23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
u cutttuftirn nur Gençler tath içkllerte günde 1 3 gram arasında sıklamat alırlar Şışman kışı za;,nflama dıyetmde gunde 100500 mg. arasında sıklamat alır. Amerıkan Ulusal Büim Akademısı ve Ulusal Araştırma Konsejı, günluk sıklamat alımını 5 grama sınırladı, sonralan Amerıkan besı ve ılâç yonetımı, bunu erışkınîer ıçm ?unde 3 5 grama ve çocuklar ıçm 12 grama smırladnsa da daha sonra'.an sıklamatın ınsanlar ıçm en em;n dozij, g'jnde 168 mg olarak saptandı ve sıklamatm doktor onensı ıle kullanılması bıldırıldı. ı2>. Sıklamat tizenne çöken bu korkudan sonra şpker hastalan ta^landıncı rradde oiarak sakaıme voneld'ler Sakarin, bır benzosulfımıd bıleşıgıdır. Şekerden 350 defa fazla tatlandırıcıdır. 21 KART \tn S eker has f ahği. kannda, miderıln altında trulunan pankreas bezı adacık hücrelennın sal. gıladığı uısulm, gluiagon ve somatostaın adlı hormoniar arasındakı dengenın bozulması, ozelUkle ınsulın salgılanmasının azalması, ya da hıç olmarnası sonucu kanda şekerın (glıkozun) yukselmesı halıdır Sabah açlık durumunda ölçulen kan şeken, normal stnırlardan yiıksek ıse behrguı şeker has'alığı soz konusudur. Açlık kan çeken, normal sınırlarda olup ağızdan venlen gbkoz ile yapılan glıkoz jüklemeden sonrakı kan şeken değerien. belırlı olçulenn ustunde bulunursa gızlı şeker hastalığı soz konusudur. Şeker hastasında ınsulın hıç yapılmıyorsa buna «tıp U şeker hastalığı (ınsulıne bağımlı ya da juveml tıp şeker hastahğıı denır. Şeker hastasının pankreasında ınsulın yapılıyor fakat gunluk mıktann yetersiz oluşu nedenlyle kan şeken yükselmişse buna «tip n» (enşkin tıp) şeker hastalıgı demr. Şeker hastalığı ve şışmanliK: T:p 1 Cjuvenıl tip> şeker hastaları genellikle zayıftırlar; üp II <enşkin t:p> olanlar, şışman ya da normal kıloda olabılırler. Bu nedenle şeker hastalarını rajıflatma sorunu, tip H'lerde söz konusudur. Bır msan şışman olduktan sonra mı şeker hastalığı oluşmaktadır, yoksa şeker hastalığını kalıtsal (genetık) olarak taşıdıfı Için mi şışman olmaktadır 0 Tıp 1 şeker hastahğının kalıtsal olarak geçnği 1976'da kesın olarak gösterıldı <1>. Tip II şeker histalığınm oluşumu da çok yonlü etkPrJerle ılgılı (multıfaktorıyel) dır. Tıp II şeker hpstalığının oluşumunda şışmanlık, etkenîerden bırıdir. Şışman kışıde, pankreasm fazla Insulın salgılaması uzun süre devam ederse pankreas vorular ve artık veterlı mıktarda ınsulın salgılayamaz olur ve şeker hastalığı yerleşır. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Haftanın Özeti DEĞİŞEN BİRŞEY YOK. Şeker Hastası Ve Sakarin Doç. tST. Dr. Nihat BOSTANCI sulfonılurea grubu :lâçlar frastinon, glutrıl, benglamıd, dıamıcron, dıabmez \ s > etkuerıru pankreastan ınsulın salgılatarak gosterırler Ghkoz da pankreastan ınsulın salgılatmaKtadır Bır gunde çay ve kahve şeklınde alınan üort adet kesme şeker ıle 18 gram şeker ve bunun yarısı kadaı. 9 »ram glıkoz aı'rı Eır gjnde ..ıman " 3 gram glıkoz, korkulduğu kaaar v ıcuda zararlı değıldır Sunı tatlandırıcılar: Bunlar sı'£İarraT 'cyclamateı ve sakanndır Sıklamat succaryl dulcaryl, dolçe vb adıarla; sakarn de iakann adı :1e sdtılmaktadır. Sakann, 100 yıldai ben büınmek.tedır; sıklamat :se 1944 yılından ben bılmmektedır. 1969 yılında, sıklamatın kanser yapıcı etkışi. Amerıka BırleşiK Devlet.p~ı Saglı^ VP E*ıtım Bakanlığı tarafmdan bıldrıldı ve sonra sıklamatın doktor ıznı ıle kullanılması onenldı. Cyclohexansulfanık asu olan sıklamatın son unınü cyclohexylamıne ve dıcvclohevvlamıne, kromozomlara etkı yaparak deg;şırrler oluşturmakta ve farelerde kansere, ozellıkle mesane kanserıne, yol açmakîadır. Insanlama sıklamatın kanser yapıcı etkısı gosterılmenış'ır (2' Çesıtlı tath ıçkilenn bır şışesmde tat'.andıncı madde olarak 200 700 mg s.kîamat bulu TIP FAK tÇ HASTALIKLARI KLINtGt Sakarin Kullanmalı mı? Yukarıda anlatılan koşullarda, şeker hasta«ının sakarin kullanrr.asına gerek xalmamaVadır Has'alar, sakarın ıle sınırsız beslenme \erıne şeker ıle ve sınırh beslenme yolunu uygtılamahdırlar. S'şman'.ar sıır.ı tafîandı T I kullanmalı mı° Sıçmanlîgın nedecmın psıkojer.ık olduğunu bplırttık. Bunlaıa da dıyet uygulanırKen soını tatlandırıcı ıle smırsız beslenme yenne, şekerlı faxat «ınırlı mıktarda b«>«İPnme onerumelıdır. Sonuç • Seker hasaları va da zayır.amak ıve\en şısmanlar. sunı ta"landıncüarı smırsız bnslenmenın uıhsatı olarak gormemelıd.rler. Fuhsal neden ı'.e olusan sınrsız beslenmeden snnlmayı baska \o'".ardan »ıdermeiıdırle: ZaMTam?k ıçm suiı 'atlandııcı'ar zorunlu değıldır, onsuz da zapflama olanagı vardır. (1) Bostancı, N : niahetin kalı*ımında son venllikler. s. 2 Şeker Hastaliffi 2. baskı. Bate? 7 Dasıtım, tstanbul 19" ı2ı KnoBİe*. H.CJr., Kipni«. D.M.. Ricketts, H T : Cvclamates and artificial sweetcners, Diabetrs 18 : 867. 196» H etklsmde kalır, cam sıküırsa, bu durtüsunde boşalımı \pmek vemeK, sıgara ıçmek, alkol kullanmak ve çay, kahve ıçme* şeklınde gostenr. Boylece aşın beslenme, kışıyı şışnanüğa go'u rur Bu fazla beslenmenm altında >atan neden;n ruhsal olduğunu tekrar edehm. Şişmanlık ve Suni Tatlandırıcı Şışman kışlji zayıflatmak, gunluk gereksınımi olan 20002200 kalonlık besı verıne 10001200 kalonlık besi rejımı uygulanmakia oiur. Bu kışı zayıflama rejımındevken sunı tatlandıncılarla aıledıgı kadar çav ve kahve ıçmesnıe ızın verılmelı mı? Yo<tsa t>u fazla mıktarda çay ve kahve içmenın nedenının ruhsal olduğunu kendıstne anlatıp sayısını azal*ıp ıki çay ıle ıkı kanveye, ya da uç çay ıle bır kahveye mı ızın verılmelıdlr* Son şeklı uygulamak dana dogrudur. Glikoz ve pankreas Çay şeken. bır molekul ghkoz ve bir molekul fruktoz <mey\a şekenı dır. Fruktoz vucutta yanarken Insulıne gereksınım yoktur. ancak ghkozun yanması ıçın ınsulın gereklıdır Glıkoz, parkreastan ıniulın salgılatıcı maddeler arasmda en guçlu olanıdır. Şeker hastahğının açızdan hap ile tedavısmde kullamlan atta. CF.PHE. \onetimi altında yaşa>aseldJğimız hafUlardan pek farklı degıldı . Gaziantep'de >a>lım ateşine tutularak oldunilen bır genç L'şak'da biri kız iki gencecik insan daha.. Serık'te kurşunlanan, taşlanan. jağma edilen CHP, TOBDER bınaları . Turk jargı giıcunun Uçedeki temsücisi hakımın e\ı ile juze \akın \urttaşın >uvası da saldırı hedefleri arasında.. Ve karabasanı andıran bır hafta bıtti bitiyor derken, AP'li bir kısım jrencin gazetemize ve senel va\ın müdürümüze saldırısı... Bir gazete ki. jarım vurvılı aşkın bır süredır \taturk un kurdugu Cumhurıjetı. onun ılkelerıni. demokraMM ve tum ozçürlukleri kuşak kuşak sa\unmus Ve tum bıınların ardından kaçırılan bir uçak.. Çılgınlıgın, akılsızlıgın. zorbalıpın bu kadarı karşısında sojlenecek soz, \erccek oğut bulnıak gerçekten juç Asayiş mi dediniz!... Ne jazık ki yurdumuz. her turlü yasa dışı e\lemln kurumlaştığı, «bir küçuk \menka olma >olunda. Gittikçe bujujen kentlerimizde, ozeUikle Istanbul'da artık cun batımmdan sonra, sokaklarda olup bitenlerin ulaştığı bo^utlar, gerçekten kaygı \erici bi r nitelige bürunuyor. Bunun tipik bir ornetji de. geçtiğımiz hafta Istanbul Brilge Başmufettişi ile eNİnin Etiler de sokak orta«;ında ^ovıılmnlan olavıydı Yurdumtrada doruçıına tırmaıımakt» olan ekonomik ve sı\asal bunalını ortamından \ararlanan vpralti dunyası, artık i>lerinı rahatça %urutü>or.. Mahalle aralanna kadar sızan randevu eUerini, kumarhanelerı lstanbullıılar neredeyse kanıksar oldular Şışmanlık ruhsal sıkıntılar sonucu mu olujuvor' Eğer kşıde ıç salgı (endokrın) bezlerınde, ömeğ:n hıpofiz, hipotalamus. tıroid, bobrek ustü bezı ve cınsel yumurtalarda bır bozukluk yoksa, şışmanlığın .oluşması içın herhangl bır neden yoktur. Ancak kışı guncel olayiarın Yasa dışılığın bir başka simgesi Yasa dışılıfın bir başka simgesi olan TRT Genel SIüdurlügü makamuıdaki işgal de, Seçim Kurulunun 22lik garip kararıyla surmekte. garıp divoruz, çunku dcvletimİ7in en jüksek yargı organlarına göre Saban Karataş. makaınıııın hukuken sahıbı tlegil, ı^ealcı sayılagelmekte \nlaşılan odur ki, TRT \e makamının buyuk çoçunlugu bır süre daha Karataş'ın elinde çıle dolduracak. Silâhlı Kuvvetlerimizin tnensubu bir 1 orgeneralin ovsal ağırlığnla verınde kalabilen Karata :. cuma gecesi. hem de Çanakkale Zaferinın jüdonâmunde, bır 3anşma proçramında, hiçbir anlamı \e ileisi yokken Abdulhamid Paşası givsili bir şarkıcı\i ekranlara çıkarmaktan çekinmedi Bakalım T\' ekranlanmız nnümüzdeki donemde daha nelere tanıklık edecek, hep birlikte goreceğiı. Ne Dediğimizi Bilelim ! OKTAY AKBAL Evet Hayır TARTIŞMA Hitit Güneşi'ni niye çok görüyorlar? Anadolu'nun esKi ça£ ara aıt uygarlıklannın en e^.cılerınden Hıtıtlerm guneş Tanrısıjla ılgılı Hıtıt Guneşı'nın Ankara Lozar. tSıhhıye) Meydanma Anadolu Sıgorta ve Ankara Beledıjesının ışbırlıgıyle dıkılmesı koıusu, gerıcı çevre lerce tepkıyle karşılandığı hepımızce bılmmektedır. Tarıhi çağlara damgasmı vur muş ve Kurtuluş Savaşur.ızın >onetıldıgı % Cumhunyetımıe zm basıtentı Ankara yı, her guzel şeyle suslemek. donatmak ve kentın kıriı havasını, beton yığınının gorunuşunu bır parça gtizelleştırmek amacıjle Ankara Beled:\e Başkanınm her olumlu, bılınçlı yapıcı çabası, aaıma bılmçiiz \e çagdışı duşuncelerın sısli atmosfen ıçerısınde kaiaları orumcek baglamış kışılerce engellenmenm her turlu şekl: denemyor. Bunlara ek olarak sa\ın bır bav an Se natorumuz Hı'ıt Guneşmm başkent meydanlanndan bıns;ne konmasını tenkıt etmesı, doğrusu aidınlan, deıin derın duşunmeye yoneltti ve uzdu Bu topraklar uzerıcde yaşamış ve buyuk bır uygarlı*a «ahıp olduğunu Ankara Hıtıt (Anadolu) Muzesındeki eserlerle ve arkeolojık kazılar sonuçlarıyle oğrendığimız, Etıler e aıt bır şeym Ankara gıbı Anadolu'nun sayısız uygarııklannm gelıp geçtığı ve Etı uygarlığıyla ılgılı nıce eserlerın toprak altından çıkarıldıgı bır kente; nıçın Hıtıt Guneşı dıkilemez % e nıçin, bu kentın meydarüan bu na benzer heykellerle suslenemez? Çağımızda turizme ve şehırcılıge venlen onem yanında, Ankara'va Savın Beledıye Baş kanının vapmak ıstedığı ve but çe ımkânsızlıklan ve MC ıktıdannm maddı yardımdan Ankara Belea:yesını yoksun bırak ması sonucu, dar olanaklan ıçerısınde gerek trafık açısından meydanlar açması ve gerek Ankara'nm kırlı havasmı, msanı biK'r.an beton v.gınm çırkın gorunuşunu bır parça yesıle boyama çabalarıyle ağaçlandırma ve park çalışmaları, bız kentlıier ıçm bir ferahlık ve umut ışığı oluyor. Dunyanm bırçok ülkesındp, turızm bakımından tarıhi eserlerle onem kazanmış kentlar, MuzeKent olarak llan edılıyor ve o ulkelenn devlet butçelennden, turızm gelırını çofeaJt mak amacıyie; bu Kentlenn ;ıcr turlu eksıklıkıerını gıdencı pa ralar aynlıyor ve gpreken ÇKIIŞ malar yapılarak, bu kenüerın ıçerısınde sakladığı tanhı hazmeler korunarak, tunstlerın akm akın geldıklerı bır yer olu yor Son zamanlarda gazeî^r de okuduk Yugosla\ya'da Turk yapıtlarıyle üolu Saraybosna, Muze Kent Jan ednüı . Işte tarıhe saygı, ışte turizme venlen onem. ışte şehırcılığe venlen değerın en canlı omefı bu jakm komşumuzdadır Bız ıse, sehır nıeydanlanna he< keller dıblmemesırun vo dı kılen heykellenn; Adana Be!e dıyesmın dıktığı Venus hejkeLnı boya ıle ortmek ısteyerı %e ncı, bıünçsız akımların A*aturk Turkı>e'smde gece gundJz uygar çalışmaları ^olgeleme ve engelleme çabalanvle başbaşayız Turızm ve şehırcıhK <\ ıa nında, çagm çok gerılennde\;z Buyuk Turkıye masallanyle hal kı uyutma çabasındaki ıktıdarın, bu konularda mçbır oivm lu çaba göstermedığmı t'im ulusca bılmekteyız.. Madem kı ıktıdar olarak kentımıze bırsev yapmıjorsunuz, kendi olanakıa nyle başkentımıze ve d:ğer kentlerımıze gerek şehırruık ve geresse turızm Konulannüa yapıtlar kazandırmaya çalışan olumlu atılımlara engel olmayınız Yurdomuz bır turızm ceijnetı olmasına rağmen. tunzm gelırı çok duşuk Tunzm ıle butçe açıklarıru kapatarı ulkelenn va nmda m gerı sıralarda ;er ale.» u / .nızde Bınncı sıruf turızm ^ol°elerındekı *ehır ve kasabalanmızır <araı;zıs\onlan bile olmayro fosep''kîer demze boşaltılma.<ta ve \ırın: yapıtlara gıden yoilar dar ıfp bakımsız. çeiTesı pıslık ve çır kın yapılarla kapatılmış bır durumda bulunmamn acı gerçeklenyle dopdoluyuz Durum boyleyker. yurd'imuzun dığer Kentlerınden ayıı Dır ozellık taşıyan basKentımızı; Uır parça guzelleştırmok çaba^ı^da olanlara şu vpva bu sıvası duşunceyı bıraknıak her konuda yapıcı yardımıanmızı esırgrmıvprek, bu kentın b.nbır sorunundan bırısmı çozme olarağ" nı ılgılılere verelım Muzalfer Ruhi ÇELEBİ Ankara Barosu AvııkatlarınJan D emokratik Partl Genel Ba?kanı seç«n ahsara TV'de konuştu. Bır ara Kiiltür Sararı'ndan soı etti «Güıel bir eser. olarak niteledigi bu yapının yanması konusunda S 2 U U söıcuğune çunlan soyledi: «Kim yalrtı? Kendi çoOC C cufurauz yaktı.. » Kiıltur SaraM'nı yaktıklan. bir Ukim feroUeri batırdıkları sanvla Sıkıyonetim Mahkemesi'ne verilen klsiler aklanmLslardır. \argıtay da onavlavarak bu karan kç«lnleştirmiştir. 12 Mart sonrasının tozdan dumandan ortalıpın jförunmedigi. gerpeklerin vanlıp sovlenmedİKİ, cadı kazanlar\nın kaTnatüdığı günlerinde. Kültur Sarayı'nı yaktıkları ıleri surulerek bir takım kimseler Adalet öniroe goturiilduler. Daha once çok sert bir sorçudan geçirildiler. O giinlerde, aklanan bir .sanığuı gorduğu işkenceleri hurda anlatmıs, butun bu acüaruı nasü tamir edileceğini sormustum. Kesin olarak bilinen bir şey %ar Kultiir Sarayi yanjfinı konusunda, o da şu; bu yapıvı «Kendi çocuğumuı» yakma dı'. Kimse yakmadı. Bile bile isteve ist«ye bu >apıyı ateşe \eren vok. Ama kayıtsızlığımız, sorumsuzluğumuı, aklın?sızlıeımız bu yangmın baş sonımlusudur Daha nice acının, felâkrtin baş sorumlusu oldugn fibi. . Devlet Tivatrolannın, Operasınm başmda bulunan yetldlilerdir biraz da bu ola\ın sorumlulan .. Ne denli, ağlasalar da, üzülseler de «ihmal» leri ortadan kalkmaz. Simdi bir parti eenel başkanı milvonlarca sryircl önünde Kultur Sarayı'nı «kendi çocuğumuı»un vaktısını söylü>or! Nerdpn biltvor bunu? Adalet onunde aklanan kişileri yeniden suçlamak mı ister? Adaletm »amidıfı sannı mı ilrri snıer? Nsdir yanı bu sözle anlaUnat t«(e<Uği? Bildiji bir şef \arsa kanıuovu onunde açıkça anlatmahdır. Kimmiş n «çoruk?» Kultiir Sarayı'nı >akan «kendi çocuklanmız» kimlermiş? .. l;te, Kültur Saravı yangınının sorumluluğu kadar afcır bir snrumluluk da budur. Bilir gibi konu^mak. ama hiç bir şev bilmemek Bir temele, bir jerçtje dayanmavan savlar ılerl sürmek . Ben şimdi sorsam savın Bozbeyll'ye Kiiltür Sarayı'nı vaktığını açık açık soyledlği «bizim çocuinmuz» kimdir? di\e Ne di^ebilir? Hiç. l'akışır mı koskoca bir parti liderlerıne karutlayamayacağı, bir şeyi söylemek! Ama bu sorumsuzluk valnız DP liderinde mi? Başta AP Genel Başkanı olrnak üzere tiim MC partilerinin önde Kelcnleri lıu sa\ ruklukta. bu sorumsuzluktadırlar Orneğın Bav Demirel'ın son AuUlva konuşması Bakın ne diyor EccNİfin geçen cun TV'de kö> kentler konusundaki aözlere karşı «Dört beş kövu bir arava toplayacaklarmı? \e muhatir ko>lu kendi evini de geldiji köyde kendist \apacakmis Bu Su demektir. Ev köylüler pümızı pırtınızı toplayın Halk » Partisi iktidara gellrse sizi oturdugunnz yerden alıp kbv kent uğruna baska bir köve getirip yerleştirecek. Hemen söylevelim Türk kovlusü buna hiç bir zaman r a n olmayacaktır. Turk vatandaşı nerde oturmak istiyorsa orada oturacaktır? Halk Partisi'nin köve mü.jdesi göçtür » İnsan «demagoji» denen çirkin sanatın bu denli yozlaştınlması karsısında şaşınyor, üzüntü duyuyor Bunca wl Başbakanhk etmiş ve etmekte olan bir parti lideri nasıl sovler bövlesüıe ucuz bir sözu? Hem ucuz. hetn gerçeklere avkın, hem de kolayın kolan!.. Ecevit «zorla» değil «köy lunun kendi iste£i>le» yapılacağını söylüyor bu işin. Isterlerse, divor. Ne var bunda? Birbirinden uıak, yoksul, yoksun ufacık ko\ler bir arava getirilse kövkentler kurulsa, oralarda vasavan insanlar elektiriğe. vola, suva eğitime, gerçek bannriırlık hizmetlerine kavuşturulsa, «insan» fibi bir ya$am surse bundan ne zarar eelir? «Herkes istedijfi yerdc otururmuş » Otursun'. Ama olmuyor işte, göç kafileleri kentlerin yolunu tutuvor, vorganını sırtlavan kentlerde yasam parını aramava geliyor. Kendi kö\ünde kalan var mı artık? Decil tstanbul, Ankara. tzmir. Almanvalara, AvustTalymlara kadar ridıyor ekmek parası kazanmak için .. Bozbevli'nin sözü de, Demirel'in sözü de. sonımsnz politikacı konusmasuun en belirgin örnekleridir. Söyle ağzına her gelenl soyle, karşındakini zor duruma sokmak için doğru valan. inanılır inanümaz. herşeyi söyle!... Bu politikarıiık deçildir. Halka karşı savgısızlıktan başka bir şev değildir bu. Ama Turk halkı \utuvor mu bunlan? Görmüyor mu? Anlanuvor mu? Göruvor, anlıvor. hiç bir ş*vi de yutmuyor. Günunü. saatini bekliyor. Sesini bir duyuracak, bir duyuracak ki. bütün bu sorumsuz kisiler bövle sözlerle, savlarl? ancak kendilerini kandırdıklannı anlayacaklar bir eün. Yakmda bir eün... Yasa dışılıktan söz etmişken... Günümüzde yasadışıhktan bir kez soz edilince hemen akla gelen konulardan biri de »iskence» . Oıellikle devlet gucü eli>le yurütulen insanhk dışı uygulamalar . Bu konuda geçtigımiz hafta ilgınç bir çıkış da ABD'nin yenl Başkanı Carter'den geldi. Başkan a çore Bırleşmış Milletler •işkence»>Ie yeteri kadar ılçilenomordu. Bu eleştirinln olumlu \anları hulundugunrian kusku >ok. Ancak tum dunjanın bildiği bir başka gerçek >ar. O da Panama'da kontrgerillacı eğiten, diğer ülkelerde bu tur orjutler besle\en i f karanlık işler için bolca ru«\et dağıttığı açığa çıkan CIA gerçegi . ABD Batkanının sözleri degerlendirilirken, ışkencenın demokrasi duşmanı yonetimlerce kurumlaştınlmasında ClA'nın aslan pa>ma <>ahip olduçu akıldan çıkarılmamalı Bu arada ammsanmava değer bir başka olay da şu: Cene\redeki BM tnsan H.ıkları Komisvonundaki \merikan temsikısi, Sili'de Allende'nin devrilmeslnde ülkesinin o\nadığ* role îlişkin plşmanlıklannı belirtmişti. Ancak Carter Yonetimi, bu •duygıısallifin Idşisel nitelik taşidığim avnı gun açıklayıverdi .. Bu iki ftrnek Başkan (arter'ın giriştiği 'demokrasl şampivonluğıı>nun sınırUrını bellrllyorolsa gerek. Kanada usulü Demokrasi Demokrasi konusunda «tarihsel» bir sınav da geçen hafta Kanada'da \erildi. Başbakan Trudeau'nun eşi, «Rolling Stones» adlı pop müzjfl topluluğunun şarkıcısı Mick Ja^geria bir aşk macerası yaşadıktan sonra evlne drtndü. Bir Başbakanın ilk kez başına gelen bu olayı Trudeau rahatlıkla karsıladı, pek de alınmaz goriindü. Ancak Kanada Raşbakanının tepldsinin siyasal bir •teamül» olarak yerleşip yerleşmevectçini zaman gosterecek Türk İş siyasal yaşantımızda yerini almalı Teknolojmm gelışme hızı d'inyamızın bo>utlarını aşmış tır Tum bılım dallannın uygulanıa alanı buldugu boylesme buyuk gelışmelerm toplumsal yaşantıya onemlı yar.sımaları olmuş'ur. Buharın 19 >uzyıl sonları ıle 20. yuzyü başlarında endustrıae etıcm olması, sosyal yaşantıda olumlu sonuçlara ulaşılmasım sağlamış olduğu bır gerçektır. Ay gezegenını avaklanmızm altına alıp yıldızlara kollarımızı uzatırken toplumsal aşamaların yanısıra sorunlarm da çoğal makt& olduğu yadsınamaz Yurdumuz, kuçulen dün.vantn bohinmez parçalarmdan bırıdir. Toplumsal devınımden et' kılenmemek olanak dışıdır. Zamaa kavramımn hızlı bır ıvmeje ulaşmış olduğu bır donemde, dunyanm neresınde olur ıse olsun, bır insanın sosyal gelışmelere sırtını donerek, sıyasal soranlar ıle ılgılenmemesı bağışlanamaz. Gunümuzde çağdaş yaşantıya avak uydurmaya çaDa gosteren lerın janısıra, sosyal ve ekor.o mık sorunlan da ıçeren sıyasai gelışmelerden soyutlanarak bıt kısel bır yaşantı surdürme uğraşı ıçınde oianların da bulundugur.u uzulerex gormekteyız. Sıyasal yaşantmın, .runcel yaşantımız ıle çok yakın ılgısı olduğunu. bastığımız toprığm o'i neh:r gıbı akmakta olduğu bu donemde bılme>en kalmadı Ye dığımız ekmekte, ıçuğımız suda. soluduğumuz havada, her şeyde, her yerde onun »tkinlığı nı gormek olağandır. Toplumlann buvoık bır bılınç bırıkımı kazanmış olduğu ga nümuzde, bır kımsenın ^ağdaş gereksınmelere ayak uyduramayıp bıtkisel bir yaşamı sürdür mesı bağışlanamaz. Ancak <5 nemlı bır ışçı kurulaşunun çağ daş yaşantmın tum gelışmelen ne gozlennı kapatıp toplumial devınımı gormezhken geıere<c sı>aset ten uzaklaşması çagdışı bır tutumun urunudur. Politık yaşantıdan soyutlanma çabasında bulunanlann tem sıl etmış oldukları kuruluşiarın ıçınde polıtıka ıle yakındatı ılgılenenlerın varolmalan çok duşundurucudur. Bu gun hangl kuruluşun ıçınde olur ıse olsun bılınçlı yurttaş uygarca davranışları ıle, o kuruluşun duşunce boyutlanru asar^k çagdaş nıtelıklerı ıçerea kuruluşlara yonelmektedır. Çağdaş ışçılerm goğalm&kta olduğunu gormek ulus ^ararına, kıvanç verıcı bır gel'şme olduğu kadar, boyle ışçılenmızrn oluşturduğu kuxumların "lyasal sorumluluklardan kaçmalan da üzüntü verıcidır. Toplumsal sorunların, osyal hukuksal yasaların ışığmda çozumiendığı bır gerçeıtnr. Ul kemız, kuşkusuz boyle bır çözume yonelmektedır. Aydınlık gunlenn ne zaman gelecegı mm bıhmsel ve doğa yasalan ı!e yanıtlanmaktadır. Savlar • karşıt savlann bır gün bireşıme ulaşacağı da bıhmsel bır ger çektır. Bu ortamda, Turkîş bır sentez olmadıgına gore, toz veya antitez olduğunu kabul etmek zorunluğundadır. Ulusal sorum lulukların bılıncı ıçınde, pohtık duşuncesını açıklayarsk, tez veya antı tez'in yanında yeraimak ile çağdaş bir niteliğe enşecek ve sentez'ın oluşmasına da katkısı olacaktır. i'üksel ERDOG4N Ataköy II. Kısım K 41 BAKIRKÖS Demirel ve mobilya Doğal olarak «demokratlk teamüller ülkeden ülkeve değlşlyor. Orneğın bir başka ulke Başbakammn anında istifasına yol açabilecek bir «mobilva volsuzluğu» iddiası, Demirel'i iki >ıla >akın bir suredir jerınden bıle kunıldatamadı. Demirel'in bu rahatbjpnın da «demokratik teamul»de bir «asama» oldııçu söjlenebilir mi? Bilemi>oruz. Ama AP liderinin «rahatlı^ı»nın bir orneğini daha APIi parlamenterler geçtiğimiz hafta TBMM'de verdiler. Mobilya olayını sornşturmak la görevli Komisyonun suresi bitmişti. Surenin uzatılması için TB\IM birleşlk toplantıya çağnlmıştı. Ne var ki \P'U parlamenterler, liderleriyle birlikte Antaha'da «temel atma» M yeğle>ince Mobilya Komisş onunun da görev süresi uzatılmamış oldu. Olayı çalınmaya başlanan seçim havası ve tırmandınlan zorbalık ortamında yeterlı jankıvı buimujordu bile . Erken mi, geç mî derken.. «Erken seçim», haftanın guncelliğinl yitirmeven konulanndan birivdi kuşkusuz. AP Temsilciler Meclisinin de «evet» demesinden sonra, bu partinin kesin karan büvük bir ol«sılıkla, bir kaç fun içinde, ortak çrubunda belirlenecek. Erken seçime CHP de eıet diveceçine eöre, simdi en çok merak edilen, seçim istemejen MSP'nm AP'ye ne glbi bir sürpriz hazırladığı... Ege'de gerginlik mi? Haftayı kapatırkra gözlerimiz Es^'ve do*ru çevrlllyordn. Atina'yla ilişkilerimizin gersinleşmeje yuz tuttuğunu gösteren isaretler belirginleşiyordu. Deniz ve Hava Kuvretlerlmizin hafta içinde Eçe Denizinde başlatacakları manerralar nedenlyle, iki ülke Başbakanının karsılıklı bir demeç düellosuna tanık oiundu. Ege kıta sahanuğı ve hava sahası göruşmelerinin ertelenmesi olasılığından söz edildl.. Atina istemhor dne Eçc'deki haklarımızdan vazçeçilecek dpğildL Ama bu arada hir küçuk noktava dikkat gerekivor: Ikl komşu ülke arasında belirEinleşen gersinlığe. MC Iktidannca yapay boyutlar eklenmesi olasılığı .. 2D00 yıllarından nurlu ufuk turlarıyla kitleleri çerçek sorunlarından uzaklaştırma çabasındaki cephesel ıktidar. bir süre için de dikkatleri dış sorunlara çekmek istiyebiürdi... Halkın değerlendirme yeteneği değişmiştir Imparatorların, krallann dalkavukları oılınen şeylerdir. Oykulerı ıbret verıcıdır . MC'nın başanyla uyguladjğı bır de halk daUcavuklan turemıştır. HaUsız demokrasmın bu sıntan yuzlen, ulkeyı parsellemış, bu parseller uzerıne çoreklenmışlerdır. Ços yonlu boluşumun, bakanııklararası ıpoteklere bağlanması, kımın kurban edıleceğmm anlaşümasıyla açık lıga kavuşmuştur. Nurlu ufuklar, boyyuk Türkıye gösterllırken, hangı yıl, hangi süper dev letı geçeceğımız duşune haikı da ortak etmeye çahşmaktadırlar. Halk dalkavukluğunda eskı bır başbakanuı kefen ticaretını yapanlar, artık bunun ıse yaramayacağını anlayınca, bu kez de komunıst tıcaretıne başlamışlar, bunun da tek başına iflâs edeceğını bıldıklen ıçın, dın tıcaretini de milliyet suyuna batırıp halkın önune surmuşlerdır. Bunlara göre baş ka dinlerdekı Turkler asla rr.ıllıyetçı değillerdır. Hatta Turk de değillerdır. Onlara gore adamlıklan Ergenekondan, Şamanızmden çok sonra, Islâmlık la başlamıştır. Bunu boyle düşünduklerını, Çorum'da, Erzincan'da, Malatya'da, Maraş'ta, Sıvas'ta, daha oırçok yerde, Alevilere karşı açtıkları savaşta, aldıkları yobazhk ehliyetlerı ıle kanıtUmış lardır. Bir bakanlığm denetım. tetkık kurullanndan da geçebılen. Mubahat Kuyel'ın mtabı Meclıs kürsüsünde, öğretmenlenn ellennde «cart» dive yırtılmakta, devletm onuru parseller u zenndı. sallanıp darmaktadır Psrsellerm geıçek sahıplen kıpırdamaya başlamıştır. Ne bey 1 nelmıle sermaye uşakh£ı, ne sosyete ımparatorluğunun desteği, ne ulusa karşuı kurulan cephe, ne de halk dalkavuklugu parsellerın tapusunu almava yetmeyecektır. Çunkü bu parsellere, vıcdanları kulakları ka dar duvarlı olmavan.arın ellerıyle. en kutsal kan olan, insan kam, gençliğın kanı bulaştırılmıştır. Turkıye'de kopanlan fırtınanm, cinayetlerln arkasında cephenin korkusu yatmaktadır. Korku buyudükçe saldın aa yoğunlaşmaktadır. Ulusun gözlen bağlansa da, dilınde bağımsızlığıh tadı, ıçınde sağduyunun sesı bunu onaylamıyacaktır. Tarihi gerçek, halkın soz ve konuşma nakkının kopanlıp almamıyacagından yanadır. Devletin temelinde halk vardır. Bunu unutanlarır başına mkâr daglarmm yıkıldığı kaç kez gorulmüştür. Bunu bıldıklerı ıçındır kı kor kuları şıddete donüşmektedır. Rasam buyütmeyı kalkınma sa nanlann, 1923 yılını, 1977 Turkıye'sıyle kıyaslamaya kalkmalan Dir mantık hatası değılse, bır ıflâsın sonundan başka bır şey değıldir. Kalabalık temel atmalar da boyledır. «Bır ış yapmayanlar, bu şey yapmak ıstemeyenler, ışın gostenşını yaparlar, başlarma kalaba lıklan toplarlar». Halkın bakış açısı değısmlştır. Goruşu değışmıştir. Degerlendırme yetenegı değışmıştir. Halk temele değil, temelı atan elın kanlı olup oımadıgına bak maktadır. Namuslu, nasırlı, temız olup olmadığma bakmaktadır. Devlet parasını yetırn hakkını, çıkar jğruna harcayıp harcamadığmp, Anayasa, aydın duşmanı olup olmadığına, ağzındakı baklaya, çıgnedıgı sakızm markasına bakmaktadır. Halk duşmanı olup olmadığma devrimcıhğıne, yasaya olan saygısınr bakmaktadır Kendi çocuklarını doktor, muhendıs yapanlann, koy çocuklarını imam • hatıp yapıp yapmadıklanna, Anadolu'dakı askerî lıselen kapatıp, köy çocuklannın subay olmasmı onleyıp önlemedıklerine bakmaktadır. Daha nelere, nelere bakmaktadır bu halk .. Ulus her gun oır gerçeğı gormekte, gozunu alabıldığme açmaktadır. Korkunun ecele fav dası yoktur derler . Bu nedenle onlar parseüedıklerımn tapusunu alarmyacak, funli ışgahn hesabını vereceklerdır. Musta/a YEŞİLOVA CUMHURiYET OAGOAS YAYINLARI £iiımmıııımııııımı ııııırıııııııııııııııııiHiıc çıktı Sabahattin Eyuboğlu I 1 | § İ YAŞAYAN TİYATRO Prof. Özdemir NUTKU TiYATROMUZUN OUNÜNÜ, BU6ÜHÜN0. T4RIHIHI OGRENEBiLECEGiNiZ KİIAP İ [ | = | OKTAY AKBAL Hiroşima'Iar OlmaMn •U «.TİHA » 0 * N NSAMI liRANCt <OKCDtM âTOM t O M I M ) OIUMmi H,«0»<W»1.m o ACIU CUWlt«>M ( 3 1 n N ı M N »A»«tAC»« nlinilinillllllllllflUllfllllllllllllllllllllllllimillllllllHIIIIIIIIIHUIIhi YURDÜMUZDA BiR MiLYONA YAKIN KOL, BACAK VE GOVDESi SAKA', İNSAN VAROIR. BUNLARt' İ5E VE TOPLÜMA YAR&R DURUMA GEIıRMEK MiLLi VE iNSANı BıR GOREVDıR. TÜRKÎYE SAKATLAR DERNEĞt tst. Şb. 2t 88 83 Mavi ve Kara Eklcri* yenı basımım Okuraogınn bu yapıt, E»ubo£lun» hayranit{ınıı Oaha da arttıracaktıc Flyatı s 25 Lıra Fiyaıı: zu Lıra tsteae «dre«iı u * ," ÇAÖDAŞ VAYIHLAIU Cafatogfu Ha|kMk SoW. no: 3 M I . ' • " İSTANİUl » •ÇAfDAŞ; .YAYINLARI CaJaiöğîoHaî.Vievî Sok. no: 3941 İstanb»!.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle