Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
D0RI CtlMHURHffT 21 OCAK 1977 IMciıîlAM TT^tLİMİ ÎU İ VAfcDlfc VOKÖ .B M N tfUtfAlİFtf*Ml VAMı FA1LAM... YAAA... £t)ıN ÇÛK TEMEL , ATAfcJNil Î triD£üM BÖTIuf gASACAjcf I KÜ. . bOiL*C£ SAM YELÎ Yâzan: Mehmet SELÂHATTiN 25 Ortadoâu'da Devrim Yılları Faruk, ordu içinde kendine karşı bir hareketin filizlendiğini fark ediyor, ancak bu olaya gereken önemi vermiyordu. Fakat sonunda bu davranışının cezasını bir gecede ve çok kolayca devrilmekle ödedi. Canını da General Necib'in ve Amerikan Sefirinin gayretleri ile kurtardı.. Büyükelçi Mahmut DiKERDEM L Bir Fransız gazetecisi Mısır Ihtilâiini anlatırken: «1952 yzzımn başında Mısır İhtilal kokuyordu» xn der. îçinde yaşadıgım o günleri. îş bulmadan dftnüşünuri evda kimseyi uzmedijini. tkMns sylan düşünüyorum da bu söz s«v;nâ;rdiğini görmek, Fahriyi bir hayli şaşırttıysa da, o derec»de bana biraz olayların ardından de güç vermişti. verilmis kolay bir yargı gibi göÇocuklar bcynuna sanlmıs. Artık btr daha ondan kopmamarünüyor. Böyle dü?ünmemin r.ecasma vücudıtna yapışmışlardı. Biri bir dizine, öteki öbür dizideni 1952 temmuzunda yapılan ne oturmuş, Rıza ise kolunu arkadan bab&sınm boynuna geçiraskeri darbenin beklenrr.pdik miş, kımıldamasma bile fırsat bırakmadftn hep kendileriyle mesbir hadisıe olması de£ild:r. Tergu! olmasım istiyorlardı. sine, yukarıda özetledigim duO da çok riılemişti yavrulannı. Yuvasır.a tekrar dönmenin nım, birbirini kovalayan siyasî sevincini doya doya yaşıyordu yimdl Bımun icin ana^ıyla kansıbunahmlar Mısır'da Krallık renın elı boş. dönüşüne adeta sevinmiş olmalannın üzerinde fazla jiminin saüantıda oldugvmu gösdurmaya fırsat bulamaınıştı. teriyordu. Ancak, öiliyoruz ki, gerçek bir devrim yani bir ülllk işi Enver Hocayı bulmak oldu. İstanbula yerlesecejini, kenin yönetim biçiminde defievi satmak istediğini söyledi. şiklikle yetinmeyip mülkiyet ilış Enver Hoca: kilerinde yeni bir düzen kuran Diyarbakır gelişiyor, dedi. Evler degerlendi şimdi. Btn sosyal patlamı, yalnız egempn Uçyüze almıştın değil mi? sınıflarm ülkeyi yönetemiyscek Evet. duruma düşmeleriyle gsrçekleş Binbeşyüze sldım gitti. mez; aynı zamanda. yeni yönetiîkiyüz lira kar verıyordu. Sevtamİ5ti buna Fahri. îsler şimmin davanacağı güçlerin de idadilık iyi gidiyordu. reyı ele alacak kadar bilinçlenDarnı klremitîi ilk evler yapılmaya başiamıştı o yıllarda. Bir m;ş, örgütlenmiş bulunmalan şeiki tanesi de Dağkapısınm dışında inşa edilmişti. Diyarbakınn rektir. Oysa, XX. yüzyılın ortabütün gelişmesi buydu ama. Enver Hocanm bir bildiğı olmahylarında Mısır'da bu ikinci kosul dı. Yoksa, babasınm haynna kimseye fazlad&n jkiyüı lira vergerçekleşmiş defildı. Saravm mezdi. çevresinde kümelenmiş büyük Tapu işlemlerini bitirip, parayı cebine koyar koymaı tstantoprak ağalarıyla kapkaççı sana, buhın yolunu tuttu. Çoluk çocuğunu sonradan getirecekti. Once, ji ve ticaret erbabından oluşan başıarını sokacak bir ev a'.malıydı. Şeyh Abdülkerim ona mutegemen sınıfm karşısmda, sayıISka yardım eöecektl. lan oniki milyonu bulan Fellah Böyle insanlar da olmasa, diye düşiiniiyordu. (ırfat) ve bir milyona yakın saîstanbula e,ece %arm'.ştı. Haydarpaşa'dan vapura binerken, g«nayi işçisi vardı. Fellah kitlesiu'n mlji dolduran kalabalık, kıyılardakl oinalardan denize akseden yaşamı tnsanla h3yvan arasında :s:kiar, vapur dtidüklerl, denizin üzerinde bir oraya bir buraya bır yarattıgı yaçama sartlaıını an pıdip g«len mavvmalar, ç«tar.alar ve bütün bu kalabalık ortasındınyordu. Günde lâ saate kadar daki yalnızlıjı onu şaşırtmış. hatta binız UrJtUtmll?tü blle. pamuk tarlasında çalııçan toprak Bu saatta gidip Şeyhi bulamazdı. Sirkecijre dökülen kalab»işçisinin kazancı günde 13 Mısır lık arasında. elindeki bavulu zorla taşımaya kalkıyan hammaHaJnıruşunn (o lamanki deferi ile rın arasmdsn güçlUMe kurtularak, gec»yi geçireceği bir otel *T*T' •• 2.5 TL.'yi geçmezdi. Yeni Joğ ne geçen Ali Mahlr'l blr d) kendisine. itip Hilâii Paşayı hükiimeti kurmakta olaa sanayün işçi, kcsimi Çogunda yer yoktu. Daha dogrusu tek kisilik od» anyordu. . tanrn işçisine oranla biraz daha maya memur etmis nma onun Yabancılarla aynı odada yatamayacatını biliyordu. Yanında para da idare mekanizmasında t.smiziyi kazanmakla beraber hiçbir vardı, çalınacağıncian korkuyordu. Gerçi, küçük kısmım bir yana îosyal hak ve güvenceye sahip lik hareketine kalkışmasına ve »yırdıktan sonra, kalanlan ceketlnrn iç cebine dikmişti ya, yiSaraya yaktn adamlann çıkarladeğildi. 1942 yılından sonra kune de güvenli bir yerde pek sayilmazlardı. rulmaya baslayan işçi sendikala nna dokunmasm» tahamrmll ede Sonunda, Mesarret otelinde tı?k klsilik bir oda buldu. miyerek 22 hHzirenda kabineyi rı hükümetin tam bir dsnetimi Bavulımu odasına, nüfuz cüzdanmı da otel kâtibine bırakaltında idi ve başlarında bir ta azletmişti. Eski siyasi kurUardan tıktan sonra dışarı çıktı. Bir&z dolaşjxak, uygun bir yerde karHüseyin Sırn Pasa yerj kabin?kım kukialar bulur.uyordu. nmı doyuracaktı. yi kurmakla görevlendirüdi. Çok Orta tabaka denilen küçük bur 7eki ve tecrübeli bir dpvlet adamı Otelin ismini iyiee hatinnda tuttu. Kolayca bulabtlmesi için juvazi hem sayıca az hem de nı olan Sırn Pasa ordunun için JStrtfındaki dükkânlan dikkatle belledi. Sonra, yürümeye başlaJStr telikçe düşüktü. Memur ve svı için kayna™~'> olduğıınun fardı. dı Genişçe bir sokaktı burası. Sag tarafta büyük bir lokantadan baylar birkaçı müstesna rüş kındaydı. Hatta bazı yeminli suçalgı sesleri gslıyordu. «Burası pabalıdır.» dedi kendi kendıne. Az vet ve suiistimal bataklıgının bayların aralannda «Zu'ohaıüiileride kiıçük bir kofteci görerek oraya girdi. On kuru? verip jyiiçıne boğazlarma kadar batrmşAhrar = Hür Subaylar» adı altın ce karnım doyurdu. Sonra, köprünün açıldıjı meydar.a geldi. lardır. Bütün bu sıruflann ortak da bir komite kurdukJannı da Burada her şey ne kadar kocaman, ne kadar ışıklıydı! Bir >anı Sarayın temsil ettiği düzenp biliyordu. Krala, orduyu hoşnut dükkânda baş nrtülü, gtizelce bir hanımın oturdugunu gördü. dü^man olınalarıydı ama hiçbirl etmek için, tüm subaylann sev«Nimet Abla.» Böyle yazıyordu dükkârun kocaman tabelasında. devrilecek rejimin yerine iktidar gısinı kazanmış Tuggeneral MuTayjare pıjangosu bileti satıyordu Nimet Abla. Ticaret yapan geçmeye hazırlıklı degillerdi. İş hammed Necib'in Savunma Babir hanımı ilk defa görüyordu. Köpriiyü bir baştan öbür başa te bunun içindir ki, 22 temmuî karüıgma getirilmesini önerdi. yürüdü. Demir parmakJıklara da>"anarak vapurlan. denizi uzvm 1952yı 23 temmuza baglayan ge Faruk Htlr Subaylar Komitesiuzun seyretti. Küçüklü büyüklü bu kadar geminin birbirlerin« ce subaylann yaptıgı hareket as nin varlıgından haberii idi hatt» nasıl çarpmadan gidip gelişlerine şaşırmıştı. kerl bir darbeden başka bir sey ordue\indeki başkanlık seçimini Yine otelin bulunduğu çevreye döndü. Üç tan» sinem» gördü olamazdı ve kurulan rejim de as kandi adayına karşı Necibin ka«jrşı karşjya. «Başka zaıtıan çiderim.» diye akhndan geçirdi. kerl diktadan ileri geçemezdi. zandıgını öftrenir.ce k\ı!übü kapat Kirnbilir ne zevkli olurdu şimdi içerisi. Fakat, Şerhi bulmadıkNitekim öyle de oldu. Yarbay Ce tırmıştır. Sırn Paşanın Necibı ça böyle seylor yapmaya cesaret edmeyeceğini hissediyordu. Oramal Abdülnâsırla arkadaçları. Savunma Bakarüığına getinnelc larda biraz ciaha oyalandıktan sonra o'alo döndü. Kâübe selAm en kısa zamanda seçimleri yapıp teklü'ini kesinlikle reddetti. Faruk verdi, merdivenlere dogru yürüdü. iktidarı VAFD Partisine devretorduyu ktiçümserdi. Sonradan Katip arkasmdan: mek isteyen General Muhammed ögrendiîim'ze göre Hüseyin Sır Bey, anahtan almadm, diye çağtrdu Necıbi bir kenara iterek yöneti n Paşa subaylar arasındaki teh Anahrar bende diye cevap verdi. mi tamamen ellerine almayı balikeli huztırsuzluktan söz açınca Müşteriler çıkarken anahtan kâtirje bıraJorlar, döndüklerinşardıktsn sonra, buyruklarma Fanık omuzlannı silkerek: «Kilde ahrlardı. girmejT kabul eden küçük burju ISb! = köpekler!» demis. Subay Adam, tıOtelde ilk defa kalıyor g&liba.» diye dü$ündü. •a aydınlarla birlikte faşist bir v, lan bu kadar küçümsemeyen Sonra: düzen kurdular. Ama ben buraHüseyin Sırn Pasa ise Kralm da Nâsır oligarşisinin tahliline İyi, dedi. vetosu karsısında istifayı yeg geçmeden olayların öyküsünü an tutarak 20 temmuKİa işba!şmdan Fahri. bu konu?madan eesaret «bnı$tı. latmaya devarn etmelirdm. Karoeş, dedi. Eyüp ne taraia düşer? çekildi. 21 temmuKia Kral yerüKRAUN YANIIGIURI Epey uzaktır buradan. Oraya rru gideceksin? den NecibElHUâliyi hükümet Kısmet olursa yarın. Acaba, birini sorsam tanır mıstnî kurmaya memur edip Savunma Her yıl oldugu gibi, 1952 yılı Bak&nhğı için de kendi enist«si Bilmem ki sor, belki tanırım. nm yaz aylannda Kral ve hiikü Şeyh Abdülkenm Efendiyı. Eyüpte oturur d». Albay Şirin'ın adını Hüâli Pamet Kahire'den îskenderlye'ye Sarı çizmeli memet aga. Tanımam. Adresi yok mu tende? şaya telkio etti. taşınmıstı. Kahire yangınmdan Var. Faruk'un kızkardeşlerinden sonra Paruk VAFD Partisini yere O zaman kolay. Eyüpte mutlak tanırlar onu. Sora sora Fevziyeki îran Şahının ilk eşiserdigtne iyice inanrmş, elinin Bağdat bile bıılunur karde?. altındakl Paşalardan birini bıra nin ile evli olan Albay Şirin or Öyie. Şimdiden ögrsneyim dedim. Malumya yabancılık... kıp ötekini Başbakanlığa getir duda dürüstlügü ile tanınmış. su Doğru. Bilinm. Bulıırmn yarın carıım. meye başlamıstı. Nahas'ın yeri baylarca sevilen bir gençti ama İnşallah. O gece, elbiseleriyle yatö. Kapıyı da içerden blr güzel kllitlemişti . TiFFANY Sabahleytn parayi ödeyip, nüfuz cü^danını aldı. Eyüpte Şeyh Abdülkerimi bulmak zor olmayac»ktı onun için. Nitekim «kkejı kolajca bulmuştu. sfeyh EJenaı. onu kırk yıllık dost gıbi karşılnnışu. lln yan»ğından öpmüştü Fahrinin. Sanra: Gelecejinizi biliyordum, dedi. Biliyor muydunuz'. Şimdi biz« yerleşirsin. önce sana küçük bir er satm «la» csğız. Sonra gidor, çoluk çocug'jnu getirirsin. Bir de iş buhıruz döndüğünde. Ondan sonra Ulu Tanrının kısmet etüği hay8.tını yaşarsm, olur biter. Kendisinden ne kadar emindi, ne kadar güvenliydi! Fahri, «Yarabbi, baz ıinsanlar niçin bu kadar gilvenh de bazılan niçin korku içinde yaşıyor?» diye akluıdan geçij'ordu. Şeyl mciine, kudret:ne gıpta ediyordu. Bir yandan da boyie nüfuzlu bir kişij'i karşısına çıkardığı için Tannsına şükrediyordu. İçinder. bir ses, «Bütün sıkıntüann artık bitiyor» diyordu. Kalbinin üzıerındeki ağırhK kaJkmış, yüreği ferarüamıştı. DiSi BOND Ertesı gün Şeyh, adamlanna emir verdi. Sarıgüzelde, ikl katlı, küçük, güzel bır ev buldular. Yangın yerinin ortasında, MODESTy •nJTU^uy OUABAK cniinde kocaman bir de bostan vardı. CEUf GÖTÜBÜtUBSekizyüzelli lira verip evi satın aldı. Beşyiiz liraya da banka;s koydu. Sonra, Diyarbakır'a dönüp çocuklannı getirdi. Bir ftin içinde eve yerleşrmşlerdi. Hepsinin içinde sevınç vardı. Yüzlen gülüyordu. Sikıntılı günler geride kalıyordu artık. Sırtlarından agır bir jiü Kalkmış, bir kâbustan uyanmış üibiydiler. Yalnız Rıza. Diyarbalîir'ı her gece rüyasında gorüyor, gabahtejin uyandıgında bır müddet kendisini eski evlerinde sanıyordu. Sojra, Istanbul'da olduklarını hatırlayarak yatagından fırlıyordu. Yakınlarında hıç ev yoktu. Bitişiklerinde ihtiynr, sagır bir lc»lımn yalnız başına oturdugu tek katlı küçük ei,le, or.dan iki (içadım ötede, bir k.şinin içine zorla ?irebi!eceği küçük bır kuItieden başka. Burada elli ellibeş yaşlannda bir adam yaşıyordu. Çocuklar C3tunla çabucak öost olmuşlardı. Adam aisamları gün karannadan donerdi kulübesine. l İ% KRAl FARUK'UN SARATI ASKERi BİRÜKIERİN AÎIMDİ KRAL FARUK'UN DEVRİLMESİ KOLAY. BiR O KADAR DASADE OLDU Harblye Bakanlığma getirümesinin orduya bir çeşit kafa futs [ i a l t olduğu da açıkça belli idi. Zaten ne onun Bakanlığının ne de Hi1111 Paşa kabinesinin ömril 24 saatten lazla sürmeyecekti. 22 temmıa günü tskenderiye'nin Ras El Tin Sarayında Kralın huzurunda yemin eden yeni hükümet üyeleri ertesi sabah oynadık larında ordunun Kahire'de iktidarı ele geçirdiğini ögreneceklerdi. kısa aralıklarla 1520 kadar tarv kın kent« dognı ilerlediginl gör dük. Hepsi bu kadar. Sonradan düsündükçe bizim o gece yollarda serbest dolaşabilmiş ve tankların arasından havaalanına vılaşabilmiî olmamıza şaşarım. Büyükelçiyi getiren uçak vaktinde alana indi. Uçaklann inişine engel olan yoktu, fakat orîalık aydınlanırken alandaki askeri komutan şehre giden yolların kapanmış olduğunu ve yeni bir emre kadar alanda beklememiz gerekeceğini söyledi. Uçaktan indiginde Büyükelçimıze durumu anlattım. bir saat kadar alanda bekledikten sonra sehır dışında Merg denilen yerde bulunan. Bayan Tugay'a ait, yazhk köşke gitmemize izin verildi. Köşkte çaylanmızı içip bir süre bekledikten sonra da yollann açüdığı öğrenildi ve hep beraber Setarete geldik. Ken te giden yollarda büyük topluluk ya da gösterilere rastlamadık. Şaştanlıkla kanşık bir ürkeklik havasmm Kahireye hâkim olduğu seziliyordu. saat önce Iskenderiye'de kurulrtı hükümetin yeni îçisteri Bakaaı Mürtaot El Maragi otomobille Kahire'ye yollanıruş ve General Neeipie temas sağlanma:^ı çalışılmış. Fakat görüşmenin karargshta yapılacagım öğrenince îçişleri Eakanı tur'Jklanmaktan korkarak îskenderiye'ye dönmüş. ATOI saatlerde General Necip evinden ciple alınarak karargâha getirilmiş ve hareketin resmî Iiderliğini üzerine almış buiunuyordu. Necip'in ilk karan Ali Mahir Paşaya Başbakanlığı öner mek oldu. Sonradan öğrendigimize göre bu kararın alınmasmda da Cemal Abdülnasırın etkisi olmuş. Nâsır giriştiği darbenin en kritık anlarmı yasadıgını düşünerek, Süveys Kanalmdaki tngiliz kuvvetlerinden gelebilecek bir müdahaleyi önlemek, aynı zamanda darbeye meşruluk süsü verebilmek amacıyla Ali Mahir Paşa gibi içerde ve dışarda tanınmış bir devlet adamından fay dalanmak gereğtni duymuş olacaktır. Nitekim, Kral Faruk'un öldUrtilrcesini öneren komite subaylarına da Nâsır'ın karşı çıktıKOLAY DARBE ğı bilinmektedir. Ne var ki, vakit kaybetmeden 22 temmuz 1952 Mısır darbeIskenderiye'j.'i ele geçirmek ve si yukanda anlattığım kadar saFaruk'un bir karşı darbe girişide ve kolay olmuştur, denebilir. Kahire ve îskenderiye'dekl tüm mini önlemek de gerekiyordu. 25 harekât sırasında ikı er öldtirültemmuz günü nrhlı birlikler çöl müs yedisi yaralanmıştır. Sanki yolundan îskenderiye'ye hareket bir fiske ile devrilen iskambıl ettirildi. 230 kilometre uzunlukâğıdı destesi gibi Faruk'un taç ğundaki Kahiretskenderiye asve tahtı üzerine jnkılıvermiş, falt yolu hiçbir direnmeye ugkimse onu savunmak için parranılmaksızın. sanki gezintiye gimagını oynatmamıştır. îskendedülyormuş gibi geçirdi. Oysa riye'nin zaptı (!) İle Kralm taht Krala bağlı en küçük bir birlitan feragatini kısaca hikâve edegin yolu herhangi bir yerinden yim de ne demek lstedi£im dakesmesi işten bile degildi. Kahiha iyi anlaşılsm: re'yi îskenderiye'ye bağlayan başka yol yoktu. thrilâlci subaylann Kahire'de Kahire'den yoilanan tanklarla Genelkurmay karargâhmı, radyo zırhl: bırlikler îskenderiye'dekl binasmı ve PTT merkezini ele Kral Saraymı kuşattıklan zaman geçirdıklerl anlaşılınca, birkaç Taruk tahttan umudunu k«sti ve canıyla malını kurtarmaya boktı. 26 temmuı ğürîu Veliaht Prens Ahmed Fuad lehine tahttan feragat ettigine dalr belgeyi imzaladıktan birkaç saat sonra kendi yatıyla Mısır'dan ayrıldı. Yatına gitmek iizere saraydan çıktığı zaman yanında Amerika Sefirinin bulunduğu görüldü. Bir gün önce Faruk ABD Büyükelçisınden hayatının güven altına alınmasını istemişti. Saat 18 sularında General Muhammed Necip, yanında kara, zırhlı ve hava kuvvetlerine mensup üç ıhtilâlci subayla yata gelerek Kralı selamladı. Aralannda geçen kısa konuşmarun Kralın şu sözleriyle bitügi rivayet olunur: Bana yaptığınızı ben size yapmaya hazırlanıyordum.» Kral Faruk'un devrimci subaylar tarafından neden öldürlllmedigi, hiç olmazsa neden tutuklanıp yargılanmadıgı sonradan uzun tartışmalara konu olmuştur. İhtüâlden sonra «EiAhram» gaz«tesinin başyazarlığına getiriler ve ölümüne kadar Nâsır'ın söıcülügünü yapan Hasaneyn Heykel'in «Kahire Dosyası» adlı kitabında anla"ığına göre Faruk un hayatını Nâsır kurtArmıştır. Heykel, devrimci subaylann çoğunlugunun Faruk u önce yargüayıp sonra asmak istediklenni fakat Nâsır'ın: «Madem ki asmak istiyorsunuz. neden yargılamak zahmetine katlanıyorsunuz?» diye sordugunu ve Faruk'u kurtarmak için ihtilâlci arkadaslanyla tam dokuz saat tartıştığmı anlatır. Heykel'e göre Nâsır'ın bu çabası sadece Faruk için degil. onunla birlikte idamı gerekecekler içindi. Nâsır arkadaslarına: «Tarihi okurken hep aynı dersı aldım. Kan kanı çeker» demiş. (Dev»mı 9. Sayfada» İHTIlAt GECESİ O unııtulmaz Ihtilal gecesinin gorgu tanıjı olduğıım öyküsü şöyledir: Kısa bir izinle Ankara'ya gitmis buluoan Büyükelçi Tugay o gece sabaha karşı uçakla Kahire ye dönecekti. Bir süre önce ben BUyükeJçilik Müsteşarlıgına \ükseltümiştim, Büyükelçinin yoklugu sırasında Maslahatguzar lık yani geçicl Mısyon ŞefUgi görevi bana düşüyordu. Büyükelçinin uçagı sabaha karşı saat 4'te Kahlrs havaalanına inecekti. Res mi tasıtı önceden havaalanına şoförle yolladım, gece saat ıkide de kendi arabama tkincı Kâtip arkadaşım Şefık Fenmen'i (şimdi Büyükelçidır) alarak kenti 41 dakika uzaklıkta bulunan Almaza havaalanına doğru yola çıktı. Yolurnuz Genelkurmay Başkanlıgının ve Süvari kışlasının yakınından geçiyordu. Karargâha yaklaştığımız sırada elinde işaret feneri sallayan bit polis raemuru önümüze çıktı ve yol degistirmemizi söyledi. YaJundan gelen birkaç silâh sesi duyduk, ne olduğunu polisten öğren mek istedik: «Harp var» dedi. Harp sözcugü Arapça'da çatışma döğüsme anlamma gelir. Xe olduğunu iyice anlayamadan yolumuza devam ettik. Havaalanına giden geniş asfalta çıktıgımızda BULMACA SOLDAN SAGA: 1 Organ dokularındaM kimyasal olayları inceleyen kimya kolu 2 Tabiat olgusu Sıva ışinde kullanılan gereç 3 Tsrsi üzüm yetiştirilen tarla Tersi bir küçük yelkenli sınıfı 4 Fazlaca bön, aptal 5 Tersi kınakına kabuklarından çıkarılan ve sıtmanın ilâcı olan beyaz alkoloit 6 İsim Dolapların gözlerine verilen isim Tersi Demir'ın simgesi 7 Önünden geçilerek kendisine saygı gösterilmek istenilen ölünün tabutu konulmak üzere yapılmış, kumaşla örtülü yüksektaban 8 Tersi hafif ıslaklık Dumanın yaladığı yerde bıraktıgı kara leke 9 Gemilerde ana direk Fakat. TUKARIDAN Aiy 1 23 deyimde geçen söz Samaryunr un simgesi. D t N K V BULMACANIN ÇOZÜ>îtJ SOLDAN SAfıA: 1 Samuray 2 tlA Aba1 Boğar.ak 2 Tersi bir tsim Sürdürme anlammda bir so 3 eksaM Yak 4 Tok Atama 5 elesnE At 6 II söı 3 Issız kır Yorulunca vucuttan sızar 4 Rey Harap. İt 7 Kriptolar S Os Radökülmüş, kınlmış 5 Tersi ama ca 9 Patrik ıS? 6 İnamş, inan gücü KuzeyYVKARIDAN AŞAGlYA: batı Afrika'da bir ülke 7 Say1 Steteskop 2 Alkol nlık, hastalık 8 K»miklerin rsA 3 Maskelı 4 Siper S içboşluklarını dolduran yağlı Raman 6 Ab t E orK 7 madde Bır ay 9 Bir sıyası Yaya ılA R Şamatacı 9 partinin simgesi Tersi old'Jfcra geçmiş bir tarihte anlammda i ır Tokat raS.