18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
tıl OİMHURİm 12 OCAI 1971 B UyUk AiatUrk bir gerçeğl şu tümce ile vurgulamıştır: «Memleketi temelinden yıkan, ulusu tutsak ettlren ıç cephenin düşmesidir.» Kuşkusuz içinde bulunduğumuz durum açısından da geçerlidir bu sözler.. Bir bakalım bu duruma. Yüksek öğretim kurumlarından orta öğreüme, ısçi kesiminden halk topluluklarına varıncayadek cepheleşmeye, bölünmeye zorlanmaktadır ülkemiz. Sorumluluk sol düşünceyi savunanlarm sırtına yüklenedursun, halkı, kirmerin cephelere böldüğünü, saldınların hangi odaklarda planlandığını, gençlerin nasıl kışkırtıldığını yazılanlardarı ve söylenenlerden öğrenmeyen kalmadı. Desteksiz olan, saidırılara uğrayan, güvenlik güçlerinin baskısı aitında tutulan soldur. Her Tannr.ın günü TRT mikrofon ve ekranlarından körüklenen sol düşmanlığıdır. Orta Doğu Teknik Üniversitesi bir zamanlar yoğun öğrenci olaylarına sahne olmuştu. Rektörünün akılcı yönetimiyle öğretim düzenli biçimde sürüp gidiyordu. Erincin thuzurun> saglanmış olmasından tedirgin olanlann değil de rektörün çekilmek zorunda bırakılmasına ne âiyelim? tJniversitelerimizden biri kapalıdır. Öteki yüksek ögretim kurumlannda sürekli ve düzenli öğretim yapılamıyor. Saldınlar duzenleniyor, suçlar iş!eniyor, suçlular toplum içinde kollarım sallayarak dolaşıyor, olaylar önlenemeyecek düzeye gelince de üniversitelere el koymaktan, sıkıyönetiınden KOZ ediliyor. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER ÖRNEKLER... Muhittin TAYLAN lığının yeniden sağlanması Için ço': zsmarı ve emek harcamak gerekecektir. MC'nin iktidara gelmesiyle tartjşması sürüp giden bir kor.u da belediyelerin karşılaştı^ sorunjsrdır. Beîediyeler Anayasamızm 116. marldesinde yer alan yerel yönetim «mahalli idare» kavraınına gıreıı kurumlarırnızdan biridir. Hızlı kentleşme olaylar:. özellikle tarsal alanlardan büyük kentlere yönelen göç hareketleri ve zamanla değişen koşullar. başta büyük kent belediyeleri olmak üzere tüm belediyeleri yasa smırlarını da aşan yeni hizmet alar.larma götlirmekte yeni soruniar: çözmeye zorlamaktadır. GUnün koşullanna göre dü^snleıımiş b:r belediyeler yasasınm çıkanlınEsı kaçınılmaz b!r zorunluluktur. Gelir kaynakları kurumuş ya da yetersiz duruma gelmiş olan belediyelere yeni gelir kaynaklan bulan yasalarm çıkarılması, belediyelerle bay.anlıklararası iliçkılerin, katı vesayet kurallanndan arındırılma=ı bu zorunluluğun d:şinda tutulamaz. Anayasamızın 116. maddesinde yerel yönetim kurumlarına görevleriyle orantılı gelir kaynaklan sağlanması buyrjğu verilmiştir. Bu buyruğu yerıne getirmek sijasal iktidarın öcıevidır. Bugün hizmetlerınden yararlandıgı halde belediye gelirlerine katkısı olmayan (Ülkemiz dışmda) bir kent halkı gösterilebileceğini sanmıyorum. Bu ödevlerin hiç bıri yerine getirümez, be'.ediyelere ne yasal yollardan ne genel bütçeden yardım saglanır. aylıklanru alamayan temizlik işçilert cürenişe geçince belediye başkanları grev kışfcırtmacıhğıyla suçlamr. Bu davrar.ışm amacı bir sıyasal partiyi des'.ekleyen büyük kentlerin halkını cczalandırmak değılse nedir? OTZ& öğretim kurumlan İçin yazdırılan ders kitaplarında kapitalist düzeni savunan, şovenizm duygularını besleyen, mezhep ve sınu* kavgalannı kışkırtan yazılara yer verildiği, a n Türkçe yeriDanıştay vc mah'keme karanyla kesinlik kazanan Karataş'm atama işlem:nin Danıştayca iptâl edildigi bir kaç gün önue açıklar.dı. Bir süre once de yürütmenin durdurulmasma karar verilmişti. Hukuksal durum daha İsmail Cem'in görevden alınması, Prof. Yalçmtaş'm genel müdürlüğe atp.n ması kararlanmn iptaliyle açıklığa ksvusmuştu. İktidar Karataş'ı genel müdürliige atamakla Danıştay kararlarım ve Anayasanm 132. maddssini çiğneyıp geçmişti. ÇiŞnenenler dışındaki kurallan da uygulanmayarak a&kıya alınmıştı Anayasanın... Bu durum ve tutum karşısmda, hukukçulann çoğunlugu iktidarm Anayasa suçu işlediginde birleşiyorlar. Karataş'ın bicimsel açıdan Türst Ceza Yasasınm 252. maddesir.deki suçu islemiş sayılacağı belirtilmekle birlikte 145. maddedeki suçun işlenmesine de katıldı*ı söylenmektedir. Şaban Karataş'ın atama işleminin iptalinç llişkm son Denıştay karan için basın mensuplarınm soralarına sayın Başbakanın verdiği yanıt şudur: < .. Görevini yapmayacağına t Jcararı yok ortada ..» dair mahkeme Belediyeler Üniversitelere el koyma yetkisi, el koyma koşullarını düzenleyen bir özel yasanm yürürlüğe girmesiyle geçerlilik kazanacak bir yetkidir. (Anayasa tieğişik madde: 120) Üniversiteler yasası ile bir düzenleme yapılmıştır, ama Anayasa Mahl:emesince iptâl edilmiştir. Yeni bir yasa çıkmadıgı için el koyma yetkisinm kullanıiması olanaksızdır. Siyasal iktidar hangi yasanın, hangi kuraiına dayanarak üniversitelerin yönetimine el koyacaktır? Sajin Başbakan hukuksal dayanagı olduğuna gerçekten inandığı için mi, yoksa göz dağı vermek için mi söylüyor bunları bilinmez. Akademiler, kimi yükıek okullar Millı Egitim Bakanlığına bağlıdır. Bugün en yogun öğrenci eylernlerinin seıgılendigi yerler bu kurumlardır. Orta ögretım kurumları tümüyle yürütme orgarunın buyrugundadır. İktidar kendisine bağlı, ya da kendi buyrugu aitında bulunan kurumlarda ögretim ve öğrenım özgürlüğünü sağladı da sıra üniversitelerin yönetimine el koymaya mı geldi? Kim inarur buna! Sıkıyönetim tehditlerinin de geçerli bir yam yok'ur. Hiç bir iktidarın siyasal amaçlanna ulaşmak içir. Türk Silâhlı Kuvvetlerini kullanmaya yetkisi yoktur. Beceriksizliği ve yeteneksizllğj kanıtianmış bir iktidar için tek yol vardır, iktıdardan çekilmek. TRT Genel MUdürlüğünün işgâlcisi olduğu ne Osmanhcanın kullamîdığı, basından ve açık oturumlartian sonra yasama meclislerir.de de tartışılmaya başlanmıştır. Atatürk devrimlerine yönelen bu saldınlara iktidarın kesin bir karşı çıkma tutumu içinde tmlunduğu söylenemez. (Felsefeye başlangıç) adlı kitaba geçen ve alevi yurttaşlanmızı yüreklerinden yaralayan sözleri burada yineleınek istemiyorum. Bir başka ders kitabında onur kavramını sımîlar arası bir sıraiamaya bağlayan sözlere yer verilmiş olması da işçi smıımı gücendirmiştir. Iş işten geçtikten sonra bu kitaplann toplattırılması açılan yaralan kolay kolay kapatamaz. Ekonomimiz dar bofazlar içinde bocalıyor. Yokları ortadan kaldırdık diyenler, yurttaşlara hangi satınalma gücüaü verebildiler? Sorun, yoksul nalka yıyecekîeri ve giyecekferi vitriıüerde seyrettirmek'.e çözülemez. Pahalıük yoksul yurttaşiarın belıni bükuyor. Devletin yıllık bütçesi bir yıl öncesirsi aratacak açıklarla kapamyor. Dış ödeme derıgesi bozulurkan, bütçe açığı kabanrken iktidar ortakları SEr.dıktan çıkabilmek için kredisiz, projesız bir yatırım yanşına çıkmışlardır. AET tcnlantısında önerilerimizin çoğu reddedıMi. Kükiü önlemler ahnmauığı için AET ile ekonomil: ılişkilerimiz Önümüzdeki yıllsrda aleyhimizcte 2elis?cektir. Petrol üreten ülkeler geçen y;lı ven: bir zamla kapattılar. F:at farklarım MC tüketiciden almayacağmı açıklamış bulur.uyor. (Istikrar fonu) adı verılen fon, veıji yakümlülerinin ödediği paralardan oluşmainadır. Fiat farklarını tüketiciye yüklemamck vari'klı fabrika ve araç sahip'.erini yoksul vergi yükiimlülerı. a!e;rhine konıınaktır. Eger bir kesimi kollamak ve korıımak gerekiyorsa ounlar köylü ve yoksul hnlk kesimi olmalıdır. Belli ki, bu konuda da bir seçim yatırımı yapmaktadır iktidar. Saçlı, Sollu.. P Sonuç Size güncelligini koruyan olaylardan bir kaç örnek verdım. Bunlara daha başkalannı da siz ekleyebüirsıni2. Bu iktidar, sorunlarımızı çözebilecek, kalkmmamızı gerçekleştirebiıecek, ulusal birliğı sağlayacak güçten yoksundur. Erinci (huzuru) getjreceğiz. fukarahğı kaldıracagız, t'iatları arttırmayacagı^ diyenlerin yaptıkları ortada. Can güvenliğinin bulunmadıgı yerde ennç, sömüriinün kol gezdiği yerde sosyal adalet, seçım yatınmlarıyla kalkınma olamaz. Gerçek biriik ve erinç. hakların ve özgUrlüklerın saldırıya uğramadığı, gerçek kalkınma, sömürü yerine sosyal adaletin geçerli oldıığu bir düzen içinde sağlanabilır. Bu da, açıkça söylenecek olursa, CHP'nin tek başma iktidar olmanyla gerçsklik kazanabilir. Söylemeye gerek yok ki, daha soldakilerin yaşamlannı sürdürmeleri de buna bağhdîr. Güçlerimizi bu sonuca ulaşmak için birleştirelim. Bir kimsenin atama işlemi yüksek mahkeme karanyla ortadan kalkarda o kimse, istedigi yerde kalabilir mi? Say.n Başbakanın sözlerini ne hukuk, ne de genel mantık kurallanyle bağdaşUrmak olasıdır. îktidann tutumu, Karatas'ın çekilmeyerek yazgısmı iktidar ortaklarmın ya da onlardan birinin geleceğine baflaması TRT'nin yansızhğını da Cıkilemekte. bu durum içinde bulunan bir TRT ile yapılacak genel seçimlerin geçerli olup olmayacağı tartışılmaktadır. Eu kanı kamuoyunda bir kez yerleşir ve TRT yayınları «vatan cephesı» radyosunun yayınlanna dönüşürse saygın Fazla Söze Gerek Yok OKTAY AKBAL Evet Hayır ZOR GÜNLER YAŞIYORUZ konomik bagımsızlığını kazanamayan bir ülkede Siyas:, Askeri, İdari... bagımsızlık, tam anlarruyla sözkonusu olamaz. Emperyalıst sömürü mekanızması bunu çok iyi bilir. Geri bıraktığı ülkeler ekonomisimn en can alıoı odaklarını kontrolünden çıkarmamafa büyük özen gösterir. örneğin otomobil, traktör, kamyon... yapan fabrikalar kurulmasına yardım eder, kendisi kurar amma bunların temel parçalannı tekelinde tutmayı sürdürür. ' i 100 yerli ve ulusal üretime olanak tanımaz. Bu yoldan ekonorniyi denetimi aitında tutar. Bazı parçalan göndermediği anda üretimin bunalıma gireceğini montaj sanayicileri elbette iyi bilirler ve kendi öz çıkarları geregi sömürü düzeninin birer yardımcı parçası halinden kurtulamazlar. Sömürdüğü ülkenin tarıma bağlı kalmasına, sanayileşmemesine çalışması sömü rünün yapısı gereğidir. Modern teknolojiyi, en son teknik gelişmeleri titizlikle sömürge ve yan sömürge ülkelerden esirger. Yaptıgı yardımlar, verdiği krediler hep sömürülen ülke zararına koşullan da beraberinde taşır. E Niyazi AĞIRNASU peryalizmin engin deneylerinden yararlar.an Amerikan sömürü mekanizması, özellikle bağunsızlık savaşından çıkmıs ülkeler için yumuşak ve dost görünümlü uygulamalar kullanma gereğini ihmal etmemeye çalışıyor. Silâh ambargos.^, Johnson mektubu gıbı soğuk tedbirler yıne de vakit ^rakit deneniyor. ABD emperyalizmi yerli işbirlikçileri yaratıp onları çıkar bağlariyle yanına çekükten ve ilısküer çemberini tamamladıktan sonra ülkenin poHtikasmı etlulemeye başlıyor. Yandaslannı desteklemek, iktida ra getirmek, yıprananlan degiştirmek için gerekli gayreti ve parayı, uçaklannı satın aldırmak için nüfuzlu kişilerin paylaruıı esirgemeden harcadıgının, özellikle Türkiyedeki örneklerini Cumhuriyet okuyucuları iyi bilirler. CtA'mn Türkiye ekibinin başarılı (!) girişimleri, Türkiyedeki Antiemperyalist uyamş ölçüsünde hızını arttırmış, yeni taktikler uygulanmaya başlanmıştır. Bu yazımızda burüarda bazılarına değinmeji yararlı görd'jm: Dışa bagımlı ekonomilerde kapitalizmin bunalıma düştükçe baskı yöntemlerine başvurması ve son sıgınak yeri olan Faşizme Ulkeyi teslim etmesi de, tıpkı ekonomide oldugu gibi gayrimillî, dış güçler tarafından yönetilir. Demokratık Parlamenter görünümlü faşizan idarenin işçi sınıfındaki büinçlenmeyı, aydın kesirnlerde ve özellikle Üniversite çevrelerindeki uyanışı durduramadıgını, geriletemediğini gören diş sömürü odakiarı Türkiye igın tedirgindir. Irk, din ve mezhep ayrılılclannı derinleştirme ve su yüzüne çıkarma, Yurtseverleri ve antiemperyalist savaş gücünü bölüp parçalama, birbirine düşürme çaba ve kışkırtmalan yoğunlasürıldı. AlabUdiğine abartümıs. çoğu da uydurma olaylar dan «inşa» edilen tehlikelere dayandınlan 12 Mart denemelen, aydınları rehin alma girişimleri de tüâs etoııştir artık. Sözde dağıtılan kontrgerllla elemanlarına, ^gizli haber alma örgütünün öİA yandaşı gruplanna, güvenlik kuvvetleri içine sokulan MC militanı keskm nişancılara, genç üniversite ve lise öğrencilertnden, işçilerden, öğretmenlerden hedefler gösterilerek cinayetler işleti'di. Ülkü ocaklanna baglı komandolara Fakülteler, Yurtlar, okullar işgal ettirildi. Sorumlu kişilerden bazılannın bu kaba kuvvet gösterilerini doğrudan savunduklan «Milliyetçilerin hâkim oldukları fakülte ve yurtlarda olay çıkmıyor» diyebildikleri, genç öğrencileri stıça açıkça tes%ik ve tahrik ettikleri gorüldü ve görülüyor. Yüzlerce gence en iğrenç işkenceler acımasızca uygulandı, işkence aitında olenler oldu. Başta TRT olmak üzere Devlet daırelerinin kilit noktalarına (a O ğretmen. öfrenci mekiuplan yığıldıkça yığıldı. Her gün yazsam bitmeyecek. O hale geldik, eskiden önemll sorunlar sayılan konular, bugün sıradan oUylar oldulsr. Bu yüzden bu rnektupların blr çoğunu okuyorum, bir yana koynyorum. Ama içlerinden kamuoyunun dikkaüni, il|risîni çekebilecek gibi olanlardan da arada bir söz ediyonun. îste Varto lisesinden beş ögrencinin birlikte yazdıklan: «Blz doğulular için yapılan her şey formaliteden ibarettir. Zaten yapılan ne ki!.. öğretmensiz birkaç olral, çamuru dize kadar yoi:.. Yaşama koşulları olanaklan yok edllmiş ya ria çok sınırlandınlmıştır. Doğudaki bütün liseİer öfretmenslzdir. Biz Varto Lisesi öğTencileri olarak bundan kaygı dnyuyoruz. Bu şidişle ne oluyoruz, nereye jidiyonız, sonumuz ne olacak; kesüremiyoruz. Varto Lisesinin haftada 235 dersl boş geçlyor. Dolu derslerin bir kasmıysa ilkokul öğretmenlerl ile dolduruluyor. Blr ilkokul öğretmeni blr lise öğrencisine ne kadar yararU olabUlr? 10.12.1976 tarihinde süresiz boykota girdik. Boykotumuz Varto ve köylerini aşamadı. Kamuoyuna duynrulmadı.» Bergama Usesi öğrencileri de sevdikleri bir öğretmenlerinln okuldan uzaklaştınJmasından yakınıyorlar. Sevilen bir öğretmen olmanın ne denli değerli, giizel bir şey olduğnnu görüyonız. Bn öğrencüerden btıi şöyle yazıyor: «Ezilmlş bir ttlkenln ezilmiş bir ailesinln çocuturum. Dopdum, yaşamadım. laşanıak bana kara bir yazgi gibi sunuldu. Belli blr yaşa gtlince anladığım çok şey oldu. özgür defildik. Egemen jüçler gözlerinüzi kapamaya, afzımızı kilitlemeye, kollannuzı bağlamaya çalışıyorlardı. Bergama Lisesinde bir öğretmenimiz vardı, All Meşe. öncelikle bilime, insana saygılı halktan. sanattan yana, bağunsızlıfın ve özgürlüfün simgesi bir oğretmen. Turacaluğnn, gericilijruı üstüne üstüne yiirüyen .. Ne yank ki onu doğuya, Tunceli'ye süreün ettiler. Ailesinden ayırdılar, evlni sattırdılar, yuvasını dağıttılar. Onu sürgün etmekle açüan gözlerimizi kapatacaklanru. işleyen beyinlerimizi durduracaklannı sanıyorlardı. Deferll ö|retmenimlz şöyle derdi: «Tasarru bllmeyen, emeğe değer vermeyen bir öğrenci on almıs neye yarar? Varatıcı olan, kendine giivenen, çağına ve ulusuna karşı sorumluluk duyan, bencilliği, zorbalıği yok etmeye çalışan, insartlan rautln ebneyi, öldürmekte değil, yaşatmakta bulan ber öğrenci benim için başanhdır.» öyleyse çağdaş kafaya sahip öğrenciler oUlım. Deve kn$u gibi davranmayaUm. Gerçeği usun ve biliınin suzjfecinden Keçlrelim. Haksızbklann karfisında susmayalım.» Keşaptan bir oğretmen okurun mektnbundan blr parçsyı d» surunak isterim. Fazla söze gerek yok, işte Eğitim Bakanlıfında egemenlik kuran MC'cllerln işleri, bizleri nerelere g&törmek istedikleri: «Bilmem hiç okuUara gönderilen >IiUİ Eğitfan den geçö mi elinlze? Kimler hararlıyor bunlan? Hangi cesaretle? Türk çocuğunu blrer kan emlci, birer zorba yapmak ı». teyenler Idmlerdir? Haziran • temmnz 1975 tarihli derginin 30. sayfasında bir silrde şöyle sesleniliyor Türk çocuklarına: «Ki küıçlar dönerdi savaştan ucu kanlı Ve devletler kavufumda dilim dilimdi Fakat şimdi Haritada n r t ustü uzandığun zaman Ayaklanm dısarda kalıyor.» Boyu kaç bu adamın acaba? Acaba hiç gezip gördü mü Anadolu'yu? Susuz, yolsnz, ışıksız, oknlsuz, işslz, hayvanlan ile birlikte yatan, evleri basit bir depretnle başlanna yıküan lnsanlarımızı?. Biz, sınırlarunız içinde ne yapmışız? Şimdi çekelim silâhlan. hangi ulusun topraklarını alalım elinden? 60 tnilyon Alman nasıl sığıyor acaba bizimkinden küçük topraklara? Isveç, İsviçre, Dünyanın raflll gelirî en yüksek dağıtan uluslan, refah devletleri, nasıl sığıyorlar acaba topraklarma? Herşeyleri (azla bizden, neden çekmirorlar kıhçlannı? Afustos eylüi 1975 tarihli derginin 9. sayfasında çıkan bir şiirin son bölümünde; «Onlar Id ilâhilerle yıkandılar Kırklarca okunmus bir namazlı su Vaktiyle dağlardan inen kurtlar Şimdi son peygamberin ordusu.» deniliyor. Kimler bu peygamberin ordusu kurtlar, neden inmlşler dağlardan, kıs mı çok oldu nedir? Ayni derginin aynl sayfasında Peyami Safa ünzalı yazıda; «Fakat bizim çençlerlmlz ne yapsınlar? Arap harfleri bUmedikleri için, yüzlerce yıllık muazzam bir kültür hatinesi onlara kapalıdır. idrakleri" kördür.» deniliyor. Atatürk'ii ağızlanna almak cesaretini gösteriyorlar? O'nun en büjük devrimine böylesine hücum ederek.. Sonra Arap kültürü nereye v^rabîlmiştir, bu gün çağdaş dünya uluslan içinde yerleri neresidir?» Bilmem, bunlara ben ne ekleyebUirim? Amerikan emperyalizmine ve Batı kapitalizmine ba|ımiı Türkiyemizin ekonomik çırpınışları, yarı bagımhîıktan kurtulmadıkça sürüp gidecektir. Ekonomik çıkarlar siyasî baskıları ve denetimi de beraberinde getirir, NATO, CENTO, AET.. gibi andlaşmalar müdahale ve denetimin yeterli ve etküi araçlan olarak kullamlmaktadır. Em VEFAT ROPA, Abuislah Köyünden Hacı Hüseyinzade Cafer v« Ayss oglu, merhum Mürvet, Talât ve Cevdet'in agabeyleri, Nazime Anadol'un eşi, Sıdkı Anadol, Naime Anadol, Mükerrem Engin, Meral Yönelli'nin babalan, Nuriye Anadol"un kayınbiraderi, Yavuz, Çağatay Anadol, Bigüm Yüm, Ece Gür'er'in amcaları, Füsun Anadol, îlhan Engin, Vedat Yönelli, Ayhan Gür'er, Olkü Anadol, Ayşen Anadol ve Ahmet YUm'ün kayınpederleri, Ayşe Düek, Gamze, Aysun, Murad, Nazlı, Onur, Burçu, Ufuk ve Tan'm sevgili dedeleri, Fatma Lokumcu ve Selma Öz^ahin'in dayüan, BOSTANCI. KORZAY, KARAHASAN aüelerinin büyüğü; Fahri ANADOL'u 10.1.19T7 pazartesi günü kaybetmis bulunuyoruB. Cenazesi 12.1.1977 çarşamba günü öğle namanndan sonra Fatüı Camiinden kaldırüacaktır. sist eğilimli elemanlar yerleştirildi. MC iktidarıru tutmayau A tatürkçü ve îlerici binlerce Devlet memuru işinden atıldı, sürgün edildi. Kan kocanın işyerleri degiştirildı, biri Doğuya, biri Trakyaya atanarak yuvalan dağıtıldı. Danıştayın Yürütmeyi durdurma kararları uygulanmayarak Anayasa yüzlerce kez «İHLAL» edildi. Bu arada göstermelik temeller atıldı, halkı oyalayıcı, dikkatlere yön degiştirtmeyi amaçlayan. işsizli^i, hayat pahahlığının gittikçe yoğunlaşan agırlığını unutturucu nutuklar çekildi. Amma, bütün tertipler düzenleyicüerini küçultmekten, suça biraz daha batırmaktan, tabandaki öfkeyi arttırmaktan başka hiç bir işe yaramadı. Faşizm heveslüerine karşı tiksinti, nefret. her cinayette biraz daha büyüyerek sürüp gidiyor. Bu durumda egemen çevreler için iki seçenek (alternatiî) var: Karanlık güçleri öğrenci ve işçi öldürt mek için kullanmayacak, Hukukun üstünlüğüne, Yargı denetimine saygılı bir Hükümetin iktidannda seçime gidilmesine karşı çıkmamak, öz çıkarlan uğruna kullandığı suça batık kişileri feda edip yargılanmalanna göz yummak ve bir daha bu tür çirkin ve faşizan girişimlere başvurmamayı göze alarak sonuçta biraz gerilemeyle, kurtarabildikleriyle yetinmek. Ya da serbest seçimleri engelleyici kargasa ortammı daha da kızıştırarak ve cinayetleri arttırarak halkın sabır taşını çatlatmayı ve bıuıuıa sonuçlannı denemek. Bize öyle görünüyor ki sonucuna kesinlikle güvenemediği bir oyunun devamına ve yogunlaşmasına büjük patronlar engel olacak ve kirlenen maşaları bir kıyıya atacaklardır. Yurtsever siyasi partilere, akttf politikanın dışmda ve üsründeki DevTimci, demofcratik meslek örgütlerine, Barolara, İşçi sınıfımıza ve tüm hallamıza düsen görev, Faşizmi bir daha hortlayamayacak biçimde yok edip ger çek demokrasiye dogru yol almakta BÎHLÎGt sağlamak için tüm güçleriyle çaba harcamak ve yoksulluklar içinde güzel ve geleceği •umutlarla yüklü yurdumuzu yaşanır hale getirmektir. Gerçek yurt sevgisinin, halk sevgisinin yolu MC iktidannın önerdiği cinayetli, acılı, zümre hegemonyasından değil, geniş halk yığırüarfflin birliğinden geçer. arlampnter ajiıklarına bir kalemde 25 bin lirayı asacak biçirade zara yapılrnası, olağanüstü bir tcpki yarattı. Hallan öfkesi elle tutulacak kadar yoğun. . Yurttaş zaten dolu; dokunsan patlıyacak. Sabahleyin gazeteyi açınca ne gnrsün! Mebııs beyler elbirli.Şiyîe maaşlara 10 bin papel zam yapmışlar. Çilekeş yurttaş bnrnundan soluyarak demez mi ki: Een böyle rejimin de, parlamentonun da, mlllervekiliııin de, senatörün de.. Det mi. demez mi? Dıırun bakalım düşünelim: Yazının burasında Basın Savcısının elindeki kırmızı kalemle satırların altını çizdiğiııi güriir gibi oluyorum. Türk Ceza Kanunu Madde 159: Büyük Millet Meclisinin manevî şahsiyetinl tahkir ve tezyif... Oyleyse jurtlaş böyle birşey demez. Bana gelince, ben hiç demem. Ne var ki sen memıırun katsayısını donduiinu.'jsun; bus.'.ay fiyatıoı buz dolabma koymussun; Isçinin can:na okumak için baskı planlan geliştirlyorsun; paranm değeri öylesine düşmüş ki koalisyon üyeleri hakkında «Türk Parasının Deeerini Koruma Kanunu» gereğrince kovujturma açılabilir: enflasyonun resml hızı yüzliı? 20: pastırmanın resmi fiyatı 150 TL; kara zeytin yemek lüks; halkın beli pahalılıktan biikülmüş. Tam bu sıracla tnebus ınaaslarma 10 bin papel birden zammı duyan yurttas nc der? 10 bin papeli ömiir boyu bir arada jörmemij irişivt dert anlp.tabilir misin? Gettıilerde Boğaz'da bir apartman dairrsinln aylığı 4,î hin liratlan kiraya verilriiğini yazmıştun. Okurlardan mektııp ı;c!di «Doğru mu? Kahvcde bahse tutuştuk, böyle birşc\ v:".r ı.iı?» diyc soruyorlzr. Türkiye'de sınıflar arası uçurum öylesine açıldı ve açılıyor ki. 10 yıl öncesini mumla arasanız bulpmazsınız. Aylık 50 bine lüks daire kiralamak, öğle yemeçinde iki bin lira he^ap ödemck; artık İ8lanburda doğal sayılıyor. Ülkemiz dışa bağımlı kapitalizmin ivnesinde; ivedi bir sınıflasmanm hasdöndGriicü çekiminde. Böyle zamanda nıebus maaşlarinın 25 bin lir«ja rıkarılması elbet tepkiler oluşturacak. Ne var ki bu tcpkiltrin talihsiz yam: gerçeklerin yitîrilmesinden, lıedeflerin şaşırıimasından dnğuyor. Bugün Türkiye'de ayria 25 bin lira aylık, sormaye kesimlnde blr şey degildir. Ama parlamnnlonun saelı sollu tüm kadrosunun aylıklara zam parolasındr. bütünlpşmeleri. enırkçiye dönük olduklannı savunaıılara zarar verir. Bilintsiz halk yığınlannm parianıentoyu biitünfıvle döniilc ofkcsi. sınıfsal sömürüyü (fizlejip unutlurmamalı . Tutucu basın, şimdi herşeyi bir yana bırakmış mebus maaşlarıyla uğraşmaktadır. Halk da parlamentonun bir sağına bir soluna bakıp demektedir ki: Al birüıi, vur ötekine... Batılı ülkplerden bazılarında emekçi sınıf partileri bir kural koymuşlardır: tşçinin milletvekili, aylığını alır. & 1 kedeki en jHiksek işçi ücretinin üstünde kalan bölümünü partiye verir. Bizlm parlamentomuzda işçi sınıfının partlsi yoktur. Ama dışa bağımlı soygun ve sömürü düzeni karşısında oluşmuş bir sol parti vardır. Şimdi bu partl kendini yaraladı; çünkü çıkarlan yönünde sömürücülerle bütünleşti. Ve yazık ettl. Parlamento, toplumdakl çeşitli sınıflann ağırlıklarma göre yer aldıkları bir kuruiuş olmalıdır. Bir toplumda en kalabâlık sınıflar işçi ve köylülerden oluşurlar. Öyleyse emekçi partileri parlamentonun çoçunluğunu sağlamalı. Eğer bir a\Tiç sermayecinin temsileileri parlamento çatısı aitında çoğunlukta iseler; o rejimde dengesizlik koyudur, yoğundur. Hele bir toplumda İşçi sınıfının partisini kurmak yasalarla vasaklanmışsa, örtülü faşizm geçerlidir. Türkiye'de pariamentoculuk Batıdakinden ayndır. Bizlmkiler fikir özgürlüğünü yasaklavın maaşlara zam yaparak parlamenter yasantılarını sürdürüyorlar. Halk da öfkelenip ya sabır çekiyor. Öfkelenip. va sabır çeker ve tepki cösterir yaşayan halklar. Tarih bojnınca kitlelerin bu tür tepkileri izlenmiştir. Ne var ki gerçek devrimcl biünce dönüşemlven öfke, yağmursuz bulut eibidir. Bir toplumda yığınların tepkilerini işleyip bilincin gerîrefinde örgütleyen devrimci sivasal partiler yeterince gelişememişse, öfke dalgaları başka yönlcre çeküecek, bedeflerini şaşıracaktır. Mebus aylıklarına zam, üçbeş gün sonra unutulur, gider... Gerçekte Türkiye'nin sorunu da bu değil. Sonınıımuzun ne olduğunu iyice düşüruneliyiı; yanlış bedeflere karavana atmak dönemi kapanmalı artık... GıdaTarım ve Hayvancılık Bâkanlığı Sakarya Inekhanesi Müdürlüğünden: (fnek Sütü Satılacaktır) mall yıh içinde üretilecek tahminen (200) ton inek sütü açık artırma suretiyle satılacaktır. Satif 31 ocak 1977 pazartesi günü saat 14.30'da kurum merkezinde yapılacaktır. Bu tarihte alıcı bulunmaz veya fiyat uygnn görulmezse ikinci ihale 14 şubat 1977 pazartesi günü aynı saatte tekrarlarjacaktır. Sütüu muhammen kilosu (300) kuruş olup geçici teminatı (27.7M)) TL. dır. Bu satışa ait şartnameler kurum merkezinde, Sakarya. îzmlt ve Istanbul Veterıner Müdürlüklerinde görülebilir. lstefclUere duyurulur. (Basm: 10858/376) TOPRAK MAHSULLERi OFiSi GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN : İHRAÇ EDtLMEK ÜZERE 25.000 TON ARPA SATIŞA ÇIKARILMIŞTIR lhalesi 27 Ocak 1977 Perşembe günü saat 14.00'de Genel MUdürlüğümüzde yapılacaktır. Bu satışlara ait llân ve «atış hususi şartlarımız Genel Mddürlüğümüz (Satış Müdürlüğünden) tstanbul, lzmir, îskenderun, Satnsun, Konya, Afyon, Diyarbakır, Erzurum Bölge fetanbul Hububat ve Mersin Şube Müdürlüklerimizden bedelsiz olarak ahnabilir. İlgililere duyurulur. (Basın: 10174) 37 <Cumhuriyet: 386) VEFATLAR İÇİN Kıymetü nocalar ve dua hanlardan mütesekki) cenaze merasim etdbüruz bir t » lefonla emrinizdedir. Gazete ilânı ve umum muamelât için ayrı bir Ucret alınmaz. Cenaze işlerini lşletmemiz deruhte eder a a eünlelerinizi oavlaşınz. T. C. SANAYi VE TEKNOLOJi BAKANLIĞI Personel Dairesi Başkanığı VEFAT ŞirketimİB sahiplerinden SIDKI ANADOL'un babası Fahri ANADOL Vefat etmiştir. Kederli aüesine başsaglıgı dileriz. ANAYOL ve TEKİŞ tnsaat Ltd. Şti. Mensuplan Mühendis veya Yüksek Mühendis Alınacaktır Bakanlıgımız Merkez ve Taşra Teşkilâtı Teknik Hizmetler Sınıfmda çalıştırümak üzere, imtihanla Mühendis ve Yüksek Mühendis alınacaktır. 1 îmtihana katılabilmek için: A Devlet Memurları Kanununun 4S. maddesinde yazılı niteliklere sahip olmak. B 1 Ocak 1977 tarihinde 30 yaşını doldurmamış. C Herhangi bir hizmet taahhüdü C? yükümlü bulunmayanların a Nüfus Hüvıyet Cüzdanı veya tasdikli suretl b Öğrenim belgesi veya Noterce tasdikli iureti c 2 Adet vesikahfc fotoğraf. d Askerlik terhis veya tecil belgesi, 2 îmtihar.lar yazılı ve söziü olmak üzere iki lcısımdır. Yazüı imtihan 26.11977 çarşamba günü saat 14.00'de Bakanlık binasında yapılacak'.ır. Yazılı •.rnvr.anda başan gösterenler sözlü imtihana tabi tu'ulacaktıı. 3 İmtihana Katılmak isteyenlerin 14.1.1977 cuma günü saat 17'ye kadar Sanayi ve Te^ioloii Bakanlığ! Personel Dairest Başkanlığma müracaatU ış ıstema formu doldunnaları ve imtihana girış uartı alraaları gerekınektedir. İlân olunur. (Basın: 10340) 377 IS1İM CENAZE tRERI 40 68 36 IEI: 47 20 06 NOT: Bütün muameleler ışletmeye ait olmak üzere nırt lçi ve yurt dışından yurda cenaze nafcli yapılır. Gilnün uer saatinde emrtnlzdedir. (Cumhuriyet: 335) (Cumhuriyet: 372 Işkenceler Hakkında DUYURU Dernefimizce hazırlanmakta olan KARA KÎTAP'ta teşhir edilmek ve zamanı geldiğinde hesap sorulmak üzere, işkencecilerin ve lşkencelerin örtbas edilmesın© yardımcı olanlann, eşkalleri ve halen bulunduklan kurum ve amirlerinin isimlerinin derneğimize duyurulmasmı rica ederiz. ISTANBLL TUTUKLU VE MAHKÜMLARLA DAYANl!j!»U DERNEGİ AD1NA BAŞKAN MEHMET ARKIS ADRES: Cağaloğlu Üretmen Han Kat: i No: 115 ISTANBUL (Cumüuriyet; 380) HAVA KUVVETIERİNİ GÖÇIEİVDİRME VAKFI tstanbul tl Komitesi Bürosu r\,*!t l&JaM v 0i5 UBIBI Orhan Tüzün Saat: 13 • 17 Arası Sâmatya Caddesi No: 4 0 0 Telefon: 21 75 82 Q rüıuriyet: 383 Nakit, Tasarruf Bonosu, Borç Senedi, Gayıimenkul bağışlarınız için. İŞ BANKASI AKSARAY ŞUBESt Kat: 4 Telefon: 22 07 51 28 60 60/dan 4016
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle