08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİm 28 AGUST05 197fi DANAT EDEBIYAT • Myata lüka cütli kltap tttılmaktedır. 5 V lira arasmda cep kitabı yapmak la* hnkinsızdır. Pekl, t«levixyon kriıl naad fagmfcf Baü ülkelerlndekl araşttrmalar bu krbtfn 10 15 yü arasmd* süHMğüntt T« inauu*rtn televizyonda anotk oevdlgi programlan seyretme alıskanlıgnn el(te etügini kamtlıyor. öyleyse bu dar boğas 4 5 yıl daha sürecek gibi gösüküyor. Ta seks kitaplsn konusnnda ne düstinflyo»«ranuz? Televizyona karsı. slnemada olduğu gibl kitap dünyasında da sekse yönelik eserler okuyucu bulmağa başla.dı. Jtîüstehcenlik sımnnm Ulkemizde zamanm koşullanna gftre henüz saptanmamıs olması birçok müstehcen olmayan kitabm da toplatılmasına yol açtı, bazı yayıncılar bu yüzden yayınevini kapattı. Altın Kitaplartn poUtlkasını acıklar mısınıı' Yayınevlmlz 30 yılllk bir delikanlıdır. Ama TUrkiye ölçülerine eöre oldukça eski sayılabilir. Biz, çok yönlü bir kitap politikası uyguluyoruz. Yılda en az 100 kitap yayınlamaktayız. Klâsik dizimiz, çocuk kitaplan dizimiz, Nobel dizimiz, aşk romanlan dizimiz, meşhur romanlar dlzimlz, bestseller dizimiz, polis romanlan dizimiz, billmsel dizimiz, modem klâsikler dizimiz ve 3İzim yazarlanmız dizisi ile çok daha geniş bir okur kttlesi oluşturmak istiyoruz. Neden renkll ve (jSsterişll kapaklara ySnellyorgnmız? Ilberal bir toplumda bütiln moda yenilikleri ilgiyle izlenlr. însanlann güzele ve yeniye karşı hayranlıklan vardır. îşte Altın Kitaplar bundan esinlenerek vatandaşa kitabı sevdlrmpk için dış srönlnüşüne bUyük önem verm»ktedlr. Böylece kitabı güzel ve sevimli gören okur, onu alıp okuduktan ALÎIN KİTAPLAR YAYINEVi'NiN YÖNETiCİLERİNOEN DR. TURHAN BOZKURÎ'A OlKEMiZDEKi YAYINCILIKLA iLGiü OLARAK A$AGlDAKi SORUIARI Y& NELTTİK, Gülmece Edebiyatımız M. SunuHah ARISOT on Eamanlarda <mizah> karşılıgı <gülmec«> sözcügü kullanılıyor. «Hiciv» sözcüğüntta Türkçe karşılıklan var da, «mlzah»ın yoktu. «GUlmece>, anlam yönünden de kavTam yönünden de «mizah»ı tümüyle karşılıyor bence. O yüzden «mizah» yerine «gülmece» sözcügünU kullanmak, yayguılaşmasıru, tutunmasını sağlamak gerek. «Gülmece»ye yalnız «mlzah» anlamı mı vermeliyiz, yoksa bir terim sayıp, yerglyi, taşlamayı, lgnelemeyi de lçeren bir nitelik mi kazandırmalıyız? Herhalde, düşünülmesi, tartışılması gereken bir gorun. Yalnız dil yönünden değil, tür yönünden de. «Türk GülmecesUnin çok eski, tarihsel kökenleri var. Gür bir kaynak. Ne var ki, üzerinde en az çalıştığımız, en az bildiğlmlı olan dal da, «TUrk Gülmecesi». «Gülmece»yi başlı başına bir sanat mı saymalıyız? Ya da edebiyatuı vazgeçümez türlerinden biri midir? Hangisini yeğlerseniz yeğleyin, karşınıza «Gülmece»yi pek de «ciddi»ye almayan bir tutum çıkacaktır. Bakın Edebiyat Tarihlerimize, «Gülmece »ye hemen hemea yer veren yok gibidir. Verilmişse bir yer, o da yer sayılmaz, bir eğretilik vardır, bir umursamazlık, bir değervermezlik vardır. Çok zaman, «Gülmece. dergilerinl «berber dükkânlan»nın demirbaşlan arasmda saymışızdır; yazanmı da, çieenini de, oynayanmı da, oynatanını da, her şeyden önce sanatçı katına yükseltmemişizdir. Bu yüzden, «Türk Gülmecesi»nln tarihsel «üreç lçindeki gelişimini, oluşumunu, vardıgı aşv maları topluca da olsa, bir gözden geçirmek istesek, değerlendirmek istesek, elimiz böğrümüzde kalıyor. Işlenmemiş, incelenmemis, arastınlmamış bir alan çıkıveriyor karşınıza. Bunun nedenleri ne ola ki? Türk halkının «Gülmece» yaratıcılıgı mı yok? «Gülmece »nin her türüne sırt çevirmiş bir toplum muyuz? GUlmesinl, iğnelemesini, elestirmesini, yermesini, taşlamasını bUemiyor muyuz? Bırakın tarihsel süreç İçinde «Türk Gülmecesi»nln oluşumunu, gelişimini, aşamalanm incelemek, degerlerini ortaya çıkarmak gibi büyü> çaba isteyen, büyük emek, «aman isteyen bir çalışmayı, böyle bir çalışmanın ortaya çıkaracagı kuşkusuz etkin gerçekleri, şöyle yakın çevrenize, güncel yasantınıza katıLmış kisilere, o kişilerin güncel olaylan, kişileri deferlendirirken avaküatü yapı yapıverirdikleri taşlamalara, yergilere, gülmecelere, lgnelemelere.. Bu dar sınırh küçük gözlemler bile,, bize Türk halkının okumuşu, okumamışı, bilğini cahiliyle, tümüyle yani, «Gülmece»nin her kesiminde, kişiyi şaşırtan bir yaratıcılık yeteginde olduğunu, gününü de, dününü d» böyle bir yaklaşımla değerlendlrmekten çekinmediğlni gösterir. Son yıllarda, bilebildlglme* «TUrk Gülmecesi» Üzerinde çalışmalar yapılıyor. Gülmecemlzin büyük ustası Aziz Nesin'in yıllardır bu alanda çalıştığmı bUiyorum. Bu çalışmanın ürünlerinden ancak bir bölügü elimize geçebildl. Bir de, Ferlt öngören'in çalışması var. Ikisl de, «Türk Gülmecesi»ne bilinçli bir yaklaşımın Urünleri. SonraaıT Sonrası pek yok samyorum. Cevdet Kudret'in «Karagöz.ü, «Ortaoyunu»nu yitmekten kurtaran çabasını elbette unutmuyor, saygıyla vurguluyorum. Ama yeter ml? «Türk Gülmecesi »nin tarihsel süreç lçinde yertni belirlemek, oluşumunu, gelişlmimi, aşamalannı, duraganlıklannı, atılımlarmı belgeleriyle, örnekleriyle ortaya koyabilmek İçin, önce bir sıralarna, sınıflama yapmak gerekir. Bu konuda Aziz Nesin'in yayımlanan incelemesinde de, Ferlt öngören'in İncelemesinde de yapılmıs çalışmalar •rar. Genellikle aynı doğrultuda, birbirine çok ters düşmeyen, çelişmeyen sıralamalar, sınıflamalar. Ama gene de tartışılması gerekir sanırım. «Türk Gülmecesi» kaç döneme aynlabilir? Her «dönem» in kaç «evre»si vardır? Bu «evre»ler kendi içlerinde özel «kesim»lere aynlabillr ml? Aynlabilirse nedir bu «kesim»ler? Bu konuda belirgin blr sınıflama birliğine varmamız gerekmez mi? Edebiyat tarihçüerimiz, incelemelerinl, araştırmalannı biraz da «Gülmece »ye çevirseler, kimbilir ne Jlginç sonuçlarla, bulgularla karşılaşacaklardır; bızler de yararlanacağız 1 8NİSAN1976 Sevdanı ertele kadmıra Gelemem Fidan boylu çocuklann TasmOavım Kan düşleri içindeyim Nelerimdl onlar benim Kırlarda geüncikler bnyümelrteTkea Deniz suyu ısınmağa durmuşken Düştüler topraga Nelerimdl onlar benim Namusln kitaplar gibi yüzlerl Kan içinde Gül bedenleri kan tçinde Ne asfca doydular ne serişmeğa Havalieri kan İçinde Sevdanı ertele ksdımm Gelemem Fldan boyln çocuklarm rajrmdayım Kan düşleri içindeyim Nelerimdi onlar benim Daha püzel «^intere mnstnlardı Nelerimdl onlar benim Varlı varsız evlerüı ojnllan Aynı ınnakta akan colardı. CTkemlzde Idtap • ofcur Uişkisi sfaee hangi düzeydedir? Kitap okumak alıskanlığı bir toplumun kallonma aynasıdır. Acaba Türkiye'mizde yeterli gayıda kltap basüıyor mu, yeterince okunuyor mu?. Avrupa'da nüfusa oranla en az kitap okunan Ulke olduğumuzu üzülerek söyleyebiUrim. 1960 sonrasında okuma seferberliği yayıncılara ve aydınlara umut yolu glbi görünmüstU. Gerçekten • 1967'den sonra kltap satı§lan giderek artmaya başladı. • Ne tflr kitaplardı en çok ntıbuüar? Bu yülarda genellikle toplumcu ve ögretii d kitaplara karşı büyük bir istek görülUj yordu. Bu tür yayınlan yapan yayıncılar İ altın dönemlerini yaşadılar. Fakat gelişen siyast olaylar, yukandan gelen baskılar sonunda bu tür yaymlar kovuşturmaya uşramaya ve toplatılmaya başlayınca yayıncılar yavaş yavaş başka alanlara yöneldiler. • Bir de Bestseller kltaplar dönemi başladı sanıyorum. 1970lerde dünyada en çok satan kltaplan yayın piyasamızda görüyoruz. Bu eserler, Türklye'de oldukça genlş okuyucu kitlesl buldu ve yaym plyasasına hareket getirdll»r. • Televlzyon büyük rakip ml yaymevler lçln? Televlzyonun her toplumda çeşitli etkileri olmuştur. TUrk toplumunda da başta aile çevresi Ilişldleri olmak üzeer blrçok etkileri görüldü. Sihlrli cam, evleri bir tutuklu • • S Aıls HeataT* Perlt öngBrenin yaptüdan d5n«n aynmlannı gözönünde tutarak «Türk GülmecesUni belli başlı şu dönemlere ayırarak lnc& lemek pek yanlıs olmasa gerek: 1) S«lçuklu Gülmecesi (Nasreddin Hoca), 2) Osmanlı GUlmecesi: a Meşrutiyefe kadar, b Meşrutiyet sonrası, c Divan Edebiyatmda Gülmece, ç Halk ve Tasavvufi Halk Edebiyatmda Gülmece, Vı Kurtuluş Savaşı Gülmecesi, 4) Cumhuriyet Gülmecesi: a 1923'den 1945'e dek Gülmece, b tkinci Dünya Savaşı Yıllarmda Türk Gülmecesi (Markopasa Patlaması). c 1950 1960 Gülmecesi, Ç 19601970 Gülmecesi, & 1970 ve Sonrası. Bir yazmın çok sınırlı olanakları içinde, «Türls Gülmecesi»nin «Gülmece»yl yergiyi, taşlamayı, lgnelemeyi de kavradığmı düşünereK tarihsel süreç içindeki gelişlm, olusum, aşama, atılım evrelerini inceleyip ortaya koyabilmek yapılacak işlerden değü elbette. Ne var ki, belli bash özgllrlükler, özellikler, belirginlikler üzerüıde durulabllir sanıyorum. «GUlmece» genellikle baskılı yönetim dör.emlerinin, edilgin gibi görünen ama içten içe çetin bir savaşımı sürdüren, siyasal iktidarlan böylece çürüten, etkin bir vurucu güç olarak ortaya çıkıyor. ömekse, çok gerilere gitmenin gereği yok: ikinci Dünya Savaşı yıllanndaki «Markopaşa Patlaması» diyebileceğimiz büyük, etkin gülmece olayı bunun en büyük tanıklanndan biri sayılabilir. Bu olay, bize büyük bir usta kazandırmıştır: Aziz Nesin «Türk Gülmecesionin hangi döneminl, hangi evresinı incelersek inceliyelim. yanılmıyorsam, şu ' Devamı . Sayfada) • H GOlMECF, GENELLiKLE BASK1U YÖMETİM DÖNEMLERiNE KARŞI IÇTEM İÇE ÇETiK BİR SAVAJIM1 SÜRDÜREN ETKİN E1R VURUCU GUÇTUR. Mustafa TALÇIN TURHAN BOZKÜRT İLE BİR SÖYLEŞİ •fi hallne gettrdl. Taksltla sataslar, gellrl az aydın kitleyl etkileyince bütün sanaı fösterilerl lflâsa yöneldi. Tlyatro, slnema ve kltap piyasası büyük ölçüde etküendi. Okuma için gerekll zamanı televlzyon alıp götürüyordu, Oto sanaylinin gellşmesl v« Türkiye'nin ekonomik koşullan da yaym piyasasında olumsuz etkenler arasında sayılmaiıdır. Okur sınLfım oluşturan dar gelirli aydınlar geçlmlerini ancak sağlarkea kitaba para ayıramaz hale geldiler. Çünkü aldıklan para ancak geçimlerine yetebili yordu. Bu arada TUrkiye'de kitap satı$lannın resml olmayan istatistiklere göre 1974't« •'o 12, 1975'te %11 düşüş gösterdiğini beltrteyim. I Türkiye'de kitabm pabah oldnfeu söyleneblllr ini? Avrupa'daki benzerlerine göre en ucuz Ki tap ulkemizdedlr. Bir kilo meyve ve sebz« fiyatına satılan bir kitabın Uzertn.deki enı» ği burada sıralamaga gerek yok. Ama Tür kiye'de emek çok ucuz olduğundan klta): fiyatlan cok düşüktür. Fakat dar gelirl; okur kitleslnin ay sonunu lor buldugu bii ekonomik ortamda kitap fiyatlan, asü oku yanlara pahalı gelmektedir. Bugün ülkemiz de defter fiyatlan, kitap fiyatlan ile başa baçhr. Almanya, Pransa, Ingiltere, İtalya Amerika gibl ülkelerde 150 lira olan bir kltap, ülkemizde 30 liraya satümaktadır. I Blzde cep kitaplan neden basünuyor? TUrkiye'de kitap fiyatlan öylestae ucuzdur ki (pocket book) ucuz cep kitabı türünt geçmek bir türîü mümkün olmamaktadır ÇünkU bugün Batıda 150 liralık MtaTjın ceı kitabı baskısmın fiyatı 2 5 3 0 lira arasındadır, yanl 1/5'i kadardır. Oysa bizde bu sonra, nastf olsa ellnden bırakamavacaktır. Altın Kltaplar Ustestnln en önemli SzeUlei nedlr? Altın Kitaplar'm llstesl dtinyanm en ünlü yazar ve eserleriyle dopdoludur. Dostoyevskiden Şolohov'a, Andrö Malraux'dan H3rold Robbins'e, Dr. Jivago'dan Rüzgâr Gibi Geçti'ye, Vurguncular'dan Jaws'a kadar en seckin ve pahalı eserleri listestade toplamışttr. Bu yıl da yine dünyanın en ünltl ve en güzel eserlerini yayınlamaya devam edecektir. Listemiz büyük yenüiklerle doludur. Blzi zlrveye çıkaran okurlanmıza daha büyük bir güçle hizmet anlayısı içindeyiz. • Yerll yazara gereken Onem verülyor mn yayınevinizce? Yaymevlmizin ekslgi yerli yazarlardı. Şimdi bu eksiğlmlzl gidermeğe çalışıyoruz. Çeviriye alışkın bir okur alanı var. Biz bu okur kitleslnl de yerli yazar okurlan araBma katmak Isteğindeyiz. Sonuçlar olumludur. Yaym yelpazcmizde yerli yazarlar da yer alınca yaymevimiz edebiyat içl bütün türleri kapsamıs oluyor. Aynca büyük bir yaymevinin listesinde yerli yazarlann bulunması gereğinl de her zaman savunmuşuzdur. Yerll yazarlar dizimizin yıllar geçtikee çevirl kitaplanmız kadar büyük bir okur Mtlesine ulaşacağına inanıyoruz. • Son olarak soronlannızdan da sö» eder misiniz? Kâgıt ve cllt bezi bulmakta büyük güçlük çekiyoruz. Ama kitapseverleri kendi dertlerimizle meşgul etmeğe ne gerek var? BiTim sorunlanmızı yetkililer zaten biliyor. BUtün kitapseverlere gönüllerince eserler dllerlm.» • Devrimci sanat üzerine Mustafa BALEt st yapı kunımlan arasmda etkin bir güce sahip olan sanat hizmet ettiği sınıflara göre lkl ana gruba aynlır: Devrimci sanat, burjuva aanatı. Burjuva sanatı, kendi sınıf çıkarlan dofnıltusunda kendi kültürünü yavıp diğer sınıf v« katmanlardan da bir takım insanlan etktnligi altma alarak onlan burjuva kültürü, burjuva ahlâkı ve yaşam anlayışıyle donatma çabasını sürdürürken, devrimci sanatın da bir takım eksikliklerle de olsa işçi sınıfı çıkarlan dogrultusunda işlerliğini sürdürdüğü yadsınamaz kuşkusuz. Devrimci sanat, dünyayı tanıma ve onu erilen, sömürülen sınıfm çıkarlan dogrultusunda degiştirecek bir kitle ileüm aracı olduguna göre, devrimcl sanatçınm bunu göz önüne alarak çalışmalanna yön vermesi gerekmektedir. Daha yalın bir bıçimde söylemek gerekirse, sanatçı llktn savundugu, savunacağı sınıfı kesinlikle saptayıp ürün lerini o yöne güdümlendirmelidir. Bunu yaparken de dogal olarak onu yakmdan tamması, toplumsal, ekonomik ve kültürel yapımı konusunda sağlıklı bilgilere sahip olma zorunluluğu çıkmaktadır ortaya. Açıkçası, işçi sınıfının yanında yer aldığını, onun çıkarlan ugrunda bir savasım lçertsinde oldugunu savunan her sanatçı, bu smıfın yapısını, ülke koşullan içerisindeki durumunu, toplumsal yaşamdaki yerlnl, kültürel konumunu köklü bir biçimde bilmek zorundadır. îlkesi, seslendigi, yandas çıktığı kesin insanım tanımak olmalıdır tlkin. Onun işyerindeki ilişkilerinden tutun da aile içeririndekl ihşkilerine, toplumdaki Uişkilerine giyimkuşammdan sofrasma, güncel yasantısmdan, Htlsmlerine dek her şeyi somut olarak bilmelidir. ÇünkU kapitalistleşme sUrecinin genel anlamıyla henüz başladıgı Ulkemizdeki işçi sınıfının gerçek anlamıyle, düşündüğümüz ücretliler kesiminden hayli degişik ve özel bir yapıya sahip olduğunu görmekteyiz. Bizdeki Ucretlllerin blr kesimi henüz tam anlamıyla topraktan kopmamış, ayagmın biri kırsal kesimde olan, az da olan kırsal kesimden Ü DEVRİMCI SANAT, DÜNYAYI UNIMA VEONU SOMÜRENLEftiN YARARINA AMACINA YÖNELİK OLMAUDIK. geliri olan kisilerdlr. Ancak bOyük sermsyenln palazlanmasıyle, kapitallst Uretlm ülşkilertnin gelismesi sonucu topraklann bölünmesiyle güncel geçimlerini sağlamalan olanaksu hale gellnce büyük kentlerln sanayi proleteryası arasına kanşmıy olan bu insanlann, İşçi sımtmın her tUriü Uretim araçlanndan yoksun, işgUcünden başka satacak hig bir malı bulunmayan keslmine oranla degişik bir yapıya sahip oldukları göz önüne almacak olursa. ortaya henüz tam anlamıyla oturmamıs yapıya sahip bir işçi sınıfı çıktıgı çörulecektir. Bu da i»çinin kultürüne ve tanıt büincins yansıyacaktır kuşkusuz. Kaldı ki Ulkemizdeki isçi orgütlert. büyük bir çabayla işçiye, örgütlenmeyl salt ekonomik sorunlann çözüme baglanmasını saglayan bir araçmıs gibi göstermekte birbirleriyle yan?; hallndeler denilebilir bir yerde. Sırf ekonomik savasnnla emekçilerin güncel yaşamlannda yüzeysel bir takım düzenlemelere gldllmesiyle yetinilmekte, sorunun tabamna, politik temeline degtnmekten, bu değişiklığin yUzîeysel onanmlarla degü de köklü bir biçimd», politik savaşımla gerçekleştirilebilecegini göstermek için ona siyasal billnç vermekten kaçınır bir tavır almaktadır çoğu ke». Bu da lsçinin çözümlenmesi gereken tek sorunun Ucretlarin bir ölçüde vükseltilmesiymiş glbi görmesina neden olmaktadır. Onun kitle bilinçinden, sınıf blllnçinden ırak, kredi kabuguna çekllmlş, hatta bir yer» de bencilce bile olmasa bireysel çıkarlannı düçUnmek zorunda kalmasına yaramıştır. îşçi her şeyden önce smıfın bllincin» vardınlmalı, toplumdaki yerinl somut bir biçtmde görüp değerlendirmesi saglanraalıdır. Bunun tek yolu da onun sıkı bir eğitimden geçirtlmesi. kültürel düzeyinin yükseltilmesidir. îşçi sınıfı, bireysel çıkarlannı dUşünmekten, salt kendi adma daha lyi bir yaşam özlemine kapılarak bir takım tutkulann kurbanı olup sınıfmm sorunlanndan uzak kalmaktan ancak sınıf bilincine kavuşturularak kurtanlabilir. Bunun da eğitim yoluyla gerçekleştirilebilecegi hesaba katılınca, proleteryanın kitle eğitim araçlanndan biri olan sanatla içli dışlı, dost hale getirilnaesl zorunluluğu çıkar ortaya. Her fırsattan onun ilgiyle izleyecegi, kendisinla en yakın dostu, en aynlmas parçası olarak görebüeceğl bir blçime sokuhnaaı zonmludur, flzellikle de edebiyatın. Çünkü edebiyat, konumu geregi, lnsanlara, özellikle dar gellrll, güncel gereksinlmlerinl bile büyük blr sıkıntıyla gidermeye çalışan sanayi ve kırsal kflsim emekçilerlne en yakın olabilecek tek sanat dalı durumundadır. Tlyatroyu, heykeü, resml çoğu kez ömründe gönn» mlş olan, görme olanağı da bulunmayan bu insanlar müzlkten sonra en çok edeblyatla lçll dışh olma olanağına sahip bulunmaktadır. Eline geçen bir dergi, blr gazete köseslnde, örgütlerinln yavın organlannın bir köseslnde küçük bir sür, küçük bir öykü türünde yazmsal blr ürünle karşılaşma, seyrek de olaa eline bu dalda bir lkl kltap alabUmektedir. Bu çıkış noktasnıdan yola koyularak edebtyatçılann diğer sanatçüara oranla daha büyük bir sorumluluk altında bulunduklan kendlllgmden belirmektedlr. Yazara düşmektedir yanl tüm sorumluluk. Yazar işçi sınıfmı ne denll kendlne çekebüir, ne ölçtide ona yakın olabülrse, başanya ulasması da o ölçüde artacağmdan oynattığı her kalemln, parmagını dokundurduğu her tuşun yerll yerine oturmasına büyük özen gösterip lşinl büyük bir ÖUzlik içerisinde yürütmek zorundadır. îşçi kesimlne seslendlğinl bilip ona göre davranmak, onu konu edlnmek, onun sorununu ele alıp tabanmda yatan ekonomik ve politik nedenl bulup gözleri öntme sergüemek yükümlülüğUyle karşı karşıyadır sanatçı. Kuşkusuz Usçlye yaklaşmamn, onunla kaynaşmanın belli bir yöntemi vardır. Ekonomfit yapısı gereğl kültUrel açıdan alt düzeyde bulunan, bunun sonucu lse politik yönden yeterll bilince sahip bulunmayan proleteryanın yanında yer aldığını göstermek de kendine göre bir biîmç işidlr. Sanatçı ne Hunan kl proleteryanın güvenlni kazanır, onu elinde tutmasını blllrs» amacına ulaşmakta ilk adımı atmış demektir. Değilse, daha ilk atılımda, emekçi aten kendlsi için önem tasıdığımn bilinçine varmadığı bu sanat dalmdan sogur, güvenı sarsılır elbetto. Burada dikkat edilecek nokta, her şeyin bir değlşirlilik, bir yenüeme, bir gelişme taşıdığmı kabullenmek zorunda oldugumuza göre, bu degişikllk, bu yenileme ve gelişme işçi sınıfı* nin sorunlannda da söz konusudur. Dün başka nitelikte olan bir sorun bugün bir başka nıteîık altında ortaya çıkabüir, yarınsa tamamen değışik bir biçım altında ortaya çıkma olasılığına sahiptir. Sanatçı, sorunlan yansıtılırken özde aynı olduğu halde biçimde aynlık gösteren bu inceîiklere büyük bir tıtizlikle yaklaşmalı, tekrarcılığa, temcit pilavcılığına düşmelidır. Yandaş olduğu sınıiı en güncel yarasından yakalayaraK onu aktarıp yorumuna katmak, çıkış yolunu göstermek yolunu seçecektir. On yıl öncenin işçisi yemekhanede kuru, bayat, küflü ekmekle. boz bulanık çorbasını kasıklıyordu diye. sanatçı kalkar işçiyı bu^ün aynı çelışkiyle ortaya koymaya çalışırsa, kaş yapayım derken göz yırtar, or.un karşısmda tüm güvenini yıtinr. Aradan geçen bunca zaman içerisinde çeşitlı gelisimler. çeşitli savaşımlar sonucu ışçı artık kuru ekmekie boz bulanık çorba kaşıkiamaktan kurtulmuş, hiç değilse ışyerınde iyı yemekler yemekte, evıne aynı malzemeyı götürüp ajnı ".IÎtelıkîe yemekler yapürıp sofraya getirtemedigi için işyerindeki yemekier boğazına tıkanmaktadır. Bu kez yeni bir çelişkı, yeni blr sorun çıkmıştır ortaya Bunun gibi çok sayıda örneklerle karsılaşılabılır kuşkusuz. Şu halde sanatçınm ışı değışenı, bu lîitel sıçrayışı oz aynı kalmak suretiyle biçimde. görUnümde degışiklik kazanan yapı çelışkıyl bulup, onu ışlemesi, yer et»»esı gerekmektedir. «mekçinin kafasına. Sanat Edebiyat Çevresinde TAVSAN Dişlerim bSlfindflfflnde ölündüğünde Bir tavşana duser belkl de Durmadan guneş keser Havuç kırmızısmdan Kar yağmış ustlerlne. Tfireğim bölündflğfinde ölündüğünde Bir tavşana düçer herhalde Hop hop eder altın top ~ Devinir dnrnr dfisle gerçek eembertade 1 Hep tedlrgin, hep yaralı sevglden. ""• Kalaklanm bölündfiğünde Ölündüfunde Bir tavşana dflşer yüzde yfl» Hep düdli hep tetikte Ne var ki ne olnyor otlardan esen yelde Dinler durur, tarlann yüregtel. E E ce Ayhan ağustos içinde îsviç re'den döndü. Sanatçı orada ikinci kez bir ameliyat geçirdi. Ayhan'm sağlığının iyi oldugu belirtiliyor. Yeni şiirler de yazmıs bu arada. Yeni şürleriyle blrlikte bütün şiirlerinin bir kltapta toplanacagını öğrendik. rol Toy blr güredlr belgesel bir roman Uzennde çalışıyor. Romanın adı «Don Tutan lar». Aynca yazann, Doğu Anadolu'da, I. Dünya Savaşmdan bu yana ağalık düzenini konu alan bir romaju önümüzdekl sezon vayımlanacak. B Ceyhun Atuf KANSD lr yıldır, akademik bir kuruluşun bursuyla Almanya'' da çalısmalarda bulunan PUruzan da geçtiğinüz günlerde döndü. Sanatçı orada TUrk işçilert için «Okuma Günleri» düzenleyerek öykülerini sundu, Almancasını da geliştirdl. arphane Müdürlügünden aünan Ceroal Süreya'ya. Ankara'da görev verilecegini ögrendik. Süreya'nın denemelerinden bazılan «Şapkam Dolu Çiçekle» adı altında Mtaplaştı. Eylülde kitapçılarda olacak. Ünlü ozanın yeni bir şür Mtabı hazırladıgı da bildirüiyor. 1 SAFRANBOIO EVLERİ CIHAT BORAI D Sevginin Gözleri Gün olda an oldum blr çiçeğin Ostünde Gıin oldu yapraksız ağaca döndünt Kimsîn dedira zaman zaman kendime Beynimde fiiizlendi güzelim düşönceler Yaşamın gözlerinde ararken bep slzlerl Bir «eçim savaşıydı insanlar arasmda Durmadan gündüz gece Acıyı bovaladım sevince varmak için Scsimln mavisinde nçarken pembe koslar Aramakla geçlp gitti günlerim Kardeş dedim adtna Rerçeklerin F.lin) elimden ayırmak tstemedim Ben onlan ölsem de atamazdun yabana Övle eünler eeldi ki sandım böbrek sancısı Bir de baktun cünleri boyamışlar yalana Glder mi çünler böyle f'.pl gercejim çel kardestm Ben halkım Ilallnm sent 5zlem!ş Muştularuı sevinciyle gel bana KÎTAP...KÎTAP...KİTAP... • CEHENNEM BIZIZ. EROL ÇANKAYA, 152 S., 15 LİRA BilGl YAYINEY1 Erol Çankaya 1970'ten sonra beliren genç sairlenlen. Kendlnden önceki şiirl özümlediği, kendlne ozgü bir büeşiml gerçekleştirdi&ı görülüyor kltabının daha Uk dlzelerinde. Anlatımcı bir şiiri gelişttriyor Çankaya, somut sö»cüklerle kuruyor lmgelerini. Ona göre şür «öfkelerle yazıiır», «Büyük yaşantılar gerektir şiire.» Bütün bir hayatı kucaklamaya götürecektir bu onu. Doğa, yaşayan, blr umuda, bir kavgaya açılan pencere olacaktır şürinde. özgürlükle özdeşleşecektir. Çankaya'nın şürinl şu sıfatlarla nıtelemek olası: Erkekçe, coşkulu ama duyarlı bir söyîeyiş; haykıran değü, nayatm dlyalektiğinl yakalamaya çalışan toplumcu bir öz. İşte birkaç dize: «Derken beyaz hüzünler bırakryor yağmur / Mor çiçekler kanlı çiçekler yarpuz kokulan bir de / Kanıyan avuçlanma karanfil lekeleri artak / Yağmalanmış şehre dönüyorum bir resme döner gibi. Atillâ ÖZKIRIMLI M R ehmet Başaran, Marmarls'te. «Turunç» denilen dogayla içiçe güzel bir yerde tatilini geçiren sanatçınm «Doğa Şilrleri» yazdığı gelen haberler arasmda. ••• uşen Hakkı, Izmit'te Tapu Fen memurudur. îzmit'e yerleşmeye de karar vermiş durumda. 1974'te basılan «Daglama» adlı şür kitabı ancak bu yıl piyasaya çıkacak. Sanatçı, îzmit'te günlük bir gazeteye de fıkralar yazıyor. deler ve ilaç baftımhlığı soruntmun, «önce «orunun lnsanlık tarlhi boyunca geüsiml, sonra ulusal ve uluslararası alanda güncel durumu» üzerinde durarak çok boyutlu bir araştırma sunuyor okurlara. üyuşturuculann tarihsel öyküsü, belli başlı uyuşturucular ve özelltkleri, ilaca baÇımlılığı doguran biyolojik, psikolojik ve toplumsal nedenler, uyuşturucu maddelerin uluslararası ilişküerdeki yeri ve haşhas sorunu, kaçakçıhk gibi konularda bjlimsel oldugu ölçüde aydmlatıcı, ilgiyle okunan bir araştırma Köknel'in yapıtı • LENiN'iN ULUSAL SORUN TEORiSi, MEHMET KARAAHMETLİ, TOPLUM YAYINEVi, 122 S., 12.50 URA. ••• Şevket YÜCEL Utfl özkök şu günlerde tsveç'ten geldi. Türkiye'de iznini geçiriyor. Burada Bülent Ecevit'le göriiştü. Bilindiği gıbi Ozkök. Ecevit'in $ıirlerini lsveççeye çevirmişti. özkök, hem zi> yaret hem ticaret diyerek 1945 1976 arasında yazdığı siirlerı bir kitapta toplavıp bastırmak lstiyor. Ama şimdilik yaymcı peşıade. L • UYUSJURUCU MADDE SORUNURI. PROF. DR. ÖZCAN KÖKNEl GELiJiM YAYINLARI, BÜYÜK BOY 472 S. 40 LİRA. Ülkemizde haşhaş eklminin önce yasaklanması, sonra smırlı eklme izin verilmesi ve bu konuda başta Amerika olmak üzere dış güçlerin harekete geçmesi uyuşturucu madde sorununu eündeme geürmiş, konu siyasal bir boyuta ulaşmıştı. Sorun bugun de güncelligini korumaKta. öte yandan btr de uyuşturucu maddelerin lnsan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri ve bunun toplum yaşamında açtığı yaralar var, İşte özcan Köknel uyuşturucu mad Son yıllarda, sosyalist dUşÜncenln ana yapıtlannın Türkçe'ye çevrilmesi ne oranda olumlu bir gelişimse, sol kitaplann salt kazanç amacıyla yayımlanması o ölçüde olumsuz sonuçlar doğurmuştur. Bölük pörçük derlemeler, özensiz, yalan yanlış çeviriler sasyalist düşüncenin kavranmasını, özümlenmesini engellemiş, sol içindeki düşünce çatışmalan kaba kuvvet gösterüerine dönüşmüştür. Neyse ki günümüz okuru, on yıl öncesinin bilgiye susamış, eline ne geçerse seçmeden okuyan bilinçsız okuru değildir artık. Üstelık titız çevırilerin yanısıra Türk oıiım adamları da çalışmalar yapmaktadırlar bu alanda. Karaahmetli'nin yapıtı bu türden. Yazar, «Lenin'in ulusların doguşunu ve gelışmesını nasıl gördüğünü, burjuva uiusçuluğunu nasıl eleştırdığinı» ve sorunu nasıl ortaya Koydugunu »österdikten sonra. «Düşüncelerınin Sovyet Rasya'da uygulanışıonı lncelemekte, 1921'de Stalîn ve yandaşlarının Gürcistan olayındaki tutumlarına karşı çıkışuu belgelerle ortaya sermektedır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle