18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
II! enkli bir Msiliği ru Basbaka&m... Onun. Anayasa Hükümet Yürutan» Y3natim Devlet konulannda da, hasr dü«ünceleri vardır. Bunlar, bilinç kazanmıs, yanl kesln jargı ve değerlendlrme dUzeyine «pkmış lnançlardır. Fakat öunlan. Türkiye, faıla eiddiye aîmıyor galiba. çtlnkü Başbakanın adanv lan biîe, bu konulan incelemiyor. Ben kendi adıma bu düsün ve inançlan ciddiye alıyorum. Şubat başlarında Istanbul'da bir parti merkezinde yaptığı «tek yönltl seminer»de söyl»diklerlnl ileride Irdeleyecegim. Göstenneye u»rasacağım kı. onun 15 yıldır, bölük pörçülc olarak söyledıği. ileri sürdüğü anayasa siyasal rejim düşuncelen, kendı içindeki bir mantığa göre gelişmiş, adeta sist«n niteliği kazanmı? v« ilkeleşmis düşünlerdlr. Bunun da oıünü, şinv dıden kısaca belirteyim: Ulusal iradeyi, seçımden çıktığı için, kendinde özümlemek; ve bu özun, yasama yargı yüriitme (genel anlamıyla tUm idare) sianlanndaki tüm dışanlasmalanmn (uygulamalarııun> da. ulusal iradeyle tıpkılasnus ol«a kendl iradesinin yönünde, dogrultusunda, buyrultusunda geçmesmi lstemek ve sağlamak... Çünkü, kendilerine göre, Türklye'je «kuvvetli yUriltmet gerekir. Bunun için, yürütmenin bası olarak kendisinin kuvvetli bir iradesi olmak gerekir. O kadar ki, yasama ile yargı ve Oteki bagımsıs anayasa kunıluşları büe kendi alanlannda, kendi eylemlerini. devlet yasammın merkeri 4uruınunda olan Başbakanın dogrulrustında., v« onun iradesinin bir uygulama biçimi olarak yapmalıdırlaı. Bu organlar kendl yetkilertni, (kibunlar bağımsız yetkiler de olsa), Başbakarun iradesinin yönünde, Başbakamn iradesinin tüm olarak gerçeklesmesine destek olucu yolda kullar.malıdırlar. Ve Başbakan, parlamentoyu bile feshedebilmelidir. 1961 Anayasası. ona. bu kuvvetli iradeyi vermemektedir. Tersine, baska' irade mercekleri de yaratarak. kendisiyle upkılastırdı*ı uîusal irade tümlüğün'J bozmaktadır. Bu nedenle kötüdür. Bizim Başbakanımızın, devlet yasamı iktidar kavramı üzerindeki yargısı ve değerlendîrrr.esi, öztinde budur. Şimdı bu temel konunun İTdeîenmestai bir . yana korarak. onun son yargısına gelelim: Başbakarı b:r Isv:çre gazetesme verdiği demecın bir yerinde şöyle dıyor: CUMHURtm kfl, «hukuk devletl» ükesi henüa lcurumlasama 17 JU84T 1977. R OLAYLAR VE GÖRÜŞLER BAŞBAKANIN ÎSTEDÎGI Prof. Bahri SAVCI «Ben. Basbafcsn sıfah île, parlamentoyu feshermek haJckım. sahip değilım. Bu, Anayasamınn bir hatasıdır.» Basbakanın p&rlamentoyla ilişkilen, lnce bir konudur. Devlet Baskanııun dft, parlamento ve yürütıne ile iüskileri yine ince bir sorundur. 1961 Anayasası bunları klâsik parlamenterian seması ıçinde, Türkiye'deki egemenlüc konusunun getirdigi genei ve tanhsel gereksinmelere KOŞUIlara uygun cıarak çözmüstür. Onun, bunun dileğine ve kaprisine göre değil... Iktidar olayı, egemenliv frücü ulusal irade b'lirmelerı. TürX"/^ de 1961 ile, bu semada ve bu içerik ile çöıülmüsrc, bu, tdtmsel bir sürecın scnucudur. Osmanhdan 19601ar Cumhuriyetine gelen süreç. «ıktidarı zayıflatma» süreci değildir. Egemen lik gücünün kullaıulış mekaruzmasını dengelemek sürecidir. Şimdi, Başbakana parlamentoyu fesih yetkisini tanıyarak, bu dengeyi, onun lehine boımak; Demirel denen pohtikacı;a ve onun gibilere, eeemenlik gücünil kendilerinde merkerleştirmek tekelini bir ayncalık hatinde tanımak olur. Demirel'in ve onun gibilerin istediğı, «kuvvetli yürüime» degildir; «sonımsuz fürütnıe> dir. Menderes'm eylemli olarak yürüttügü, uyguladıgı sorumsuz yürütme eylemir.i, hukuksal bir kıhğa sokarak bir siyasal ilke haline donüştürmektir. Osnxanhdan bugüne gelen süreç şudur: îptidada (başlangıçta, ilk olgu ve olayd», ilk ohışta) mutlakiyet var idi. Bu mutlsJriyet. Hanedanı Al1 Osmanın elinde, bir tekelci ayncahk idi. Birind Meşrutiyet, onun haftfçe lanlışı oldu. egemenlige halkı ortak talA. Am«. Meclisi fesih yetkisi; hukümeti, elinın tersıyle gen ıtiş yetkisi, padıçahta kaldı. Bu yuzden Meşrutiyet başansızlı*a ugradı. Ikını Meşrutiyet, egemenlıkte halk orrakhğı nın payını arttırdı. Mechsin feshini, hükümdann kisisel ıradesinden ve kisisel takdirınden çıkardı. Tüm vürutme girişimlerini, hükümdann elinin tersiyle itme alanından çıkardı. Bunlan bükümetin elinde tcpladı. Fakat bu kez, hükümet •şımardı Kendi ıçmde bir üçlü otorite merke» çıkardı. Herşey onun tekeline geçti. Sonuç; birinci savaşta vanlıj b:r yer seçme, yanhs bir sava$ yönetimı kurma oldu. «Kuvayi Milliye» ilk kez iktidar merkerleşmesinden uzaklaşmanın ciddi ginsimi oldu. Padişah elinde iktidar. hükümet elinde iktidar merkezleşmesi yerıne. «Müdafaai Hukuk» ların kongrelerinde ıi;t;dar toplaşması sisteminin kurdu. «TUrkiye Bü^k Mıllet Meclisi» bu sistemin üzerinde orgütlendi; tüm egemenlik, tüm iktidar, TBMM dedır. Hükümet. Meclisin yasalarla belirttiti yü rütme alanlannda bir görevlisidir, bir tâbiidir. Bu sistem, kendisinin bas motoru ba? dinamigi olduğu halde, Mustafa Kemal'e bile, Meciisi fesih yetkisini tanımadı. Sonralan da, Meclisten aldığı yüriıtıne görevinl. Meclıs adına yerine ge tiren hükümetin eylemlerini. Mustafa Kemal'Ti bile. elinın tersiyle geri ıtmesini hukukiastırmadı. 1961'de Yapılan Ama sistem. Celâl Bayar Menderes ıkilisinin erlemsel (fiili) diktasına engel olamadı. Çün mıstı. Egemenlik gücunün kullanılıs mekanizma«ı, hukuk devleti kurumlanyla dengelestirilmemistı. 1961, bunu yaptı. Egemenlik gticünü, hükıimdarda, Mecliste tekelleştirme, hukuk dışı iktidar sınırsızügı t/gusuna yoı açuraı. O halcie. bir yandan, egemenlik güounu; hukuk devletıne dönüş türdüğümüz parlamer.terızmımizın mekanizması içmde, dengelı bir kullanıiışa bağlamah :di. Öte yandan da yürütme. İkıncı Meşrutiyette oldugu gibı üçlu, çok partüı donemde olduğu gıbi ixıli bir oligarşi tekeli ayrıcaiıfına dönüşmemek igm. bir ilkil (orijinerl iktidar düzeyine getiribneyip, Müdalaaı Hukuk kongreierınae. TBMİİ hüküm^tı sıstemınde olduğu gıbi, bir ıkıncıl ıtali) güç halinde bir «görev» olarak tescıl edilmelı idi. Bu ttörevin hukuk devleti sınırl&ıı da, anayasa da ve ona uygun görev yasalarında gösterilmeli idi. Işte 1961 bunu yaptı. Yürütme, anayasaya ııyEun yasalarla istediğı alar.da. istediğı gi'oı kamu görevi kurabılir, yüıütebiiır. Üstelik. kanun gücünde kararnamelerle de, ıstedigi pratikleri uyşrulayabilir. Yanı yürütme zayıf değildir artık. . Ama, hukuk deTİetı sınırlanyla smırlıdır; Abdülhamit tekelciligınden, Ittihat ve Terakki oligarşisınden, Damat Ferıt diktasır.dan. Bayar Menderes otoritaryanizminden kurtulmak lîin, onların bir başka türiü benzerıne ugramamak ıçın . Ne kadaı haklı im:ş... Az kaldı, bir Sunay ınerkezleşmesuıe bile düşüyorduk. Gelişım çiigısı bu iken. tarihın verileri olan tehlikeler ve onlann önlemlen böyle ortada dururken. parlamentoyu fesih yetkisini Başbakana vermemeye, «Anayasanın yanlışı» demek, yanlısın ta kendisidir. Türk toplumu, ıktidarlan kendınde merkezlestiren bir Başbakan, ya da Başkanlı Hiıkürceün Başkamnı aramamıştır. Birinci Meşrutiyetten gelıp, Kuvayi Milliye Kongrelerinden geçip TBMM sisteminde olgunlaşan «yasaların gösterdiği gorevleri yerine getirmekle yükümlü» ikincll derecede bir irürutmeyi aramıştır Böyle bir yürütmenm. parlamentoyu fesbedebilmesi. ikincilin ve ana baglının, ilkilı ve egemeni denetımı olur. Çok partılı hukuk devletınm siyasal dengeleri içinde, Devlet Başkanının ve Bajbakamn Meclislerı etkilemesınin yollan elbette vardır. Ama onlann Meclis üıerinde egemenlik kurmaian yolu hukukça açılamaz. Nereden Nereye ? F CHP'yi Uyarma Dursun KUT lkemirde bn yıl retıl Wr fenel seçlm ympdıcaktır. Turdumurun içine «firiikJendiği bunünlrii feliket denebilecek durumdan sıynlıp kurtulabilmesi de bu seçlmlere baglanmıs EÖrunraelrt*dJr. Ülkenln içine sürüklendiği kanU olaylardan olduğu kadar, köylünün. Isçinin, küçük esnafm, kuçuk memurun. öpretmenin söıün kısası tSm erilenlerin kurtulusu için Ecevit'in tek basuıa Iktidara (relmesi bir umut olarak eöriilmektedir. Gezip gördüğümüı jrrlerde olduçu kadar illşki kurduğumuz illerde de halkın geniş ölçüde sağ partilerden özellikle AP'den, CHP'ne kaydığı izlenimini alıyoruz. Buçün büyük kentlerde konusulnp Urtasilan her konu en uzak köyde de konusulup tertısılmaktadjr. t'gtellk, köylerde yapılan Urtı?ma Te deferlendirmeler böyflk sehirlerdckl aydınlannkl gibi Inıramsal değil. gerçekçl olmaktadır. Bu nedenle. MC yönetiminl gören halkımıztB CHPno kayışını doğal saymak gerek. OKUYUCU MEKTUPLARI Burmadere köyünden bir ses Biıler, Burmadere'nin yoksul köylüleri, saymakla bitmeyen sorunlanmın gazetenize anlatmaya karar verdik. Köyümüz. Kars'm Hanak ılçesine bagh yoksul bir köydür. Kazaya olan uzaklıgı 12 kilometre kadardır. Kbyümüzün bir kilometre uzagından bır su şeçmektedir. Köyümüzün yolu, ıçme suyu, köprüsü yoktur. Göstermelik olarak yapılmış küçük bir okulu ve sozde bir saglık evınden baska hiçbir şeyi yoktur Radyolarda bol bol dinüyoruz; bazı köylüler, köylerini anlaüyorlar v» «Köyümüz yemyesıl dağlann eteginde kurulmus, içinden şınl şırıl sular akan, bol bol ürun veren. elektrigi suyu olan cennet gibi bir köydür> diyorlar. Böyle yerleri b:z ancak nınelerimızin anlattıkları masallardan dınlıyoruı. Bizim yoksul köylenmiz radyolarda anîatılmadıgı için biz de radyoya yazmaya gerek görmedik. Bu bakımdan gazeterüze anlatmayı uygun gördük. Köyümüzun gelir kaynagı tanm v» hftyvancıhktır. Tanm. ilkel metodlarla yapılmaktadır, Ektiğimiz ürun kötü doga koşullan etkisiyle, elimize gelmemektedir. Hayvanlanmız ucuıa elimizden alınmakta, günden güne yoksullasmaktayız. Her gün yükselen yaşam koşullan, zonmlu ihtiyaç maddelenne yapılan zamlar bİEt yasayamaz hale getirdi. Köyümüzun en âcil ihtiyaçlanndan biri köprüdür. tlkbaharda karlann erimesiyle kabaran sular, köyümüzun önündeki dereden geçmekte ve dış dünyayla olan bağlantılanmızı kesmektedır. Bu durumda tarlalarımıza gıdemez, ıhtiyaçlarımızı karşılayamaz hale geliriz. Kabaran sular her yıl birçok hayvanımızı, üretım araçlanmızı alıp götürmekte. genç çocuklanmız her yıl sel sulanna kapılmakta, ölülerini zor bulmaktayiî. KöjTimüze acilen gerekli olan köprü içm gırişimde bulunduksa da, bir sonuç aiamadık. Emekçi kadınlarınuz ıçme suyunu dereder. çıkarmakta, ilkbaharda. kar suyu ıçmekteyız. Pisliklerle dolu olan bu su çeşitll hastalıklara yol açmaktadır. Şımdi, kalkınmakta olan, sanayileşmekte olan büyük Türkiye'den bahsedenlere soruyoruz: Biz yoksulluk ve hergiin yükselen yasam kosullan altında inim ınim inlerken, kalkınan kım? Tabii ki, halkı soyup soğana çevıren t«fecı tüct:ar, toprak agalan ve kompradorlar. Seçim zamanı köyümüze gelen ve partızan oyunlarla bizi aldatarak oylarımızı alan o yalancılar, artık bilsinler ki. bizler uyanıyoruz. Burmadere Köylüleri Adına Turdasen TUNA Ü Bir köy okulunda öğretmen yok; diğerinde 14 öğretmen var Benden önce arkadaslarırn za man zaman yapılan haksızlıkları yazdılar, sızler halkın sesını duyurmak ıstedıniz, yazarak yansıttmız. İşte, ben de yapılan usulsüzlüklerden bırıni daha ya zıyorum. «Anlayana sıvrisınek saz, anlamayana davul zurna az..» Arık anlayışiizhğın, vurdum duymazlıgın bu kadarı da fazla. Evet, yolsuzluklar, usulsüzlük ler, ve de naksızlıklar... Bılmem ne kadar ve nereye kadar devam edecek? Sonu gelecek mı? Soruyorum suslere bu acılar ne zaman dinecek? Burası, Kahramanmaras'ın El bistan ilçesine baglı Demircilik Köyü.. Anlatayım da dinleyin haksızlıklan ve de usulsüz y*pılan tayinleri. Bir köy vardır, okulu var öğretmensız. Boynu bükük yavrular karda, üpide, bırşeyler ögrenraek için boşu boşuna gelır gıderler. Ve bir köy vardır; D» mircılik Köyü.. Öğretmen kadrosu 13. Bu fazlalık yetmiyor 7i bı, torpılle, usulsüz tepeden inme bir Uyın ve 14. öğretmen. Bır yer ögretmensizlikten inim ınım inlerken, diğer bir yerde vedek öğretmen bile var. Kani çocuklar oyun oynar, bir de aralıkçılan olur, bazen yorulanın yerine aralıkçı oynar ya, onun gibi.. ÖgTetmenin birisi rapor alacak veya izinli olacak da, arahkçı öğretmen derse girecek. Ne acı bir durum detü mi? Acaba ölmeden görebilecek mıjiz. haksızlıklann son bulduğu günü. yoksa böyle gelmis, böyle gidecek miyiz? Demircilik Köyii flkokul Öfretmenl erruh BozbeylPnin bir kitabı yayınlandı. Adı: Blrtaci Cemre, Yazar önsözünde diyor ki: Hikâyecilik bır sanattır. Benlm böyle bir iddianı jok. Ben, içinde yasadığım, elimle tutup göıümle gbrdüfüm bazı olayları, htkâye biçiminde okujucu>a sunmak istedim.» Gerçekten bu alçak gönüllü çerçeve içinde oluşmuş yazılardan birisi U güni çekti. Birlikle okuyaum. • «Adalet Partısi, katıldığı ilk seçımlerden sonra TBMM' ne 72 senatör ve 157 milietvekiliyle gırdı. ilk grup toplantısma, hemen hemen bütün üyeler geimişti. MilleUeldli ve senatorler arasmda birbırini tanıyanlar çok azdı. Kuruluştan seçımlere kadar, sekiz aylıiv süre geçmışu. Kuruluş ve seçim faalıyetlen. herkesı kendı seçim bölgesıne baglamıştı. Hatta, aynı seçim bolgesınde olmalanna rağmen, bırbırlerıyle tanifma vo konuşma fırsatı bulamıyanlar bile vardı. Grup toplantısını rahmetli Tahsin Demiray açtı. Tarıhten, demokrasiden, insan hak ve hürrıyetlennden bahsedıyordu. Fakat sesı arka sıraiardan duyulmuyordu. Slraiar arasmdan: Duyulmuyor.. Yüksek sesle.. Mıkrotona yanaş, gibi sesler yükseliyordu. Bir taraftan da Uyelerm kendl aralarında yaptıgı konuşmalar, sa.onda uğultu meydar.a getirıyordu. TopUnrı ıçui belli bir gündem hazarlanmamışa. Ne yapılacak, ne konuşulacai, ne Kadar alınacak: H:ç kimse bilrr.lyordu. \U grup tüplantısı tam bir düzensizhk içinde başlamıştı. Gürültü devam ederken genç bir milletvekili. Tahsin Demıray'dan bırkaç cümle söylemek için soz istedı. Kursüye geldi: Değerli arkadaslanm, dedi. Önce toplantımıza bir düzen vermek mecburiyetindeyiz. Düzeni saglayacak olan da gundemdir. Bır gündem tesbıt edelım ve ışlenmizi sıra sıra gorüşelım. Bana göre gundemde yer alacak ilk konu, grup yoneticuerımızın seçımı olmalıdır. Bu hususu gundemın ilk nraddesi olarak teklif ediyorum. Sonra da Cumhurbaşkanı seçimi içm ne vapacagımızı konuşuruz. Bakalım Cumhurbaşkanım Meclıs mi seçecek, Komiteciler mı? Tam o sırada milletvekillerinden biri ceketini çıkardı ve hatibın önündeki mikrofonun üstüne örttü. Herkeste bır şaşkınlık ve salonda bir sessizliic oldu. Ceketini mikrofona orten milletvekili: Arkadaşlar, dedi, bu mikrofonun ucunu dışarda bir yere bağlariar ve Milli Birlik Komitesi üyeleri de bızi dınler. Tedbirli olmalıyız. Salonun bır kösesınden kahkaha koptu. Baa üyeler de: Ne gülüyorsunuz. Bu adamlar herşeji yapar, dikkatli olmalıyız, d:ys endışelerını belırttüer. (...) Bu sırada grubun ışlerinı goren dılsız odacı, ıçerden bır adamı kolundan tutup surüklemeye başladı. Kapıya kadar götürdü. Adamı dışan attıktan sonra kapıyı kapadı. Herkes sasırmıştı. Bir milletvekili nasıl sürüklenerek dışan atılırdı. Kısa bir sessizlık oldu. O sırada dılsiz odacı eliyle bazı işaretler yaparak, dışan attığı adamın biT gazetecı oldugunu anlatmaya çalıştı. Bu durum bazı Uyelerin daha zıyade telaşlanmasına yolaçtı. Bazı üyeler: Yoklama yapılsın, içerde başka yabancılar var mı bilelım. Hem de bırbirimizi tanımış oluruz, dedıler. (...) Zaten düîensiz başlıyan toplantı, tam bir anarşiye dönüştu. Herkes birbirtne lâf yetiştırmeye başladı va Tahsin Demiray: Toplantı bitmlştır, diye ilân etti.» • Geçenlerde 17'inci yıldönümünü kutlayan AP"nin nereden nereye geldiğini güsteren bu yazıya bir de partinin kurncusu ve İlk Genel Ba^kanı Emckli Or^cnrral r>o£ip Gümüşpala'mn kimliğini çlzen bir konuşmayı ekleyelim: «Bır arkadasımız Gumuşpala'dan bır hususu ogrenmek ıstedi: Paşam, dedi, sizüı 27 Mayıs harekaona baslangıçta iştirak etmek istemediğiniz soyleniyor. Gümüşpala. EvUdım. dedi, ben Cihan Harbini görmüs, Milli Mücadeleye katılmış bir ınsanım. Başımdan çeşitli işler geçti. tnsanlar bazan kendi isteklerini değil de, ahval ve şeraitin emretügı hususları yerine getirmek gereğini duyarlar.» Ragıp Gümüşpala, billnçsizdi, raslantıydı. AP'nin kuruluşu da kendiliğinden bir tepki niteliğindeydi. Köprünün altından ne çok su aktığını Bnzbeyli'nin anıları götıteriyor. AP. artık kimlitinl buldu; dısa bağiı çıkar çevrelerinin orjrürü hillncine ııla^tı: komandolar da bu partinin eteklerinde saldırgan vurucu güç... Övle anJasıhyor ki, eğer normal koşuUarda bir seçim vapılırsa Ecevit'in tek basına ikUdara gelme oluüıgi daba buEÜnden var demektir. Ancak, yerliyabancı çıkar çevreleri kendilerine ters düşebUecek bir Ecevit iktidanna karşı her türlü önlemleri çoktan almıslardır. Degil ters düsmek çıkarlanna gölge düşürebilecek bir Iktidara katlanamazlar... Onun için CHP örgütünün her törlii olaitlıja karşı öulrmlerini şimıliden alması gereldyor. Parlamenter ödeneklerinde olduğu gibl her olumlu giriıimi, olumlu önleml teoei baş* kandan beklenıemeli. örgirtün ber kademesi kendi sorumluluğunu bilraeli diyoruz. Haber aldığunıza göre illerde, milletvekili sayınnın yer yer 56 katı aday adayları köj köy dolasmaya başiamıslar. Runlann arasuia bugüne kadar devlet hizmetinde, ya da bzel sektörde burnu kanamadan yasamını »ördüren. her türlü kötü gidis karşLsında bir direnç noktası olamamıs, gerici iktidarlarla uyum içinde bulunmu? nicelerinin ekonorrük güç sahipleri tarafından sokulabileceiini hesaba katmak gerek. Bir takun damatlar, oğnllar, tonınlar, lenif olanaklan lie dıs Ulkelerde eğitimlnl yapnıs, adı aanı duyulmasa da meslekleriade yerini alnus, nice kiailer, geçerU olabilecek giincel propaganda ile liatelerin bas taraflannd» yer aldırmak için öne sflrülebilir. Parti iktidara geldiği takdirde, kendi suufının çıkarlaruu savunacağı için, bunlarda n ülkenin genlş kitlesinin beklediği «Düzen detişikütb yönünde hlzmet beklemek de yaniıs olur. Parti trubunun doğroltusunda oy kullannıamak için daha yakın bir geçmişte miUetvekiUlğtnden de, partisinden de çekiled CHP Urfa Milletrekilinin bu davranışı ilginç bir örnek olarak belleklerde duruyor. Hele hele sağcı iktidarlan olufturabilmek İçin kurulan «Mebus pasarUn» unutulmamalı. Söylemesl bizden: Ecevit'in ba$kanlıtındaU CHP gerçekten halkın özlediği iktidar olmak istiyorta, partiye yerlestirilebilecek tahrip kalıplanna karsı şimdiden gerekli önlemleri almalı. Halen Meclislerde olup da paradaa ve ye> niden secilınekten payri önemll bir unmn olmayanlar için de bir iyüik (!) düsanmeU Samsun 50. Yıl Lisesi Yatılı öğrencilerinden Milli Eğitim Bakanı'na Bizler yaslan 12 ile H arasında degisen, yas ortalaması 15 olan yatılı bfrencileriz. Her çocuk gibi bizim de oynamaya, binkmiş enerjuıuai harcayarak kafamın dinlemeye hakkımız oldugu muhajdcaktır. Sabah 07"den 11.15'e kadar etüt yapıyoruz. Daha doğniEU bir odada kapalı kalıyoruz. 11.15' ten 11.30'a kadar serbestia. (on beş dakika). Sonra ders vaktı gelıyor. 17.30da okuldan çıtayor, 19.00'da etüd» giriyoruz. Bu va kitler arasmda hava kararmıs ol duğundan, bu süreden yararlanma yollannuz lasıtlaamı» oluyor. Bir odada, (yahut bteada^ sabahtan aksama kadar kalmanın bizler üzerinde vapacağı etkiyı düşününüz. O ruh haliyle d«r«lerde nasıl başanlı olabiliria. Bir diğer yafcmmamız da, okul idaresinin, haita sonu tatillerinden öğTenciyi tamamen yararlanmaktan yoksun bırakmasıdır. Pazar günleri, (tüm gün bo yunca> ekulda kalmakt* gerçei ten sıkıcı olmaktadır. Samsun S*. Tıl Llsesi YaMılanndan bir rrup SSK Voleybol Kulübüne aidat kesilmesi zorunluluk mu, arzu mu? S.S.K. Genel Müdürlüğünün Kurumun Şube Müdürlüklerine rönderditi S.S.K. Voleybol tbtisas Kulübüyle ilgili 3.1.1977 Urih ve 20*4 sayılı genelgeslnde: 15.12.1976 Urihinde yapılan OUğanüstü Genel Kurul toplantısında alınan karar ffereğince Tüm Üniteniz mensuplanna ve yeni atanacak personele bir örneği ilişikte gönderilen üye kayıt dilekçesinin doldurularak, maasma göre her ay muntazam spor aidatlaruım kesilerek listeler hallnde Kulübümüz baskanlığına bUdlribnesini, aidat kesiminin istisnasız tüm personele tatbiki ve aidatUnn 1.1.1977 tarihi itibariyle Uhsilini rica ederiz.» denilmektedir. Aynı genelge ile gönderilen iiye kayıt dilekçesinde »se; «S.S.K. Voleybol Ihtisas Kulübüne üye olmak arzusundajim. Gerekli içlrmin yapılmasını rica ederim» denilmektedir. Dunım bfiyle olunca üye olmak arzusunda olmayan bizler. amirlerimiz tarafından baskıya tutulmakta ve üye olmaıaak rnesailerimizin keıileceği tehdidiyle karşı karstya kabnaktayn. Şimdi Genel Müdurlük ilgililerinden sornyonu; eger geneljcedeki aidat kesiminin istisnasız tüm personele tatbiki bir loronluluksa üye kayıt dilekçesinin (terefi nedir? Yok eğer üre kayıt dilekçesindeki gibl bir arzu me«elesi ise siz amirlerimlzin telası ve haslnsı ne manaya gelmektedir. BtR KURUM MEMURU Yansrtıcının görüntünün zayıf oldugu yerlerde rnükemmel görüntü için GENEL MÜDÜR ARANIYOR Orman ürünlerinl değerlendirme sanayfl alanında faaliyet gösteren şırketimizi ybnetmek üzere bir GENEL MÜDÜR aranmaktadır. Adaylardan, • İlgili sektörde tecrube sahibi olmılannı. • Almanca bilmelerıni. « Yeni bir kuruluşun gelişmesıne ayak uydurabilecek enerji ve dinamızme tahip olmalannı istemekteyiz. Adaylann. l.Mart.1977 Salı gunüne kadar fotoğraf ekli özgeçmişlerini. adreslermı ve istcdikleri ucreti belirten bir yazı ile şirket merkezine başviırmaları nca olunut. Basvuımaiaı gızli tutulacaktır SSK yetkililerinden ilgi bekliyoruz Eşim Sosyal Sigortalar Kurumundan emekü ayhğı almâkta ıken, 10.5.1976 tarihinde vefatı do layısıyla Sosjal Sigortalar Kurumu Izmir Şubesi Müdürlüğüne tahsis talebi hakkında gerekli ev rak verilmiş olup. 25.5.1976 tarih 120845 sayılı yazı ile SS. Kurumu Genel Müdürlüğüne Ankara'ya havale edildigi anlaşılmışnr. Genel Müdürlük yetkililarine degişik tarihlerde konu İle ilgili iki hatırlatma yaası yazıimıstır. Neticede tatmüıkar bir sonuç aiamadık. Meselft ekım 1976'da Genel Müdürluğe yazılan ya*ı ile Müdurlük yetkılilerinin 8 kasım 1975 tarih ve V2.113268 sayılı yazıları ile bize verdiklen yanıt: 3/8/1976 tsrih ve 5412«9 »ayılı yaıılarıyle Bornova Itmır NUfus Bas Memurluğuna müteveffa eşinizin mübayeneti sorulmuş olup ileili memurluktmn alınacak cevabî yazımıaı müteakip hakkınız da gerekli tahsis ijleminin yapıla bileceğini bilgilerinizi rica ederiz, Genel MUdürlük yetkili imza. Halbuki Bornova Nüfus Baç Memurluğunun adı geçen yazıya 17/B'1976 tarih ve 4320 sayılı yazılarıyte cevap verdiği Nüfus Me murluğundan anlasılmıstır. SSK. Genel Müdürlüğüne konu ile ilgili 19/11/1»76 tarihinde ikinei bir hatırlatma yazısj yazılmıştır. Yazunızla ilgili henüz bir yanıt aiamadık. Şu bir gerçektir, halen Kurumdan hiç bir yardım almıyorum. TUnı yetkili kîsi ve mak>ım!ara sesleniyorum; konuja in sancjl yönden baksınlar. Beııım gıbi belki daha nice vatandaçımjz vardır. ZikrİTp l'YS'.L 424 Sokak N 0 : ]«; Çamdibi / IZMtr. ANTEN. . w KUVVETLENDIRICİSI GRUllDIG Istanbul Tıp Fakültesi Dekanlığından Bilimsel Araştırma Yarışması İstanbul Tıp Fakültesi. yurdumuzda tıp egitiminin 1827 vılmda okullasması reformunun 150'ind yıldönümü dolay;sıyle 2530 eylül 1977 tarihleri arasında îstanbul'da bir Tıp Kurultayı düzenlemiş ve bu vesileyle temel ve klinik tıp bıümleri alanlannda araştırma ödülleri verilmesini kararlaştırmıstır. Tarışmada birincüiği kazanacak arastırıcıya 10.000, ıkıncıye 5.000 ve üçüncüye 2.500 TL. ödül verilecektir. Yanşma üniversite ögretim üyeleri dışuıda tüm araştırıcılara açıktır. Bırden fazla arastıncı ortak eserleriyle yansmaya katılabılirier. Ortak çalışmada araştırıcılardan sadece birmıu oğretim üyesı olması eserın yarışmaya kabulüne engel degüdir. Ancak böyle bir eserin yarışmaya katılabilmesı, öğretim üyesınin yazılı iznme bağlıdır ve ödül kazanması halınde ödül o eserin oğretim üyesi dısındaki araştıncılanna verilir. Yarışmaya kisisel olarak başvurulabileceği gibi araştırıcınm çalıştıgı kurumlarca da aday gösterilebilir. Aday olmak için sunulan bilimsel çahşma ve araştırman:n toplum sağlıği sorunlarına ya da tıp eğitimi ile ilırili ıorunlara çöcüm arastınr nitelikte olması gerekmektedır. Yarışmaya gönderilecek araştırmaların önceden yaymlanmış olması sakıncalı değıldir. Adaylann. eserlerinden 5 (Beş) er nüshayı Prof. DT. Se\1m Devrim, İstanbul Tıp Faküitesi, EtLtMSEL ARAŞTIRMA YARIŞMASI Komisyon Sekr» terı. îç Hastahklan Kürsüsü Çapa îstanbul adresıne 31 mayıs 1877 tarıhine kadar göndermeleri gere'*mektedır. (Basın: 11971; 1603; Trafîk Sorunu Ve Bir Öneri Trafik polislerinin görev nrasında beyaz kolluk takmalan bütün dünyada titizlıkle yapılan bir uygulamadır. Böylece özellikle hava karardıkUn sonra ve yağışlı havalarda vasıta sürücülerinin trafik polislerinin verdikleri isaretleri kolaylıkla görebilip işaretlenn anında gerekli uyarmayı yapabilmesi sağlanabiimekte, sonuç ola rak da hem araçlar, hem yayalar hatta hem d» trafik polislei daha büyük oranda güven altına aunnuş olmaktadır. Evvelce şehrimizde de bu konudaki kurallan uyarak trafik polisleri beyaz kolluk takarlar üstelik eilerınde ışıklı beyaz bir isaret bastonu da tutarlardı. Ancak bu uygulamadan daha sonra vazgeçıîdi. Bumm sonucu olarak trafik düzensizhğine ve karmasıkhgına bır de trafik polislerinin kolluk takn.ama dilzensizligi eklenmıs oldu. llhan GtîNGÖREN tSTANBUL GENTAS ViveTCARFn Menek«c Sokık No. 10B Rat:SOaiR: 11 YemjchirANKARA (Opa: 41) 160" ORMAN YÜKSEK MUHENDISLERINE Yıldız Barbaros Bulvarı No. 109 Balmumcu, Beşıktaş İstanbu Tal: 66 94 OO (9 Hat) CİHAN KOM. ORT. DUYURU Orman Mühendisleri Odası'mn Necatibey ctddesindeki Merkezi silâhlı kişüerce îşgal altındadjr. Durumdan haberi olmadan Merkeze uğrayan üyelerimiz dövülmekte, baskıyla gerçek dışı beyanlara zorlanmaktadır. Fasist isgali kırmcaya kadar odamızla haberleşmeler TMMOB kanalıyla jürütülmektedir. Duyurulur. ORMAN MÜHENDİSLKRÎ ODASI ÎÖNETtM KtRLLU (Ilâncılık: 9676) 1«14 FRANSIZCA Strasbourg Unlversitesj mezunu oayan ögtei.'nen tarafınaan Kaoiköy yakasınd» uturan ogrencıiere frtiisuca ders venlır. Tel: 58 68 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle