginı her kurekte bir kez daha tamtlar. Tanırlar birbirlerini. Y3bancı değiller zaten. Belki hıç ölümün kıyıcıgına bıriikte varmadılar... Varırlar... Orda beili olur ihtiyarın giicü zaten. Her blr yanı ürkünün ürpermesıyie zangır zangır titreşirker., dayar.cımn niteüğı ortaya çıkıvenr. Güven verir sana. O güvenle, zonın üstesinden geleceğine inanırsın. Blr kez de inandın mı, kolaydır denlzi altetmek Teknen korkuda huysuzlanmadı rru, yengisinin sende olduğunu bilirsin. Huysuzlanraaz. Dalgaya, fırtınaya kirişlerinl gıcırdatarak karşı duran sandalın, sana kuzu gibı boyon eğdigıni ellerinde duyarsm. Ellerinden önce bilincinde duyamn. l'azgınızın birligini sezersin belleginöe. Ve bu sezgi, unıuca dönüşür hemen. Umut da güce .. Sıynlır çıkarsıp.... Berelendiğini, gonradan anlarsm. Acıların geçiciiigini de... Çöreklenirsin kalafata. Artık ahşkaniık defildir bu. Sevginin sarmalamasıdır. Ve »evgi sagıltır yaralan. Sağlığuı dinginligine ular henıen. Rüstem de bilir bunu, benim ihtiyar da... Ve katıhrlar karanma... Sevir.ç duyarlar...» Kansının çırpıruşlarına kaydı gözleri. Acıyla dudakianm ısırd:. Veke kolunu bacaklarımn arasma kıstınp uzandı. Yetıfemedi... Dürr.eni bağladı... Varıp yanına kucakladı. Başaltmdan aldığı testid?n afzına su damlattı. Battar.iyeyi açtı. Gülizarın kammda kenetlenen parmaklan morarmıstı. Tu'up çekmek geçtı içınden. Ivecenlikle yeniden sardı örtüyü. Alnında. yüzünde kabarcıklanan, iri, gri, bulanık, hastalıkh terierı sildi. Mendili sınl sıklam, avucuna yapıştı. Deniz suyunda yıkadî. Sıkarken, ÎSlakhğın eskisinden daha çok belirlendiğini sezdi. Yeniden sıvazladı suratım. Titreşimde bir azalma belirdi. Yeklndi. Dümen kolunu yeniden kavradı. Kayan rotayı düz?ltti. O kıpırtıda, Giilirar'ın bo>Tiundaki beşibiryerde battaniyenin üstüne kaymıştı. Ciüneş üsründe j'ankılandı alnnın. Tüm gözenekleri iğne igne gözlenne battı. Gözlerini kapattı Osman. Eline tutuşturulan zarfı açmayı gereksiz buldu. Başı yerde, »yakları isteksiz, fabrikanm kapısından çıktı. Düşünmeyi bile frtelediği dıırum, gerçekleşmişti. MEkinalar sökülüp götürülmüş, iskelede demirli tekneler, Istanbul'da kunılan bır şirkete kiralanmıştı. Ihsan. kira sözleşmeleri hazırlanırken tepiniyordu. Adanın onuru var. Elin yabanı lirrıanımıza bağlı tekne'.eri nasıl kiralar, diyordu. Buyruk >üksekteri, dediler. Kiralana''ak... Biz» verin kiralanacaksa, dedüer. Sonunda ancak birini koparabildilpr Sonımda hepsinin işine son verileceğini biliyordu. Düşünmsk istemediği son, gelmişti işte. . BojT.unu büktü. Zarfı taslıfın kö5esindeki muşamba örtü'.ü masanın üstüne attı... Ayaklanru altma alıp, sedire bağdaş kurdu. Suskun, dalgın, umutsuz .. «t'ç beş kuruş artırabilses'dim. bir sandal donatırdım. Olmadı, Jhtiyar dayansaydı biraz. O da ayrıîıga dayanamadı sanırsam. Köylesine uzun sürecefini bilmiyord'j kimbilir. Faktı benim dönüşüm yok, dağılıverdi bir gün... Tıpkı bizim {abrika gibi... Nasıl kösüverdi koca bina .. îçinde makinalar varken cancanlı, küçümsncik, kıpır kıpırdı. Makinaların lıanltısına, insanlann cıvıltısı kanşıyordu. Dopdoluydu her bır yan. Bir dsmla daha koyran almaz gibi gelirdi bana. îlkin insanlar gitti öbek bbek... Ardından makinalar, parça parça. . Yapı, koca bir dpviumbaz gibi dımdızlak knhverdi... Ne kocamanmış! . Ne de giize'miş ir.sr.nla. makinenin bırliğü... İnsanla aracın birligi derr.ek gerek... Benim ihtiyarın makinesi yoktu. Yoktu ya. yine de ikimiz birle?tiğimizde, makinelisinden ayınmımız kalrnıyordu. Yenisini donatabılseydim. Makineli gibi olmsz. Zararı yok... Oîmasm... Yine de ekrneft çıkanr. Hatta belki oglanın okul giderlerini de karşılardı... Yapamazsak, iyice kötüye sardı işler .. Alabildigine tersoya düştük, demektir. Oğlanm okıılu yarım kalacak. Tam kııyruğuna getirdigimiz yerde. dama, dedik. Bu yılı da atlatsaydık. Düze çıkardı çocuk. Şimdi açıkta terkedilmiş sandal gibi karaya ruracak. Giicü yeterse... Bir yerde alabora olup, yitiklere kan?rnazsa.. » Gülizar, kocasınm zarfı bırakışından her şeyin bittigıni anlamıştı. Sessizce bir kahve pisirdi. Ayaklarır.ın ucur.a basarak getirdi. Pincanı eline tutuşturdu... Osman öyle dalgm otunırken. jukarı tırmar.dı Sandığım açtı. Yıllardır takmadığı beşibiryerdesini avucunım içinde sıkarsk merdivenleri lndi. Kocası, fincan elinde, bıraktığı gibi duruyorriu. Bir yudum olsun içmemiş, üzür.ctinün derinliğinde yitmişti. Fincanı sldı elinden. Altmı sıkıştırdı. Anıcu yanmışcasına sıçradı Osman. Eline baktı. Gözleri tutuştu. Bir hmç çelikleşti gSzlerinde. Kolu uzandı. Parmaklannı sıktı Gülizar: Bu sana bir sandal donatır. Sandalın oldu mu da, deniz kadar umudumuz var demektir. Direnci yavaş yavaş kınldı. Umut ve deniz sözcükieri beyninin içinde dolandı. BUyiidü, kabardı, şişti... Yeşerdi, filizlendi. meyvelenip avucuna döküldü. Avucıımı açıp baktı. Altm al a! ışıladı. Dofruldu... Yekinip dikiidi... Altını yeleğinin cebine yerleştirdi. H:zla kapıyı açtı. Durakladı... Mendiiinin ıçine sardı, cebinden alıp. Iç cebine gizledi. Rıhtıma indi. Ismail'i yakalayıp, postan:n her zamanki gibi altı buçukta olduğur.u iki kez yineletti. Recep'in kahvesine giıdi. Okkah bir az şekerii söyledi. Höpürdetti öziemle... Akşam karanhğı açtığı kapıdan içeri dalarken, evine girdi. Eski kıvancına kavuşmanın devinimiyle elektriği yaktı. Sabahleyin bıraktığı zarf, öyle duruyordu. Aldı... Acısı yinelenecekmiş gibi durakladı. Kopanp atarcasına açtı. Içinden çıkan iki kata kâğıdın arasmdan bir başkası düsünce, aia'.lad:. Bir süre elinde kâğıtlar bakındı. Kapıya çıktı. Babasmın doldurduğu sepeti evine taşımaya uğraşan komşu çocugunun kolundan yakaladı. Kâgıtları önür.e uzattı. Çalışmalarından ötürü kurumun teşekkürlerini dinleyip, sövgüye hazırlandığı sırada, bir aylık ücretinin verildiği habenyle irkildi. Küçük kâğıduı çek olduğııaa anlayınca, elleri gevşedi. Düşürmek üzereyken, altın sıkar gibi yakaladı. Çocuğa sevecen sevecen baktı. Sevinçle dilini şaklattı. «Naylon serpmeyi kurtardık. Müöür bey benı işe alcuğı gün de bunu dlişlüyordum. Aradan bunca zaman geçtikten sonra. aynı yere dönüp gelmek bile kıvandırıyor beni...» Düjüncesi agzınm şakınısmda yirti. «Erdek'e iner inmez, oglanın parasını yollanm» diye geçirdi. «Kalanı serpmeyi alır. Sandah aa altını bozdurarak donatum mı, yaşadık. Oglanın bitirmesine şurda iki yıl kaldı... îki yıl dişimizi sıktık rm, geçer gider. Önceki yıllar nasıl akıp geçtiyse öyle. Şimdiye hiç takmadan okudu. Okur... Bilirim okutmanın güçlügünü. îlldn onu düşündüğumüzü. llk lokmanıızı ona ayırdığımızdan haberli. Onca akıllı oğlan, habersiz olamaz zaten. Zora koşmadı bizi. Bundan sonra da koşmaz. Diplomasını soktu mu kuşagma, bize el verir. Fir körogh;, bir ayvaz kalacağız şurda. Kendi başını kurtarması bile kurtuluşumuz olacak. Kesildi mi, gönderme zorunluğu, kalanı bize yeter. Hem de artar... Ne dedi İhsan Reıs mot«ru kiraladığında. Sana gtivencimden bu işe girdim. . Yoksa mermer taşıtmacılığı yeter de artar bana. Dogru. Yeter. Madem o adanın onurunu kurtarmak istedi. Ben de inat olsun diye, teknelerımize elkoyan yabanm suyunu keserim. Bizim ığnbın artığını toplayabilirse, öpüp başma kosun. Akını ta Marmara yukandan alırim. Ta, suyun başmdan. Bursa nerelere dagıldıgından, nangi egrileri çudığinden onJann haberi bile yoktur. Belleyirceye, yülar geçer. O yıllarda da tüm Marmaranın balığını biz topİarız. Görsünler bakalım. Osman'uı oyununu bir görsünler de, Ege aşagı sarkıp, Yunan balıkçılanyia dalaşmak neymiş anlasınlar.» Volinin tadı hâlâ damağında. İhsan, canlı balıklan küpeştede horona kaldırmıştı. Sonra buz kahplarını kınp, kasalara yerleştirdi. Ambar tümüyle dolunca, kemençe coşkusunda kendileri kol kurdular. Motor ağır ağır Marmara yukarıya \urdu. Sandalı yedeğe bagîadı Osman. İp merdivene asılıp, horona katıldı. Hiç ummadıkları bir koyaktan, motor dolusu balık çekmek, sevinçlerini kabartıvermişti. Gülücük gülücük bakıyorlardı Osman'a... Kollarınm ulaşabildigi yerde, sırtını sıvazlıyorlardı. Ustalığnu yarar gibi açılıp, dalgalara kanşıyordu uskur suyu. Motor nazü nazlı hal iskelesine yanaştı. Kapanın elinde kaldı balılclar... îhsan, ilkin Osman'm payını ödeoi. Oglaııa uğrayacağını bildiğinden, süre tanıdı. Akılda olmayan bu voliye yenüerini eklemek için. acele etmesini sahk vererek. uğurladı o'nu. Paraları yıpranmış cüzdanına yerleştirırken, bir ışık yanıp Söndü gö7İerinde. Haüç'in bularuk sarı sularına baktı. Deniz tutkusuyia, ekmek spvinci gülücük oldu yüzünde. Motorun yalpasını bedenmde sünikleyerek, kıyı boyi.ınca Karakfiy'e yürüdti. Bekleşenlere snrars:< Beyazıt'a giderpk otobüslerden birine atlaHi. Bir türlü plini cebine «ötürem?yince, otohüsün ıçindekılerlp, motf>mn ambf.rındakılen karşüaştırciı. Kaynaşmanm benzerliğıne . Bıletçaun sesi kulaklarmda dalgalanınca, zorladı bilefiini. (DEVAM1 VAR) Çok Uluslu Şirketler ve Türkiye Kalkmma sürecinde Türkiye' run çozümlemek zorunda bulundugu sorunlardan bin de istlhdam sorunudur. Örneğm 1962 yılında tstihdam dışı nüfusun toplam çahşabilir nüiusa oraru • 2 iken bu oran 1974 yılında V* 35'e ulasmışt'.r. Acaba yabancı şırketlenn istih dam sorunıına olumlu bir katkılan var mıdır" 1974 yıünda yabancı sermayeli sirketlerin istihdam ettikleri toplam işgücil, ima lat kesiminde in ve daha fazla işçi çahştıran işyerlerinin istihdam ettiği işgücü toplamnun V 6'sına » eşittir. İstihdam konusonda yabansı sirketlerin iki eğüımine değinrr.ek j'ararl: olur. Buniardan hirincisi. yabancı sirketlerin özellikle kamu kesiminde sonımlu görevler yüklenmiş uzmarüan istihdam eımeleri, ikincisi isa yerli sirketlere nazaran işgücüne daha fazla ücret öderr.elerid:r. Bu yüksek ücret poütikasının üzerinde durmak gerekir. YUksek ücretler diğer üretim kesimlerinde çalıçan vasıflı ışgücunü yabancı sirketlere çekeceğinden, yabancı şirketlerin yerli sirketlere nazaran haksız bir rekabet sağlamasına neden olacaktır. Ka mu kesiminde soîumlu mevkilerde bulunmuş kimselerin istihdamır.dan güdüîen amaç ise, yabancı şirketlerin kamu ile olan ıliçki!erir.i daha kolaylıkla sürdürebilmektir. Yabancı şirketlerin ücret politikası yanında, tüketici tercihleri üz«rındeki etkilenne de değinmek yerinde olur. Özellikle dayar.ıklı tüketim malı Uret«n yabancı şirketlerın, büyük kentlerde ve belli sosyoekonomik grupiarın bu maüara karşı oian taleplerini daha fazia özendırerek, ıasarrul tüketim dengesini. planda öngörülen tasarrul ve yatırım hr def'.eriyle çeliski içıne düşüreces bir biçimde etkıiediğı ileri suıülebilir. Örneğin DPT Urafından yap'.lan ve 6 büyük :1in anket sonuçlarına aayansn bir arsştırnıada, kişi başma radyo. pı>uip. çamaşır makinnsı, televızyon, fınn gibi dayanıklı tüketim mallarına karşı olan tıarcanıa esnekliği ortalsma % 13 olarak hesap echl.H mişîir. Bunun arJamı. kişi basna gelir arttıkça harcama grupları iç:nce bu t;p mailara daha fazla harcama yapıidığıdır. Eı; bakımdan Türk ekonomisindr yatırımı olan yabancı şırkc;lerin tanıtma. reklâm. pazariaına politikalarının ve bunlarm tüketici gruplan üzerindekı etkılennin ciddı c bir araçîırma konusıı yapılm? ' rnrn^hı rn"v'"'""dir. Doç. Dr. Cem ALPAR Yabancı şirketlerin getirdiği teknoîoji belirli sektörlerde yoğunlaşıyor ve sınırlı tüketici gruplan n ihtiyaçlarına cevap veriyor masırria uraneı blr etki yapmasını önlemektedir. Bu bakımdan 'ransfer edilen teknoîoji belirli sektörlerde yoftunlasan ve sırur lı :üketici gruplarının ihtiyaç lar:na cevap vsren bir özellik gös ~"r:nektedir. Bu varsıya yab?nn şirketlerin ürettikleri rnaHarın nüehkleri incelenerek kolsylıkla varılabilir. Kanımız^a üzfrinde durulması gerekli olan sorun, TUrk girişim bulunmayan mal üretminln t«$viki ile ekononrr.deki mpvcut iki 1 yapımn bıraz daha dengesız1 leşmesidir. Maliye Bakarüıgı kaptlanna gore I9541S75 yıllan arasır.da yani 12 y:lhk dönemde li«ans od^ırîc^i olarak yabancı sirkeîlsre 673 m:! yon T.L. transfer edilmiş'ir. Ay nı dönemde yabanrı şirketlerin getırdikleri permaye rrnktarı i « 854 miiyon TL.'dir. Başka bir tie UİJJSİararası şirketler, gerçekte yüksek gümrük duvarları ve miktar kısıtlamaları nedeniyle ihraç etme olanağı bulamadıkları malları Türkiye'de üretmeyi tercih ediyorlar Montaj kesiminde çalışan yabancı sermayeli şirketlerin ana şirket ile dünya pazarlarında rekabet etmesine izin verilmediğinden, yalnızca iç pazarlara dönük, yüksek maliyet ve kârlarla çalışan bir işletme türü doğdu Türkiye'de faaliyette bulunan 109 yabancı şirketin 90 tanesi «çok uluslu şirket» özelliklerini taşıyor yerine getirilmesinl loabul etmesidir. Dığer yandan yabancı sermaye payı bulunmayan bir çok yerli şirkette, lisans anlaşmalanyla üretimüe kullandıklan teknoîoji ve girdileri belli çok uluslu şirketlerden ithal etmektedirler. Böyiece hiç sermaye trans ferinde bulunmadan yabancı şirket, Türk ekonomisinde t?kniic hizmet, girdi ve teknoîoji satm» tekelıni eline geçirebilmekrecir. Son yıllarda Türkiye'de kârü hale gelen dayanıklı tüketim mftllan üretimi, bir çok yabancı şir ketin ilgisini bu aiana çekmistir. üluslârarası şirketler, gerçek te yüksek gümrük duvarları ve miktar kısıtlamaları nedeniyle Türk ekonomisine ihraç etme olanagı bulamadıkları mallan Tur kiye'de üretmeyi tercih etmekte dırler. Ancak bu üretımin ozelliği, gerek teknoîoji ve gerekse fiziki girdiler bakımmdan dış kaynaklara bağımlı olmasıdır. Montaj kesiminde çalışan ysbancı sermayeli şirketlerin ana şirket ile dünya pazarlannda rekabet etmesine izin verümedigtn den lisans arüaşmalanna getinlen kayıtlayıcı hükümlerle, yalnızca iç pazarlara dönük. yüksek maliyet ve kârlarla çalışan verim siz işletme tiplerl ortaya çıkmıştır. Bu isletmelerin musterek örelliğı Uretüni kısarak ortaya çıkan oligapolcü kân bölüsmekür. Çok uluslu şirketlerin yarartık lan etkilerden özellikle ildsi eko nominin gelişimin olumsuz yönde etkliyecek boyutlara ulaşmıştır. Buniardan birincisi ödemeler denjresi Uzerlnd* rarailan baskı, digeri ise TUrk Imalat sanayinin teknoîoji bakımmdan ei derek yabancı Te özellikle çok uluslu şirketler bagımlı hale gel mesldir. ODEMEIER DENGESİ 1973 yılında gerek sermaye ola rak ve gerekse ihracat geliri ola rak yabancı sermayeli sirketlerin TUrk Ekonomisine kazandırdiklan döviz miktan 30 miiyon dolar civanndadır. Oysa aynı yıl sermaye gelirleri. transferleri ve ithal ettikleri girdiler dolayısıyla neden olduklan döviz kaybı 313 miiyon dolardır. Gerçekte ödemeler dengesi Uzerindeki olumsuz etki. uygulanan yanlış dış ticaret politikasınm bir sonucudur. 1975 yılında imalât sanayinde çalışan yabancı şirketlerni tlretimde kullandıHan toplam girdilerin % B5'ini joırt dışından sağlamalan da bu politi kantn yanlışhihnı kamtlamaktadır. Yabancı şirketlerin teknoîoji alanında yarattık'.an olumsuz et ki. Türkiye'nin bu t«knoloii için ödediği fiyat nedeniyle dejHl. fa kat teknoîoji üreten bir toplum olma olanklannın kısıtlanmuın dan orataya çikmaktadır. Gerçekte teknoîoji ithall yertne benzer teknoloiinin yurt içinde yaratüması, kısa dönemde ekonomiye daha fazla maliyet yüklese bile, uzun dönemde saglayacagı yararlar bu yüksek maliyeti giderici nltelikte olacaktır. lisans anla^masının 31'inde bu gibi kayıtlayıcı hUkümlere ras*lanmıştır. Ancak bilinmektedır ki. yazılı bir anlaşma olmasa da çok ulus lu şirfeet yavru şirketin üretim pclitikasını etkilemektedir. Özel likle ürpt*m teknolojisi, cirdilerin bu teknolojiyi sstandan ithfllıni zorunlu kılıyorMi bu clasılık ariacaktır. Türkiye nin anlaşmalarla baglı bancı Şırketler ve TUrkiye» ya da «Özel Yabancı Sermaye ve TUr kiye: gibi tanımiar yerine «Çok Uluslu Şirketler ve Türkiye» olarak koyduk. GercekTe bu bir rast iantı değil. Cünkü 1975 yılında Türkiye'de faaliyette bulunan Hio yabancı şirketin 90 tanesi çok nluslu olma r.iteligine sahip bulunmakta ve Amerika'da yayınlanan Fortune dergisinin ©n büyük 500 Amerikan ve 300 Ame BÖIGESEI DENGHİZIİK Türkiytcie çe.şitiı tuiıiî' bfi!geler arasuıda ınevcut ouJunan sosyoekonomik gelişnıişiik diizeyi larklan, yatınmiarm. vasıfl: işgticünün daha kolaylıkla bulunduğu, su, e'ektrik. yoi gibi alt yap: hizmetîerinin tsrnamlanrrjş oldugu ve geniş pazarlara yakm olan yörelerde toplanmasuıa neden olmuştur. Örneğin 1973 yılında imalât kesiminde 10 ve daha fazla işçi çalıştıre.n büyük i«r letmeierin '• 45'» Istar.bul. cp 10'u lzmir, % 8'i Ankara v e lî'si diğer 5 büyük ilde toplar.ır!:en. geri kalan 59 ilde yatırımlarm "» 2.Vi yer almaktadır. Ancak yabancı sermayeli şirketlerde gelişmiş bölgeierdek; yıgıînm daha belirgindir. ömeğin 1.17.1 yılında imalât sanayiinde fasiıyet gösteren yabancı şirketienn 'ı 75'i Istanbul ve çevresinde t, 23i ise diğer gelişmiş yöreler sayılan Ankara, İzmir ve Bursa kentlerinde toplanmıştır. Devîetin yatmmlan geri bolg?lere kaydırmak amacı ile verdıği ek teşvik tedbirleri etkin olmacıg: gibi, gelişmiş bölgelerd? yapılar. yatınrrüara verilen teşvikler de, bölgeler arası yapıssl dengesizlijSi arttıran bir faktör olmaktadır. Getırdiği sermayeyi kısa zani3n da geri götürme çabasında oîan ve bu nedenle de hızlı bir kâr makzi mi zasyonunu amaçlayan yabancı şirketlerin bir yandan teşvik tedbirleri alarak. diğer yandan ithalattaki kayıtlamalar sayesinde oligapolcü güç elde ederek, gelişmiç bölgelerin avantajlanndan yararlanarak sürdürdük leri üretim, ekoriOmideki ikiii va pıyı daha da arttırmaktadır. Gerçekte geri yöreîerdeki alt yapı yatınmlannın finansmanmda kullanılatıüecek fonlardan teşvik tedbirleri adı altmda ve büyük şirketler lehine vazgeçi'ımesi, bu şirketlerin amaçladıklan yüksek kârlara ulaşmada devîetin aracılık etmiş olması anlammı taşımak*adır. Maliye Bakanlığı kayıtlarına göre 19641975 yılları arasında lisans ödemesi olarak yabancı sirketlere 673 milyon lira transfer edildi Türkiye'nin anlaşmalarla bağlı bulunduğu uluslararası patent sistemi de yabancı şirketlerin tekelci güç yaratmalarına olanak sağlıyor c'.sirun. mühendisinin. bilim ada yişle 12 yılda gelen özel «ermayemınuı. araştırnıacısmm giderek nin %• 77'sine eşit bir deger liartan b:r şskilde. Batıc'.an hazır ?ans adı altmda yurt dısına trans ıc'.:nolo;; transferi alışkanlığı i fer edilmiştir. çıne gırmssidir. Bugün Türkiye'de yabancı şir Burada son olarak. lisans anketlere herhangi bır teknoîoji laşmalarında Türk ekonomisi aürreti ödemeden kolaylıkla üre leyhine yer alan bazı kayıtlayıcı tüebilectk bazı maLîara hala hükümlere de değinmek isteriz. ('."oyaltys ödenraesi. üretim ile il Yabancı şirketlerle yapılan ligi'j gerekli bilgiyi elde etmekten sans anlaşmalarında. yabancı şirziyade, üretilen mal üzerinde ket, Hsansı a'anın pazariama ve '.ıiı;ç!ararası şirketin isminı veya üretim politikasına çeşitli yönleralarr.eti farikasını koyarak, ö den kayıtlamaktadır. Bunların îellikls göstermelik tüketim eği belli başlılan; lisarsı alan şirkeliml yüksek olan tüketici grup tin ihracatım tamamen veya bellannı tatmin amacına yöneliktir. li bölgelere göre kı«men yasablaBu bakımdan, Türk ekonomisi mak, Üretim sürecinde sermnye ne. ciddl bir kamu denetiminden mallan ve girdilerin, lisansı vetızal:, gelişi güzel transfer edilen ren şirketten ithalâtı zorunlulugu teknolojinin iki yönlü maliyct; getirmektir. bulunmaktadır. Buniardan birin cisi satın alman teknoîoji karşıKAYITUMAUR hğında ödenen lisans ücretleri • parasal maliyeti digeri ise topUıMaliye Bakanlığı kayıtlanndan mun temel ihtiyaçlan ile ilgili yaptığımır araştırmaya göre 75 bulunduğu uluslararası p&tent sisteminin Türkiye'de yabancı şir ketleri tekelci güç yaratmalanna imkân veren bir araç olduğuna da deg.nmek gerekir. Kanımızca bu teitelci gücün kırılması, toplumun ihtiyaçlamu gidermeye engel teşkil eden veya patentli malın uygun fiyattan ekonomiye mal edilmemesi durumlannda mevcut patenti berkesin kullana bilecefi hale getirmekle mümkündür. Gerçekte Türkiye'de bu sorunu imalât kesiminde patentler olarak geniş bir şekilde ortaya koymaktansa, yabancı sirketlerin sahıp oldukları patentler olarak tanımlamak ve soruna bu açıdan bakmak daha anlamlı olabilir. Çünkü Birleşmiş Milletlerin araştırmasına gbre Türkiye'deki patentlerin % 80"ine yabancı şirketler sahip bulunmaktadır. Bu yazı dizisinln başlığını tYa rikan olmayan çok uluslu slrketler listesinde yer almaktadır. Türk ekonomisinde çok uluslu şirketler kanalıyla gelen özel yabancı sermaye yatınmlan, toplam sabit sermaye yatınmlannın ufak bir bölümünü oluşturmakla birlikte, bu yatınmlann yarattıgı ekonomik etkiler, Türkiye'de uluslararası şlrketlerin gün cel bir konu haline gelmesine neden olmaktadır. Gerçekte ÇUŞIer Türk ekonomisinde de, yalruzca sermaye getiren yatırımc: olarak bulunmamakta, başka bir deyişle, ekonomiyi yalnız bu kanaldan etkilememektedir. Dolaysu yatınmlar yanmda, Türkiye'nin proje kredi lerinin kullanımında üstlendigi }ükümlerden biri de. proje için gerekli olan maklna ve girdi ithall i'.e mühendislik hizmeüerini, özellikle çok uluslu nitelik göstaren büyük sirketler tarafmdan ÖNIEMIER! Bursy» kadar ortaya konan s«rüşler ve veriler öıel yabancı ser mayenin ve şirketlerin Türk ekonomisinin gelişmesine olumlu blr katkıda bulunamadıklannı açıga çıkarmaktadır. O halde sorun, bu olumsuz etkileri azaltacak veya tamamen ortadan kaldıracak tedbirleri almaktır. Herşeyden önce benzerleri ara sında en liberali sayılan 6224 ssyılı yabancı sermaye kanununun yeniden gözden geçirilmesindelct rorunluluk açıktır. Bu «orunluluk, yabancı şirketlerin gelişi güzel teşviki yerine btlinçli ve eko nominin uzun dönemli kalkınma çıkarîarma uygun düsecek bir yönde teşvik edilmesi rorunlulugundan dogmaktadır. Yabancı özel sermayenin ekono mimiz açısından yararlı olmak kaydıyla teşviki gerektigine göre, hangi sektörlerde yararlı olacağmm saptanması ve yabancı şirketlere ancak bu kesimlerde izin verilmesi gerekir. Devîetin özellikle çok uluslu şirketlerin yarat tıklan teknoîoji tekeünl önlemek için, teknolo.ii ithaline kayıtlama lar veya denetim getirmesi wv runludur. Montaj tipi Uretimi teşvik eden ve ekonomiyi giderek artan bir şekilde dış kaynaklara bağımlı kılan dış ticaret ve ekonomideki ikili yapıyı daha da kötüleştiren teşvik politikaları mutlak olarak değiştirilmelidir. Sonuç olarak ifade edebilirz ki. Türk ekonomisi yönünden bu KÜne dek, yabancı sermaye olarak bilinen sorunun, artık çok uluslu şirketler sonınu olarak tanımlanmasındaki zorunluluk açıktır. Çünkü, bugün ÇÜŞ'lerin uyguladıkları üre'im, pazarlama, fiyat, ücret ve yatınm politikaları, bir ülkedeki ekonomik hatta siyasal yapıyı bile etkileyebilecek bir özellikle kazanmışür. Bu şirketlerin ekonomide yaratabilecekleri etkileri soruna geleneksel yabancı sermaye sorunu şeklmde yaklaşarak ortaya çıkarmak olanaksızdır. Türk ekonomisinde faaliyet gös teren ÇUŞ'lerle ilgili bilgilerin, gizlilik (ndişesini bir kenara bırakıp bu konu ile ilgili sorumlu kişiler ve kuruluşlar tarafından ortaya konup, ekonomiye olan fayda ve maliyetlerinin bilimsel bir biçimde ve derinlemesine araştırma konusu yapılması gerekir. Bu hususta aksi bir tutum, veya kaydedilecek zaman, Türk Ekonomisini giderek yabancı şirketlerin etki alanına sokacak ve dış ekonomik konjonk türe olan duyarlıhğını artıracsktır. Bu dunım ise sanavileBme sürecinin büyük ölçüde ulusal bir amaç oimaktan çıkıp. ülkPnın kontrolünde olma>an ermenlerle sınırlanması demektir. Açıktır Id. böyle bir ortamda kal kmrr.a planlnrı hazırlamak ve veya bu planları başarı ile uveulamak büyük ölfüde olanaksızlaşacakfr. TiFFANY EVETCA. HEP SüOMESM TEKNOIOJİ TRANSFERİ TUrk ekononıisır.e yabancı şir ketler aracüığı ile teknoîoji transferi 6224 sayılı yabancı sermayeyi teşvik kanunu, 6326 sayı lı Petrol kanunu ve yabancı şir ket yatınmcı olarak gelmediği zaman, 17 sayılı Türk Parasınm Kıymetini Koruma Kararı ile 1880 tarihli «İhtira Beratı Ka nunu Muvakkatı» ve Türkiye'de smai mülkiyetin uluslararası ko runması hakkmda imzalamış olduğu 1383 Paris anlaşmasmın Londra metni hükümleri içinde yapılmaktadır. Gerçekte. çok uluslu şirketlerin TCrk Ekonomislne transfer ettikleri teknolojinin yapısal ıv gunluğıjnu tartışırken, bu tartış malan. konu ile ilgili ciddi araş tırmaiann bulgvüarma dayandırmak gerekir. Türkiye'de bu tin arastırmalar henüz yapılmadıjı için. yabancı şirketlerin Tiirkıye"ye transfer ettikieri teknolojinin ekonominin uzun dönemli kalkmma çıkarîarma uyg\m veya çeliski içinde bultır.dugu konulannda açık yargılp.ra varmp.k yatultıcı olabilir. Ancak şunu söyleyebiliriz ki, yabancı çirket yatınmlannn dış ksyna'.dara olsn aşın baeımsi7İı*i serrnsve mallsrı ve fiziki eirdiler bakım:nrian trarst»r ed'.len t^'j.DİfiiTn ekonominin difer >:ı'sir.i1eri i!» bir'eşm**»!Tn vvı fiifrrr ^•'^'orierde ver.i teknolouierın varatıi GARTH VOlTERRAU L&SI LEttİNİ AMA Et2i<iEC. GAOJU LCÇTfRECEJC MADDE CAOECE l'U£L AQ.TEMİSl£BJM BÖUSESİNDE ERKEKLERI ıVl' İsim Değişikliği Cide Asiıye hukuk Manke mesının 22.2.1977 tarih ve 1977/12 Esas Nolu ve 1977 b Nolu kararı ile Menduh olan adım Memduh olarak düzel tilmiştir. Üçüncü kişilere duyuruiur. Memdiıh B I K T YURDUMU2DA BiR MilYONA YAKIN KOL. BACAK VE GÖVOESi SAKAI iNSAN V4RDIR. BUNLARI' fŞB VE FOPIUMA YARAR DURUMA GETiRMEK M i l l i GÖREVDiR. VE iNSANi BıR O OK t O R . TARIK ZiYA KIRBAKAN DERÎ SA(. re 2TTHREVİ Has'ahKlan M1ltehas«ısı lxtfkliı Sa<i Parmakkücn r>lcfnn M Ifi 73 TÜRKİYE SAKATLAR DERNEĞt lst. Şb. 21 88 82 B II I İ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle