25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
IĞRIP UZUN HiKAYE EROL TOY 7 Doğu Anadolu ve Turizm Kavuru gerıde bınüop, çcvredeki t\hn çoluga, çocuga selam verdikten sonra Harran'a ranyorsunuz. Çocuslann selamlanması arabaların selameti için. Yolun ker.arına diîilip jelene, geçene el saihvor yumurcaklar. Haddinize mi düşmüs karşıhk rermemek Hele bir der.eyin. bakın r.ası! geliyor taş. Gerçekte pek te suçlamamak gerek kü çükleri. Bir kendi kuru mera kmdan başka hiç bir şey pötürmedifi gibi. çokluk adamdan sayıp bir selam bile vermekten kaçman insanlar var. Çocuklar acımasızca vuruyorlar bu Eerçfr g: onların yüzüne. Harran'da Anadolu'nun alı^ıla gelmiş kerpiç evlerinin dısında. kannca jnjvas ıle, kösrebek Tüm segi arası bir bicimde ama ev boyutunda yap:lar da var. Çokluk kiler olarak kullanılıyor bur lar. Ev olarak kullanılanları dn var. Genellikle kuzey Sur.ye'de yaygın olan bir yapı türü bu. Harran da Suriye'ye onsekiz ki lometre zaten. Umulmayacak ka dar serin bu 3apılann ıçi. Te pede bir küçük de'.ik var. ısık oradan giriyor. Bir de bir insanm anca gecebileceji bir kapı. Böyle yerlerde yasıyor Harran' m insanları. Herkes «caıaba» ile dolaşiyor buralarda. «Calaba». Arapiarın giydikleri entariye benzer bir giv si. Altına pantalon giyilmiyor Yürürken sağianan hava akımı serin tutuyor insanı. Başlar.r.a da mutlak açık renkli bır şeyier sarıyorlar. Suriye'den geliyor tüm bu giysüer, keza tunstlere satılan çaylarla ba$ örtüleri de. Harran'm konık bıçimli evle rı ve Surıye yi anımsatan yajan tısının yanı sıra. gpçmi? çağlardan kaJma anıtları da rar. Dün5anın ilk üniversitesinin Harran' da kuruiduğu söyleniyor. Ancak kesinjikle yerinın nerede oldujrıı daha pek bılinmiyor. En belli başiı yapı, omıncu vüzvıldan ka]dıgı sanılan hisar kalmtılan. Bu yapı. o çağm kent sakinlîrine. Haç:ı ordularına karşı durma olanagır.! saglamış. Günümüze kadar ayakta kalabum'.s ilsnr:!; bolümieri rar Bir de körün rv bür yanmria. dör köse minare«i ile hemen göze carpan bir ramı rar. Emevi'lerden kalmış. Onun da büyük bir bölümü jnkık. NEMRUD DA6I VE AHTİOKHOS'ÜH ÖYKUSÜ Hiç kuşku yok ki. Anadol^j'daki tarihsei anıtlann içinde en görkemlisi. Nemrud Dagı'nın te rje«indek; mezar anıtidır. Pogu Toroslar ve Fırat ırmaşı kıyılaruıa hükmeden Komma«p ne Kralhğı M Ö. Birinci yüzyılda Mitradates Kallinikos tarafmdan ktinjlni!.!ş. En parlak d3aem:nı ise. kurucusunun oglu Antiokhos Eplfanes çagında yaşamış. Amokhos admdan söz edılecek o:n<! ten birisı. Öncelen «Şu karşıkı küçük dagları ben yarattım. arkadaki büyükler de babamdan kaldı» diyerek başlamış :şe. Sonunda ise. öyle şaka olsun diye fa'.an de*:!. kend:«: de inararak. «Tannîar na necilik oluyormuş. ben herkesten daha büyjgüm» diyerek bitirmiş ;şi. Bu kadaria da kalsa iyi. Ne ffezer. Tutrmış Pers tanrıîarı ile Yunan tanrıiannı birbirine karıp. yeni. yeni tanrılar türetmiş. Aklmca.' bu yeni tanrılar. ne de olsa patronları Antiokhos olduğuna göre, daha b:r iyi koıuyacaklarmış üi kesini. Tanrılar faslı bitinoe âen disine de bir sülale düzrnüş: Baba soyu Pers kralı Daryüs'ten; ana sorJ da Bü>oık İskender e uzamvermiş bır anda. «Ögrenin işte kralınız kimmjş» gibilerden. Halk bu. ne yapsın? Ögrenmişler metazori. Esas şenlik daha da arkadan gelmiş. Krallıgm en yüksek tepesi olan Nemrud Dağının zirvesine bir mezar yaptırmaga nıyeUenmı» Antiokhos. Sonra çıkan taslarla. düzenlenen yerin tam ortesına 150 m. çapında, 50 m. yüksekliglnde bır tümülüs yapılmış. Tümülüs, piramide benzer ama yuvarlak tabanlı bir mezar anıt:. Arta Kalan düzlüğün doğuya ve batıya denk gelen yerlerine de heykeller kondurulmuş. Kuzey tarafmda da düzenlenmiş bir teras V8r ama bu o kadar önemli değil. İşte takvim yapraklarında. ya da başka yerlerde sı'i. sık görülen külahh kafalar buradakı heykellerın kafaları. Heykeller ilk yapıldıklarında dokuzar metre boyunda imişler. Bugün dagın tepesinde Antıokhos ve diger dört tanrı dizıimişler oturuyorlar. Kalaları yere yuvarlanmış hepsinin. Günümüzde batı tarafmda kafalar. dogu tarafmda ise gövdeler daha iyi durumdalar. Bir de dogu terasında Mithra kültünün bir gereği olarak, iyüıgm sımgesi olan güneşin doğuşunu kutsamak için yapılmış bir ateş sunağı var. Bir de geçen yıla kadar yapılan ve Adıyaman ve çevresine büyük yarar sağlayan Nemrud Daj: Festivali vardı. Geçen yıl, o da yasakland:. TINNE Bu yıla kadar Adıyamsn'da konaklama tesisi olarak bir Uyanık oteli vardı. Bu yıl Antiokhos Oteli isminde lüks bır otel açıldı. Fiyatları da öbür yörelerdeki benzerlerine oranla oldukça düşuk. Bir kişi, oda, kahvaltı Te bir vemek 135 lira idi bu yıl. BunJardan gayrı, Adıyaman. Kahta ve Nemrud Dağı yöresinde her bir şey tınne. Dağa dogru bir kez yöneldiniz mi, yol tınne. elektrik. su tınne, araba tınne, olan arabalarda plâka, sürücüierde ehliyet tınne. lâfın kısası buralarda devlet tınne! Bu yöre halkı Kürtçe konuşuyor ken dı arasında. Tınne. Kürtçede «yok» demek. Ya:nız garip bir seyln olmadığı b\ı vöreöt partizanlık ganı. Nemrjd Daftı'mn ptptfinrip racavan \'armn»ni1pr an Ahmet OKAR Osman. bmndnde uyumladı ayaklanm Ktiçtik parm»ğmın Sitaldığını neden sortra sezinledi. Goz ucuyla bakrı İhsan'a... Çöktüier. Ayakları dizlerinden bagımsızrmşçasına öne atılıp. g*riledi. îbaan. basmı kulagına yaklaştırdı; «Çıkaeaksan, gecikme,. dedi.. Ezgınin kıvancı durgunlastı. . Çıyanın coşkusu ağırlandı... Osmanın tutkusu karardı. «Çıksak ne bire Ihsan reis .. Marmara umudumuzu çoktan derinlilderine gömdü. Balıklar tükendi Kurudu ıçıne tükürdügümün denizi. Akıntılar boşa aktı geldi boğazlardan... Biz boşa bekledik geceler boyu... Bunca zamandır tek ız görmedım. Tünı dölekleri, tüm koyaklan dolandım. lt gibi kokladım her birini. şahin gibi gözledim. Yok . Bahk yok denizde.. Işimiz bitti artık. Sen geri ver ucuza kiraladıfın Kurum teknesüu. . Ben bir ışarayayım kendime .. Balık tükendi. biz de tükendik Bari boşuna kıra ödeyip durma. Elin »damı üç tekneyi birden buyrugunda tutuyor, bizim Adalılığımıza sıgmaz faîan deme. Ver gitsin Et Baİık'm teknesinı. Alıp usukurunu. analarının bilmeır. neyine soksunlar . Şimdiye karandığını rüketmeden başka bir işe yatır. Bir mermer takası yapUr... Bilemedin. şurdan burdan denldeştirip, arsaya yatır. Ya da tatıllerini geçirmeye gelenler için gezinri reknesi donat. Bakarsm, posrada İsmaiiden de bir sıra kaparsın. kışın bile çalışırsın... Olmadı, üstüne geçırttıgin topraklardan binnde rr.otel kur... Yabancılar ölçüsünde akhmız yok mu bizim Hep birbirimizi mi kazıklayacağız? Biraz da yabanc'lar otursun kanğınıjan üstüne... Ada, ypryuzünün en verimli yeridir reis . Tasan olrtıasın. Bir yerden kesprse umudumuzu, baçka bir yerden çuvalia verir... Dirue ser. beni. Bu iş yattı... Geçen yıldan bu yana ağız tadjyla bir voli vuramadık. Ben sandahn kalafatını güç kurtardım. Sen teknenin kirasım... Böyle boktan iş oiur mu Açığa da çıkamıyonız hanidir... Yunanlı kruvazörle onümuzü kesıyor. Öleceğiz bu gıdışle arkadaş. Marmara öldükten sonra, bize yaşamak zaten yarasmaz ya. bizimki de söz gelişi işte Boşver kışkırtıp durmayı. On gündür gözlenm göverdi. Gecenin karanJıg:nria akın koüamak nedir. bilir misin? Bilmezsin... Nasüsa Gâvur Osman gibi bir avanağı yakalamışsm. Ayaz dernez, poyraz demez denizin tüm nazını üstlenir. Buldu mu akıru, bir sesiemr . Yetişir, tekneni baııkla doldurursun. Sonra da ver çlini Istanbul halı, pazarlıga oturursun. Bize de bir el kirı.. Bak. şimdi bile kendımden çok seni düşünüyorum. Seni kollamayı görev sayıyorum. Sayıyorum ya arkadaş, aldırma sen. Bu voii bana gerekli. Bunca gerekliliği de, denizden başkasının karşılayacagını umma... Marmara anamız bereketlidir bizim. Bakma arada kızıp sövmemıze. Gönlü ganidir... Vermez vermez de. bir rie verdi mi. kepçeyle, kazanla. motor dolusu verir. İşte dizi denize tutkun eden de bu yamdır ya. Kırk kez cammızı alsa da. bir kez yüzümüze güldü mü. unutturuverir tüm acısını. Yani anlayacağm yansı ekmek parasıysa bu acının. yansı da rutkudur. Öyle bir tutku işte... Gecenin içinde, yıldızların ipil ip:l denize yağmasını bir kez gördü mü insan, bir daha kopamaz ondan. Biz ise buna her gece tanığız desem, yalan olmaz. Bir gizdir bu. Bizimle, denizin, gögün arasındaki bir giz. Başkasına açmaz zaten gizini onlar. Açsalar, anlamayacagını bıldiklerinden. Bagrmda püfür pufür y.idız. ya da karayel Altır.da yaşaraın anası su... üstünde yıldız yıldız gökyüzü... Sandalırun bir yalpalaması vardır... Uzaklardan kulaklarını en güzel türkülerden daha da hoş kaplajnveren bir akın hışırtısı vardır... Inan... Gerdekte gelin bekiemekten daha güzeldar İhsan... Hele bir de akını yakalarsan.. İşte asıl düzün b u . » İhsan. Osman'm sessizliginden iyice ku^kulandı. «Ojie ya, ka'ayı çekti. Keyfi de yerinde. Kaç gündiir de boî döndüğüne gore. bırakıp gitmemesi doğal » Kaygılandı. Söylcdiklerıni duymamışcasına, horon tepmeyi sürdürüyordu Osman. Kıvançlı. coşkun ve ıkircıksu... Dayanamadı... Kaygısını rakam haiine getırdi sözcüklerinde. Bir pundunu yakalayip; «Ton ba^ına üçj'ür r#riyorum» dedi... Az daha oyunu saşınyordıı Osman. Zorlanarak toparîandı. Gözlerini kırpıştırdı. Anlamsız anlamsız baktı İhsan'a bir pundunu buiup. İhsan'ın gbzleri, sözcüklerini yineledi... Başını onay arJamına eğij'oriaa, durakladı. «Düğün sahibiyim. Çagnların çofunu ben yaptım. Konuklan ben karşıladım. Şimdi bırakıp gidersem Değil üçjür. bin versen. düşünmem ırerek. Bıınc\ ramandır. hatınmızı sormayan akın. bu gece üşü?mez ya'... Insan. dostlarıyla ögünür reis. Parasıyla değil Pftranın geçmedigi yer vardır. Receple, benim aramda oldugu gibi... Siz paraIılar anlamazsınız bunu. BPİki paralı oidugu için Becep bile anlamaz... Vok anlar o... Benım arkadaşuıı. Her zaman anlamıçtır. Siz anlamazsınız. Tüm öteküer. Çünkü. sizin dostunuz paradır. Dıniniz imanınız. Gâvur Osman hiçbir zaman sizin gibi olmadı. Recep de... O'.madığı için iyi düşünmem gerek. Fin tonluk bir volinın payı bi'.e. onun \üzünü şöyle bir bı:ruşturmasına degmez. Osman beni en mutlu günümde bırakıp gıtti deyivermesini karsılamaz, denizin tüm balıkları... Ya bu gece bir akın olursa? Bunca umutsuzluğun sonu. bu gece gelecekse? Parayı bir kıyıya koy İhsan... Balıklar çeker gider dinime imanıma... Çanakkaleü... Çok onlara bir şey değmez . O zamana ay çıkar, gümüş gülücüguyle... Yunanlı ığrıbır.ı attı mı. alaya oturur. Bizim ustahğımızdan kıışku duyar. Ulan. Marmara bahkçılan oimüş. der. Gebermiş tümden... îçlerinde bir tek usta olsaydı, bu akın boSazı geçip gelemezdi. Yokluğu anlanm reis. Akın yoksa. balık doguracak degıliz... Ama. gözümüzün içine baka baka akıp geçmesine dayanamsm... Recep anlar bunu. Hak verir... Bılir bu tutkunun ne oldıığtınu... Siz reisler bilmeseniz büe, o bilir . En azınöan anlar beni. Kınlma?.... Kaç zamandır tek voliye kaldığımızdan bagışlar. Bağışlayacağını bildiğimden. p.asılsa gidecektim. Sen üçyüz vermesen de . Hatta hiç para vermesen de .. Tutkuyu aniar mısm ihsan reis? Anlarsın evef . Para tutkusunu anlarsın. îşte bızımki de öyle bir sey . Belki. daha büe fazls... Fazla oldugundan da, en sevdiğım insar.ın şölenini bırakıp gidebiliyorum. Hem de onun bağışlayacağı giiveniyle...» Rahürladı... Çıyadan dogmldu. Hızla horona uydu... «Kn sevdigım» sözcügiiyle sezinlemeden, Rvıhsar'ın gözlerin: araştırmaja kojoıldu. Bulamayınca, demınden beri araştırciığını anımsadı. Şaşırdı. . «Nereye gitti bu yahu? Az önce gördügümden güvenliyim. Yoksa kendimı mi aldatnm? Mümkün degü... Yeryüzünde h:çbir feadmın gözleri, onunkiler ölçüsünde duru ve anlamlı bakamaz... Deniz gibidır gözleri.. Salt bakışlanyla anlatır her şeyi. Hem de hiçbir sözcüğün anlatamayacagı ölçüde aydınhk olarak. Belki ben anlamak istediğimden. Belki dogrudan yüregime seslendiğinden... Ne olursa olsun. anlatır ya .. Öyleyse yamlmadım. Demin bakıştığımız oydu.. » Dirençle araştırmasını sürdürdü. Sonunda yanılmadığının güveniyie kasıldı. Orda, nar ağacının dibindeydi. Sırtı oynayanlara dönük. bir şeyler yapıyordu. Hep gözlerini araştırdıgmdan, rastlayamamıştı. oGözlerım eskısinden güçlü. Kuşkularım boş... Acaba yanıldım mı, diyordum. Her gece ay doğarken, balıklar aktı geçti de. ben mi kaçırdım, diyordum. Oysa bıüyomm. Akın olsa. gözlenmden çok önce. tenimle. sezinlerim. Kulaklarımda duyannı. Derırr.de duyumlanm. Yel değişir. Denizuı durağanlığınca bir devinim beîirir. Ta sınirlerimin ucunda bir karıncalanma başlaj. Agır ağır belime. yüregime tırmanır... Bir denizde böyle olurum ben, voli yakınlaştığında. Bir de Ruhsar'ır. bakışlanmn etkisinde... Yanılmam ikisinde de... Şıp diye anlanm, dediklerinl...» Tutkusu iyice kabardı. Horon kolundan fırlayıp gitmek isteğıyle tutuştu. Denizin üstünde 5arkmaya başlayan güneşi gözledi. «Zaman daraldı.» diye düşündü. «Gideceksek, horondan kopmak gerek.» Koptu... Onlan oynamaya bırakıp, başı yerde rüıtıma yöneldü. Yeniden baktı göğe. Güneş Şarköy, Karabiga arasında denia kana boyamıştı. Kan yayıidı. Dalgalarm üstünde koyulaştı. Dennlere daldıkça ince ince dagılıp, ayrıştı. Sanlandı. yesillendi, morlandı... Uzandı geldi. Sandaim bordasına yapıştı. N'efeslenip daldı. L'zaklara denizin bilinmezhklerine saplanmak amacıyla, aktı geçtı... Gözlerini kıstı. Dalgalarla oynaşan. derinlerde aynşan ışınlarla yıkadı bir iyice. «işte mayalanma bu Gâ\iır. Tutku bu... Şu guzelügi bir burda bulabilirsin. Bir burda böyle dınçleşir insan, dediğin. Hele bir de voliyi vurdun mu?» Günün ışınlarıyla bezenen denizanalannın renk şölenıne daldı bir süre. Daha saydamlaştıklan sanısıyla gülümsedi. Elıni uzatıp. okşamamak için kendini güç tuttu. «Zamanı degil Osman. Güneş batmadan i!k nirengiye ulaşmalıyız. Dayan bakalım.» Asıldı kürekJere. Sudan gözlerine yansıyan renk cümbüşü. kızıla dönüşerek soidu. Daigalann 5'akamozları çoğaldı. Sarardı sular. Pırıl pırıl bir sarılık igneledi" gözbebeklerini. Ağardı aıdından. Griye, beje dönüştü ılık ıllk. Güneş u.zaklaştıkça, ağartı bulut rengine döndü... KoyuİRştı... Tepelere baktı Osman .. Psiliraki üstünde. bir gümüş tacm salır.dığını gördü. Tozlandı aklık... Geceyle gündüzün çatısmasını sımgeledı. Inceld; .. Inceld:... Koyulaşıverdi... Su toprakta nasıl yürürse dalga dalga, karanlık da aydınlığın üstüne öyle yürüdü. Tıpkı aydınlığın karanlığı altettigi gibi... Denizin maviliği iyice koyulaştı. Gögün alacası, denize yansıdı. Sandaim omurgssında bir tıkırtıyla zıpladı. Bakındı. Tıkırtı, sürtünmeye dönüşttl. Koca bir kütük tırladı kıçtan. Bedenlerınin tüm gücüyle yüklendiler kayava. Altına yerleştirdikleri odanlar döndü. Arkadan kurtulan kütük. önü boça aldı. Elindekini o boşluga yerleştirdi Osman. Arkadakıni kaptı Rüstem. Afır agır kıyıya yaklastılar. Suratlarında şapırdayan teri sılerken, nefeslendiler. Dönüp. kayayı çıkardıkları yer« baktı. Kahverengi toprağın kocaman agnndan. kocaman bır diş çekilmıç gibi. sıntıvermişti kayanm boslugu. Onların nefeslend:*ini gören arkadakiler. halatları gerdıler. Kayanın kayışı durakladı. Yeniden omuz verdıier. Iskelenin üstünde {rKırrifidı kaya. Kalaslar oasmcın etkisiyle, gözle görüne Dünyada ilk Üniversitenin Harran yöresinde kuruiduğu söyleniyor, ancak kesin yeri bilinmiyor v.mrud naffimn tep«urfiıde Ajıtjokiıoî, xın ınezaruu beklejeu reden fazladır. karuiiardan bıruun başı. Ba$uı jerden yüksekiijt W met linlp gidecek. Doğu Anadpliı t » rizmi daha olgunlaîamadan çöküp gitme tehlikesi Ue karsı lcar şıya. Bu yöredeki turizm çabalatınm yapı, bu denli nazik bir hal almasmm nedenleri dört ana bölumde 'op sanılanabilir: 1 Yaklaçım sorunu: Turizm yapı, sanayiinin temelini atmak îçin, sekizlik inşaat demiri arrıjh. bir el arabası harç bir de kürek bil» gerekmediği için. gösternr.elık d« olsa ilgi\enen çıkmıyor. TuriMn rına karşı durma olanağ Bakanlığı'nm bu alandakı tüm somut çahşmalan «Tercüm"n lamış. Rehber» kursları açmakra kalıyor. Kursu bitirenlerın b:r kısmı zaten sosyal durumlan geregi ya her zaman çalışamıyor, ya da hiç çalışmıyorlar. Daha büjrülc bir kısım ise Istanbul. IJmir ve Kapadokya'daki büyük M tış merkezlerinde yüzde y:rm;, temek tçin bölgenın Y.S E. il?iier, dere yataklarından cesme kadar, £stı Kanta'y» gı1« geılrsa gen# kanrcılık revaç bazan yirmibeşe ulaşan Komıslisini görmege gitmisler. N'arm geüyorlar Narince'ye. oradan da dilır, oradan katıriara binilerek gorür, umuduyla ellerinden gelyon mekanizmasına takılıp o y«v ce'nin yolu aynı zamanda Nem Karadut ve Gölheran'dan geçip, beş saatte çıkıiırdı yukarı. Dorr digince boruyorlar yolları. Onlar relere hapsoluyorlar. Rebberiik, v&rıyorlar Antiokhos'un meran rud'a çıkan en kısa yol. «Sız saatte de inilirdi. Dokuz saat kada haklı kendi açılanndan. yürürlükteki mevzuata göre do* na. geçen seçimlerde Halk Partisi'ne tır sırtmda dolasmak alışık olru dürüst bir iş bile sayılmaSOMUÇ uy verdiniî. yol, mol yok size» Nemrud Festivali yapıhrken bu mayanlar için cehennem azabınyıp, bu kişiler tüm sosya! ,\;ver, En başt* da belirtiloiğt gibi tiiye başından savmış gidenleri. yollardan otomobil ile Keçilebilidan beterdir. Nitekim dağdan lik haklanndan mahnıra edilriiic Dogu Anadolu turizm alanında yordu Bugıln Adıyaman'dan. ya asagı ınen turisf.er ne hikmetse "Sonra' köye davet etmişier sayın leri için. klmse ne olup ne bittida Kahtadan arazi vitesli bir çok yeni bir alan. Ancak tartış ğini sormuyor bile. yetkiliyi. Gelsin de yolumuzun bir türlü oturamazlardı otobüteep tutmak gerekli. Tepeye çık masız kabullenilmesi gereken bir halini bir de kendisi görsün disün koitııklarına. Avakta giderEn önemlisi rehberlik, araml^n maga başka türlü olanak yok. yerekten. Tenezsnll buyunılmalerdi o gün hepsi. Yol yapıldı gerçek daha var ki o da, h»r gün koşullar öylesini gerektirdigi için. Bir de katırcılar var yolları bimış. ğmdan bu yana katırcılann işle biraz daha artan ilgi. doğudakı lerek boran. Bundan beş vıl ön ri kesaflaştı. Yoüar işlemez ha koşullar degişmezse, jakmda si liseyi bitirmiş ve en az bir ysban Nemrud Dağma çıkan tunstcı dili iyi biçimde öçrenme o!anagına sahıp olmuş kişilerin tekelinde kalıyor. Yanı bır nu'lu azınlık uğraşısı. Çekirdekt«n yeTiFFANY tiştirip, bu işi bir «iş» oiar&k ya pacak kişileri egitecek turizm meslek okullan yok henüz. İşin daha da acı olan t?rı»'?. yurdumuzdaki tüm inisiyatiıin çoğu Ankara'nın ötesine bile geç ' memış oîan turizm acentesi ?a hıplerinin ellerinde olmasi. Kimısi daha ucuza geür diy^, çat. ATLAMAMApat lisan bilir lise ögrencis:ni Sl I yollar grupları ile. kimisi de, özel ONA İikle Dofu'da, doğrudan yrhar.tı grup refakatçisine bırakır isı. y«ter ki cepten para çıknnsın K;m ler, nerede ne laflar ederlfr yatf.n cılara Türkiye için, bir kurcalan sa neler çıkmaz ki altında>... 2 Eğıtim sorunu Dogu Ana dolu'nun tüm diğer konularda oldugu jribi. eğıtim alanında da GARTH geri bıraktınlmış oldugu yadsmmaz bir şerçek. Bu geri bıraktınlmışlık, değişik ortam ve kültürlerden gelen kişileri bir araya getiren turizm alanında daha da belirginleşıyor. Bu sorunun bir \Tizıi. ikinci bir olgıı da. «Turisttir. ne bilir o» zihniyetinin yerleşmiş olması Türkiye'de gereken koşullar altın da ve ahlâk sınırları içinde alıs veriş yapan j'abar.cı sayısı. sanılanm çok, ama çok altınd?dır, Bu böylece biline. Yarım kılo lokumun iki Ingiliz Lirasına EÜND£ LABAEAfyaklaşık 60. TL.) satıldığı bır TUVAS, 3U ADAMI ülkede yaşıyoruz. YA ĞÖTÜRELİM V E f BDE3 Alt yapı sorunu: Dogu Ana dolu'da. geniş anlamı ile yoî ve otel yoktur demek bir abartma degildir. Işletmecilik anlayışı ise, bu yörelsrin semtine dahi ugramamıştır. Hasbelkader kahnibilen otellerden ayrılırker. kafilenin #••••••••>• yatak ücreti nakit olarak ödenmez ise bavuüan vermez otelcıler. Bu kuşkusuz daha önceki örneklerin ışıgında gslısen bir acenteve güvensizlik simgesidir. Yürüriükteki mevzuatın bu kcnu ya ilişkin yaptırımlan hemen hemen yoktur. Bu, sonuç olarak, yola çıkan lehbenn cebinde elli, altmış bın lira ila gezmesi demektir. Kendisine aıt olma\an, bu denli yüklü bır parayı taşıyan kişinin sinirleri sürekîi gergin olacaktır. O kişider. ne kacUr hayır gelir, vann siz düşünün. Yollar öylesine perişandır ki, Fikret OTYAM yüz kilometrelik yol, üçbuçuk ACIMASIZUK; ZUIÜM. Nitt KURJUNU84 &06US 6fRMf. OTYArt saatte alınabilir ancak. Otel sorununa gelince, devlet destegi jajrlrrîr» GOZIİMIEÜİNİ VURUCU BiR IHtATIMU SER&rtiYOR. olmadan bunun çözümlenmesi t\t RYAII: 20 ÜRA olanaksız. Dogu'da kimse, yalnız ınceieme turızm mevsiminde. dört ay doSTEME ADRESi: (AGDAJ YAYINUIRI; HMKEVI SOMK 3 9 / 4 1 lacak. sekiz ay boş kalacak otelHîkmet Altınkavnak lerin yapımma girişmek istemiCAOAlOGlü ISTAN8U1 yor. Olaniarın ise yanya vakını otel ile han arasında garip yapılar. 4 Kasıtlı ençellemeler soru TLRKİVE YAZAKLAR SENOİKA5İ nu: Han»: amaca hizmet ettıŞi VAY1.NL.AKI HATIRLATMA pek kesririlmeyen, ancak kesinlikle turizmi baltalamağa yönelŞıŞLl TERAKKİ'IJLER mis oszı tutum VP davrani'lar aa TALAŞ GÜNÜMÜZ Gcnel Da&nm : CEM M4 Y var. Buna pn güzel örnek Nem27 MART PAZAR rud Dagı Festivalmin geçen >ıl ge SAAT: il.fOTJE OKULDA • Harran'da en belli başlı onuncu yüzyıidan kaldığı lan hisar kalmtılan, bu kent sakinlerine Haçlı ordulasağ Anadolu'daki tarihsei anıtlann içinde en görkemlisi, Nemrut Dagı'nın tepesindeki mezar anıtidır, heykellerin ilk yapıldıklarında dokuzar metre boyunda oldukları belirtiliyor. EDEBİYATIMIZDA kıyımlara baskılara sansürlere Ç I KT I Mayınlı Topraklar Uzerinde
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle