28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DfaT (.'.;.VJlm 17 HAIliAN 1975 uNtttöi /H5ANA (ÜİNCf « <iı. kk . . . ft \ ABSVLCAN.A2 DEPREM ZEYYAT SELiMOĞLU 3 O vay b«nl vay b«nl, tam da üstune duştük aramaklan bulunmaz Demek şu herif paraları bunda saklar da vfermez Elbet vermez, para saklamak içm kale yapmıs bır adam, kalîtıp kendı isteğıyle para verır mı' Sefer, samye sekttrmeden karannı verlyor. Kaptana Sen dıyor su kapıyı tut hele ıçen sokma sakın kımseyı' Ben parayı alacağım Şaban Reıs bır şejler soylevecek gıbı oluyor Ne var kı, Sefer artık dlnlemıyor, ışe gırışmek gerek Bir ıkt tızun adım, \e Sefer, masarun ustündekı yeşıl kasanın vanıbaşında ışte Sefer kollannı uzamor ılerı doğru, haru, nasıl derler. haru ?ey gıbı, şu ıkı kol gıbı kol, ıkı de el gıbı el, ışte o kadar Ve o yeşıl, agır demırden kasayı şoyle bır kucaklavın, masadan kaldınvor Ve kasanın sahıbı, gozlerı şaşkınlıktan buyumuş, oz malı kasasının yeşıl bır tehdıt gıbı üzer ne doğru seldıtını gorüj o>. Tam karşıdan gdğsüne dofru gelen ezıcı bır guç, demlrden Kasanın az bır şey yukarsında Sefer'm başı ve Sefer'm gözlerı' Sefer'ın göz goz gözlen! Gozlen1 Kasa ilerlerken, borçlu tuccar gerılıyor Önce k«nı çekılivor vüzünden, o kırmızı guleç yuz yitıp gıd'yor, sapsarı bır surat lerleşnor onun yerıne, dudaklan tıtrıyor, kmk doklık bir heceler inılıyor dudaklan ıçmden Anla^ılmaz heceler, çunkü, çunku bu goz bu gozler, bu gozlen neden kan burumuş de boyle neden bo\Ie kanlı bakar bu gozler'' Bu şu . bunun bovle goz Ve borçlu. duvara yapışıyor sırtmdan. Korkulu, kıreç rengı bır surat kıreç renın dudaklsr karasan bır adam' Kasa. kendı kasası, en sadık varlıgı bsldıgı o kasası butun agırlıgı, butün yesılhgı ve butün demırdenlıjŞıyle kat ve kat büyuyerek gözlerınde gojtsüne abanıyor \ e kas« abandıkça gögsüne, basınçtan kan yuruyor o sapsarı kesılm.* borç Ju başına ve surat kararıyor yenıden, dazİBğında damla damla tar var artık Verecek nvsın paravı' Vermez mısır."» Kasa arttınvor ba<=kıyı Du\ar' Ardımdata duvarı' Ardımdakı duvan da ıtvvorlar d'.şardan. Dmarr Bmle n eısardaiı duvar d2 ımor, duvan' Kasa\ı onden, duvan »rdımdan bastırıyor bastın bastırıvorlar. Paravı' Kasa baskıyı arthnyor Daha daha En ezı ezılıyorum. E z ı 1 i v o r u m' Ka*a kasa dmara %apısacak ben ben arada, kasa ıle duvann arasmda ben, BEN, BEN, 8EN: Gozlen çok yakında, goz . kan . Sefer, dj?lennin arasmdan konuşuyor: Parajı ve, paravı' Borçlu tuccar, \TJZU goıu tikler tıtremeler lçınde %nn blt çabavla başmı sallajarak, kınk ddkUk btr seıle pes ediyor so> nunda Evet, evet' Ve bir slire sonra. Şaban Reıs motoru Stm*un'un nh'ımından a\rılıo, memlekete dogru >ola çıkıyor Sefer ı bır kenara ç«1ten kaptan ü!a Sefer, dıye soruyor, ya o kasa olmasaydı nasıl alacaktın parayı7 Ne bıleyim. dıyor Sefer o kocaman elını pençe gıbı büküjor belkı gırtlağına dalardım Ama demır dolapla ezmek daha ivi oldu elbette. O neden' Neden ml' Kendı parasıyla ezdim o kertenek henfı' Samsun donüşıi, Sefer Mitarı^s bır ıkındı vaktı ayak basıyor Incugi gıbı degıl, koye. doğru yoldan yürüyerek çıkıyor. Yağmur ıslaklığı sınmış kovu jeşıl yapraklar, yosun tutmu* taşlar arasmdan geçerek, köyune ula?ı>or Ortalık »essızlık ıçmde, kımseler gorunmuyor Memış Ah'run mısırlığından otuz adım ötedekı portakallık gende bırakıldı mı, Sefer'ın babasından kalma evın sımnna ulasılır. Sefer eve \ardığında, bakıyor anası kapı onunde Yanında da Sefer'in klıçuk kız kardeşi. ağlarnaklı haldeler Ağlamaklı şbyle dursun Sefer anasmı gerçekten de a£lar buluyor. Oğlunu karşısmda jtoren anası, şoyle bır se\nnemıyor bıle. Başını onüne egmış kalrrnş, karayele kapılmış mısırlar nasıl durur çaresız, ışte o\le Sefer artık duramnor. Ana ne var, ne öldu'' Karşılık jok. Kafamı kızdırmaim, ne olduya sojleyin. Sefer'ın küçük kızkardeşı, incecik yuzlu Avçe, basını kaldır&rak incecik bır bakıyor. Vergıcı Yusuf geldı. Verg Ve Sefer, kısa bır soruşturmadan son'a Aj şe den ögrenıjor olan bıtenı Mıtarı'ye eşkıya gırmez dedık, çekınır, ama bırı var kı çekınmıyor Mıtan'ye gırmekten. Yanında bır jandarmayla zaman zaman köye gırıp, vergı toplamağa gelen Yusuf rar. Gozlen beyaz bakan bir adamdır bu Yusuf, tahsıldar Dudakları mcecık hanı var yok dudaklardan Gozlen nıç gulmezken, kaskatıjken bakışlan, ağzuıın guldugu çokça gorulur. Karşısmda kıvrandı mı bır insan çaresızlık yapıştı mı o msanın yakasına, Yusuf'un ağzı guler, gozlerl daha bır donuklajır, taş kesüır, az bır şey anlamını hepten yıtırır. Ikıje bolunmüşluk. Delirememış bır aöamdır Yusuf. msanlara düşmandır. Bır delırse, kurtulacak, ama ne çare, delıremez bır türlü Ve delıremeyıuce, kotulukten zevk almağa kovulmuş Daha çok kadınlara düşmandır Nedenl bıhnemez bır şey degü. Yusuf evlı değıldır, kadınla ıhşkıden uzak kalmis. ama rahat edememış. ustesinden gelememış bu yokluğun. Böyle bır adam, bır de delırmedı mı, Yusuf gıbı guler tıpkı. Içınden hiç bır şey katmadan ve tıpkı Yusuf gıbı bakar gozlerı, hıç acıma duymadan. Ve Sefer dınlıvor kı kardesırun ağzından, bu Yusuf, \ergıvi karşuayacak para bulamayan anasınm ıkı bakır bakrâcıvla bır de buyuk bakır tenceresını aiıp gırmış Sefer gelıp dder, dedılerse de ben Sefer'm donmesinı bekleyemem dıyerek, bakırlan soke soke ellerınden alıp gdturmus. Bu Yusuf . şu . ha bu Yusuf jıllardır ınletıyor bu koyu, bır kolayı bulunmazsa daha da inletecek Bu 'iusuf'un o beyaz gozlennı yıldırmak gerek Ö\!e bır jnldırmak kı. kotuluk edemesın bır daha, çaresız olanları rahat bıraksın, kadınları ezmesın. Yaz Başında Ege Kıyılarmdan Notlar SADUN TANJU Paîmiyelerin gölgelerine kuruimuş babacan balıkçılar gelip geçen hurilere uysal ve sevecen dalıp dalıp gidiyorlardı Marmaris'te tçmeler kövünde bir sabah kamede koylülerle so^leştık Çaraak altında m.l let erken erken yan gelmıs venı bas'ajan gune karşı ge\czehk ediyordu Blucın lı şehır çocu ğurıdan farksız arslar. gıbı bır delikanlıva yakındRki büyuk otelde neden çaıısmadığını ^or dum Yorgunlu|una de|mlvor muş Tnrlalanmız bahçelerlmlz var, geliri l!e vınarlatlıp fidi yoruı dedî Daha sonra b'r ya$h kovıu ıskcmies'nı (,ekıp dert vandı «Şfrhlrlller azdırıyor bun ları. B ılm buralarda hc\im İd"t tır. c^lenme \aşına sf'en deM kınlıva babası bır e\Iik bir bah çelik \er \erip ajırır *>ehirii tle tpllp bir tahtad» vıiz blni savıp aldı mı elırıdrn topraıtı birim to^lnr kenriiltrinı 7en;'n oldu sanır paravı çar çıır ertlnce)e kadar dolanıp dunırlar » İNSAN I ( L Aslmda. bu nunesli kın'arda, tarlasına hıç (tbrm»digı duytnadı ğı piraları \enp eiınden aioiış ce «to» çocuklar» ^k^^ mavacak DönümünU bm " Hr»* va sattıklan zaman seunçten go bek atan koylüler. şımdı topra ihn \enı sahıplerının bır metre kareye üç \üz, beç vuz lira ıste yıp musterılerı sıraya »okmala rına sas'P kah\orlar Biz burava Eelir«ek buralarda PV otel motel sshıbı olursak sızın d> ytızunuz güler dıve dıller dokenler tarafından kandırılmış Turizm demek, doğası guzel bir toprak parçasında, doğanın ve ora insanının el dokunulmamış ne si varsa, hepsini bozup kendi zevkimize uydurmak demektir. Şehirlinin kırsal alanı kuşatıp ele geçirmesi demektir. Kuşatma ve fetih tamamlanınnırcca şehireföla^ çekilmez yaşantımız güneşli kıyılara taşınmış olacaktır. ASUNDA BU GÜNEŞLİ K1Y1LAR AS1L SAHİPLERİNİN ELLERtNDEN Ç1KMAĞA BAŞLAM1Ş, ÇOKTAN^ Ne mutluyduk.. Kapılarımız açık uyurduk... glbı bır duvfru «ezdım, nere^e glttn sem, koylulerde. Onlara bagışlanmiî en buvuk armaÇan, biraz «insan ıçıne» karışmaları büyuk şehırlı m bakımlı guzel kadınların, kızlann, koylerınde ka«;ab' da ıssız kıvılarında yarı çıplak dolaşarak bır cen net gorunumu yammalan ıdı. TarUltnru kaptırmı^lardı ama, (özleri gbnüllrri de açılmıstı TATLI BIR SEYRAN 1)1 Oren pılâjmda vamaçlardakı otlan orakla bıçen koylüler bıraz sonra ı»ı paydos edip çömeldiler \e bırer sigara ttittürup gazınolarm tam karşısmdakı kayalıgn dıbınde sruneşlenen bıkınılı vabancı kadına dofru kımbil'r ne du'lere daldılar Bodrumda karşıhriı otellerm panalyonların sıralandıgı daracık i|rlbügru anacaddeden çıkıp kıvıya kavuştuğunuzda bakıvordunuz, palmiyelenn gblgelerine kurulmuş babacan balıkçılar motbrculer gezı^ı esnaf sırtlarını demre donmuşler gelıp geçen hunlerp uvsal ve se\ecen dalıp dalıp gıdnorlardı Marm^rıs tekı nht'm kahvelerınde de, Kuşadası'nın çarşılaruıda da. Ege'nın hangı vazlıSına gıdersenız gidın'z bi' tptlı sevran işinın tüm verlı'en sardığını goruvordunuz Gu7ele hakmak sr\aplır Te de bu seM»bı i^lemeven adem ofclu bu vpr yüznnde parmakla 8a\ı!sa haktır Her vcrdp \crlı halkı bu \ onden keyıflı £odum Eh \abancı'ar da hoşnuttu doğrusu Tatıle sıdiD de dönen herf kp« en şu oÇııru sozlerı ışı'mıssıni7dır Hiç def)l«e halkı medeni efendim. kadlnlarımı» ki7İarımı» şortları^li. mayolarıyla dola Ev sahibi güzeller güzeli gencecik kadın «Biz kapılarımızı kilitlemeyiz ki dedi gelince açıp girersiniz.» Ama biz ge ce dönürtce kapadık bütün kapıları, bir güzel kilitledik. Turist olduk diye alışkanlığtmızı bozacak değilizya! TARHLARINI KAPTIRM1!?L\RD1 p da en ufak bir satasma ola\ı olmuyor. HELE BIR AIIJSINLAR Hele biraz daha alışMnlar hu işr, onlar da olur efcndım dpdım bır genı, hanıma da, şaşırdı Çünlrü turizm demek. doğası RÜ7el hir loprgK parçasmda dnganın \e ora iusanının el dnkunulmamıs nesi varsa hepsisıı ho7up kendi zevklmize uTdıırmak dempktir. Ziten dolaştısım veılerın pek çogu, alıştıgımız şehırliler tarafından ele geç'rılm^k uzereNdı Kuşatma ve fetth ta GÜZLERİ GÖNtXLERl DE AÇ1UUŞTU le etr olmae'* dıvor yerll B«rıce hâksız alınganlık gosterıjor Olur evladım olur. niçin olmanrn? Elin iti nğursuzu her «ev oluvor da neden turıst olup buralara KAPIS1 AÇIK UYUMAK Bodrum'da bir yeriı aılenın bahçe katındakı odasına \erles tırdıler bızı. Belki Mı erken ya tarsınız, biz feç kalırvak na«ıl gırfceğiz eve dıye sormak gaî letmde bulunduk Ev sahıbı, gu zeller guzelı gencecık kadın, «Biz kapılarımm kilitlemeyiz ki dedı, gelince açıp girersiniz » Aklıma galıba Mark Tirâin uı «çocuklutumuzda ne mutluvduk, kapımır açık uvurduk» sözlerı gehverdı o an «Gerçekten kilıt lemez mısınız?» dıye anlamsız bır yinelemede bulundum Ken aı e^ımı duşundum şehrın gobegınd» pencerelen kapılan demır parmakhklarla donatılmı$, Sıng Sıng mapusanesıne dondu rulmüş de. her gezmeden donuste yüreğimız agzımızda vın» «\cep kırıp Rİrdıler mi, demir parmakJUklart?» Alışmıs kudurmuştan beterm>$ Gece, Mahmut Tah ve ka n*ı ile nhtımdakl bır lekantadâ yemek veyıp geı, vakte kadar daracık tersane sokaklarmdakı me\hanelerde acaba tanıdüc kim se var mı dıye dolaştıktan sonra açıp bahçe kapısını gırdık içerı Evın sokak kapısı açıktı, oda kapısı açıktı. mutlak kapısı açık tı Ama biz gırınce kapadık bü tun kapılan ve bır güzel kilitl« dık Biz mutsuzluğa alısmışız. Turist olduk dive ahskanlı|Utti zı bnzacak değtliz ya! YARIN; KIYIDA BIR M0N60LIYEN KIZ \R) mamlanınca bu platonık donem ds sona erecek ve çekilmez jaşantımız güneşli kıyılara taşınmış olacaktı •\iabasim park edıp tuvalete, çarşıya va da pansiion aramağa gıder^en bır %erliM vakalayıp buvu< bu tedırguıhkle soruyor vabancı Bır ş.e* oİTia7 riejjıl mı° Çunku gelcuği jerde, bılı^or kı ıç.nde eş\a ıle arabanızt bır \ere bırakıp da donup geldınız mı ke!ebex csmını Ssirılm\ş kıh'lprı açılmış ve otomobılın ıçını tamtalnr bulabıhrsınız Bıraz da guceiıiTiış olfirak «buralarda ov GARTH flu ACAPA BATBON ZAOTU 8£KII c P6MAOUJ9SKJ TiFFANY " lfeNi»ıageN ^ C f 2 İKfNİZ " DUB VEjİi UM V OtEBKfM 1 &• 7/7""^^ ^ 2 7 ANMA.uMT.] : P%ÖWMAtUW L* L IC58 1B 1]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle