15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Ankara... Ankara... Ankara... Ankara... Ankara... Ankara... Ankara... Ankara... Ankara... Ankara... Ankara... Ankara... Anka... MSP'nin tarihe ışık tutan açıklaması Uluslararası gizli göruşmeîer. bu temaslarla ılgıli hükü me: çahşmalan ve bakanlar Kurulu kararlan zaman gelir BÇiğa çıki.1.. Ama bunun için uzun yıllar gerekir. Zaman za nan Sovyetl?r Birliği'nin ya dt< Ingiltere ran 20 yıl da 40 yıl önceki arşivleri açıkladık )Ü, ' duyuldugtında bir heyecaT yayılır. Eir çok olayın ic > uzü geç de olsa bu belge \e arşivlerrien anîaşıhr. Ancak bi/ıtr cephe doneminın perde arkasını tam ola rak öğrenmek için tarihçiler ve siyasetçi'er oyle uzun za man beklemek gereğ;ni duymyacaklar. Koalisyon ortaklarının itişmeleri. tarihçüer açısmdan çok verimli sonuçlar veriyor Bakanm birisi çıkıvor ve filp.nca konudaki ulus 'ararası göruşmelcrin ic yuzu nu açıkiayıveriyor... Ya da cok gızli bakanlar kurulu gö ruşmesini... Son örnegi MSP'li Çahşma Bakanı Fehmi Cumalıoğlu \erdi: L'luslararası Para Fonu ile yapılau görüşmeleri ve bu gö rüşmelerde şart koşulan d?ve:u:îsyonun MSP'nin itirazı kar ^ısında nasıl bir formülle ger Lckleştinldıgini açıkladı. Cumalıoglu'na kulak vereüm. * Paramız değerinin dü şurülmesi IMF'nin bir şartıdır. Biz buna karşı çıkmamı /a rağmen Maliye Bakanlığı bu işi yapıyor. IMF'nin şartlan Bakanlar Kurulu'nda gö mşülürken para değerinin dü surülmesine karşı çıktık. An cak Dışışleri Bakanı Çağlayangil kur ayarlaması ile pa ra degerimizin duşurülebileceginı. bu yetkinin Maliye Ba kanlıgma verildıgıni, bu yolla para degerimızin duşürul mesi halinde hiç kimsenin hü kümeti develüasyon yaptı di ye suçlıyamayacagını soylemışnr.Demok ki develuasyonu «kur ayarlaması» adıyla ve hükümet karan olmaksızın Kerçeklestirmenın «mucit»ı Çağlayangil... Kendisini kutlamak gerekir. Ama MSP'yi de kutlamayı unutmamak gerek... Cephe bakanlarından tarihe ışık tutacak yeni açık lamaları heyecanla bekleniyor... Politika ve ötesi BİRAZ CİDDİYET ^Iehmed KEMAL CÜMALICĞIU: «PARAMIZfU DEGERİNİN Dü^JRÜLMESI IMF'NİN BİR JARTIDIR. BİZ BÜNA KARJI ÇIKMAMIZA MUHTAÇ OLDUGUN KUDRET, DAMARIARINDAKİ ASIl KANDA MEVCUTTUR. RAĞMEN MALÎYE BAKANLlGl BU İ$İ YAPIYOR.» Devlet Planlama Teşküatında 4. planın hazırlanması ve 1978 programı, geçmiş yıllar üzerinde tartışmalcra yolaçarken uzmanlar da miışteşara bir dızi mektup gönderirler. Plan ve program kcmusundaki göruşlerini büdirirler. Plan ve program hazırhkları sanuçlandıktan sonra, bu kez de müs teşar vekili Mustafa Ernam mektup 1ar yazmaya başladı. Bu «cevcbı» mektuplarda müşavirlık kadrolarına atanan yöneticilere yeni gorevltr veriliyor. Gorevlerin baştnda da • Cumhuriyetin kurulmasından bu yana iktisadi ve içtimai durum geliyordu. 12 aralık günü araşîırmalar 1amamlanacak. Müşavirler, Ernam'm kendılerini bir hafta içinde 54 yıllık Cumhuriyet Tarihini ınceleyecek kadar yetenekli bulmasmdan kıvanç duyuyorlar Mektup yazma sırası müsteşara gelince.. Aritmetik değişi.kliği önce odalarda basladj Millet Meclismın karakaşlı, kara gozlü yeni başkanı. hollan sıvayıp ışe hayli hararetli bir biçimde başladı... ve ilk olarak Meclisin şeklinışemalini değıştirme yoluna gitti. Şimdi, bütun siyasal partüerin Crup odalarının. salonlarmın yerleri değiş tıriliyor, buralara bir takım 'ek'ler yapıhyor. Yerel seçimler için yurdun dört bir yanına dagılan parlamenter ler. başkente dönüşlerinde, grup oda larını yerinde bulamayıp şaşkma donecekler. Orneğin, bir CHP'H kendi grup salonu diye bildiği yere ginnce bir de balmcak ki. içeride MHFhler oturuyor... Keza, bir MHP'li, •bızim grup odası diye kapıyı açtıtıgında, içeride MSP'lilerle karşılasacak. Mamafih bunun fazla bir zararı da olmaz... Çunkü nasılsa, yakında parlcmento aritmetiğinde de hızlı değişiklikler bekleniyor enim de uyesi olduğum TYS (Türklye Yazarlar Sendikası) yöneticilerl icin «Nözım Hikmet Gecesl» duzenlediler diye sorusturma açılmış. Gazetede okudum, yonetim kurulu üyesl ve İstanbul Barosu Başkanı aziz dostum Av. Orhan Apaydın savcılığa gidip ifade vermiş. Gunahı: «Tvrk Ceza Konunu karşısında suc işlemiş ölu bir insanı ovrr.ekamiş... Ceza yasosında demek böyle bir madde varmış... Benim bildiğim bir ıMedhuıstınsan* vardı, belki de odur B Nâzım Hikmet ulkemizin yetiştlrdlğl en büyuk sairlerden biridir. Dunyanın büyuk ansiklopedıleri cağdaş üniü Türk olarak b!r Atatürk'u, bir de Nâzım Hlkmet'ı alırlar Hangi Başbakanımız vardır ki böyle bir ansiklopec'iye girebiimlştir? Sorarım size Refik Saydam mı, Rscep Peker mi, Şemsettin Gunaltay mı? CHP iktidorından sonra gelenlerden Adnan Menderes mi, Ürgüplu mü, Demirel mi, Nihat Erim mi? Hiç biri degil... He!e aradan biraz zaman gecsln, her sey toza dumana bürünsün adlarını anımsayan bile çıkmaz. Haklarında en cok yazı yazılan, kltap cıkarılan iki Türk buyuğunden blrl Atatürk. biri Nâzım Hlkmeftir. Böyle bir övuncümuzü nasıl tanımlıyoruz? «Türk Ceza Kanunu karşısında suc İşlemiş olü bir insan»... Ceza Yasasında boyle bir madde bularak buyük şairimizl karalamaya kclkışanlar icin ilerde ne diyeceklerdir? Hadi ben söylemeyeyim, duş gücüne tjöre herkes düşlesin!... Gecende bana bir kitap getlrdiler. İtalyodo basılmış... Şöyle böyle bir baskı da değil, cok özen gosterilmiş, <ev(âdiyetık» dedikleri türden... Kitaplığımın en «mutena» yerine yeıieştlrdim. Yakınlarda ölen değerll bir edebivat öğretmenl hanımefendinin kitaplığından olıp getirdiler. Sanatsever cocuğu bana bu kltabı verirken ustüne, «Bir ananın yadigârı» diye yazmıslar. Bu kitap İtaiyonların bir sayfası Turkce, bir soyfası İtalyanca bastıkiarı bir yapıt. Bu şair kim bfliyor musunuz? Nâzım Hikmet!. Daha birkac ay gecmedl, dunyanın her yanında Nâzım Hikmet'i anmak icin toplantılar düzenlendi. En ünlü yazarlar, sanatcılar, şairler konuşmolar yaptılar. Acaba oralorda da «Türk Ceza Kanunu karşısında suc Islemis ölü bir insanı» anmoktan ötürü kovuşturma acıldı mı? Ülkemiz yeniden tuhaflaşmaya yuz tuttu. Yeniden bazı isgüzarlar harekete gectiler. Yeniden ülkemizi cehenneme cevirmek Isteyenler var. Bunlar bu cesaret ve cüreti nereden alıyorlar? Eğer pek güvendiklerf MC topluluğundan alıyorlarsa, onun suyu coktan ısındı... Tepede duruyor oibi görünse de gözlerl aşağılardadır, toprağa batayor. MC'nln kendi lclnde kendisl sanık'or topîuluğudur. Bcksanıza biz değil, kendileri birblrlerinl nasıl sucluyorlar, nosı! karalıyorbr? Ortaklardan birine göre, sBu devlet batmıştır». Birine göre «Müstemleke ekonomisi üe yönetllmekte»dlr. Böylesine blrblrlerlnl sanık sandalyasma oturtanlar gördünüz mü? Biz' hertüz sonık demlyoruz, onlor blrbirlerlnl sanık llân ediyorlar. Bir de Mehmet All Aybar İcin yapılan bir Işlem var. Konusmasında komünizm propagandası yapmış. Bunu da zlrzop bir yönetlcl belll makamlara Ihbar etmiş. Yapmiş, yapmamış bu zirzop yöneticiye ne oluyor? Yapmışsa konuşmadan sonro savcı kovuşturmaya gecer, o da hesabını verir. Tuhoflıklar ülkeslnde kendinl savcı ve yargıç yerine koyanlar cıkar... Beyler, cok kişinin eline yüzüne bulaştırdığı demokraslyi canımızı dlslmlze takarak yenlaen kurmayo calışıyoruz. Bu yolculukta densizüğin gereğl yoktur. Dünya İMF'sl ile, AET'si İle, NATO'su, CENTO'su ile sizlere guler oldu. Bir de içerde kendinize güldürmeyinizl Askerlikte komut verlr gibl yellm: söyle FRANSA'DAKİ AV PARTİSÎNDE AVA GİDEN AVLANDI MI? Türkiye'nin Kenya Elçisi de. musteşarı da usta avcı olnrak tanınıyor. Büyükelçı Ozer Tevs, Köln konsolosuyken Tuıkiye'ye gelir. yaban keçılen avlardı. Sonra çönuli.'i o trak Tebrize gitti. daha rai?al avlanatilmek için. Di.sişlennin bir b»$ka avciM da Burak'dır. Afganistan'dayken. Haydarabad nizamıy la bırhkte. kaplan avma gıder dı Hındistan'a. Şimdi de Ken ya'da tehlikeli safariler yapı yor bujuk eiçiyls hırU.ao. Avcı tiçi ve müsteşar. Zebra lar. K.a"aca^ar avlarken birbınylo yans ediyor, öteki dıp lorratlan da yaya bırakıyorlarmış... Kenya'yı tum dıplo matlar güzel bir post olarak duşunmez ama avcılar için ıdeal bir ülke olsa gerek. Bir başka avcı diplomatımız da Paris büyukelçimız Orhan Eralp. Ama Orhan Er alp'm avcılığı sonradan. Yu goslavya da bulunduğu yıllar da Mftreşal Tito'ntm bir atv pnrtıs ne çağnldığı zaman tuıck ku'.lanmayı bile bi'.miyor muş. b;> arkadaşından acele ozreneıek partiye katılmış. Simdi de Parisde Valery Giscard d'Estaıng'in av partilerine katılıyor. Geçenlerde birkaç büyükelçi ve Eralp Fransız Cumhurbaşkanıyla birlikte avlanmışlar. sonra da güzel bir av yemeği yemişler. Yemek söyleşilerinde Kanadadaki Fransızların durumua dan dart yannuş Fran»ız U>:.ı hurbaşkanı. Hazır cevap tanınan Orhan Eralp da Kıbns scrununu betırmış raasarun ortasına: Sizi çok iyi inhvonjm ekselans. demiş. Fransa ile Kanada, arasmda okyanusiaı var, yınc de orada olup bıtenlere Bir de bizi düşününuz. Kıbrıs adası Anadolunun b'r parçası kadar yakm. oradaki Türklerin başına geîenlere seyirci kalmak kolay mı? K'bns konusunda da. TürK Yunan ilişkiıeri konusuud<» da Fransız Dışişlerine b.le le's düşec?k kadar Yunanlıl&n tutan Giscard d'Estainç bu sözlere ne yamt bulabü mıs dersiniz, av sofrasıınn söyleşisüıde konuyu değiştiraıetle yetinmiş o kadar... Ne demeli. ava giden avlanır dee;l mi? İki CHP'Iİ ilginç bir önerge hazırlığı içinde.. 1978 yılı bütçesinin bir tasarruf bütçesi olacağıbelh oldu. Cephe bakanhklan devlet gelirlerini en ust duzeye çıkarmak, giderlerini. harcamalarım en alt duzeye indirmek amacındadırlar. Ana muhalefet partisi olarak CHP'nin de cephe'nın bu hedefini gerçekleştirmeye yardımcı olması ulusül bir görev. Bu nedenle CHP Ankara milletvekilleri Erol Saraçoglu ve Ismet Çanakçı bir onerge hazırlıyorla'. Milletvekilleri Maliye Bakanlığı bütçesine 240 milyon lira eh ödenek konulmasını istiyorlar. Önerge sahipleri bu ödeneğin her ay başı 10"ar milyonluk çekler halinde gelirler genel müdurlügu eliyle Hacı Ali Demirel ile Yahya Demırel'e venlmesini istiyorlar. Çanahçı ve Saraçoğlu çeklerin sahiplerine 'Türkiye sınırları içinde hiç bir devlet kuruluşu ile iş yapmama koşulu ile verilmesini istiyorlar. Ankara Milletvekilleri Hacı bey'e ve Yahya'ya yıl da 240 milyon lira ödenmesiyle ülke ekonomisinin çok daha büyuk zararlardan kurtarılmış olacağı göruşündeler. Asiltürk'ün insafsız sözleri meraklıların dikkatinden kaçmıyor Italyan uçağını mı yapacagız yoksa Ingiliz uçağını mı bagnmıza basacağız diye pat layan fırtma jüzünden uçak anlaşmasının imzalanması ge ri kaldı. Ama Sanayi Bakanımız ka rarlt görünüyor ve kesin ko nuşuyor: «Turk yapımı ilk uçak 1979 yılı Cumhuriyet Bayrammda Türk semalarınd? uçacaktır» diyor. Sanayi Bakanımız Karadeniz gezisinde bu müjdeyi sık sık tekrarladı. Asiltürk'ün sözlerini dinleyen havacılığa meraklı bir yurttaşuruz gazete burolarını anyarak bir açıklama yap tl: Sanayi Bakanımız insaf etsin» diyor bu yurttaşımız, •Türk yapımı uçaklar yıllardır semalarımızda uçuyor. Turk Kuşu'nda model uçak yapımı faaliyetlerini Sanayi Bakanımız bilmiyor herhalde 3fca:m oğlum da Türk Kuşu'nun faaliyetlerine katıhy ordu.. Pir kr.ç tane uçak yap 1ı ve uçurctu.. Isterse Sanayi Bakanına da bu uçaklardan h^diye ed^b''."nz. Boş zaman lannda ucurup sözünu daha erken yerine getirmiş olur..» CHP Grup Başkan vekilleri ve oda sorunu.. CHPnin Millet Meclisi Crup Başkanvekilleri odalarından şikayetçi. şimdi kendilerine ayrılan yanyana iki küçuk oda, onlara yetmiyor... Bir de bu odalar, CHP grup koridorunda, CHVUlere ait odalar ilk iki sırasmda yer aldığından, yolgeçen hani' gibi oluyor muş... CHP Crup Başkanvekillerinden biri şöyle yahındu Mesela, telefonda çok önemli bir göıüşme vapıyorsun... Diyelim ki. saym Cenel Başkanla konuşuyorsun. Birden bire kapı açıhveriyor... Heyecanla bir yurttaş (Baba yok mu, baba) diye soruyor... Şaşınyorsun, telefonun ahizesini elinle tıkayıp vatandaşa söz yetiştiriyorsun... (Anlamadım. ne babası) diyorsun (ne babası oia cak... Ecevit. Ecevit) diye seni azarlıyor. (Beni baba ile gömştür. Söyle bir yüzünü görüp gideceğim) ge çenlerde kapı aniden açüdı, gene bir vatandaş öfkeli bir sesle (sigaralar ne oldu?) diye sordu. Şaşırdım. (Ne sıgarası arkadaşi dedim. Daha da öfkelenerek, (bana sigara ahnacaktı... Meclis sıgarasını buraya bırakacaklardı. Celmedi rr.i sigaralar?) diye çıkıştı... Bu kez ben kızdım. (Burası sigara bayii mi? Sen herhalde yanhş geldin... Işimiz gücümüz var) dedim, . CHP Crup Başkanvekilleri, şimdi yeni düzenlemede kendilerine böyle 'Yolgeçen Hanı>na benzeyen. önüne gelenin kapıyı açıp 'baba nerde, baba?' ya da 'Sigaralar ne oldu?' diye sorulmadıgı sakin bir oda düşmesini umut ederek bekliyorlar ... Kendi halinde bir sanayici... • Kım>a Mühendisleri Odası tarafından duzenlenen sanayi kongresinın son gününds Turkıye'öe plarlama sorunu tartışıldı. Tartışmolar boyunca sık sık ^sömurj, «somürücu» sözcükleri gecti. Acık oturuma Ankara Sanayi Odası adına katılan Orhan Işık soz sırası kendisine gelince, «şımdı bana bir kompieks geldıs dedı ve sözlerini şöyle sürdürtiüi Şimdi bu oturuma katılan tek sanayici benın galıba, somürücu diye beni mi kastedıyorlar? Ben keoaı halinde bir sanayıciyim, bugune kadar hicbir pcrt'ys ıntisab etmedım. partisizim. Herholde benr sömürücü oıarak nıtelemiyorlardır...» . Japonya'dan alınacak örnekler!.. Başkent partilerinde çok il ginç öneriler yapılır zaman zaman. Geçende Ingiliz Elçiliğinde verilen bir yemekte bir arkeoloji profesorü de vardı. Sedat Alp ve eşi Japonya'dan yeni dönmüşler bu yük bir hayranhk içinde gör düklerini anlatıyorlardı. Sedat Alp Türkiye'nin Japonya'dan örnek almasıru öneri yordu durmadan. Biri sordu: Ne örnek aiabiliriz, ko .uüar çok değişik. Bir başkası gülümsedi: Harakiriyi örnek almaiıv'iz. dedi. Ulkemizde görevinı kotüye kullanan kımi kişiler jçin harakin kaçınılmaz gotunüyor... «DİKKAT, SAĞA BAK... BİRAZ CİDDÎYET!...» EVET, BİRAZ CİDDİYET. HAZIRLAYANLAR: ıMüşerref HEKİIMOĞLU Ahmet TAN Vecdi SEVİĞ Erdal ÇETİN Ali POLAT Havri BİRLER
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle