19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
kemMn lçt» ve dışta bunea cVnemli, hatta «hlikeü sorunlarla karşı karsıya bulunduğu bir dönemde parlamenter ödeneklerinin artması sorunu birdenbire ortaya çıktı ve bu ıekler, hiç görmeye alışmadığımız ekspres ylama ile, 13.500 liradan hemen hemen 2 katı çıkanhverdı. Ancak, bu uygulanaaıun kamuıda yarattığı tepkı o kadar büyük" oldu kl, in partilerin başkanlan ve yönetici organlan lamentonun bu tasarrufuna karşı çıktılar. lardan kitnisi içtenlikli kimisi zoraki bir karıkış idi. Olaylann aktşını anlayan anlıyor, bibillyor. «Alem kör, herkes sersem değil» arrürkiye'de. Parti liderlerinin ve yönetim kurullannın karıkmasmdan sonra artık bu sorun yıne aynı jres hızla kesin çözüme bağlanarak çoktan ısal haberler gündeminden silinmeli değil di? Ama olmuyor bir türlü. Paranuı yüzü u Bu nedenle «artırma islemi» yıldınm hızıy«eskl duruma indirme» işlemi ise kağnı nıı yürüyor ve bu arada sparlamentonun itiı» kavramından sık sık SÖÎ ediliyor. Bir yanda, kendilenni, eski deyimle «lâ yüs'el ammâ al» yani (bütün yaptıklarından sorumsuz) saklmi parlamenterlerin Yasama Meclislerl çaaltında savurduklan küfürler gazcte sayfalala halkın gözleri önüne serüiyor. Bunlar refil mekin bümekin» (Bir makam. orada ranın tutum ve davranışlanyla şeret ve itikazanır) sözünü henüz duymamış olanlardır halde. Duymuş olsalardı, «Parlamentonun iti!»ndan dışardakilere karşı defil. içerd«*ki balyelere karşı bir özeleştiri olarak söz ederlerVaktiyle tarafımızdan yazılmış şu başlışı ve ndaki sahrlan lütfen dikkatle okumamzı riederim: OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Üyelerin Sayısı ve Ödeneği Hıfzı Veldet VELiDEDEOĞLU şacsk 530 üyelik bir Türkiye BüyUk Millet Meelisı, nüfusu az ve ulusal gelırı düsük olan bu yoksul ülke ıçın yeter de artardı bile. Anayasa Komısyonu'nun genç sözcülerinden biri ki 1961 seçıralerinde adaylığını Koyduğu halde seçilemedi komısyon çoğunluğunun varmış olduğu karan savunurken, mil!etvekillerinin sayısı sorunımun nüfusla ve ulusai geiirle ilgılı Olmadıgını. burıun ülke ihtiyaç ve gerçekleriyle iliskıli oldugunu ilerı sürdü ve Mecüs fcürsüsünden benıra düşüncelerımi çüniımeve ç3İıçtı. Ben: «Milietvekili sayısının nüfusla ve ulusal jjelirle çok ratandan iljfisi vardır. Bu nedenlr kilçük devletlerin parlamentolannda az, büyük devletlerinkinde çok ü>e vardır. tmriltere'nin nüfusu bizimkinln iki katı. millî sriiri de blrimkinin en az yüz misli olduğu halde. parlamentosunda £M iire vardır. Bizde vüz milletvekilinin eksik olması her yıl an milvon lira tasarruf sağıar ve bu rakam on senede vüz milyon lira eder ki. bnnunl» bu ülkede ne!er. neler vapılmaz. Anayasa Komisjonn'ndaki göriişmelerde dikkat ettim: Bir çok konuda ayn föriişü olan çeşitli partilerin temsilcileri, milletvekili sayısının çok olması ktvnusunda birleşiverdiler!» dev;nce. özellikle son cümleler üzerıne. Meclıste fırtına koptu. Anaya sa Kormsyonu'nun aynı sozcüsü öfke ile kürsüve gelerek: «tdeahzm kımsemn tekelmde degıldır ve Yasama Meclislerini itibardan düşörnıeye kimsenin h&kki yoktur» dedi. Gerçekte düsündü gü şey. Yasaır.a Meclislerınin ıtiban değil. partilerin itiban, daha doğnısu. çıkan» idi. Ben ise Meclislarin iîibarını yüksek tutmaya çahşıyordum. (Yeniden söz alarak şöyle konuşturn): «Efer bundan sonra mlilptTekillijti ytae WT geçim aracı olacaksa, hir nüfıız \e ikbal aracı olacaksa biraz daha ağır söyleyeceRinı bir »ervet edinme aracı olacaksa, bu ülkede demokrasinin gelecejinden kusku duymak gerekir.» Bu sözlerim de çogurJak tarafından iyi kar şılanmadı. 272 temsilciden ancak 37'si benim düşuncemi paylastı. Üzüntü ile söyleyejnm ki, M.B.K.'da 450 sayısım sp.vunanlara katıldj. Böylece biz şimdi, Senato ile blrlikte. 630 üyesi bulunan bir Parlamentoya sahip olduk. Oysa kanımca, bunun yansı kadar. fakat başlanru dikkatle ülke sorunlan üzerine eğmis. çahşkan ve seçkin üyesı bulunan bir parlamento. Türkiye mizin yasama işlerini geregı gib! srörmeK için yeterliydi. Şimdi sayın okuyuculanma soruyorum: Par lamentonur. .tibannı acaba kırr.ler düşürüyor? (Anayasa bn tasarısmı hazırlayan) îstanbul B:lim Kuruhmun knnjlmasındar.. Temsilciler N'ec Iisinin Anayasayı kabuiüne değın araiıksız olarak Anayasa çahşmalarının içinde bulunduK. Tiirki ; ye Büyuk Millet Meclisi üyelerin .n ödeneklerır.in saptanmasmda îemel iîke. bu ödeneklerin, ba remın en us* derecesindeki memur maaşı tutarını geçmemesi idi. Türlü ödenekler. makam tahsisatları vesaire as!a dü=ünü!memıs sariece belli bir oranda yolluk kabul edilmiftı. Anayasanın sözü de. öz'j de boyledır. Bunu başka türlü yonımlamak. Ansyasaya aykın olur. Ben mar.ıyorum kı 5400 liralık öneri Millet Meclisınderı geçm^yecektir. Geçerse, Senato'dan geçmeyecektsr. Oradan geçerse. Cıımhurbaşkan'.nm onaymdan geçmeyecektir. Oradan öa geççrse. sorurr.lu hükümet bunun sorumlulugunu jTiklenmeyecek, 7 ç JB am ıra mesinc» iptali yollannı arayacak »• bu mahkeme bunu mutlaks lpt&l edecekür. Ancak bütün bu işler içte ve dışta M»clislerin itibarına itıbar mı katacaktır? Bize daha fazia dış yardım nu sağlayacaktır? Ankara'da (bugün aldıklan) 2800 lira ile geçinemeyeceklerini, yasama görevlerini gereği gibi yapamayacaklarını ileri sürenler, niçin ulus hizmetinde kıtkanaat çahşmazlar? Eğer çahşamayacaklarsa ve dışarıda daha lazla kazanç umuyorlarsa, neden çekilip gıtmezler? Temsilciler Meclisinde Anayasa görüşmelerı sırasmu» sbylediklerirnı «Meclıslerin itibarıru zedeleme olarak nıteleyenlerin eli kaiem tutmuyor ır.u? Ben, 630 üyelik bir parlamentoyu Anayasaya koyan ve bu sayıyı indirmeyen Temsilciler Meclisintn ve Milli Birlik Komitesüıin Tllrk ÜIUJU karşısındaki vebâlini büyük görürken, şimdi yenı Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplantısından beri birbirtni iıleyen olaylara bakarak, böyle giderse. 27 Mayıs devrımınden sonraki bu ilk parlamentonun çok daha büyük bir vebal altında kalacagından. ülke hesabına gerçekten tasa duyuyorum. Yem yılda Tanrınm kimi polıtikarüanmtza biraz insaf, ızan ve azıcık dünya görosü ıhsan etmesini vürekten dılemekteyim!» Canavarhk Salgını & zmir AUancak Tekel Merkez Müdürl&ğü Tütün Şnbe1 ginde Sayın Şeref Coskun'dan aşağıdaki mektubu aldım: * «Sayın llhan Selçuk, Ben öıçürltikçü demokraaiye Inanmıs, herseye ra|men onun savunuculuğuna kararlı bir demolrraıl hayr»nıyun. Konu şu: Cumhuriyet jazflesinin devamiı okuyucusuyum. Gerçi her gazeteyi okurum; ama, Cumhuriyet'i okumadan yapamam. Çünkü ben gerçeği ve gerçekçiliği bu sazetede ve yaurlannda (örüyorum. Tabii bu yüzden dostumuı kadar düsman da edinmisiı. Asü düsmanı da yine fazetemia Cumhuriyet'i okuduğum için tanımış oldum. Bu, bir olaydır 8aym Selçuk. Irmir • Bayraklı'da oluruyorum. Pazar rünleri ekmek ve gazete almak için yedi yaşındaki kınmı fırına ve gazeteciye gönderiyonım. Yine bu iş için 16 ocak 197i pazar gfinfi kizımla birlikte dört yaşındaki oğlum da fınna ve gazeteciye gittiler. Dönüslerinde iki kisi çocukların yolunu keg> miş ve ellerinden gazeteyi almışlar. Sen trimin iozısm? Evinlz nerede? Bu gazeteyi kim okuyor? Baban nerede? gibi sorular sormuslar. Çocuklar da cevap rermisler. Adanüar gazeteyi yırtmışlar. AğlamaUn üzertne yedl ve dört yaşındaki çocuklanmı dövmüşler. Her iki çocuğum. bacaklarmda tekme darbeleriyle örselenmis yerler \e ağızları kan içinde r4Hyarak eve geldiler. Onların ağlayışını duyunca kapı önüne çıktım. Çok korkmuşUrdı, titriyorUrdı. Hemen lçeri aldım ve sordum. İki ağabey, dediler, hiıim önürauze geçlp gazet«yi aldılar. Seni sordular. Evimizi sordular. Bu gazeteyi baban mı okuyor dediler. Biz de söyledik. Çok kızdılar. Gazeteyi yırtıp bizi tokat ve tekmeyle dövdüler. Al bunu babana ver yakasına taksın! Takmazsa nldürürüz. Hem söyleyin bir daha bu gazeteyi okumssın. Siz de bir dahs ahnayın. Sonra hem sizi hem babanızı öldürürüz. Babacığuo ne olur bunu yakana Uk. Bir daha o gazeteyi okuma. Bir daha bizt fönderme. Çocuklar hem ağlıyor, hem de ellerlne tutuştunüan bocIrurt rozetinl bana uzatarak yalvarıyorlardı. lçim burkuldn. O anda kin ve nefretle doldum. Şkndi f> nna da gazeteciye de kendim gidiyorum. Sayın Selçuk, küçücük yamılara tokat re tekme atani»n n soysuzca davranıslan benlm demokrasiye lnancuru artırdı. Bu tür saldınlar, ÖEgürlüklerin tüm yurda, tüm dünyaya egemen olmaaını ç«bukUstırmaktan başka bir işe yaramaz. Çocuklanmm eline sokakta bozkurt rozetl veren ve bunu «baban yakasına takstn, yoka» öldürüriiı» diyenlerle değil; onlara bunu yaptıranlarU hesaplasma demokrktlk ve Tasal yoldan gerçekleseccktir. Biz onların seviyesine inmiyeceğiz. Hukuka saygıbys. Bix birgün gelende onlan arfedebiliriz. Ama yaptıklannı unutsmayız. Biz tüm Insanlan kardeş biliriz din, ırk, meıhep, zengin, yoksul demeden; insanın insanı sömürmesine, rulmetmesine, hor görmesine karsı çıkar, ezüenin yanıoda, haklının yanında yerimiri abnt. fnsanlar rüçlüdür. Göçlüler açık aynar Saym Selçuk. Bence lsi m ve adrea mahfuz değildir. Kösenizde bu yauma yer vereoeğiniz için •imdiden t«sekkürlerimi v« aaygdarunı ııınınm.» Mektuba eklenecck söz var mı bilemem? Insan hem iyiliklerin, hem kötülüklerin karnaği oUblllr. Taribte ve çağımızda en canavar yaratıktan daha can» var olduğu görülmüştür insanın... Salgın hastalık. toplumda yayılmaya görsün, sokakta küçücük yavrulan tekmeliyecek çarpık ruhlular kol gezmeye başlarlar. Bu tür akımlar, başverdiği yerde hemen bashnlmazsa, işin nereye değin gideceği belli olmaz. Çünkü canavarlığ» karjı koymak iıtemeyenlerin içinde yoğunlasan kin ve nefret de birgün patlamaya dönüşürse, iş isten geçmiş olur. Son günlerde Cumhuriyet okurlanna kartı saldın olayl»n sıklasmaya b»sl»dl. Bn telişim Türkiye'nin nereye sürüklenmek istrndiğlnin çarpıcı bir belirtisidir. Bu tür saldınlara karşı tophımun nağlıkh navunnia Kuçleri hiç valrit yitirmeden topırlanmalıdır. lzmirde tüm eörevlileri uyarırken: demokratlk kıırııluşlann, llerlci partilerln nkunımus Şerrf Co?kwn'la ilçtlenmelerini dileriz. Dayanışma. Ivedlllkle tüm yurtuşlar arasında kunılmalı ve Eeliştirilmeiidir. Devran Yine 01 Devran «Meclsslerin ıtibarı» başlıklı yukanld yan, 1962 yılının ilk yazısı idi; onbeş yüı aşBn bir sıire önce, 3 ocak 1962 de. bu sütunlarda çıktı. Kimi sözcüklerin Turfcçeleştirilmesinden baska, vırgülünde bile bir değisiklık yapmadım. Evst tam onbeş yıl geçti aradan. Parlamenter ödenekleri o tarihte de ıki katına ç.karılmak ıstenivordu. (2900'den 5400 lirayai. Nitekim çıkardılar. Bütün onaylardan da jteçtı. O zamandan berl öirkaç zam daiıa oldu «Meclislerın ıtiban» diye dıye. Şımdı de degijen birşey vok. 15 yıUıit i?ır yazı hâlâ güncel!... Ne diyel.m, ölen ogluna ağıt döken Reca:z&de gıbi «Devran yme ol devran, alem yine ol alem» demekten başka! .. Lütfen bu keı olsun düzeltinız, »ayın elendiler! Bu satırlan yazarken, geri bıraktınna yasasmın komısyondan çıktığını radyodan duydum. Ddeyelim kı genel kuruldan da çabuk çıksın:... eclislerin îtibarı «Kurucu Meclis tutanaklannda yazılı oldugu ı açıklamakta sakınca görmuyorum: TemsılciMeclisinde Anayasa tasansı tartısıürken Mil Meclisinin kaç milletvekilinden oluşması gertiği sorunu görüşülüyordu. Ben. 350 sayısı !rinde direniyor ve Temsilciler Meclisi AnayaKomisyonunun kabul ettıği 430 sayısına o koîyonda muhalif kalmış oldufum için, bu konusi düşüneemi Genel Kurulda sarunuyordum. na göre 350 milîetvekiH ve 1B0 senatörden olu asaları tilmemek... ahmi KUMAŞ «Tasayı bilmemek özür sayılmat» 41ye buyunruktadır Tttrk aa Yasasınuı 44. »ıralayıjı. Gerçekte bu yarjı jeneldir; yayalnu cezasal yasaUr özfü değildir. tüm yasalarla llfilidir. •xa. Türefinde yüzyülar boyu sürdurülen çabalar sonunda btı , ttalya'dan alınan yasanın bütünlüğü içerisinde korunmuşr bu bağlıyıcı anlayu). Bir yısa kur&lını bilmemek demck, o yasa loıralının oldunu bilmemek ya da oldu£unu eksik ve yanlıs bilmek defktir. Nesnel olarak varolan yasa knralı. ÖEnel olarak vok mektir bu. Tasayı bilmemek gerek sorusturma, gereKM rjılama ıırasmda örür olarak İleri sürülemez. Bir başka yakjun biçlmiyle, yasaları uygulamada yasaları bilmcyi koşul ak yasalan oyfulanamaz duruma eetirmek olur, diyebilinir. Böjrleslne evrensel bir cesa knralının ö|rettde hangi görüv re dayandjğını değerli hukukçumuz Prof. Faruk Erem'ln irk Ceza Hukuku (CUt: I, 8. Baskı. S: 103 • 106) adlı yapıtinın öğrenebiliriz. Buna göre kısaca durum çöyledlr: (1) Yasa yayımlandıktan sonra, kural olarak, herkeain yaiyi bildiği varsaytlır. Bu raraayimın sonucu olarak da, yasayı Imemek sorusturma ra da jargilama afamalanııda özür olaık ileri sUrülemez. (2) Tasakoyucu yasalan herkesin bilcmiyecrtini gözöntt• alarak, yasalan nygulama zonmluju nedenlyle bu ttkeyi bemsemiştir. (3) Yasalan öfrenmek ödevdir; bu ödevi yerine jetirme•nler, bilgisizliklerinin sonucuna katlanmak zoruüdadırlar. Tiiık Cexa Yasaanın 44. sıralayışınd» vurjulanan yukarıda lı Rcçcn ilke. ister «herkesin yasayi blldifi varsajnmına», Isr «yasalan uygulama zorunluiuna», isterse de «yasalan öğrenle ödeu» gönisüne dayansın; sonuçta hepsi bir yerde kesişe?ktir bu anlayışların. Bu krsişme yeri, yasalann anlasılabilir Iraasıdır. Gerçekte tüm ceı* sorumluluğu olan kisilerin yasaın tüm olarak anlama olanaji yoktur. Fakat herkese de gereklesebileceği oranda yasalan özümleme olanağı tanınmalıdır. ianl bir ötretmen, ögrencilerine anlattıği öğrencede (dente) e en yüksek düıeyde olanlan ölcu alır, ne de en alt dnaeyde lanlan; ortalarna bir düzeye göre öğrenceslni izlene; yaaalara en azından herkesin anlayabilece|i blçimde olmasa bile, or•lama bir kisinin anlayabileceçi söz ve özle donanmış olmaıdır. Bu kurali Türklye'mn somut koşullanna bakarak çözümleellm: Çörümleme sonunda, yine, «yasayı bilmemek ötür M71V nat» demek şerinde olur mu? Ya da hakka uycun düser mi? iorularına da bir ölçüde yanıt butacagu Varsayalım ki, Türkiye'de herkes okur • yazar. lıterıenis laha ileri (ideUm, herkes yüksek öğrenimll diyelira. Bu kisi er jürüılükteki on bin dolayında bulunan yasalan bilemezler. iiınu bırakalırn, acaba tenıel yasa durumundaki ceza yasaamı v.lebilirler mi? Ba yasayı okuyup anlayabilirler mi? Tesevrıis karişıklık), gavTimelbuz (beklenmez), havas (duyumlar), ga•et (düsman toprağına yafma İçin saldın»), munderiç (yer alnıs), anzi (sonrarian çıkan, {eçlci) £İbi sözcüklerle donanmış rürk Ceza Yasası nı ve öbür yasalan nasıl anlayıp bilecekler? Burada yeri gelmişken »unu hemen belirtmedc yarar «ar«ır: Devrimci bir dönemde çıkanlan yasalar dahi süre teçince Dkıınup anUşılamaz ve daha doğnısu bilinemez duruma gtüyorlar. Tutucu Menderes döneminde çıkanlan Ticaret Yasası1nı (195«) daha iyi okuyup bilebiliyor aa. Türk Ceza Yasası'nı ve öbür devrimci dönemde çtkarılan yasalan aniayamıyoruz. Egemen güçlerce suçlanan Anayasamızı da hukukçu algısı ile olmasa da yine hcrkes rahatlıkla okuyup anlayabiliyor. Kısacası. bir kişi eyleminden ötürü yargılanıyor ama, o kişi kendisine uygulanmak istenen yasa sıralayışuıı (maddeslni) ya okuyamıyor ya da okusa büe anlayamıyor. İçte bu kişi için de yasayı bilmemek özür sayılmıyor. Bayağı suçlarda, yasayı bllmemcyi özür saymama doğru; ama, öyle suçlar var ki bunlan kisi hilse daha doğnısu yasası bilinse bu snçlar islenaıeyecektir. Sorutıa neresinden yaklasılırsa yaklaşılsuı, bu kuralın yol açtıgı haksızhk ışıldıyor. Kural tümüyle doğru obnadıfına ghre, elden geldiğince yasalan anlaşılır bir dille yazmak, yapılni3Si serehen ilk iş olarak karşunııa çıkıyor. Anayasa"nm 3. matldesinin 2. bölümü «resmi dil Türkçedir» diye buyurdufuna çöre vasalan anlaşılır bir durumik getirmek hem Anayasaya en azından SÖÎ yönüyle uyşrunluğun bir gereği olacak, hem de vukarıda anılan Türk Ceza Yasasının 44. sıralayışının koyduğu anlavışın tutarlı bir içerik kazanmasının gereği olacak. Ayrıca övle somut durumlar da olabilir ki, bu dnrumlarda bu kural işletilmemeli. Bunlar neler olabilir? Bu da yasakoyucıınun hilime uygun anlayısına göre düzenlenir. Amaç bu alaada *öz söylemekten çok, yasalann anlaşılabilir olması yönundeki genel gereksinimi dile getirmektir. Enerjide Uluslararası Kurumlaşmalar a4d»s üretim teknolojisinın ulaştıgı boyutlarda enerji, önemi tartışılmaı bir ögedir. Gelişme sürecindeki ülkelerin gelismls ülkelere yetişebilmelerı için, onlardan daha hızlı ekonomik btiyümeye ve bu amaçla ürc timlerini arttırmalanna g?rek virdır. Söz konusu yetişme olası olmayarak, kuramsal bir düşünle ele alınsa bile; gelişme süre cındekı ülkelerin enerji tüke1"!mındeıii artış hızmın yüksek ol ması gerekir. Kullandıklan endüstrıyel teknolojinin etkenlık derecesinin düşüklügü de bunu gerektirir. Ancak, gerçekleşme ve olgular söz konusu kurala uymamaktadır. çünkü. dünjada gehsmis ülkeler yaranna işletilmek istenen bir düzen vardır. Ve ülkemizde de bozuk düzen e nerji ekonomisinin egemen olduduğu, plansız ve çıkarcılar yararına yönlendirilmiş ama, yetersalifi kuskusuz bir enerjı sektörü vardır. Ç Dr. Mustafa Özcan YÜKSEK billr. Ancak, Baü veya Dogu bîokunun etki alanına firmiş olanlan da vardır. ÜLTANIR MÜHENDIS EKONOMİST nun için Ekonomik tsbirliği ve Kalkmma örgütü (OECDVyt a raç olarak kullanmıştır. Ortakpazar (AET) ülkelerınin çogunu da ıçerecek şekılde. gehşmış ül keler enerji birliğinı oluşturmuş ftır. Ajansta kararlan etkıleyecek agırlıkiı oyların çoğunu da kendi elıne almıştır. Amerıka' nın dışmda örgütün öteki fcurucu üyelerı Almanya Avusturya, Belçika, Danimarka, Hollanda, Ingütere. Irlanda, İspanya, îsveç, İsvıçre, îtalya, Japonya, Kanada. Lüksemburg ve gelısmesv ni tamamlayamamış Türkiye' dır. AET. uye ülkelerde alınacak ortak önlemler ve enerji ışleri nin ortak kurallara göre yurütülmesiyle. enerjide birlik oluş turmayı amaçlan'aştır. Kaynakla rın ortaklaşa değerlendirilmesı ilkesi de benimsenmistir. Ajansın geri kalmış ve doğal kaynaklan değerlendirilmemış üyesi Türkiye, yıllarca başka ülkelerin doğal kaynaklannı sömürere'< gelişmesıni tamamlamış olanlarla, onlara yarar saglayacak koşullarda isbirliğine gırmektedir. Ömrü iki yıh aşan Ajans, Tlırkıye'nin ulusal enerji işlerıne yabancı karışımı geürdığı gıbi, enerji dış politikasında da çîkmazlar olusturmaktadır. Cephe yonetıminin elinde gızli kapak h yürütülen ilişkiler, kaygı verici bir gelismeâir de. Petrol vp çeşitlı enerji türleri •iSl<Lz. OLUŞTUIUIİM ENEIİİ ÖRGÜUER; KAYNAK KONUSU Dünyanın bilinen «nerjl kaynakları ıki ana grupt» toplariabılir. Gruplardan birini, tükenmez v* yeniltnen doğal kaynaklar olusturmaktadır. Su gücü ve guneş eneriisi gıbi. Oteki jrup ise sınırlı rezenâ bulunan, çogun lukla yeraltı zengirüiklerıdir. Pet rol, kömür, doğal gaz gibi, dün ya, enerıı bütçesinde büyülc pay tutan kajTiaklar. ikinci grup ıçe risindedırler. Gelecek için umut lar bağlanan petrollü kumlar bıtümlU şUtler, asfaltitler ve rad yoakttf minerallere bağlı oldugun dan nükleer enerji de. ikmri grupta yer almaktadır. Geçmişte olduğu gıbi. önümüzdeki 2000 yılına kadar uzanan süreç içerisinde de petrol, kömür, dogal gaz gi bi aınırlı reıervi olan kaynaJilann basat olacakları oranlanmaktadır. Gelişrais ülkeler, bugünicil ekonomik düzeylerine ulaşabilmek için, bu sınırlı kaynaklardan büjrük ölçüde yararlanmışlar dır ve yararlanmalarını, öteki ül kelerin paylarına da el atarak sürdurmektedirler. Özellikle emperyalist • kapitalist ülkelerin, teknolojik çarklanm aksajcsızca döndürebümek için, başka ülkelerin kaynaklarına, askeri yollardan veya ekonomik ve politık çıkarcl örtülü ilişkilerle el attıklan gorülmek'edir. Enerji dunyasırun Ü'K uluslar arası örgütu. yukandaki sıralamaya göre ikinci grup ülkeler arasında oluşturulmuştur. Petrol satan ulkeler örgütü olarak OPEC'ı kurmuşlardır. Bu örgüte bağlı ülkeler AbuDabi. Cezayir, Ekvator. Endonezj'a, Irak. îran Katar, Kuveyt, Libya, Nijerj'a, Suudi Arabistan ve Venezuela'dır. Elierindekı petrolü ekono mik koî olarak lcullamp, dünyada etkili olabilmişler; gelişme sürecindekı ülkelerin örgütlenerek çıkarlarını koruyabileceklerini kamtlamışlardır. İlk petrol fiyatları artışından, uzun cionernd» kendisi için leknolo.uk ve ekonflmik yararlar goren Amerika, beklenmedik yeni gelismelerden çekindijinden. son petrol ı c n m ı olayında Suud! Arabıs tan'ı ve Birleşik Arap Emirliklerini kullanarak, OPEC'i par çalamaj'a kalkısrmştır. OPEC't» bsşlatılan iç tartışmanın nereye Sİdeceğini belki 1977 yılı da gös terebihr. Erverji dünyasının ikinci örgütü, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA> olmuştur. Amerika. yapay petrol bunaümından yararlanarak, enerji alanında kendi çıkarma bir siyasi eylem birliğı oluşrurmasını bilmişnr B'i ithali yarunda. endüstriyel ürünler de ithal eden gelişme sürecindeki ülkeler, toparlanıp da aralannda bir örgüt olusturamamışlardır. Bazı ülkeleri içeren kuzey güney konferanslarıyla sağlanan diyaloglar, çeşitli uluslararası toplantılar, böyle bir ör gütlenmeye gidilmesinı engellemıştir de. Kaldı ki, örgiıt düşun cesı de yeterli boyutlarda oluşturulmamıştır. Petrol ithal zorunluluğu b'olunar. gelıjme sürecindeki ülkeler, kendi ellenndekı endüstriyel hammaddelerı ekonomik koz olarak kullanıp, dunyada etkili bir enerji ve hamroadde birlıği olustunıbilirler. Az gelişmış veya gelişme surecmdeki ülkelerden, ekonomi'K olanakları birbırım tamamlayabılecek duramda olanların, aralannda ekonomık işbirliğine gıderek güçlü uluslararası örgütler oluşturmalan, dünya banşının güvencesı açısından da önemlidır. Gelış. miş b*ğjantısız ülkelerce de des teklenecek böyle bir brgöt, ener ji dünyasında kaynaklann adaletli dağüımını sağlayabilir. Gelışmıs ülkelerle ve petrol satan gelişme sürecindeki ülkelerle pazarhk olanaklanm da güçler.dırir. TUrkiye'nın de kendisine sdmürü getirme olasüığı yuksek olan, aynca yalnız kaldıgı ge lişmiş ülkeler yanındaki örgütler den çıkıp, ekoromık koşullan kendine benzer ülkelenn yanın da yer alması gerçekçılik olur. Boyle bir tutum üçüncü dünya ülkelerıyle ilişkilerın guçlenme sini. dı? politikada da kosullan kurrıılmayı sağlar. X • • • T.M.M.O.B. Gemi Mühendisleri Odası • Genel Kurul Toplantısı Odamızın XXIII. Olağan Genel Kurul Toplantuı 27 Şubat 19T7 Pazar günü l*t»nb\ıl Barosu Koulerans Salonunda yaptlacaktır. Saat 10.00 da baslayacak olan toplantıya tüm üy«lerimij!in katılmalan rıca olunur. YÖNKTİM KURULU 0 '••»•••»••»»•••••••»•••••••••»»••••< •••• (Cumhuriyet 1457 GENEL KURUL DUYURUSU T.M.M.O.B. Klektrtk Mühendisleri Odası M. Olağan Genel Kurulu Türitlş toplantı salonunda (Bayındır Sokak 10 Kızılay) 26 Şubat 1377 r>in\i saat 14.3""da top'.anac»lj ve 27 Şubat 1977 günü de çalısmalannı sürdürecekt.r. Merkez genel kurul delegesi ol&n üyelerımizin fcrclık kartları Ue katılmtlannj rlca ederiz. T.M.M.O.B. ELEKTRİK MÜHENDtSLERİ ODASI YÖNETÎM Kl'RlLL' (Cumnur.vet 1438 EHERJi DUNYASIHOft İYRIMUR Enerji dünyasına genel olarak baJoldıgında, ülkeler üç gruba ay nlabilir. Birincl gnıbu gelişmış ülkeler oluşturmaktadıı. Bunlar petrol gibi bazı enerji kaynaklarmı ithal etseler de, güvencell dış gelir saglayacak, en dilstriyel ihraçlan vardır. Kaldı ki bazılarının, kullanılabilir ikin cil enerji ihraç ettikleri bile gö rülmektedir. îkincl grubu, geliş me sürecinde olmasına karsın önemll dış gelirleri olan, petrol satan ülkeler olusturmaktadır. Endüstriyel ürün ithali üe kaltam» yatınmîan için gerekli fon veya sermayeyi, kendi pet rol gelirlerinden sağlayabilmektedirler. 1974'de bir yıl öncesine göre petrol fıyatlan % 400 arttıktan sonr«, gelismislilc sııurına daha hızla yaklaşır olmuşlar dır. Gelişme sürecinde *mı, pet rol ve endüstriyel ürün ithal zorunlulufuyla karşı karşıya bu lunan ülkeler de, üçüncü grubu oluşturmaktadırlar. Kaltanma ya tııımlan için de dış kredilere gereksinme duymaktadırlar. Türkiye de bu grup içerisindedir. Bu gTup ülkelerin dış gelir sağ layan ihracatian genellikle yetersiz olup, ödemeler dengeleri kıitiktir. Söylenen olumsuz yan lara karsın. bu ülkelerin elinde önemli endüstriyel hammadde yataklan vardır. Ömeğin, dünyanın ünlü boraks yataklanmn Türkiye'de olduğu gibi. Üçüncü grup ıçerisinde bloksu* ülkelerin çoğunlutcta olduğu söylene DUYURU onktrın gelecegiiii $imdiden dü$ünün fBasm: 11528) 1482 T.M.M.O.B. Insaat Muhendislerı Odası ;s. Genel Kunıl toplantısı, aşağıda belirnlen gür.riem dp.hılinde 27<& ^u bat 1977 günlerı Ankara'da Ma;<ine Muhend.sierı Odas: (Selânik Caddesı No. 7gı toplantı salonunda ?a,T lıtrnrria baş lamak üzere yap\!acaktır. 23. Genel Kurul, 2. olagar.ustu genei kurulaa yapılan yönetmelık değişikliğı geregır.ce, delegasyon yör.:eraıne göre toplanacaktır. Genel Kurula, yönetmelıklenmizin öngordüf.i biçımde seçilen ve kendilerine oda merkezince iadelı taahhütlü pos ta tebligatı ile çagrı yapılan delegeler ile ydnetmeligimzde belirtilen doğal üyeler katılacaktır. T.M.M.O.B. t.NŞAAT MCHENDIaLEKİ ODASI MERKEZ VÖNETtM KL'RfLU G Ü N D E M: a Açılı» b Genel kuru! çalışmalan c Adayların gösterilmesi ve seçimler d Seçim sonuçlarının açıklanması ve dilekler. (B;l Re'îlam: 13) 14ÎÎ9 İlenadevrimci miizik alanında bir adım Teknisyen Alınacaktır îşyen Ümraniye'de bulunan PTT Elektronilc Haberlesme Ciîıazlan Lâboratuar ve Fabrika Müdürlüğünde bos ve boşa.acak Teknisyen kadrosuna 28.2.1977 pazartesl ?ünü saat ü9.(K)'da yapılacak smavla erkek eleman alınacakur. Isteklüerin, 1 Sanat Bnstitüsü, Teknik Us%, Endüstri Meslek Usesi veya reknisyen Lisesi: Elektronilc, Elektrik Te«viye bölümü rnezunu. 2 Sınav tarihınde 18 yafinı doldurmus. 80 yaa'ndan gün almamış olmalan, 3 Vardıyalı çalısmavı kabul etmeleri gerekmektedır. Müracaatlar. 25.2.1977 cuma günü saat 17.00'ye tadar dilekçe, nüfus cüzdam, diploma ve 2 adet fotografla Umran:ye Şile yolu üz?rindpki Mudürlüfümüz Persone! Servisuıe şahsen vapılacaktır. Fazla bılgi 38 12 12/20 No. lu telefondan alınabıhr. Bir düıı> a jcin1 \ • AĞIT (Yeni Dünya Koronj) l DİCLEFIRAT (O.TelliGuzin i l * taha) KADINLAFtlMIZ (Nozım HikmetH.Deniı) ' ALDiRMA GÖNÜL( Sobohattin AliK.GJneyî İNCE MEMET (Düi Bu9ün YorınA.özd«mirojlu) • HAKlKATİ BİLEN GELSİN(Fir SultonS.GjrbUz) »•••••••••••••••••••• FRANSIZCA X • X • • X Strasbourg OnlversıtMi • merumj bayan ögretmen ta X ralmtUa K*dıköy nkastnda « oturan ögrencilere Fransusc» • flers vertllr. X • GÜNEŞİ İÇENLERİN TÜRKÜSÜ {Nozım Hikm«f Yeni Dünyo Korotu) • BU MEMLEKET BİZİM (N.HitmetYeni Rt»nyoî • BİZİM BİZİM (Aıılc İhsaniislcender DoSan) • KEREM GİBİ INanm Hikm«tKer»m Gi)n»y) ( Knsetl.rimiı orjinol studyo ~^ • BİR GÜN GclECEK (AnonimEsmtroy) kaydı olup,bze! etiketti ve I • ADİLOS BEBE(Afvn«t ArifSadık Gürbuı) ^ «OzUrî içeren brotur eklîdir. J • ANNEM BENİ YETİŞTİRDİ (Sadık GürbOz) G«r*[ doğıt!m v« yoz.ima: YENİ DÜNYA PK.91 Sirk«ciistonbul isfanbul doğılım:TAN oogıhm Coğe'ağlu Ankaro doğıtım.OOĞU Kitapevî Zafar ;or}iM b Milli Sanat ve Edebiyatın sesi ? Z Venı Sayısı Çıktı Kıtarcılarda ve Bayilerde arayınız Abonc olunuı. örnek Sayı ısfevmız. VılItU Abone^ 60 TL. ö^retm«n v« Oğrencılcre: 50T.L. ( P. K. 2lst.\
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle