16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
LIAKIÜK'IJN YfcNI ORTADOGU KAPİTALİST DUNYANIN «MERKEZ»LE RİNE EGEMEN ÇOKULUSLU SERMAYEMiN ETKİ ALANINDAKi «ÇEVRE. ü l KELERDE BAĞIMSIZ DÜŞÜNEN AYDINLARI YAJAIMAMA ROL OYNUYOR. PLANI BU İİIKEIERİN GERi KALMIJLIĞINDA ÖNEMLi " BARIŞ PLANI,, DEĞİŞİK TEPKÎLERE YOLAÇTI Hazırlayan: Mehmet Emin BOZASLAN A merika Baskanı Jimmy Carter"in 9 mart günü yaptığı basın toplantısında ortaya atr.gı yeni «Ortadoğu Banş Planı», gerek Arap dünyasında ve gprekse Israil'de geruş yankılara ve değişik yoruırüara yolaçtı. Kımi gözlemciler tarafındaa «Ortadogn sorununda bır dönüm noktası» biçiminde nitelendirilen plan, tsrail yetkilileri ve basını tarafından soguk karşılanırken, Suriye basınınca övüJdü. Irak radyosunca «tesiirmyetçi Arap rejimlerinin emperyalizmle uzlaşmalan planı» olarak nitelendirilen planı, Mısır Devle: Başkanı da eseştirdi. Ashnda Carter'in açıkladığı planda, îsrail'in «savunuîabilir sımrlar.a sahip olmasını öngörme«ı, ilk bakışta tsrail hüktimetinin görüşünü benimsediği izlenimı bırakmaktadır. Nitekim çoğu gözlemciler, baslangıçfa bu kanıya vardılar ve plamn yeni bir şey getirmedigini öne sürdüler. Ne var ki, ABD Başkaru'nın îsrail'in asıl sınırlarının 13fiT sav&şından öncekı sır.ırıar oldugunu vurev.ladısı. k>.s? "nanda f"'"^:''ı «YASAl. VE S A V U H U 1 İ B O SIMIRLAR» Carter'in orraya artıgı plan, «yasal sınır'.ar» ve «savunuîabilir smırlar» oîmak üz«re iki tü>sınır getiriyordu. îsrail'in «yasal sırarları» ise 1367 savasından önceki smırlarıydı. Böylece p'.anın, Israil'in «güvenilir sınırlar»a kavuşmak konusundakl isteğini bemmsemedi£: ve hatta bu deyimi kullanmaktan da kaçmarak «savunulabilir sınırlar» deyimini tercih ettiği görüldü. İSRAil'iN TEPKiSi İsrail ve Enver Sedat tarafından eleştirilen plan, Suriye basını tarafından "olumlu,, karsılandı BAŞKAN CARTER: «Banş plânı eoni$ vanki yarattı..» HALEN HER AY FRANSAYA GÖÇ EDEN LÂIıN AMERiKAU AYDININ SAYISI ORTALAMA 80< BULUYOR. 1970 YILINDA CEJiHı ÜLKELERDEN 11.200 DOKTOR VE MLHENDıS ABO'YE YER LESTi. Uçuncu Dünyanın "yaratıcı beyinleri,, batılı sanayileşmiş ülkelerde toplanıyor TABLO 1 BAGIMLIUKİA ELEMAN FAKTORO ÎEKNOLOJİK ( l 0 . 0 0 0 NÜFUSA DÜ5EN BiLıMSa VE ÎEKNiK ELEMAN SAYISI) (»eiışmi» Kapitalist Vlkrlerde 112.0 142.3 10.4 8.2 I.âtin Amrrika'da n9.U 72.2 12 Biiim Adami Mühendis Teknısyen Araştırma . Geliştirmede görev!< Bibm Adamı . Mühendis Arastırma • Geliştirmede görevlı Teknisyen Asva'ds 22.0 23.4 1.6 0.8 AıHka'da 5.8 8.3 0.4 0.4 1.4 Kaynak: Inan Quartim, «l'n tmpossible Transfert» , L'Economlste du tiers monde. kasım • aralık 1976, s. 37. Carter'in planını açıklamasından blr gün sonra ilk tepki Israıl'den geldi, tsrail Dışişleri Bakaru Yıgal Allon plana değinmekten kaçraarak. ABD ıle ülkesı arasında «uzun ve çetin tartışmalar» bulunduğunu açıkladı Israil'in «savunulabiiir sımrlar>a sahip olmasını aslmda ABD'nin de istediğini belirten Allon, «Washington'la uzun ve çetin tartışmalarrmız olacaktır» derken, aynnülı bilgi vermekten de kaçındı. Ancak Israil Başbakam Rabin. perdeyi biraz daha aralayarak, tilkesi ile ABD arasmda, Israirin işgal altmda tuttugu Arap topraklarının «ne kadan»ndan çekilmesi gerektiği konusunda anlaşmazhk bulunduğunu açıkladı. Bununla birlikte Rabin, plan karşısında daha esnek bir tutum izlemeyi de tercih ederek, «ABD'nin Ortadoğu politifcasında gözle görülür bir iyileşme görülmektedlr» dedi. Carter'in planı Israil basımnda da sert eleştirilere hedef oldu. Ulkenin en büyük gazetesi olan «Haartz», Başbakan Rabin'in Washington'a yapt: ğı ziyaretin başansızîıkla sonuclandığmı belir'erek. Carter'in 1967 sınırlannı «îsrail'in yasal sınırlan» olarak kabul etmesini eleştırdi. Gazeteye göre Carter, Îsrail'in giivenliğine gereken önemi vermemiştir. Planın îsrail'le ABD »rasındaki ş:örüs aynhklannı ortaya koydugunu belirten «Maariv» gazetesi ise, Carter'i Araplardan yana bir tutum izlemekle suçladı. SURiYE «OLUMLU. BUIDU Plar.m Arap dünyasmda yo! açtıjı yankıiar ve tepkiler ise değişik oldu. îlk tepki Suriye'den gel di. Anrak bu, «ohımlu» bir tepkiydi. Suriye hükiimeti ve yöneticilerinin, plan konusunda herhangi TAB LO 2 KALiRYE BEYiM GOÇÖNl'N BOLGESEl DAĞILIMI (IOPLAMIN °o 75'iNi ÇEKEN CÇ GELi^MiJ Asya'dan Afrıka'dan Lâtin Amenkadan Tüm azgelişmı.Merden ABFine 55 27 81 39 bir açıklama yapmaktan kaçınmaianna ragrnen, başkent Şam'da yayınlanan ve hükümetin denetim;nde bulunan «Teşrin» (Ekimı gazetesi, piam öven bir başyazı yayınladı. AFD'nın «nihayet» Araplann görüşünü kabul ettiğini öne siiren gazete, Carter'in yenı planmın Ortadoğu bunalınıının giderilmesı yolunda önemlı bir adım oldugunu belirtti ve şöyle dedi: «Başkan Carter. Arap iilkelerinin banşı gerçekleştırmek konusunda kendisine yardımcı oiacaklarını da anlamıştır. Bu da umut verici bir gelişmedir». Gözlemciler, bıı yazının aslında Suriye hükümetinin «resmi olmayan yoıdan» görüşlerinı yansıttığını öne sürdüler ve buna kanıt olarak da, gazetenin hükümetin den»timi altır.da bulunmasını gösterdıler Irak ise plar.a sert tepki gösterdi. Irak hükilmetinin herhangi bir açıklama yapmamasma ragmen. Bağdat Rauyosu. planı, «teslimi5et<;i Arap rejımleri ile emperyalizm arasında uzlaşma plan:» biçiminde nitelendirdı. Suriye gazetesinde çıkan yazıyı da eleştiren Bafdat Radyosu, bu yazmın Şam hükümetinin »örüşierinı yansıttıgım öne sürerek. «böylece Suriye reuminin emperyal''Ztne olan bâKimlılıâı bir kez daha kanıtlannv.ç olciu« riedı. SEDAT HEM ElEJTiRDi, HEM AÇIK K İ P I . BIR&KTI Planın Mısır'dakı tepkısı ıse daha değışik ol. du. Kahire'de yayınlanan «ElAhbar» gazetesi, pla nı «incelemeye değer» olarak mtelerken, yan resmi »ElAhram» gazetesi de, planm Mısır "hükümeti taratır.dan ınceierunekte oldugunu açıkladı. Siyasal goziemciler, planın Mısır hükümetmce benimseneceğinın beklendiğinı öne sürdüîer. Ne var kı Mısır Devlet Başkam Enver Sedafın plana karşı takmdığı tavır. bu tahmınlerin tersine olumsuz oldu. Filistin Ulusal Meciisi'ni açarken \~dptigi konusmada Sedat, Carter'in yenı planım eleştirdi ve planın. «Israıl'in anlayışına uygun» biçimde hazıriandıgını söyledı. Bu eleştiriye gerekçe oiarak da, plandakı «savunuîabilir sınırlar» deyınıını gösteren Sedat, böyle bir anlayışın Araplarca kabul edilemeyecek bir tutumu yansıttığını lwl;rtti ve «işgai altındaki topraklanmızın bır karışından bile vazgeçmeyeceğiz» dedi. Bununla bırlikte Sedat'ın. plar, karşısında tavır alırken, b:r «açık kapı» bırakngı da dıkkat çekicı oldu. «Güvenilir sınırlamın ancak Onadogu sorununa topyekun bir çözüm .nılundıığu takdıröf söz konusu olabileceğinı öne süren Mısır Devlet Baskanı, gözlemcilere göre. bu sözleriyie planı JLKEYE) îngiltere'ye 60 13 3fi Kanadaya 2r 13 6 24 20 Toplam 100 100 100 ıoo Kaynak: Hcnrik Plaschke, «La Fuite des Cerveam» 1977, s. 40. L'EconomUte du Tiers Monde, ocak • şubat TABLO 3 ABO, KANADA VE INGiLTERENN Dl$ YARDIMIARI VE 8tYıN GÖCÜ MEOENiYli SAGLADIKLARI IRANSfERLER (1961 • 1972) MilYAR OOLAR APD'den Kanada'dan Ingütere'den 3 ülke topiamı Azeelismlslere sajlanan vardımın dnğurduğu transferler 2.3 4.4 sağlanan kalifiye elcnıanlann doğ^ırduçu gcritransfer 339 11.5 5.5 50.9 Kaynak: Tahlo 2'de a.g.y., s. 11. BAŞKAN'IN BARIŞ PLANI ALTI MADDEDEN OLUŞUYOR A merika Bajkani .Tlmmv Carter tarafmdan Ortadoğpu snrununun çnzümü için nrtaya atılan ve iserek tsrail de, (terckse Arap riünvasmda defflşik trpfeilere yolaçan veni «Barıs Planı»nın esaslan ŞÖTledir: Osman ULAGAY Rpitalıst dünyanın «merkez» (metropol) terine egemen çokuluslu sermayenin, etki alanındaki «çevre» ipertferi) ülkelerde özgün ve bagımsız düşünebilen aydınlan yasatmama plânı, bu ülketerir. geri bırakılmışbgını pekiştiren zincirin çok önemli bir halkasmı oluşturuyor. Planın temel amacı, tüm .varatıcı «beyln» leri metropollerde toplamak; buna karşılık periferı ülkelerde. uluslararası kt.pitalizmin tüket;m kalıplarını bemmsemiş, kişisel çıkanyla düzene bağlı. tutucu va hıc bir özgün niteliği bulunmsyan «tek tip» bir sözde aydın ya da «görevliler» tabakası oluşturmak. Plân uygulandıeında. geri kalmıslıkJa metropollere bağımlıhk arasındaki belirleyici ilişkiyı kavTamış periferı ülke aydınlarının, çeşitli yöntemlerle «etkisizleş tirileceği» ya da göçe zorlanacsgı ve böylelikle: • Periferi ülkelerde muhalefetin basını çeken «stratejik azınhklar»ın «temizlenecegi» ve bu ülkelerdekj, çokuluslu sermayeye bagımlı, baskıcı azmlık rejimlerine rahat hefes alma olanağı sağlanacağı: • Periferi ülkelerin bağımsız teknoloji geliştırme ve giderek teknolojik bağımlılıktan kurtulma çabalarının önleneceği; • Periferi ülkelerden göçe zorlanan yaratıcı «beyin»lerin çoğunlukîa metropol ülkelere yerleşerek bu ülkelerin yaratıcı güç potansiy»line katkıda bulunacagı; ve, • Periferi ülke aydınlannm zorunlu göçünün metropol ülkelerdeki özgürlük ortarrunm propagandasına yeni malzeme sağlayacagı hesaplanıyor. Kısası emperjalizm bir kez daha bir taşla birkaç hedefi TOraıan amaçlıyor. Amaca ulaşmak için gerekli «araç» ve yöntemler de kuşkusuz metropollerde arastınlrp geliştiriliyor; tüm çağların baskı ve sindirme yöntemlerinden çağdaş olanaklarla nasıl yararlamlabilecegi belki de bilgisayarlarca saptanıyor, Ne var kı elde edilen sonuç gene de «eçag dışı» yöntemleri gerektiriyor. Bu yöntemlerin başında üniversitelerin ve Carter'in Barış Planı^nın ana hatları 1 Plan, tsrail'in 1967 savaşından önceki sınırlannı «yasal suurlan olarak kabul etmekte. ancak tsrail'in bu savaşta işgal rttlği Arap topraklan ile bu sınırlar arasında ikinci hir sınır kurulmasım öngnrmekte ve bu ikinci sınırı «savunuîabilir sınırlar» olarak adlandırmaktadır. 2 tsrail'in «yasal sımrları» ile çekileceği Arap topraklan arasında kurulması öngörülen «savunulabilir sınırlar», TelAviv hükümetinin ist<Hİifi biçim de «sürekli çüvenlik sımrları» olmayacak; sariece nihaî banş gerçekleşinceye kadar varlı*ını koruyan «içeçlci sarunma sımrları» olacaktır. 3 tsrail'in «yasal sımrları» ile «savunuîabilir guurlan» arasmdaki 2fl kilnmetrelik alan. yine gecicl olarak «tampon bölcc» st;ıtü«iinde olacaktır. 4 Kurulacak n!an tani|)on bölge, ya tümöyle askerden annmış nlacak. va da burava uluslararası püvenlik kuvretleri verlestirileceklir. Bu konu, taraflar arasında şapıiarak cörüşmelerde vanlacak anlaşmayla karara başilanacaktır.; l'luslararası güvenlik k^ı^•vetlerinin tanıpnn bölgede «orevlendirilrnesi halinde Israil de istediği takdirde burada askeri blrlik nulundurabilecektir. Aynca, 1S75 ara anlaşması jereğince Sina'da Mısır ile İsrail birlikleri arasında kurulan tampon böİRedekl «erken uyan sistemi»ne' benTer «dstemler, kurulacak olan yeni tampon böleelerde de kurulacaktır. 5 tsrail ile Arap ülkeleri arasında, tsrail'in fimdj Istal altında tuttuğu topraklann «savunulabilir sınırlar»a kadarki bölümünden çekilraesinden ve tampon bölçelerin kurulmasmdan sonra «nihai banş» için ırörüşmeler yapılacaktır. Bu görüşmeler sonucunda «nihaî banş» sağlamnca tampon bölgeler ortadan kaldıniacak ve tsrail «yasal sınırlan»nm yani 1967 sınırlannın gerisine çeldlecektir. 6 Bnnunla birlikte Araplarla İsrail arasında yapılacak Rörüşmelerle. 1967 sınırlannda ban ufaktefek detişlkllkier de yapıIabUecektir. K ENVER SEDAT: «Carter'ın planını eleştirdi.j» tümden reddetmediğini ima etmek istedi. Nitekim, yarı resmi «ElAhram» gazetesi de, planla ilgili yorumıında. «Başkan Carter, îsrail'in yayılma politikasını desteklemekten ve 'srailin, güvenliği açısından bazı Arap topraklarım işgal altmda tutmaya devam etmesini istemekten dikkatle kaçınmıstır» şeklinde bir değerlendirme yaptı. Sedat'ın sözlenySe «ElAhram»m bu değerlendirmesi arasında bağ kuran siyasal gözlemciler, bu durumun, Mısır hükümetinin plan karşısında «esnek» bir tutum takınmayı tercih ettiğini gösterdiğini öne sürmektedirler. VANCE1H VERDiĞİ GÜVENCE Nitekim plan hakkmda «tamamlayıcı bilgi» almak üzere ABD Dışişleri Bakanı Cyrus Vance'la görüşen ve aralannda Mısır'm VVashington Bü}rükelçisinin de bulunduğu 4 Arap ülkesi Büyükelçileri, görüşmeden sonra yaptıklan açıklamada, Vance'ın verdiği «aydınlatıcı bilgiler»den memnun kaldıklarıru belirttiler. Bu bilgilerin Carter tarafmdan planda kullanılan tcsavunulabilir smırlar» deTiminin hangi anlama gelölgi konusunda verildigine dikkati çeken gözlemciler, Mısır hükümetinin de sonunda planı benimsemesinin «stirpriz» olmaöne sürmektedirler. Ankara . . . Ankara Ajıkara Ajıkara Ankara Ankara Ajıka J Müserref HEKİIV1OĞLU CHOPİN'ÎN İHTİLÂL ETÜDÜ VE BAŞKENTLİLER evlet Konser Salonn altın dönemini yaşıyor bu mevsim. birbirinden güzel konserler dinliyor başkentliler. Bu hafta dünyanın en ünlü piyanistlerinden Tamas Vasary geldi. unutulmaz bir Chopin çecesi yaşadık. Vasary Macar asıllı. 1956'larda aynhnış doğdupu topraklardan. Batı Almanya, Amerika, Isriçre derken şimdi tngiltere'de oturuyor. Bir Antropolog ile evll. Kumral üzerine. ince çizgili, ancak kırk ya"?ınd3 çok hoş bir adam Tamas Vasary. Dev boyutlu elleri var, çaiarken durmadan büyüyor, usta parmaklanyla Chopin müıifiyle voğunıyor dinleyenleri. O çatmın altında öylesine ffüze! bir piyano kon serini az dinledik doğnısu. Mi Minör Konçertosundan sonra alkışlann sonu gelmeyüıce Vasary hiç nazlanmadı, bir Nnctum çaldı Chopin'den, sonra da fhtilal etüdünü... Macar sanatçı, Polonyaü bestecinin ihtilal rüzgârı «stiren müıifini baska blr coşkuyla dujTirdu doğrusu. D arasmda. Bakanlardan. poUtikacılardaTi hiç kimseler vok yine. Biri şöyle diyordu: «Demiren bu konesrlere lorla getirmeli. firneğin şu Chopin'i dinleseydi yann sahah başka türlü konuşurdu. Chopin hn konçertosunu nasırlaşmış telleri bile seslendirecek nitelikte çaldı bu Macar...» Cephe Hükümetinin Başbakanı Demirelin konsere gelmesinden vazgeçük, erinde bir klasik plak var mı acaba? Açıkça da söylüyor. müzikle, resimlc, tiyatro ve sinemayla hiç ilsrisi yok, hööyiik Türkiye yaratıUrken küeük kalır bu iljriler... EMEl SAYIN VE DEMiREİ «Bu ilgisizliği bir olayla da saptadı «aym Demlrel» diyor bir <takacı »rkadas. «Son Rüıılerde SSah'ın ülkesinden Sovyetler Birliğine uçan Emel Saytn, Çankaya'da bir evde, APIilere bir konser verirken Başbakan Demirel'c nzel blr şarki söylemek istenıis, ama Demire' hançi şarkıyı seçeceğini bilememlr Emel Siyın'ın önerdiği hir sarkıyı sevdifinl söylemiş, ama snnradan çok pişman olnnıs diyorlar. «Nedcn?» «Çütıkü hayli llfinç bir şarkı söylemiş Emel Sayın: Saçlann Tarumar, gözlerinde ya? ateşe benzerdin, kjile dönmuşsün, şarkısını. Demircl alarurkadan da anlamıyor. anlasaydı AP' liler önünde küle benzer miydi?» AP Genel Başkanınm müzikseverliğine karşılık iyi bir değnekçi oldugunu söylüyorlar. Yok, dolmuş değnekçisi değu, değneğini iyi kullanan bir orkestra şefi. Bakalım, «erken seçim» konserinde jtöreceşiz ürğil mi? PEMPE KOJKTE ATATURK PORTRESiNE KARJL. Konser salonundaki değnekçi Hıkmet Şimşek'ti o akşam. Alkışları nasü yorumJadı acaba? Biraz önce Vasary'yi coşkuyla aikışlayaniar birden yavaşladılar. Başkentll müzikseverler alkışlannda çok övgülü ve bUinçli, hiç de vanılmıyorlar. Ba duyariı ölçiivü siyasal orkestralann şeflerl ve »ollstleri için de feullanırlarsa demokratik rasamımızda da bflyük aşama olur dofnısu. Macar asıllı genç piyanist Chopinin ihtflâl etüdünü çaldıktan sonra Anadolu ihtilalini, Atatiirk'ün portresi karşısında »cmek yiytceğini aklına getinniş miydi acaba? Mevhibe Inönii, hayranlıkla dinlediği »anatçıyı Pembe Röşke çafırdı konserden sonra, kızı ve damadıyia birlikte, Çankaya'da yıllarca siyasal, tarihsel olaylara sahne olan yemek salonunda ağirladı konuklarını. müziksel söyleşiler yapıldı. Suna Kan, Farub Güvenç. Hikmet Şimşek. konser salonu müdürü, müziksever diplomatlardan Haluk Kura, Kâmran Gürün'ün de bulunduğu küçük bir grup paşasal öyküler dinlediler. Mevhibe Inönü, şıklıpı ve zerafetiyle her zaman «Pirst Lady» havasındadır. Vasary ve eşi, tnönü'nün resimlerini uzun uzun lnceledikten sonra hanımefendinin ona çok benzediğini söyledller eülümseyerek. Macar piyanist haksız .ia değil, paşasal bir Taşam, fidksel bir benzerliğe diinüşüyor glderek... Pembe Köşkün mutfağı çok önlüdür. Va«ary ve eşi Tiirk mutfağunn özeüiklerini fyl tanımış olacaklar. Vasary koşede bir masada otunıyor, bir yandan Çerkes tavugıı yiyor, "bir yandan da Atatürk'ün portresinl seyrediyordu. Atatiirk'ün bu biiviik. renkli portresi möıhlş euzel. yüzünp Anadnlu ihtilâlınin tüm nreçârlan yansımış çibl . (» rüzgârlar arasında bufünleri nasü düşlemişti acaba? rüm jüksek ögretim kurumlannjn «askerilestirilmesi» ve periferi ülkeler için saptanan uluslansrası standartlara uydurulması geliyor. Boylece özgita ve yaratıcı düşüncenin kaynağında kurutulması ve ulus'ararası planda «tek tin» kafalann oluşnırulması amaçlamyor. Gerektiginde bu yöntem 'daha alt düzeydeki öğretim kurumlannda da uygulamyor. Basın Yayına uygulanan tnsafsız sansür, özeün ve >pratıcı düşünosyı yasaklayan ikinci yöntemi oluşturuyor. Emperyalizmin koşullandırdıgı dar kafalara, sığmayan tüm düşünce ve yapıtlar «zararlı» sayılarak yasaklanıyor, kovusturuluyor. meydanlarda yakılıyor. Sansürün etkislz kaldığı noktada yaygın sindirme yöntemleri ve kurumsallaşmıs işkence devreye giriyor. Sindirme ve işkencenin >nldıramadıgı ya da göçe zorlayamadığı aydınlar vo diğer «stratejik azıniıklar» Csendika liderleri vb. gibi') için ise özel olarak yetiştirilmiş «ölüm mangalan» görev yapıyor. Periferi ülkelerde özgün ve bagımsız düşünceyi yasarmamak için, Şiü'den îran'a ve Uzak Dog\ı"ya dek uygulanan sindirme, işksnce ve katliâm yöntemlerinin benzerliîi bu «çafdaş» enkizisyonun tek bir merkezden jönlendlrildiği volundald iddialara güç kazandınyor. Bu uluslararası senaryonun en dikkate değer yanı hemen her ülkede «milliyetçi» geçinen grup larca desteklennıesi ve uygulanması. Çokuluslu sermayenin isteklerine uygım olarak, gerçekten ulusal (rrulU) nit«liklsr taşıyabilecek özgün düşüncenin susturulması ve uluslararası plâna uy gun «tek tip» aydın taslaklannın oluşturulması ışlevini hep milliyetçilik masallanyla koşullandınlmış kadroîar üstleniyor. Söz konusu yöntemlerin en yaygın uygulama alanı hiç kuşkusuz Lâti Amerika. Bunun başlıca nedenleri Lâttn Amerika'nın çoklusulu sermaye ve özellikle ABD sermayesi için en önemli dış somürii alanlanndan birl olması ve özgün aydın, biümsel ve teknik eleman yetiştirme bakımından metropol ülkelere yaklaşan tek periferi bölgesini oluştıırması. <Bak. Tablo: 1). Eldeki verilere göre. 300 bin üruguaylı, 100 bini aşkın Silili ve binlerce Brezilyalı ve Arjantinli mühendis. doktor, bilim adamı ve difer mesleklerden aydın, ülkelerindeki koşullars dayanamayarak çeşitli ülkelere kaçmış bulunuyorlar. Halen her ay FransaVa sığman Lâtin Amerikah aydmlann sayısı ortalama 80*1 bulurken diğer metropol ülkelere ve özellikle ABD ne göçen:erin sayısı bu rakamı kat kat aşıyor. 1970 yılında çeitü ülkelerden 11,200 doktor ve mühendisin ABD'ne göç ederek yerleştiği saptanmış. Böyleükle penferi ülkelerine 3.5 müyar Dolara malolmuş bu doktor ve mühendislerin en verimli yıllannı ABD'de geçirecekleri ve Ame rikan ekonomisine en az 3 5 milyar Dolarlık bir tasarruf sağlayacakları hesaplanıyor. Son 20 yılda bu yollarla Lâtin Amerilca'dan kapitalist dünyanın metropollerine aktanlan «beyin serveti» nin toplam değeri ise 20 milyar Dolar dolaymda tahmin ediliyor. Gelişmiş metropol ülkelerdeki ücret ve çalışma koşullarının çekiciliğine periferi ülkelerdeki baskı ve terörün dayanümazlığı da eklenince bu «beyin göçü»nü hızlandıracak tüm koşullar tamamlanrruş oluyor. (1) Bu süreç içinde ülkelerini terkeden «kalifiye» elemanlann yüzde 75'i yalnızca üç ülkeye, ABD, Kanada ve İngıltere'ye gidiyor. (Bak. Tablo: 2). Bu üç «gelişmiş» ülke böylece, «az geüsmişj) dünyaya yaptıklan yardım: da fazlasıyla geri almış oluvorlar. (Bak. Taklo: 3). VE rÜRKiYE Türkıye de, yetişmiş bilimselteknik eleman sayısı ve hızlı kalkmma potansiyeli ile kuşkusuz «dikkati çeken» bir periferi ülkesi. Üstelik çokuluslu sermayeye kayıtsızkoşulsuz bagımlı kalmaya karşı çıkan natırı sayılır bir «strate.jik azınlık» var ülkede. Bu nitelikieriyle Türkiye'nin bır «rıedef ülke» sayııması çok doğal. Son yıllann, aylann hatta gUnlerin gelişmelerine bu çerçeveden baktığımızda birçok çey yerlt yerine oturuyor, bazı politikacüann, yöneticilerin, mütevellilerin, rektörlerin davranışlan daha açık bir anlam kazaruyor. Ve «kökü dışarda» ki. (yani metropoldeki) hesabm tutmaması için hedef periferi ülkedekı «stratejik azınlıklarnın her ha'.de çok iyi strateji bümesi gerekiyor. (1) Sayısal veriler ve tüger ban hilgiler Içln bkz. Hnço Neira. «Guerre To4ale Contre Les Elites en Amerîquc t^tipe», Le Monde Kons«>r arasında Hmf Chopin'l. kimi Oenrçe Sand"ı. tdmi de Macarların coşkusunu konusuvordu Senato Baskanı Tetrfn Anburun İle Bavan tnönü göze çarpıyordu dinlcyiciler
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle