05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
RADYO TV Hmeal ULUÇ Işıkçı, TV'ye yeniden elkoydu önceld hafta îstanbul'a giderken, Karatas tarafından görevden almacağına mutlak nazan fie baküan, hatta kendisi bile arkadaşlarma «Gıdıp de gelmemek var, hakkınızı helâl edin» diye veda eden Pahrettin Işıkçı'nın durumu, geçen haftanın başında amden kuvvetlendi. TV Dairesmde Hami Tezkan'ın etklsi ile hazırlanan atama kararlarım elıyle bir kenara iten Işıkçı «Bu Dairenin Başkanı benim.» dedi, re hemen revizyon çalışmalanna girişti. Bırden bıre ortaya çıkan değişiklifc TRT lçind» herkesi şaşırttı. Ayni sıralarda, Haber Daıresi'nde de Tezkan'ın herşeye karışmaktan vazgeçtiği haberleri gelmeğe başladı. TRT'yi, Tezkan ve danışmanlan ıle yönefmekts kararlı Karataş'ın tutumundaki değişikliğin sebebi neydı? Fahrettin Işıkçı'nm «Bir ara istifayı dahl düşünüyordunuz. Ne oldu» diye soran Cumhuriyet rrr.ıhabirine «Istıfa konusu artık beni asmıştır» d:ye yanıt vermesı bir baktma durjmu yorumlamaya yetti. TRT'deki MHP ve MSP tırmanmasımn tehlıkeli boyutlara enştıgıni. Iktıdarm AP kanadı nıhayet farketmış ve «Dur» demeğe nıyetlenmış olmalıydi, FAHRETTİN IJIKÇI, İKİ GÜN ÖST ÖSTE ODASINA KAPANDI, KIMSBYI KABUL ETMEDİ VE YAPACAGI REVİZYONUN ANA HATIARIN! BELİRLEDİ. EMİRLER VERİLMEGE BA$LANDI VE DAHA SONRA TÜM MÜDÜRLERİ TOPLAYAN ISJKÇI, KARARLARINI SÖZLU OLARAK AÇIKLADI. Eir süre önee görevinden ahnan. îstanbul TV Müdürü Alpaslan Oner, Ankara TV Mudur Yardımcılığına atandı. îstanbul TV Müdürlügüne, ayni televizyon elemanlanndan Atalay Akçalı, program müdürlügüne de, Meral Savcı'nın yerine Erol Aksoy atandı. Aksoy'dan boşalan Izmir TV Müdürlügüne, Film Seslendirme Şubesi Müdürü Öz*r Çiner gidiyordu. Çiner'ın bcşalttığı şubenin işlerine, PotoFilm Müdürü Kaya Sür bakacaktı. Bir süredir Ankara TV ProgTam Müdürlügüne vekâlet eden Ünlen Demiralp Hafta Sonu sorumluluğuna dönmelc istediğini bıldirmişti. Işıkçı. Program Müdürlüğüne TV Daire Başkanlığı Denetim Şubesi Müdürü Aytek Aydemir'i getırdi. Aydemir, TV'nin soz yayınlanndan sorumlu olacaktı. Müzik ve Eglence Sube Müdürlügüne vekâlet eden Kaynak Gültekın de. program mudür yardımcısı oldu. Gültekin, TV'nin müzik ve eglence yayınlanm yönetecek, Ankara, îstanbul ve Izmır arasında koordınasyonu sağlayacaktı. Müzik ve Eglence Şubesi Müdürlügüne, TeleSpor sorumlusu Bülent Varol atandı. Varol aslında bu şubenin ilk müdürü (O zaman adı şeflikti) idi. Yıleri Atamer de yardımcısı idi. Varol askere gidince. Atamer müdür olmuştu. Işıkçı, Varol'u bir bakıma göreve iade ediyordu. Bülent Varol, bır süre Pazar Televizyonunu da yönetmeğe devam edecek. Daire Başkanı Fahrettin Işıkçı, değişiklikleri açıkladıktan sonra, arkadaşlarından ilk isteğirü söyledi: «Plânlı ve programlı çalışma..» Herşey disiplin içınde yürüyecek, özellikle, seyirciye verilen sözün tutulmasında azami dıkkat ve çaba harcanacaktı. Açıklanan programın aynen ve dakikası dakıkasma urgulanması gerçekleşmedikçe, disiplinlı bir televizyondan söz edilemeyecekti. Işıkçı «tlk hedefımiz program dısiplinini sağlamaktır» dedi. Deniz: Olimpüc tecrübe diye bir görüşe katılmıyorumn KEMAL DENİZ MONTREAL EKİ8I BAJKANI SORU Montreal ekibi daha önce açıklanmıştı. TRT'nın 90 saatlik naklen yayın programı da belli oldu. Şımdı arkadaşlar arasındaki iş bolumunü anlatır mısınız? DENİZ Kaba şekli ile pörev bölümü şöyle: Aydın Koker, Çetın Çeki, Ümit Aktan, Doğan Yıldız. Mustafa Yener, İlhan Ömür, Ertan Yüce ve Halit Kıvanç spiker, ekibe Pazar Televizyonu'ndan katılan Adil Örs yapımcı, Kakkı Mumcu TRrNİM MONTREAL OLİMPİYAT EKİBİ SPOR KAMU OYUNDA TEREDDLTLE KAR5ILANM. GÖNEJ TECELLİ VE UĞUR Dl'NDAR GİBİ İKİ BAS>RILI SUNUCUYA RAĞM£N MÜNİH OYUNLARI'NIN NASIL ELE^TİRİLDIĞİNİ HATIRLAYAMLAR, KEMAL DENİZ TARAFINDAN SEÇİLEN 8U GENÇ EKİBİN MONTREAL'İN YÜKLNÖ KALDIRAMAYACAĞINI DÜ5.ÜNDULER. TRT SPOR 5ÜBESİ MÜDÜRÜ VE MONTREAL EKİP BAJKANI KEMAL DENİZ, CUMHURİYET'İN SORUURINI YANITLADI: IJIKÇI'NIN 4 GÜNÜ Fahrettln Işıkçı, pazarresı ve «alı gtinlerl odasına kapandı. Kımseyi kabul etmedı v» yapacağı revizyonun ana hatlarmı belirledi. Çarşamba günü emirler yazılmağa baslandı. Perşembe günü tüm müdürleri toplayan Isıkçı kararlarım sözlü olarak açıkladı. Işıkçı, televızyonu iki yardımcısı ile yonetmegs karar vermişti. Teknık yardımcılığa Turgut Gürel atanırken, program yardımcılığina, yıllardır Ankara TV müdür yardımcılığı yapan Teoman Ertan geliyordu. Işıkçı. Ankara TV Müdürü Yüma» Tekln Onay*ı görevden ahyor ve üç ay geçici gös»vle, Izmır'» TV Danışmanı olarak yolluyordu. Tekin Onay, bir ay sure ile Amerika'ya gidecek, dönüşte îzmır'dekı görevine başlayacaktı. Işıkçı bir süre Ankara TV Müdürlüğünü de kontrolü değişiklik var!.. Televizyon Dairesınde büyük »ltmda rutmak için, buraya başka »ta.ma yapmayacaktı. Yenı sezon başında, Tekın Onay'ın tekrar goreve dönmesi de soz konusuydu. Başka bir atama da yapılabilırdi. Işıkçı, Tekin Onay'ın bazı davramşlarına kınlmıştı. Önemli olan bu kırgınhkların unutulmasıydı. kameraman, Ali Bozbeyoğlu teknisyen yapacaklar. SOBU Spikerler, hangl spor dallannı anl»tacaklar? DENİZ Olımpiyatların ana spor dallanndan ikisı, Atletizm ve Cimnastiği, Ilhan Ömür, üçüncusu Yüzme'yi Doğan Yıldız anlatacak. Ekibüı sunuculuk görev bolümu, spor dallarına göre şöyle: Ertan î ü c e : Basketbol, Kürek ve Halter. İlhan Ömür: Cimnastik. Atletızm, ve Bisıklet Ümit Aktan: Cunnastik, Atletizm ve Bisiklet. Doğan Yıldız: Yüzme, Sutopu, Kule ve Tramplen Atlamalar, Bınıcüik. Mustafa Tener: Gureş, Voleybol, Eskrim. Aydın Köker: Futbol. Hokey. Çetin Çeki: Atıcılık, Modern Pentatlon. Halit Kıvanç: Kano, Judo, Okçuluk Açılış ve Kapanış Törenleri: Kemal Denla, Çetin Çeki, Halit Kıvanç. SORU Ekibin buyük bir kısmı yeni. Içlerinde hiç Olimpiyat deneyi olmayanlar çoğunlukta. Hatta görevli oldukları spor dalını bugune kadar hayatlannda izlememış olanların dahı bulunduğu söylenebilir? DİÎNİZ Biz bu ekibi kurarken. Montreal'« gidecek ekip kadar, Ankara'dakı çalışmaları yürutecek olanları da düşündük. Bu yüzden elemanları iki gruba dengeli olarak dağıttık. Olimpik tecrübe diye bır gorüşe katılmıyorum. Dört yılda bir yapılan Olımpıyatlarda insanın tecrübeli ol(Devanu 9. Savfada) HAFTADAN SECMELER Turlstik Kıbrıs filmini Almanlar çekecek Turizm sezonu başladığı halde, rüm oteTlerl bombos Kıbns Türk Federe Devleti llgılilsrt TRT*ye baş vurarak yardım istedıler. Bu arada Tekın Akmansoy'dan da turistik ön yanı ağır basan bir <Kaynanalar Kıbnsta. bölümü istendi. Kıbns harekâtının yıldönümü haftasında yayınlanmak üzere, TRT dort program planladı. Bunlar. Kaynanalar Kıbrıs'ta, Kıbrıs Tunzmi adlı belgesel, ^Jazım Kurşunlu'nun Merdiven adlı oyunu ve Mücahıt adlı dramatik belgesel. TUm bu yapıtlar, 15 haziran 1 ağustos tarihleri arasında tamamlanmış olacak. Konunun ilginç yanı, Kıbns Turizml adlı belgesel çalışmayı, TRT'ye renkli TV konusunda kurs yönetmek Uzere gelen Alman uzmanların yapacak olması. Yönetmen Hank Paoll, kameraman Rolf Meiohel ve sesçi Michael Wetteran"ın yapacaklan renk1 Itlmin, dünya TV'lerinde 1 gosterilmesi oianağı da aranacak. TUm bu fflmleri çekecei: TRT eletnanlan, Magosa'nın ünlü Salamıs Bay Otelinde kalaeaklar. îlk olarak özkay Alptürk ybnetiminde Kaynanalar Kıbnsta'nın çekimi yapıiacak. Daha sonra Emın Gerçekler, Mucahit'ı, gene AiptUrk, Merdiven'i çekecekler. TRT KOMISYONDA tosu'na, arkasından da Mlllef Mtcltslnl gtldl mt? N» aklananları duyduk, na da karalananları. Artık bunun önemi de kalmadı. Mahmut T. ÖNGÖREN len yal»n ve yanlı$ bllgllerl» T R T yön«ttm4nin tümO d«ğil, bu uç üye ve diğer bazı yoneticiler ve programcılar sorumlu tutuldu. TRT'de komünistlerin bulunduiu lleriye siırüldu açıkca. Konuşma hakkı olmayan baıı suçlayıcılara bu hak tanındı. Öte yanda, bu durumu gördükten sonra Komisyon a basvurup suçlandığını belirterfk yanıtlamak isteyen TRT'cilere söz hakkı verilmedi. Uç yönetim kurulu üyesi ise sınırlı bir konuşma bakkına sahip oldu. Komisyon üyelerinin soruları uzerine T R T Genel Mudurluğu o günr dek cezalandırmadığı bazı görevlileıi alelacele cezaLindırmaya bile başladı. Komisyon üyelerinin baııları, 17 mart'ın hısmından kendini kurtarmak itrere üç yönetim kurulu iıyesini, bazı yöneticileri ve programcıları kınayan TRT yönetiminln çevirdiği oyunları belki sezmemişti. Fakat bu Komisyon toplantılarından sonra üç yönetim kurulu üyesinden ikisi tutuklandı, ayni komisyonda suçlanan diğer TRT görev lilerinin isine son verildı. Böylece 12 mart anlayıjının suçladıgı pek çok durumun sorumlusu nlan TRT'nin üst kademesi kurtuldu ve hatta geçen hafta baslayan 197* Kamu İktisadi Tesebbüsleri Karma Komisyonu'nda yina ortalıkta görunmeye bajladı. Bu Nasıl Spor Anlayışıdır?. • TV'de gene bir spor haftasma giriyorua. Am« aiz buna «Futbol» deyın aslında. Çunkü gazetelerimizin pek coğunun hastalığı sporu futbol zannetmek, TRT'de de aynen var. Bu hafta Türkiye ile uzaktan yakından ilisklsi olmayan dört futbol maçı var. Dördü de anında, aynen, tüm detaylan ıle nakledilecek. Bunun içın üç TV spikerı de Yugoslavya'ya gıtti. Ve bu hafta, Türk atletlerinın de yarışacagı Balkan Atletızm Oyunları var. TRT bunun naklen yayın hakkım da satın aldı. îki spikerı de Yugoslavya'ya yolladı. Ama Balkan Atleüzm Şampiyonası ekranlara gelmıyor. Yaym TRT'nin Kavaklıdere binasına kadar gelecek, ama oradan seyirciye aktarılmayacak. Banda alınacak, özetlenecek, bir gün sonra. TRT Spor Studyosu'nun, ya da Hafta Sonu, Pazar Televızyonu yöneticilerinln tahammulleri oranında yayınlanacak. TRT Spor Studyosu'nda kime sorarsana, Atletizm sporlarm anasıdır. Hepsinın yamtı ağız birlıği etmlşçesine «Amatör sporu desteklemek, bu ülkenin spor politikasını desteklemektır» diyeceklerdir. Artl» yaptıkları işte budur. Tıpkl feçen yıllardaki Avrupa Atletizm Şampıyonası gıbı, Balkan Şampiyonası da, atletizmseveri çıleden çıkartacak, sevmeyeni ise bir kat daha nefret ettirecek bir mizansen içuıde ekrana gelecek. Üstelik de bu mizansen içın, naklen yayın içın gereken tüm masraflar yapıiacak. Haftanın futbol maçlan, Avrupa üluslar Kupası'nın yarı final ve finalleri. 16 ve 17 haziranda, Belgrad ve Zagrep'te Yugoslavya Almanya vo Hollanda Çekoslovakya karşılaşıyor. Mağluplar, 19'unda üçüncülük, galipler 20'sınde birincılik için mücadele edecekler. Hollanda Almanya finali Dünya Kupasmın revanşı olduğu ıçın tüm futbol severlerin gönlünde. Ancak, bır Çekoslovakya Yugoslavya finaline hiç şaşırmayın. Yediğinden fazla atarak kazanan Hollanda futbolunun, sağlam St. Etienne defansı önünde bocalayışını hatırlayın. Çekoslovakya yan fınale, kaya gibi sağlam defansı ile geldi. Almanya'mn ev sahibi Yugoslavya önünde durumu daha ?or. Müllersiz Alman forveti golü de çok zor atıyor Ustelik. Geçen h«f»« T.B.M.M. Kamu IktİMdl T*jebbu$lerl Karma Komisyonj TRT'nin H72, 1*73 ve 1974 yıllarına illşkin harcamalarını v» işlemlerini göıden g«çirmeyc başladı. Acaba daha önceki yıliarın harcamaları aklandı mı ki, sırada yukarda saydığımtz yıllar yer alıyer? Acaba bu yıl gercekten harcamalar v* i;lemler üzerinde mi durulacak? Yoksa, geçen yıllarda da olduğu gibi, sall radyo ve elbette özellikle TV yayımları mı eleştirilecek? Bu yayımların söz konusu knmisyonda eleslirilmesi, incelenmesi ve bazılarımn kınanması kesinlikle yararlı «<v nuçlar verebillr. Ne var ki, TRT'nin bu komisyonda ele alınmıs biçimi ile ilgili bir değerlendirme yaparken, uzerinde durulması gereken daha ba}ka noktaların bulunduğu da yadstnamaz. AKLANMASALAR NE OIUR! Herhangi bir dönemde TRT'nin yöneticilerl Karma Komisyon tarafından akianmasa ne olur? Sorumlular hakkında adli ve idari kovusturma açılır ve Milltt Mec lisi'nin kararı da Resmi Cazete'de yayınlanarak durumun kamuoyuna yansıması sağlanır. Bu kosullarla elbette bugunkü TRT yöneticileri de karsı karşıya bulunmak tadıriar. Fakat bugiinkü Karma Komisyonu'nun 1973'den sonraki yasal TRT yöneticilerini karalaması beklcnir de, Karatas'la ilgili h*rhangi bir olumsuz karara varması hiç düsunülefnez. Kısacası, artık bu durum öyle karışık bir dönernin icinde yer almaktadır ki, TRT'nin aklanması ne d?nli b'nemli rieğilse, aklanmaması da hiçbir deger tnşımamaktadır. Buna karjın, 197i yılı Karma Komisyonu'nun TRT ile İlgili çalışmalarını da dikkatle izlemek ve alacağı kararları özenle gözlemek gerekiyor. GEÇMtJ Ylllifi Eğer yanılmıyorıam, haziran H73'de>d Karma Kemlıyon TRT'nin H 7 İ , 196», 1M», 1970 ve «71 yıllarındaki hetaDİarmı ve iflemlerini aklamamts ve bu durum da ortaya cesitli sorunlar çıkarmıstı. Cazetelerden okııdtığıı muza göre 1973'de bu sonııca gizli loplantılar yaparak uıasan Karma Komisyon, Basbakanlık Yükıelc Denetlefne Kurulu'nun ve Maliye Bakanliğı miifettislerinin raporlarını ezent» incelemişti. O günlerde yasama mecllslerinin TRT hakkında alınan bu kararla ilgili görüşme yapıo yapamayacağı bilinmiyordu. Çünkü 14 ekim 1973 tarihinde genet seçimler vardı. Nitekim bu seçimlerden önce ne Cumhuriyet Senatosu, ne de Millet Meciisi bu karar üzerinde durmadı. 1971'MKİ KOMİSYON CAUJMİLARI i ın ' . *i. M <* • • BUGÜmÜ DÜKUH Fakat bugünkü durum oldukça değislk. TRT'nin 5»e) likle Karatas döneminde Anayasa, TRT Yasası ve TRT yayım ilkelerine aykırı yayımlar yaptığı açıkca ortada. Artık eski TRT'deki suçlayıcıların bugunkü yayımların s*hibl yönetimi savunması olanaksız. Ustelik bugünkü TRT yönetiminde bazı üst kademe yöneticilerl Danıştay kararlarına karsı bir anlayısla görevde kalmakta ısrar ediyorlar. Bu da yadsınamayacak bir gerçek. Bu durumda yasaları bastan asağı hiçe sayan ve hiçbir yetkisi olmayan bir TRT'nin harcamalarını ve işlemlerini Karma Komisyon'un Incelemesi yerslz. Gerçekte Sayıştay gibi dairelerin yasa dısı T R T yönetiminin en küçük bir harcamasını bile önlemesiyle isr baslamak gerekiysr. Aksi halde y.i3« d m bir yönetimin, diğer yasalara da aykırı bir anlayışla yaptığı radyo ve TV yayımlarının aklanma^ının ya da aklanmamasının hiç önsmi yok. Çunku briyiî davranıslar bu yönetimin ve bu yayımların sü rüp gitmesinl önleyebilecek herhangi bir yönetimi g«tirmeyecektir. Örsel ve Müftüoğlu Danlmarka'ya Qttti Televizyon elemanı yetıştirmek üzere kunılması düşunulen, ancak kadrolan çıkmadığı ıçın henüz huku'ten gerçekleşmediği halde resmen çalışmağa başlayan Eğitim Şubesınin yonetıcileri, Göker Muftüoğlu ve Sedat Örsel, EBU'nun Danimarka'da açtığı Eğitım Seminerine katılmak üzere Kopenhag'a gittiler. Ikili, daha sonra ayni türde Japonya'da açılacak bir semineri izleyecek. daha sonra da, yurda donüp, sınavı kazanan elemanlann taırs çahşmalarını plarüamaga ve yönetmeğe başlayacaklar. 1973 yılının sonuna doğru uzmanların betirttiklerine g5re, *69 sayılı yasaya uyularak «aklanmama» kararının Cumhuriyet Senatosu Oenel Kurulu na gönderilmesi ve yine ayni yasanın 3. maddesine göre de Senato'nun en g«ç 15 gun if;ind« bir karara varması gerekiyordu. Bundan sonra da Senato'nun görüsünün Millet Meclisi'ne gön Kurumun ust yönetim kademesl ve özellikle T R T derilmetine sıra gelecekti. Millet Meclisi de bu konuyu Haber Merkezı y<«tkililerı artık 12 martın açıkca beliren en çok 20 gun süreyle ele alabilirdi. Eğer Millet Meclisi çizgısine ayak uydurmuslardı. Onların hazırladığı ve bır TRT ile ilgili «aklanmama» kararını görüşmeye olanak zamantar yıldırımları çeken haber biıltenleri, gtıncel bulsa, son sözü söyleyecek ve 1967, 19(8, 1970 ve 1971 programlar ve açık oturumlar bu Komisyon'da unutulyıllarındaki TRT harcamalarını ve işlemlerini ya akladu. Daha doğ'usu, bu gibi yayımlarla ilgili olarak 12 yacak ya da karalayaeaktı. Bu b«s yılın durumu ne ol mart anlaymnın yaptığı suçlamalar, ustalıklı manevralar du? Ekim 1973 tarihinden sonra konu Cumhuriyet Senala uç yönetim kurulu uyesine yüklendi. El altından veri 12 mart muhtıraıının verilisinden hemen sonraki m ı yıs ayı başında toplanan Karma Komisyon TRT konusunu gunlerre geç saatlere dek inrelemisti. Oysa dsha önceki yıllarda TRT bu Komisyonu ancak bir iki gun mes gul ederdi. Üstelik mayıs 1971'de toplanan Komisyon'un bir önceki TRT yonetimini ele alması gereklyordu. Fakat 12 mart sırasında işbasında bulunan TRT yönetiml boy hedefi olarak serilmisti. Haitâ tum hiicumlar da bu yönetim içinde yürütm» yetkisi bulunmayan üç yönetim kurulu üyesine ve alt kademedeki bazı yöneticibra va programcılara yapıldı. Okan Uysaler TRT ll'ye alındı Spor Stüdyosu elemanlanndan TV yönetmeni Okan üysaler, TRT II Radyosu Haber Servısıne, Zafer Cilasun'dan boşalan yere atandı. Başarılı bir televızyoncu olan ve bu konuda Almanya'da uzun sure egitim gören Uysaler'in, televızyondan alınıp radyoya verilmesinin sebebi anlaşüamadı ve atama oldukça garip karşılandı. Spor Stüdyosu yönetmenliğini şimdi Mustafa Genç yapacak. UÇAK ARACIUĞI İLE TV YAYINI HENÜZ PROJE HALİNDE Televizyon Daire Başkanı Fahrettin Işıkçı, TV'nin ıkinci kanal yayınlarına başlayacafı ve bu yayınlann uçaklar aracılığı ile bütün yurda yayılacağı şeklin dekı haberlerde geniş abartma payı bulunduğunu söyledi. Işıkçı «Bir defa ikinci kanal diye birşey henüz söz konusu değil. Uçak olayı henüz proje safhasında. Düşündüklerim gerçekleşir, özetle, evdeki hesap çarşıya uyarsa, tüm yurda yayınlan uçaklarla yansıtabiliriz. TRT'nin elindeki teknik ve personel olanaklan henüz ikinci kanalı gerçekleştirmeğe yeterli degil. önce tam doyurucu bir birinci kanal yasinı gerçekleştirelim.» dedi. TV yaymlannın uçaklara konulacak kuvvetlendırici ve yansıtıcıları ile tüm yurdu kapsayan bir alana yayılması, Fahrettin Işıkçının kendi fıkri. «Uzay uyduları ile yaym nakledıliyor da, uçakla niye edilmiyor?» sorusundan yola çıktığını açıklayan Işıkçı «Bu sorunun en doğru yanıtını, deney verebilirdl. Bunun içın, küçuk bır uçakla 5 bın metre yükseklikte bir deney yapmak yeterliydi. Oçagı bulabılirdim, ama bu uçağa monte edilecek TV vericisini bulmak kolay değildi. Almanya'ya gittiğimde aradım. Ne yapacağımı soran Alman dostlarıma da plânımı anlattım. Gecen hafta duydum ki, adamlar bizim projeyi helikopterle denemek için çalışmalara başlamışlar. O zaman hatamı anladım. Simdi vakit geçirmeden deneye girmemiz gerekiyor.» dedt Işıkçı, simdi Türkiye'nin çok küçük bir bölümüne linkler ve röle istasyonlan ile yayın götürüldügünü. bu bölgelerde bile, yaymın ancak anten çevresinde rahat izlendiğinı, anlattı. Televizyon dalgalannın iki özelliSi vardı. Bir defa antenlerin birbirini görmesi gerekiyordu. Araya dağ, tepe gibi bir engel girdi mi dalga bu engeli aşamıyordu. İkincisi, engel olmasa bile, belirli bir uzakhktan öteye gidemiyordu, çünkü toprak tarafından emiliyordu. Bu yüzden TV ara istasyonlan gerektiriyor, bu istasyonlar da dag tepelerine yapılıyor, linkler birbirine baglamyordu. Işıkçı, tüm Türkiye'ye yayın gö türecek ara istasyonlarının sayısmın en az 150 olması gerektiğini, bunları birbinne bağlayacak linklerle birlikte milyarlara varan bir yatırım gerektiğini. en azından da 10 15 yıla ihtiyaç bulunduğunu anlattı. Bır de bu istasyonlarda görevli personelm giderleri vardı kı, bugünkü durumda ayda 10 milyona yakındı. Tüm Türkiye'de yapıiacak yayında sadece gerekli personelin maaşları 100 milyonlan aşacaktı. Ucak projesı gerçeklestiğinde kı Işıkçı 15 bin metrede uçacak üç uçağa konacak ara istasyonlan ile tüm Türkıye'nin yayın alabılecegini söylüyordu tum bu işler. çok küçük tesis ve personel masrafı ıle karşılanacajjtı. Uç uçak ve her uçakta 10'ar kişilik ekiple işin yürümesi mümkün olacaktı. Işıkçı «Başarırsak zamandan ve paradan tasarrufumuz ölçüsuz olacaktır» Karga'yı Uçurdular.. Bu haftaki yazımızda, sıze TV'de son zatnanların en güzel filmini izlemenizi tavsıyeye hazırlamyorduk. Ama, Avrupa Uluslar Kupası Üçüncülük maçı, Karga'yı programdan uçurdu. Bu nefıs Fransız filmınm ekrana ne zaman geleceği belli değil. Hafta boyu iki yerlı fılm izlejeceğız. Salı gecesi Nejat Saydam'ın iddıasız, ticarı yönü yüksek, bu sebeble sıkılmadan seyredılecek bır salon komedisi var: Gönül Avcısı. Belgın Doruk şımarık milyoner torunu, Göksel Arsoy da, kızın dedesi, kendi patronu sevimlı ıhtıyar tarafından onu izlemekle görevli genç muhabır. Sonrası bildiğiniz gibi.. Süreyya Dunı'nun Külkedısı adlı masah daha önce gece yarısı yayınlanınfa çok sevmmış «Iyı ki çocuklarımız bu çirkinlıği görmedi. Yoksa artık ma sal dinlemekten bıle zevk almazlardı» diye düşunmüştük. TRT aksı kamda olmah. «Çocuklar seyrederr.edi» diye bu hatta yeniden yayınlıyor. Zevksız dekor ve kostumler, bascrısız oyuncular, sevimsiz cüceler ve anneannem sıbı konuşan «Çocuk» yıldjz Zeynep Değirmpncioğlu'ndan rol ve ahkâm kesmeler. Pazar sabahı füm Ciitnıeclen televızyonunuzu açmayın saittn. Peyami Safa anılıyor Yunus Nadi"yi «Cumhurlyefin reklamı olmasın» diye anmaktan cayan televızyon bu hafta, ölüm yıldönümünde Peyami Safa'yı anlatan bir programı ekrana getiriyor. Para kazanmak içın yazdığı Cingöz Recaı örneğl kitaplara Server Bedi diye imza atan bir zarnanlann ünlü yazan, çarşamba gecesi «Yasayan Edebiyat» adlı programın konusu olacak. Hayatı, sanaü ve eserleri tanıtüacak. Biz Bize Tiyatro Şubesi'nin Gürol Gökçe dovTinden kalma dızisi, nihayet tamamlandı. Ergun Uçucu'nun metni, Ferdi Merter'ın yönetimi ıle, üç bölüm halüıde ekrana gelecek. Konu ulusal mizahımızı ölümcüz tıplerı ile tanıtmak, öykülerinden bazılan nı, güncelleştırmek. Sunuş adlı ilk bölümde, Ergun Uçucu, Ttrol Kardeseci, Suha Tuna, Turgut Sangöl, Alev Sezer, Şükrü Üstün ıle birlikte, geçenlerde kaybettiğimız değerli sanatçı Ahmet Demirel de rol alıyor Umarız televizyon. kendilerıne çok hizmeti gecen Demirel'i de, programdan önce birkaç kelime ile anma gereğini duyar. TRT'deki sağ deney ve yabancılaşma dönemi Türklye'de seylrci TV'ye karsı belli bir yabancılaşma döneminin içine girdi. Bir <yıldırım aşkı» gibi başlayıp bir tutku biçiminde gelişen bu ilişkinin şimdi belii bir durulma, soğuma donemine girmesi gerekliydi, kaçınıl mazdı, üstelik yararlıydı da... Türkiye'de yaygın kamucyu istatistiklerl yok gerçi... Bu açıdan bu kopuşun hacmini saptamak olanaksız... Ancak ben yakın ve uzak çevremde bu kopuşu kesin olarak gcrüyor ve bunu genellestirmekle yanılmadığımı sanıyorum. Halk kitlelerinin TV'den bu belli kopuşunu bir veya birkaç nedenle açıklamak kolay değil. Her ülkede olageldiği üzere TV'ye alışma, programların ilk çekiciliğjni yitirmesi, mevsim dönümleri gibi nadenler kuskusuz bizde de geçerli. Ancak, TRT'nin şu andaki özel durumunun da bunda etkisl olduğunu varsaymak aşırı iyimserlik olmaz kuşkusuı... Cumhuriyet tarihimizin en gerici iktidarını yaşadığımıı su günlerde, TRT'nin tam anlamtyla sağın, hem en sağın en çağdışının, yanl ırkçı/fasist yönsemeleri belirgin kanadının yönetimi ne, bu kanadla dolaysız bir lliski içinde bulunan bir ekibin eline geçtiği biliniyor. CHP/MSP koalisyonu zamanında İsmail Cem yönetiminin, etkileri bugiın de süren ba2i yanlış adımları da içermekle birlikte, genel olarak halka dönük bir yayım politikası izlemesiyle başlayan bu seriivenin, Yalçırttaş asamasından sonra bugün Karataş TV'si haline nasıl geldiğini hep birlikt» izledik. Ancak, devrimci ve ilerici giirler, TRT gibi etkili bir kurumun bu halinden yaktnmada ne denll haklı olsalar da, bu olumsuzluğun içinde taşıdığı olumlu yani görmezlikten gelemezler: 1) Bir kez, TRT'nin sağın en asırı kanadının eline gecmesi ve bır geçişten berl sürdürdüğü yaym anlayışı, bir şeyi göstermiştir: Sağcı bir TRT'nin nerelere dek gidebileceğinin sınırlarını... Bu sınırlar, iyice düşünüldüğünde, hiç de öyle korkulacak boyutlara erişmemiştir, erişememiştir. fcvet, bir İslâm Konferansı doIdyısıyla bir «dinsel T R T J imajı yaratılmısttr. Ama bu sürekli olamazdı. Olamamıştır. Karataş'ın <dış siyaseta mütevazi yardımlarımıı» dive nitelediği, Türk ulusunun gerçek çıkarlarına olduğu gibi, Dışişlerimizin güncel politikasına da aykırı bir haber anlayışı, birkaç diplomatik yanlısa (ve bunların yolaçtığı diplomalik çıkışlara) ve Dışişlerimizin korkulu dakikalarına malolmustur yalnızca... Antikomünizm üstüne kurulu bir koalisyon iktidarı döneminde birbirini izleyen komünist ülke liderlerinin ziyaretleri, Karataş'ı Ister istemoz <dış tiyasetimize mütevazi yardımlarıına bir çeki düzen, bir ciddilik vermeğe zorlamış olsa gerektir. Sağın liderlerl birbiri ardında ekranda arzı endam ettirilmektedir; ama arada Ecevit'in de gösterilmesine ve ülke sorunları üstüne görüşlerinl söylemesine, ikfidarı eleştirmesine mani olunamamıştır. Bazı haberlere mal bulmuş mağribl gibi sarılmak, gerçeklerl kamuoyundan tam anlamıyla saklamağa yetmomiştir. Son örnekte olduğu gibi, Cumhurbaşkanının 27 Mayıs komışmasını eteştlrdiğl bildlrilen öğretim üyelerinin bildirisinden, daha imzaları bile belli değilken sözetmek, TRT'yi bunu İzleyen günlerde Cumhurbaşkanının s6z Atüla DORSAY konusu konuşmasını yürekten desteklediklerini açıklayan üniversite senatoları bildirıı.rinı de duyurmaktan kurtaramamıştır. Ktsacası, bir MC iktidarı altında bile, va özerkliği 12 Mart sonrasında rotıış edilmiş bir TRT'de bile, yapıiacak olan şeyler sınırlıdır. Toplumun geldiği nokta ile, toplumdaki oluşumların kalın çizgileri ile, TRT dışındaki yayım organlarının, bir kısım basının 1976 Türkiyesinde taşıdığı ve topluma ulaştırdığı bilinçle sınırlıdır. Bu sınırı, bir Karataş yönetiml bile ancak belii bir yere dek asabilmektedir. Daha ötelere, kuskusuz özlendiği halde, gidilememektedir. tDikensiz gül bahçeleri» kurmak, 1950'lerin TUrkiyesinde kalmış bir özlemdir artık... 2) Diğer yandan, sağın kendi kadrosunu getirmek, ilerici duşunceyi ekranlardan tamamen dışarı itmek çabası da, programlardaki şaşırtıcı yozlaşmayı, sığlığı doğurarak son denli yararlı olmuştur. Çünkü sağın yaratıcı gücünün ne denli kısıtlı olduğunu göstermiştir. (Devanıı 9. Sayfada) Klasik Müzik Geçen haftalarda, ömurlerinde klasik müzik dmîememişlen bile ekran önüne çivileyen bir yapıt izlemiştik. Viyana'dan gelen Yılbaşı konseri. Ne var ki, bu konseri Almsnların ZDF televızyonu yeniden ele alıp, TV Programı haline getırmiş ve doyumsuzluğu sağlamıştı. Hele Strauss'un Mavi Tuna Valisi bölümünü izlerken, nefesimizi bile kesmiştik.. Bu pazar yıne Mavı Tuna Valisi var. Merak etmeyin, bizım müzısyenlerımiz, Viyanalılardan aşağı kalır değiller.. Ama programcılarımız iki Mavi Tuna Valısinı bir karşılaştırsınlar da, küçük bır uygulamalı TV Klâsık Müzik Programı Nasıl Yapılır?» dersi alsmlar, olur mu? Hafte içinde dikkati çeken iki müzik programından biri bu pece. Amların Müziği bıtiyor. Ati la İlhan son toölümde, daha öncekilerdsn seçmelpri ekrana getiriyor. Cumartesi gecesi de, TRT kendi yıldızı Semiha Yankı'ya iki yıl sonra nıhaye*
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle