Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
r w CUMHURİYET 3 1 AÖUSTOS 197$ fctaci Dünya Savaşından sonra Batı t!pl aamokrasılerde kişi güvencesi açısmdan büydk degişiklikler olmuştur. Faslst devlet yönetimlerlnde güçlü devlet, otorlter devlet adlan altınâa insanların çektikleri acüan bir daha yinelenmemesl için insan hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlanmıştır. Onun Içlndlr ki Anayasalara klşi özgurlükleri bir hak olarak geçirilmiş ve bunlann dokunulmazlıklan savunulmuştur. Teknolojinin hızla gelişmesi ve karmaşık ekonomlk atılımlar kişilerin sosyo ekonomik açıdan özgürlüklerinln korunmasım gerektirmektedir. îşte bu gelişme ortamında Hşüerin bir yönden ekonomik güçlere ve kuruluşlara karşı öte yönden idarî baskılara karşı güvence altında tutulabflmesi burjuva demokrasilerinin ana konusu olnıuştur. Demokrasi halk yaranna hallon seçtlğl bir yöntetnse bu yöntemle halkın ezilmesıne izin verilcıemelidır. Avrupa Konseyinl oluşturan demokrasilerde Anayasalara ınsan hak ve özgürlüklerinin yanmda bunlarm korunmasını sağlayan denetim organlan bu nedenle yer almışür. Bilindigi gıbl parlamentoları ve yüriitme organlarını Anayasa ve idarî yargı denetlemektedir. Yasama organlaruıı Anayasa Mahkemeleri denetlerken Yürutme Organlannm işlevleri de idarî yargı süzgecinden geçırilmektedır. Bizım Anayasaınızda da kabul edilen yöntem budur. Bu yönteme aykm davranmak Anayasayı ihlâl suçunu oluşturur. Klşinin hak ve özgürlutderinin güvence altında bulundurulması hukuk devletinde bagımsız mahkemelerle doğal haklmlerin normal görev yapabilmelerine bağlıdır. Yukarda özetlemeğe çalıştığumı konular kamuoyunca çok lyi olaral: biünmektedir. I OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Demokrasilerde Kamuoyu Merih SEZEN siz blr biçimde yerine getirebillyorlar mı? Demokrasinin uygulanmasına eğıtim sisteminin katkısı nedır? Pariamento dışı güçlerin ve kamuoyunun demokrasılere katkısı ne olmalıdır? Bu konular en geniş bır biçimde 250'den fazla parlamenter, bakan, uzman, gazeteci ve sendikacınm katıldığı bu konferansta ıncelenmiştir. Soz konusu konferansta ele alınan bu konnlar eylül ayında toplanacak olan Avrupa Konseyi Genel Kurulunda tartısılacaktır. Parlamentolarm seçlmlerden sonra halkı devamlı olarak temsil ettiklerini kural olarak kabul etmek gerekir. Ancak parlamentoları olusturan siyasi partılerin birbirlerine karşı davranıslan ve seçime yönelık çalışmalan arasında halkın gUnlük ve genel lstemlerini yetki ile tek başlanna temsil etmelerinin güçlügıi tartışılmaktadır. Aynca çeşitll parü dengelerine dayalı hükümetlerin de parlamentolarca tam olarak kontrol edllmelerlnln «orluğu Avrupaü uzmanlarca ele alınmaktadır. Anayasal ve demokratik yasal kuruluslann, sendikaların, uzmanlann ve UgUllerln uyanlanyla oluşan kamuoyunun iktidar ve muhalefet partilerince gözönünde bulundurulması detnokratik bir zorunluluktur. Bazı parlamenterlerin politik çatısmalar lçinde parlamentodaki çalışmalarını partl kongrelerlne dönüstürdükleri görülmektedir. Bu arada halkın yaranna olmayan yasalar da ele alınabtlmektedlr. Kamuoyu: Yasa konusuna göre ilgili demokratik kuruluşlar, kamu kuruluşlarıyla uzmanlann düşünceleri alınarak halkın yaranna olmayan yasaların çıkarılması önlenebilir. Çağımızda demokrasi anlayışı kanun koyuculannın bu önerilere yer vermelerini gerektirir. Her konuda kamuoyu da bu tartışmalarla oluşur. Parlamentolarm bir kısun üyelerinin demokratik kuruluşların ve uzmanlann uyanlarına sırt çevirmeleri demokrasi anlayışıyla bağdasamaz. Avrupa Konseyi üye leri ve yetkili hukukçular pariamento dışı gtiçlerin parlamentolarla elele çaksabilmeleri olanaklannm kurallannı incelemektedlrler. Bizim demokrasi sistemünizde de yukanda açık landıgı gibl Anayasa ve tdarî mahkemelerinln dene timi anayasal bır kuraldır. Bunun dışmda klsinin ekonomik, sosyal ve klslsel güvencesi bagımsız yar gı organlarıyle doğal hakim anlayışına dayandınl mıştır. DGM'nin seçilmig hâklmlerden olusturulması ve kısa süre İÇİn haklmlerin seçilmis olmalan kendilerlnin politik güçlere baglıhğı anlamını tasır. DGM yasasında savuruna hakkının kısıtlanmış olması ve mahkemelerin bagımsız mahkeme, doğal hakim kurallanna aykınhğı nedenleriyle klsi güvencesi ortadan kalkmaktadır. Bu durumun hukuk devletine ve Anayasanın öztine aykın duştüğU tüm hukukçularca açıklanmaktadır. TUrkiye Barolar Birliğl DGM'nin Anayasal DGM Blzlm burada değlnmefc lstedlğimlz konu bab tlpi demokrasilerde bugünlerde tartısma konuBu edilen parlamentolarm demokrasılerds yerl ve geleceğidir. Nitekim ATrupa Konseyl Parlasnenterler Genel Kumlunca 2123 nisan 1976 gün•lerinde Strasburg kentlnde düzenlenen kongrede JAvrupa'da demokratık kuruluşlann gelişlml kopusu ele alınmıştır. Parlamentolar tek başlanna .Jıalkı gerçekten temsil edebilmekt» midirler? Parlamentolar hükümetleri denetleme görevinl eksik Avrupa Konseyf riskîara syfan olarak kunılduğunu VB tnı mahkemelerin politik nitelikte örel mahkemeler olduğunu sürekll olarak açıklamaktadır. TBB en ytlksek hukuk kuruluşlânndan blrisidir. Gerek yöneUm kurullannda gerekse Genel Kurul toplantıl»nnda tüm fBrekçeler belirtilerek DGM'nin anayasal sistemimize aykın düştügü ilgüllere ve kamuojnna iletümistlr. Bunun dısında üniversitelerde, barolarda düzenlenen semlnerlerde DGM' nln hukuk sistemimlzde yer almaması gerektlğlnin gerekçeleri açıklanmıştır. Uzmanlar, sendikalar tüm aydınlar bu konuda yeterince açıklamalarria bulumnuslarcur. Bazı politikacüar DGM devletin güvenllginl koruyucu mahkemelerdir, bu mahkemelere karşı çıkanlar devletin güvenllğini istemeyenlerdir, demek «uretiyle bir kavram kanşıklığı ortaya atmaktadırlar. Oysa devletin güvenliği anayasal hukuk kuralları ve kuruluşlarıyla yasalara göre korunmaktadır. «Devletin güvenliğlni koruma. sözcükleri ardında politik mahkemeler kurulmak istenmektedir. Bu yol ile devlete denetimsiz blr otorite verilmege çalışılmaktadır. Anayasada yer alan kişi güvencesinin sarsılmasma goz yumulamaz. Agızlardan düşürülmeyen özgürlükçü demokrasi, hukuk devleti, sosyal hukuk devleti, hukukun üstünlüğü deyimleri birer «boş kalıp» sayılmamahdır. Politikacıların ağızlarından düşmeyen bu sözcüklerin içeriğinde kişinın hukümetlere karşı ve idareye karşı korunması, öte yandan ekonomik ve sosyal alanlarda tam güvence altında bulunması anlamlan vardır. Bu güvence ancak bagımsız yargı organlan eliyle sağlanır. Aksine olan dusünce, devleti demokrasi dısında güçlendirme olur. Bu yöntem kabul edilecek olursa güçlü devlet, otoriter devlet adlan altında faşizm yeniden dünyaya gelir. Yurdumuzda muhalefetin, demokratik kuruluşlann, Türkiye barolannın, sendikaların, aydınlann, işçilerin DGM'nin kurulması ile ilgili sakıncalar hakkında düşünceleri bütün açıklığı ile ortaya konmuştur. Kamuoyu bu konuda belirmiştir. Bir kısım politikacüann Anayasanın özune aykın olarak DGM yasasının çıkanlmasında direnmelen; agızlanndan duşürmediklerl özgUrlükçü demokrasiyle bağdasamaz. DGM yasasının parlamentodan çıkacagına inanmak istemlyoruz, v îşverenin Tasarıları ? IçİB ftnee MESSTn (MadeB fcıtanlan aydııt nl Esya S»nayicfleri Sendlkası) bir raporuna göı atmmk gereklror. MESS, f 1975 yılında yasa dışı eylemler» diye tammladığı lsçi harebetlerinl şdyle değerlendirlyor: R « Yasa dısı eyleme katüan isçiler arasmda yapılan bir sınıflamaya göre eyleme katüan işçilerin yüzde 80.70'i TUrkiye Madenîş, yüade VMStfi OtbrnÖTOtş ve yüzde 1.42'sl de TUrk Metal üyesidir. GörüldüğU gibi yasa dısı eylemler, büyük çogunlukla DÎSK üyesi Madentş tarafmdan meydana getirilmiştir. Aynca yine bu eylemler, özel kesüne ait sanayiin ağırlılt tasıdığı Istanbul ve çevresinde olusrnustur. 1975 yılı içinde uygulanan en önemll yasa dışı eylem, îzmir'dekl genel grev olmuştur. 16 haziran 1975 tarihinde Türklş ve 7ürkîş'e bağlı sendikalar tarafından uygulanan bu grev, gerek amacı ve gerekse uygulanısı bakımından tam bir başansızlık ömeği olmuştur. Kıdem Tazminatı Yasasının Meclislerden geçmesi amacını taşıyan bu eylem, Halil Tunç'un Izmir'de elektrikleri kesmesiyle başlannş, ancak elektrik olmamasına rağmen isyerierindeki pek çok: işçi çalışmaya devam etmişlerdir. Üye işyerlerimizdeki 5441 işçiden yalnız 984'U bu eyleme katılmıştır. Bu, yüzde 10.73 gibi çok küçük bir oran teşkll etmektedir.» MESS'in raporuna baküırsa, Isverenin temel hedefl DİSK ve üyesi Madentştlr. Türklşin eylemlerinden sakınmaya gerek yoktur. Bu mantıkla yola çıkan MESS, ey. lemini Işveren Sendikalan Konfederasyonuna yaynus, yeniden bütünle?meie ve örgfitlenmeye yönelmiştir. Bütüniesme ban temel ilkeler çerçevesinde sağlanmıştır. Bu temel iikeler parasal destekle geçerli kıUnacaktır. 1 milyar liraya ulaşacağı söylenen bir grev ve lokavt fonu olusturulmuştur. Bu ]>arasal güç, Türkiye'de toplu sözlesme düzeninl sermv ye suufuun isterlerine göre değistlrmek için kullanılacaktır. tşverenin planı şn çlzgflcri tasmaktadır: TürkIs yumusak başhdır; lsçl edebiyatı yapar ama; gerçekte patrondan yanadır. San değllşe bile adamakıllı sararmış sendlkacıların yönetimindedir. Üstelik daba çok kamu kesiminde örgütlendiğinden, özel lsverenle dolaysız llişkllerl daha azdır. DtSK ise isçi nyanısuu körüklemekte; sınıfsal sendikacılık bilincini yaymakta; gerçek sendikacılığın rotasını tutmaktadır. DISK'e bir darbe vuruldu mn; Türktş. sesinl çıkanniyscak, sevinecek, patronla birlikte elierinl nğusturacaktır. Demek kl önce isçi sınıfını ikiye bölüp Türk Is'l dışarda bırakmak stratejlk açıdan yaraRİıdır. DtSK'in en güçlfl örgütfi Madentş'tir. Öylfyse en güçlü Srgiite yönelen bir stratejik saldın, sorunu temelden çözebilir. Bu saldın kar^ısınd» siyasal partileri nötralize etmek de olasıd»r. AP, MSP, CGP, MHP zaten sermayeciden yana ve DtSK'e karşıdırlar. CIIP susup oturmakta, olanbitenleıi seyretmektedir. Çünkü CHP; Türktş'in sol kanadıyla DtSK' in aaf kesimine yaygın blr Tmkiasım Içindedir. Sennayenin ajir toplanm karsuma almak işine gelmlyebllir. "Onlarm Çocukları,, tTekin SÖNMEZ 011161^1, emegln knrtulufnna adamıslann bağnnı <UtU yaa nedenlenten birisl de, geride kaluı çocoklandtr. Blr ; kavpanm Içinde, oonrla blr uğrasinın soluk »oluts l grunlerin blr anhk arahgından dflnüp bakan her bn dayjuyn basOrma yollan ara.vacaktır kuşknsuz. ! Emekçllerüı pocnJd»n. •ermaye sJatemlnin esemen oldo. * n tar yerde; cao (fivealiei. eğltim«ağlık ve beslenme içtn .bedenferinl bir dolu «çnrariara karsı kornyacak, lorlnkiara ^ ™ T e r e c e k e n b a s l a hıet **1**n eve bir ekmek alıp (eleoek fbflyüJderin; alrmaal nedenlerle tutnklaamaA, çocnk dOnyaam da çetin darboğazlAra fötüı^cektlr. Sıkmtılar, Bunalımlar Çağı alk dilinde, adı akıl hastahğı deyimine eş değerda olacak kadar tanuums bütun akıl hekimlerinin hocası Mazhar Osman Uzmanm 25. olüm yıldönümüdür bugün. 31 ağustos 1951'de öünuştU. Mesan b&şında kaç hekim manevi borcunu hatırlayarak onu anar. bilemeyiz ama çagımızm birinci sorunu olan akıl sagugı Ulkemlzde tartışıldıkça ve onun dönemini yasayanlar amlacakür. Çünkü TUrk modern akıl hekim liğinin ilk tetneUeri 1908'lerden başlayarak M. Osman ve O'nun hocası Raşit Tahsin, her blri ön cUluk hlzmetinde bulunmus, Fah rettin Kerim Gökay, îhs«n Şükrü Aksel, Nazım Şakir, Atunet Şükrü Emetler tarafından atılmıstı. Akıl hastasıru, deli değil hasta kabul eden, hastalara şıd det uygulamasını ksldıran, ilk modern akıl hastaneslni Bakırköy'de gerçeklestiren, Batı kongrelerlnâe sesimizi billmsel açıdan duyuran bu ekipti. tşte bu anıdan yararlanarak akıl saglığı sorununa eğilmek istiyoruz. ^ } Ba kosuUar içindeU «ocuk, çok TÖnlfl dflsfincelerle; far> jn» ntnjatt bflyfiefl Inrpwıw1ıı bir seçme ile karsı ksrsıys kalır. Çoca^un blujl tarfldni dertnden etküereoek blr «eçme olacaktır bn. DahM «Blr Tmrmısblr yokmus» masallanyle, bsba dMnde yasanan engta dflf dünyssuun gerektlğl {flnlerde; daha, »na aevtceailğlnin, yeryüriinü kusatacak blr inMn •eTgisine dönusecefl günlerde, banlardan kopanlma çocuk, msddesel ve moral btr Tiknnm seline bıraküır. 1 Bn nedenle, «Onlsnıı Çoonklaru Steki çoouklard*n dahs çetin koşullann örürrtJdörler. Ba çocuklar, eriskinlerdeo de daha torlu açmazlarls nfraçma dııramuna dfiserler. tspanya devrimcilerbıden Dolarea tbarruri, Fasizml Ezecetlz adlı y»« pıbnda (Konok Taymton) bn mçıdaıı eunlan •Oylen j «Madritte bulundnğmn sflrece, Ruben hergün benl (fir:mek nmndnyle o«xseviıdn kmpmna kadar geliyordu. Bu durtmt, baoa çok flzfintfl rerryordu. Oflumn koruyamadıjıından ;onu «evjrt ve şeftBtten yoksun bırakmak zorunda olduğnmd*n lçün içlml Ttyordn. Bir annenin kendini devrimcl mücadeleye adamaama ne deall fttç oldnğuna blr kea daha tanık oloyordn Dolarea tbamai, btr madenci çevrenin çocufu. Köken olal»k btr emekçL Madencllerln acıh ama kahraman dünyasında tfiüerinl dünyara açar. Glderek, kendlsl İçin cınıf olnu biUoclne ulasır. Aydınlsçl olarak emeğinl satarken, tspanya lç ııava; çı öncelerinde emeğin kurtulnsu İÇİn kavgadaki yerini alîr. öte lysnda, bütün uğrasısı boyunca, innancına eşiyle birlikte bağlaı naa, ödünsüz, yigit bir ana olur. Bütün ömrü boyunc» da, çocnklanna yeterince vaklt ayıramamanın acısıru, lçine bastırır. \ Bn çetin koşullar Içinde, ana ve babanın aynı doğrultuda oljnalan çoculclar İçin ikirdkli bir eğilim fırsatı getirmeı. Çocnklar ansyı ve babayı aynı saflarda, omuz omııza gördükçe; dar ^iinlerde bu lasanlann birbirlerine nasıl destek olduklarou gördükçe, kendi yerlerint daha iyl öğrenirler. > Bunun tersi bir durumda, baba ve anaıun düşünce karçıtlıklan; çocuk lçin daha baska gerçeVliklerin varolduğn bir ç«rvreyl ortaya çıkanr Şükran Kurdakul'un Onların Çocuklan adb yapıündaki (Ataç Yayınları) Adnan bu gerçekliklerle kusatıl«ustır. Babasmnı polis tarafından. sjyasal bir tutuklu olarak götürülüşü ile; anftamın yakını^ı arasuıda bir seçmeyle yüz yüze geiir Adnan. Kendlsiyle yaptığı hesaplaşma sonunda: «Sen krndine aglıyorKim» der anasnıa. cGötürmüşseler ne yapsm babam. GötüriUecekler diye dusundüklerini düşünmesin ml? Neden jötü rüyorlar buna baksana sen». Ana, öfkeyle: «lyi öğrenmls, Ülen •en de baban gibi dert mi açacaksın başıma..» Adnan, karşıt görüşlerle önüne çıkan ana ve baba gerçeklik lerini ve buniann içinde; insan özüne en yakın düşeni onbeş yaşın coşkusuyla yakalar: «Babam gibi ya.. Elbette babam gibi. Klmde var benim babam gibi baba? Göstersene bakalım.» Ernes Glaser'in, 1902 Doğumlular adlı romanında (Toplum yayınlan; Augusfun babasını, fabrikada işbaşında iken, |andarmalar aüp götiirür. Birinci paylaşun savaşının içten içe kızışma sürecldir. Kibirli, Alman şovenizminin serpiUne, beyinlere dal budak salma sürecidir. Yoldas Kremmelbenin, çahştığı fabrikanm bel kemigi işçOerindendir. O'nun siyasal tavır nlması nedeniyle götürülüşü; kansı için, yüz karası bir durum sayılır. Bulundu|ıı bügi" diizeji. sımfsal çıkannı görmeye elvcrişli bir aşamada değildfr. Bu nedenle tutuklayanlan değil, tutuklanan kocasını suçlar. Ben şerefli bir kadınım. Bana neden yaptı bunu. O'nu hapse attılar. kiliseden kovdnlar. Şu Mtaplara düşmeseydi, ustabaşı olabilirdi, diye sızlanır August duramaz yerinde: Italyanlarla Slovaklann fabrikaya girmesine engel olurken hakbydı babam.» diye haykmr. «Grev kıncıydı onlar!» Ananın yergilerine ve bu yakmmalanna karşın, ogul: «Ben babamla övünüyorum» sözleriyle bu olayda yerini seçecektir. Böylesl çokca örnekler gösterilebilir. Ne var kl sonuç degişmeyecektir. «Onlann Çocukları» öteki çocuklardan çok daha örselenmiş olarak, daha karmaşık ilişiklerin ürünleridirler. Ve çekilen acılar. analanyla babalan arasındaki gerçeklik (dünyaya bakışı farklılıklanndan kajTiaklanan duygu gelgitleriyle oranlı; çok daha derin, çok daha sarsıcı olacaktır kuşkusuz. CUMHURrnCT tarihinde siyasetin aile ilişkilerine yansıyışını ise: AYDINLAR'da ve ONLARIN ÇOCUKLARI odağında buluruz. Sömüriilen Türkiye içinde. siyasalı omuzlamaya yönelen ajdının toplam yasamının bir parçası olarak: Onların Çocuklan çetin bir gerçekliği sürdürüyor bııçün de.. yonu hastanelerde yatıyor ve yıl da 60 milyar TL. tüketiliyor, bu nun katlan kadar da ekonomik kayıp oluyordu. Bir yılda 25 ton dinginlendirici, (sakinleştiricl) kullarulıyor, sıkınUyı bashrmak için tonlarla alkol, uyuşturucu ve öbür ilâçlar tüketiliyordu. Hız la artan bu tüketime AmerU^an Prof. Dr. Rıdvan CEBiROĞLU bütçesi blle dayanamaz oldu. Son beş yıldır binlerce akıl hasDurum muhakemeal bn biçimde yapıldıktan sonrm cepI s t TQ) rakUltetl ötretlm Üyaal tası hastanelerden çıkanlarak henln tümünde saldrny» geçmek için zamanlama gerekir. pek çok devlet akıl hastanesi kaÖnümüzdeld dönemde DtSK'in on blnlerce üyesi topln sözpandı veya sınırlandnıldı. Şlmdl tı olduğundan sezmediğl iitekleri nm dökümU, bllindn değlslml binlerce akıl hastası gündüz, alesmeye girecektlr. Işveren Sendikası bir merkezden yönetilyerine gelmedücçe İçinde bir ço gibi intnş'k bir tablo olusur, Sı yakta tedaviye alınarak sokakdifi göre DtSK'in tüm •endlkala.nnı greve götürecek bir şit enerji birüümi olur ki btr kmtı y&lnız akıl hastalıklanrim, lar hastalarla doldu, zorlamsya girislrae ne olur? DtSK, böyleslne geniş cephell yoldan boşalun arar. Bu birtkira suçlann, uyumsuzluklann değil blr grevi sürdürecek maddi olanaklar» sahip ml? tşveren sıkıntı nedenidir. Flzyolojlk tansiyon yükselmeleri, psikosoDURUM kimyasal açıdan lse yerine geü matik denilen mide ve barsak Ul1 müyarhk gücüyle savas bayragmı açıp çatışmalan köriik1962 yılmda îstanbul'da yarilemeyen istekler algılama İle serlerinin, ba? ağnlannın ve pek lerse, DtSK'i çökerteblllr ml? beynln ortasmdaki, talamus altı çok Hzik hastalığın, belki de ba pılan sınırlı bir taramada *fa 1 ve retikuler denilen alanlan et xı kansorlerin de basüca nedeni oranında malül akıl hastası sapİşverenin tasanlan ba sorularda oluşuyor. Amaç, DlSKt tanmıstı. Buna gore en azından kiler. Burada çok kansık kimr» dir. ortadan kaldırmak; Türklş'e yol açmaktır. Peki, Türktş'in ülkemlzde 400 bin kadar ruh hesal lşlemler sonucu bazüan bl Işte ueay çafiıaa do£ru yalnıs sosyal demokratlan nasıl bir tutnm alacaklar bu çahşmada? linen Serotonin gibi maddeler hasta lnsanlann değil yasayan, kimine muhtaç akılca hasta inÖnümüzdeld gflnlerde sorular teker teker yamtlanacakolusur, artar veya azalır. Bu isa sağhklı görünen lnsanlann, top san vardrr. Dünya Sağhk Kunılu insanın salgısal, dolanım, kalp, lumlann da en büyük «orunu şu genel nüfusta binde 3 yatak mide, barsak işlevlerini etkiler. aıkmtı, bunaUmlardir. Bunu lsta gereği bildirmiştir. Bunu 2000' Böylece toplumsal, ekonomik sı tlsükler de doğrular. tlerlemia de bir diyenler de vardır. Böyle kmtılar, haksızhklar,. yokluklar Ulkelerde her 10 Insacdan biri de olsa 20 bin yatak gereklidir ; ÇA6IMIZ VE SIKIMTI " ' " l ' ruhsal kimyasal etkenlere dönü psökiyatlarm vmrdımma muh ki, bu gün 5000 yatak vardır. ilk 30. yuzyıl insanınm baslıca sür. Yani sonuçta sıkıntı denl taçtır. 1965«71erde ABD'de 10 devlet planından beri yatak sasorunu ruhsal bunaiım, sıkıntı lea, kalp hızlanması, damar ba milyon akıl hastası Insfln ^2M1U yısının arttınlması t)mit edilmiş dır. Insanın bildiği ve bilinç al sıncı değişimi beden suyuklan nuyor, yaklasık bunlann bir mil ise de bu amaca vanlamamıs• • • • • • • • • • • • • • •• • • • • • tır. Bunun yamnda 400 bin geri • • • • • • • • • • • • • • • » • • • • • » zekâll insan için ne yatüı, ne gündüzlU kuruluşlardan hlç biri Berçekleştirilememiştir. H TflRK AKIL HEKiMi MAZHAR OSMAN'l, BUGON Ö I O M C N Ü N 25. YILDÖNOMLNDE ANARKEN HEMEN BELIRTELiM Ki, AXIL SAGUGI HiZMETiNi, ONUN DÖNEMiNDEN ÇOK ilfRiYE GÖTÜRMÜŞ DEGiUZ v BOYOK ANADOLU ANGNİM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ'NDEN TELEFON NVMABAS1 DEGIŞIKLİĞİ DVYURUSU .Şirketimize ait telefon santrai numaralarr, 1 9 1 976 tarıhinden itibaren 43 55 20 ( 7 olarak deĞıişecekfir.^ .Sigortatılarımızın ve diger ilgililerirYl not etmeleri rica (llancıhk: T583) 9428 Bu gün kimvasal tedavi uygulamalan akıl hastalarının, nev rozlann, uyumsuzluklann, suçîularm ayaktan gündüzlü kurumlarda tedavlstne olanak vermektedir. Bu nedenle akıl hastalan, geri zekalı ağır olaylar, kaçmılmaz durumlar için yatak sayısıTÜRK AMERİKAN tUŞKÎLERt AÇISINDAN nı hızla 10 bine çıkartırken gündüzlü kuruluşlara bncelik verme AMERtKA 1Z LEN1MLER1N 1 lidir. Bunlar da akıl sağüğı dlsTALNIZ ÖZGÜR tNSAN tÇtN YAZDL panserleri, çocuk islâh kurumlan, geri zekâlı okullan, atelye/ ETLOL SAYIMIZDA: ^ leri, çocuk rehper klinikleri giBu sayıda, HASAN E. IŞIK, Çandarlı ve Hora*yı anlatıyor. bi çesitlidir. Bugun 78 akıl sag \ MUHÎTTÎN TAYLAN D.G.M.lerinl laceliyor. lığı dispanseri, hekimsiz öğretmen idaresinde yanlış kurulmu? Derglnlzl atmdlden ayırtunz. 56 çocuk rehperliğinden baska kuruluş yoktur. ?••»»••••••»»•••••••••••••••••••••••••••••• OZGUR İNSAN BULENT ECEVIT SOHUÇ ^ (Cumauriyet 9435) ^rından itibaren yeni telefon numaramız 431575 (5hat) RADAR REKLAM A.Ş. (Cumhunyet 8433 Çağımız insanınm mutlu yasa> mı için demokratik duzen içinde toplum ve birimin güvencesini •ağlayan sosyal devlet bir çara olarak gösterilmiştir. Manevi ve maddi yokluklar giderildikçe insan bunalımlardan ve onun iiötü sonuçlanndan annacaktır. Bu uzak ülküyü korurken en düşük ölçülerde olsun akıl sağlığının gereklerini düşünmek çok yakuu lan çeşitli bunalımlann bir çaresidir. Mazhar Osman Uzman yurtsever, gerçek bildiğinl söyleyen, halka inmesini bilen büyuk bir bilgindi. Kitaplan, makaleleri, Üniversitenin en kalabaUk olan dersleri halkın dili ile ya«üıp söylenmiştir. Psikiyatriyi, psikoloji, patoloji, laboratuvar, rehabilitasyon gibi bütün esaslariyle kurmuştu. Bugün ölümün den 25 yıl sonra akıl sağlığı hizmetini onun döneminden çok lla riye götürmüş durumda değiliz. Ona rahmet dilerken öfrencilerl bizlere de ondan hâlâ öğreneceklerimiz olduğunu anımsatalım. IngUtere'de King's School of Engftsh Okıâunda Fen veİngüizce Diüni Öğrenimz Sizleri milli sınavlarryla ingiliz Teknik Okulları girme sınavlanna hazırlayan Ingilizce diünde Ingilizce dili kurslan ile Matematık, Rzik ve Kimya konularmda kurslar, İngiliz aileleri yanında öğrencilere yer sağlanabilir Ders programı ve kurslar hakkında aynntılı bilgi edinilmesi için asagtdaki adrese yazinız: KING'S SCHOOL OF ENGLISH Dept.B 58 Braidley Road Bournemouth Englandj Teiefon: 0202 28158 Teleks: 41205 (Basın 32893) 9430 1 Eylu! 1976 tariHinden itibaren yeni telefon numaralarımız aşağıda gösterilmiştir. Telefon numaralarımızın 1.9.1976 tarihinden itibaren 43 2610 (4Hat) 4323 3 0/5 Hat Sayın müşteri ve dostlarımızın bilgilerine sunulur. olacağını bilgilerinize sunarız. masseyFerguson Mamuller) Pazarlama. Hizmetleri Anonim Sirketi MAFER Maden Export Limited Şirketî Ekemen Han Kat1 Kabataş. Istanbul (Alp Reklim: 7521) 9432 (Moran 1381) 9426 *