Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 aıztuı \nt plsefelerfn arkasmda lnanç nltellğinde rtrsa yımlar bulabıhrız Yunan felsefesı varlığa, varlığın kosmos (dUzenlı) olduğuna ınanmıştı. Oıtaçağ Felsefesı Tanrıya, yaradılışm onun elınden çıktığma, kutsal kıtaplarda Tanrının kendısıni msana açtığma uıanmıştı Yenıçağ Felsefesıyse insana ınanır; Ortaçağın bekleyıp durduğu tannsal duzenı, yeryuzunde msanoğlunun kendıshım gerçekleştıreceğıne guvenır. Yırmıncı yuzyıl felsefesı, Renaıssance'tan berı bağlanılan bu ınancı bır yandan sonuna de ğın goturmevı denemış, ancak obtır yandan ınan cın dayandığı temellenn sarsıldığını gormustur. Bu da bır bunalım yaratmıştır. Geçen hafra 87 yasında olen Alman fılozo fu Martın Heıaegger, boyle bır ortam ıçerısınde feîsefesım gelıştırmıştır. Bu felsefede ıkı dunya savaşı arasındakı donemın metafızıgını bu» lanlar var. Bunalımın kaynağı, insana ınanmanm sarsıl ınssı olduğu ıçın, Heıdegger felsefesınde ınsan sorunundan yola çıkar. Bılmek ıstedığı ınsan gerçeğının ne olduğu, insanm varlık ıçerisındekı yer ve anlamının ne olabıleceğidır. Felsefenın ta başlarmdan berı sürup gelen bu soruyu Heıdegger bellı bır açıdan ele alır «Insan gerçeğı» derken ınsanm cvaroluş»unu (Exıstenz, Daseım, başka bır dejışle yaşamım ınsan göz bnunde bulundurur; dolayısıyla Soren Kıerkegeard'ın O813 1855) bsşlattığı çıgır ıçınde yer ahr insanm varoluşunu felsefenın bundan oncelerınde bulamavacağımız bakımlardan ınceleyen «Yaroluş Felsefesı» adındaki bu çığınn Mar tın Heıdegger en buyuk oncü ve onderlerınden bırı olacaktır F OLAYLAR VE GÖRÜŞLER İNSANIN GERÇEKLİGÎ Macit GÖKBERK (Felsefe Profesorü) dekl Frefburg Cniversitesinde çalışmarı yejlemıştir Freiburg yamaçlanndan bınndekı ıçınde yasadıgı pek sade doşenmış ahşap barakasında semınerler de yaparmış. Genç yaşlarmda seminerden sonra oğrencılerıyle bırlıkte kayak da kayarmıs. Kayağın ıyı ustasıymış bu konuda ders bıle vermış. Gorunus ve davranıslarıyla oy lesıne bolgesımn msanıymış kı, bır soylentıye gore, Vıyanalı bır felsefe profesorü, Heıdegger üzerıne verdığı bır konferanstan sonra «konuşmam açıktı herhalde, çünku. on sırada oturan bir koylu. anlayışlı bakışlarla dınledı beni hep» demış Konuşmacının «koylu» dedığı d« Heıdegger ımış Bu yoreye doğaya baglılığı, bu gıbı baglantılara değer veren Nasyonal Sosyalistlerin romantızmını de, kısa bır sure ıçın de olsa, ona sevımlı buldurmuş olabılır. Ama bu yttzden savaş bıtmce kursusünden olmuştur. Ancak, varolusçuluğun dunya olçusunde yay gınlaştığı bu savaş sonrası yıllarda Heıdegger'ın etkısı de çok bu>uk olmuştur. O sıralarda onunla felsefede yenı bır donemın başladığına ınananlar, onu felsefenın mesıhı sayanlar var. 19501952 yıllarında Istanbul Üniversitesl Felsefe Bölümunde oğretımde bulunan Profesor Heınz Heımsoeth, Heıdegger'ın, özellıkle gençler uzerlnde. boylesıne ezıcı bır etkısı olmasına üzulurdu. Turlü goruşler arasında bır tartışma oiması gereken felsefenın ozüne aykırı, Alman felsefesınm sağlıklı gelışmesı bakımından sakmcalı bulurdu bu tek yonlu etkılenmeyı. Yme Istanbul Unıversıtesı Felsefe Bolumün de uzun yıllar (19361948) çalışmış olan Profesor Ernst von Aster, Heıdegger'ın dılınden yakımrdı. «Ben bır Alman felsefecısıyım; Heıdegger'ın ne demek ıstedığını bır türlii anlayamıyorum» derdl Von Aster gibi düşünenler pelt çok Gerçekten de. Heıdegger ın, oz Almanca koklerden kendısinm turettığı ya da gurüuk dılden aktardığı bırçok yenı terım ve sozden oluşan pek kendısıne ozgu, dolayısıyla arüasılması hıç de kolay olmayan bır dılı var. 1950'lerın son larında Dusseldorf'un çok unlu bır edebi kabaresınde kom(m)ode gorduğum numaralardan btrı, Heıdegger'ın dılıne takılmaya aynlmısü. Varoluşun, vanf insan yaşamının gerçeği ne' Bu soruya Heıdegger'm bulduğu vanıtı, burada ancak bır yonuyle, felsefesmın unu yaygın bır kavramı uzerınde gostermeye çahşalım: Heidegger'e göre «lnsanın varoluşunu belırleven Usadır fSorge).. (Sorge Kaygı, korku, üzuntü den başka, bırisıne, bir şeye ilgi, özen gostermeyı kapsavan blr sozcuk) Çevremdekı nesneler, msanlar içın tasalanırım, onlnra ılgı duyar, tasa ederım kendıme onlan. Ancak, her zaman olmaz bu Gunluk yaşamımda sıradan yaşayışta tasa5T varoluşumun temel belırlenımı yapmam. Başkaları nasıl yaşıyorsa, ben de oyle yasarım; başkalan ne \apıyorlar ya da ne yapmıyorlarsa, ben de onu yapar ya da yapmam. Heıdegger'e gore bu «gunluk, sıradan varoluş»ta herkes gıbı şoyle ya da boyle düşunulur, şöyle ya da böyle davranılır. Ancak, bu durumda ınsan, kendı özgür ve sorumlu kararlanyla davranmaz; billnmeyen, sealmeyen o «herkes» tarafından suruklenıp yonetılır. Bu '<her kes>'in ortaklıgında bıreyın ozellıgı daralm'ştır; gorünroeyen, ama karsı ria durulamayan bır gucun zoru altında Insan, otPkı msanlarla bır bıçımde olmuscur; o, artık kendısı değıldır, onda yasayan «herkes»tır. Burada Heiddegger, gu nümüeün basa çıkılamayan, dolayısıvla, bunal* ma yal acan olaylanndan birmı, yıgınlasmayı yanı herkesm bır bıçımde, bır hızada olması ola yını kendı dıhyle anlatıyor Buysa, Heıdegger'e gore, msan ıçm gerçek olmayan bır varoluştur. Onun ıçın Heıdegger, bu durunvia «gerçek varoluşuma buîmaya kendımı çağırmalıyım» dıyor. Bu da ona gore, 'dcendımden dnde vurumekie», orellıkle de «ölume kendmden onde yürumekjtle olur. İki Yalan! Yaşayışın TemeÜ însan yaşamının temeiı saydıjı bn «tasa» 40layısıyja Tîeıdegser, «ziman'ı olus» ve buna bağlı olan «'arıhsel oluş» sorununu da ele alır «Tasa a larak varoluş, zamanla oluş ıle beiırlenmıştır», • ramanla olma ancak varoluş açısından anlaşıla bılır» •Ben, planlarımla, ta«arladıklarımla» dıyor HPidegger, <<nep kendımden ılerdeyım, gdpcekteyım Tasa da, zaten gelecekle llgili bir tasarıdır. Ama, ben boyle hep kendımden ılerde, gelecektejken geçmıştekı kendıme de donrnuş, geçmışım dekı kendımı de yınel?mış olmam Anca<c kendımden ılerde ve kendıme donmuş olursam, boyle olursam, şımdı de kend:mı bır şey ıçın ortaya koyabüırım. Bızı gerçsk varoluşumuza ulastıracak olan «olume kendımden onde yurumek» ıste boyle bır zaman japısı ıçensmde bır anlam kazamr. Gunluk jaşayıs, eamanı, nesnel bır zaman aralıgı dı\e anlar örneğın 70 yıl yasamak eıbı \e burada olum de «ılerde herbangı bır zaman noktasında yasama sona erece'^ » dıye aiılışılır «Henuz gelmpmış oten bu ,ıanan nokfsına daha çok vakıt var» dıye de rahat edılır Gerçek varoluşsa, olüm'e hep gö/go?edır ona doğru kendınden hep ılerdedır; kendisme hep «her 3n olebılınmr demektedır Jşte varoluş butünüyle kendıni olum bakımırdan anlamakîa gerçeklıjını kazanmış olur. O zaman da, varlıgının temeli olan tasayı, bıle bıle, ısteye ısteye ber.ımsemeve kendısıni çağırır Kendısıni buna çagınr; çunku, varoluş, asl'nda bolıık porçükHır; nesnel bır varlık gıbı kapalı, butünluk değıldır Ama. ışte bundan dolayıcur kı, kendısmı bır bırlık olorak deılejıp toparlamak ona bır odev olarak verılmıstır Bu odev de, tasasızlık ıçensmde kendımı yitirmemekle, kendimı edılgın bır vaşamaya bırakmamakla bütün yaptık!ann.a damgasını vumn bır kararlıolusu benımsemekle yerıne getırebılır. Gjrulujor kı, Heıdrgger ıçın ırsan yaşamının butunluğü, kapalılığı yok. Tasa eksenı uzennde donen bu yasamın, altında guvenle barınaca*ı blr damı yck. Bütun bunlar da, ınsanın gerçeğiyle, öziiyle Ugıli. A Varoluş Felsefesi özellıkle tkıncl Dunya Sarasından hemen sonra Fransa'da pek tutulmuş, Fransız edebıyatına da yansıması yüzünden bzellıkle yazar fılozof Jean Paul Sartre aracılığıyla butun dunyaya yayılmış, bundan 1520 yıl oncesıne kadar genış aydın çevrelennın moda felsefesı olmuştur. Ikıncı Dünya Savaşından once bır aralık Berlın'de bulunan ve burada Heıdegger'ın duşuncelerıyle tamşan Sartre, Heıdegger'e olan ılgı ve bağlantısını yadsımış değıldır. Göfgesinin însanı Heıdegger, Almanya'run Fransa ve îsviçreyle sınırdaş olan guney batısında Kara Orman (Schwarzwald) bolgesındendır. Hemen hemen bütun yaşamı bo>runca bu bolgede oturmuş, sık ormanlı bu dağlık çevrenln msanı olarak da kalmıştır. BUyuk kentlerin gürultü ve sinırhlığl nı sevmedığınden, ıki kez çağrıldığı Berlın Unı•ersıtestne gıtmemış, Kara Ormanlann eteklenn Eski Çamlar Bile Kalmadı., OKTAY AKBAL Evet Hayır TRAFİK KAZASINDAN SONRA Karayollanmıı tteerlnde, rek yogunlaşan trafık akımı bır çok trafık kazalarının oluşmasına yol açıyor. ölulenmızın «rkasmdan ağlıyoruz. «Ecelı burdaymış», «Ömru bu kadarmış», «Acı çekmeden olmüs» deyıp geçecek mıyız'' Yaralanan ve sakat kalanların arkasmdan, «olumden dondü», «mucıze kablhnden hayatta kaldı», «buna da şukur» deyıp geçuştırecek mıyız' Geride kalan, anasız babasız çocukların gelecegı ne olacak9 Yetımhanede mı yoksa amca teyze koltuğunda mı kalacaklar? Işı ıle gucu ıle aılesı ile yoğrulan genç adamın uçup g:den bır ayağının, kolunun, aklının ve dengesının, tum hayallennm yıtıklığı boyJeoe kalıp gıdecek mı? Bır trafık kazasından sonra kusurluları arıyoruz. Turlu trajedılerı sergıleyen trafık kazasım oluşturan nedenlen anyoruz. Bir taraftan olulerın tamlıklerının tespıtıne çalışılıyor. Daha sonra, olenlerın yakınlan, olunun sahıplerı araştırılıyor, başka ıllerden, ılçelerden, koylerden. Gözlerı yaşlı msanlar gelıyor, ağ laşıyorlar. ölunun koyune, ılçes:ne taşmması suruyor. Sonra seramonıler. Kazanın oluşu anlatılıyor. Herkes bır şey soyluyor. Nasıl olmuş, nasıl olmus. Yıllarca evınden çıkamıyarak. ızdırabı ıle yoğrulan adam, koltuk değneklerı ıle evınden çıkarken, geleceğmı duşunuyor. Traflk kazası sırasında, ıçensınde yaralandığı, sakat kaldığı otobüsu veya dığer tasıtı arıyor. Sorumlulan arıj'or. Aracın plaka numarası ıle bağlı bulunduğu Trafık Şube Mudurlufune gıdıyor. Burada kgndısıne, aracın malıkı (A) diyorlar. Tazmınatını fA)'dan alacağını dtişünuvor. (A)'ya karşı dava açıyor. Yıllar sonra aracın sekız yıl once (A)'ya aıt olduğunu, kaza sırasında ise aracın (B) ye aıt oîdugunu o*renıyor. Bu kez tazmınatını (B)'den ıstıyor. (B)'nın ıse kazadan sonra, aracını (C)'ye devretmış olduğunu \e butun mal varlığım da baskalarma devretmış olduğunu oğrenıyor. Çaresız, Arıyor, soruyor, gıdıyorgehyor, elı boş, kalbı kırık kaderı ıle başbaşa kalıyor. Keza, araç şofoninun Almanya"ya çalışmaya gıttığmı oğrenıyor. Ya da, oncekı adresınde. boyle bır kımsemn bulunmadığını ve İ stanbiılspor tçüncü Profesyonel tig'de başa eureşiyor: Isparta'nın da kırk puanı var, bem de a\erajı daha i\ı. Şu işe bak. koskoca Istanbulspor tkinci Lig'de de tutunamamış, tçuncü Lig'e düşmüs. Karşnaka da hemen arkasında otuzaltı puanla . Uçünciı Lig'in bejaı grubunda tanıdık başka adlar: Kasunpaşa, Adalet, SiUeymaniye . Yıllarca Istanbul Birincl Llgirıde adı geçmiş takunlar. Hele anılarımda ;er etmiş Sülevmaniye . Lçüncü LJgin kırmızı grubunda da eski tanışlara rastlıyorum: Karagümrük, Anadolu . «Nerde bıldır yağan kar çimdi» demiş ortaçağın ozanı Villon .. Nerde, o e«ki çunler, nerde! Vefa, Beykoz. Sanyer tkinci Profesyonel Lig"de kaç jıldır boğuşmaktalar. İste Ankaragücü de Profcsvonel Lig'e A1İ3haısmarladık dedi. Ankara'dan tek takım kalmadı Profesvonel Iig'de! Nerde Gençlerbirliği, Muhafızgüciı, Demirspor \ b 'Ier . Bittl büyük kentlerin egemeniigi, bittl birsevler, birçok (eyler bittl, bitlyor. Bitecek daha da . Klsi tlalsa yıllar süren bir uyknya. Sonra btr gSzlertnl açsa .. Şa«ıınp kalmaz mı, burası benim uykuya daldığım ülke mi. denıez mi? Anadolu kentleri, kasabalart, kö\lerijle a>aklanmıs yurüyor. Nereye? Şimdilik yiırö>or. Gözünün krstiği jere . Bir kendini bulsa, bir amacının ne olduğunu anlasa, bir derlenip toparlansa, bir yanıigüardan kurtulsa, o zaman olumlu >nnde ilerleyecek dev adımlarıvle . Klms' karşuına çıkamavacak, kendi elijle yaratacak kendi geleceğini, Türkçesi kendl yaıfisını kendisi yazacak... Trabzonspor'un Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş rtM yanm yfizyıla aşkın ünlü kulupleri arkada bırakması; birbiri ardına kupaları toparlaması; Istanbul, Ankara, tzmir takımlarının ardı ardına küme düşmesi; Anadolu'nun Güneyinden, Doğusundan, Batısından, Kuzeyinden kasaba, kent takınılannın durmaksızın donığa doğru tırmanmaları bize birşevleri anlatmalı artık. Yalıuz futbolda değil, yaşamın her alanında . Eski çamlar bardak oldu! Büyük kent cfemcnlikleri sona erdi. Ticarette, sanavide taşra anamalı (kapitali) ağıriığını dınurmaya başladı. Bir takım veni partilerde süçlerini toparladılar. Bövle partileri Meclis'e kalabalık gruplar haünde soktuiar. Büyük kent anamalcılannı destekleyen, tutan jığın partilerini ele (Seçiremeyince kendlleri kurdular bn partileri. AP MSP çatışmasuun temelinde yatan budur. Tâ Odalar Birliğindeki koltuk çekişmesiyle ba$U;an büyük kent kuçiık kent anamalcılantun çıkar ka\gasıdır bu .. Bir şeyi ivice saptamalı. îriliufaklı anamalcılarunız kendl çıkarlannuı bilincine vardılar. Büyük anamalcüara uydu olmaktan kurtardılar kendilerini, «biz de vanz varışta» dediler. Anamalcılık, bızde garip bir şeydir. Ancık parası, yatırımı. kısac* minicik bir ış veri. bir dükkânı olan kisi, kendini anamalcı sayar, anamalcılığın bas savunucusu kesilir. Bu yolda en bııyıik ijlere kalkışır. Çeyrek yüzyıidır işbaşına gelen partiler (DP'den AP'ye, bugünkü MC'ye dek, hatta CHP MSP ortaklığı) açıkföz, becerikli, iş çeviren insanlarımız da yalnız kendini dusünüp, başkalaruu ezme egilimini heslediler, güçlendirdiler. Şimdi kırk mihonu aşkın Türkiye'de eline bir iki >üz bin lira geçirip bunu kısa zamanda bir kac milyona cıkarmak he\eslisi insanlar on binler, yuz binlerle Her mahallede bir mihoner yaratmak politikasının doğal sonucn! . Gelecek yUlarda Beslkta? da küme düşer, Galatasaray da, Fenerbahçe de Mersin'ler, Adanalar, Trabzon'lar, Konva'lar, Bursa'lar. Eskişehir'ler anamalcılığının vençi simçeleri, basan Bimgelen olarak gelİMrler, yücellrler. Her • ıl veniieri katılır on> lara . Halkımız da bol bol alkışlar, bağırır. çağırır. Biiviik coğunluk işin uçup giden heyecanını tadar stadlarda, TV önlerinde, rad>o başlannda Bizim takım yaman mı vaman. Istanbul'u, Ankara'yı dize çetirdik! dhe ö\unerek Buvuk kenı anamalcüanna karşı küçük kent anamalcıları giderek üstünluklerini kabul ettirdikleri gibi, «taşra» dediğimiz kuçük kentler halkmın parasal desteğine davanaıı futbol takımları da başandan başarıya koşar. Ama bundan hais tığınUn ne kazanır? Kimin karnı dovar, kim iş rtç bulur, kimın vannı sajlama alınır? H:c birinin . O küme düşen büyük kent takımları \ar va, Istanbulspor, Vefa, Karsıvaka, Gençlerbirlifi, Beykoz, Kasımpaşa, Karagıimrük, Ferikoj, Anadolu, Suleymanjye, Ankaragucu Ç°pı Binnci Profesyonel lisre bir daha dönemez, belki de hıç biri Meydan bos degil artık. Değlşti Işler, çok defisti. Eski çamlar . bile kalmadı bardak olacak .. BİR ARACIN GERÇEK MALİKİNİN KİM OLDUÖUNU DEVIET TARAFINDAN TUTULAN TRAFIK SİCİLİ YANSITMADIĞINDAN KA2AYA UGRAYAN YARALI, SAKAT VEYA YETİM, DULUN DIGI 2ARAR GIDERİLEMEMEKTEDIR. Ali Arman OKAN «semti meçhule ırittiğini» öğrenlyor. Buyük bır çoğunlukla, bır trafık kazaundan sonra. kazaya uğrayan kışınm geleceğıne aıt çızgılenen yaşantısı budur. Bu boyle surup gıdecek mı? hak arama kuşkutu ve ne de «vu kat bulma kuşkusu içerisınde ka den ıle başbaşa bırakılamaz. Kisınm gerek hususı hukuk ftazmınat) yonunden ve gerekse ceza hukuku yonunden tum hak ve çıkarlannı onun sıgortası korumalı Ve^TJevTet bu düzerriemeyi getırmelidır. Kazaya karışanın sıgortası, giderek, onun ceza mahkemesi onünde savunmasını da yapmalı ve eğer onun olanaklan Mahkemece takdir edılen büyuk bır kefalet parasmı odemeye yetmıyorsa bunun sıgorta şırketı yerlne getırmelidır. Keza, trafık sıgortasını yapan sıgorta şırketı, kazaya karışana karşı daha doyurucu olmalı ve bu gıbı kara gunlerinde ona daha yakm daha fazla yardımcı olmalıdır. Kazadan sonra. yoksul kalan kımse, yanında bır sıgorta sırketı bulabılmelıdır. Onun haklarına sahıp çıkan bır sıgorta şırketı veya bır kurum olmalıdır. Onu kaderı ıle başbaşa bırakmamaUdır. AKU tlK«t!H Akla ılk gelen, aracın ve araçların sıgortası oluyor. Bu gunkü sıgorta mevzuatmda, mecburl trafık sıgortası bakımından, Mgorta şırketlerı ancak, bedeni zararları ıçın fölüm dahıl) en çok beş bın lıra, dığer zararlar jçın en ÇOK ıki bm lıra odemektedırler. Bır olunun arkasında yetımlerıne ve dul kalan eşıne veya yakınlarına beş bm lira gıbı bır mıktar bırakması, onun cenaze gıderlennl bıle karşılamaktan uzaktır. Bır trafık kazasından sonra, kışı, ne hak arama kuşgusu ve ne de avukat bulma kuşkusu ıçensınde kaden ıle başbaşa bırakılamaz Kışınm, gerek hususı hukuk (tazmmat) yonunden ve gerekse ceza hultuku yonunden tum hak ve çıkarlarını sıgorta şırketlerı korumalı ve kollamalı ve Devlet de bu düzenlemeyı getırmelidır. Bu nedenlerle Avrupa'da, trafık kazasından sonrakı trajedıler ıçın sıgortacılık son derece gelıştırılmıstır. Her araçda, oluşacak bır trafık kazasına karşı, sıgorta şırketlen tarafından peşınen verılmış, trafık kazası kartlan bulunmaktadır. Trafık kazasından sonra, taraflar bu kartlan doldurmakta, kazanın basıt krokısı, tarafların ısımlerı ve karşılıklı sigorta şırketlennın ısımlerı yazılıp doldurulduktan sonra, kazadan zarar goren kımsemn sıgorta şırketı ıle kazadan sorum lu olan kımsemn sıgorta şırketl karşı karşıya gelmektedır. Bır trafık kazasından sonra, kışı, ne g»l bir fona katkıda bulunmalan zorunlulufu getmlmelıdir. Bır trafık kazasından sonra gozlerınin yaşını, hastalarırun yarasını sılmekle ve sarmakla uğraşan kımselenn bu ugraşlarından yararlanan kımselenn bu eylemlenne izin ve tolerans verilmemelıdır. Trafık sıcıllerı araçların gerçek maliklenru bu gun ıçın yansıtmaktan uzaktır. Yerleşmış Yargıtay kararlanna gore, trafık sıcılınde araç malıkı olarak gonınen kımse, mutlaka o aracın malıkı değıldir. O halde o aracın malıkı kımdır? Bunu yoksul ve sakat kazazede mı arayacak, bulacaktır7 Bır aracın gerçek malıkının kım olduğunu, Devlet tarafından tutulan trafık sıcılı yansıt mıyorsa, kazaya uğrayan yarab, sakat veya yetim, dul, nasıl arayacak ve nasıl bulacak ve naaıl iateyecek uğradığı zaran? Getırılecek bır çozümle, butun bu sorumluluklann aracın trafık sıgortasını yapan sıgorta şirketine yüklenılmesi dUşünulebilır. An cak, sıgorta şırketlenne yuklenen bunca sorumluluk karşısında sıgortalanan aracın sıgorta polıçesı karşılığı araç sahıbi tarafından odenen sıgorta prıminın de elbette aynı mıktarda kalması du şünülemeı. Sigorta pnmleri arttırılmalıdır ve sorumluluklan (rısklen) karşılayacak duruma ge tınlmelıdır. Sıgorta şırketieruun ve Devletın trafık kazalanna karşı ılgi ve girişimlerı artmalıdır. Kazaya uğrayan, ne kazayı yapan şoforden ve ne de araç malıkmden tazmınat olarak herhangı bır şey talep veya odetme yapamasa bıle Devlet tarafından kuru lacak bır fon ıle asgari bır mıktar odeme yapılmahdır. Dâvâ aç mak ve tazmınatı karşı tarafa ö^ detme yolunda Mahkeme karan almak kadar onemlı olan bir konu da ışın ıcra yontemıdır. AUnan mahkeme karanna rağmen, karsı tarafın mal varlığına tesaduf edılemedığı takdırde mahkeme kararının odetme yeteneğı kal mamaktadır. Bu durumlarda, kazaya uğrayan, bu mahkeme kara nnın getırdağı sorumlulukları göğüsleyecek, karşılayacak bır kurumu karşısında bulabılmelıdır. Koynundakı mahkeme kararı ıle boynu bükuk. çaresız, yıllarca süren uğrasıdan sonra gene sefil ve yoksul Kalmamalıdır Ağızlarda sakız olan sosyal devlet kavramının getirdiğı anlamlardan, ^ionuçlardan bın de budur. alanmmn kulags kfipe sozlerl rar: öfke ile kalkan a» rar ile otunır Ketkin sirke küpüne zarar verir Izun siıren deneylerin imbiğinden geçmiştir bn »fi»1er; okumamış halk Tiğınlarında bir çeşit teoriyi »imjr»Ier. Pratikte bu teoriri gozeten köylüler arasından perçek bilgeler çıktığı çok görülmüştür. Ermlş gibidlrler onlar: dünya olayianna neredeyse biiimsel bir tutumla yakUsırlar. Gaziantep olaylanmn «büyük basınıtdaki resimleriiM baktıkça düfündüm: Acaba halk ne divor olan bitenlere? Çiiruk çârık. evlerin, eften püftcn damlann arasında tanklar, birlikler, telsizler; yoksul topraklarda «anarşıst oltılen» . 33 saatlik çatısma Canlannı yitiren polisler, Jandarmalar Büyük bir meydan muharebesi tibi sunnluvor olavlar halk yığınlanna Ovsa Anadolu bn «ribl catışmalara alışıktır. Acaba halkın lçinde bulunan ermlşler, önderler, yortuacular, <rün törmüsler, olaylan na»U jorıımluvorlar? Maşallah çok lyi yapmışlar .. Yok be afsın, sunun snraamda «tanlmıs bir dam! .. Mahalle olsa ne çıkar.' Çevirjrsin dört bir >anı. B«kier*<n. Sanıklar erjfeç acından teslim oiur. Ne jandarms fllür, ne poüs Muharebedr bazan durum böyle olmaz. Kumandan emir verir: Yirmi dort ssatte kar«tı tepeyi dö»man elinden alacaksinız diye . Çok adam harcanır, «m»; o muharebe! Ivi \a ylrmi bç naatt* işi bitinnişlfr İşi bitirmek marifet deftil; can kollamak marifet; • Dopu ve Batı dünvalan arasındaki yeni pnlitikanm adı «detant» vani yumusama . Çojîu zaman yumusamanın hem devletler arasında, bem devletin iç vönetiminde. geçcrli bir «.öntem olduğu saptanmıstır. Akıllı de\let adamian; hem dışa dönük. hem içe döniık ilişkUeri ve çelişkileri yumuşatan kişiler olarak simgeleniyor. Söz gelişi bir toplıım içinde sınıf çelişkileri nasıl >tımuşatılıp törpülenivor? Isçi haklarını taıuvarak; sendikacıhğa saygı duyarak Ama bir shasal iktidar cartcurt ederse: Bizim toplumda »ınıf dhe bir«jey yoktur; mlllet bir bütündur; mılleti bölmek isterenleri tepelenz; asans, keseriz, ayaklanmızın altında ezeriz. Akıllıca olmaz. Akıllıca olsa>dı. aklını pek beğendiğimiz ileri Batı ülkeleri zaten bu tür jonteml benimserlerdi. Bır evde, ya da üç e\de tezgâh kurmuş sanıkların ustune de tanklarla, toplarla, bazukalarU yfiriiriip ortalıfı kan revan içinde bırakmamn; sanH bir meydan sa>aşı varnuş flbi olayian pompalamanın yaran yoktur. Babıâli'nJn çok satışlı gazeteleri belirli kaynaklardan esinlenerek Dofu Anadolu'ds «Kurt ıhtılâlı» başlamış izlenimini yaratıyorlar. Neden? Sen ülkenin içinde «Sıkıyonetım ılân edeyım, ya da baskı kanunu çıkarayım» diye bef kisi ile çatısmayt be* bin kisilik iç savas çapında büyütürsen; kimin ekmeüne ?*& sürersin? Dan|t»l»klık parayla pulla değil. Mçin Dördüncü Ege ordusu kurmuşsan Batı'da? Dofu'd» yeni bir Cephe açılıyorsa Türk ulusunun haberi olsun; Devlet büyukleri olaylan serçek yonleriyle açıklasın. Ama bir eve nğınmıs beş kisiyle çatışmayı bunca şlslrmek ne töreneğimize yakısır, ne de varsa. akbmıza sığar! Fransa, Hollanda, Ingiltere, ve baskalannda bu tür çatışmalar olmuyor mu? Daha geçenlerde Hollanda'da koskoca treni ele geçirenlerle nasü basa çıkıldı? Nasıl sabırla uğraşıldı. Batı'da sUâhlı »iddet eylemleri nırüyor. Oteld NATO ordulan işe lansıyor mu? Sıkıyonetım ilin edlliyor mu? Baskı yaaalan çüurüıp demokrasiye pajdo» deniyor mu? Soruyorsun Cepheciye: Ekonomik durum nasıl? Çok iyi; kalkınıyoruz; «Böyuk TUrkiye» fUibjoruz; transferler gunü funüne yapüıyor; doviz darlıgı yok; hiçbir malın yokluğu söz konusu değll; paramız ftiçlü; gelecefimiz parlak Siyasal durum nasıl? Felâket! Kızıllar ülkemizi bdlecekler; •iyasal Uttkrar yok; devlet elden gidiyor; derletl k«rt»ralım; aolcuUr ortalıği karıştınyorUr... İkisi de yalan: Birincisi ekonomik yAUn; Hdncifi ctyasal yima. • A Ç I K O T U R U M III KADIN SORUNU VE KADIN ÖRGÜTLERİNİN ÎŞLEVLERi KATILANLAR: Gülçin ÇAYLIGiL EsatIŞIK Nünet ALKAN Nevzat ÜSTÜN Oya BAYDAR CÜVENCE VE YUKUMLULUKLER Trafık kazalannı önlemek, trafık kaza ekıplerınce karayollarında yapılacak kontroller, karayollan uzerinde gereklı düzenlemenın getınlmesı ve duşunulecek dığer koşullar yanında, bır trafık kazasından sonra getırılecek guvencelerın, araç suruculenne ve sahıplerıne vereceğı yukumluluklerle de mumkundur. Karayolları uzerınde aracı seyreden kımse, \eya aracı suren kımse, bır trafık kazasından sonra doğacak acı sonuçlara karşı nzkıni jnlklenmelıdır. Bu sorumluluk yalnız teonde kalmamalı, uygulama ıçm gereklı çozum ve garantıler getırılmelıdır. Gerekırse her araç sahıbının bır trafık kazasından sonra yoksul kalacak kımselere yardım yapılması ıçın kurulacak kamu 12*1978 cumanesi ifünu (bugıin) saat 15'de tstanbul Tabıp Odası Konferans SaJonu (îstanbul Erkek Lısesı karşısi Cağaloğlu) Dficenleyen : tLERlCt KADIVLAR DERNEĞt Cumhunyet: 5068 Istanbul Belediye Başkanlığından 1 Sanyer, Istinye otobus durağı arkasındakı umumi helânın işletılmesı ışı ayhk 600 lıralık muhammen bedel uzerınden ıkı sene müddetle ıhale olunacaktır. Ilk temınatı 1080 hradır. (Emlâk ve Istımlâk Mud. de) 2 Saraçnanebaş! Haşım Işcan geçıdındeki 37 numaralı dukkân ayhk 600 lıralık muhammen bedel uzerınden ıkı sene müddetle Ihale olunacaktır. Ilk temınatı 1080 liradır (Emlâk ve îstımlâk Müd. de) 3 Beyoğlu Belediye Şube Mudurluğu bınası dahilındekı kalorıfer daıresırun bulunduğu yerde, tuvaletm kullamlmayan kısmındakı kahve ocağı aylık 400 lıralık muhammen bedel uzerınden ıkı sene müddetle ıhale olunacaktır. Ilk temınatı 720 hradır. (Emlâk ve îstımlâk Mud. de) 4 Fatıh, Balat, Karabas mahallesı, Demırhisar sokağında 2836 ada, 34 parsel, 25 kapı numaralı dukkân aylık 300 lıralık muhammen bedel uzerınden ıkı sene muddetle ıhale olunacaktır. îlk temınatı 540 hradır (Emlâk ve İsbmlak Mud. de). 5 Şışk, Harbiye yeraltı tuvaletınm İki yü müddetle işlenlmesı ışı aylık 300 lıralık muhammen bedel üzennden ıhale olunacaktır. tlk temınatı 540 liradır. (Emlâk ve îstımlâk Müd. de). 6 Sanyer, Yenıkoy çarşısı ıçındekı umumi helâ, aylık 300 lıralık muhammen bedel uzerınden ıkı sene müddetle ıhale olunacaktır. Ilk temınatı 540 liradır. (Emlâk ve Istımlâk Müd. de) 7 Eyup Evlendırme Dairesı nıkâh salonunda fotoğ • raX çekme işi yıllık 2500 lıralık muhammen bedel üzennden ıkı yıl müddetle ıhale olunacaktır Ilk temınatı 375 liradır. (Emlâk ve îstımlâk Mud. de) 8 Ortakoy, Dereboju Belediye çarsısındakı umumi tuvalet aylık 100 lırahk muhammen bedel uzerınden ıkı sene müddetle ihale olunacaktır. Ilk temlnatı 180 liradır (Emlâk ve Istımlik Mud. de). Tahmın dedellen, kıraya verme, fotoğral çekme bedel ve surelen ıle ılk temınat mıktarlan yukarıda yazılı ışler 18 hazıran 1976 cuma günu saat u de Belediye Sarayında toplanan Eeledıve Encumenmde, açık arttırma sure'iyle şartnamelerı veçnıle avn avn ıhale olunacaktır Şartnamelen nizalarında vazılı Mudürlüklerde bedelsiz olarck gorülecek veva alınacaktır. tştırak etmek ısteyenierın ılk temınat makbuz veya Banka temınat mektuplarını. (7'ncı ış ıçm rtzel şartnamenın .TUncıl maddesı geregınce tnaleden en geç 7 gun evvel Basın Yayın ve Turi7iT) MudUrlüğune muracaatla alacakları lstirak oelgelerını) namılen muayyen gun ve saatte Beiedıje Encumemnue bulunmalan lâzımdır (Basın 17317) 5048 AT SEVEMERİN* ÖZLEMİN't ÇEKTİĞt GERÇEK YARIŞÇILIK DERGİSİ PTT IST. BÖLGE MÜDÜRLÜGÜNDEN DLI (&ANYAN \1 KdbVR BAHT KAZAMR KÎRAL1K BINA ARANMAKTADIR Üskudar ve Kadıkoy'den, Bostancıya kadar uzanan sahada posta dağıtım toplama merkezı olarak kullanılmak uzere asgari 1000 M2 sahalı ve otopark yerı bulunan bır bına kıralanacaktır. Uygun kıralık bması olanların teklıf mektuplarıyle bırlıkte engeç 1 8 1976 tarıhıne kadar PTT Istanbul Bolge Başmurluğü Emlâk Işlen Ser\ısıne (Telf. 26 58 45) muıacaatları rıca olunur. (Basın: 18109/5053) Türk Hava Yolları A.O. Genel Müdürlüğü'nden Bu Cuma'dan itibaren her haftr Cuma günleri 24 sayfa olarak çıkıyor. (Cumhunyet: 5055) DUYURU TURK HAVA YOLLARI A.O. ı Basın: 18dl8) 5045 İ.E.T.T. GENEL MÜDÜRLÜGÜNDEN 130 yaşını geçmemiş, askerlığını yapmış, hıçbır okulla ılışkisi bulunmayan Ortaokul ve Lıse mezunlan (Dengı okullar harıç) arasında 21 6.1976 Pazartesı gunu yapılacak yazılı ve sozlu ımtıhanla personel kanunu gereğınce ayiık verılmek suretıyle Deniz Kuvvetlerı Komutanliğı Sevlı Hidrogtafl ve Uslnografı Daıresi Başkaniıjından Rildirilmiftir Ortalilığımızda en az 10 yıl çalışmış Olup da, 25 yüını doldurarak emeklı olmuş personelımıze hızmet rozetı verılecektır Hızmet rozetme tıak kazanmış emeklı personelımızın; Türk Hava Yolları, Basın ve Halkla tlışkiler Müdurlügu, Cumhunyet Caddesi 189201 Harbıye Istanbul adresme, yaaçma adreslerın» bır an önce bıldırmelen saygıyla rıca olunur. Tahsildar ve Memur Alınacaktır 2 lsteklılenn 18 6.1976 Cuma guntl saat 17 ye kadar Işletmelenmir Özluk Işlen \e Sıcıl Müdurluğune nufus cuzdanı. dıploma re toır adet vesıkalık fotoğrafla muraca atları duyurulur. DENiZCiLERE 70 SAYILI BiLDiRî ISTANBUL • HAYDARPAŞA LIMANI Haydarpaşa Harem önünU Kapayan mevcut jenı daıgakıranın yeşıl çakarlı tenennden Boğaz ıstıkametınde ı»», metrelık bır hatla sarııl srasında ıcaian sahada. 18 ekım 197C tarıhınc kadar surcceK olan Haydarpaşa lıman »enışletme ( etudu denu «nnd?jları aaslamıştır Bu neaenle denı? vasıtalarının gereklı ı=?.retlen taşı \an sondaj duba/anna M> metreye Kadar saklaşıriAsı can v« mal pmnıyerı nahırnuıüon rehHkelıdır ntMZCtLERL ONEMLE UUYtRLl.CR (Baua: 18097) 5051 (Basın; 17760) 5047