23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İKf CUMHURİYET 21 TEMMUI 1976 E knrnyvIrıl be«er yılhfc pîanlarla yflriiten Sovyetlar. lff.fi 1980 dönemini kapsayün Onuncu Bes yıllık planlannı yürürlüge "koyınuşlardır. Şimdiye dek uygulanaalarda oldugu gibi. yenisiyle de ülke kavnaklan belirli hedefisre erişme açısından planlanmak'a, üeri k&pi'.alist, tilkelerin özellikJe ABD'nin üretiroine erişip p.şılması amaçlanmaktadır. Yeni olandaki hedeflerie birlikte. Sovyet ekonomisinin bazı göstergalerin* değinmekte yarar vardır (1). Hemen belirtelim ki. Sovyetlerde toph"nsal üretim degeri (GSMH), 1974'te cari fiyatlarla 816.4 milyar rubiedir (2). Aynı yılda Sovyet nüfusu 231 milyon olduğuna göre kişi başma GSMK 3.253 rubledir. Toplanı GSMH'nm ("o64'ü sansyiden (inşaat hariç), °il5'e yahını tarımdan e'.cle eriümiş, geri kalanını da inşaat, ulaşım, ticaret VR mal üreten lcesimJerin donatıınıyla ilgili alanlar oluşturmuştur. Bilindiği gıbi sosyalist ülkelerde hizmetler kesiminin tümü GSMH toplamına katılmamaktadır. Beşer yıllık planlarl» Sovyetler, son bir ikisinde biraz yumuşamaya ragmen yatırını mallarını üreten agır sanayie. yani ekonomide kapital stokunu arttırmaya. kendi deyimleriyle temel üra tim fonlannı yükseîtmeye öncelik vermişlerdir. Sovyetlerde 1975 başında toplam temel fonlann miktarı 1.2 trilyon rubledir. Bunun •.l)S3'6'sı temel • üretira fonu, yani üretimi saglayacak kapital stoku, °.« 36'4'ü de egitim kültür, sag'ık. binalar, bilimsel ve öteki bizmetlerle ilgiiidir. Temel ürefim fonlan (kepital stoku) 1913'e göre yirmi yedi katı bir artışı ifade etmektedir. Toplam temel fonlar içinde sanayi payı "o3O'3'ü. sadece üretim fonlan dikkate alındıgında da hemen hemen yarısım oluşturmaktadır. Aynca. kapital stokunun arttınlması yanmda son yılîarda Sovyetler, bunun modern teknolojiyle yenllenmesine de glderek daha büyük bir önem verir olmuşlardır. Tarım kesimi ise, toplam temel fonlann sadece •/•13.1'ini, yani üretim fonlannın beşte birine yakın bir bölümunii oluşturmaktadır. Bu toplam ve temel üretira fonlanyle Sovyetler, toplam üretim düzeylerinl yiikseltmiş, ekonomide yapısal bir değişlmi gerçekleştirmışlerdir. Örneğin, sınai Üretim 1940 1974 döneminde yüzden 1.575'e çıkmıştır. Üretim araçlan üretiminde bu yükseliş 2.146'dır. Bu durumda, sanayide üretim fonlarını arttırmaya yönelik yoğun çabayı yansıtmaktadır. Tüketime yönelik endüstriyel mallar Üretiminde ise, indeks aynı dönemde yüzde 843'e yukseiebilmiştir. Bununla birlikte, 1963'lerden bu yana rîiketim mallan üretimine giderek daha büyük bir önem vermeye baslamışlardır. Tanmsa! üretim (GSMH) değerindeki gelifme ise oldukça serilerde kalmış, 1940 bas olaralc alındıgında indeks 1974te 242'ye çıkmıştır. Bıırada da hayvansal Üretim 305'e yükseldiği halde. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Sovyet Ekonomisi, Yeni Plan Doç. Dr. Nazif KUYUCUKLU bitklsel üretim 212 o'muştur. TarunsaJ uretimde y;llara görs dalgalanma onak bir özellik olmakla birlikte, endüstriyel üretime oranla üretimın çok gerıde kaldığı görülüyor. 1965'!erden bu yana sınai işletmelenn yoııetiminde de, ekonomik reformlar aâı altmda, yıne merkezi plana bağlı olmakla birlikte, geçmişe oranla işletmelere daha geniş özerklik veren bir sıstem geliştirilmeye çalışılmaktadır. Tarım kesimrnde de bazı degişiklikler oluyor. Biiindlği gibi Sovyet tanmı. Kollektif (Kolhoz) ve Devlet (Sovlıoz) tarım işletmelerme dayalı olarak yürütülmektedir. Zaman iç.nde bu işletmelenn yapısında ve sayısıntia bazı gelişmeler olmuştur. 1940" larda kolhozlarm sayısı 238.7 bin iken, 1974'te bunlar otuz bine inmistir. Sovhozların sayısı ise, 4.2 bindec, 17.7 bine çıkmıştır. Yani 1965Herde kolhozlarm kendi aralannda birleştirilerek daha büyük alanlardan oluşan büyük ö'.çekli işletmaler meydana getirilmek suretiyle sayılan düşerken, ayrıca bunlardan bazılarmın Devlet Tarım îşletmest durumuna getirildîfi dikkati çekiyor. Bilindiği gibi, Devlet tanm işletmelerinde işgücU ücretli olarak çalışmaktadır. Sovyetler, yeni Onuncu plan döneminde mil11 gelirlerini lS75'e oranla Oo3428 yükseltmeyi amaçlamaktadırlar (3). Dokuzuncu beş yıllık plan da ise, sekizinciye göre bu oran " °34 olmuştu. Miili Geür'in tüketinı bırikim fonlan olaralc dağılışında da, 1965'lerden bu yana tüketim mallarına daha büyük bir önem verilmesine rağmen oranda büyük değişüUikler olmamıştir. örneğin dokuzuncu plan döneminde millî gelirin 0o73'ü tiiketime ayrılmışken, yeni planda bu oran °.&75'e yukselmelcteclir. Aynca önceki plarlardaki gibi, bunda da endüstriyel yatırımlar büyük agırhklı payını sürdürmekte, burada da A grubu mallan, yani agır sanayi veya üretim araçlan üretimi sanari oranı egemen olmaya dftTRm etmektedir. Örr.eğin, 1975'te toplam endüstriyel üretimde ağır sanayi üretim payı "o7O.7 olrcu$, 1980'de dc §.o74 oLması öngörülmektedir. Bazı ağır sanayi üretim kollannda fiziksel hedefleri de şöyledir: 1975'te 1.04 trilyon klws. oian elektrik üretimi, 1980'de 1.3 1.4. trilyona, kömür üretiminde 701 milyon tondan 790 810 milyon tona, Çelikte 141 milyon tondan 160 170 milyon tona. dogal gazda 29H mity&r metreküpten 400 435 tnilyar metreküpe erişilmesi öngörülüyor (4i. Bazı üretim kollannda Sovyetler ABD yi daha sekızinci ve dokuzuncu planlaf döneminde aşmışlardır. Bununla birlikte. 1972 verilerina göre toplam ve kişi başma ener.ji üretimmde ABD öndedir. Örneğin, Bırleşmiş Milletler istatistiklerine göre; sözü edılen yılüa ABD'r.ın toplam enerji üretimi 2 milyar ton cşdeğer kömür olduğu halde, Sovj'etler'in 1.3 milyar ton eşdeger kömiirdür. Ne varki Sovyetler'do enerji Uret:mi çok yüksek bir düzeyde seyretmektedir. Bilindiği gibi ikı ekonomi arasında, bırinüı fiyatlara, ötekinüı ise pianlı üretime dayanması bakımından bir sistem ayrılığı vardır. Dünya vsya ülke çelik fiyatlannda bir düşüş olması. ABD toplam çelik üretiminı düşürdüğü halde, plan tıedeflerine göre yönetilen Sovyet Ekonomisinde, böyle bir *»• rumun etkisi olmamaktadır. Aynca, ekonomide maliyet konulan üzerincie ozellikle 1965'lerden sonra Sovyet uygulamasında ve Itcratüründe çok daha fazla durulur olmuştur. Gcnis toprakaltı ve üstü rezervlere sahip olmaları ekonomilerinin gelecegi açısından bir güvence olroaktadır. Ömegin, Birleşmis Milletler verilerine göre toplam 6.6 trilyon ton olan dünya taş kömürii rezervinin 4 trilyon tonu Sovyet topraklanndadır. Geri kalan birer trilyon tonu da ABD ve Çin paylasmaktadırlar. Sovyetler yeni plan döneminde de ötekl saray! a't feotîannda sıcrpma yapmayı amaç lamaktadıriar. Bununia birlikte Sovyetier 9. pian döneminde, bazı enciüstri alt kollannda, yatırımlarm birçok projelere dağılmış, teknolojik yenileıne harcamalarmın arttırılmış. bilirnsel uygulamadan beklenenierir. istenen düzeyde gerçekleçememiş olmasından ve bakanlıklar ve ilgili departmanlar arasında gerekli koordinasyonun sağlanamamış bulunmasmdan ötürü, mevcut kapasirenin ancak °o6O 80 kadarı kullamlabilmiştir. (5). 9. Beş Yıllık Plan döneminde tarım kesimi kapital stokunda da artışlar sağlanmış, örneğin, 1.7 milyoniuk bir trak'ör farkı. 419 bin tahıl rekolte makinesi (biçerdöver vb.), 1.1 rmlyon kamyon ve öteki traç ve gereçler gerçekleştirilmiştir. Bunlarla tahıl üretirninde ydlık 14 milyon tonluk, pamukta da °.26'hk bir artış elde edilmiştir. Ancak bu sonuçlar pİLin hedeflerinin altındadır. 225.4 milyon bektariı'ı: tarımsal alan lçin değinilen makina parkı, istenen duzeyin gerisindedır. Bilindiği gibi SovTetler buğdayda dünyada en çok üretimi olan ülke olduğıı halde, soa yıllarda olumsuz havaların etkisıyie üreümi tüketimine yetmedifinden, dışarıdan buğday almaktadır. Tarımsal üretimi arttırmak açısından yeni beş yıllık planda geçmişe oranla daha fazla yatırmı yapması angörülüyor. Örneğin tarımda, 19S1 1970 döneminde 110 milyar ruble olan yatırım miktarının • 1971 1980'de yani 9. ve 10. planlar döneminde 260 m:lyara çıkması öngorülüyor. Bu yatırımlarla 1980'de traktör farkı 1.9 milyona, tahil rekolte makınaları 538 bine çıkanlacaktır. Tarunsal üretimi arttırabılmek için aynca, öteki kesimlerde işçı ve memurlara ° 16 18 olduğu halde, kolhozlarda çalışaniarın satmalma gücünde 0r24 27 artış öngörülmektedir. Böylece, toplam ve üretım fonlarınm artnnlmasında çok bnemli başanlar sağ'.ayan Sovyetler, 10. beş yıüık pian döneminde de bunu sürdıirerei isç: başına kapital stokunu yükseîtmeye devam edecekler, saglaj'acakları üretim artışıyle, 1972de ABD'nin üçte biri kadar olan dış ticaret hacimlerıni arttınnaya ve dünya ile olan ekonomik iliskilerde daha akül bir rol oynamaya çalışacaklardlr. (1) Aksi belirtilmcdikçe veriler sn ksvnaça aittir: SftafJstiçeskly Ejepodnik. Narodnoa Hozaystvo SSSR v 1974, Moskova. 1975. (3) Resmi kurda bir Ruhle So\Tetlere göre 1,32 dolardır. (3) A. N. Koeyçin. Gnldelines Tor the Developtncnt of the National Econnmy of the t'SSB, for 1976 1980, Moscow, 1976. sh. 26. (4) tbid. sh. 55. (5) İbid. sh. 20. Seçimleri Kim Kazanacak? 1971'de Maltepe Tutukevi'nde denizci tejrmenlerle aynı koğuştaydık. Aramızdan biri, söylenen bir lâfı veya yapılan bir nükteyi anlamakta gccikince denizciler: Geç saldı, diye güIÜTorlardı. Sordum: Ne demek geç salmak? AnUttılar: Limanda demirleyen çemilcr, rüzgânn estiji »öne före bir konuma girerlermiş. Sözgelişi geminin başı kuzeye, kıçı füneye dönük. Rüzgâr yön değiştirdi mi. gemi esintiye koşut blçlmde dönermiş. Ama bu olay küçük eemilerde daha çabuk, bâyük gemilerde daha vavaş gerçeklesirmiş. Denizci deyimivle birincisi çabuk salarmış, ikincisi şeç... Bu vüzden bir insan lâfı anlamakta feeikti mi, denizci arfosunda «geç saldı» denirmiş. Bir toplumda avdınlar küçük gemilrr ribl çabuk salar; halk çok büyük gemiler gibi geç salar. Tarlh böyle yazıyor. Fransa devriminin ardmda diisfin adamlannın yüz yıllık uğraşj yatıyor. Sovyet ve Ataturk devrimlerinde asağı yukarı aynı süreç yaşanmıştır. Yeni fikirleri önce aydınlar benimsiyorlar; yazıyorlar, çiziyorlar, konuşuyorlar, tartışıyorlar. Egemenler. trhlikeli fikirler taşıyan aydınları lutuklayıp zindana atıvorlar. l zvın bir süre yaşanıyor simsiyah. E?eraenlrr. halk yığınlarını denetim altmda tutmakta, halk desteğiııden yoksun aydınları istediklrri gibi esrbllmekt*dirler bu karanlık dönemde... Sonra nlce özverl pahasına ortaya atılan fikirler yavas yavaş yayüıyor; gerçekler halk kesimlerine işlemeye başbyor. Kıpırdıyor duragan ıribi göriinen yığınlar... Yeni rüzfarlar ister istemez etkilemiştir büyük gemiyi. Geç salmıştır ama, salnııştır bü>ük gemi. Türkive'de bu süreç yaşanmadı mı? Dün bir avuç aydının savundugu sol fikirler, buKÜn büvük partilere degin islemlş, halk yığınlannın malı olraujtur. tşçiler, köylüler. küçük memurlar, zenaatkârlar arasında sol partilere dönük duranlar, artık oy sandi(uıda büyük ağırlık yaratmaktadırlar. Sevinilecek bir sonuçtur bu. Seviniyor muyiız? Birisini tanıyorum, Ud n i öncesiade heyecanb ve umoilu, yinelerip duruyordu: L'mudumuz Ecevit! Şündl umudunu heyecanını yitirmiş görünüyor; 1977 seçhnlerini Demirel'in alacagını söylüyor. Çfinkü son aylarda bu sdylenti propaganda niteliğine eriştirildi. Egemen çevreler AP'nin seçimleri kazanacağı varsajımına Inanmış förünüyorlar; •L'mudumuz Ecevit» sloganını kemirmek lçin Işletiyorlar fısıltı çarkını... Acaba bu savın doğru blr yani var mı? Demirel seçimleri alabllir ml? AP Genel Başkanı kurnazdır. Oy sandığında dengenin kıpırdadıgtnı btliyor. Çünkü oy sandığının da toplumsal yasalan vardır. Çok partili rejimlerde genel seçlmlerin devrimci bir içerik kazandıklan pek görulmemiştir; ama genel seçimlerin demokratik bir dönüsümü vnrguladığı tarihler ve yerler vardır. Yükselen yeni sinıflarıu, iktidara ağırlıklannı koymak için, sandığa abandıklan dönemlere raslanmaktadır ceçmiste ve günümiizde... Nasıl oluyor bu? Seçimler sosyal yapıyı yansıtır. Sosyal yapı gertyse, yani tutucu güçler ekonomik kesimde egcmense. bu gertcilik oldugu gibi yansır sandığa... Ne var ki toplum duragan degildir. Toplumsal guçler dengesi degiştikçe, bu değişlmin seçim sandığına yansıması doğaldır. Işçi sımfı geliştlkçe, çoğaldıkça, bilinçlendikçe; siyasal yaşam da eylemli bir tutuma ıjeçecektir. Bu eylemli tutumun öteki toplumsal (füçleri sürüklemesl zor değildlr. Türkiye şimdi bu noktaya yaklaşmaktadır. Egemenlerle birlikte, sermaye sınıfının bas adamı Demirel bu gerçefi biliyor, görüyor. Aydınlarm da bu gerçeği görüp değerlendJrmesi, karamsarlıktan kurtulmak için yeterlidir. Bir toplumda aydınlar küçük gemiler gfbi çabuk balk büyük gemiler gibi geç salar. Bu doga yasasıdır; aydının halktan kopukluğu degildir. Erken salan aydın, ne balktan uzak dttştflm diye yerlnmeli; ne de sabırsızlığa duşmeli. Türklye'nin 1975 seçlmlerinde solun oy oranı ><ıde 44'e çıktL Büyük gemi bir kez böylesine kıpırdadı mı, tersine dönmesi zordur. Yüzde 44'ün yukarı doğru tırmanması ise yalnız safcı iktidarın beceriksizligüıe dejü, aolcu muhalefetin becerialne bağlı. Elblrllgfyle o beceriyi gösUrmeye çabşmak gerek. Meşruluk Kaid ı mı? OKTAY AKBAL Evet .Hayır Nur Risaleleri Nedir, Ne Değildir? opHımumuz 1950'lerden sonra Saidi TS'ursi. N'ur Risaleleri ve Nurculuk sözcüklerini duymaya baslamıştır. Bugün artık sokaktaki adam bile bunların dine ilişkin şeyier oldugunu söyleyebilir ama nitelifi ve amacı üzerinde kesin bir yanıt tveremez. Zira bu öyie bir dinsel konudur ki kapalı düzende işlemektedlr. herkese uygun ve açık da degildir. Bir düı bütünüyle kavrandığı zaman bir «ahlâk düzeni» o!arak görülür. Özellikle tslâm dini böyle bir iceriği tümüyle yansıtmaktadır. Bu dinin temel ilkeleri açık ve seçik olarak Kur'anı Kerim ile belirlendiğinden bu geniş sistemden aynlan. daha doğrusu sapmış olan her yol kolayca kendini be'.li etmektedir. Nur risaleleri. yüzü aşkın olarak. çeşitli adîar altında yayınlanmış kitap ve kitapçıklaıtian oluşur. Risa!?lerin tiraretini yapanlar bımların çeşitli beskılannı çıkarmakta fakat çoğunlukla, basın kanumına aykırı olarak, basüdîğı yrr ve tarih kltaba kaydedilmemekt«dir. Bu bakımdan sayıları zamanla çoğalmakta, say f;ı num&ralan degişik, nüsbalar da ba$ka başka olmaktadır. Nur risaleleri sadece büyük ya da küçük çapta kitaplardan ibaret olmayıp bazan bunların arasına çogaltılmış (teksir edilmiş) yazılar ve bir takım mektuplar da girer. Amaç, îslâm dininl kulaktan dolma bilen saf Müslümanlar ile öğrenci ve askerleri kendilerine yaklaştırmak, böyleliklo toplum içinde birlik yerine bo»guncu bir grup oluşturmaktır. T NUR RİSALELERİNİ OLUSTURAN YAZIIARDA. ULUSUMUZUN VİCDAN OZGURLÜCUNÜ KISITLAVAN VE DİNSEL YASAM KOYAN İÇİNDE «Meşnıfyrt içinde çare tükenmez» Bay Demireliu yeni özlejişi de bu! Orgeneral Özaydınlı'nın Askfri Vflksrk tdare Mahkemeslne başvurması üzerlne Hnva Kuvıelleri Korautanlığına MC hiikümeti tarafmdan aluımış Knrçeııeral Cemal Ençinîn kararı iptal edildl biliyorsunuz. Kıdem sırasında ilk yerde bulunan Orgencral özaydınlı'yı MC hiilviimeti nedense bu jt8reve getirmek istemedi. Nedense (iiynrum, çünkO bu atamayı neden yapmadıklarını kamuoyu gerefji cibi anlavabilmiş değil, ben de öyle... Söylendlglne göre Saym Öza.vdınlı Esldfehir Sıkıyönetim komutanıyken gericilere karşı sert davraıuıuş, bu arada şimdi önemlf bîr görevde bulunan MSPIilerdeo birinl ml, blrkaçını ne, fözaltına alılırmış vb... Mftl» ağırlığını kovdu, Öıajdmlıyı Hava Kurretleri Komutanlıgıtur getirtmectl, derler. Bu, MSP'ye oldağundan büjük bir ağırlık tanınıak olur. Bay Demirel'in 12 Mart'ın »cısını çıkardığını söyleyenler var. Baska besaplar ds ileri sürülüyor. Bay Türkeş'in bir takım tasarılarını falan filan... Gerçek sa ki, Sayuı Orçcneral. hakkı olan yere getirilmedl, alt kademede bulunan Sayin Engin bu gorevc atandı. Tiirk ordusunun geleneği, güreneği alt üst edilmrk istrndi.. Hükümetler feçer (fider, o partl fider, bu parti celir, tutumlar, davranışlar. polilikalar tleğişir. Ne var Id ordumuzun geleneği, görenegi yıV lardır yüzyıllardır belli kurallara dayanır. Buno d«ği»Urmek olanak dısıdır. Başyazarımızın geçen giin yazdığı gibi, «bir tııkat >ıı bu. Yasa tammazlığa, vurdumduymazlı|ı, yasa tanlyanların. meşru. luk nedir büenlerin attıklan btr tokat: M iktidan böyle kaç C uyurtyla karsilaştı, kaç bez Danıştav'ından Yarpıtay'ına. Anayasa Mahkemesi'ne dek yasalann çizşfisine gelme çağıısıyla karşıiaştı: Atama kararları bir bir bozuldu, MC kurbanları pidip Danıştay'dan göreve dönme kararları aldılar. Ama bir iktidar, ne Anayasa, ne baska yasa tanımaz^a, üç beş oyluk bir çoğunluk elde ettlgi lçin devlet benim. her istediğimi yaparıın, bu Anayasa bana karçı, bütün bu Anayasal kuruluşlar baııa. karşı, öyleyse ben de onlara karşıyun, hiç bir dedljine uymam» derse. bu yolda herşeyi göze alırsa o zaman akan sular durur, ama akmayan sular da birden bire gürül çürül akmaya baslar.. MC liderinin yanıtı »o «Meşruiyet İçinde çare tükenmeı.» Ne demek istlyor? Hangi meşruiyet? Hangi çare? Hukuk devleti hukuk devleti deyip durau bir politikacı meşruluktan söı ederse buna bir önem vermek gerekir elbet. Bay Demirel her zaman «meşru» olmak ister. Onun meşruluk anlayışı bUimkinden azıcık farklıdır. tşi biçimine getirmek, kalıbma uydurmakBunun için çareler tükenmez, diyor Benim aküma çelen şu, madcm ki Sayuı Engln'i asaleten bu komutanlıga atayamıyor, o zaman vekâletle getirir! Ha komutan oünuş, ha komutan vekili! Nasıl olsa zanıanı gelince Öıaydınlı emekll olacak, yerine de Engin çetirilecek! Meşruluk içinde bulunaeak çarelerden bir tanesl bu... Otekiler nedlr, nasüdır. bllmem. Bay Demirel, bakarsınız, hiç klmsenhı akluıa geuneyecek bir yolunu, çaresini bulur. MC Başbakanı bunca uyarıya, bunca dencye rağmen demiyor ki, «bu işte yanıldık, vazgeçtik, yasal yola dönmek lorundavız». Hayır... Üle de dediğim dedik, diyecek. Meşruiyet içinde" çare tükenmeı özdeyişinl savurup, gerçekten de bu yeni çıkmazOan kurtulmanın akla hayale gelmez yollaruu arayacak. Ama Adalet yolu tıkamışsa, ne yapacak o zaman? Adalet ayaklar altma almadan nerden bulacak o «çare»yi? Bütün bunlar tebUkeli oyunlardır. PoUtika alanında ne denli usta bir cambaz olsa da, uturumlu bir yolda yürümektir bu. Blr Iki üç kez tehlikeyi aUatsan da, bir gün kendlnl bir çıkmaı soKakU bulursun, geriye dönmene ne fırsat, ne zaman bulunur. MC iktidan bUiyor «ben yanıldım, blr daha yasalara karşı çıkmam» demenin kamuoyunda yaraUcağı ölumsuz düşiinceyi... O zaman denecek ki, bu kaçıncısı? Siz hep yasalara ters mi düşersinlz? taptığınu atamalar, verdifiniz kararlar Anayasaya üa, yasalara da, Anayasal kuruluşlara da niye durmaksızuı ters düşüyor? Bay Demirel ve arkadaşları en küçük blr ödün vermek istemiyorlar bu tür düşünenlere! Oysa yamlgıdan dönmekte de bir erdem vardır. MC iktidan aylardan beri tflâs hatlnde. Tek yapacağı «ben bu isi beceremedim, hemen seçime gidelim, yurt ve ulus kendlsini yönetecek gerçek poUtikacüara kaınışsun. demektir Ama bunu yapacak yürek kimde? Blr ramanlnr *biz sandıktan çıktık diye ke>ifli çıglıklar atanlar şimdı sandık süziiuü etmekteıı ürküyorUr. Biliyorlar ki, yasalara bu denU aykırı davrananlar. Anayasal kuruluşlarU durmaksızın çatışmaya düşenler bir daha seçün sandıgıııdan çıkamazUr. Meşruiyet? Ö>le bir şey kaldı mı? Çareye geünce, blr tek çare var o da en yakın zamanda genel seçime gitmek. ulus caünde şu baskılaria, cinayetlerle, acılarla, sürgünlerle, durmaksınn geriye atüan adnnlarla dolu blr iktidar doneminın besabuu vermek... Vereblllree! ZÜMRE YARATMA ÇABALARINI ORTAYA BELGELER VARDIR. NİTEÜKLER, Doç. Dr. Neda ARMANER A. Ü. îlâhiyat Fakültesi Öğretim Üyesl maçlayan bir sürîl müphem ve anlamsız söz'er bu rısalelenn başlıca özelliğıdir. Bu kişisel görüşlerle risaleler koyu softah^ın açık belgeleridir. Böylece, yazılar kanunlanmızla bağdaşan ve içtenlığı olan dindarhğı değıl, İslâm kültür ve uygarlığının dışında kalan. çagdışı katı bir taassubun vürütülmesi çabasuu sımgelerler. Nur risalelerl etrafnıda topîar.anlara verilen adlar da belirlidir. (Nur talebeleri) (Nurcu karde$) ya da (îhvanı Nur), (Camiü'l Ezher'in kız kardeji Med resetü'z • Zehra Erkânı) gibi. Türkiye Cumauriyetinde resmen tanınmış bir nurcu okul bulunmayacağına eöre, böyle bir gnıplaşmaya gizli bir zümre gözüyle bakılabilir. Zira. tarikatçı deyim SllimilllllllllliillMIII ler kullamlarak Nur risalelerinin yayılması lçin dinsel duygular sömürülmekte ve Nurculuk açık ça bir misyon olarak belirmektedir. Bakara Su/esinui 221% â ve seçiktir. Nurcu olmayanlann Müslüman sayılmadığı hususu ise dolambaç lı sözlerle satırlar arasına derpiştırilir. örneğin (Fihrist Risalesi, s. 2) «Mühim bir meclısie Ankara'da otuz sene evvel Ziya Gökalp gibi müthiş bir mülhit (lı şakkı şefe ilzam oldu.« Risalelerin hiçbir suretle Türk milliyetçiliği lehinde olmadığı, fakat sözde Islâmcı bir görüşü yansıttığı açıktır. Hal bojle iken niteliği ve kapsamı ideoloji ve tarih açısından ayn ayn olan Panislamizm ile Pantürkizmi bir arada ve aynı kisUerin tasvip eder beyanlan anlaşılmaz ve görülmemiş bü: çelişki örneğidir. Bu çeliskiyi ancak gerçek Atatürkçüler iyi anlar ve değerlendirirler. Gelelim nur risalelerinin Kur" an tefsirleri oldukları yolundakl bir takım iddiaiara: öncelikle Kur'anı Kerim'in ezbere tefsir edilemeyecegı, bu büyük işi üzerine alan telsircinin derin bir bilimsel formasyonu, metotlu çalış ması ve de geniş bir kültürü olması gerekir. Bunun yanaıda Arap dili ve edebiyatuun iyi bilınmesi, çesitli ayetlerin ne gibi Nur risalelerinin siyasal bir yani olmadığı hususu birtakım politikacılar tarafından lddia edilmesine ragmen, risaleierde yaratılmak istenilen zümreeilik i. bir siyasete dayandirümakr. Aynca, risaleMMMfai bir . ratsyonun yaylnları olduğundan lufu vardrr. Aynca,~esKf' ItpMC1" '•Klapîafi tek fek ele almak ve rest Araplarm yaşam ve gele birkaç sayfasındaki dinsel ögüt.leiılerini, hatta Yahudi ve Hıris lerle yeünmeınek gerekir. Zaten fiyanların o zamanki sosyal du nurcular da risaleleri bir (kül) mmlannı bilmek tefsir yani Kur* olarak kabul etmekte, bu risaan'ın açıklamasında yararhdır. leleri BÎR DEVRİ DÜZELTMEK üzere inen semavi bir kiTüm bu gerekli rmsuslar karsıolarak göstermektedlrler. Mncia nur risaleleruıin yazarı ol tap Gizli ya da açık olsun boyıe bir dııgu ve boyîece Kııranı açıtdariığı ileri sürülen Saidi Nursi'rün bedef lçin her türlü saldırı müpğitim düzeyi. vandaslan tarafın bah sayılmaktadır. Özellikle güdan şöyle açıklanır: «Kısa bir dümlü bir ıE.E) politikası gözsüre Molla Mehmed Emin'in ma den kaçmam&ktadır. Bu EGtTİM halle mektebinde okumuş, fakat ve EKONOMİ'ye egemen olma tahsilini yarıda bıratanıştır. (Hi yoluyla rejimi usulca ve kolayca değiştirme yöntemidir. lâl Mecmuası. Mayıs 1960, s. 2) Ası! garip olan bir cihet varsa Osmanlı ve Cumhuriyet tariiıi o da, Nurcu yazarlarm bu ceha aşın sagın bir tür tepeden inme leti Hz. Muhammed'ın ümmiliği eylemlerle biçbir zaman başanile karsıİBştmp, Saidi Nursi'nin lı olamayacağını göstermiştlr. îşde konuşma ve yazılanrun ilha te şimdi bu bilince vanldıtından ma dayanCünlraasıdır. (Âyetü'l taktik degışmıştir: tetik tesbih olmuştur, ama anlayana... Kübra, s. 5) (2) Saidi NüTBİ'ye göre de bu böyS o n u ç : Nur risalelerini oluşturan yazılarda, ulusumuzun ledır, yani tüm nur risaleleri vicdan öıgürlügünü kısıtlayan ve BİR PROGRAMIN UTGüLANIdinsel yasam içinde zümre ya SINTJAN BİR SAFHADIB: «... Bu hakikatten anlaşılıyor Id, ratma çabalannı ortaya koyan sonra gelecek mübarek zat, Ribir hayli belge vardır. Dındarlık maskesi altmda mıis salei Nur'u bir program olarak lümanlıga sığmayan, kanunlan neşir ve tatbik edecrk ve o zamuia bagdaşmayan ve ruhlarda, tın ikinci vazifesi şeriatı icra ve dhinlerde anarsi yaratmayı a tatbik etmektir . O zattn Uçüncü vazifesi hi!âfeti fslâmlyyeyi ittihadı İslâma bina ederek Isevi nıhanileriyle Ittifak edlp Dini tslâma hizmet etmektir.» (Sikkei Tasdlki Gaybi, yazma nüsllllllllllllllllllllllllll'i ha, s. 13). Risaleler Atatürk'ün manevi kişiüğine karşı saloın sa>ilan örtülü sözcüklerle doiudur. Bu hususlar üniversitelerimizde görevli birçok bilim adamımızın bilirki?' raporlanyle saptanmıştır. Milletin Atatürk'e olan sevgi ve bağlıhğmı görmezlikten gel mek, bu yurdun yükselmesinde ve ileri bir toplum olmasmda onun payını inkâr etmek bugün aşırı iki ucun birleştikleri noktalardan biridir. Rısalelerin . Kuran tefslri oldugu sloganına ge'.ince: Yüzyıllsr boyu pek çok tefsir yazıltnıştır ve yazılmaktadır. Bugün özel olsjn, genel olsur, kitaplıklarda bas vurular; Kur'anı Kerim tefsirleri vardır ve bunlar yasak olmayan cıddi çalışmalardır, çünkü politik amaç taşımazlar. Böylece nur risaleleri yukanda belırlenerj bu açık görünümü ile hiç mi hiç Kur'anı Kerim tefsiri sayılamazlar. Punun savunucuları ise nncak kendilerini aldatmış olurlar. Sözümüzü Hazreti Peygamberin ünlü bir hadisiyle bitirmiş olalım: (Men fessereiKur'ane bireyihi fekad kefere) yani. her kim sadece kendi görüşleri yararına Kur'anı açıklamaya kalkışırsa dinden sapar. (1) Mülhit s&zcfiğünün anlamı. bü>ükbabam Ali Seydi'nin «Rrr'nlJ Kamus) ve (Teni Türkce Lü^atl'ında sövledir: Dinsiz. doğru tnezhepten <y ı rılın hatıl bir meznebe sapan (Athee: İmpie; Schismatlqııe). (2) Bu konuda ömeklcı çoktur. Daha geniş bligi için bkı.: «tslâm Dininden Aynlan Cereyanlan Nurcaluk», Or. Neda Armaner. tlâhlyat Fakültesi Yaymiarından. sa.vj LX, Ankara >!illî Eğitİm Basunevi, 1%4. MEVLÜT DEGERU BÜYÜĞÜMÜZ Yusuf YARAR'ın Ölümünün 40'ncı gününe rastlayan 21.7.1976 Çarsambâ günü öğle namazını müteak;p Suleymaniye CamUnde ruhuna ithaf edilmek üzere mevlut okutulacaktır. Arzu edenlerin teşrü*leri rica olunur. YUSUF YARAR ve KARDEŞLERi (Cumhuriyet: 7182) ASANSÖR İHALESl 1.19B.0CO, Tt. ön keşif bedelli 2 adedi insan, 2 adedi yük lçin olmak Uzere toplam dört adet asansör kapalı zarfla teklit alma suıetlyia ihale edilecektir. thale 20 ağustos 1976 günü saat 10.00'da thale ve Satmalm2 Komisyun Baskanlıguıda yapılacaktır. llgililerin asağıdaid adrese müracaRtla ihale dosyalarını almaları rica olunur T.B.l.A.K. ılarmara Büünssl ve Endüstriyel Araştırma Enstitüsü P.R îl Gebıe, KOCAELİ (Basın: 2O74S/7136) Risalelerdeki biçem şöyle özetlenebilir: Terkipli, da = Mevcudu bulunan ve son çıkan = ha doerusu ozentili bozuk bir avam Osmanlıcası! Cilmleler çokitaplarımızın tam listesi = gu kez gramer yanlışlanyle dolu, = konular ise anlaşılmaz bir haldedir. Bu husus yani anlaşılmaz S OWat Akbal Oiümsu? Oyun (2. Saskıî 15. 5 ohışj bir kerarnet veya marifetmiş gibi itiraf olunmaktadır «El = lihan SelçuK: Yeni Kirallaı Yeni Soytarılar (2. Baskı) 20. Ş cevap: Bir sene bu risaleleri ve Prof. Ür. Doğar Kuban Sanai larihimızir Scunlart M .... 1 5 . = bu dersleri anlayarak ve kabul E erterek okuyan; bu zaraanm müDogan Nadi: Bir Dakika 15. = him, hakikatll bir alimi olabiür. | Eğer anlam8sa dn madem Risa= Melih Csvdet Anday: Sosvaüs» Bir Dunya 20. E !el Nur Şakirtlerinin bir şahsı mânevisi var. şüphesiz o sahsı S Salâh 8irsel Şiir ve Cinayef 15. 5 nânevl. bu zamanın bir âîimidir.» fNur Me>Teleri ss. 66S7). = Prof. Nusref Hıtır: Felsere Yaiiları ?0. E Nur risaîeleri. yegâne bilrm Resneli Niyazi: Balkaniarda Bir Gerillacı 20. E kaynağı iddiasmdan başSa, dın § dar olnîayı da ancak Nurculukta E Müjerrel Hekimoğlu 27 Mayıs'ın Romanı 20. = görüp İslâm dıninin geniş ve hoşgörülü nitelığini. kısır görü S Husamettin (uğaç: 8ir Nesiin Oramı 20. = şüvie tekelinde tutmak ister. Hıtzı loput Konuklar Geçiyor 20. E Rısalelere göre yalnız nurcu = lar cennetliktir. Cennete gitmek Nevol üsfun: Alamanya Beyleri ile Portekirir, Bahçeleri ... 1 5 . E yolu ve koşulu da şudur: «Nur § risalelerini yazmak, yazdırmak, E Oktay Akbal: Hirosimalaı Olmaiin 20. intişanna yardım etmeis .. (Barla Hayatı s. 19). Bütün inanç ve | Ord. Prof. H. V. Vslidedeoğiu: Ailenin Çilesi Boşsnma . „ 2 5 . = İslâm öğretileri unutturulup yaFikrat Ofyam Karasevdam Anadolum 20. Ş püan telkmler bunun gibi ciddi E ye alınmayacak bir düzendedir. Aıra Erhat: Mekfuplarifle Halıkarn« Balıkçısı ...^...... 2 0 . = Ve tüm bu hususlar dinin temel E ilfcelerine oldugu kadar layik eği = H. V. Velldedeoğlu Insancı Yolculaı 20. | tim kurallarına da karşıdır. Risaleierde zümreeilik ve böS Necati Cumah: Senin lçin Ey Demokrasi 15. E lücülük bazsr. daha geniş çapta = Vedat Gönyolr Yeni furkiye Ardmda „ 15. E tutulur: 'Mektubat, Arap hartleriyle teksir eüılmiş nusiıa, Cilt lahsin Yücel: Yazın «e fajam 15. = 2. s. 3671 «Ey TürUer ve KUrtler S ve Nurcular, geçmişinizi, geleceğinizı toplasam . » Yine bu rısa | İSTEMt ADRUİ: ÇAGDâJ TAVINUtl. HfilKEVI SOH. İ 9 / 4 1 = lelerde ınsanların bekâr kalmaİ UGALOGIU ISIAN6UI E ları istenmekte ve eğer evlenmek gerekirse bir Nurcu ile evlenmelidır. denılnıe'.:ted;r. (Hanımlar Rehberi, s. 53). Bu husus Kuı'an Eiıııııııııııifiifiıtııifiıifiififiıııııııııııtıııiııııııııııııiııııııııııııııııııııri Almanca, Fransızca, Ingilizce Konuşan Bayaniar Aiınacaktır Istanbul Telefon Basmüdürlüğü MüieUerarası Telefon Servisine, Almacca, Fransızca. Ingilizce dillerindcn birinl konuşan bayan; Memurlar Aiınacaktır Çalışma saetlen, günde 6 s&atı gçmemek Utere, ogleden sonra veya akşam olacakür. Sabah erken veya akşam 18.00 den sonraki saatler içm memurlar, belirli güzergânlara yakın olmak (oturmak) şartiyle evlerinden PTT minibüsleri üa alırup bırakılacaktır. Smav naftanın Cuma günleri yapılacaktır. Lasan bilgisı smavı Başmüdhrluğün göslereo3gı kültür veya eğıtım merkezlermde yaptırılaoaktır. Aşağıdakı şartları taşıyanların sınav gün ve saatınden Önce nüiüs cüzdanı, diploma asıllan ve bir rotograr Ue birlikte Sirksci Bü.yükpostahane 2. «attalu (0J) İstüıbarat Amiıligine tnüracaatlan ilân olunur. Fazla bilgı (28 58 60) ve (66 10 40) Noiu teleîonlardau ajınabilir. îstanbui Telefon Basmüdürlüğü Ş A R I I. A R . 1^ Ortaokui, Usa. Mtslek Uses! veya YUksek Okul mezunu olmak, 2) ia yaşmdan küçük, 35 yaşuidan büyük oJmamak, 3) VerileceK ücret (Net olarak) yan ödeme dnhil, en as; Ortaokulu mezunu için : 2.177. TL. Lıse mezunu için : 2.277. TL. Meslek Llsesl mezunu için : 2.362. TL. Yuksek Okullar için : 2ü88. TL. olacaktır. Cıımartesl, Pazar vsya diger taül çünleri calışıldıgı takdirde aynca fazla çalışma ücretı ödenecektir. (Basın: 2&146) 7181
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle