03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İt K lkemlzin en yüksek adalet mercilerinden btrl gerekliyse, vine Bakanlar Kurulu seklcer ad&y gostererek YUksek Hâkimler Kuruluna ve Yüksek Savcılar Kuruluna: «Bunlardan dört nüet Uye ve dört adet de savcı seç» dlyecek ve yüksek adalet kunılları. GUvenllk Mahkemeslnln Uye ve savcılarım bunlardan seçecekler. özel bir yasanın saptayacağı yöntemle de, devletin savunnıa orgiitli olan askerî rnakamlar, askeri hâkimlerden Uye, yedek üye ve savcı yardımcısı atayacaklar. Böylece siyasi yoldan seçilip atanacak bu gıbı üye ve savcılardan oluşan bu kıırulun adına da «Mahkeme» denilecek. Hem de «GUvenllk Mahkemesi». Bu, bir slyaset orgam olur. adalat organı Seğıl. Işte birçofc politikacı hukukçumuz 1973'de buna oy verdiler. Belki şimdıki olağanüstu toplantıda yine de oy verecekler. «Piof.. ünvanını taşıyan Şaban beyln televizyonu da bu oylamayı halka gösterecek. BMHURİm 28 EYlOt 197* Başfcanlığına dört yıl lçin yeÜ Olan Yargıtay AtatUrkçU yüksek yargıç saym niden seçllen Cevdet Mentes'i, hem seçiml, hem de seçllmesinden sonraki ük demeci lçin yürekten kutlarken, benim Istanbul Hukuk Fakültesinde Doçent bulunduğum sırada kendislnln seçkin öğrencllerim arasında bulunmuş oltnasından duyduğum derin mutlulıığu da burada ayrıca belirtmek isteriın. Cevdet Menteş'in yalnız nonnal yargı görevinde değıl; «Hukuk düşüncesfne karsı Iktidar yönUnden gelen saldırı dönemi» olarak nıteleyebileceğimlz bugünkü Türkiye'de gerçek hukuk ilkeslni ve Anayasal yargıyı savunma doğrultusunda da başanlı olmasını dilerim. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Stop! Tirrrk! Zınkk! rev, I.alince «Grava»dan gellyor. Paris'te esklden issiz klmsderln toplandığı meydanın adı «Place de la Greve» Imlş. Ama grevln kökenindc ille dc işçl eylemi diye bir nitellk yok. Bir arada, veya ayrı yerlerde çalışan tacirlerin ya da serbent ıııcslek sahlplerinin toplu iş bırakma eylemlne geçmlşte grev denirmiş. Türkiye'de ?rev, 19' uncu Yüzyılda hnşlıyor. Varı sömürgc Osmıııılı tmparatorluğunda komprador kapitalizmi egeınen olduğundan, o dönemdekl ırrevler daha çok ulusal nitellk taşıyorlar. Zaten Cumhurlyetten öncrkl işçl eylemlerl yabancı kumpanyalara karşı düzenlendiğinden Tiirk işçi tarihinde ulusalhk başlangıçtan heri ağır basmakta... Nıum Hikmet, 1920'lerdc Aydınlık derglslnde «Stanbul Amelelerlne» yazdığı şlirde «Grev»! şöyle anlatıyor: Slopl Fren! Zınkk! Durdu. Amela Başparmağını tele Dokundurdu Akımülatör, dinamo, motor, buhar, benzln Elektrik Tırrrrrrk Durdu. 1929da Nazım Hikmet yine grev üstüne «Sesiui Kaybeden Şehlr»i yazacaktır: Adedı devır sıfır Şehir sustu. Anayasal Yargı Gücü ve DGM Hıfzı Veldet VELiDEDEOĞLU Mlllet Meclisinde 226 oy bulununca değiştiriiebildlgtna veya ülkeyı yonetenlerin ve yakınlarının hukuka aykırı bütün ışlem ve eylemleri karşısmda etkislz kılınabildiğine göre; onların kanısınca hukuk, Parlamentoda tek başına ya da bir koahsyonla çoğunluğu saglayan partinin veya partilerln irade ve kararlarından başka birsey değildir. Yasa maddelerintn Uzerlnde, sosyal adalet, hukukun ustünlüğü, anayasal prensipler gibi soyut ilkeler ve hele maddelerin bu ilkelere uygun olması zorunlugu diye birşeyi «Hukuka inanmamış hukukçunların kafası almamaktadır. gunluğu «Gerçek hukukçu» deftil «adece «Hukuk diplomahsı» idiler. Niçln mi? Söyliyeyim: Anayasanın 136 maddesıne, az önce sözunil ettiğım 1699 sayılı yasa tle 1973'de eklenen dorduncU fıkra harfl harfine şöyle der: «Devlet Gttvenlik Mahkemeıl Başkanhğı, üyeHjH, yedek üyeliği, savcılığı ve savcı yardımcılıj(i atamalannda Bakanlar Kurulunca her bos jer lçin bir mlsll aday (föstçrillr. Bu adaylar arasından Devlet Gttvenllk Mahkemesl Hâklmlerlnln atanmaaı Yüksek Ittklnütr Kunılunca; MVCI ve yardımcılannın atanması Yüksfk Savcüar Kurulunca; Askeri hikimlerden Uye, yedek Uye ve MVCI yardımcdsnnın atanmaları ise özeı kanunda ıtösterllen tısule K«re yapılır.» Gerçek hukukçu, ulkede sürekli sıkıyönetim rejimı kurııimasına olanak saglayan boyle askerstvtl karması bir mankemenin, Anayasamızm bagımsız yargı slstemi içinde yer alması lçin oy verir mi hiç? Elbette vermez. Ama hukuka inanmamıs birçok hukuk diplomalısı oy verdi ve madde kabul edildi. Buna göre, Bakanlar Kurulu, yani devletin yürutme organı, kendt polltlkasına yatkın klşilerden ikl aday gösterecek ve YUksek Hâkimler Kuruluna diyecek kl: «Bunlardan blrinı Devlet GUvenllk Mahkemesi Başkanı seç» YUksek Hâkimler Kurulu Bakanlar Kurulunun gösterdlği bu adayıardan birini Başkan seçecek. Eğer dört sivil yargıç ve dört de s&vcı G Gerçek Hukuk înancı Bu başarının ille Koşulu, Anayasaya ve hukukun UstünlUğü ilkesine inanmışlıktır. Sayın Cevdet Menteş'in geçen dört yıllık Başkanlık dcinemınde tanık olduğumuz bu inancımn bundan böyle de hiç sarsılmadan ve bugunkU kosullara göre daha da güçlenerek süreceğinden hıy kuşkumuz yoktur. YarRitay Başkanlığına yenıden seçıldikten sonra televızyonda izlediğimiz demeclnde Cevdet Mentes şöyle dlyordu: «Bıından Sncekl dönemde oldugtı glbl, bundan sonra da çalışmalarımda iyl nlyetlmc, meslek sevginıe, tarafsızlığıma ve özelllkle Atatürk Hke ve devrimlerine yürekten bağulıgıma güvenlyorum. Anayasa doğrultusunda kanun ve yargl gücü üstünlüğUnü savunmaya devam edrceğim.» En yüksek yargı organlanmızdan birlne onun üyelerince hiçbir karşı oy almadan Başkan seçilen bir yüksek yargıcın ağzından bu sözleri duymak, hukuka lnanmış hukukçular için gerçekten ferahlık vericidlr. «Hukuka lnanmış hukukçu» diyorum; çünkü, birkaç ay önce bir kez daha yazdığım gibi, günümUzün Tilrkıyesl, ne yazık kı, hukukun Ustünlüğüne Inanmayan hukuk diplomalıları lle doludur. Bunlar ağızlarından «Hak, hukuk, fazilet» sözcüklerinl dUşürmezler. Ama «Hukuk» kavramını bir takım yasa kurallan lçlnde belirli maddelerden oluşmuş sanırlar. Bu gibiler lçin, yasa kurallarmın Ustünde bir «HukuK Ukesi», «Hukukun UstunlUğü, objektlfllği, yansızlığı kavramı» diye bir kavram var olmayıp, sadece yasalarda yaaılı maddeler vardır. Bu maddeler, Merak Ediyorum En çok merak ettlğimi nokta, Demolcrattit Partill hukukçuların bu madde içın oy kullanırken yür çlzgllerlnln alacagı biçimdir. Eğer televizyon renkli olsaydı o andaki yüz renklerini de görmek isterdlm. O Demokratik Parti Uyeleri kı, şaibelt kisilerln yönetimde olduğu gerekçesiyle AP'den çekilerek yeni bir parti kurmuslardı. O zamandan beri «Şaibeler» temizlendi mı, azaHı mı, yoksa çoğslıp Ust üste yığıldı mı? Ne değişiklik oldu kı, cepho Iktidarının kendl icraatını desteklemek lçin kurmağa ve sürdünneğe çalıştıgı GUvenllk Mahkemeleri lşinde Demokratik Parti, bu lktldara yardımcı olacağını söylUyor? Kisiler ve styasaJ partiler tutucu ve sag egillmlı olabllirler bu dogaldır. Ama «lazilet mücadelesl» kahramanları glbl ortaya atılanlardan bir kısmının Demokratik Parti'den ayrılarak dun •uçladıklarına bugtin tUrlU nedenlerle kul kole olmaları ve bu partlyl yarıdan çok erltmeleri, gertye kalanlann da şlmdi olagan dısı bir siyaset mahkemeslne oy vermeye hazırlanmaları, yirminci yüzyılın son çeyreğindeki siyasal tarihimizin ibret verici ahiak saylalarını oluşturacaktır. Günümüzde siyasal yargı merciı glrı>ımini değll, mevcut anayasal yargı gUcünU desteklemek, hukuka lnanmış bütun hukukçular içın bir meslelc namusu görevldir. Güncel Örnekler Bunun en yenl örneginl, Anayasanın 136. maddesinln yargı bağımsızhğı llkeslne aylcın olarak, 15 mart 1B73 gün ve 1699 sayılı yasa ile değiştlrilip bu maddeye «Devlet Güvenlik Mahkemeleri» adıyla siyasal bir yargı merciinln konulmasında götdilk. Değiştirilen bu maddenin, Anayasanın bağımsız yargı ilkesine aykırı olduğunu, değişiklige oy veren hukukçular bilmiyorlar mıydı? Elbette billyorlardı. Bilmeyenlere öğretmek lçin de birçok inanmış hukukçu yazdı, çlzdl, söyledi. Ama hukuk kurallarım yalnız kendl çıkarlarının koruyucusu olarak görmeye alışmış olan egemen güçlerin siyasal temsiicilerinin görüşü ustun geldl ve bu slyaset mahkemeleri kuruldu. Meclls'te buna oy veren hukukçuların ç o DGM ve Bilim Uzgurıugu Doç. Dr. Yakup KEPENEK Tüm Öğretlm Üyeleri Dernegi Yönetim Kurulu Üyesl Sorumsuzlara Prim Verilen Ülke ustafa Kemal'e verdıgı sözü beş dakikalık gecikme lle uyguladıgı lçin bayrağı nı diktiğl dağın eteğinde taoancasmı sakağına dayayıp intlhar eden kumandan da bizden çıkar, Selinlklllerl Ege'den denize döken Mustafa Kemal'e .Selânik dönmesi»; diyebllen ce. Ka raköy köprusUnün bir ucunda yenl yapılan teknelerlne A aydır motorlan takılamayan 3 m'lyonluk ikl polis taklp botu çürür, öbUr ucunda da katran siyahu..'a bir deniz parçası şehrin DütUn pısliklerini sergller. Bir sip^rie iki mısır tanesıyle gUnlerce vurusup vatan lçin «gık» detneden ölen de bizdendir. Tanrının her günU birbirini taksit • taksit yiyerek öldüren de, politlk k^vgalar dan sanat uğraşılarına kadar her türlü çabayı yozlaştıra yizlaştı ra ölen de bizdendtr. Kesildl akmıyor su Ne bir motor uğultusu ne dönen bir tekeıiefc var. Resimll Ay'da yayınlanan bu şiir, Işçilerl greve kıı?kırttığı savıyla kovuşturmaya uğrar. Nazım Hlkmet'ln sllıin altında imzanı yoktur. Derginin sorumlusu Behçet Bey yargılanır. 9 ücak 1930'da 10 gün hapse 10 llra para cezasına çarptırılır. Aına karar 24 Mart 1930'da Yargıtay'• da bozulur; Behçet Bey aklanır. Grev Türkiye'de u/.un süre suç sayılmıştır. Komprador kapitalizminln egemenliğindekl Osmanlı Devletlnde ve küçük burjuva radikalizminln etkislnde Cumhurlyet dönemlnde grev suçtur. Bugün alabros traşla katası rendelenmlş ve sermayc Ideolojisiyle beyni yıkanmış klşllerde «Grev suçlıır» önyargısı süregeür. Yasalar Türkiye'de grevt sıkı knşullara bağtamış, usııllerl özden daha etkili saymıştır. Dttnyanın çöğu Ulkeslnde böyle bir durum yoktur. tşçl. lstediğl zaman ve gücü yeterse greve glder. «Greve teşvik diye bir auça Batı dünyasında raslanamaz. Türklye öyle bir dönttm noktasında kl, sermaye Iktldarı dUzenl saga açıp sola kapamak (abasında; emekçl muhalefetl aola kapanışı durdurmak lçin dlrenlyor. Parlamento içinde ve dısıncla çatışma süregelmekte... Işçller, sermaye iktidarımn antldemokratik davranışına karşı dlrenlyorlar. Ve bu yUzden Türkiye'nln nitellk bakımından en güçlü İşçl örgütünün Genel Başkanı lle merkez ve taşra yönetlcilerl tutuklanıyorlar. Ne demektir bu? Olayın anlaını dünyanm her yanında aynıdır. Endonezya'dan $IH'ye, Amerlka'dan Fransa'ya değin yeryüzünde İşçi konfederasyonu liderleri tutuklandıgı zaman, faşizmin dişlerinl gösterdlpl anlaşılır. Demlrel'in kumandanlığındaki Ccphe Iktldarı. işçl düşmanı MmUğinl bir kez daha vurgulamıştır. Yorum başka türlü yapılamaz. Tutuklanan İşçl liderlerinin serbest bırakılması İse Türkiye'de lşçiye dönük yasaların da geçerli bulunduğunu ve bağunsız yargıçlann varlığuu slmgeler. M Ayhan HÜNALP mlzi daha iyl anlıyorum. Ancak getirilmekte blraz gecikmemlş miyiz?» demlşti. Bir röportaj zlyaretlmde Hamidiye kahramanı Raut Orbay, elini öptürmemiş, «El öpenler sonra o eli ısırırlar evlâdun» demişti. Eauf Orbay'a bunu dedirten neydi. Çanakkale'de Fransızla rın «Buvet» zırhlısını batıran top çumuz, gemideki yaralılann kurtarılması lçin öbür gemilerin yar dımını sağlamak amacıyla sahil bataryalarımızdaki toplarımırın taretlerini yukanya kaldıımışlar, böylece ateş etmiyece.tlerinl belirtmişlerdi. Merhum Albay 1 a bam anlatırdı. Tarihinde böyle yUcelikleri olan kaç millet vardır? Oysa biz artık ruhlanmızı da sehirlerimiz gibi kirletiik, çir kınleştlrdik. tstanbulun i;inde elli kllometrelik yol yapan l.erkeslW 'Bunu görmest mdmku.ıdur Dostluklsr naaıl bakım l.ıterse, ruhlar da öyledlr. Biz ruhlarunızı hep hasat ettik, blçtik nep, ne suladık, ne de toprağını kabaıttık. Işte bu yUzden toplum olarak çorak bir vadide debele nip duruyoruz. Bursa uçağı ne oldu? Pistin or tasına 30 bln liralık boyali ÇİB giyl çeknıeyenlerin kulaklarından tutamadığımız gibi, uçağın enkazını bile bulamadık. Çözüm bekleyen meselelerimiz öylesine çok ve büyUk ki. Bunlara hergUn bir yenisi eklenmekte. Ancak olaylara yaklaşım yöntemimiz btiyle ol dukça, bir gUn gelecek biz top lum olarak yaşama yetklmizl de yltireceğlz. öylesine gUzel topraklarımız, öylesine sınırsız kaynaklarırnız var kl, yok oıup git memize bizden başka hiç bir dev lel de BzulmeyecekSIE' •'"•' " ' B lllm özgürlüğü. herkesln bllimi serbestçe öğrenme ve öfretme, açıklama vc yayma ve bu alanda her türlü araftırma lıakkuıa sahlp olnıasıdır. (Anayasa, m. 21). Blllm, yenl olanın, billnmcyenin pesinden kosar. Gerek toplıımsal gerekse teknlk blllmlerde temel aınaç, sorunlara çö«üm getirmek, topluma çözttm yolları Köstermektlr. Toplumlar ancak bu yol lle doğaya egemen olablllr, toplumsal gtiç. lttkleri yeneblllr ve sağUkü gelisebilirler. Bn niteliği lle bllim toplumdan soyutlanamaz. Blllm lçin blllm yapılamaz. Billnı tarlhi, blllmlerin toplumsal gelişmeden kaynaklandığını, şu ya da bu biçlmde onlarla lllskl içinde olduklarını belgeler. Ylnelcyelim: Billm toplumsal gelismenln sorıınları ile uğraşır, belll «orunların çözUmüne yoneliktlr, Dolayıtti ile bilimsel araştırma ve bunun sonucu olarak geliatirllen üıifrilcr, uygulamanm nastl olabtleceğlnl gösWrlr. Bulguların klmlerln yararına oldugunu Içeılr. Bunu dısta tutamaz. Bilimsel nesnelllk bu anlamda (terçegln araftınlmasıdır. Yoksıı tarafsızhk adı altında gerçeklerln «nklanması degil. Farkhyı ve yeniyl srayan bilimsel çabanın belll olmılan / alftılıııtıts). drtj|y< IHpyniası |4n*lumbn çi|llll liıriraian ve dügün hlçiınleriyh; çutışabilir. Bu dogaldır. Bilim dzgurlUgünUn özelllkle vurgulanmasının bir nedeni de bu tür çatısnıalan önlemck, bilimin serbestçe geliameslni «ağlamaktır. Bilimsel öğretlnin, «tehlikeli, toplum lararına» olduğu lddiaları ancak bl llmsel yöntemlerle saptanabllir. Bllim dıçı organlarls değll. Nelerin bilimsel olduğu, nelerin araşttrılaca£ı, blllm dısından, örneğln politikacılar tarafından bellrlenemez. Bu tutum bilimin yok olması anlamına gellr. Dogal olmayan, toplum yararına ters düsen bu anlayıs bilim özgürlüğü üzerlne konulacak en tehltkeli sınırlamadır. Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM), yasal dayanagı ve uygulama biçimi yönünden, yalnız gcncl anlamda özgürlüklerl defll, bunlarla blrllkte billm özgürlüğiinii de sınırlamayı amaçlanıaktadır. ISilimsel çalısmaları nedenlyle DGM'nde yargılanan arkadaslarımız vardır. DGM. özunde, 12 Mart sonrası dönemde billm adamları uzerlnde de yoğunlaşan baskılara süreklllik getlrmeyl amaçlayan kuruluslardır. Temel hazı nedenlerle sınırlı olan düşün ortamına DGM lle yenl sınırlamalar getirilmck istenmektedlr. Bilimsel çalısma ortamına yenl kısıtlamalar getlrilmesl, blllmln toplumsal gelişmeden daha da soyutlanması, onun toplum dışında ve gerisinde kalması deınektlr. Böyle bir sonuç ise toplumu yenl bunalunlara sürükler, daha da karanlığa lter. Bu düsüncelerl <>ne sUrerben bilim adamlaruıa özgürlük gibi ayırıcı bir oluşunı peslnde olmadıgımızı belirtmek isterlz. Gerçekten, blllm özgürlttgü ötekl i^Kürlüklerdcn soyutlanamaz, ayrı dUşünülemez. Blllm «zgürlüğü klşisel temel hak ve »zıtürlükler başta olmak üzere basm, haberleşme, toplantı v.b. alanlarda sımrlamaların bulunması karşısında anlamsız bir kavram olarak kalmak durumundadır. Daha da önemliBİ, hak vettzgurlttklerintoplumun tüm kenlmlcrinde işlerllğe kavuşması. billm özgürlUgünün varlıgı lçin bir ön koşuldur. DGM, bilimsel çalışmalara (loRrııdan karısmayacak olsalar blle kl örnekler akslni kanıtlanıaktadır Ötekl SzgUrlükleri kısıtlayıcı nltellklerl lle bllim uzgürlüğüntt de »ınıriayacaklardır. Bütün bu nedenlerle DGM sorunu bir toplumsal var olma •orımııdur. Tek başına, bir grup emekçlnln ya da aydının sorunu değlldlr Gerçek anlamda Szgttrlttkten, aydınlıktan ve bUimden y»na olan tüm güçlere düşen temel görev Devlet GUvenllk Mahkeınelerlne karşı çıkmaktır. Çevrenlzi görerek, her olayla iliski kurarak yaşamaya bir baş layın, günün yirmldört an.ıtın'ie soru'mMizluğa, "yüzıiüzlüğd, ' pışkinlige. alçatclıga, kulleşük; , ııııı •veTildigini göreeeltslniz. rm&tnyiı savunanların alaya alındığım, hor landığını, «Adam kafayı mı Urtlt müş;» dendlgini göreceksiniz. Kamyonu yoluıı ortasına gekorek göstermelık biçimde namu?a du ran, bu yUzden de normal kural ları uygulayarak sefer yapiniarm ölümüne sebep olan şoförler takibata uğramaz da, ölenler ıçin Gâvur sürücU sarhoştu herhalde» denir. Tarlanın kenarı..uafct ağaç gölgeslnde sigara sarıp da karısını çalıştıran «Erkek» bile dogum olaylarında erkek yerine kız olunca anayı dövmeyl, onun Uzerine «Gâvurun dölü» diye yurümeyi bir erdem sayar. HcıgUn gidip namaza durdugu chtninin imamı ise o adama, «Dogum olayında ananın ellnden ne gelir kar deş, doğacak çocukların cinsiyetlnl tayln etmek ne insanlann ne de tıbbın elindedlr» demez. HEGZMAETİB4 TETRKMİN TeJutiM'Hcaret KIMYEVİ Gümü»p«la Cad. 2 Unkapfcnı/İstanbul VkKr\r>n\ CD MADÜbLbK 2«35M(7Hat) Teltx:22 959SIRTR (Ajans 70 534/100991) VE DİGER (UROTROPİN) Hava Kuvvetleri Kumandanlık adayı Orgeneral özaydınlı'nm, Diyanet lşlerinln dUrüst, mert ve aydın Baskanı Ltltfü Dogan'ın artık birer hikaye olan mücadele leri, TIR kamyonlarının lk'.de bir degişen tarifeleri, satılamayan bugdayımız, Ege'de bellrlenemeyen kıta sahanlıklanmız, rtırklyeden geçen yabancı plakalı ara balara ucuz olarak verdlğımiz benzlnin farkını Devlet Hazinesinden ödememız, her seçlın atmosferinde yanan orman sayısının artması lyimser olmamız için yetersiz, kötumser olmamız için ise geçerli gerekçelerdır. Elli yaşına geldim, çocuklarımıza umutsuz bir gelecek bırakmanın hüznü içindeyim. Vatan biraz da uğrunda ölecek aydın sayısı ile ölçülUr. Biz vatanları uğrund<\ ölecek aydınların kıyımı içinde yiz, bu gidlşle de vatan uğrunda ölecek aydın bırakmıyacağız. Hıın dan hlç kuşkunuz olmasın beyler. Bugün çalınmış sınav «oru larıyia hak edilmemlş dlplomalarla hayata atılan gençlerin sınavlarını geçerli sayan bir düzenı kuran blzler, geçersiz saymayan dUzenl kuramayan bizler, yarın bu dUzenin acımasız kurallar* altında ezilip gldeceğiz. Hayatta te aadUfen kalabilenleıimlz olursa da onlar da agıtlarımızı yazacak. «Baki kalan Kubbede hoş seda!» olmayacak, yanlızca mezar tasları olacaktır! • • Ne var ki Türklye kapltallzmlntn bugünkü çıkmazmda çarkların durması lçin işçilerln genel grevine de gerek yok. Klektrlkler mkıık kesillyor; traflk boğmacaya yakalanmış; benzln sıkıntısı süregellyor; yoklar çoğalıyor; sular akmıyor; karaborsa ve sıkıntı sürmekte; Uretlm tıknefes.. JKİlerJmi «orumlıv •UÇİU. murat dersaKSJ ÖZEL 28484828 4 8 4 9 2 7 9 9 2 7 Ç»mberlita8İ8tanbul ÜNtVERSfTE YflOTNLARI İCİN BROSÜR ISTEYİNlZ ACI BİR KAYIP Yurdundan edilen insan ZEKERİYA SERTEL öyküsünü anlatıyor İDEMİREL DEMİŞ Kİ, EĞER SERTEL SOViYETLERİN ALEYHİNDE BİR HATIRA VAZARSA, O ZAMAN, YURDA GELMESİNE İ7İN VERİRİZ. BATI MEDENIYETİ Kitaplıklanmıza baştacı ettigrt mlz «Batı Medeniyeti» dediÇimlz nedlr gerçekte? Yunanlılara Ana dolu'da Türk'U, îsrail'e çölde Pt listlnlileri, Kore'yi, Viatnamı, Kamboçya'yı, LUbnan'ı birblrlerine yedirerek somürUnun saltanatı na liyakat nişanları vermckten başka nedlr. British MUzesıran ga lerilerl Çln porselenlerl ile Mısır uygarlığının talan edilmiş UrUnle riyle doludur. împaratorluk kur musuz, gittiğimlz yerlere yollar, hanlar, köprüler yapmışız. Talanı onlar yapmıs, bizl talancı göstermisler. Ne almışsak ne yap mıssak hep yanlış uygulamısız, hep kendimlzi olduğumuzrtân ba« ka göstermişlz. Meşrutiyetl *• .nı şız, Cumhurlyetl almışız yanlış uygulamısız. Demokraslyi almışız, hlç uygulayamamışız, hep yüzeyde kalıyoruz. Bakın örgülerin, sendikaların, derneklerln yönetim kurullarına, Yönetim Kurulu başkanlıklarına. Hep aynı adamlardır, hlç değişmezler. Her seçimde seçmenin önüne oasılı listeler verirler, bir de gaznz ıs marlarlar. Slz hem gazoziınuzu yudumlar, hem de o bir yığın is mi yazmaktan kurtuldum dly*rek verilen llstelerl kutuya atıverlrsiniz. Otuz yıl önce gün'Uk hayatımıza giren bir «Kokteyl» vardır Herkesin birbiriyle konıışup tanışması lçlndir. BUtlin ser vis ayakta yapılır. Uygulama nasıldır? Herkes oldugu ypıde çivıli gibi durur. Herkes hep ayıu insanlarla konuşur. Söylem'>k is. tedıgimiz hep yüzeyde kalışımız, derinlesemeyişimizdir. Yassıada duruşmnlarını ilk duruşmadan sonuna dek izleyen beş on gazeteciden birisiyim Orası çok bulutlu bir anatoml laboratuarıdır. GünUmüzde pohtıka yapanlardan, okul sıralarındi.ı hayata yenı yeni atılaıı Kenc.'levimize kadar bUtün duruşmaların tutanaklarını okumalarım dilerim. «Tedblrler Komlsyonuonun kaldırılması için 70 lmzalı bir tasarı verilmiş Meclis Başkanlığına. Imzn koyan Demokrat PurUluerın 7 tanesinin imzası okunamıyordu. Başkan Salim Basol, «Bu ta sarı rezalarda hafifletlci etken olabilir, şu okunamayan lmzaların snhtpleri kimdlr acaba Çik sınlar ortaya» dediğinde o 7 ::işl lik kontonjana 5060 kışi hirden «Bcnım» diye rıkınca, sanık mil letveklllerinden Halil Turjut. «Şimdl buraya neden getirildigi Seniha MÜRITOÖLU vefat etmistlr. 29 Eylül Çarşamba günU Kadıköy Ostnanaga Camiinden öğle namazmdan sonra Yakacık Mezarlıgında topraga verilecektir. Efl: ZtthtU MÜRtTOGLU Ablası: Neblhe SUEBt Kardeıl: Nezlhe ERPt (Cumhuriyet: 11016) EmekliFlzik ögretmenl ÜNİVERSİTEYE HAZIRLAMA SON SINIF OGRENCİLERİNE BEKLEMLLILERfc TEMEL FEN EGİTİMİ İLE 2 EKİM 4 EKİM (Motlf: 429/11013) Jstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisine bâğlı Zonguldak Devlet; Mühendislik ve Mimarlık Akademisi ' i Başkanlığından: BAŞSAĞLIĞI Tüm yaşamını İnsan aevglsl lle hizmet yoluna adamıs büyük insan, zorlu günlerlmlzde engın dostluguna sıgındıgımız azir kardesimiz ilgi ve şefkatinden güç aldıgımız sevgili öğretmenimlz: Seniha MÜRITOGLU nu kaybettlk. Acımız sonsuzdur. Kendisine rahmet, eşlne ve yakınlarına sabır dileriz. ESENİÇ LlSESt İDARECt, ÖGRETMEN ÖGRENCtLERt (Cumhuriyet: 11017) Öğretim Üyesi, öğretim Görevlisi, Asistan ve Okutman Alınacaktır Mevcut BÖlümler lçin aşoğıdakl dallarda öğretlm Üyesi, ' öğretim Görevlisi, Asistan ve Okutmana Ihtiyaç vardır. 1184 sayjlı DMM. Akademileri Kanununun ilgili maddeleri, BUtçe Kanunu hükümleri ve 1765 sayüı Ünlverslte Personel Kanununa göre tam gün aylıklı veya saatbaşı Ucretl lle Öğretim Üyesl, öğretim Görevlisi, Okutman tam gün aylıklı Asistan alınacaktır. Akademtmizde ayrıca 2. derecedan kuruluş ve gelişme güçlüğü ödeneği tediye edilmektedlr. llgllenenlerln Zonguldak Devlet Mühendislik va Mimarlık Akademisi Personel Şefliğlne müracaat etmelerl ve değerlendirmeye esas olacak aşagıdaki evrakı 8 ekim 1976. tarıhine ktdar Zonguldak D.M.M. Akademisi Başkanlığına yollamaları duyurulur. öğrellm üyesl ya da Billm dalı öğretim görevltai Asistan Okatman Mıneral Klmyan 1 ı Madenlerde Kazı ve Hazırlık 1 1 Kömür JeoloJI J 1 1 Madenlerde Havalandırms Tasarı Cîoometri lngıliEce Almanca A) ARANILAN ÖZELÜKLERî 1 öğretlm Görevlileri lçin en az Yüksek MUhendls veya mastır derecesinde tahsıll halz olmak. (Doktora tercth sebebidlr). Okutmanlar lçin Yabancı DU Okutmanlıgı ile ilgili en az 4 yıllık bir yüksek öğrenim dlplomasına sahip olmak gereklidir. 2 AskerUğinı yapmıs olmak veya kısa «Urell yedeksubay adayı olmak. 3 Kasım 1976 ayında göreve başlayabilecek durunKta olmak B) AHANILAN BELGELER: 1 îş isteme dllekçesl (öftreUm Üyeleri ya da öğretlm Görevlileri ve Okutmanlar kadrolu veya saatbaşı Ucreüe görev yapacağını bellrtecekler, Aslstanlar sınavına girecekleri yabancı dlli bildireceklerdlr.) 3 Meslek ve öğretJm tecrUbosini gösterlr belge, aync» Akademlk ve bUlmsel yayınlan varsa birkaç nüshası. S Dlploma ömegi, özgeçmiş büdlrinıl, veslkahk bir fotograT. (Basın: 34818/10995) Tiirk Dil Kurumu'nun Deneme ödüliinü kazanan Memet Nazım'ın sunuş vazısıyia ŞIÎR ı o CEHİIYET Salâh Birsel Fiyacı İS Lira İstMiM ÇAODAf VAVINLAM Gazetesinde (Cumhurlyet: 11009) . 3 İSTANIUt (Cumhuriyet: 11010) MIMMHMMMMMMMIIMMMIMI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle