29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İKİ (UNHURİYET 22 EYllîl 1976. H ukuk, insanoglunun topluluk halinde yasamağa başladıgından bu yana, uygarlığm ve insanlığın gelişmesiyle dofcru orantüı olarak, toplumun her kesiminl ve bireyleri ilgilendiren blr kurum olmuştur. Insanoğlunun, topiumsal yaşama, haklarımn daha çok gUvence altına alındıgı inancıyla katıldığına ilişkin kuram gibl, hukukun topluma egemeh olması oramnda. kişının haklarının gUvence altına, hukuk güvencesi altına alındı£ı savj tla, uygulanan yasalann ve devletin, dialektik görüşle saptanan gerçek nltoliğl karşısında, geçerliligint yltirmiştir. Gerçekte insaııoğlu, toplumsal yaşama geçtigi andan başlayarak, toplumun listünde, ama toplumdan çıkmış, toplumsal ilişkileri, bir kesimin istemlerine göre dtlzenleyen, bir otorlte lle karşılaşmıştır. İşte bu otorite, t.oplumda sımf çatışmalarınm başlamasıyla, giderek devloti oluşturmuştur. 3u halde, hukuku otoriteden, devletten ayrı düsünemeylz. ÇUnkU, hukuk kuralı yaptırım gücünti, otoritcden, devletten alır. Vo hukuk kuralım öteki kurallardan ayıran da, bu yaptırım gücüclür. Şu lınlde hukuku, devletten ayrı olarak düşünemeyi?:. Bir başka deyimle iktldarlar hukuka mnhtaçtır. Bu bakımdan, «hukuk, egemen sınıfların kendi sınıfsal çıkarlannın korunması ıçın, koyduklun kurallar» olarak karşımıza çıkmaktadır. Egemen sınıflar böylece, hukuku çıkarlarının koruyucusu yapmışr lardır. Toplumdakl çelişkilerın kaynağı da, işte, bu gerçektir. Toplumun ötckl sınıf ve tabakalarınm zaman zaman haksızlık, baskı ve zulme karşı çıkmaları, çeüşkinin bellrli bir planda geçlci de olsa hafifletilmesiyle ve ezllen sınıf vo kitlelerin bazı hakiar elde etmealyle sonuçlanmış, ancak egemen güçler, llk fırsatta bunlan gerl almaya çalışmışlardır. Bu kavga, ezilen ve sömürülen halklarm bilinçlenmesl doğrultusunda başan kazanmıştır ve kazanmağa devam etmektedlr. Kltleler burjuvazinin kendüerinl nasıl sömürdüğUnU gördüklerl oranda, giderek, erneğin değerini anlamakta ve yeni bilinç dUzeylerine ulaşmaktadırlar. îşte tekelcl burjuvazinin istemediğl de budur. Emekçi, nasıl sömUrUlduğunU anlayacak bilinco ulaşmasın... DUşUnce suçu bu çabanuı ürünüdür. SömürUnün farkına varan emekçi bu çarkı aucak örgütlenerek durdurabileceği lçin de, örgUtlenmek ayrı bir suçtur. Bu olgu, tekelcl kapltaliımin egemen olduğu her Ulke gibi, Türkiye'de de vardır. Ve lşin garibi, işte bu suçlar devlet, Rüvenligine karşı sayıldığı için. bizde, DGM kurulrauştur. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER DGM Sınıf Mahkemesidir M. Emin DEĞER Uluslararâsı Tekelci Kapitalizmin uzantısı lşbirlikçi burjuvazl, kendi sınıfsal çıkarları içın kurmuştur DGM'ni. juvazinin, kendisinl. Ortaçag derebeyinin emrin dekl askerden farklı görmcdiRini anlayacaklır. Bugün, Ortaçağ'ı lânetle anarken, derebeyle rln zultlm aracı olan askerleri de aynı lânet çukurunun içine atıyoruz. ÇUnkU askerler. derebeylerin emrinde, İçinden çıktıkları halka karşı, kendi sınıflanna karşı, bir sömUrü ve zulüm ögesi olmuşlardı. Daha yerinde bir deyimle maşa olmuşlardı. Yarının kuşakları, bugünün gerçeği göremeyen, gerçegi göstermek iKteyenleri dinlenıeyen, hatta onları suçlayan hukukçularını da ha da artan bir şiddetle lânetleyeceklerdır. Unutmayalım kl, tarihin yargısı keslndir, tem ylz de edilemez. Hukukun silAh olarak ve hukukçu eliyle kullanılması, hukukun zulum ve sömUrüye âlet edilmesi, gerçekten korkunç bir olgudur ve burjuvazl nin bu son silâhı, öteki silâhlardan daha da tehlikelldir. Bu silâh, emeğin sömürüsünU emekçiden sak lamayı amaçladığı için tehlikelldir, korkunçtur, ve hukukun blr silâh olarak, bu amaçla blr silâh olarak, kullamlması korkunçtur dlyoruz. ÇUnkU bu silâha karsı çıkış hukuka karşı çıkış olarak nitelenecek va cezalandınlacaktır. ÇUnkU uygulama odur ki hukuk bir sınıfın çıkarlannı koruyan kurallardır. Ama gerçek anlamda hukuk elbette bu degüdir. Hukuka karşı geliş suçlamaaı, lştn iç yüzünü, gerçeği ve öeü görmeslnl bllmeyen, bilnçlenmemtş kalabalıklaı için. Rcçerl! bir suçlamadır ve egemen güçlerln, böylece toplumun bir keslminde, uyuttukları kesiminde, yandaş bul malarını sağlamaktadır. Hukuk Burjuvazinin Silâhıdır Hukuk, otorltenln emrinde bir silâhken, zamanla otorite karşısında, toplum bireylerinın hak ve özgürlüklerinin koruyucusu, kişinin devlete karşı sığınağı olmuştur. Hukuk devleti kavramı bu gelişmenln son aşamasıdır. Devlet, o sonsuz gücünü, toplumsal gelişmeler, daha doftrusu ezilen sınıfların direnişl karşısında, bu direnişin gücUnU kırmak için, hukukla sınırlamayı kabul etmlş görünmektedir. Bu zoraki bir kabuldür aslında... Genlj halk kitleleri, hukuku, egemen güçlere karşı bir silâh olarak kullanmayı bilmemektedir henUz. Devleti egemen sınıfların bir aracı olarak niteleyen görüşe göre, «Hukuk Devleti» egemen gllçlerin çıkarlannı, bir stlre daha, ama bu keu hukuk glbi UstUn ve erdemlt bir kuruma sığınarak sürdUrmek için yaratılan blr kavramdır. Te kelcl Kapitalizm, sınıfsal egemenliğini, ezdifci vo sömürdUğU emekçinin yüzUne gülerek sUrdürmek yolunu bulmuştur böylene. Eskiden, feodalitenin askerlere beklettiği, toprakları üzerinde kurulan fabrikalarda çalışan işçilere. hakkını vermemek için, bu kez hukukçuyu. hem da eline silâh olarak, kendt koydugu kurallan vererek, hukukçuyu kullanmaktadır burjuvazi. Ve çoğu kes de, içinden çıktığı halka karşı... Çağırmcın hukukçusu eğer dikkat ederse bur Demlrel, «DGM'ne karşı çıkmak Anayasava karşı çıkmaktır» sözlerlyle bir gerçeği; DGM'lerinln tekelci kapltalizme dayalı lşbirlıkçi burjuvazinin mahkemelerl olduğu, onların, emekçi halk kltlelerine karşı kurulmuş silâhı olduğu gerçeğinl; kaıntlamaktadır. Ve 12 Mart faşlzml 1961 Anayasasının getirdiği Hukuk DUzeni'ni o er demli yerinden indirerek, burjuvazinin eline, halkın çıkarlanna cevap veren, en azından emekçi ile işvcrcn arasındaki dengeyt saglayan, kişiyi Devlet ve kapital karşısında gliçlü kılan bir öge olmaktan çıkarmış, burjuvazinin, halka çevirdlğl, kurulmuş bir silâh haline getirmiştir. DGM'lerlne karsı çıkışın yogunlaşması, yurtsever gençliğin, işçllerin, aydmların ve giderek emekçi halkın, bu silahın kendilenne çevrildiğinl görmelerindendir. Bu nedenle çağımızda, hlçbir yargı organı DGM'ler kadar eleştlrilmemiş va hlçbir organın yargıçları bu kadar güç durumda kalmamışlardır. TUrkiye Barolar Birllğl Başkanı Prof. Sayuı Faruk Erem'in DGM ve yargıçlan için .Savunma olanağı tanımayana hâklm, savunmayı değerlendirmeyene de mahkeme hUkmU denllemez, DGM lerlnln mahkeme olarak topluma kabul etUrllmesi olanaksızdır> sözlerinden, bu eleştirilerin hangi noktaya vardıgını görmekteyiz. Yargının ve yargıca duyulan saygınlıgın toplum katında böyleslne yitirlldiglnl görmek çok dUşUndürUcüdUr. Görülen odur kl, burjuvazinin silâhı geri tepmek üzeredu. Bu nnktı;, hukuku silâh olarak kullanma glbl bir tutumla, hukuka saygısızlıgın sonucudur.. Demlrel'in dedigi gibi, DGM'lerine karşı çıkış hukuka karşı çıkış degildlr; belki ve en dogrusu, hukuku, gene hukuksal yollarla savunmaktır. Hukuku gerçek ve erdemll yerlne, saygm yerine oturtmaktır. DGM'leri yargı birliglnl yıkan, yargının bağımsızlığına karşı çıkan, yargıç güvenceslne meydan okuyanlann eseridlr. DGM'lerln» karşı çıkanlar, bağımsız mahkemelere, genel yargı yerlerine, bağımsız ve gUvencell yargıçlara olan gUvenlerini göstermekte, ve hukuka saygınlıgın kav gasını vermektedirler. TUrk kamuoyu, kendilerlne çevrllen silâha, aynı tUr blr silâhla, hem de bu silâhı yerinde ve bilinçle kullanarak karşı koymaktadır böylece. Bu eylemln halkın egemen güçlere karşı bilinçlenmeslnl saglayan blr yöne döndugünU görmek, hukukun gerçek sahiplerlnce blr silâh olarak kullanılmanna yol açtığını lzlemek gelecek İçin umut veriyor. Halkın başansı, hukukun zaferl olacaktir. Hiyaneti Vataniye... nkara'da şu (rilıılcrdc devletin gilvenllJH konusunda tartışnıalur silrüyor. Mllletveklllerl, scnatitrler, Bakanlar, Müsteşarlar, slyasal partl yfinrtlcllerl, genel haşkanUrı; devletin gUvenllğlnl nasıl Mğlamak gerektltlnl düşünUyor ve konımııyoılar. Bu tür tartışmalann llk kez yanıldıgını sananlar, aldaııırlar. Ankara'da nıademkl yarım yüzyıldan berl Cumluırlyet devleti vardır, o devletin varoldıığu yerde güvenligl' nin »özkonusıı olması duğaldır. flele Mııstafa Kcınal Paşa gibi bir devlet kurucusunun, kıırduğu devletin RÜvenliğlıu dü^ünnipmesi olanak dışıdır. Hunun içindir ki. Anknra'da Büyük Mlllet Mecllsl kurulduğu günden berl devletlu güvenllğlnl korumak lçin sert yasalar çıkanlmıştır. 2 Nıimaralı Kanun, bıınlardan birlncisldir. * Atatltrk 3 Numııralı Kanıınu devletin güvenliğlni sağlamak için temel önlrm olarak benlmsemişti. 2 Numaralı Kanunıın adı: Hiyaneti Vatanlyr Knnuntı .. Acaba klınler lçin çıkurıhnıştı Hijaneti Vataniye Kanunu? Devleti yıkmak istiyenler nnstıi nltelenmlşlcrdl? Atatürk, Cumhuriyet Drvletlni ktırmaya yönellrken, devletin gttvenligiııi IUIMI anlıvnrclıı?.. Vc şlnııli başftentte toplanıp devletin siivcnliğlnl saglamak için VIIMI v'kaıınava çabalayan iktidav milletvckillcrl, bakanları, grup ba^kanvekillerl, sözcülerl; dovletin RÜvenllfeinl nasıl anlıyorlar? Bu sorulara cevap vcrebilmek için Hiyaneti Vatanive Kanunuua blr gliz atmak gerekiyor. 2 Sayılı Vatan thancti Yasası diyor ki: « Dlnı veya dlnin kutsallığını slyasl amaçlara nsas veya âlet etmek maksadıyle dernekler kunnak yasaklır. Bu kabil donvsklerl kuranlar veya bu derneklere girenler vatan haını sayılııiar. Dinı voyu dinin kutsallığuıı âlet ederek devletin şekllnl tadil ve tağyır veya devlet güvcnlıginı ıhliü ve dlni veya dinln kutsallığını ftlet ederek her no suretle olursu olsun, halk arasında te.sat ve nltak oluştuınıak ıçin gerek tek başına, ^erek topluca, söz veya yazı veya fiil biçiminde veya st>ylev varerek, ya da yayın yapmak biçiminde harekette bulunanlar kezaük vatan haim addolunur..» Vatan llıanetlnln cezası yaaada şfiyle Mptanıyor: « Biltiil vatan ıhanetınde bulunan, asılarak idanı olunur. Yardımcı olanlar ile eylemleri teşebbüs dUzeylnde kalanlar Ceza Kanununun 45. maddesi gereğince cezalandırılır .» Bu davalarda görcvll mahkeme Iıangisidir? « Ceza Mahkemesidir..» A Buyrun Sandık Başma OKTAY AKBAL Evet Hayır DÎL IŞIĞI ille görUr insan, dllle tanır, dille kavrar. BUtün du şünceler dille ortaya konan UrUnler olduğu gibi, dUşunme yeteneği de dille gelişir, dille blçimlenir lnsanda. Sözle biçimlenen, kavramlaşan bir ınsandır dll. însanın kendi bUtUnlUgU içinde gelişmesi, yenileşmesi, özunden evıer.e açıiıp bir uygarlık varlıgı olması dlla baghdır. Bir Ulkede dil na denli gelişmiş, ilerlemişpe uygarlık UrUnleri de o oranda yaygmlaş nuş, serpilip boyatmış, çiçcklenmiştir. Nerde dil durmuş, do kunulmaz, değişmez bir nitelik kazanmışsa orada ne gelişmenln sözU olur, ne de yaru. na eylemi nin, ilerleme atılımuun. Dilin uy garlık alanındaki önemini, insan varlığındaki etkisini Dilmeyenler, onu blr anlaşma aracı, kusakları blrblrine baf yan yUz den bir bağ sanmışlar. Oysa dil bag değil, yaratır.ı atılımın can damandır, besleycn tesuyu, dlrılik veten gövde «ıcaklığıdır; Bu tıcaklığın olduğu yarflB canlılık, gelişme vardır. olmadıgı yerde de ölUm. Bugün «ÖİU» denen dlller sıcaklıgı olmayan, yU rek çarpışları durmuf, kanı don muş, katüaşmış varlıklardır ancak. D TÜRK DlLi, HANGi KOJULUR ALTINDA BiR «DiL> OLARAK ORTAYA ÇIKMIJ5A, ASYA'DAN AVRUPA'YA DEGiN ADINI ONUNLA DUYURMUSTUR. BiR TÜRK AYDINININ GÖREVi DE BU D ı U I ORTAYA ÇIKARMAK, ARITMAKTIR. Tek çıkar yol vardır: En kua zamanda genel seçlme jttmek... önce tarafsızlardan bir geçlcl hükiimet kurulur, ttç ay Ifilnde de mllletveklU seçimleri yapılır... MUllyetçi Cephe Parlileri bir buçuk yıl Içlnde ulusumuzu tanı blr çıkmaza getlrlp bırukıruşlardır. .Blr daha Başbakan olamaz. denllen Demlrel yenlden Başbakan olmuştur işte! Ulusa ve diinyaya 12 Mart'ta Iktldardmn düşürülıneslrıin acısuıı çıkardığını göstermlştlr. Blr tesıln sürglt başbakan olacak değil ya! Yetmez ml 1*65 71 aragındakl altı yıllık, ondan sonra da blr buçuk yıllık BaşbakanIığı? Yedl buçuk yıl Türklye Başbakanı olmuş kaç mutlu klşl var? Cumhuriyet tarlhinde en uzun süre Başbakanlık yapanlardan blrldir Demlrel. Her lktldara gelişlnüu ardında uçurumlar, çtknuucUr, bataklıklar bırakarak glder. Birinclsinde öyle oldu, lklnclslnde daha köttt oUcağa benzer... Bngfin TOrk ulusunun yannndan çoğu Demirel'in baçında tralnndutll MC lktldannın karşisındndır. Yapay blr ortaklıkür MC. tktidar tutkusu, çıkan, birleştirmlştlr Irill ufaklı dört paröyl.. Bay Demlrel tek başına iktldar olamıyacafını anlaymca Erbakan'a, Türkeş'e, Feyzioğlu'na el uzatmıştır. Kayan uçan ttç beş oy daha ssğlaınantn yollannı bularak Meclls'te güvcn oyu «lmııjtır. MC ortaklanna, tek tek sorsanm dUşUncclerlnl, ama fcrçek düşUnoelerlnl, hepsi blrblrlerl İçin demedikierlnl bırakmayacakUnür. APllsl MSPItye, MHP'Ilsl CGP'llye, kısacau hepsi blrblrlne karşıdır, karşıttır. Feyzioğlu gardrop Atatürk(illüğüntt savunmak zorundadır. Erbakan'sa laytk cumhurlyetten biran önce kopmaya bakar, Atatiirk'ün adını blle anmak Istemez. Türkeş Isc Tiirk ulusunun başma FUhrer» olarak gtlebllmek hayallerlyle haşır neşlrdlr. Demlrel, «Bugun dttn degildlr, yanıı da bugün olamayacaktır. çeşitlnden anlamlı anlamsız özdeylşlerle «Idare eder» işleri!.. Anamalcı diizen bu dört anlayıştan da yararlamr, hepslnl besler, hepsinl ayn ayrı destekler. MC Iktldan anamalcılıkUn yanadır, anamalcüıfa davanır da ondan.» «Hukuk Devleti» dJyor MC llderlerl, en başta Demlrel, sonra Feyzioğlu, hukuk devlett, hukuk ilkelerl, demokrasl, Anayasa vb! Öte yandan Türklye'nln seçkin hukukçulan toplamyor konusuluyor, blldlrller yayınlanıyor. Hepsl MC kafaıına, tutumuna karşı. MC'nln Devlet Giivenllk Malıkrmelcrl yasa taBarısını demokrasiye, hukuka aykırı buluyor. Dlr ülkenin lıukııkçuları, hukuk alanınm en yctklll kişilcri, bllginlerl MC'nln tasanlarına karşı çıkartuı kamuoyu bıııulan çıkar elbet. Barolar Birllgl Başkanı Prof. Ercm «Hlç btr demokratik ttlkede DGMIer yoktur» diyor. CHP Mcclls (irııp Başkan Veklli Ujsal, «Devlet Giivenllk Mahkemelerl ile yargılanmak Istenen. toplumun genlş blr nosyal kesltldlr, toplumun özlemleridir, yoksulluğu üzerinden atraak Isteyen vo mutlu bir ılüzcıı •rayan diinya göriişUdUr. Gerçek o kl DGM'ler yalnızca blr hukuk tartışması sorunu degtldlr. DGIVl'lerin iiziiııde haklm sınıfların slyaaal iktldarlarının isteklertne göre bütfin emekçi aımfların üzlemlerlnl bastırmak sorunu yatıyor» dlyor. Mllyonluk U}e«iyle DİSK «genel yaa» »an edlyor. DGM'lere karşı bütün gücüyle eyleme geçlyor. TUrkiye'nln aydın guctt, billnçll fücü tümüyle MC'ye karşı çıkıyor... An» Demlrel'in başında bulunduğu MC İçin DGM'leri yenlden kurmak var olmak yok olmak sorunudur. Evet, MC Iktldan şlddete başvurmak, lşl şiddete dökmek yoluna glrmiştlr artık. Bundan gerl dönemeı, döndilgünde Iktldan bırakmak gerektlğlnl billr. Oysa her partl, her polltlka adamı blr gUn gellr Iktldan bırakır. Bu çareslz bir gerçektir. tktldan ulus çoğunluğunun oyuyla da elde etmlş olsa ylne lktldara »Urgit gahip çıkamaz. Oysa Bay Demlrel 1965'te, 1969'da ulustan •Jdığl «lktidar olma» yetklslni 1973'de yitlrınlştlr. Bu kex blnblr hesapla, zorlukla, bir ortaklığın başında Başbakan olabilmiştlr. ¥anl, altındakl koltuk ulusca verilmlş drğlldlr kendlslne. llk •cçlmde çekllecektlr o koltuk, MC iktidarı tepetaklak «.idecektir. Şlddete başvurdukça. yasalan zorladıkça, hukuk dcvlrtlne yakışmayan çarelerc sarıldıkça düşüşii blr devriliş haline gclecektir. Evet, en kısa zamanda genel seçlme gldilmesl gereklyor. Bunu en başta Demlrel lstemelldlr. Emekrlyl, aydını, öğrcnclyi, köylttyü, kısacası seçmonlerln yandan çoğunu karşısına alan blr azınlık partislnin Ilderi hukuk dışı yollardan lktidarda kalmayı düşttnemez. Dayan, dlren, kacma, korknıa, bastır, ez, daha sert tedblrlnr al, Sıkıyıinollnıe glt, partiz mlurını Ustlerlne aaldırt şunu yap bunu yap dlyen sorumstıı klşiler, blr fün gelir yok olıır ortalıktan, hatta karşiNiııa bile geçerler daha düne dek şiddet yoluna ittikleri polltlkacımn... Bunlan yakın yıllarda hep gördük. Bay Demlrel sagduyu çlzglslnden kopmadıysa bu gerçegi billr, hatırlar bazı olayları. Ulus, MC ortaklığını Intemlyor. tstenmcyen hlr Iktldsnn yapaeağı blr tek Iş var, görevl bırakıp leçlme gitmek. Gücü Tarsa bunu seçlm alamnda, sandığında KÖstertr. Ismet Zeki EYÜBOGLU gldlllr» buyruğuna karşı blr soru biçimleniverir nirden: Hangi ağızla konuşarak? Fuzuli'nin, Nergisi'nin, Veysi'nin, Nedim'in, Galip'in Türkçesiyle • .i, Yunus Emre'nln, Karacaoğlan'm, Dağ larca'nın Türkçesiyle ıiıi? Asyadan Avrupaya değin blı «TUrk Diliunin geçerliliği aiizkonusuy sa hangi dll öğeleruıe göredlr bu? TUrkçenin özünü ^lusturan an duru sözler bütünll mti, yok sa, Arapça Farsça fcarıaimi agız yan sözde aydınlar !ç!n dil «ku şcıklar arasında anlaşmayı saglayan bir araç» duvıımundadır. Oysa «araçula dUşUncn, anlaşan bir bnş vorimsizüır, kısırdır. DU şünme dilin dışınia, dı'. dUşünme nin ötesinde bir varlık deği! ki «araç» girsin araya. fız yeni konuşmaya başlayan bir çocuğa bl linclne varamadıftı ^tîzlerce Arapça, Farsça ^öz belletin, son ra donün işte sana «aroç»ı verdlk düşUn, deyin, Olurâlu blr sonuca yarma olanaijı yoktur bun da. Ancak söyleyecegt cüzUn klkünü, örünü bilen .ılr kimse onunla dUşünebilir. KökU blllnme yen bütün sözler, kavramlar bl rer bulanık «aktarma» olmak'pn ötoye geçemez. «Araç»la düşUnma olanagı olsa, yüzyıllar boyun ca Arapça Farsça Kansımı bir dille konuşan, o 4U1 savunan bunca bllgin (I) klşı ortaya başarılı bir Urtln koymaz mıydı? Neden bu güzel ıaraç»ı savunanlar, ona kırk boya vurmayı büyük bir başarı sayıınlar içinde şöyle yararlı, elle tutulur bir iş gören yok? Neden yıllardır yayımladıkları Osmanlıca japıtların blle çoğu yanlış okunmuş? lunan, başkaiarınca «işlcnmiş» «kavramlarla yazmuk Însanın gö rüş alanını, bakış açısını genlşletmez. İşte Türkçe i>v lapmrlar sonucu kendi içine kapalı, evrenle bağları kopmuş, tarih alanında varlığını sürJüıen bir uiu sun değll, bUtUn gellşimlere arka sını dönmüş blr copiuluğun güncel anlaşma aracı olup l:aunıştır. Osmanlı toplumunun TUrkçeyl, «Turk»ü kUçUmsemesı, onunla alay etmesl, TUrkçeye ^aba» demesl bundandır. Osmanlı ayrlını lçin önemli olan nnlam değll ses tl, ses ne denli yUksek, gUmbtlr tülü olursa o orai'da etkiliydi. Oysa çağunızm aydını için ses değll anlam önemlldir. DUşünme eylemini yUrüten 4es değil anlam dır, yaratıcı atılımı besleyen, oluşturan da yalmz anlamdır, bilinçtir. BUtUn uygarlıklar sssln değil blllncin, belll bir anlamda düşUnmenin UrünUdUr. Dil lnsan; aydınlatmadıkca, dU şifrjme eylemini ışıia jkarip ona, pırıl pırıl blr yol gîistermedikçe ttlr «araç» da olsa y..rorlı değlldir, blr yUktür Însanın belle'*inde, bir söz yığınıdır. lrtlşunm''k sözler arasında, ötelllkle kftkler dUzeylnde, bir «fcçim yapmaktır, seçmektir. Söz yığını karanlık olduğundan onda seçme de olamaz. Seçme JUzen lster, billnç aydınlığını gerekll kılar. Dilin dUşünme yetisini aydmlatan bir ışık olması da bu seçme işlemini sağlarntfsmdan dolayıdır. Dille içi aydınlnnmayan bir kimse nasıl akı toradan ayı rabilir, seçebilir, dUşUnebilir? Dil devriminin blze sağladığı en güzel kazanç da bu dll ışıgında seçmeyl başarmaktır. Dll ışığında seçmeyl ' "'ere "andan «ev gller, bilmeyenlere de uğurlar olsun, günUn blrinde dll ışıgı un ların karanlık evrentnl de aydın latacaktır... Mustafa Kemal Paşa, bu devleti kurarken gUvenUğlnl de böylece duşunmüş ve o dbnemdekl BUyük Mlllet Meclisi, devletin KÜvLııliglno Ihanet cdecck olanları böylece nltelemlş, tanımiamış. . Cumhuriyet devletinin temcllndeki harç bu felsefeyle yoKrulmuş... Pekl şimdi ne yapıyorlar devletin giivcnllğinl düşiinenler? Demlrel, Erbakan, Türkeş ve yandaşları; hangi açıdan bakıyorlar vatan Ihanetl eylcmlne? Bugün hilkUmetin en büyük Iki partUI olan AP lle MSP, 163. maddenln devletin güvcnliğinı ilgilendirmediği savındadırlar. Ku amaçta ortaklık kurmıış; işbirlİKİnde kenetlenmişlcrdlr. 163. madde, 2 Numaralı Hiyaneti Vataniye Kanununun kapsaıııına giren tuçları içerlr. Dlnl ve dlnln kutsallığını slyasî amaçlara âlet ederek dernek kurmak, devletin laylkllk dUzenlnl yıkmaya yOneunek 163. maddenln kapmıdıjtı; ve aynı zamanda 2 Numaralı Hiyaneti Vataniye Yasasl'nın saptadıgı auçtur. Bu BUÇU De\lel Uüvenlik Mankenıeleri gürevl dı^ıına çıkaran hlr anlaşmayı öııgören AP • MSP • MHP ortakUğının Cumhurlyete vr Atatürkçülüjke ne denll tera dilştüğtt Hiyaneti Vataniye Kanununda yazılıdır. Cephe ortakiığı, Hinayetl Vataniye Kanununda nltelenen vatan hainlerlni korıınıaya yönclik DGM hazırlıgını sürdürmekte: ülkcntıı aydınlannı, işçilerlnl ve alınlrrinin hakkını lst«yen yurttaşlnnnı cezalandırmak lçin slyasal mahkemeler kurmak yolunda elblrllğiyla çabalaınaktadır. AtıttUrk'iln Cumhuriyetl, böylesine blr Ktivenslzliğin ortaklığında boşuna devlet güvenligl aramaktadır. Hızlı blr yenileşmo, gelişme, kendinl güçlendirme atılımı İçin da olan TUrkçemlzı böyle blr anlayış ortamında eie almanın, böyle blr açıdan pormenin gereği vardır. BugUn «Türk» diye bir ulus, bir topluluk varsa özünU yansıtan, kimllğlni biçimlendiren dili yuzUndendlr. «TUrk Dili» di yoruz, onu; yapısını, ses d<lzenini, uyum aşamiUrını inceliyerek özunu kavnyor, içlndeki yabancı varlıklan MQeblliyoruz. Pekl nedir bu «TUrk Dili» denen varlığa kimliğini, kışiliğini kazandıran? Hangi rtlçüye göre «TUrk Dili» diyebillyorur, bu eski, bu köklü dile? Yapısına, kıııuluş duzenine, ses öğelerlne dayanarak. öyleyse «TUrk Dill»nln kendi bUtuniugü İçinde blr arınmışlığı, kendlni oluşturan, başka dlllerden ayıran blr niteligi vardır. «TUrk Dllinni uygarlık ozU olarak aydınlıga çıkaran odur. TUrkçede şu söz Arapça, şu söz Farsça, şu .lUmem hangi dlldendlr derken blr «dll yapısı» Ozelliğl dikillr karşımıza, onunla ayırırız dillerl blrbirinden. De mek bUtun dlllertn Kendi ttzlerlnl aydınlatan blrer ışıkları vardır, onunla görUrler ünlerini, yol larını. BugUn Uzak Asya'dan Avrupa içlerine değin «TUrkçe konuşarak» gltme olanagı vardır dcnir sık sık. Doğru yanı vardır bunun. Ancak bUtUn TUrk ağızlannı bilrne gereğini de eklcyellm buna. TUrkçenin Arap • Fars dll leriyle karışarak «zenginle(.Utiniu söyleyenlerln goftu lurgız, Ozbek, Başkırt bg. TUrk ağızlarmdan birlyle okunan blr blldiriji anlamak degil dlnlemekle yetlniyorlardı, çok gördilk öylelerini aramızda Onların bu «Avrupadan Uzak Asyaya Türkçe konuşarak TUrkçeyl «TUrkçe» yapan öz. karışmayan, kendi doğal bütünlUğU içinde, varlık alarunda yaşayan dildlr burada sö*. konusu. TUrk dili, hangi koşullar altındablr «dil» olarak ortaya çıkmışsa, Asya'dan Avrupa'ya rieğin adını onunla duyurmuştur. İşte bir TUrk aydınının, dUşunUrUnUn gö revi de bu «dll»l ortaya çıkarmak, arıtmaktır. Dil sevgisi, dil sayglsı bunu gerekürir. Yoksa, şundan bundan eğreti sözler, kav ramlar almakla dil kurulamaz, ancak yama vurulur onun ötesine, ona bir «eskicl dili» denlr. Dil lşlenirse, onu işıeyecek yete nekte, güçte aydınlar, düşünürler olursa gelişir, vzenginleşir» TUrkçe, kendi gellşme doğrul olgunlaşır. Bu da «dil blllncl»yle tusunda görülen sapmalar yüıünolabillr. BUtUn düşur.ot işlemi ö den, bir uygarlık dlll olmaktan dünç sözlerle suıırlanan, onlann çıkmıştı. Bu sapmalar Arapça çevrelediğl ortam dışma çıkama Farsça yüzUnden oldu. Elde bu ^ ? .. „.;;. RONG4LİT VEDİĞER ro l ü A n n n M A U U b L b K 2135 50 (7 Hat) T«itx; 22 959 SIR TR GÜmüşpıla C*d. 2 Unkapanı/lslanbul Bayram Gazetesi BAYRAM OÜNLERÎNDE. YURDÜMÜZUN HEB VERÎNDB OKUYABtLECEÖlNÎZ OAZETE TSTANBUL BAYRAM GAZETESl'dir. İLAN VEREHEK YÜKİEK TİRAJINDAN 7ARARLANABİLECEÖİNİZ YEGÂNE OAZETE, OFSET BASKIU ISTANBOL BAYRAM GAZETESt'dlr.. Adres: OMeteoller Cemlyetl Cag&loglu Istanbul Tel. ! t2 12«2zaM(MJ M80M ACI KAYBIMIZ Sıvas eskl millotvekilltrlnden merhum Abdülmuttallp öker v? merhume Nlmet ÖKKR"ln oğlu, merhum Nacl KRK va merhum» Sabriye ERK'in damadı, Sabahat ÖKER'in kıymetll sevgili eşi, Ayşe ARSLAN ve Mshmet OKER'in sevgill babalan, Alp ARSI.AN, HUsnlye ÖKER'in kayınpederl, Ülker EDÎS'in «ğabeyl, merhum Bülent EDlS'in kayınbiradtrl, Sallm ve Berln ÖKER'in yağenl, Allye IŞIK, Doğan ve Nazan ATAY'ın dayızactosl, Nelat EDtS'ln dayisı, Saadet, Kemalettln ve Satıa ERK'in enlştelsrl, Yıldız GÖI.ÖNÜ ve Mtne KOYUNCUOGLU'nun amcazadesl, Dr. Ahmet ve Peruze ARSLAN lle Rıfat ve Servet KORKMA? ailelerlnln dUnUrU, Şaziy» ve HUdai SÖNMEZER'in mancvl ağabeylorl, Tuğrul ARSLAN ın sevgill dedesl; ÇOK KIYMETLÎ VARLlGlMIZ; Türk Kalp Vakfı «KALP ve GÖftÜS CERRAHİSt VAKFI» KALP DAMAR ve OÖÖCS HASTALIKLARINI KABULB DEVAM ETMEKTEDtR.. ADRES: Şişll, Büyükdere Cad., Palaeoğlu Sok., B. Blök 33/1. Muayene Saatl: 14.00 18.00 arası Tet: 48 58 66 Prot. Dr. Celâl ÖKER'i ZAGREB'deki müessif uçak kazasında kaybetmiş bulunmaktayız. Azfz nâ$ı yurda getlrilerek 23 EjlUl Perşembe günü, Şişli Camiinde kıbnacak öğle namoıını müteakıben, Edlrrvskapı Şehitliğindeki ebedl istirahatgahına tevdl edUftcektir. ILÂN A 1 LES î Tütün Eksperleri Yüksek Okulu Müdürlüğünden 1) Okulumuza 1976 77 dönemi lçin ön kayıt usulü lle 60 ögrencl alınacaktır. Bunlarm tamamı, bursJu olarak Tekei Genel MUdUrlUğü hMabına, öğrealm yapacak erkek ögrenciltr olacaktir. 2> Adayların 1976 Unlverslteleraraaı Seçme Sınavında 500 ve daha yUksek Fen puanı kazanmış olmalan şarttır. 3) ön kayıUar 20 EylUl 1976 gunU saat 9.00'da baslaftk 8 Eklm 1976 günU saat 17.00'de sona erecekUr. 4) ön kayıt işlemlne, Tekel'in îstanbul Kartal Cevlzll semtlndekl Okul MUdUriüğunde, Util gUnleri dısında* kl günlerln çalışma saatlerlnde devam edllecektlr. 5) ön kayıtlannı yaptıracak adayların Liae veya d«ngl okulların diploması veya bu diploma yerine geoerll onanmış belgeleri, 1976 ÜSS sonucu puan belgesl ve dört adet 6x9'luk totoğrafları lle başvurmalan gereklidlr. Adaylar, MudUrlüğUmUzden alacaklan basılı düekçe formunu doldurarak vereceklerdlr. 6) ön kayıtlannı yaptırmış olan adayların puan nrasına göre dUzenlenecek llstesinden, en yUksek puftnlı 120 öğrenoi adayı özel glrış sınavına alınacaktır. 1) Olrlş sınavına kabul edilecek adayların ad ve soyadları tle sınava girme sıraları ilân tahtasına asılacaktır, Bu listede adları bulunanlar Okul Ögrencl İşleri BUrosuna baıvurup «Olriş Sınavı Kabul Belgasi» alarak, «ınava bu belga lle glrerl»r. 8) Giriş «ınavı tarlhleri Okul İlân tahtasmda ffn'tctktır. 9) Kesln KayıUarın btşlama va sona erme gUnleri, Utanen belge ve başka koşullar Okul tdareslnden öğrenlllr. 10) Okulumuza Ö kayıt usulü lle ögrencl alınacağmn dan blr başka yUksek ögretlm programını kazannuş olanlar da başvurabillrler. 11> Bu Oğretim dönemi lçin, llse veya dengl okul ma>unu olduklarına dalr Mlllı Gğltlm Bakanlığınca onaylan* mi( oelgeyl haiz 10 yabancı uyruklu ögrencl alınaoaktır. Bu ılbllerin kabul şartlan okul 11in tahtasında asılıdır. (Basın: 24S67) 10825 (Heriş: 354/108S3) Çok Acı Bir Kayıp Mızraklı Blrlnci SUvari Alayı Sertabipllğinden rmekli merhum Dr. Binbaşı YervRnt özer ve eşlnin torunu, Nevzat ve Ayd5 özer'in oğlu, NUvifln ağabeyi, MUzdat ve Suzan özer'in yeğeni, Şant ve Selln'in amcazadeleri, Kaloi herkes için sevgiyle dolu, iylllk timsall, vefakâr ÜNİVERSİTE ve AKAOEMİLERE HAZIRLAMADA FORMÜLSÜZ EZBERSİZ FEN EĞİTİMİ Vıldız dersanesi 15 SAATLİK PARASIZ DENEME KURSLARIMIZA KAT1ÜNIZ LİSESON SINIFLAR BEKLEMELİLER. Nijat'ımızı hayatınuı banarında, Zagrep üıerindekl ellm uçak katacında kaybetm»nin tarlfsiz acısı içindeyiz. . Cenazesi 23 eylül 1876 perşembe gOnU saat 3.30'da Beyoğlu Üç Horan Ermenl Klllsesl'nden kaldırılarak ŞisU'dekl alle kabrlstanına defnedllscektlr. 9 EKİMDE KAYITLAR BAŞLAMİŞTIR. 11 EKİMDE BROŞÜR İSTEYİNİZ, YumurcakSlnemmYanı BEŞİKTAŞ 484623613292 AILESI (Telajans: ) 10822 (RekJâmcüık: 353) 10835
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle