18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
kasun 1922'de Türkıye Buyuk Mıllet Mecltsınc« kabul edllen karann en önemîi bölumünu geçen haftaki yazima aktarmıstun. 0 bolum içinde can alıcı cümle şuydu: «UIus, kışısel egemenlığe ve Saray halkı ile ydresindeldlerin eglence duşkunlüğu temeline dayah bır saltanat yenne, asıl halk yığuılannın ve köylünün hailannı koruyan ve mutlulujunu »ağlayan bır halk İjükumeti ydntemini kurmuş ve yerleştıraıiştir.^ Görüluyor Id bu cümlede «Saray h&lkı» ile «Asü halk yıgınlan ve kbylu» saltanat ile de halk hükümetı bırbınr.» karşıt kavramlar o!arak ele ahnmış; saîtanatın Sarav halkını. halk hukumetmın ıse asıl halk yığınlanıu ve köyluyü korudugu behrtılmışUr. Ben «Halk» sbzeüğünun «Bütun koy halkı dügur.deydı, A^rupa'da savasın başladığmı radyodan duyan bütün kahve halkı heyecanlandı, hırsız girdiği zaman ev halkı uyıîudajmış. hanedana mensup sarav haikı joırt dısma suralaü» tumcelerınde olduğu gibı dar anlammdakı, ya da. «Ne kendı eyledi rahat, ne halka verdı huzur / yıkıldı gıtti cıhandan dayansın ehl ı kubur» dızelerındeki «îr.«:anlar> sozcüğn ıie es anlamlı olarak çok gems biçimdekı kullamlı$ı üzenn de duracak dsgilım. Ister sa'.tanat, ıster eumhuriyet rejımmde olsun, ülkede şu veya bu koşul altında yonetıcı durumuna gelmi? bir mutlu annlığın dışmda kalan. çoğıı egıtımsiz ve yoksul yurttas yığınlanna biz «Halk. dıyoruz SaUanatın kaldınlması karannda bunlar «Asıl halk ve köylü» sözcüklerıvle beHrlenrruş ve bunlann haklsnm koruyacak ve mutlulugurıu saflayacak hukumete de «Halk hükumeri» denilmı$ttr.' 5 •• •* .uuuuiinmı 1UJISJ1] uıarBK li OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Halk İktidarı, Iktisadi îktidar Hıfzı Veldet VELİDEDEOGLU nıtlannuştl. Puna gröre msanlık tanhi, on pîân da, varhklı ve yoksul sınıflar arasında süregelen savasımların tarıhı ıdı. Başka bir deyımle, ürerim araçlannı ei'.erınde bulunduran avrıcaîıkh kisilerle, bu araçlan .cullanarak o kısıler yararına uretım yapan asıl ha'.k yıgmlarının savaşımıydı bu. Uretım araçlanna sahip olan sınıflar her rejimde hem eknnomık hem sivasal bakımdan, her zaman «Iktıdar» oluyorlardı. Başka bır deyımle siyasa! ıktıdar, ashnda <£konomık ık'i dar»ın bir ürunu ve aynı zamanda br ıcra aracı ıdı. Dunım bu olunca sermayeye dayalı ekonomik düaen defrşmeden ?erçek bır halk iktidarı kunılmasma hıçbır 7aman olanak buhınamazdı. Bu ekonomi durenı turlu doğruitularda de£ıjebillrdı: • Miılkiyet hakkını v e dolayısıyla kapıtalıst ekonomi sıstemını hep*en kaldınp oaun yerıne emek dğesinin konulma^ı ve ulu«:al Kelırın. çalışar. bireylerın ve aılelerın gerçek '.htiyaçlarına gore paylasılması temellerme davaîı komünıst ekonomi sistemmı kurraak; • Üret!m Rraçlannı devletleştırmek ve herkese harcadı&ı emekle orantıh gelır sağlamak llkelenne davalı soîval st ekonomi sıstemınl kurmak: • Sadece bankalan ve bu\ük uretim araçlan m dsvletleştirerek devletcı ekonomi^ ön pUna alrnak geri kalan a'anlarda kooper?tifçilık ve serbest ekonomi uyjfulamasıvla emekle sermave arasında denge kurmak dusuneesıne dayah sosyal demckrasi yoluyla sosjal deviet sıstemıni kurmak. YuKanki uç uygulama bizım bugünkü Anayasamızs gör« ele aiındıfında Anayasammn 2., 3552. madelerinde bunlardan «Sosyal deviet» sistemını tobul ettiği görülür. Cunkü bu maddel^r, «Mülkıyet hakkının kullanılmasını topium yaxarı ile sınır:ayarakı> eskı «Muiak rrmlkıvet» kBvTamını redaetmıs <\\fad 3S fıkra 3t, ustehk halk ya rarır.a olarak devlet« bır çok sosysl ve ık'ısadi odevler yukiemıştır T«n»ttfn^4» »Öt »ahıbf oîmait lçln parlaraentuva gırmek geres.ır. Polıııka mey danı açık ama, at yok. Yanı parlatn«tıtoya gırebilmek içln kıtrtUi yasal, kimic y*«a difi harcamalar» ozgulenecek p*ra yok emelcçi sümresinde. Böyle olunca da meydan gadece kdpıtalist zümreye veya onlaraı destekledifl paralı kişilere kalıyor ve pohtika arenasmdaki yarıs sadece bu zumrenin adarniarı arastnda o!uvor. Boylece bır donemde "Ali Hoca» ıkfıdara gîlırse, gelecek donemde nobet «Hoca Aîıwe gehvor ve de^isıklık hep A!ı Kocai'arla Hoca Alîler arasında ohıyor; halk ıktıdan bır turlu kurulamıyor ÇuntaJ siyasal iktidarı olusturan ıktısadi ıkndar bu Hoca Aİ! ve A]] Hocal'ann arkas!ndaki!erd''d'r. Arkadakıler ı<=e vokrul emekç: ve ürptıcı halk v.ğınlan değıl. varhklı b:r az'.ıılıktır. Su h*lde çogulcu ve O7°url<ıkrü demokrası>i yasatmak Anayasayı deS'StımT>k!e değil, ancak ıktısadi ıktiriann fember.ni destekleyen ve koru^an vas3) fmge^len ka!d;np bu ı;emben kırmak ve oohnka aren^smı genı$ halk yığınlanna açmakla olur Dünya Türkleri Birleşin! osyaüstler derler ld. Bütun düma işçıierl birleşiniz". Çoğu kışi>e ters gelir bu lâf. Korkarız l<çiierin blrleslp deıletlerin sınırlanıu }iiunaâiiidan . Oysn şimdıje degın yurüjen u>gulama, boyle bır tehlikejı vurgulamaktan uzaktır. Çünku dün%a ışçilerinın bırleşnıcsı de, dunja sermajecilerinin bırleşmesı zıbı deılctten devlete oluyor. Bır ülkede lşçiko>lu egemenîıği kuruldu mu, bu egemen devlet, nenı sosyalist ulkelerle, hem kapilalist ulkelerle ilişkilere geçıjor. Gerçekte huçunkü Turki>e riuııja sermajecileri birle*ınız. «loRanını dıs polilikanın temel taşı ^apmıştır. N \TO'dan CENTO'ja, AET'dcn OtCDje değın baçlandıgunız tüm örjütler yerjftarii sermayecilerinln enternasvonaliıminl xutgular. * Turancılık ya da Pantürkızmın 1970'ler Türkiye'sinde yeniden moda oluşu, kiside tuhaf çağrısımlara yol açıyor. • Butun düma işçilerı birleşiniz» sıogam >erine «Bütün dunya Türkleri bırleşıniz» dersek ne olur? Bana kalırsa hiç de kotü bir amaç degil. Aynı dlli konuşan Insanlartn ille de a»ıu ulusu nluşturmalan dive bır kuıuı \oktnı gerçı Ba kın Amerikan ile Inpilit, aynı dlli konuşan İki ayrı millet sayılıyor. Ispanyolca. >a da PorteUzce konusan çok ulus var. Bunun gibi Türk^e konuşan ınsanları Türk ulusundan saymak, gerçek dısı bir savdır. Hersejden önce kişiye gidip bir sormık gerek: Arkadaş sen Türk müsün? Eğer derse ki: Hajır ben Oıbekinı.. Ya da: Git karda^ım, ben .\zeriyem. Ne >apacaği7? Elimıze bıçaçı, ya da tabancayı alıp adamın gırtlağına mı dayanacağız. Ulan sen öz be oz Türksün: Tbrküm de bakayun! Türkliik, herşeyden once, Fransızlık, Almanhk, Ingilizlik gibi bir billnç Işidir. Bu bilmce erişen ktşi TÜrk olur. Nitekim Osmanlı doneminde kımsenin Kendinı Türk sa>dığı >oktu. 19'uncu Yü'Mİın soııuna dek, sokaktaki adanı hir jana. Harblye ÖKrenıiM bile Turkum demivor. dlyemıvordu. Ulusal bllinç, Atatürk'Ie peklşmıstlr. Bununla birlikte Yugoslavya'dan Orta As>.» urukiarına defin Turklerln yasadıkları da bir gerçek. Bu Türklerden kimi sosyalist, klml kapitalist, kimi komunist. kimi fj>ist kimi solcu. kimi sagcı. Biz şimdi .Bütun duma Türkleri hirleşlniz derken nasıl bir birlik düşünujoruz'.' Soruju sanıtlamak i^in rince Türkiye Cumhurlyetinden başlayalım. 1977 yılında Türkçdler ne yaptyorlar? Geçenlerde Fatih'te CHP'li gedci vtıran MHP'Uler kendilerini savunmak İçin demlşler ld: Lrktük, biz onu vurmasak, o blzi >uracaktı. Olur mu öyle sey! Türk, Türkü %urur mu hiç'.' Diyellnı ki, bugünkü Turancüar, Türkçüler; solculan, komünlstlerl soıyalistleri; miUi\etçilik adına nldürüyorlar. Eğer bu kafayİa Ortt Asya'ya yalın kılıç sefer eylersek. ortalıkta Türk komayız. Özbekistan'd»n Tacikistan'a dek, öldür Allah öldür. Anadolu Türkunü solcu diye dıisman belliyen kafa, urak topraklarda neler yapmaz'.' • Ulkemizde >avaş yavaş bazı gerçekler ö|renilecek. Bundan 1» yıl 3nce değme habaviçit açıkça «ben solcujum dijemivordu. tsmet Paşa •Ben kırk vülık solcuyum» demiMI de, buyük olay sıyılmıştı. Buçiin solcuyum dıyen CHP, Türldye'nin rn büyük sitasal partisidir. Kapitalizmin, komunizmin, fasizmin. sosyalizmin millhetle blr iliskisi bulunmadıçi ferceei de anlasüacaktır. Bir Türk: sosyalist. vey* kapitalist olabilir Milliypl işi başka, bu ış başka. «Fabrıkalar halkın malı olsnn dijcn Türk sosvalıst: «Hayır fabrikalar özcl kisilerin malı olmalı di\en Türk kapitalist akıtna baçlı demektir. Bu iki Turkün birbirinin bo?azına sanlması, va da hirbirini öldftrmcsl ıçın bir zorunlıık var mı? Eğer ovle zorunluk olsa bugijn Fransa'tla Iç savas çıkar; ttalra'da insanlar s«kaklarda birbirini kesrrdt. \z telismn katalar. CI \ kişkırtmasina kapıldilar mı, birbirlrrinl öldürme^e kalkiMHar. «Bütün dünya Türkleri birle>in> diyenlerin burün sokaklarda Türk gençlerini avlamata çıkmaları bu süzdendir. S Ekonomide Eski Düzen Ne var ki. aynı yasanın: «Devletfr lktisad! ve sosyal ödevlerinın sınırı» kenar başlığını tasıyan 53 maddesi: «Devl?t bu bölumde belırtılen 'ktısadi ve sos\al amaçlara ulajma odevlerını, ancak ıktisadi gehşme ile mali ka^Tiak.arının jeterlığı olçusünde yerine getirir> demek suretıyle, devtetır. ?enış halk yığınlanna karsı olan sosval re ıkfı^ad! odevlerinı yenne getırr.e zoronluğunu, sermayenin saglayacağı mall kaynaklarm yeterlıgı ile nnırlayarak. ekonomıde eskj düaenin * ü r m w w olanak sağlamıstır. O\sa Ceza Yasasîmn 141 "e 142 madeleny 1» komunist s:steme kaoalı oian 1961 Anayasası, sosys; demckrat vs sosvahst ujpılamalara açıktır. İjte çoğulcu ve ozgtlrlükçu demokra«i reıımı ıçınde bır tıalk iktidarı kurmak. genıs halk yığınl.rınm ulusal gphrden daha gernş vs daha a^3letli bır pay alma'armı, dovlet vönetlmlnde emekçı riımrerun geıus ölçüde söz sthlbi otaaasını sağlayaeak bir sos>al devlet uygulamasına seçmekle olur. Denılebılır ki. «Bugunku Ana\assmız emekçı zümrenıri devlet yonetımınde daba genış olçüde soz sahıbi olmasına engel değil ki!... tşt« meydan! » Evet, işte meydan. Getirilecek Olanaklar Geçen haftaki yazıımzın sonunda şu soruyu sormustuk: «Acaba Türkiye'de halk ıktidannı ger çekleştırecegın: söyleyen CHP, Basbakan Demirel'ın durmadan yıneledığı gibi, 1961 Anayasası v# bugunku Cumhurıyst rejımı dışmda yepjreni bir sıyasRl ve ekonomik dür«p kurma özlemıni mi tasımaktadır' Cumhuriyet rejimi tehlıkede mıdlr ki, Demırel ıkıde bır «Cumhuriyetı koruyacagız» dıye haykınnaktadır''» Halk ıktidannı kurmak bızım anlayısımıza gore 19fil Anayasası ve bugunkü Cumhuriyet rejımı dısında yepyenı bır siyasal ve ekonomik duz«n Inırmak demek olmayıp, polıtıkaya yukankı olanakları geUrerek halkî kendı çıkarlarını koruma dogrulrusund» dogrudan dofruya so7 sahıbt kiJınaJc demektır. Cumhurıjete yonelen tehlike, özşrurlukçd ve çogulcu demokrasi uygoılamasını benımsîven sosval demokraaının halk ;kt.ci?rı o<:iemınden değil; djnsel kuruluşların toptancı (Tctahter) goruşü benimseyen Abdülhamid'ci teokratık ikrıdar özleminden, ya d« ırkçı lruruıu?ların vine toptancı zlhniyetteki faşl^t ıStid?r öflemind''n ve öz^îlıkle bu buyuk tehlike odaklanm. sırt buîiınku çıkannı konıyabılmek ıçın kendi kucc^ında besleyen s^rmayenın ve gıirül gurul akıtılan vatandaş ksnı p^hasına da olsa onun ille iktidarda kalmak ısteyen adftmlannm kısa eö hatta kör turum ve davramjmdan gelebilir. Bilimsel Bir Demokrasi Ne var ki, bizdeki demokrasi uyjrnlaraa5i, toplumda bır üstyapı uygulaması olarak kalmıs, bu uygulamada «Asıl halk ve koylü.nün, yanl ernekçı ve üretici zümrenın katkısı, belırlı zamanlarda sandık başma gıdıp oy kullannaktan oteye gecememıştir. Böylece Turk demokıasısı bugune dek asıl halk yığıniarmın çıkarlarını sağlâyıcı ve koruyucu nıtelıkten. vanı ıktısadi ozden yoksun, bıçımsel bır demokrasi olarak kaimısrır. Oysa toplumlann ybnetimınde ıktısad' iliskılenn bütün insanlık tarıhı bo>unca başta gelen etken olduğu, butün dinsel ve siyasal savaslann kökerunde ekonomik ilıskıîeriri ve ekonomlk çücarlann yattıftı bilimsel olarak çoktan ka Romanda KJişeJeşme OKTAY AKBAL Evet Hayır TARTIŞMA Türk Yunan görüşmeleri başlarken Bu satırlar, (bugun devletın başında, karar alma yetkısıne sahıp, tıim »ivü ve askerler ıçınl gozden uzak tutulmaması gereken hususlar olması lâzım gelır, kanısındayım. Bunlar, kişisel gonişlenm olarak kabul edı'.ırse sorumluluk çahsıma aıt olur, benım gıbı uzuntu duyanlar ıçın de ' kı oj1le olması da kuvvetle muhtemeldır), onlara tercuman olmakla gorevımı yenne getırmiş olurum Gorevımi yerine getirmış olurum, diyorum. Evet, bu benım gorevımdır, benım gıbı duşünenlerin de gorevıdır. Buyuk Turk Milletı bizleri yetıştırmek ıçın elden gelen tedaksrlığı yaptı, mıllet keses:nden küçumsenmıyecek paralar harcandı. Susmak, olanlara seyırcı kalmak. devletın başındakiler} sorumlu luklarla basbaşa, yalnız bırakmak, Turk Ulusuna kufran'ı rumette bulunmak olur. Devletın başmda bulunanlar (sıvıl, asker), ozellikle bu gunlerde milletini yanında görmek ister. îste bu nedenle, bu satırlan yazarken suskunlukla isleyecegım suçluluktan kısmen olsun kurtulacagun içın vicdan huıuru duymaktayım. Son günlerde Türkiye Cumhuriyeti Hükumeti, uluslararnı andlaşmalarda dostmus durumunda olan, hatta kader birliği ettığimir devletlerin bile b«s kısı altındadır. Gittlkç* artan bu baskı, Turk milletlnl, her geçen gun, bıraz daha mânen çokertmeye yoneljktır. Türk Mılletınin rnılli haysiyet ve gururu hedef almmıştır. Gunden gune zayıf duştu|u, kendıni ve haklarını koruyamayacağı kuşkusuna düsüriılmekde, gılvensı» lığının karanlıklarına ıtılmektedır. Daha da 1leri ve tehlikeli olanı, Türk Hükumeti ile Tünt Ulusu arasındakı bagın çok zayLtlamış oldugu propagandası nm gun geçtıkçe yaygınla^masıdır. Bunu bılen veya bu ortamı sağlamak için ıbelkı de en buvük rolü oynayanı yabancı devletler, Turkıye'ye ısteklennı kabul ettırme yoluna gırdıklennı, Türk Devletıru yönetenl»re her geçen gun bıraz daha hoyfl eğdırdikleri izlenımıni anlat& bir oava yaratmaktadırlar S Açık ve kssin bu ifadt ile: «TÜBK KAMUOYU HÜKÜMETIN BUGÜNKÜ TUTÜMUNDAN ÖTÜRÜ, GÜ\'ENSİZLÎK VE UZÜNTü İÇINDEDÎR » Bu böyle olmayabilir veya Hükumeti, Devleti yönetenler boyle olmadıgı iddiasında bulunabilırler. F&kat görünüm budur; Türk kamuoyu bu havaya bürünmüştür. Yabancı basınm, en dost devletlerin basındakilerm sözleri ve tutumlan bu tedirglnliği arttırmaktadır, mllletın huKirunu kaçırmaktadır. Türk halk toplulugundan saklanan hal çareleri, lyi de olsa, TUrk kamuoyunun nabnnı yok lamadan arandıgı ıçm, guven vericı olmaktan uzak kalmaktadır. Aleyhte sinsice yapılan propagandalar Hukumete guvensızhk akımını tehjikelı bıçımde gunden güne guçlendirmektedır. Hukuınetın bu kapalı tutumu, 1974 oncesı Yunan Cunta idaresinın tutumuna benzetilmelttedir. O Cunta idaresinın ise Yunanıstan'a hiç bır çey kazandırmadığı Kıbns Barıs Harekâtı sırasmda bellı olmu$tur. Osmanlı tdaresınin, son saman larda. TUrk Mılletinden saklı tuttugu andla.«ma hukümlerı so nucunda koca lılkenin elden çıktıgı tanh yapraklannda ve yaşayanlann zıhınlerındedır. tstıklâl Harbımızı unutmavalım. Sevr Anlasmasına gore memleket parçalamrken, Turk Devletıne ne sılâh \wildı, ne de dığer yardımlar yapıldı. Tersıne silâhlar toplandı. mua«ler dahıl ülkenm her seyi yagma edildı. Galip gelıp de varlığımızı ve haysiyetlı bır devîet olduğumuzu kabul ettirince her » • ye kavustuk... Dileociye verllenin adı Mdakadır, luç bir seye yaramaz; yumrugunun ve kafasının hakkını aîabilen fse sayguı ve herkes taraiından kabul «dilebilir bir kimse olur... Dikkat edelim; ÎNTTKAM, TÜRK'E DÜŞMAN OLANLARIN KARAKTERİ; YUNANLILARIN ÎSE TEMKL YEMtNUCRt'dir. Kıbrıs Bans Harekâtı sırasmda Yunan Hıikumetı devrildı Masa basında venlecek en ufak bır odun ve başarısızlık Turkl.ve'yı kanştırabıhr. Turkıye'j'e dıs bıleyenlerın gayeeı budur. Yani: BÎZİ HEM BUYÜK K.^YrPLARA UGRATMAK. HEM DE lonlarda oldugu gıbı) BAŞA RISIZLIK1ARA SEBEP OLANLARDAN HESAP SORMA DURUMUNA BtZ TURKLERI DE DUŞUREBILMEKTIR. Bugun Turk Devletıni yonetenlerın gerısmde Yunan Mılleti degıl TÜRK Mılleti vardır. Turk Sılihlı Kuvvetlermm kaynagı, fışkıran asil Türk kanı; gucü ise, maddi ve manevi fedakârlıktan asla kaçınmayan büyült TUrk Ulusudur. Ne olur hataya duımeyin. btlyllk cesaretle masaya yumruğunuzu \nrarak görüşmelennızı yapm Ihtıyaçlarınızı ve noksanianmızı yabancılara değil, ulusunuz* duyurun, her seyı açık açık söyleyin. Burüarı, onlar yanı yabancılar bılmektedır, asıl bilmesi gereken mllletimız bılmemektedir. AÇIK, SEÇÎK VE HER ŞEY1 MTLLETÇE HALLETME TUTU MUNU2LA DAHA GÜÇLÜ VE TARÎH SAYPALARINDA DA HA ŞEREFLİ YÖNETÎCÎLER OLARAK YER ALTRSINIZ. BÜyÜK ATATÜRK BÖYLE DBGİL MTVDÎ? Hamdl EKTCN4 EmeUl G«nerai S tmdi bir mada v«r: Son birkaç yıl içinde yayınUrun romanlarda, özelUkle 12 Mart döneminde geç«n olsylan anlatan yapıtlarda, «kahraman» olarak üzerinde durulan kisiler hep «derrimci» delikaniılar Ccbi labancalı. kafalan ateşli, hepsi Rizli eylemler içinde, yakışıklı eençler Bir bir sıralamak istemiyorum bu tur romanlan. Hepsi BMII kahptan çıkmışcasına benziyor birbirine. Daha çok kadın yazarlarunjz işliyorlardı bu konuları, dcrken erkek jazarlanmız da onlara kapüıp aynı klişeleri kullanarak yapıtiar yazmays başladılar. E»et. erkek kahraman genç, yakışıklı, eyleınlere katılan blr de\rimcidir. Solcudur, M»rx'cıdır, üniversite öğrenciaidir. Clnsel aianda da süçlü blr ldşilt|i vartJır! Kadınların bayildıgı blr tiptlr. O da bundan yarsrlanır. Bol bol sevlfme, öptism*. yatak oyunlan, bu aradm devrim nzerine söylevler, fikir Urtısmaları . Ama hepsfnde de «yatak» sahnelerl bol olduğu için okurlar büyük bir ilgivle okuyarlar bu romanlan. Balonlann içinde sevismeler. Borann küçük köylerindekl evlerde buluşmalar, bilmem neler! Kadın kahramanlar, çoğunlukla rentrtn. rüksek mevldde.ki yaslı «rkeklerle evli Mmselerdir. Profesör, doktor, tiic•c»r, sanayiei... Hepsi de «soia» yakın, anta tazla da solcu jCörünmenin «iş»lerini bozaeaınndan kıışkulu .. Kimi. hem karısını sever, hem de baskalanyla düşer kalkar. Böyle kocalar gBnç devrinıcilerle beraber görünmekten de zaman zaman hoşlanırlar, bu yüzden başlan dertlere girer. Ama klişe kalıplar haüne setirilen bu «12 Mart dönemi» romanlarında ortak yan bu tür aydınımsı, sohımsu kocaların genç, gttzel, çoğnnlukla bilinçsiı eşleri eninde sonunda derrimci kahramanJarm kucağına. yatağına düşmeleridlr. Ya büyük blr aşk baslar, ya seks tek başma alıp götürür o insanlan bir başka dünyaya . Ne *ar ki devrimci delikaniılar kendilerini pek aşKa, duvfruya kaptırmazlar, böyle şeyleri •basit» (törürler. Yararlandıklan sürece o cinsel iiişkiyi sürdörurler, amaçlarından şaşmazlar, gonunda da ya polisce yakalanır işkencelerden geçirilirler, ya öldüriiiürler aokak ortaiarında. Yani, genç erkek kahramanların sonu her zaman ölumdür. hapistir. Bu kalıplaşmıs konuyu işleyen romanlan okudukça düsünmeve başladım; bu konulann gerçekle ne denli ilgisi var?. Yani o devrimci. cylcmci delikanlılann gerçek yaşamları böyle midtr? Böyle «kentsoyluluk» öıentisi içinde yasamlaruu sürdüriip dururken birdenbire karşılarına devrimci bir delikanlı çıktı di>e cinsel bunahmlarını doyuran, bununla da kalmayıp kendilerini o «dava»>a adayan kadınUr toplumumuzda bu denli çok mudur acaba? Diyecekniniz, bunlar roman. öyle de olur böyle de Ama bir romanda olur, bir >azarın düşüdür deriz. ama üstüste birçok romanda, hep aynı konu, hep aynı kahramanlar, hep aynı sevijme sahneleri, hep aynı sonuçlarla karsılaşa karşılasa bir kahplaşmanın. gitgide yozlasmaya, ucuzlaşmaya giien bir tekduzeliğin içine düşülmekte olduğunu gdrmemek de 10 r. 12 Mart öncesi, sonrası . 12 Mart olaylan, acılan, Imrbanlan . 12 Mart politikacılan, önemll rollere çıkan, çıkanlan tdşiler .. Evet, 12 Mart tarthlmizde blr yaprak açnuşhr. Nasıl ki 27 Mayıs öncesi \e sonrası dlye blr zaman ayrımı yapılıyorsa, 12 Mart öncesi ve sonrası dlye de yapüacaktır. Onemli topium donüşünrlrri romanlara, öykülere, oyunlara yansır tater istcmez. 1? Mart öykilleri, romanlan, oyunlan da en azından iki yüdır kapladı ortalığı. Kolay başarının yolu güncel sorunlan, herkesin Ugilendlfi konulan Işlemektir. Hcle isin içlne de bol clnsellik, yakışıklı devrimciyle, mutsuz evli kadmlar, bu arada polis, Iskence, tabanca. ilerici söylevler de katüdı mı, reçete yararlı sonnç verecektir. Kitaplar satılır, yeni baskılar yapar, yazar da k»ranır, okuyan da «bilinçlenir». Nasıl blr bUlnçletnnedlr bu, orası ayn! Oyle sanıyorum ld, bo romanlar fünümBzde kalacaktır. Yannki kuşaklarca aranıp okunan «12 Mart» romanlan daha jazılmadı. Ama yazüacak elbet. Bunu. 12 Mart'ın acılannm içinde yaşamış gcnç yazarlar verecekier. Kalrpl**mıf, dondurulmuş, gercek dışı süslerle soyutlaştınlmış, nerdeyse renkli film ha\asıyla okuyucuytr etldleyen romanlar, öyküler unutulup gidecek Bir zamanlann romantik «a«k ve macera» romanlarının karşılastıklan sonuç, onlan da beklemektedir. Bakmavın kısa zamanda bir iki baskı yaptıklanna, «evde kaünış» eleştiıicilerin bu devrimci gençlerle bunalım içindeki evli kadınların vatakta. yerde. sokakta, hemen her yerde sevişmelerini btiyük bir coşkuyla okuyup, göklere yâceitmeierine:.. Edebiyat. gerçek edebtyat, juncel cofkniann, bireysel tutkulann. kısa zamanda ün kazanmak, para elde etmek heveslerinln btttigi yerde başlar, ancak orda baslar.. Bilmem yamlıyor muyum? Bu tür romanlann blllnçli okurlar yetiştireceklerini sanmamakla, bir edebiyat degeri taşıdıklarına da inanmamakla... Ölüm ve Teşekkür Esim, babamız ve değerli aile büyüğumuz çiftçılerınden: LUleburgas Şuayip Dedeoğlu CKâhya) 19 2 1977 günü ölmüş ve ajni glm Luleburgaz'da topraga verılmışrır. Hastahgı siıresmce çok yakın ılgılerinı gordıigümÜ2 Sayın Prof. Dr. Muzaffer Akitılıç'a, bızlere gerçek dostluk orneginı sunan Sayın Prot. Dr. Özdem Ang'a, ve asıstanlarına. Sayın Dr. M. Alı Işıgıgur'e, Sayın Dr. Armağan Ontr'e, ölurfıil anuıda bizten yalnız bırakmayan aıle dostumuz Saym Dr. îbrahım Işerı'ye, arkadaşlarımız Sayın Dr. Şehbender Ozturke. Sajin Dr. Kudret Ekız'e, Telgrafla başsağltğı dıleklerıni sunan CHP Senato ve Meclis Grup Baçkanlıklanna, cenaze torenine katılan mılletvekiîlerîne, Trakya'nın çeşıtlı ıl, jlçe ve köylerınden gelen CHP örgut temsılcilerıne, Beledıye Eaşkanlarına, Çeşitli araçlar'a ve bizzat evimıze kadar gelerek başsağlığı dlleklerinı üeten hütun dost ve yakınlanmtza, Kıymetbilir Lüıeburgaz \e Duğüncübaşılı hemşehrllertmıze sonsuz rrunnet duyguiarımızı ve teşekkürlerimızi sunarıs. DEDEOĞLU AtLESİ ADINA EŞt VE ÇOCÜKLAKÎ Kitle örgütlerine düşen kaçmılmaz görev Bufün Türkdye'd» son derece önemll blr dbnem yasanıyor. Gun g^çmiyor ki bir ya da birkaç cana kıyılmasın; bir ya da birkaç ailenin yuregi daglanma sın. BelU bir merkezden bMİenip örgUtlendirildikleri artık gün ışıguıa çücan birtakım eli silihlı, zincirli beynı yıkannuslar, halktan, demokrasiden, öz gürlUkten yana olanlara, kendileriyle aynı fikri tasımadıklan gerekçeaiyl* bayasuca saldınyorlar, kanunlan hıçe sayarak kan dokuyorlar. Ote yandan okullar, kendilerıne «komando» adını veren bu lüşılere ısgal etüriliyor; ardmdan kavga çıkartılıyor ve bu bahane edilerek, okullar kapattınlıyor. Bu tur olaylar, gıderek daha bir yoğunlasıyor ustelik. Bır yerde, «Bu üllcede kanun yok mu? Hükumet bu kadar da mı iciz?» diye sorası geliyor insanın. Kanun, var elbette!. Hukümet âciz de değil hem! Birac duşünülürse varümak istenen arnaç ve bu yolda uygulanan yontem, kolaylıkla anlaşılır. Amaç, ıktidarda kal mak. Yontem ıse, ışte bunca suçsuz insanın oldurulmelen bunca kanın dökülmesi; baskılarla, işkencelerle korku havasının efltirilmesl, kanruoyu nun cjlumlere alıştınlması ve dolayısıyle susturulacak kltle lerın destek durumuna sokul malan, gelebüecek tepklleri 6n lemek için okuüann kapatüma lan, gunümüzde de etkın nıte liği bulunduran ögrencl gbs terüerinın yapılmamalannın sağlanması. Görüldügü gıbi, Hukümet yei kıülennirj bu olaylar karşısın daki «ılgisiz» tavn, oldukça an lamlıdır. içinde bulunduğumuz donem bütun olarak, geleoegi belırle yıcilık nıteliğine sahip. Bu dö nemde tüm joırtseverler, de mokratik kitle örgiiüeri, ilerı cı kuruluşlar ve partiler, me seleyı alabüdigıne ox ve derı nınden kavramaya çalışmal: kendılonne duşen kaçmılmai görevin bilincınde olmalılar Egemen sınıfm oyunlannı açı ga çıkarmak, kararlıukla en gellemek ve baskılara kar?ı kovmak. Bu gorev urun vadeli n n düsUnUlerek yüklenilmeli; bazı dar hesaplar bırakılıp, geç kalınmadan omuz omuza verilmeüdir. Bizlerin v t gelecek fcusaklann mutlulugu. bir anlamda, bu g«tlrtlm««tne baghdır. Baki YİOIT KIDEMSİZ MALÎ ANALİST ARANIYOR Bankamıza, sınavla KıdTn»lz Malî Analist «Itnacaktır. I.Adaylarda aranan özellikltr: Maliye, ekonomi, Ijletme eğlttm! veren yurt Içi vtya yurt dışı fakülte, akadtml veya yüksekokul mezınu olmak; ingilizce, Almanca, Fransızca dillerındcn birıni çok iyi bilmck; 30 yaşını aşmamış olmak; Erkek adaylar için askerlık görevinl bıtirmiş olmak. 2. Lisons üstü eğitim yapmıj olmak, birdcn çok yabancı dil bilmek, daha önce proje değerlendırme konulorındo çalışmış olmak iercih sebebidir. 3. Adayların, en geç 18 Mart 1977 Cuma günS Bankamıza ulaşacak biçimde, özgeçmişlerini anlatan taahhütld bir mektupla Türkiye Sınaî Kalkınma Bankası A . J . Personcl ve İdari İşler Müdürlüğü, P.K. 59, Fındıklıİstanbul odresine boşvurmaları rica olunur. Uygun gorulen adaylar, bılâhare sınava çoğrıfacaklır. Not: Bızzat yapüan başvurular g'ez önune ahnmayacaktır. e Cumhuriyet 1939 tiraya elbîsenizî kendiniz dikebılirsiniz (Ajanstur: 8010) 1929 İstanbul Barosu Başkanlığından İstanbul Barosu Başkanhğınca 1136 sayıh Yasava g?ire düzenlenen staj konleranslarmm ikincisı İ mart 1977 salı gunü saat l6.00'd& SAYIN ORD. PROF. HIFZI VEIDET tarafmdan verıiecektır. VELİDEDEOGLU KONFCRANSIN KOHUSU: ANAY&SA VE HUKUK DEVLETİ Yeri: Beyoglu Tünel 1. Baro harun konfsrans salonu. Gir^ serbesttiı. Duyurulur. (Cumhuriyet: 1946) Milli Eğitim Bakanlığı Yaykur Başkanlığından Ticaret ve Turızm Yüksek Oğretmen Omılu: 1 Mektupla Oğretım programlanna kayıth ö n Lisans 2. Sınıf öğrencilerinin şubet dönemi sınavlan 1 • 7 Mart 1977, 2 Dışandan bıtırme programlanna kayıtlj öğrencilenn butünleme sjnavlan 8 • 13 Mart 1977 tanhlennde Ticaret ve Tunzm Yuksek Ofretmen Okulunda yapılacaktır. 3 Ögrencilenn okul ıdareslne sınavlann başlamasından bır gun önce başvurmalan ve kımlik kartlannı alarak imtihan sırasmda üzeriennde buiundurmalan duyurulur. SEKA AKSU (GiRESUN) MÜESSESESi MÜDÜRLÜĞÜNDEN Doktor Ahnacaktır MÜessesemızde 657 sayılı Deviet Memurian Kanunu hukümlenne tabi olarak ıstıhdam edılmek uzere mütehassıs veva pratısyen doktor alınacaktır Hjanet durumuna gore 3. derece kadro, yan odeme ve lojman verilecektır Isteklılenn en geç 15 jun ıçınde muessesemıze şah«en veya dılekçe 'le rnüracaatlan nca olunur. ^ Sınal Türkiye m Bankası A.Ş.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle