16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DÖRT CUMHURIYET 11 MAIT 1977 Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca YAŞAR KEMAL Bu ttlrkti kırmm sakallılann üsstinrte de duyulmaga başlanuştı aynı gece. ayn: anda. Ve kjrmızı karmcalar sonsuz bir coşkunlukla durup. kendilerirıden geçerek bu türicüyu dinlemişlerdi. O gün bugündür türkü durmadan burada ds söy'eniyordu. Her bir yönden. gökten, kayalardan. çiçeklerden, çalılardan geliyorciu. Türkü duyulduğu andan bu yana kırmızı sakallılar da katılmışlardı türküye. Tiirkü bitıp tükenmiyordu gür bir ırmn.k gibi, Fırat, Nil, Tuna gibi karuıcalığtn öz kaynagmdan coşup geliyorriu. Kıvajıçtan sakalı a! a: parlayan kırmızı «akallı topal karınca yanındaki başbuğa sordu: «Duyuyor musun bu türkuyü, kanncaların kadım türküsünü?» • N> türkiisü'.'» diye başbuğ saşkmhkla sordu. Gerçekten o. türkü değil. en küçük bir s«sı b:le duymuyordu. «Türkü,» dedi topal demirci. *Kanncalann geçrnişinin geleceğinin ulu türküsü.» «Kim söylüyor?» «Bütün evren söylüyor,» dedi topal kannca. «Dağlar taşlar. gökler, yıldızlar. güneşler söylüyor. Sudaki baiık. yerdekı yılan, böcek söylüyor,» dedi dem:rci. ker.disi de türküye katıldı. Başbuğ ona bön bön bakıyor, salt demircinin ağzını açıp icapadığını görüyor, b:r damla ses b:le duymuyordu. «Kanncaların türküsü fıllerin yasalanndan daha güçlüdür, anlıyor musun sayın oaşbuğ. duyuyor musun bu sesi? Karır.caiann türküsü doğanın yasalan gibidir. doğanm yasaları kadar saglam, güçlüdür, duyuyor musun bu sesi?» «Duymuyorum,» dedi başbuğ. «Sen lanetlenmişsin,» ded! dem:rci. «Ya.» dedi başbuğ, «ben lanetli bir kırmızı sakal karıncayım. lanetiı olmasam f;l!er benım yurdumu yuvamı böyle dağıtırlar mıydı?» Türkü sürüp gid'.yordvı. Topal denv.rci her seyi. yanındaki başbuğu da unutup türkü söyleyeniere kanlmış, kendinden geçmiçti. Böylece bu rürküyü kaç irün kaç gece evrenle birlf/.te söylediler. kırmuı sakallar da hileneriüer. topal demirci de Irlemed:. Bır sabah baktılar ki kırmızı sakallıların bir böcalar d'.yenlerdi. Böyle diyerek fillerin blr kismmı kandıracak. filleri birbirine düşurecek, karıncaları tutan fıllerle bir olacak, ulusları özgürlüğe. bağımsızhğa kavuşturacsKiardı. Daha birçok karınca bölüklerı geldiler, topal demirci de yol üstüne durmuş hepsine: (tN'ereye, nereye, kardeşler böyle nereye?» d'.ye soruyor. ötekiler, «özgürlüğe.» diyorlar. başka bir şey demiyorlardı. Böylelikle bırkaç gun ıçınde Xırmızı sakallıların üssü boşaldı, iiste topal demircmm yanında onu seveıı. ona güvenen, ona inanan lar kaldı. Bır de başbuğ, bir de basbugun adamlar.nın bir kısmı kaldı. Olan bitender. doiayı çok üzgündü lcırrruzı sakallı topal demirci. Kanncaların basına gelecekleri bıîiyor, iç: kan ağlıyordu. Hüdhüdier suitana haberı uiaştırınca sultan çok sevmdi: «Susun. h:ç ses'.enmeym. Oniar ülkelerın dön bir yanlarını hendekle çevirsinler, ben de ıkı filımı gönöerıp hendeklerin üstüne kalas koydurup. köprüler kurdurayım, gene o uikeleri, kenıleri yerle bır edeyim de görsünler. hah hanah,» ded: güldü. Karmcalar askla şevkle, geceyi gündüze katarak iilkelerın. kentlerin yörelerıne hen de.k kazıp suiar doldıırdular. Bitinc« sultana gidıp «Biz anık özgur Bagımsız yaşa}aeagiM dediler. SuKan da: «Yaaa, oyle mı düciuklenm?» dedi. «Demek sız oana başkald:nyorsunuz?» «Başkaldırıyoruz ya. ne olacakmış!» «Yani,» dedi suitan. «Yani si7 şu karınca uiuslarımn. yaratık azmam fiilere bdŞıcaldırabileceklerm; mi sanıyorsunuz?» «Sanıyor de*:i başkaldı: ıyoroz. başkaidırdık bıle.» dedi karınca'.ar. Fıller sultanı bir güldü, bir gyldu, kasıklarını tuta tuta bır suldu, onun bu giilüşünu üsteki topal demirci bile duydu. Duyunca da: • Eyvah,» dedi. «olan oldu kanncajara. Sultsn şu yeryüzünde bir tek kannca bırakmayacak. kökümüzü kesecek. Eu eülüsü la eskirien beri tanınm. hayra alsmet de*:ldir.» Suitan UEun uzun güldükten sonra: Türki) e'de Ilk Batılılaşma Gelişrneleri Osmanh împaratorlugu'nda tlk «jenileşme hareketleri», bir baş ka deyişle ilk «Batılılaşma girişlmleri» yani Avrupa uygarhğınm kimi gelişrnclerini öykünme ve ber.imsemeğe dcğru ilk bilinçlı »tılım XVIII. yüz yıl başlannda belirir. Bu belirgtnlik. Osmanlı Imparatorluğu'nun kimi andlaşmalarla agır yenilgilerı kabulle n:p ve Avrupa'daki büylik topraklannı yitirmesiyle noktalanır. Büindiği gıbi, Osmanlı İmparatorluğu XVIII. ;.Tiz yıl başlaıında yayıldığı çok genış topraklarda çağınm en büyük Imparatoriuklarmdan biri sayılırdı. Asya, Avrupa ve Afrika'da, üç kıtaya yayılan çok büyük topraklarda bır çok dinîerın. birçok ırklann ve birçok kavimlerin b:r arada yaşaması Osmanlı İmparatoıiugunun en bPÎirfrin öze'.liklerinden bırıdir. Aynca Impararorluk hal kı çok değış:k ırk ve uınlcrın olusumuyla türiü köklerden gelme ierine rağmen İmparatorlugun sıyasal ve topluınsal yapısı İslami tpmellere dayanmakta ve Osmanl: Imparatorluğu bir tslâm devletı ni'eüeinı taşmıaktaydı. Batı'nın askeri üstünlüğünün cnemini yaptığı savaşlar ve aldığı yenılgiier sonucu kabullenen Osmanlı İmparatorlufu, Avrupa yı örnek almar.ın împaratorluk içın kaçmılmaz bir gerçek oldu ğur.un biüncıne varır. Humbaracı kıtalannı «ıslah» etmek, istih kâm ve topçu kıtalannı yeniden du.?er.lemek ve okuldan askem: eğtümesine onem vermek gibi düşünceler etkinlik kazandıktan başka uygulama alanına konur. Batı'dakı ekonomik ge'.işmenm derjzcılikle gerçekleştigine ina nan Osmanlı. denızc:liğe daha ö nemle eğilmek ve yeni bir deniz rilik anlayışmın yerleşmesini saâ '.amak amacıyla bunun okuJunun açılmasına ve as.<er;n okuldan yetiştirilmesi gerektiğı görüşüne öncm vererek okıüa Türk kaptaniannın ve I\T aıle çocuklarımn almması sağianarak yenı Osmanlı împaratorluk deniz gücünün yetiştiriimesıne özen föş'erilır. etkınhği giderek ortadan ka'.kmıştır. Batı'nın büyük ölçüde ve hızîa gelişmesind» basımev.nin önemini ve etkinlığinı gören Osmarıiılar, basımevirün devlet tarafuıdan Osmanlı topraklarında da kurulmasına karar verirler. İbrahım Müteîerrika, Sadraram Paşa'nın yardımıyla Şeyhülislam'dan Basımevinin açılması «Fetva» sını çıkarnrlar, Oysa Osmanlı İmparatorluklarmda iik basımevi İspanya'dan gelen Yahudi göçmenler tarafından HS3 1494 yılları arasında İstanbul'da açılır. (2) Açılan bu basımevleri azınhkiar tarafından işletilir. <<Yahudilerin baş lıca basım merkezi Selanik'tir Yahudileri diger dini azın'üdar ızler, Venedik'te matbaacılık öğrenimi yapmış bir papaz olan Sivasiı Apkar 1567'de Istanbul' da bir Ermeni basımevi açar.» (3) İlk Türk Basımevinin açılmasına izin verildikten sonra ilk Türkçe kıtap 1729 jnlında vayınlanır. Basımevinin Islâmi etkiler ve dinı baskılar sonucu Ka patüdığı 1742ye kadar Türkçe on yed: ki'ap yayınlantr. minde de soa ve karar sahibi bulunmak istemiştir. Bur.iuvazı. Batı'nın toplums*l düzenındekı yenilikîerde. bunun oluşumunda ve gerçekleşmesinde büyük katkısı olmuş bir sınıftır.' Bir aniamda, 1789 Fransız devrimi bu sınıfm, yani burjuvazinin yanıtmasıdır. Soylu sınıfa kar?ı savaş bayragını açan, o sınıfı ortadan kaldırmak için. eyleme geçen, köylüsüyle, işçisiyle bütün tıalkı kavgaya çağıran v« bütün çabasını yeni Batı toplumur.un gerçekleşmesi dogrultusunda yoğunîaştıran tek sınıf burjuvazidir. 1789 Fransız devriml, bir sınıfın yerine, bir ba$ka sınıfı; «imtiyazlı» sımflar yerine «halkı», daha doğrusu halkın burjuva kesımini iktidara getirmiştir. ama bir sınıfm yer;ne. bir baska sınıfm iktdara geçmesi çok önem 1 ve büyük bir olaydır. Bu ge1 çij Batı toplumunda iktisadi, si yasal ve toplumsal degismeyi de birlikte getirmiştir. Bir toplum düzeni slyasa! kurumlan, iktisadi yap/sı ve toprak mülkiyetiyle birükte değişmiştir. Din etkinliğini yitirmiş, kilise kutsallı ğını kaybetmss ve kaynağım «Tann»dan alan devlet düşünce si, sııv.f egemenligi ortadan kalk m;ş; soylulsnn ve kilisenm malı olan topraklar halkın mülkıyetine, yani bir başka deyişle Nurer UĞURLU ğine donüstürerelc burjuvszlnin denetımi aitına girmlş ve btırjuvaz; özel olarak bu amaçla yetis tırdıği yetenekü «misyonerleri»nl dış pazarlara göndermıştir. «Bstılılaşmak» için gereken yo lun eğıtim ve öğretimden geçtiğıni çok iyi bilen Osmanlı aydını, Batı'nın Fransız devriminin getirdiği sorunlarla uğraaırken Os manlı împaratorluğu da bazı yenilik girişimlerinde bulunulur. Önce topçuluk, istihkim ve denizcılik gibi askeri aianlarda yenileşme çabalarma girışilir. Açılan askeri okullarda. ösellıkle eğitim ve öğretimde Fransa'dan büyük ölçüde yararlanıiır. O ka dar ki, açılan yeni Osmanlı olcuilarında Fransızca zorunlu ders olarak okutulur. Bu egi*im Osmanlı İmparatorluğunda da bası bir ayüınlar topluıugunu oluşturur. Bu topluluğun büyük bir bolümü genç subaylardır B»tı uygarlığına yöneiik. Bttı'nın yeni gelişmesini anlamaya çalışan bu aydmlar Fransa'ya büyük hayranlık duyduktan başka, dün yaya onun penceresinden bakar1ar. Onlar içın tek Batı vardır. o da Fran»»'dır. Avrupadaki bu çok önemli olayları ve gehşmele ri tek knnaldan oğrenmek ve bil mek dü.şür.re'îi Osınsnh sydmınuı en büyük yanılgısı olmuştur. B;R B&ŞKA YENiLiK Batı'nın hızla geîışrnesmin bir başka yani da. askerlik dışında yapılan pn ör.emlı yenilik «Basımevi»dir. Gerçekîe basımevı. gerek Osmanlılar tarafından. gerek tmpararorluk halkını:ı en önemü bir brtlümü olan Türkler rarafın dan çok eskıden bilınmpsine raSmer. aradan geçen uzım zaman içinde geriye atılmış ve gıderek BİR BÜYÜK YAHIIGI Osmanlı İnioaratoriugunur!. Ba tı'nm ticare" ve sanayi alanındakı ılerlemes:ni ri?nİ7cilikte ve has'.merlenndekı büyük ge'.ısm^lerde görmesı, giderek düzenli GERÇEK NEDEN Osmanlı Inıparatorluğu'nun ge rılemesı ve hızla yılcılışa sürüklenmesindekı etkenlerden en önemlisi devlet yönetimınm XVI. yüz yıldan sonra önce bır durak lama dönemme girip. daha sonra çöküntünün içine yuvsrlanma sıdır kı. bu devlet yönetiminın deviet yönetme yeteneğinden uzak yalnız Osmanh soyundan gel ır.e gibi başka hiçbır özelliğı olmayan tutarsız. dengesiz, çocuk ve hatta deli kişılerm padişah olarak tahta çıkmaları ve çevre lerme yeteneksız kışilerden oluşan bır Saray bürokrasisir.m du ruma ve ülkeye egemen olmaiarı sayılırsa da. gerçek neden ekonomıktır. Büindiği gibi Doğu • Ban tica ret yolu Osmanlı topraklarından Akder.iz'e, oradan Avrupa ıçlerı ne kadar uzanırd:. Ticaret yolunun yön degiş^irmesi. Akdenızden büyük denizlere açılması Imparatorluk ekonomısinı biıyük ö'ıÇüde etkiler. Avrupa'nm büyük coğrafi keşiflerinın ıktısadi çekicilığı ve serüver.cılıgı Akdeniz tıcaretınin gerilemesini oiuştu rurken büyük denızler ötesı yer lerir. varlıgı ve fakırligı ve ru:r.ı mndde kaynaklarının bollugu Batı Avrupa tıcaretır.e büyuk canlılık getirir. Yenı pazarlar vr yeni sömürü alanları Batı t:ca ret burjuvazısinin gplişımmı hız landınr. îktisadi açıdan hı^a ge lişen bu sınıf iktidara yöneiik girişimlerde bulunur. Ticaret buriuvazisinin yogun oldugu . liman kentleri büyük önem iazan mağa baslar. Tıcaretır. hızla gehşmesme ragmen Ba'î toplumunun ekono mik yapısı «Toprak mülkiyeti» ne dayanıyordu. Giderek para, büyük ölçüde ticaretten sağlanmaya başlandı. Avrupa'nm kıyı bolgelerine yerleşen ve bu yore lerde etkınlik kazanan ticaret burjuvajisi, derebeylik kaimtısı ekonomık ve sıyasal oluşuırüardan kurtulmamı^, olmakla bırak te, parayı ve serveti eline geçırmekle. gelişmesini ve geleceginı sanayıye yönelık yatırımları yap makta görmesiyle Batı'da, iktisadl ve toplumsal yapısında. ye nı bır dönenı başlar. Derebeylik düzenini yıkan burjuva demokrat devrimı. iktisadi yofunluğunu ticaret ve sanayi alanına kay dırarak, ticaret kapitalizmı yanında bir sanayi kapitalizmmın de oluşumunu sağlar. Toprağı ve üretım araçlannı elinde bulundurmakla güçlenen burjuvazi AvTupa'nın ıkiisadi. toplumsal ve sijasal yapısında yeni ve önemlı etkinlikler kazanır. BATIDA FABRiKALA}MA Ticaret yjlunun Akdeniz'den büyük deruzlere açılması. yenı ve büyük pazarlaruı bulunması az sayıda işçılerle bir çeşi: sar.atçı üretimı yapan «imalathaneler»in hızla değişmesme giderek «fabrikaiaşma»sma neden olur. Emeklerinden başka satacak şeyleri olmayan ınsanlar, ekonomik düzenin ağır koşulları altında köylermden şehirlere goç ederek ve büyük kıyı şehirlerinin koşe bucak yerlerine yerleşe rek bu «fabrikalaşma»nın ışçi sınıfmı ve onun etkin kalabalığmı oluştunırlar. A\TUpa'da hızlı bir sar.ayi dönemı başiar. Bu dönem de insan emeğir.e daha çok gereksinme duyulur. Kırsal yöreler den, kıyı şehirlerine. sanayi böl gelerine doğru büyük ğöçler görülür. Yeni yenı şehirler kurulur. Ortaçağ derebeylik düzeninin eskı şehırleri de yenıleşır. Batı'nın ticaret ve sanayi alanındaki bu gelişmesi ile Osmanlı İmparatorluğunun ekonomik ve siyasal sıkıntı ıçine düşmesi aynı dönemlere rastlar. Batı içın tam anlamıyla bır ham madde kaynagı olan Doğu; ve bu kaynağın önemîi bir bölümünü topraklarmda bulunduran Osmanîı lmparatorlugu Doğu Batı ticaret yolunun değışmesiyle ve Akdeniz'in öneminı yitirmesiyle ekonorr.ik yönden gerilemeğe; bu sıkıntı ve gerılemeden kurtulmak ıçin arkası arkasına yaptığı sarajlar sonucu büyük topraklannı yitirir ki, bu împaratorluk düzeninde kimi önemli değişmelerin. kimi yenileşmelerin habercisi olur. NASIl EiR ATILIM! Osmaniı Irr.paratorlugu Batı'nın bu hızlı gelişmesini, ıktisadi, siyasal ve toplumsal zorunlu yenileşmesınden çok, denizcilık alanında vapılnn yeniliklerde »e basımevinın açılmasında görurse de « .. Daha ivedili bır sorun olan askeri reform • (1) üzerinde durarak venı bir atılıma «eçer. önce .Hınstıyan krallan tarafından elde t'.rulan si'.ahh kuvvetler:n fark'.ı ç?şıt!er:r.i. orriupâh'Aki ve sahrsriakı efi'ını. örpit ve dı«:niın'. *ıvss von'emlerini v> askerı kanuniarıru» ı.2i tncelet:r. imparatorlugun gerileyerek çöküşe gırmesının tenıelinde ekonomik nedenler yatıyor unutulmuştur. Bu unutulmada Osmanlı Türklennın müslüman olmalannın büyük etkisi oimuştur. Büindiği gibi Osmanlı împaratorluk halkı çok değışık ırk ve dinlerin: türlü kök ve soydan gelen kavimlerin kaıışımıyla etnık bir temele dayanmak'aydı. • împaratorluk halkı bir zaman lar kendini Türk dıye adlandumış. konuştuğu dile Türkçe demiş olmasına rağmen daha sonra toplumun dayandıgı etnik yapıyla Türk bir deyiır. olarak kullanılmış ve genellıkie Türkmen göçebelerini ya da daha sonra Anadolu köylerinin Türkçe konuşan cahıl ve kaba k.öylülerinı anlatmak üzere daha çok küçültücü bir anlamdaydı. O kadar ki Anadoluya Türkiye adı ilk kez 1190 tarihlennde verilir XIII. yüz yıldan bu yana Ratılılar tarafından kullanılmıştır. (1) ve disiplinli bir ordu yapısında bilmesı ve «Batılılaşmanın» ılk başlangnı bunları sayması bizce büyük yanılgısı olmuş'ur. İmparatorlugun Batı'nm bu gelişme ve evıımieşnıelerini övkünerek «Batılılaşacağını> sanması, bir başka açıdan «Batıhlaşmanın ilk tirişimleri» olarak bunları !>örnıesi soruna yüzeysel yakınlaşmadır. Batı toplumunda gerçek değişiklığin «tnprak mü)kiyrti»nde oldugu gerçeğine çok sonra varmıştır. Batı'nın ticaret ve sanayi alanındaki geiişmesi ile Osmanlı İmparatorluğunun ekonomik ve siyasal sıkıntı içine düşmesi aynı dönemlere rastlar. Batı için tam anlamıyla bir hammadde kaynağı olan Doğu, ve bu kaynağın önemli bir bölümünü topraklarında bulunduran Osmanlı Imparatorluğu, Doğu Batı ticaret yolunun değişmesiyle ve Akdeniz'in önemini yitirmesiyle ekonomik yönden gerilemeğe başladı. l burjuvaziye geçmiştir. Baü top lumunda yeni bir mülkiyet düzeni 1789 Fransız devrimiyle bir likte ilân edılmıştir. HABERSiZ OIMAK Osmanlı Imparatorluğu Batı'daki bütün bu olup bitenlerden, yeni toplumsal düzenden ve onun savaşımlanndan o kadar haberli defildi. Yalnız Fransa"daki kimi gelişmeleri yakından izleyen bir aydınlar topluluğunun varlıgı bilınen gerçeklerdendı. Onlar da 1789 Fransız devriminı yalnızca bir üst yapı değışikliği olarak görüp. sımflar arasmdaki ekonomik, toplumsal ve siyasal çatışmayı tam anlamıyla değerlendırememişlerdır. Batı'nın top lumsal düzenini kökünden degiş tiren devrimi Ozgürlük EsitHk Kardeşlik gibi kavramlar olarak bilmiş. bu kavramlara göre nitelendirmiştir. aıfflz. "Kanncaların türküsü fillerin yasalarından daha güçlüdür, anlıyor musun sayın başbuğ?,, «Havdiyin fillerim, askerler.m, haydiyin hüdhüdler.m. kuşlanm. haydiyin. bugun arnk karınca ü^kfilerinde taş üstünde taş. gövde üstünde baş kalmayacak.» Ve filler rıendeklerı yağdan kıl çekercesine kolaylıkla aşıp kannca ülkeler.ne daidılar. Bir çatırtı. bir gürültü, tozu dumana kattıiar. Her bir filın b:r ayağı altmda milyonlarca kannca birden eziliyor, karüar şorluyordu topraklarda. Az bir sürede kanncalar amana gelip: «Biz ettik. sen etme, sultanımız.» dediler. «Bagışla bizı. Bağışla ki. sana kıyamete kadar ku: köle olaUm. Karınca.ların fillerle h;ç bir zaman başa çıkamıyacağmı bilemedik. Şa kırmızı sakaiların iğvascıa uyduk, özrirlağümüz de sızsiniz, bağımsızlığımız da...» Gene hüdhüdier başı araya girdi. kızmış, ateş saçan filleri yatıştırdı da karıncalann gerisini ölümden kurtardı. Kaçıp ulu bir ağacın tepesine sıjman kırmızı sakaiların geriye kalanları da: «Bız yanılmışız, gözoyucularına katılalım da fıllerin gözünü oyup öcümüzü alalıro,» dedıier. Va karmcalar göz oymak için filistana saldııdılar. Hemen gidıp fillerin göîlerine doluştular. Suitana varıp: «Biz özgürüz. bağımsızız.» dediler. «Şu anda bütün fillerin gözlerini oyacağız.» Filler sultanı bir güidü. bir güldü, kasıklannı tuta tuta güldü. Bunu duyan topp.l demirci, «ey^'ah.» dedi. «eyvah kt eyvah, gene Dirkaç kannca ülkesi yerle bir oldu.» Ve iıller sultanı filîehne buyurdu: «Suyla doldurun hortumlannın. biribırinızin göz'.erine sıkın.» Ve filler öyle yapf.lar. Ve (iller jen» UUelere saldırdılar ve karuıcaiar gene amana geidıler. (Deraraı FRANSA DEVRiMi Bilindigi gibi 1789 Fransız devrimi öncesi Batı toplumunun ekonomik yapısı «toprak m8Udyetine» dayanıyordu, Sanayi yok denecek kadar azdı, Ticaret hızlı gelişmesini sürdürüyordu ama para .işlenen topraktan ve düzenın ezdiği köy IU sınıfının sırtından sağlanıyordu.. Devrim öncesi Batı toplumunun etkin ve egemen sınıfı burjuvaziydı. Bu smıf. parası ve giderek geliştirdiği bilgisiy'.e toplum içinde önemü bir yeri tutmuştur. KUltürii ve bilgısiyle halka, yani köylü ve işçi sınıfına yakm ve onların yanında. soylu sınıfa uzak ve karşıydı Burjuvazi zamanla ekonomık eelişmesi içinde, kapitalist üretime geçıp ve toprak mülkiyetine sahip olduktan baska siya«?.l alanda da etkinliğini ortaya kojoıp, devlet ve hükümet yöneti Osmanlı împaratorlugu'nda Fransa'ya duyulan bu aşırı hayranlık vs yakınlık iktidar olan Fransız burjuvazısi taratından çok iyi degerlendirilmiştir. Bur juvazi için Osmanlı Imparatorluğu çok büyük ve kaçırılması olanaksız bir pazardır. Bu durumu, bu aşırı hayranlığı ve yakınlığı çok iyi degerlendiren Fransız burjuvazısi tmparatorlugun bü>ük şehirlerıne yetişti rılmis uzmanlannı. egitmenlerini ve öSrcmcnlerıni büyük paralar harcayarak göndennekten çekinmemiştir. Osmanl: halkıysa «Radlılaşm». deniien seylerden haoeıi: degildı. Olamazdı da. «Batüılasm» sözü kimi Osmanlı ayan ve derebeylerinin iktisadi. siyasal v« toplumsal çıkarlanna dokoTiur.r^ halka ulaşmıs ve halk onu «jrsvurluk» ve «zındıklik» olarak ni tPİPndirm'.ş. Gidprek Osrr.anh halkı kendi öz y?ııs;nı k:'k"nç lıkla sav.marak. bu «Batılılasma» deniien «ranır» i^riıy:* bjyük ve uzun bır savaşıma girmlştir. YARIN: 8ATIYLA U TÜRK SOZCJGU Osmanlı împaratorluğu'nun împaratorluk yapısını oluşturan top'.ulugun büyük çoğunlugıın'jn Türk halkı olmasına rağmen. Tiirk sözcügü bir ulus aniaınır.içermesinden çok ha:k niteligın: taşımaktaydı. Osmanlı deyımi ise. birçok ırk, din ve kavımierir. büyük topraklan üzerinde ve bir soyun egemeniığı altında yaşa masmı sürdürmesidir ki, bu halk lar topluluguna Osmanlı denı! mekteydi. Osmanlı Türkleri de. diğer Dogu müslüman ülkeleri gibl basımevinin dıne aykırı ol duguna, hatta kutsal kitaplann basılmasının «günah» olduğ'j görüşüne katılmasıyla basımevinir. OSMANU AYDIKI Osmanlı aydını için Batı demek yalnız Fransadır. împaratorluk yönetimi Batıyla olan ıliş kilerini Fransa'ya göre ayarlamış, ona göre düzenlemiş. onun la sürdürmüştür. Bu ilişkı Fran sız kültüniyle, o kültüriin geç. mişiyle birlikte kaynaşarak ticaret burjuvazisine, oradan sanayiye ve onun dış pazarlara açılmak ve pazarları çok iyi degerlendirmek arracına yönelmiş tir. însancıl Fransız kültürii gı derek sömürgeci bir kültür görünümü kazanarak, bunu niteli iUgıi asağıya ovaya ülke'.ere doğrj çekıliyorlar«Nereye. nereye?» diye bagırdı korkuyla topaı demirci. Oteküer dıng;n, soguiianlı: «Yettı arnk tutsaklığımız.» dedJer. «E<iyle bekle aex!e ne oiaıak? Yüz bın yıl da beklesek hiç bır şey olacagı yok. Bız gıd;yoruz» «N'ereye?» d:ye sordu topai denr.rrı. «Bana sormadan nereye ^:d:yorsunuz böyle?» «ÜUeıer:m:ze gıdıyoruz.» «Orada lıller öidürürler sızı.» «Oldüremezier,» diye oagırdı demircinin arıcasmaak: DaşouJ. <Oldüremezler.» aUıdıp ü.kelerın dört yanmı hendekle çevırıp. nendek'.ere su dolduracağız. Fiüer de bu her.deKİeı. Reç:p azım ü:ke".erım:ze gıremeyecekier. Iş:e oız de böylece fiUerın tutsakhıvlarıııdan kurıuıacağız.» aOlmaz, fıller rıendek d:r.lemezler, geçerler,» dıye bagırdı topal demirci. «Fıller heiıdeKlerden geçemezler, siz gidin de kurtu.un.» dsye Dağırdı on'jn ardındaki başbuğ. Ve nendel'.gner g:tt:ler. Sonra zanzurt(,uıar Oölumu geld; kar^;cian ayakacağız yıkacagız. tıllerm uikesinı yerle bır eaeuegiz,» dıyerekten. «Nereye, nereye?» dedi topal demirci, «Ozgur kılmaga karınca uluslarını,» dıye karjıliK verü;ler zartzurtgular. Oniarın arkasır.aan da sıvanmacılar geld:!e2. Bııniar tıüere sıvanıp onlan devıne*s;z Kılmak ısteyenıerdı Onların arkasında:: da gözoyucular geidı.er, bunlar da î:lier:ii gozlenne cokuşüp onlan gozsuz bırakacas Oıanlardı. Gözoyucuların arkasından kuyucu;ar. «r.lar da kuyu kazıp [ıller. kuyuların içıne djsürjp öldürmek ısteyenleTdı. Aralarında (."ivicıler de vardı çrvıcıler de az bır kalsbalık dejtıllerri: onlar ds ülkelerin dnrt bır vamna Ç'.vı çakıp. ksnncalan bfiylelıkle nz?rüri!i*e ka^ısturmak isteyenierdı. Or.îarm "rkajından Kanrt'.rıc.'ıar gfiri:. bun'sr da. ne <ırmmiar, ne tü'.er, özgür ve bagımsız lcarm (1) B. Leuiv Mortern Törldrenin nojnışu: Türk Tarih Kurumu Yayinlan, 1979 Ankara. (2) (1) (2) (S) B. l*wis: R. l^uin: B. lewis. B. Lewis: a.jt.y. a. e v a. )Î T a %y TiFFANY I ( V «fDEcJEK. HAUM KALMAMIS GARTH
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle