Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHUftİYEÎ 2 5 TEMKUZ 1 9 7 1 ABDULCANBA TURHAIM SELÇUK OfrLuML Y OUCAK Bu tocuK iliR/K ... ANLlYuA i TÎSATV£/ciü U.M.M. HUKUKtiTİMİ V£ u u u L tJuNf CtiNiTi i*. BU 6£yANNA BEMİMMRD0MU2 Kara Yazgı Yazan : EVELYN VVAUGH Çeviren : NiHAL YEĞiNOBALI 7 «Biırta«n J*ab neler <W$ünUy6r a**W?» diye geçlrlyordu akhndan. «KaçmaOi istemeyişi pek garıp .. Yarın Seyid geldıjı zaman Seth'i yuksei fiyatl» ona satabilecejlni hesapiıyor olsa rereîs...» KAYA ÇUKÜRU •FEÎHİYE» ADI NE ZİMAN KONDUU .YA BALEMiZ!» HALiKARNASSOS'UN NE SU(U VAR! ME&Rİ VE MAKRi MENTEJE &!• Yitt NERDEN GELDiGL MelihCevdetANDAV Gece ve karanlıklann korkusu. Eski kalenin tepsstndeki <xl«v •ınds Seth tek başına, uyaruk yatmaktaydı: Gozleri balt» girmemiş onnanların mırası olan korkuyla çügın. uygarlğın »onradan kapma yalnızlığıyla çaresiz. Gece canavarlar, ifritler, ölmüs düşmanların kötü mhlanyla kıpırkıpırdı. Gecenin kudreti önünde Seth'in dedelsri gerUeyip onun saldınsından kaçınmışlar ve bu gerüeme sırasında, kişilik, bireylik gibi şeyleri fazjalık eşya niyetine bir yana atmışlardı. Bir kulübeye altısı, yedisi birden doluşur, geceyle aralarında bır tek kerpiç duvarla bir saz dam, karanlıkta soluyan bu sıcak. çıplak gövdeler aynlmaz bır tek varlık meydana getirirlerdi. ÖyJe ki, korkudan ödleri kopmuş altı ya da yedi kara adam olmakt&n çıkar, insanoğlundan daha guçlii, daha hacimll, dışarda kol gezen tehtikeye karşı daha dayanıklı tek bir variık olttp çıkarlardı. Gelgelelirn korkunun saldınsına karşı büyüytip güçlenmek Seth'in elincie değildi. Yapayalnızdı o; karanhğın sonsuzluğuna karşı cüceleşmiş, ötekl insanlaıdan tecrit ediimiş, bir köşeye •ıkışmış kalmış... K&ranlıkta, muzaffer ordunun tamtarnlan yürefc gibi atmaktaydı. Kentin o daracık sokaklannda herkes uyanıktı korku için<le, huzursıız. Bir takım kardtılar ordan oraya knşuşarak ne idiği belirsn ışler görüyor, bir baskssına raslayınca kapı aralıklanna gizlenerek sokak gsne tenhalaşsm diye bekliyorlardı. Evlerdekiler giziı köşelere çık^nlar tıkışürmaktaydılnr: Par», mücevher, resimler kitaplar, işçilikleri çok güzel olan dadeden kalma küıçlar, Bombay ve Birmıngham'dan gelme değersiz incık boncuklan, boş esans şişeleri, kııtular.. kısacası. yann sabah kent yafmacıların eline geçtigi zaman dikkati çekflbilecek olan herhangi bir şey .. Birbinne sokulmuş kadıniarla çocuklar yıkık evlerin bodrtımlarına kapatılıyor ya da surlaruı mşındaki kırlara, kaçırılıyorlardı. Onlarla birlıkte keçiler, koyunlar, inekler, sıfır sürülcri, kümes hayvanlan da kaçınlmaktaydı. Kendi evınin yatnk odasmda, >erde, fırına hazırlsnfniî bir tavuk gibi sımsıkı bağlanmış bir clurumda \atmakta olan M«dam Vokumyan boş yere çırpınıp durdukça, ağız bağının kıyısından salyalan akıyordu. Tutuklanmış olarak, iki askerin arasında, gerisin g6riye kaleye götüriilmekte olan Ali, Muhafız Alayının yüzbftşısma öfka içinde çıkışmaktaydı: «Biiyük bir yanlışhk yapıyorsunuz, Yüzbaşım. Ben kentten »yrılmsk için Binbaşıyla anlaşınaya varmıç dıırumdayım » «Ksntten kimse ayrılmayacak diys İmparatorun buvruğu var.» «Bınbaşı csvap vermedi. Küçıik kafüe yollajına davam ettiler. Öade, ıkı aakerin arasında Ali'nın uşagı yurüyordu. Efendisinin bavulunıı ba^ında taşımaktaycü Nöbetçi bınasma gelirsce Yüzbaşı raporunu verdi: «Guney kapısınrta kentten ayrılmağa yslteniıken tutukladıgımız ıkı kişiyı getırdik, Binbaşım.» «Bınbaşıra, sız beni büiyorsunuz. Yüzbaşı bir yanlışhk yaptı. Söyleyin on&, beni bıraksın.» «Evet, ber. seni bilirim, sckretcr. YüzbRşıns, bu adamın tutuklandığını Majestelerine haber verlr.» «Ama Binbaşıtn, daha bu geo= ıki jüz rupi verdim size. Duyuyor musunuz. Yüzbiiym. ikı yuz rup; aldı bu adaııı benden. Beni böyle hor kullanamazsmız. Bakın heışeyı ilajestelerine söylemezsem.» «BavulCnj arasak iyi olıır.n Ba\ul açıldı, ıçındekiler yerlere dökuldıi. îki subay sckr'ît». rin eşyalannı ılgiyle incelediler ve noşlanna giden bır kaç parçaya el koydular. Ufak tefekler onbaşılarına verildi. En dıpte, Kirll bir geosliğe s>arılmış ıki tanR aîır şey vardı. Gecelik açılmca bunların Azania İrnparatorluğunun som altırıdan tacıyla. Arnurath a Fransız Hiikümetinın armağan etiği çok 7arif bir fildi^ı asa oldu'ılan aniaşıldı. Bınbaşı Joab'ıa Yüzbaşı, buluntulan bir süre ses ç;karmadan süzduler. Bıraz sonra. ikisının de aıthndsn geçmekte olan soruyu Bınbaşı yarutladı: «Yok; bunları Seth'e göstermeis en iyısijı «Ikisini de mi?» diye yüzbaşı sordu. «Hiç değılse asayı. Onu elden çıkarmak pek kolay olmayabüir.ıı Sonra Bınbaşı Ali'ye tlönerek acı acı. «İkıytiz rupi.ı dedl. • Sonra da İmparatorluğun sımgelerini kaçırmaga niyetlenlyormuşstın.» îçerdekı odada Bay Yokumyan bu konuşmalan sınırsız bir hoşnutluk içinde dınlemekteydı. Çavuş ona. kendisini tutukladıkları zaman, Kafe ile birlikte işlettiğı dükkândan kaldırılıruş bır kııtudan sigara sımmuştu. Sonra da gene kendi dükkânından yürütülmüş olan bır şışeden brendi vermijti ona. Yokumyan kendi hazırlardı bu brendilen: insanı ateş gibi yakan ve avutan bır içki... Darağacın gölgesi çok gerilerde kalmıştı artık. Hele şımdl Ali imparatorun tacını tüydürürken suç üstü yakalanınca... Bay Yokumyan'm mutlulugunu bütünlemek için artık gerekli olan tek şey, Ada'dan hayırlısıyla kaçabilmelerini sağlayacak durgun bir denızdı... kı tatlı gece havası, ufarak Ermeninin bu mur»dına da erecegmi tısıldar gibiydi. 5ın;3a$ı Joab'un, Ali konusundaki tıaberı tmparatora iletmesi uzun sürmedi Masanın üstünde sergilenen kirli gecelikle fildişi asa korkunç bır kanıttı. Tutuklu, nöbetçilerin arasında duruyordu, ilgısiz ve heyecansu. Binbaşınm yaptıgı suçlama üstüne Seth. • Eyy, Ali°. dedi. Şimdiye dek nep Saku\*u dilinde konuşmuşlardı. Ali, efendlsiyle konuşurken her zaman yapüğı gibi İngilizce konuştu: • Bu olay çok üzdü beni. Bıı dünyadan habersiz adamlar Efendimiz ıçın yaptıfım yol hazırlıklannı altüst ettiler.» «BENİM yol hazırlıgım mı?» «Ben başka kımın için motör ayarlarım, Majeste? Asanıza göztim gibi bakmak ıçın başka ne amacı molabilir? Tacmızı da bir seiâmet kurtannağa çalışıyordum, ama bu iki subay onu öbür odada alakoyup siztten gizlemeğe karar verdiler. • Söyledıklerme inanmıyorum, Ali.» (Devanu Var; Fethly*"ye yıllar »ftee MT «Mavı YolcuJuk» sırssında otramıştık; «kîam üstü koya rirerken kar$ılaştığım güzellik vs hele kaya mezarları beni biiyulemiştı. Sonra korkunç bir yagmur yagmıştı, öyle ki geminm ambarına sıgındıgımız halde ;ç çamaşırlarunıza dek sırılsıkjam olmuştuk. Bu kez araba ile girdık kente ve ilk önce Yunus K»di tlkokulu Müdüni Ahmet Erçetin ile karşılaştık, beküvordu bizi. Bana o yağmurlu geceyl anlattı Sayın Erçetin, unutmuşum öteki aıkadaîları oteller* yerleştırdikten sonra Saöahatfin Eyuboglj ile beni evinde konukladığmı söyledi. Ne eski bir *m. Ama bu kez oraya günü lirligine selmiş degildim, Fethiye'im çevresinde önceden tasarlanmı» bır iki yer gezecektim, ">rte«i sabantan başlayarak. «Fethiye» adı bu kente 1934 yılında verilmiştir, 1913 yılında Şamdan hp.valanarak az sonr» Taberiye yakınlarında uçağı Juşerek şehit olan pilot Fethl b«yıa adına bir saygı anısı nlarak. 1913 jnîinda Daricourt adında bir Fransız püotu Paris'ten, Kahire'ye uçarkcn Istanbul'a ugrar, fakat İstanbul'dan aynlışından sonra Toroslarda uç»gi parçalanınca bu tasarı yarıda kalır. Bitmemiş olan yolculugu Türk p.lotlarının tamaralaması düsünülür. O gun ıçin çok cesaret isteyen büyük bir girişımdir bu. Fethi bey ve iki arkadaşı. ıki Jçakla yola çıkarlar. Istanbul'dan törenle uğurlanırlar. Sona erdırilebılirse ulualararası bir ba*arı olacaktır bu yolculuk. Fe'Ki bey ve yardımcısı düşüp ölürler; öbür uçağın pilotu gen dö ner. Meğrı şehır meclisinin kaiv raman pilotumuzun adını aJmaya karar vermesı elbet aikışlanacak bir olavCjr incak Fethi adı na Arapça dişil eki getın'.mesi yadırgancıdır. Bunun yer adlan için Arapça bir kuıa1 o!du4\ınu bılmiyor dejiluıı bızd? «Kemaliyc» gibi benzerlon dc var ama doğrudan «Mus'3'ı Kemal Paşn» gibi hiç benzemevenleri de Hiç olmazsa «Fethi Bev<) dıyebilirlsrdi. Afaîürk 22 ekim 19''> runıa plnü Ege vapuru iîe. Mersiıı. Antaiya dönüşü Fethiyeye uirar, fakat karaya çıkmaz, gelişi için yapılan çenliklerı genıiden seyreder. Şu sözler bır söylenti.NT; göre onun, bir söylentiye göre ise, 1937 yılında Fetlııyeye gelmiş olan Mareşal Fevzi Cakmak'mdır: «Fethiye il olmaya lâyık bır yer. Çok çahşın, payret edin, burayı bir Akdeniz ıli yapmak için ıı*raşın.» Hengisi söylerr:iş o'.ursa olsun, kahraman pilotıımi'z Fethi beyın adını annlaştırmak iç'.n başka voilar bulunabilirdi sanıyonım. «Akdeniz» adının «Fethiye»ye yeğleneceji kanısınrtayım. YA BAIEMİZ? Gökova gibı eşsız güzellikte bır yerden gelıyordum oraya. ama ikisini kar$ılaştırmaya kalkmadım hiç, evlâtlanmız gibidir kent lerimiz de, hele bir bölgenin iki güzel yerı arasında bir seçme ysp mak olanaksızdır büsbüîün. Ancak oralılar hiç de böyle düş'inmüyorlar. kasabalarından daha güzeli olamıyacağını savunuyorlar. Sami Karaören, Ahmet Erçetin, Ayşe öğretmen de bu Kanıda olanlar arasında sayılabilir. Ben de saydım clöktüm. Marmaris, Bodrum. Gokova, • Antalya. . hiçbiri. hiçbiri para etmedi. Sonunda bir kurnazlık buldıım, «Pa kf. ya Halili'n meyhane^i0» di;,9 soruyordum, o zaman Karaören Tarih duygusundan yoksunluğa bir de eski Anadolu tarihini görmezlikten gelmek eklendi • Haükarnas Balıkçısmı Bodrum'a süreceklerıne Meğri'ye sürselerdL Bodrum'un verını Fethiye alırdı ler pe* edirorlardı. Buna r>enz*r bir öyküyu Moskovad» dinlemiştim; îloskovalılar bir y»bancıya, kentlerini, yeni yapılarını, yollannı. çiftliklertni sorarlar. adam dudak büıcerek, en sonunda, «Pekı. ya oalemiz?» derlermiş. Çünkü o vakit akarsular dunıyor. Beni de Fetnıye'de Hrilü'ır meyhanesı kurtardı. Onu hep en sona sakiayacağım. Kordonda dolasmaya fırsat <al madan akşam oldu. Ko^njn iksam güzelüği ruhumu bır göçebelık duygusunun hüzünlü tadı ile doldurmuştu. Hanl Yahys Kemal. «Duvdum akıncı ceflerımin ihtirasını» der ya bir şıirinde. bense duydum göçebe cetlerinin yorgunlugunu. Şurada yer leşeli ne olmuştu? Topraktan oaş ka har.gı işlere, hangi zenaatlara el atmıştık? Ne «amandan ben1.' Çalışmamızı neşeye çevirebiiiyor muyduk? Yaralıcılığımız ns ciurumdaydı? Eski uygarlıklan n'ap daha ileri götürebilmis miydls? Falih Rıfkı Atay bir gezi ya/ısmda anlatır: Güneye gidertc»n vapurda Cevat Şakir Ue ka.;ilaşmış. konusma sırasında, «Bod • rum'a niçin Halıkarnassos diyorsunuz?» diye sormuş ona. Balıkçı da. ccBodrum. Peırum'dan bozmad:r. Saint Jean şövalyelenn;n Halikamassos'a taktıkları <*d'.» yanıtını vsrmlj. Biztm Pethiy*'nin adlannın öyküsü gaript'.r: Kentin Menteşe beylitine b«fl»nmadan adı Telmessos idi. Ilkçagda. demek Likya'dan bu yarn kullanılan ad. Fakat Likyahlar kasabalarına «Telebehi» derlerrt;. Bu iki sözcüğün başında bulun»n Tektele örnekleri yunanc» • uzak» anlamınadır. Telegraf. telefon . sözcüklennden oldugu gibi. Tuhafı şu ki. Menteşe beylıği zamanında Telmessos adı bırakılmış, Rumca Meğri Mekri adı kullanılmaya başlanmıştır. Yerli Rum halkmın ağzından alındığı besbelli, üstelik o da «uzak» demek. Bu ad. «Me£ri> adı, kasabaya «Fethiye. adının konuldugu 1934 yılına dek sürer. Bizım simdi Ostanbul'da «Bakırköy» dediğimız yerin adı, benim çocukluğuda Makri.köy idi. Bizitn eski yer adlanna karşı anlasılmaz bır hırçmlığımız vardır. «Ne demek Telmessos''». Oysa Osmanli «Megri»yi hiç alınganlık şöstermeden yüzyıllarcü kullanmıştır. Fethi bey o kazaya kurban gitmeseydi bugün oranın adı belki gene de Meğri idi. DENiZC! BİR HAIK Fugun Mjğ'a'rlan yüz otuz kilornetre uzakhkta ve yolu çok gflrel olin ferhiye. tski t<U»rmflaki «uzaklık» anlamını atmıştır üzerinden. Eskiden Menteşe beyligi, nerdeyse Bodrum gibi sUrgün yeri sayıiacak denlı uzak bulunurdu. FETHİYE: Gerçek blr Akdeoiı kenti ASANSÖK İHALESI M9SOO0. TL. ön keşıt bedellı 2 adsdi ınsan, 7 adedı yü^ Içın olmık üzere topiam dört «dst asansör kapalı zarfla teklit alma sujetiyle ıh»le eaılecektır. Ihale 21) aıfustos l»7e giınü saat lO.CHJ'da thale ve Satınılms Komısyon Başkanlıgında y«pılacaktır Tlgılilenn gşafidakı adrese müracaatia ıhale dosj^iannı almaları rica olunur. T.B.T.A.K. Marmara Bilim«>?j ve Krıriüstriyel Araştırma Ensütüsü P.K 21 Ohw/KOCAELl (Basın: 2074»; T39« msndar Süleyman tfcndi. M evlerden bAjk» eski ev görürlermiş orda. Geceleyin yorsunuz. Ancak jöçebelîgm sürüp gıttl c* $arkılar söyleyerek dönermif ftı, yerleşmenın geciktığı de oıkaranhkta bağlann ıçinden. Bilim yakad» içki sofrası ne çttrr. linmektedir. Haj\ancılık akın zamanlara dek belli başlı uğra Ertesi sabah görecegim bu bırakılmış Rum köyüriü öyle merale şı ıdı bölgenin ve yazıları ürü ediyorcium ki... Nitekim Selçuk Imparatorlu lerin ardında vaylaya çıkıs bır gunun yikılmasmdan sonra bu törendi. Öyle kı. boylar. aileîsr, MEGRi'YE SURSELERCH bolgeyi ışgal eden Menteseogul göç gününü aralarında kararlaşlan'mn. Antakya kıyılarından Fethiye'nın kıyı b o ^ . î tınrl»rdı yollarda sıkışma olmakalkarak denız yolu ile oraya ması ıçin. Geride bir şey kal n çok kalabalık olur. lnsanlsml geldikleri sanılıyor. «Emır es mamacasına tasınılırdı. gün batmca evlerine kapandıkSpvahil:> adı ile anılan Menteşe ları günler. »evinelim ki, gerid* Bey, Batı Likya ıie Doğu Karkaldı. $unu da katayım. ou gilAkşam üstü konuksever Ahmet ya'yı ıMuğla ve çevresil yönetiKaraörenm e\inin balkonunda zel kent, verli ve yabancı tum: aîtına almıştı. Bugün kimJ ristlerın salgınına uğramamjjıtır düşünürlerunizin. aydınlarırm Id güzel sofraya otunınca bütün daha. Bunu anlgmak gtiçtür bif yorgunlugum ve ganpli|im dagılnn bizimle ilgisız saymakta dıdı. Öyie ya, Istanbul'dan ve Gok bakıma. Rahmetlı Cevnt Şakir 1 rendiklen bu adlar, Batı Anado(Halikarnas Bahkçısı). Bodrum'a ova'dan uzak bulunmakla ben C!<J lu'ya akın eden Selçukiular, Osüreceklerine, Meğri'ye sürs»garip sayilırdım. Kleopatra'nın ğuzTürkmen boylan ıçın hiç Side'de Antonius'a ikram etti*i lerdi, bugün Isranbul'dan. Anöyle değıldi. Üstelik şunu da skaroz balıgını rakıya meze ya kara'dan Bodrum'a oim alcın, söylemekte yarar var, gelunlar parken konusmayı evirip çe^'inp Pethiye'yı kaplamış olacaktı. Böy Lıkya ve Karya halkını ortadan Kaya'ya getirıyordum. Sofrada ledir modalar. «herkes oraya rru kaldırmadılar her halde, bo.ada(fidiyor. ben de oraya (nderım » kılerin tümü Kayalı idiler. Sar.ii kilerle kaynaştılar. Menteşe bebu yazıyı yazmaya o zaman baş Fakat bana garip geleni sudur y.n 1282'den sonra adı gefmıladım. Kaya'dak' Rum köyunrîe ki. kalabalık demeyip Bodrum'a yor, nerede gömüiü olduğu oeiakşamüstü rakı fash bajjladı mı. gidenlcr arasmda, «Herltes oray» li değil, ünlü Ahmet Gazi'nin Türk köylerinden ehli keyif o gidıyor» diye yakmanlar da var. türbesinın yeri ;se tartışmahBu yazımızda Fethiye, Telmeslanlar konuk giderlermiş onlara. dır. Biz tarihsiz yaşamaya ilıssos. Telebehi derken tarihin <tomışız. Üstelik deprem kentin vü Kimlerin gittigi bile unutulnıarinliklerine doğıu uzandık. Yo<, mış: Kayalı Hacı Yusuf. Frkok zünü adam akıllı değiştiı.nışuzanmayacak mıydık? Biz tarıh Mehmet Aga. Ama^TJt oğlu \h tir. îskele karşısına düşen tey<?deduygusundan yoksunuzdur: ijte efsndi, Kürt Aptullah Çaraş, Har Menteşe beyia neraden geldtğini, nerede öldüğünü bilmiyoruz. Konuştugumuz olay onüçüncü yüsyılın bir olayı oldugu halde ÜsIIIIKIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIHIU telik merak da etmiyoruz Hânl tarihımizle ö\ünüyoruz ya, tarihimizi bilmiyoruz ki .. Simdi 1u tarih durpusundan yoksunlrığa, Degerli vazhgımız, birlcüc oflum, bab«rft, eşslz lrt»an; 3 bir de Anadoln'nun eski tarihini fförmeklikten selnie turumu «1cl3nmıştir. Sağcılar. Anadolu'nun Makine Yüksek Mühendisi, g Türklerce almmasmdan ttnceW döneme bakmak isternij'oriar; kirmleri d* o döneme ilgjyi «romantik» ya da küçültme anlv »ni vefaa dolayısıyla başta Singer Sanayi Anonım ŞirketiS mında «insancılık» sayıyorlar. ne. personeline, ve tüm mesai arkadaşlarına. l.T.Ü. men2 Ama biz bunlara aldırmadnn, «ısubu dostlarımıza, cenaze törenme bizzat katılan, çelenk B rası eeldikçe. şu eeifliSirni? yerin gönderen, telgral ve telefonla acımızı paylaşan, akr*b» 5 uzakyakın gcçmişine de dost ve yslcınlarımıza teşekküni borç bılirız. 5 lım. ANNESt. OGLU YE ABLASI S YARIN: IIIHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIl TEŞEKKUR | TARIK ZENEL'in | CAjans 70: 415) 7383 KAYA YOLUNDA TiFFANY GARTH I'ŞİMİZB SELELfM JOUM OgKI AOf.MU.0IW VE OIÂOAIL aeniM S6NIN