06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUKHURİm 31 nMHUZ 1971 A eriatçiiıgjn ça? dışı v# Anavaja'y» tykın buX lunduğundan söz eden devlet başkanimıza m" ce imamlanmız içerlemeitte; bunların sayısıtıın ne oldugu bilinmez. Ancak bunlardan birisi hiddetini yenerneyerek: t... Şeriat'a kar$ı olmanır.m nedenini bilmsmekteyiz. zatıaliniz nazarında eeriat ne mana ifade ediyor? Bir daha îeriata karşıyız diyecek olursanız sebeplerini de açıklayınız ki biz 40 milyon Müslilman olarak anlayıp inandıgımıza gb're şeriatın geleceginden zatıaliniz endişe ediyorsunuz» (Türkçe ve cümle hatalan Imam'a aıttir) diye kaleme sarılır. Şeritt'a bağlılık sayesinde Fatih Mehmed'in îstanbul'u fethettiğincen, ve yine ayni nedenle Mimar Sinan'ın «Şaheserier» meydana getirdiğinden ve Ş»r1at'a sarılmakla hsr türlü sorunlanmızın çözüm!°neceğinden söz ederek; •Bundan evvel Karadeniz seyahatlerinizde Şeriat'a karşı olduğunuzu ifade et» tiniz. Şeriafa karşıyım deyıp beyanatlar v*riya.sunuz böylece beyanatlar vermeniz iein sizi rfiecbur edon şey n«dir ki böyle kor.'jjmakla vzmetkân oldufcu bu asil ve necip Müslüman Tü? < ınilletinin nefretini celb etmi$ ol'.ıyorsunuz...» ri:vor. İmamlarımızjn hangj bilgi kertesinde oînuklarını anlamak için Rjjızlarından çıkan bir k«r «öze ve kalemlerinden dökülen bir kaç cümlrv? kula* kabarımak ya da söz atmak yeterlidir. En küçük diplomalısmdan en yüksek diplomalısına değin hepsinde aym zavallı mantık, aynı Çağdışı görüş ve ayni tutucu zihniyet.. Gelisen fikir düııvasının aydmhklanndan böylesine nzak ve böylesine kaçan bir başka sınıf yoktur toplumumuzda. Şeriat dışında gerçek olamayacağına ve akıl yolu ue üim yâpılamayacagına körü körüne inanmış bu msanlar bin yıldan beri ayni bilpisizlik vadisinoe dolaşıp dururlar. Seriafın resim yssaklanaa bile aldırış etmeyen Fatih Mehmed'in, ya da ılmi Şeriafda degil ve fakat akıl verüerinde bulan Mimar Sinan'ın, ve hiç kuşkusu?. öteki benzerlerinin başarılanm »eriat'a hamİBdebîlmek için insanın çok smırlı bilgilere sahip olması gerektr. Fatih Mehmed'in ya da Mimar Sinan'ın Şeriat'a bağlı olmak sayesinde fetihler yaptıgını, ve .Şaheserler» yarattığım söylerken burnunun dibindeki Ayasofya'yı yapanlann, ya da Roma'dan başlayıp yer yüzüntln nerede ise yarısım fetbed«nlerin. dah8 ortada seriat diye bir şey yokken bu akıl almaz başanlara ulaştıklannı düşünemeyen ki?ilerle tartısmaya giriaınek elbette yergiz ve gereksizdir. Fakat dünyalanndan habersiz ve şeriat çemb«rini bir tUrlü yırtamayan kişilerin günümüzdo oluşturmaya çalıştıklan orta çağ ortamını engellemeye çahsmak hepimizin görevidir. Çünkü aksi takdirde Tiîrkiye. gittikce yoğunlaşan karanhklar içerisinde yuvarlarup gidecek ve yok olaeaktır, Akılsızların akıllara sayıca çok Ustün bulundugıı hiç bir toplum skılcılıgın sonsur şekilde gelişmekte olduğu bir dür.yada yaşama olanagına srhip bulunamaz. Devlet başkantmıra ders verme hevesindc olan imam'ın ve benzerlerinin ne jibl ilkel bügilerle yetişürildiklerini ve Türk hâlkını OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Devlet Başkanı'na da.. llhan ARSEL da ne şekllde yeMşttrdikierln! b!r bilebilsek mutlaka dehşete düşer. bu ülkenın hangi "Karanlıi noktalara sürükîffndifini görerek ürkeriz. Devletimiz, hem de Anayasa kuruluşu olarak iş gören ve aydın din adamı ve aydın hslk yetıştirmekle görevli organİRnnın resmi yayınları şöyle bir 1:Arıştırılsa acı vc kahredici jrerçe'.: anlaşıhr. Bu yaymlar arasında din Miktnü VP gerçek bil<m adı altında, örneğin: .Sizden birinizin içeceği 've yivecefi 1 içine sinek düştiğü zaman, o kiçi fonun hsr tarafıru) batırsın sonra çıkarsın fatsın). Çünkü sir.eğin iki kanadınm birisinde hastalık. öbirisinde de şifa vardır... şeklinde bir hüküm olduğıımı ve Ttirk halkının, ve onu yetiştirmekle görevli din adamlp.rının bu ve buna benzer esaslar!a egitildiklerini sftyleseler s;ze. mutlaka dudak büker: <... olmaz bövle sey. bunlar uydurmadır» dersiniz haklı olarak. Oysa ki bu bir ge r çektir ve bunun gerçek olduğımu anlayabilmek için Diysnet İsleri BaçkanlıŞı'mn 13 cilt halinde yaymladığı Sahih. Buhâri Muhtasan Tecridi S?rih Terceroesi ve Şerhi yapıtımn 9'ncu cildi'nin 19T1 tarihli 2'nci baskısınm Tl'nci sahifesindeki 1363 sayüı hükmü ve bununla ilsçlli yorumu okumanız yet«rlidir. Din adamlannca son derece önemlî sajnlan bu sinek konusu. avni serinin 12'nni cildi'nin 1973 tarihli 2'nci baskısımn ÎKî'ncı sahifesinde de 1941 sayılı Hadis olarak beürtilmiştır. Bir sineğin iki kanadjnda nasıl olur da hem hastalık ve hem de şifa bir ?rsda toplanmiî olabilir diye düşunecek ve soracak olursanız kâfirlik etmiş olur ve dtn adamlarırmzca «inatcı cahiK diye suçlandınhrsınız. Nitekim yukprdaki hükmij yorumlayan Diyanet Başkanlıgına ve ri>n adamlarunıza göre: «Buhâri Şârihlerinden lîattâbi der ki Bazı inatcı cahiller Tuhaf şey? Bir sıneğin iki kanadında nasıl olur da hem dâ. hem devâ olıuı ilci zıd hassiyyet bir arada toplvırruş? Sonra hakir bir sinek nasıl olur da me>rubat ve melkülât içine önce zehirli kanadını sokmayı. devâ olan kanadını geri bırakmayı bileoibı?» jeklinde bir takım itirazlar ortaya koymıışlarsa da bunlar su suretle reddedilmiştir. Ev\'elâ: Zi hayat bütün mahluHar blrer tes»d mecmaıdırlar: hepsinde harâretle bürjdet, rutubetle yübuset gibi birbirine zıd olan bir çok hassiyye'ler arasmda hayâti mevcudiyetierini ızhâr ve idâme etmekted'rier.. Sonra sineğin idrâki mes'eiîsı de ilâhi bir ilbâm olan sevki tabüden ibârettir.. Sine'.'e '.ucudu istib'âd olunan idrâk de bu ilâhl ilhâmdan ve tabiat »«vkinden başka bir şey degildir.. «Bu yorum yukards adı gaçen yayınların 9'ncu cildi'nin Tl'nci sahifesindedir.) Bu yorumdan anlaşılmaktadır ki sinek. içecek ya da yiyecek içine düştüğü zaman önce zehirli kanadını ve sonra şifa kanadını sokmayı düşünecek algıdadır (idrâktedirı ve çünkii bunu ilâhi bir ilhsm yolu ile yapmaktadsr. Sizlere bu, çok acaip vs garip gibl görünüyor degil mi? Fakat ne kadar acaib ve garib gibi görUnürse sörünsün. bu yonımun ve bu hiikmiin serçeöe yatkın sayılmak gereken bir yönü vardır ki o da sineklerdeki idrâkin. eğer jııkardaki nüküm dogrıı ise. bazı din adaralarımızın »e hattâ aydınlarımızın idrâkinden çok daha saglam ve gelişmi} oldugunu ortaya vurmasıdır. Yukanya aldı^ımız örnek binlerce ve binlercedcn sadece birisidir. Akıl yolu ile degil ve fakRt akıl dıjı usullerle ortaya konan lıükümleria büyük çoğunluğu fki ayn! zamandâ akla ters düşen ve akla aykın ve aklın kabul ederneyeceğl nitelikte şeylerdir bunlar) din adamlanmızın yetiştirilmesinde ve onların da hallcı yetistirmel»rinde kuüanılmaktadır. ve hep ayni düzeydedır. Yukardeki örnege benrer listevi sonsıız yekilde genişletmek kolaydır. Sahihi Buharl Muhtasan yayınlarını ve yine Diyanet Ba^kanhgınca çıkarılan Riyaztl's Sâlihin adlı 3 ciltlik yapıtı ve buna benzer diğer yayınları 'örr.egin Diyanet DereiM ve Diyanet Gar«tesi sn'bit şöyle bir eleştirmekle halk efitimi konusundaki durumumuzıjn nasıl tüyler iirpertici bir hızla karanlıga doğru yöneltilmi» oldugu anlasılır. Şeria diye bilinen ve belletüen bilgiler hep çağ dıv şeylerdir. Dünya yaşamlariyle ilgili h«r şey hep akıl dışı yollar ve usullarle konmushır ve bütün bunlar müspet bîIını verileriüe göre değil, aksine akla ve :nan;'r» hiç sığmaz dayanaklar ve niteliklerle belletilir. Akla yatkın olsun ya da olmasın şeriat hükünılerini akla uydurmak ve akılcı bir temele oturtmak hiç kimsenin aklmdan geçmez. Ker şey daima akıl dışı ve aklın alamavacağı verilere oaj'atıhr ve öylece öğretilir. Ya da hiç neden sösterme gereği öngörülmeden öğretilir. Yine binlerce örnekten biri olarak: orucu bozan ve bozmayan haller konusunda eğitilen însanlarımıza: tnzal \uku bulmadan öpmek veya okşamaktan sonra.. yemek yemek. halinde ya da az tıız yemekle> orııcun bozulara*] ve hem de kaza ve kefâreti gerektireceği anlatılır; öte yandan Bir kariına bakarak veya düşünerek inzâl vâkı olmak», ya da >sakız çiğnemek halinde orucıın bozulmayacaSı söylenir. <Bunlar için Sahihi Btıhari MuhtasRrı ve ayrıca Diyanet Dergisi cilt: 11, Ankara 1972 sh. 33S 342 bakınız*. Fakat neden dolayı birinci durumda orucun boz.ılup ikincisip.de bozulmayacağı anlatılmaz; inzal vuku bulmadan önmenin ve okşamanm». «Bir kadma bakarak inzâi vaki olma. hnlinrter. daha ciddi ve daha kötü oldugu açıklanmaz. çünkü bütün bu saçmahkların akılcı bir nedene dayatılamayacağı ortadadır. Fakat istenir ki ki?i bu ve buna benzer binlerce hükümda •hikmet oldugunu sansın ve bunları hiç diisünmeden, hiç muhakeme e*mer)en bellesiln gitsin. Din adamlarımız bugün hâlâ Türk haikını 3eriat'ın cınler. periler, şeytanlsr ve İblislerin gayb bilgileriyle yetiştirmektedirler; tıpkı bin yıldan beri yaptıkları gibi. Binlerce camide ve din okullarında milyonlarca insanımıza: • ... cinler cismani lâfif varlıklardır.. mü'min ve kâfir olanlan da vardır. Melekler gibi muhterem depil hâkirdirler.. Seytanlar cismani latif yarntıklardır. reislen İblistir, hepsi kâfirdirler». şeklinde akla, insafa. ilme ve çağda» e*itime ters diişen inanışlar aşılamaktadırlar. (Bunlar için Diyanet Dergisi, cilt 13. sayı 4. Ankara 1974. sh. 220 > Yine tekrar edelim ki bu sajrdıklarımız binlerce ve binlerceden sadece bir ikisidir. Kafa yapısı bunlarla şekillendirilmiş insanların «Şeriat Anaj*asa'ya aykırıdır» diyenierimize saldırmalarını yadırgamamak gerek. Bunlarm eline terkedilmis halk yıgınlarınm yarınlannı düşünmek gerçekten azab verici bir cey. Ancak ne var ki halkımızı bu geriliklerden ve bu korkunç gelecekten kurtarmak isteyenlerimiz, şeriat dışında gerçek olamayacağı inanciyle yogurulmuşların ve gerçek din anlayısından ve bilgiden nasibini almayanların saldınsına ve onların •dinsizlik» ve bilgisİ2lik> suçlamasına uğramaktadırlar: bu suçlamalar daha da ileriye götürülmekte ve bazı camilerde .falanca adamın öldUrillmesı caızdir» sekline dönüştürülmektedir. Her şeye rağmen kanınlıklarla mücadele gerek. Bu toplum, eger yaşayabillrse, elbette bir gün fikren gellsecek ve kendisini karanlıklar içerisinde tutanlara hadlerini bildirecektir; tıpkı Batı toplumlarının bir zamanJar din adamına karşı yaptıgı gibi. Raslantı mı? Tesadiif mü? E *kiıien tesadiif der'erdl raslnntıya. Rakj'sınız pazar sahahı crzmesindr sevdijiniz bir dosta raslayı>"ermissiniz: Aman cfendim. ne cüzel tesadüt Ortaokul sıralarımta ügreııdi^imiz bir tekerlenıe vardl raslantı üzerine: Babıâli kapısmdan hulul edip geçerken; Tek bir atlı süvariye tesadüfen rasgeldim. Bira Sever misiniz? OKTAY AKBAL Evet İlayır Profesörlerin lr Slkede ünlverslte de susarsa gerçeklcri kim dil* KetlrebiUr? Onlar ki. dzerle bir kuruluşun en yetkili üyelerid:rler. Damşacağımız son ve en yetkili kişiler onlar, orofesorler değil mi? Batı uygarlıgını busünkü yüksek düzeye ulajtıranların basında onlar gelir, diyor tarih. Tüm ileri atılımları olusturan üniversiteler, toplunv l?nn en (tür ışıklan olan bilgiıv ler yok mu bizde? özgürlük u8runda savaşanlann en büyük ve sağlam güvencesi olan bilim yuvslanmız, sizin 27 Mayıs öncesinde tanıftı oldujunuz ^iJitliSiniz ne oldu? Unu'mayınız ki, dıiîta hevesüleri. bir punduna getirip ilkin sizi sustururlar. Bu nedenle hem .Nabza göre serbet vermeyin.» hem de bu sttzle yol» çıkıp, iktidar hırsı ufcruna ki^iliğini sıfıra indiren olmayın derim. Sorumlulukları GÖREVlENDiftOiGi BAZI ÖGRETiM ÜYELEKiTAPURI UYGUN USE DERS BiLSiNLER Ki. ATATÜRKÇÜ İIKEIERE AY MAZ, SUÇLU KIIAR... lşlenecek. Kısaeası bilim nolittkanın, eşdeyişle iktidarın aleti olırak kullamlmaya valışılacak. M. Egitim Bakanlıgı. ayni zamanda 5429 sayılı yasayı da <endlne gö'r» yorumlıyarak bu ders kitaplannı hazırlatıyor. Kitaplan kim»e eleştiremesin diye de yazdırma işini ün. ö | . Uyelerinp ver mis. Yani basılacak kitap'arın yaztrlan prof'lar ya da doçertler olunca kimse o kitaplara .oı de karşı çıkamayacalc. tktidar \%tiyor ki, bu düşün derskrnin kitaplan kendi anlayış, egilim ve rutumuna uyırun olsun. Bu np^ien le Universitelerimizden «Bi=^ bilimsel ders kitabı ytraoak ele' manlar seçip yollayınız.» d»Tiedi. Tersine kendisi seçip çagırdı ve görevlendirdi. Yani «endı anlayışına uygun olanlan be»!iyor, bir yandan böylece. Amı ne de olsa bunlar bilimİB ugrasan xişiler. îmdi. bir bilim eri, h?rıgi anlayışta olursa olsun. iş c*ers kitabı yarmaya geldi mı. kişısel Rörüşlerini. tutkulannı ve *ap!«n tılannı bir ytna brrakmak zor'.ındadır. îşte sözünil ettigim sınav burada ortaya çıkıyor. Bu saym öj. üyelerine. sade bir vatan daş olarak buradan seslenmek isterim. YazacaŞınız kitaplar vağın jerçeklerine ters düşmeiin ünutmayınız ki, hu kitapları Atatürk gençliği okuyacaktır. Sonra Tiîrkiye, o yüce önrierden aldığı hızla ileriye yonslmiş bir ülkedir. Onu asla geri götüremez slniz. Bu nedenle yurdun ve toplumun gerçeklerine de ters düşmeyinir. Kötü silahlar çogu raman geri teperlor. Avnca bir irün hemp vermek gerekebilir. Bu durumda politikacılar, «Biz •iyuet adamıyız, inandığımızı yaptık» diyerek kendilerini sklamaya çahsabilirler. Onlara âlet olan devlet memurlan da bir yer* dek kendilerini bafişlatabilirler. Ama sizi hiç bir özllr bağışlatamaz Görüyorsunuz, «cami avlusunu kirletmek» de politika sa\nhr oldu günümüzde. Sizler bilimden aldığıruz güçle politikanın maçası olmamalısuuz. B HÜKÜMET, SEÇıP RıNE. KEHDı YAZDIRMAKTAOIR. ANUYIJINA B en Tekel biraomı «everim. Ama bul da Iç! Lokantalarda, gazinolarda sorarsınız Bir Tekel birası jetlr. Hemen yok, KIRI DERS KiTAPlARI KENOiLERiNi KÜÇÜITMEKLE DE K A l Raslantı kavramında; irade dışı, kural dışı bir anlam var. Daha öncesinden kararlaştırılmamış. bilinç dışı bir olay... Ormanda dolaşırken bir ayıya raslamak. kütüphanede kiUp ararken bir eski mektuba raslamak gibi.. Ama bazan raslantı sayılamıyacak çapta büyük işler scizkonusudur. Bir ülkenin tarihini vurgulayan. bir tnplıımun yazgısım damgalayan işlerde raslantı ne demek? Sözpelişi •Istanbul'a metro mu yapalım. köprii mü?» sorusıınu yanıtlarken, büyüklerimizden birisi o eece rüyasında Boğaz Köpriisünü gördüfü için mi önermistir: Beyler. bir ayaçı Ortakö^'dr bir aya»ı Beylerbeylnd» çelik cerdanlık gibi bir köprü yapalım!... Hayır. Dünyanın büyük bölümiinü dpnetlirrn çok uluslıı otomobil vp petrol Immpanyalannın uzantılan sayılan yol nyEitlan ve köpriiler rndüstrisinin Türkiye'de işlne îeldifi ribi karara varılmıştır. Köprü mü. metro mu? tartısmasıııd», ülkeınizin teknik U7m»n!»n.'nlusal çıkarlarıınızm hesaplaruıda ceşitli fikirler öne sürmüşler; Bnjaz'a oturtıılacak ilk köprünün «Köpriiler tuzagı»nın oltası nitellfinde olacajhnı söylemişlerdi. Könrüler tuzağının kentiıı grHşimlni olumsuz yonde ptkileyecefinl. akıl almaz çapta arsaapartunan spekülâsyonuyla ıılusal (telırl rarçur edeceğini, çevre yollannın da trafik sorununu çözümlcmeye yetmiyeceğini >Hiz kez yazmışlardı. Şimdi yıl 1976. Istanbul trariğine n* köprü retiyor, ne çpvrc yolu tkinrl ve Üçüncü Bofaz Köpriilerinin tasarıları tfzgihlandı. Halk kentin yollannda salkım saçak. taşıt bekliyor: hir dolmuşa binmek için blrbirini çlğnlyor. Akşam sabah stnlrler yay tihi gerili .. tşe nasıl ındrcceim. işten nasıl döneceğim? sorusu kasap çenjreli Ribi takılmış kafalara . Ve piyasaya boyuna özel otomobil çıkıyor. Bir raslantı mı bu? Yoksa bilinçll («ömtiriinün bir parçası mı? Boğaz Knprüsünün, daha açıkçası köprülerlnin metroya trrdhi, blr raslantı mı? Rlrkav çram aklı olan yıırttaş eltno kaleml alır, Türklye ithalatının rüzde kaçını ham petrol: vüzde kaçını otomobil, otoMİK. kamyon parçaları tutuyor? diye küçük bir hrsap yaparsa. hiçbir şeyin raslantı olmadığını RÖrecektir. Motorunu yapamıyan az gelişmtş ülkelerl ötrl otomobil hastabtına alıştırmak. süper kapitalist iilkplerin tüketim tal^ınını Knrüklryerek yoksul ülkelerl sömürmek »tratejislnln bir parçasıdır... Cumhuriyetin İlk yıllannda benlmsenen «Demlraf polttikası»uı bir yana fteleyip, ya da htçe sayıp. karayolları taşımacılı^ını pnmpalamak bir radantı mı? Demiıvolculuk tam kıvamına gelirken, bizimki ribf bir voksul filke, nışıl olur da devlet rlivlc kurup işlpttif! tren taşımacılı^ını ifl'asa sürükleyecek ve milvarlan toprağa eömecek hir yol tutablllrî Ancak dışa baeımlı rcrli kumnanvalann ve kokü dısarda »ermaye sınıfmın iktidarlan vapabillrdi bu işi: bilinçlc, planla. Anıcrikalı uzmanJann öğütleriyle . Istanbul Ankara arasındaki aafaltı mezbahaya çevirmek paha^ııia tnsan yığınlannı otobüslerr. otomobiMere ve ticaret mallun'iı kamyoniara vurarak Anadolu'yu hirbirine katmak, ancak emperyalizmin •ömüriisiinden büyük vurçunlan cebe ataıı siyasal iktidarlaruı marifeti olablUr. Yoksa Mtanbul ile Ankara arasını beş saate indirecek bir demiryolu. Türkiye tr.ififinî büyük çapta rahatlatabilir; bunca ulusal celirin çarçur edilmesini de enjpUerdl. * • yamtını »lırsınız. Voktur Tekel birası! Nlye? Ya bitmi*tir, ya da başka bira cetirilmijiir, Tekel birası «atılmaz orad». Nedeni niçini yok. Belki de var. daha çok kâr veriyorlar, o blralan piyasaya attrenler dahm açıkgöz falan tüan. TV'de de rekUma ba|ladılar «Biraların âlâsı Tekel birası» diyp. Doğru, bir dedlgimlz yok, ama bulabilsek! Bakkallarda, büyük mağazalarda, lokantalarda, gazinolarda zor bulunur bir içVd bu. Ama Tuborg rau, Efeı mi istediğin kadar! Bir zaırunlar alkolltt icki sayılırdı bir». bakkallarda. kahvelerde satılmazdJ. AP Urtidannda Tnborf'lar. ETes'lrr Tfirkiye'de fabrikalar kurunca •ralllllyetçi> iktidar birayı alkollü içki fllmairtan çekti kurtardı. Oazoz gibl bir s«y oldu bira. Bilmem ne bira, bilmem ne bira diye reklamlarla bu yabancı içkiler gündelik yajamımıı» karıçtı. Geçenlerde Mcclls lokantaaında bir yemek yedim. Burda da •azmıştını, bir Tekel birası istedlm, yokmuş, Tubor; getfrdller diye.. Mecli* Bafkanı Savın Kemal Gilven bu yazım iizerine bana bir açıklatna gönderdi. Sayın G&ven dlyor ki: •TBM>I'inde Birkaç Saat> baslıklı makalenizin bir bölümünrie söz honusu ettiflniz •Üreler lokantasında konuklanmıza, sunulan içkilerle ilgili uygulama aşağıda hclirtllmlştir. Sayın Yasama üyeleri ve konaklanna sunulan İçkiler arasmda Tekel birasının bulundurulnumasında hiç bir sakli nlyet ve ard amaç söz konusu deflldir. Trkel Müdürlügii Ankara depoijırından temin edilebilen her tiirlii içkl lercih edllerrk Sayın Yasama üyelerimize ve konuklarma sunulmaktadır. Tekel blrası çok sarfpdildifinden her Istenildlfi an teminl mümkiin olamamaktadır. Ayrıca diser markalı biralan arayan konnklarımıc da mevcııttur... Ivi niyetll isteklerlnlz karsısında. bu ekstkllfimizin Kİderilmcsi amacıyla. ilgililert emir verllecek. ¥asama üyeleri lokanta»Mida, dcvamlı olarak Tekel birası bulunduruhnası sa£lanacaktır • Sami GÜRTÜRK çünkü bunun olanftkjızlıtuu. \Trıca kendi de lcuilanıyor bu rtıl;n .sözcîklerinı.'Onur»' İçin. ;<konusulan Türkçe» ya da «yasaynn TUrkçe» ve benzeri sloganlarla yola çıkarak örnegin dili, R. Nuri GUntekin'in Türkçesiyle dondurmak istiyor. Edebıyat derslsrini ise, örnekler ve degerlenairmeler açısından elden geldiğinc* saga ve geriye çekme çabasmna. SöEgelimi uygar dünyanın beğeru digi yazarlanmızı «solcudur» g«> rekçesiyle iyice ailip, onların yı»rine kimsenin tanımadıgı kişileri basyapıt yazarı diye sunmak ve tanıtmak istlyorlar. Bu e»i! f m hem görevlendirilen kişilerin on lerıncîen hem de okul kitaphklsrından toplattınlan kitapların tür lerinden kolayca anlaşılmaktadir. TariJı derslerine geiince, çoğj kirnse «Tarih tarihtir, oaun nere sı degiştirilir? diyebilir. Böyla düşüıienler 1 R''deki «Fevri Çskmak. ve «Istanbul'un Fethı» prug raralannı anımsamalıdınar. Çclc şey söylenebilir bu iki program için. Ama şirndilik, en kalın çizji lerlyle deginmek yeter sanınm. Fevzi Çalunak'ı öylesine sundular ki, sanki Kurtuluş Savasımızın Baskomutanı AtatUrk degilmiş gibi oldu. Sonra öyie bir :zlenim yaratıldı ki, o savmsta bit< basanya ulaştıran tek etken var mış. o da F. Çakmak'm dindarlı ğı, namaz ve dualanymış gibi. Oysa bu degerler ancak kişının manevıyatını besleyen etkenlerdir. Kurtuluş Savasmı basanya ulastıran redenler Türk toplunıu nun o yıllardaki gerçekleridir %e bu gerçekler bilimsel veriler* dir, rüyalar değil kuşkusuz. Alalım Fatih konusunu. F.S. Mehmet gerçekten büyük adamdı. Güçlu ve başanlı bir konıutan, bilim ve sanata deger veren, bunlara CAN oğlumumn dogumunu dostlara duyururuî. Çiğdem Mehmet Bayhan Istanhul • 26.7.1976 fcarsı derin l a j f i r elan bir her soy, din ve dilden in*ao« karşı ho»görüsvl olan bir yönetici ve en önemlisi, bir çesit rön» u n s a önayak olmuş bir devlet adaraıyüı. Onun basarısıma nedenlerini bu niteliklerinde ar»mak, hiç degüse bu etkenlere d« yer vermek gerekirken tuttular Fatih'ı bağnaz bir kimse olarak •ergılediler ve tüm oaşansını da dins"l inançlarma bağladılar. tşte iktidarın liseler için ya«dırmakta oldugu tarih kitaplan anlavıs bakımından bu tür olacaktır. Konuları seçme, sergıleme ve üeSerleneürmecls tııtrnalt istedl»! vol senel çızgileriyle budur. Tarih böyiesine çarpıtıiırsa din ve ahlak derslerinin ne dunıma girecegini tasarhyabiliriz. Kısaca anlatmak gerekirse, ahlâki dinln buyruguns vermek. dini de bagnazlıgın çukuruna RÖmmek üzereler. Psikoloji ile mantıgı neye benzeteceklerinl kestirmek hayli güç. Felsefenln yerina «Düsünce Sistemleri Tarihi» gibi yeni bir kitap hazırlanıyormug. Bu kltabın temel konulannın neler olacağı bilinmez Ama «yle görünüyor ki. materyaliımi okullardan uzakla$tıracatu derken uyjrarlıga karşı çıkılacaktır. Sosyoloji ise en çok saptınlan bir kifnp olacaktır. AtatUrk devrimleri ve özellikle 27 Mayıs ve benzeri konular ya silinecek ya da aynı gerici silindirin altmda ezilecekler. Rejimle ilgili konularsa emekten ve emekçiden yana de*il, ij'ice anamaldan yana Hiçbir şey raslantı dpğildır ülkemizde uygulanan; planIıdır. Bu pianlann profesörleri Amerika'da; aslstanlan Türkiye'drdlr. Şimdi her bakımdan dı?a bafımlı blr s a n v >ilesme sürecini yaşrjoruz. Neoemperj'alizmin yöntemi budur: Piramitin başından eteklerine doeru birbirine bağlı rkonomiler oluşturmak, »uıırlarötesl sömürüyii bu düzenln üstiine oturtmak... Empervalizmin kitabında «tesadüfen rasjelnnk» diye eBayililr J»ktur; *n^«yüik yoksul ülketerde araamalı. Önce Sayın Güren'e yanma karşı gösterdifi yakın ilriden ve gönderdiği açıklamadan ötürii tesrkkfir ederlm. Meclis Eaşkanı nlarak düzeltebilece£i tek iş caliba bira konuauydu! O yazımda başka sorunlara da definmlştim, ama Sayın Güven o konularda ne yapabilir? Olsa olsa Meclis lokantasında Tekel birasının bulundurulmısı isin) haletmek mümkiin. Öteki konu* lar Meclis Başkanının yetklsini, sorurtılulufunu asan tşler... Xe milletvekillerinin Meclis'e ve Senato'y» siirekli gelip gitmelerinl sağlayabilir, ne de Meclis salonunun ve lokantasuua bir aeçlm ve seçmen pazan haline sokulmasını önlerebilir. Neyse, bir daha Meclis lokantasına gidersem bir Tekel birası içebilecetim: Bu d» bir seydir. Konuları, sorunlara ciddi bir bakışla bakan, iyiniyetle efllen yetkililer isterlerse ban konulann üstesinden gelebillyorlar. Sayın Güven'den beklenen blr şey daha var. Bir» islnl şaka diye yaznnştını. bir takım gerçeklerünizi gösteren bir şaka.. Ama milletvek'llerhıtn dışardaki işlerinden kendilerlni kurtararak devam zorunlulu|unu «akıca izlemek de Baskan'ın, Başkanlığin görevidir sanmm. Belli bir devamsızlık söreslnl dolduran milletvekillcrinin bu ulusal görevden bafıslanmasi gerekmcz mi? Nlye seçlltr hir tnsan Parlamentoya? Görev yapmak İçin.. Göreve de gelmek gerekir herşeyden önce:.. Hem görev, salonda kahve Içlp, «ipan. tüttürmek de des«d!r Mecils'a Kebnek, komlsyonlarda çahsmak. genel kurulda bulunmak, l;onnsmalan izleraek. gereken Incelemelert yıpmak, ruritaşm MecHs'tekl ağzı. dlll. «8«ü, kuU^ı olmak... Bunu yapsınlar d» isterlerse lokantad» Tuborg, isterlerse «arap y» da rakj Içsbıler!. ?u sıra. çapı • küçük »m» önem ve anlamı çok büyük nr siP.av gelıp çattı kimi SjSr*Mm üyelerlmiz ıçın: M. Egnim Bakanlıfı, liselerde okutulan It'ml derslerin C.itaplarını ögret'mden kaldırdı Bunlar Türk »d»biyatı. Tür'c dıli. rarıh, din. ahlak. psikolojı. felsefe, sosyoijji ve mantık derslerinin kitaplan. Yani daha önce de belırtt'S.m gibi insanı insan yapan. COC'.IK larunızın kültürlerini olustrıran derslerin kitaplan.. Yapılmuk :s tenen nedir? Bunu iktidan okış turan parti başkanlannın demeçlerinden çıkarmak zor <1eğil. MSP maneviyat ve benzeri kavramlar arkasına gizlen«re'ıc Türkiye yi layiklik ilkesindjr) uzaklaşnrıp şeriat düzenine sürüklemek istıyor. Ahlak derslorini okullara bu amaçla joktu. MHP, Türkçülük ve millîyetCililc perdesi arkasında. ülkeyi sor.u belirsiı bir uçuruma yuveiamak eğiliminde. CGP, Ata'ürk milliyetçiliğini kalkan yaosrak gericiligin her çeşitine ytşil ışık yakmakta. AP ise, Erbakan'm deyimiyle renksiz göünü yor ama hem jovenizme her de şeriat düzenine özlem içır.f<e. Karma ekonomi sloganı ile yola çıkan bu parti yandaşlanylr» iş ve yazgı ortaklığı yapmaktan çe kinmiyor. İşte bu yüzden ülkemizin ileri gidişini engell«me çabasında. Durum boyle olunca söz konusu ders kjtaplarına verilmesi istenen yön ve biçim ortaya çıkıyor. Yazılacak kitaplarm büün aynntılarını şimdiden kestirmak hem güç. hem de bunları tümt;y le anlatmak olanoksız Ama genel çizgilerini önceden belirtmeke yarar var. îlkin dil konusunu a lalım. tktidar ve onun buyrugunda olan kuruluş a n dilin tümule karşısma çıkamıyor. Görü.cr Kuru Soğan Satınalınacaktır. EREÛLİ KÖMÜRLERi IŞLETMESi MÜESSESESi MÜDÜRLÜĞÜNDEN: 1 Şartnamesıne göre 70 ton kuru soğan kapalı zarl usulü ile satınalınacaktır. 2 Teklü" zarflan 17.8.1976 Salı günü saat 15.0U'd8 Zonguldak'ta Eregli Kömürlerl tşletmesi (E.K.J.) Ticaret Müdürlüjünde açılacaktır. 3 Teklif mektuplan ve geçıc) temlnatlar 17.8.1976 Salı günü saat 14.00'e kadar E.K.İ. Genel Muhaberat servisın» verilmiş olacaktır. 4 Şartnameler Zonguldak'ta EJÇ.I. Ticaret MUdtlrlUfıinden, Ankara'da Türkiye Kömür İşletmelerı Kurumu Genel Müdürlügi) Satınalma Dairesı Başkanlığından vs Istanbul'da Beyoglu Istiklâl caddesı Odakule î ş Merkezi No: 284 288 kat: 12'de TKİ Istanbul Satınalma Müdürlüjünden temin edilebiHr. 5 25 toniuk kısml teklifier de kabul edilebUlr. « E.K.İ. 2490 saplı kanuna tâbı dejildir. (Basın: 21301/1554) İSTANBUL 10. İCRA MEMUKLUGUNDAN Gayrimenkul Satış Ilânı Dosya No: 1978/124 Fatih H a c Evhaddin mahallesi, Hacı Manav sokağmda kain, 330 pafta, lOTti ada, 66 parsel sayılı kârgir apartiinanın 8/144 arsa paylı zemin kat 3 nolu dairesinin bir borçtan dolayı satılarak paraya çevrüecektir. 1 TAPL KAYÜI: Fatih 2. mmtıka Tapu Sicil MuhafızJığını:ı dosyada mevcut 6.5.1976 tarih ve 4332 sayılı (yevmıye) yazılaruıdan: Fatih'te, Hacı Evhadettln mahallesınüe Hacı Manav sokakta kâin 5052 kapı nolu, 330 pafta, 1076 ada, 66 parsel sayılj, 301.00 m2, beş katlı kârgir apartımamn 8/144 arsa paylı zemin kat 3 nolu dairenin tamamı Menuel kızı Viktorya Doğancıoğlu adına kayıtlı oldugu anlajılrnıştu. î İMAR DURU>ni: Istanbul Belediyesi, Imar Müdürlüğünün dosyada devcut 23.8.1976 tarih ve 5337 sayılı imar durumundan: Bu yer 1/5000 ölçekJi. 14.5.1964 tasdik tarüılı, sur içı bölgeîeme plnnına tabi olduğu, az kesif iskan sahasında. dört yüiık program dısında, bitişik nizam bina derınligi 2<.'.00 metre, imar krokisinde taralı kısma çatı katı veya çekıne kat yapılamaz kaydı ile H 12.50 nıetre yüJvsekliğinae inşaata müsait olduğu anlaşılmıştır. 3 GAYRÎMF.NKULtN HALİ HAZIR D L ' R U M Ü : Fatih, Hacı Evhadettin mahallesinde, Yedikule'de İmrahor îlyas caddesinde ayrüan Ta:.yareci Rıdvan sokağında. g!rince ilk gelcn sokak olan Hacı Manav sokağında, 5052 kapı nolu, 301.00 metrekare miktartı arsa üzerinde, betonarme karkas 1 bodrum, 1 zemin ve 3 normal katlı SELAMET isimli apartımanın bodrum ve zemin kat dışı mermerle diğer katlan ise B.T.B. kaplıdır. Apartımana sokaktan 4 adet mermer basaroakla çıkılarak ve iki kanat demir koistrüksiyon camlı kapı ile zemini mermer kaplı antroyle girilir. 3 adet mermer basamakla zemin kat sahanlığına çıkılır. Her katta 3 daire bulunmaktadır. Bahis konusu kat 3 nolu daire arka tarafa isabet etmektedir. Daire kapalı oldufundan aynı evsaf ve teşkilâttaki 2'nci kat 9 nolu daire gezilmistir. Bu daıreye zemini desenli, renkli karo mozayık kaplı antreyle girilir. Yanyana 2 oda ve saf tarafta ıçınde WC olan 1 banyo, 1 fayans tezgShlı, doiaplı mutfak (Balkonlu) tan ibârettir. Oda zeminlen ahşap dijer Risımlan karo mozayık kaplıdır. Elektrik, su mevcut, apartıman lmrahor, llyasbey caddesine çok yakındır. * '. HVOL'UU VE SAHASI: Kadastro tesbiti gibidir. S KITMETİ: Bilirkişi tarafından bulunduğu mevkii ve imar durumu. evsafı. günün alım ve satım rayici dikkate aıınarak K. Apt.nın 3 nolu dairesme 150.000.00 lıra (Yüz ellı bin lira) tahmin ve takdır ediimiştir. tlk aç:k arttırması 10.9.1976 cuma günü saat ll'den 11.30a kadar ıstanbul Sultanarımefte Adliye Sarayı'nd* 10'ncu lcra Mrtmurluğunda yapılacaktır Arttırma şartnamesi herkesin görebilmesi için 27.8.1976 tarihinden itibaren memuriyetimizde açık bulundurulacaktır. İlk açık arttırmada teklif edilen bedel muhammen kıymetin ".»75'ini ve varsa rüçhanlı tlacaklılann bu gayrimenkul ile temin edilmiş alacaklan mecmuunu aşmadıgı takdirde en çok arttıranın taahnüdü beki kainıak üzere arttırma on gün daha uzatılarak onuncu 20.9.1976 pazartesı günü aynı saatlerde ve ayni yerde yapılacak ikincı arttırmada en çok arttırana ihale edilecektir. Gayrimenkul kendisine ihale olunan kimse. verilen mehil. içinde ihale bedelini verınezse namına yapılan ihale fesho'lunaıait İ.l.K.nun 133'üncü maddesı hükmü tat bik olunur. İki ihale arasındaki fark ve geçen günlerin •• / 10dan hesaplanacak faiz ve difter zararlar aynca hükme hacet kalmaksızın alıcıdan tahsil olunur. Ipotek sahibi alacaklılarla djğer ılgililerin ve irtifak hakkı sahiplerinin haklaruıı, faiz ve mesrafa dair olan ıddialarını dayanağı belgelerle 15 gün içmde ıcra dairesine bildirmeleri icap eder. Aksi halde haklan tapu sicılli ile sabit olmadlkça satış b«delinin paylaşmasından hariç kalırlar. Talep edildigi ve iki lıralık posta pulu go'nderildiğinde şartnamenln biı örneği gönderilir. Arttırmaya ıştırak etmek isteyenlerln arttırma şartnamesini okumuş ve mündcrecatını aynen kabul etmiş ad ve itibar olunacaklardır. thaleye iştlrak etmek ısteyenlerın muhammen kıymetin ','« 10'u nisbetinde pey akçesl veya milli bir bankanm teminat mektubunun tevdii mecburi olup. alıcı bınde üç damga resmini ihaleyi müteakip ödemeye mecburdur. Fazla bilgi edinmek İsteyenlerln 1976/124 Dosya No.su ile Memuriyetimize müracaatları ilân olunur. (Basın: 6014) 705» Orta Doğu Teknik Universitesi Rektörlüğünden Üniversitemız IDARt ILÎMI.ER FAKÜLTESt'ne aşagıda belırtilen nitelik ve konularüa ÖĞRETİM ÜYESt «lınacaktır. İlgilenenlerm Üniversitemız Personel MüdürlCJünden alacaklan bâşvurma tormlarını dolduıarak 13 ağustos 1976 saat 17'ye kadaı ajm Mücürlü.:;c gîvi verrmleri ve İP agustos 1976 perçembe günü saat 10.00'da ilgili Bölümde sınav veya mülSkBt tçin tıazır bulunmaları gereklidir. İDAR» ÎLtMLER FAKtİLTESİ Sıyasel Bilimi ve Kamu Yönetimi K O N U 1 Siyaset Bilimi ttercihan Siyaset Sosjolojisi.) 2 Uluslararaşı Ilişkiler (Tercüum Devletler Özel Hukuku.) (Besiktaş Reklam: 456,7570) Eleman Alınacaktır Karayolları 17. Bölge Müdürlüğünden bildirilmiştir Işyeri : Trafik ve Teknik Emnıyet Müdürlüğü Kadro unvanı: Elektronik Mühendisi Sınıfı : Teknik Hizmetler Derecesi :8 Adedl :2 ARAMLAN VASIFtAR 1 Teknilc Üniversıte Elelctronik Bölümü raezunu olmak 2 35 yaşından büyük olmarnak 3 657/18^7 sayılı kanunla kazanılan haklar ve yan ödemeler verilecektir. Ilgilenenlerin engeç 307.1976 tarihine kadar Personei Amirliğine basvurmaları gerekmektedır. tlk defa devlet memurluğuna atanacaklaı için sınav zorunlugu vardır. Sinav 2.8.1976 günü saat 9.00'dadır. Muallım Naci Caddesi No: 103 Ortaköy/tıtanbul (Bafln; 30941/7555) ADAYLARDA ARANAN ASGARt NtTELÎKLER: 1 Kfndi Bilim Dalında Doktora derecesine sahip olraak, 2 tyi dereced» :ngili*ce bilmek, 3 Erksk adaylann askerlik görevlerlni tarr.amlaıruş olmalan. veya kısa dönem yedeksubaylık görevlerini nalen yapmakU bulunmalan. (Bâsın:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle