18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
III lr ülkede yasarn» T» yargı denetiml yoksa; var da işletilemiyorsa ya da karsrlan uygulanmıyor, uygulamayanlar haktm önüne çıkanlamıyorsa seçirale gelmiş bir siyasal iktidann varlığına bakılarak orada demokrasi v« hukuk devleti vardır denemez. Seçimle gelen siyasal iktidarlann büe densUm yöntemlerinin işlememesi yüzünden, demokrasiyi yozlastırdıklan. hatta tümden yok ettifcleri görülmüstür dünyanuzda. Örneklerin yınelemnesi olasılıgı demokratik hukuk devletınin özellikle ıktidarlara karşı korunması gereğmi ortay» çıkarmıştır. Yasama denetimi, anayasal ve yönetimsel yargı denetimi, genel ve asker«el yargı denetimi bu gereksinmenin bır sonucudur. COMHUfthfET An*y«*anm 1. m*dd«eto<l<« fTürfcly* devleti bir Cumhunyettır.) 8. maddesınde de ( Devlet şeklinin Cumhuriyet oldugu hakkmdaki Anayasa hükaü degistirileme* ve degiştirilmesi teklif edilemez) denilmektedir. Türkiye Cumhuriyetinin n»sü bir Cumhurlyet olduğu Anaj»»«nm ikinci maddesir.de şöylec« açıklanıyor: «Türkiye Cumhuriyett insan hsklanna ve başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan milli, demokratik. layik, ve sosyal bir hukuk devletidir.» Bu kavramlarm Cumhuriyetin rüteliklerini oluşturan bir Anayasa kurah olması Türkiye Cumhuriyetinin anlamını belirleme, siyasal çevrelere ve özellikle siyasal ıktidarlara karşı Cumhunyeti bu nitelikleriyle biriikte koruma îorunluluguna dayanır. Bunun içindir kı niteliiclerinden soyutlanmış bir Türkiye Cumhuriyeti düşünülemez. «İnsan hakları» ülkemizin de katıldıgı uluslararası tüm evrensel bildirileri, antlaşmaları, «mıüi devlet» başlangıç bölümünde açıklanan ilkelerı ve Atatürk milliyetçıliğinı «demokratilc devlet» Anayasada gösterilen ve gösterilmiş olmasa bile bu deyimin özünden çıkan kuralları. «îayik devlet» din ve devlet işlerinin ayrılması ilkesıni, inanç sömüriisünün önlenmesıni, «hukuk devleti» Anayasamızda sıralanan tıim temel hakları ve özgürlükleri, bağımsız yargıyı ve yargı denetimini. «sosyal devlet» tüm toplumsal ve ekonomık hakları ve özgürlükleri içerir. Yapılan Anayasa değişikhkleri Cumhuriyetin bu nit«liklerini çiğnıyor veya zedeliyorsa bir biçim koşulu olan devlet şeklinin degiştirilrr.esinin önerilemeyeceği kuralına dayanılarak iptal edilebilecektir. Bu yorum, hem değişik 147. maddeye hem de 1, 2 ve 9. maddelerin sözüne ve özüne uygun düşmektedir. Tersini düsünmek Cumhurıyet sözcüğünü Anayasada koruyarak onun niteliklenr.in yok edilebilecegini kabul etmek anlammı ta.şır. Anayasa koyucusunun böyle bi: düsünceyi benımsedigini hiç kimse s«vunaAnayasa Mahkemesinın bu konuda birbirini destekleyen kararlan vardır. Görulüyor kı. An&yasanın 147. maddesınde yapılan degişiklıkle Anayasa Mahkemesinm denetim yetkisi kısıtlanmak istenmesme karşın, yüce mahkeme, Anayasanm başlangıç bölümünde ve 2. maddesınde yer alan kurallar »çısından Anayasa değisikliklerine ilişkin yasalan iptal edebılecektir. Eu yazınm hazırlandıfı sırada. sayın Basbakan, Istanbul'da Aydmlar Ocagı'nda yaptıgı bır konujmada «tcranm üstüne çıkmış Damştay, Meclisin Ustünde Anayasa Mahkemesi olamaz» sözlerine bu kez «Onlara ragmen karar veremezler. Vermeye devam ederler. O kadar» sözlerini de eklemiştir. Anayasımız hukuk dıçı kurallardan anndırılsın derken yilrürlükteki hukuk düzenıne bir karşı çıkma davraruşma tanık oluyomz. Bu durumda, son çare halkın Itendisine basvurmaktır. Ne ölçüde olursa olsun hiç bır güç onun iradesine karşı çıkamaz. Anayasayı saldırılara karşı korumak Türk yurttaşının, Türk toplumunun Anayasayla yüklendigi kutsal bır ödevdir. Bu ödevın yerine getirildiğini önümüzdeki genel seçımlerde görecefiz. Halka güvenmeli. o günleri sabırla ve umutla beklemeliyıl. 16 JUUT 1971 B OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Anayasa Yargısının Sınırları Muhittin TAYLAN den geçerslz savsn bu görüşü, Türk Hukuk Kurumunun değerlı Baskanı Muammer Aksoy ortaya armıştır. Konuya .devrimcı öğretrnenın kı yımı v* mücadelesi» adlı yapıtının ikinci cildınde de değinen saym profesör, görüşünü Türk Hukuk Kurumunda düzenlenen tartışmalı O'.r konferansta bir kez daha dile getirdi. Düştlncc lerini bir inceleme dizisi halinde «Cumhuriyet» te yayımlamayı da tasarlamaktadır. Eu görüşj ana çızgileriyle ve olanaklar ölçüsünde kend, ifadesini defiştirmemeye çaba göstererek şöyie ce özetleyebüıriz: «Sıkıyönetım döneminde Anayasa degiştirilemez. 1971 degifikhkleri özgürlügün zerresinm bulunmadığı. gazetelenn idari işlemlerle Kapa tılabildigı, Anayasa degışikliğine karşı çıkanlan n baskılarla susturuldugu, o kadar ki Anayasa nın en önemli kuralı olan hükümeti, Millet Meclısı'nde çoğunluga sahip olan partinrn kurması esasmın bile uygulanmaz hale geldiğl bir dönemde yapılmıştır. Oysa, Anayasa koyucusu Anayasayı degi?tirm« gıbi son derece önemli bir konuda «usul», «şekil» koçullannı saptarken. Anarasanın öteki kural. knrum ve ilkelerinln geçerli olması varsayımından hareket etmıştir. Toplum için bu kadar hayati bir islemde. millet temsilcilerınden bir kesiminin «evet» demelen yeterh sayılamaz. Halk bu konuda serbestçe a? dmlatılmalı. h«rkes ve halicın temsılcılen göruş, inanç ve kanüannı kamuoyuna duyurma olar.a gına, sahip olmahdır. Anayasa koyucusu millet temsilcılerinln sadece görünüste degisıklige ron olrr.alarından dolayı bu degisikJikleri geçerli sa yamaz.» «Anayasa detişiklikleri önerisiain yürütme organından gelmesini Anayasamu yasailamıştır. 1971 degişiklikleri ise Başbakan ErimMıı önerisine hatta dikte etme çabasına dayanmaktadır.» «1971 Anayasasının görüsülme bıçimi Anayasanın ivedilik yasağına aykındır.» «Anayasa değişüJiklerinde bağlayıcı srup kararlan aJınması Anayasanın ruhuyla bagdasamaz Anayasa değisikliklerine olumlu oy verme konusunda siyasal partilerin grup kararlan alarak üyelerini baskı altında bulundurmaları Anayasa koyucusunun iradesine aykındır.» Sayin Aksoy sonuç olarak <19T1 ve 1973 degişiklikleri, hUrriyetlerin, hatta kişi güvenliginin hiç bir demokraside söz konusu olamayacak ölçUd» askıya alındıgı (bir süre için yok edıldigO bır dönemde yapıiması ve Anayasanm örel olarak aradıgı şartlara da saygı gösterilmemssi nedenlerfyle geçerli degildlr» (Jemek+edir. Gerçekten. Anayasa koyucusunun haklann v« özgürlüklerin kısıtlandıfı hatta askıya alındığı bır yönetim içinde Anayasa değısıkligi yapabileceğini (öteki biçimsel koşullara uyulmuş olsa bile) benimsediğ: ilen sürülemez. Açıkça yazılmış o'masa da bu kura! Anayasanm öziinde zaten vardır. Anayasa değişikliklerinin üst düzeyde Cum hurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmav Baskanı üçlüsünce kararlaştınlclıgı, verüen direktiflere göre teknisyenlerce düzenlendiğı o dönemde söylenmiştir. l^egişiklifin zamanm Başbakanınca TRT konujraalarında savunulduğu belleklerden henüz silinmiş degildir. Böylece hazırlanan önerlnin belli sayıda Yasama Meclisi üyelennce imzalanmış olması önerınin gerçekte hangi organın ıradesini yansıttığuıı ortadan kaldırmaz. Bile Bile Lâdes. Y Önceden Var Olsaydı.. Demokrasinin beşiği olarak bilinen Batı (ilkelerinde de bu denethn zorunlugu berumsendigine göre demokraside henüz deneme evresiJOi geçememia ülkeler için bu zorunluluk tartısma götürmeyecek kadar açık ve kesindir. Bizde 13501960 ar&sında anayasa mahkemesi kurulabilmış olsaydı, yasama meclisindeki iç tü rük kurallannın çiğnenmesi. özgürlükleri kısıtlayan yasalann yürürlükte kalabilmesi, yasama mec lisinin yargı yetkisini kullanması gibi bir çok «nayasa v» hukuk dışı işlemlere basvurulması onlenebilirdi. Belki de 1960 Devrimine gerek kaımazdı. Bu döneaıi yasayanlar veya bu dönemın eıyasal tarihini okuyanlar Anayasa Mahkemesıne «Uk hedefler beyannamesinnde yer verildiğini da •nımsarlar. Bilindigi gibi bizde Anayasa Mahkemesi. yasalann ve Yasama Meclisleri ıç tüzüklerinın Anayasaya uygunluğunu denetler. Yüksek düz«ydeld kamu görevlilerini görevlerinden doğan suçlanndan dolaya «yüce divan» olarak yargnar. Siyasal partilerin kapatılmasına iliskin davaiara bakar. Anayasada belirtilen öteki görevleri yerine getinr. Halkoyuna sunularak kesinleşen 1961 Anayasasınm 147. maddesinin 1971 değişıklıginden önceki birinci fıkrasında: «Anayasa Mahkemesı kanunların ve Türkiye Büyük Millet Meclisi iç rüzüklerinin Anayasaya uygunlugunu denetler» kuralı yer almıştı. Anayasa degişikliğine ilişkin yasalann sadece biçim sakatufı nedeniyle iptal edilebılecefıni Anayasanm yürürlüğe girmesinden bu yana s&vunan kimseler vardır ıçimuKie. Anayasa Mahkemesi bu görüşü benimsemem:ştır. Kuşkusuz, yüce mahkemenin görüşü, anılan maddenin sözüne ve brüne uygun düşmekte :di. öteki yasalann denetimmde uygulanan kurallar Anayasayı değiştiren yasalar için de geçerli sayılıyordu. Ters görüşü savunanlar muhtıra sonrası yörıetım zamanında Anayasayı diledıklen gibi degiştirmek ve bu değişik kuralların denetimini smırlamak için 147. maddeyi de degiştirmişlerdir. Değişik metne göre Anayasa Mahkemesi, Anayasayı değiştiren yasalan Anayasada gösterilen bıçim koşullarma uygunluk açısından denetleyebilecektir. Anayasa Mahkeraesinin bu fcuralı nasıl yommladığını ve ne biçimde uyguladıgını ele almadan bnce 12 Mart 1971 sonrası Anayasa degıjıkhkleri konusunda çok önemh saydığım bır görüsü burada kısaca belirtmek istıyorum. 1971 sonrası Anayasa değişikhklerini tıim üksek düzeydeki görevlfler için sıksık «brifing> dflsenlenir. Devletin giıll istlhbarat örgutlerindea s5xcüler duvarlara yansıiılan plan, frraTik, srmalan açıklıyarak ülkeoin ne büyük tehlikelere sürüklendiğini büyüklerünise anlatırlar; dirlik ve düzenliği bozan anarşi odaklaruu tarutırlar. «İstihbarat» çağımızda önemli bir zenaattir. Bizimlrller bu işin uzmanlığını ABD'de öğrenirler. CENTO aalasmasına göre Iran Gizli Örgütü SAVAK İle Anglo Amerikan fizli örfrütleri de bizimkilerle işbirligi yaparlar. Bra». ca çaplı bir istihbaratın verileri de knskusuz amnaanamaz. Ne var ki Türkiye'de kargaşa çıkarmak isteyenlerta flrişimlerini bazan okurlarımız bize bildirlyorlar. Okurlarm örgütünü küçümsemeyelim. Bazan volladıklan tnektnplan okur, rikir edlnlriz. Bazan da yayınlarız. Bn köaede iki ke> yayınladığun bir okur mektubu var. tnat bu ya, benl bafışlaraaaız üçüncü kez yayınlamak istiyonım: • Saym Selçuk, MC kurulduktan sonra uygulanmasmda en çok basan kazanılan planlardan birisi, öteki kurumlarla biriikte okullarm faşistleştirilmesi oldu. Ve bu iş. insanda neredeyse hayranlık uyandıracak ustalıkla sürdürülüyor. Şimdi sıra ODTÜ'dedir. ODTÜ Rektörü Ilgaz Al>anak, Erbakan'ın gözüyle rerütsiz, ögrenci çoğunluğunun gözüyle zararsız, MHP gözüyle kızıl... Yenilenen Mütevelli Heyeti MHP yanlısı kişüerle dolu. Rektcrü istifaya zorluyorlar. Direnirse önümüzdeki aylarda onun için bırşey düşünüyorlar. MC'nin MHP'ye dönük. kesimi ODTÜ'yü ele geçirme amacım gerçekleştirme yolundadır. Saldınrun sırası gelmi? ortamı hazırlanmıştır. Bu ârada Sosyal Bilimler Bölümü Başkanı Hasan Tan ayrılmaya nıyetlenmişken kimler kulağma fısıldadıysa Rektör olma umuduyla yerinde kalmıştır. İçinde bulunduğumuz ögretim dönemi 27 kasımda bitecek; yenısi 20 arahkta başhyacak. Şu anda TUrkiye'de egitıme benzer birşeylerin yapılabildiği tek yer ODTÜ .. Yeni dftnemde ODTÜ'nün MHP tarafından düşürülmesi için olayiar beklenij'or.» Kısaltarak verdiğim bu mektubu Uk kez 11 kasun günü yayinlamıştım. Okurumun adı Gürcfl Bacı defil. ama Um vrrdiği tarihten (ki eun sonra (Z2 aralıkta) ODTÜ Rektörü Ugaz Alyanak. Mütevelli Heyetince görevden uıaklastınlınca dayanamayıp yeniden yaymladım. Bugün İC »TIbat 1977 ve mektupta adısanı belirtilen Hasan Tan. Rektör olarak ODTC'ye atandı. Ben de mektubu üçüncü kes yayınlıyorum. Tabii bu işlerden sonra ODTÜ kanştı, kaynadı, karfa»a haşladı. Eh. basbujun komandnlarına Is düstü. Şimdi Hühükümrtin saptadığı Mütevelli Heyeti üyeieri el ugnşturoysrlar. Yakında yüksek kademede bir brifing düxenlendi nd, ODTÜ'deki anarsi odaklanna değjrln ne planlar, ne ş*malar, ne haritalar duvarlara koca koca oklarla ve Ifinl Mlir uzmanlarca yansıtıhr. Şimdi bir soruya daha yanıt vermek y 1976"nın kasım ayında MHP'nin ODTÜ Rektöru adan olarak snpladığı Bay Hasan Tan, neden 17 şnbata dört kala rektörlüğe aUndı? Bu tarihin öıeUiğt nedirr ODTÜ kendlne özgü bir yasayla yönetüir. öteki ttnlrersitelerimiz gibi değildlr; Amehkan koşullanna föıe pUnlanmıstır. Ne var ki Anayasa Mahkemesi. ODTÜ Ia*aatnın Rektör atamasıyla ilgili hiikümlerini Anayasaya afkm gördüğünden iptal rttniş: vr Intal edilen hükümler yeriae Anayasaya UVRUII olanlann getirilmest İçin 17 şubat İ»7I'Te defgin süre tammıştır. Şimdi bizim MC Hükümeti, verilen süre İçinde yeni yasa getlrmiyor, Hükümetin ODTÜ'nün basına orurttngtı Mütevelli Heyeti üyeleri de, Anayasa'ya aykin olduğu AnayasA Mahkemealnce karara bağianıp İptal edilen hükünv lere dayanarak MHP01 Hasan Tan'ı Rektörlüğe tayin ediyor Ne çarpıcı değil mi? Anayasa sayrısı, vasa «aycısı, blllın saygısı, re dlrtik <ISzenlik kayrısı böyle olur. Yahu. saçlı üakallı adamlar akıl almas isler rapıyorlar ülkevi kanstırmak için . Biz eençlere niçin kuinır bnlu • joruı? l'aslıların mostrası meydanda Başvuru Olanağı Saym Aksoy öne sürdügü iddiaların kanıtlarını da göstermektedir. Anayasa Mahkemesmde dogrudan doğruya bir iptal davası açılması, süreler geçtiğinden bugün için olanaksızdır. Ne var ki yol büsbütün kapanmıs sayılmaz. Anayasanm degisik 151. maddesi uyannca mahkemelerce ve >niksek mahkemeleroe (koşullan gerçekleştiginde) dogmdan dognıya (re'sen) ya da davanın taraflannca ilen sürülür mahkemelerce de benimsenirse, Anayasayı defiştiren yasalann iptali ıçın Anayasa Mahkemesıne başvurulabilir. Vanlan hukuksal sonuçlar köklü arastırmalara, inandmcı nedenlere dayanıyor. Yargı organlanmızca ve özellikle Anayasa Mahkememizce benimsenir ve bu yol bir kez açılırsa Anayasamız özgürlükleri ve yargı yetkisini kısıtlayan, olağanüstü mahkemeler kunılmasına iön veren kurallardan anndınlabilir. Bu sonuca ulaşabilmek için basta üniversitelenmis ve Türkiye Barolar Birliği olmak üzere bütün hukuk .kurumlarının ve aydin hukukçulann koııuyu derinlemesine işlemeleri ve Kamuoyuna vansıtmaları gerekir. maz. Yüce Mahkemenin Uygulaması Değişik 147. maddenin Anayasa değisikliklerini biçim koşullanna uygunluk açısından d«netleme yetkısi tanıdığını >ukanda belırtmıştık. Yüce Mahkeme, bıçim koşıülanyla sımrlandırılmış olan denetleme yetkisini Anayasaya uy grun bir yorumla genişletmıştir. Şöyle ki: t Inanmış Savaşçılar Etem ÜTÜK ecenJerde Cumhnriyefln birlncl ve dokuruncn s«yfalannd* verüen «Türk DU Kunımu Prof. Gökberfc ile Aksoy'» törenJe arm»fanlar verdi» baalıklı haber, heni çok duygulsndırdı. Bu faaberi birkaç kez okndum, dü"ündüm Prof. Macit Gökberk 2» yUlık Dil Kunımu üyesidir. M vnl yönetirn kurulu ti»eHü, 13 yıl bu kurumun genel baskanlısıru büyük bir yetenckle ve onurla yapmıstır. Omer Anra Aksoy da aralıksu 35 rU yönetim kuruluna seçilmis, üstlendici ko. başkanlıkjarı yanında 14 yıl da genel yaim»nlık fiıre>lni büyük bir örveri ile sürdürmiistür. Klml insanlar vardır, blr derneğin, bir taıruluşun başın» rastlantı olarak da olsa bir kez recmeyecörsünler, onları bir daha oralardan koparamaxsınıı, tntnndukları yerden gilmemek İçin yapmadıklannı bırakmazlar. Şimdi ne EÖriiyormV Bu sayın kisiler çalısma arkadaslannın tüm Isteklerine. yakarmalanna karşın, artık çalısamayacaklanm söyîeyerek hizmet nöbetlerinl başkalanna bıratayorlar. Bu, unutulamayacak bir özgecl ömeğidlr. tkisl de kurumda yönetici, üye olarak zor günler seyirml«lerdir. Valnız onlar değil, tüm çalışma arkadasları da aynı zor günleri yasamışUrdır. Çunkü bu ülkede 1950 yüıntlan snnra, uzerine en çok yıldınmlar çeken ve sonunda ödün vermeden varlıçını koruyabilen diyebilirim ki tek knruluî, Türk DU Kunımu'dur. lSö'J'de iktidar3 ıteçenlerin ilk yaptıkları iş, Atatürk Devriminden ödün vermeğe başlamak olmuştur. llküı Türkçe eıanı kaldınp Arapça ezanı okuttular. Yürürlükteki Anaya&a'nın dilini esidsiylc değiştirdiler. adını da yme esldden oldugu gttıi «Teskilâtı Esasiye Kanunu» yaptılar. Eununl» birllkte dilde bir geriye döniis başladı. Bakanlıkların adları degiştirUcrek «Vekâlet» oldu. Başbakan, Basvekil, Milli Savunma, Milli Müdataa. Genelkurmav Başkanlığı, Erkânı Harbijei L'mumiye Riyascti oldu. Ders kitaj»laruun \* resmi yazışmalano dili de dcğiştirildi. Anu yine de ba^arıya ulaşamadılar. Çünkü veni \etişen kuşa^tn halkın dili esld sözlere dönmüyordu. Sonra halkunız Atatürk i)e\rimi'ne. Cumhuriyet Ukeierine lıuuımıstı bir kez. Onun inancı kolay kolay değistirtlemezdi. Bugfln de 1U50 yülannı yaşar jibiyiz. Anu o yülarda nasıl basarıya ula* şamadılarsa bugün de ulaşamadılar. Türkçe sözcükleri ne denli beğenmeseler, istcmeseler de kullanmak zorunda kalıyorlar. Tele\1zyondak1 konuşmacüara söz geçireblldUer mi? Geçiremezler. çünkü bu gerlll|e özenenlerin söyledlklerinden, yazdıkiarından balk artık birsey anlamıyor. Bir yazı okunup blr söz dinlenip anlaşüması için yazüıp soylendiğine gore. onlar için ba»fea bir yol kalmamısUr. rjö'Jlfrde devrimJerin «lutanı tutmayanı» gibi sözler edilırüi. Bugün böyle sözler edilmez oldu. Dil Devrimi'nin tutup tutmadıgı ise artık tartışma bile kabul etmemektedir. Son ders kitaplaruıdaki çırpınıslar töriildülnen, eski dilde direnenlerin ne dummlara diiştükleri ortaya çıkiıktan sonra bugün kimse bunu düfünmemektedir. Fakat bugünkü duruma hiç de kolay gelinmedi. Sayın Pro(. Gökberk ile Sayın Aksoy ve onlann yakın çalışma arkadaslarınuı. düsünürlerin, yazarlann, ögretmenlerin, k> sacası tüm Atatürkçülerin büyük çabalan ile ancak bu sonuç nde edilebilmistir. Unlar bir yandan y»zıları. yapHkları ile inandıkları jolua inançla yürur, kurum giireviileri de kurum içindekı tutarü yonetimleri ve yöntemieri ile savaşımlarını sürdülürlcrken bir yaudan da vurt içiodeki gelişmelerl yakuı(Un izliyoı. ulak bir çaba gördüklerinde bunu değeriendirmede seciktniyorlardı. Bu savaşırru salt kendi tekellerine almaytp yurt düzeylnde vayıimasına yardımcı oluyorlardı. Sözün burasmda bir örnek vermeden seçemiyeceğim: Bu MUrlaruı yazarı, Cumhurtyet'te yayınlanan bir yazısı iuerine DU Kurumu'ndan Genel Xamıan Ömer Aaun Aksoy imzaaı Ue su mektubu almıştı: «Cumlıuriyet Gazeteıinin 19 haziran 1969 günlü sayısında, Uluaal Kltaplık terimi üzerin». yaıüıtııuı yarıyı gördük. Saglam düsüncelerlnizden. inandmcı açıklatnalannızdan dolayı sizl kutlaru. Size bu mektubumuzla biriikte adları asajıda yanlı Kurum yaymlaruıı armagan ediyoruz. Saygüarla. 1 DU D e v rlmi trerine 2 Ozleştlrme Durdurulamaz. S Dil Devrimimiz.» lste bu gibi çaltsmalarcür ki Fürk OUinin bugünkü a?amaya gelmesini sağlamıştır. Her Ud dil bUginimiıe Dü Devrimimiıin bu yümaz savaşçılanna bundan sonraM ya$atn!arında da saelık ve esenlikler dUerim. TARTIŞMA Otomobil zammı neden gecikti Sanayi ve Teknoloji Bakanhğmda 1976 haziran ayından bu >ana görüşulen Heno otomobüleri ile ilgili zam, nihayet kabul edildi. Tam yedi ay sonra Reho'nun istedıği zammı ajTien onaylıyan Bakanlık. boylesine bir zammı kabul edecekse neden busüne kadar geciktirdi? Fabrikanm zararına sebep old'i'' Bakanlığın hesapları dogru ise zamma gerek yok ise, neden zam ay!*r sonra onaylandı? İlgili Bakanlık yetkilileri hesap vermelidir. Reno, istenen 26 bin liralık zam kabul edUmezse 1700 cıvarmdaki işçisine yol vereceğini soylüyordu. Ve ilâve ediyordu. Reno otomobillerine istem çok fazladır. Sunum ise azdır. Bu ne denle otomobiller karaborsada çok yüksek fiyatla sa.tılmaktadır. Bu parayı karaborsacılar yenne devlet ve üretimi yapan fabrika kazanmalıdır. Başka bır gerekçe olarak da yan sanayi mallanna yapılan zamlarla maliyetin jüzde 5 arttıginı belırtiyordu. Tüm bunlara karşın Sanayi ve Teknoloji Bakanüğı zammı olum suz karşılıyordu. Bakanlığın yap tıgı hesaplar firmanın otomobil basına beş bin lira kâr sagladıgını belirtiyordu. Boylesine bir zammı onaylamıyacaldannı defalarca açıklıyordu. Kapanacak, kapanıyor derkeh, labrtka üretımı dırrdunıyordu. . Bakanlık yetkilileri k*r gösterirken Reno zarar ettigıni söylü >ordu. Bakanlığın hesaplan yanİış çıktı herhalde? Yoksa hesaplar dogru da başka nedenler mi •vardı? Ayrıca ilgili bakanlvgın zammı kabul etmesi halinde koalisronun dığer ortaklan tarafından seçimde kullanılacagmdan söz sdilirken. Başbakan «Benlm devnmde fabrika kapanmaz, fabrika açılır» diyordu. Tüm bu sorunlar ortada durur ken, kasım ayından bu yana teslım edilmesi gereken otomobılleruı teslimi, yalnız zam gerekçesi ile engellendı. Yatırılan ana para kadar par*yı alabilmek için. Türkiye'deki fiyat artışlannın önüne şçeçtiklerini söyleyenler kendı söylediklerıne herhalde kendileri de inanmıyorlardır. Cunkü hesaplannı bile politik rutuyorlar. Haydar BÜLBt'L K E B AN G ACI BİR KAYIP TÖBDER'in DevrimciDemokratik mücadelesi TÖBDER emekten yana anti • faşist, antiemperyalıst bir örgüttür. îşçi sınıfımızm ıdeolojik, politik, örgütsel öncülügünde gelışen sosyal muhalefet içinde üyelerinin ekonomilcdemokratik hak ve özgürlükleri için kararlı ve azimli bir mücadele vermektedir. TÖBDER, TÖS'ün şanlı mücadele mirasuıı onurla sürdürmektedir. Ancak, TÖBDEH'ın bugün ulasmış olduğu nicel ve mtel aşama TÖS'den çok daha ilerdedır. Bir kitle örgütü olarak Türkiye nın dört bır yanında eğıtim emekçilerinin isterrüennı halkımızın devrimcidemokratik istemlerinden ayırmadan toplumsal muhalefete kanalize eden bilinçlı bir sosyal güçtür. Bunun en yakın örneğini DGM lere karşı sürdürülen mücadelede görebiliriz. DGM yasasınm geri tepmesinde. faşizmin geriletilmesınde, TÖBDER'in etkinliği yadsınamaz. Kırsal alanlarda ve kent lerde TÖBDER'in yüriittüğü antifaşist egitim kampanyaları işçi sınıfımızın geliştırdigi ve diğer demokratik güçlerin yer aldıgı mücadele ile birleşmiş, antı demokratik hedeflere kanalize edilmiştir. TÖBDER'in toplumsal mücadele içmdekı devrimci i»levi gün den güne bir çığ gibi büyürken, egemen güçlerin yogun tepki ve tertipleri TÖBDER yöneticilerini boy hedeli durumuna getırmektedir. III. Olagan Kongre'de seçilerek işbasına gelen bugünkü TÖBDER yöneticileri Demokratık Merkeziyetçi anlayış doğrultusunda işçı sırufı bilimine inanan, zorlııklardan jnlmayan, uyumlu ve disiplinli bir kadrodur. TÖBDER'i içerden ve dışardan çökertmek isteyen burjuvaziye karşı bu brgütü bilimin reddettiğı mücadele yollarına saptırabilecek her türlü maceracı akımlara karşı, her türlü pasifist ve teslimiyetçi egilimlere karşı, bOBguncuların provokasyonlanna karşı her türlü yalan, tezvirat ve karalamalara karşı yönetici kadromuz son derece duyarlıdır Burjuvazinin her türlü tertip ve oyun lan ştmdiy» dek sökmemiştir, bundan sonra da sökmeyecektir. TÖBDER'in devrimcidemokratik mUcadelesini zaafa ugratmak isteyen «Bozguncular» hayatın her alanında gelişip serpilen isçi smıl'ı biliminın acımasız pratigı karşısında Ushir, tecrit ve rezıl olmaktan kurtulamıyacaklar dır. TÖE^DER yöneticilerini asüsu suçlamalarla karalamaya çahşan, emperyalizme bağımlı yerli bur juvazinin ekmegine yağ süren, devrimci demokratik mitüıg ve yürüyüşleri burjuvazinin bile göze alamıyacagı biçimde sabote eden, ülke ve dUnya, gericiliğinin baş müttefiki cBoıgunculann» karşıdevrimci yüaleriru hiçbir maske gizliyemiyecektır. Burjuvazüıin yolu, burjuvazinin sesi, burjuvazinin kurtuluşu, burjuvazinin özgürlüğü için mücadele eden bu provokasyon kümeleri, isçi »ınjfırmzın oluşum içindeki ideolojik, politik merkezi otoritesi etraunda gelişen devTimci demokratik güçlerden yeri ve sıra MUrvet Yasar Recepoğlu'nun eşi, Gül ve Oguz Recepoğlu'nun babası, Dr. Hilmiye Seyhan'ın ağabeysi, Dündar Seyhan'm eniştesi Chrlsta Recepoğlu'nun kayınpederi, Elvan, İsmail Recepoğlu ve Kurtan Elgun'ün dedeieri, îstanbul Fınncüarından Safranbolu Yörük köylü HASAN RECEPOĞLU'nu kaybetmis bulunuyoruz. Aziz Naşı 16 Şubat 1977 günü Kuzguncuk camiinde V n lınacak öğle namazından sonra Naktaş tepe kabristanın» defnedilecegini tüm airaba, tanıdık ve dostlara duyururuz. , . . Aî LE S î • ' (Cumhuriyet 1578) T.C. BAYINDIRLIK BAKANÜĞI KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜGÜ 17. Bölge Müdürlüğünden ORTAKÖY ÎSTANBUL BOĞAZÎÇÎ KÖPRÜSO ORTAKÖ7 «a BEYLERBETt KULE AYAK SAHALARI TESİSLKRÎ 2. K1SIM tNŞAATl, 2490 sayılı kanunun 31. maddesi gereğtnce kapalı sarf usulu ile eksfltmeye çıkanlmıştır. 1 Işın keşil bedeli (11.957.192.78) TL. olup, geçici temınatı 372.465.76 TL. dır. 2 Bu işe ait dosya (Karayollan 17. Böîge Müdürlüğü Muallim Naci Cad. No: 105) Malzeme Amirliginde görülüp tetkik edllebillr. 3 Eksiltme 4.3.1977 cuma günü saat 15.ou'de Karayollan 17. Bölge Müdürlügünda toplacacak ihale komisyonunca yapüacaktır. 4 Eksıltrneye iştirak edecek taüplenn eksiltnıe çarV namesınin 5. maddesindeki şartlan yerine getirmelen g«reklidir. Bu meyanda işe iştirak için en geç 28.2.1977 pazartesi günü saat 17.00'ye kadar 17. Bölge Müdürlüğün«ı müraacatla yeterlik belgesi almalan şarttır. (MUraaeat. da 17. Bölge Müdürlüğü kayıt tarihi muteberdir. Telgrafla müraacat kabul edilmez.) Yeterlik belgesi almak için dılekçeye; a) Yapı araçlan bildirisi, b) Teknilc personel bildirisi, c) Teahhüt beyannaraesi; sermaye ve kredi imkânlannı bildiren mali durum bildirisi ve a, b, c maddelerindeki istenilen bildirilerin tevsiki, d) Bayındırlık Balouılığt'ndan almış olduklan (B) grubundan en az ısin ketil bedeli kadar İşin eksiltmesine girebileceklerini gösMrir (MÜTEAHHİDttK KARNESl) ile yer görme belgesini v» son 5 sene içersinde yapmış olduklan benz«rj inşaat işl«rini tevşik eden belgeleri eklemeleri şarttır. 5 Isteküierin ihale pünü ihale saattinden 1 saat evveline kadar 197« yıh rl2ell Ticaret Odası vesikası. yeterlık belgesi limitlı teminat mektubu veya veme alındısı ılft ihale dosyasını ihtiva eden zarfla biriikte 2490 «>nlı lcanuna göre hazırlıyacaklan kapalı zarflannı 3. maöflffle yazılı adresdeki Komisyon Bsşkanlığına makbuz mııkabümde vermeleri ilân olunur. 6 PostâdaM vaki gecikmeler lcabul edilme*. (Basm 1H70) 1571 n gelince hakettiklerl karfüığı alacaklardır. 1977'nin ilk aylannda Türkiye eğitün emekçilerinin blrieik örgütü TÖBDER, üyelerinden ve halktan aldıgı güçle, kardec demokratik kuruluslarla «grevlı toplu sözleşmeli sendika» ugraşında somutlanan ekonomik demokratik haklar mücadelesı yolunda güçlü adımlar atacaktır. >•••••••»••••»»••••• OiŞ TABiftl ORHAN TÜZÜN Meslekî incelemelerd» bulunmak üeere Londra'y» ', ', raırtır. Dostlanna ve hastalarına duyurulur. yarın cKiklıyoruz (B*UA 11538) 15S8 onların geleıegini şimdiden düşünün İçinde TÖBDER'in de bulundugu kardeş demokratik kurulus larla yapılmaaı planlanan bir dlsi demokratik mitlng ve yürttyüşler karşuında panige kapılan ege men güçler, TÖBDER'in devrimci etkinliğini frenlemek, onu toplumsal raücadeleden soyutlamak için yeni oyunlar peşindedir. Bizler onlann, yani gericl güçlerin antidemokratik, fasizan niyetlerini yalruzc» deşifre etmekle kalmıyacağiz. ögretmenlerimifin kararlı, aaiınli, disiplinli mücadelesıni gelişen toplumsal muhalefet le birleştirip, ekonomik demokratik haklar uğrundald devrtrnci demokratik mücadele bayragımı»ı ytikselterek, süreç içerisinde grevli toplu sözleşmeli sendika. hakkımızı burjuv&zlden söke söke alacagız. Ahmet tNCE TÖBDEB Genel Tönetim Kurulu Üyesf ve Trabron Rlze Gümüshane Bolge Temsilciri ••••»»»»•••••• ••»•••»•••••••••••••• (Cumhuriyet 1572)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle