07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Ankara Ankara Ankara Ankara Ankara .. Ankara Ankara Ankara Ankara 'Anka Dışişleri Bakanlığmda Büyükelçi atamaları ve kulisler Sıcak ağustos günlerinde Dışişleri Yüksek Müşavirleri tatile gitmiyor, 11 elçiliği kapsayan ikinci kararnamede yer almak için kulis'yapıyorlar. Dışişleri Bakanlığmda atamalar yapüır ken.tüm kuralların rafa kaldırıldığı ve kulislerin geçerli olduğu söylenlyor. Yanlış da sayılmaz. Endonezya'ya atanan Eftal Deringil'in yolu Varşova'ya çevrildl. Yüksek Müşavirler soruyorlar şimdi: Eftal Deringirin Avropa'da bir tllkeye el. çi gltmesi içln Cumhurbaşkanı Korutürk'ün uyansı gerekiyonnuş demekBrüksel'de altı yıldır elçilik yapan Sulhl Dişlioğlu'nun yeni kararnamede de değişmeme si sakinlık yaratıyor. Ancak bu elçlmiz için de Genelkurmay Başkanı Sancar'ın büyük desteği olduğu söylenlyor. Sancar"ın Jkl oğlu da Brüksel.de. Sulhl Di$lioğlu'ndan büyük llgl görüyor lar. San ülke'nin İkinci elçisi olan Adnan Bulak'm da Kahire'ye atanacağı söyleniyor. Bu söylenti özelllkle yabancı diplomatlar arasında saşkınlık yarattı. Çin'in diplomasıde uzmanlık lsteyen bir ülke olduğu öne sürülüyor ve Türklye'nin Çin Büyükelçisini iki yılda gerl çekmesi eleştiriliyor. Diyanet işlerinden aynlan Lütfi Doğan'ın Cldde elçiliğine atanması, Orgeneral Turgut Sunalp'in de başka bir elçiliğe yollanması için yo ğun kulisler yapılıyor. Bu kulisler Yüksek Müşavirleri umutsuzluğa düşürüyor. Kurallar ve dışandan atamalarla bir göreve atanmadan emekli olmaktan korkanlar var. Moskova radyosu temsilcisi Mustafayef . MC'den hâlâ vize ' bekliyor Milliyetçi Cephe Hükümetl, Türk • Sovyet ilişkilerine yeni boyutlar kattı. Çerçeve anlaşmalar, petek anlaşmalar, kültür anlaşmaları birbirini izledi, ama Cephenin kanatlan bu tatlı iliskilere limon sıkıyor zaman zaman. örneğin, Moskova Radyosu Ankara'ya bir temsilci yollamak istiyor: Yüksek düzeyde ziyaretlerde Devlet başkanlarının, başbakanlarm konuşmalarını Türkçeden Rusçaya, Rusçadan Türkçeye çeviren Mustafayef, Ankara'da çalışmak için vize istedi, Içişleri Bakanlığı hâlâ vermedi vizeyi. Dışişleri Bakanı Çağlayangil'in bu sorunu nasıl çözümleyeceği merak edilıyor şımdi. Içışlerı Bakanı Oguzhan Asiltürk'ün inatçılığını bılenler umutsuz ama, Çağlayangil'in Turk Sovyet ilişkılerini bir vize yüzünden serınletmeyeceği söyleniyor. Alpkaya ile Asiltürk Güllük'te buluştular Bodrum'a yakın bir turlstik nahlye olan Güllük aynı zamanda boksit madeni bakımmdan da zengin. Bu nedenle Etibank Güllük'te bir boksit işletmesi kurmuş. Etibank'ın Güllük'teki boksit işletmesi müdürü Yalçın Tek, şu sıralarda çok meşgul. Hem Işletmeyi çekip çeviriyor, hem de turistik mevsim nedeniyle Güllük' e gelen kimi önemlî turistleri ağırlıyor. Güllük'te son haftalarda konuk edüen en önemli kişiler ise İçişleri Bakanı Oğuzhan Asiltürk ve ailesiydi. Ancak Oguzhan Asütürk'ün Güllük'te bulunuşu sırasmda bir önemli buluşma da gerçekleşti. Asiltürk Güllük'e gelince Etibank boksit işletmesi müdürü Yalçın Tek hemen Bodrum'a işletmeye ait bir jip gönderdi ve Bodrum'da Kaymakamm konugu olan kava kuvvetleri eski komutam Emin Alpkaya'yı getirdi. Alpkaya ve Asiltürk Güllük'te gözlerden ırak ikiüç saat görüştüler. Sonra aym jip, Alpkaya'yı tekrar Bodrum'a getirdi. Simdi merak edilen konu Alpkaya ve Asiltürk'ün neden Güllük'te buluştuklan ve bu buluşmayı kimin istediği. Daha da önemlisı, bu buluşmada neler konuştukları.. Yabanci diplomatlar veda havasınaa BaşKentli diplomatlarda veda harası var. Japon ve Avustralya elçüeri Ankara' dan ayrüıyor. Onurlanna yemekler veriliyor, tatil hikâyeleri anlatılıyor bu yemeklerde. Birleşmiş Milletler Temsilcisi Salom ve Kanada elçisi Karadeniz yolculuğundan dönmüşler mavi yolculuga çıkıyor lar Ege'de. Yolculuk yabancı diplomatlan çok etkilemiş. Geçen gece Hollanda elçisi Derksen'in verdiği bir yemekte renklı izlenimlerini aktardılar. Hollanda elçisi bir «Çin uzmanı» olarak tanmıyor başkentte, uzun yülar Çin'de kalmış, sari ülkeyi çok seviyor. Ama Uzak Doğu batıyla, hele batı müziğiyle ilişkilerini kesmemis hiç bir zaman. Japon elçisi onuruna verdiği yemekte konularma bir konser verdi, müsteşarıyla birlikte Mozart'ı çaldılar. Konser mevsiminin kapanmasına üzülen dıplomatlar çok hoşlandı bu sörprizden. Yunanistan'm Ankara elçisi Kosmodopuluos'un Ankara'dan aynlacağı söylenlyor. önce Cunta yönetimi, sonra Kıbrj olayları ve Hora yüzünden koparılan fırtınalarla hayli yonılan Yunan diplomatının diplomatik bir limanda ülser ağolannı ve yorgunluğunu unutmak istediği söyleniyor. Ama bu değişikliği AtinaAnkara ilişkilerl arasmda yeni bir dönemin gerekçesi diye yorumlayanlar da var. KIZAMIK AŞISINI BİLE MUHAFAZA EDEMEYEN BİR SAĞLIK OCAĞI... Çatalcam, Erzincan'da, Refalye ilçesine bağlı bir bucak. Suyu yeni gelmiş, eletkriği yok hâlâ. 1952 yıhnda öğretmen Niyazl Ünsal evine bir lüks lâmbası astığı zaman karşı dağlardaki köyler, «Zevker'e nur indi» diye heyecanlanmışlar. Eski adi «Zevker» Çatalcam'ın. Takvlmler 1976'yı gösteriyor. Nurlu ufuklardan sözediliyor ama Çatalcam hâlâ elektriğe kavuşmamış. Oysa Çatalcam'da bir de sağlık ocağı var. Halil Baştürkmen adlı bir doktor çalışıyor bu ocakta. Ege Üniversitesini bitirmiş, çiçeği bumunda bir doktor olarak Çatalcam Ocağına atanmış. Ocağa otuzaltı köy bağlı, bir ebe var, hiç hemşire yok. Örneğin bir kızamık aşısını ba nndıracak buzdolabı da yok. Biri soruyor: Bu yokluklar içinde Sağlık Ocağını tüttürmeğe genç bir doktorun yüreği yeter ml hiç? Sosyalizasyonu göstermelik bir olay diye düşünmüyorsak başka bir yöntem izlenmell, dlyor genç doktor. Ben gözlemlerimi yazıyorum, soran olursa söyliyeceğim. Çatalcam'ın Almanya'ya uzanan gençleri de gülümsüyorlar: O yöntem köykentlerde uygulanacak.. Çatalcam'ın bir de Jandarma Komutam var: Kadir Ünal. Toz ve gübre kokan bucakta sabun kokan bir komutanlık. Bahçesi yemyeşil, köye su gelince kavaklar dikmiş, sebze ekmiş, çardak yapmış. Ama su yalnız bâhçeye kadar gelmiş, içeri alamıyor, çün kü parası yok, köylere giderken binecek taşıtı da yok. Çatalcam'ın Almanya'ya uzanan delıkanlıları dikildiler karşımıza: Yaz da sor gazeteci abla, Cepheci Bakanlar, Erbakanlar ağır sanayi kurmakla övünürken suyu akmayan bir Jandarma Kon.utanlığını, aşısını banndıramayan bir Sağlık Ocağını büyük Türkiye'nin neresine oturtur, kal kınma çizgisinin neresinde gosterirler? Türkİş DİSK'i suçlarken kendisi ne yapıyor ? Türkîş'in yayınladığı beyaz kapaklı bir broşür, hafta içinde Ankara'daki cümle gazete ve ajans bürolanna dağıtıldı. Broşürün kapağındaki yazı, yani Türkîş broşürünün adı, hayli uzun ve «Dudak uçuklatan» türden: «Kıbns konusunda Türk tezi aleyhine DISK'in WFTU (Dünya Komünist îşçiler Konfederasyonu) ile işbirliği nasıl yapıldı? (Belgeleriyle) Kapakta aynen böyle deniyor. Ancak, biz sorup soruşturunca öğrendik ki, bu «WFTU»nun cümle yapısını Türkçeye çeviren TürkIş görevlisi hata yapmış. «WFTU» Ingilizce «World Federation of Trade Unions» sözcüklerinin baş harflerinden olusuyordu. Türkçesi ise şu: «Dünya Sendikalan Federasyonu»... Yani, «Dünya Komünist Işçiler Fedederasyonu» filân değil .. Broşür, daha önce bir AP organı gazetede DİSK aleyhine yayınlanan bazı iddiaları içerıyor. Ondan ayn bir özelliği yok.. DISK'i böyle fazla iddialı ve casus romanmı andıran broşürlerle suçlamak iyi, hoş, ama biz bir şey hatırlatalım: Aklımızda yanlış kalmadıysa, TürkIş'm son Genel Kurul toplantısında, Sosyal Demokrat sendikacıların önerileriyle gündeme bir madde konmuştu: Türkîş Konfederasyonunun, «Hür AsyaAf rıka Çalışma örgütü» adlı kuruluşla ılişkıleriyle ilgiliydi bu mad de.. Türktş'in iş ve güçbirügi ettıği bu kuruluşun Türkiye temsil cisi Emmanuel Boggs'un bir CÎA Ajanı olduğu, örgütün de, ÇlA' nın kollarından biri niteliğini taşıdığı daha önce belgelenmişti. Türkîş'e bağU Türkiye Gazeteciler Sendikasının Ankara Şube Kongresinde Boggs'Un CtA Ajanı, örgütün de «CtA yan örgütü» olduğunu kanıtlayan Amerıkan belgeleri tüm delegelere, konuklara, daha sonra da basına dağıtılmıştı. Bu örgütün TUrkiye temsilcisi Boggs'un CıA Ajanlıgını da, «Who's who in CİA?» (CÎA' da kim kimdir?) adlı kitap çok önce kamtlamıştı. Bu kitapta CÎA'nm Ortadoğu uzmanı ajanlann listesi yeralmıştı. Sosyal Demokrat sendikacılar ipliği artık bu denli uluorta pazara çıkmış bir örgüt ile Türktş' in ilişkisini sakıncalı bulmuşlar, duydukları kaygıyı Yönetim Kuruluna yansıtmışlardı. Yönetim Kurulunda ne karar ahndı, bilemiyoruz. Ama Türkîş'in kendisine ait böylesine büyük bir sorunu çözememiş iken, kapağında bile çeviri hatalan bulunan broşürlerle başkalarını suçlaması, pek hoş karşılanmadı... Erzurum CHP merkez ilçe başkanı da Karadenizli olursa.. CHP'de Karadenizlilerin egemenliğinden sızlananlar çok da haksız değil. Erzuram'un mersez ılçe başkanı da bir Karadenizli: Trabzon'un Maçka üçesinden Mustafa Eyüboğlu. Oltu'nun siyah taşından tesbihler, Erzincan' m bakırından anahtarlı dereceler satılan çarşıda renk renk yorgan lar asılmış bir dükkâm var. Ben emekçi bir vatandaşım, çalışır para kazamnm. Eski bir partıliyım, partidekı son sancıla n ıyi karşılamıyorum, dıyor. CHP Genel Merkezinden sert önlemier bekliyor. ilginç yorumlar yapıyor. Ama CHP'nın Erzunım'daki du rumu da ılgmç. Seçimler için bir hesap yapılıyor. Selçuk Erverdı yıne kazanır. diyorlar. Gıyasettin Karaca'nın oylannı hesaba katmamak gerektigini söylüyorlar. Şimdi kontenjan senatörü olan Selâhattin Babüroğlu da seçimle re Erzurum'dan girerse önseçimlerfn çekişmeli geçeceğini söylüyorlar. Selâhattin Babüroğlu telefonla ilçe kongrelerini sormuş. Gelip izleyecekmiş, bu durumda seçım bölgesi olarak Erzurum'u seçtiği soyleniyor, ama Ankara'dan aday olacağından söz edenler de var. Erzurum'un Maçkalı merkez ilçe başkanına bir de Trabzon'un durumunu sorduk, müthiş umutlu. Peki Kemal Kayacan da seçilecek mi? Karadenizlilerin esprisiyle yanıtlıyor soruyu: Bakalım koyacak mı? DEMÎREL'İN YAZ BEKARLIĞI SONA ERİYOR BAJBAKANIN, AOALET PARTiSi SOSYETESiNDE «NAZO» DİYE ANILAN E$i KAZMiYE MMiREL'i TUZlA'DAKt EViNDEN ALIP BAJKENTE DÖNECEGi SÖYLENİYOR özer Ölçmen'in en kızdığı şey Demokratik Parti Millet Meclisi Grup Başkan Vekili Özer Olçmen. Bodrum'daki yaz tatili ni tamamlayıp Ankara'ya döndü.. Ölçmen tatılde zor bir yaşama yılının yorgı^nlugunu atıp, moralini epeyce düzeltmiş.. Ama, canını sıkan küçücük bir şey olmuş: Geçenlerde «Ankara.. ANKA..»da, ölçmen'in Bodrum'da bir Devlet Uretme Çiftüğinde kaldığı yazılmıştı.. Ölçmen, du rumun yanlış anlaşılmış olacağı nı belirtti ve «Ben devlete ait bir yerde değil, Neyzen Tevfik Sokak 10 numaradaki pansiyonda kaldım» dedi.. Ve hemen ekledi: « Bir Parlamenterin yaz tatillerini devlete ait yerlerde ücret ödemeksizin geçirmesi, be r.im asla tahammiil edemedığim, en kızdığ'.m çeydir. Böv'e davranışlarla daima mücadele etmiş, karşı çıkmışımdır. Kamuoyunda yanlış yorumlar yapılmasmın önlenmesi için düzeltmenizi rica ediyorum..» "^~ Adalet Partlsl sosyeteslnde «Nazo» diye anılan Nazmlye Demirel bir süredlr îstanbul'da, Tuzla'dakl evtnde tatil yapıyor. Başbakan Demirel de başkentin yaz bekârlarından biri oldu, ama yalnızhktan hoşlanmıyor. Bu hafta sonunu ve başmı, hiç değilse geceleri Tuzla"daki evinde geçirdikten sonra eşini aüp Ankara'ya döneceği söyleniyor. Başbakanı TV'de sevredenler suratını asık buluyor, yorumlar yapıyorlar. Askeri Şura kararlarından hoşlanmadığını, Cemal Engin'in durumuna üzüldüğünü söylüyorlar. Ama yakınlan aynı kanıda değil: Şura kararlan Genelkurmay Başkanının sorunu, bizim patron böyle şeylere aldırmaz, diyorlar. Tersine Demireil'in hava basma politikası başanyla yürüyor. Temel atma törenleri birbirini izliyor, Meclisi kapattı, TV'nin haberlerini, gazetelerin manşetini değiştirdi. Bahara kadar gider bu... AP Genel Başkanı temel atma politikasını şöyle savunuyormus yakınlarına: Bu temellerin ne zaman bina, fabrika olacağı önemll değil, muhalefet istediği kadar konuşsun para etmez. Biz hava basıyoruz. Vatandaş muhalefetin kıskançhkla böyle konuştuğunu düşünür. Fabrikalar on yıl sonra da çalışsa başarısı bizim olur. Kimi çevrelerin bu konuya ilişkin kanısı da şöyle: r Köyünde oturan vatandaş bu temellerin atıldığma inanıyor, radyosunu dınlerken, denetlemek olanağından yoksun. Bu törenlerden kafasında bir izlem kalıyor ıster istemez. Muhalefetin, özellikle Cumhuriyet Halk Partisinın bu izlerru silecek, vatandaşı yanılgıdan kurtaracak bir politika uygulaması gerekir, diyorlar. CHPTiler bu sözlere gülüyor: Temel atarak hava basılmaz, diyorlar. Demirel'in bastığı hava da kursağında kalacak. Çünkü bir de Ecevit'in bastığı hava var. Bizim Genel Başkanm bastığı hava dünyayı dalgalandınyor. Sonra başlıyorlar New York olayını konuşmağa. Bu konuşmalarda dünyamızın çok küçüldüğünü de hissediyor msan. TV ekranında CHP Genel Başkanının tabancalı Rum karşısmdaki serinkanlılığını Başkan Ford'un aynı tür bir girişımle karşılaşmca gösterdiği heyecanla biriikte anlatıyorlar. İki fılm Turkiye'de bir arada gösterilirse Demirel'in havasını tümüyle yitireceğini öne sürüyorlar. Hora, Türmen'i Ankara'ya bağladı Deniz Hukuku Konferansının 5. dönem toplantısı 2 ağustosta New York'ta başladı. Türkiye Konferansa eski Beyrut Büyükelçisi Necmettüı Tuncel'in başkanlığındaki heyetle katılıyor. Bir önceki konferansa giden heyetle, yeni heyet arasında fazlaca bir değişiklik yok. Sadece heyetin beyin takımmdan *.ıza Türkmen, adı listede olduğu halde konferansa katılamayacak. ; Beyin takımında olduğu halde Türmen'in böyle önemli bir konferansa katılmasmı önleyecek neden nedir? Diye soracaksınız. Biz soruşturduk ve aldığımız cevap şu oldu: «Hora'dan önemli neden mı?..» var Bürokratlar kulısi Başkentte Yüksel Caddesi üzerindeki Mülkiyelıler Birlığı Bahçesi yaz aylarmda tatile gidemeyen bürokratların uğrak merkezi dir. Akşam üstleri saat 17'den itibaren dolmaya başlıyor bahye. En hararetli polıtik tartışmalar burada yapılıycr. Geçenlerde burokrat ve akademisyenlerin toplandığı bir masada SBF'den Dr. Metin Kazancı şöyle konuştu: «Ankara'da üç önemli kulis var dır. Bir tanesi dinsel konuların ele alındığı Hacı Bayram kulisi, diğeri siyasal konuların ele alındığı parlamento kulisi. Bir diğeri de hem teknik, hem de politik düzeyde konuların yoğunlukla ele almdığı Mülkiyeliler Birliği kulisi, yani, bürokratlar kulisi». Ekmekçimiz geldi Ankara Belediye Başkanı Vedat Dalokay ekroek sorunu İİ3 ilgili olarak basm toplantısı yapıyordu. Tam bu sırada gazetecı Mustafa Ekmekçi toplantı salonuna girdi. Dalokay basın mensuplarına dönerek: ı « Arkadaşlar, artık üzüntüleriniz sona ersin. Ekmekçimiz geldi» dedi. Bizzat kendisine sorduğumuz zaman ise, sorumuz cevapsız kal dı. HAZIRLAYANLAR: Müşerref HEKiMOĞLU îlham ÎSTEMi Füsun ÖZBiLGEN Erdal ÇETİN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle