05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Bu yıl da 200 bin lise mezunu açıkta kalacak HER ALTI ÖĞRENC1DEN BEŞI YÜKSEK ÖĞRENIM DIŞINDA KALACAK • SINAV GÜVENLİĞİNİN SAĞLANMASI İÇİN POLİS DIJINDA 3 0 BİN KİŞİ GÖREV ALACAK; ÖĞRENCİLER DOLANOIRICILIĞA KARJI UYARILIYOR Önümiiıdekl öğrenim yılında yüksek öğrenime alınacak öğrenciler için durenlenen ve yaklaşık her 4 ögrenciden 5'inin yüksek öğrenim dışmda kalması ile sonuçlanacak, üniversitelerarast seçme sınavı, 31i bin 341 adayın katılması ile, 25 haziran cuma flünü yapılacaktır. 24 kentte yapılacak bu çaptaki ve bcylesine önem kazanmış bir sınavın sağlıklı bir biçimde sürdüriilebilmesi için, ğiivcnlik kuvvelleri dışmda, 30 bin kişi görevlendirilmiştir. Sınav merkeıinden verilen bilgiye göre, sabah saat 9.30'oa tek olurum halinde düzenlenen sınav İçin 315730 sınav yeri, 1021 bina ve 10342 salon hazırlanmıştır. Bina sayısına eş sayıdaki bina sorumlusu ve bina yöneîmenltrinden başka, 10.341 salon başkanı, 14.392 gözetmen, yedekleri ile birlikte 30 bin kişi sınav sabahı görev başında bulunacaklardır. Üniversilelerarası Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkan Yardımcısı Prof. Musiafa Öktem, sınav «orularının calınmaması ve sınavların sağlıklı bir bicımde sonuçlanması için, her tür elasılık düşünülerek tedbir alındığını belirterek öğrencilari dolandırıcıların kurbanı cimamays çağırmıştır. dan sonra ve kazanılan deneylerle, sisiem her geçen yıl daha da geliştirilerek kaçaklar olanaluız hale getirilmistir. Soruları hazırlayan öğretim üyeleri dahi, hazırladıkları soruların kaçının ne ölçüde değiştirilerek sınav metnine girdiğinden habersizdirler. Hatta hazırladıkları soru kâğıtları ve kalemler de görev yaptıkları salonda kaldığından, kendilerinin kendi hazırladıkları soruları hatırlamalarına olanak yoktur. Bilindiği gibi soruları basan n;atbaadaki işçiter sınav sonuna kadar gönütlü haois hayalı yaşamaktadırlar. Basılı soruları sınav yerlerine götürecek araçlardaki gozetmenler ise, görevlerini ancak yola çıkmadan 12 saat önce öğreneceklerdir. Araçlar ve paketler mühürlü olduğu gibi, her il sınırında refakattaki polis ekipleri değişecek ve yeni görevliler mühürleri görerek teslim alacaklardır. Sınav yerlerinde ise yine görevini son dakikada öğrenecek gözetmelerimiz bina sorumluları ile birlikte kapalı soru paketlerini teslim alacaklardır. Öğrencilere gönderilen kartlar, bu kartların üz»ri kapanmış soğuk damgalı resim bölumleri, 3 ayrı kimlik kartının bulunuşu, test kâğıtlarının üzerinde öğrencilerin adlarının yazılması bir öğrenci adına bir başka kişinin sınava girmesine olanak vermemektedir. Tüm bu güvencelerden sonra öğrenciler, hâlâ soruların çalınabileceğini düsünür ve geçen yıllarda olduğu gibi para karşılığında soru satın almaya kalkarak dolandırılırlarsa bu her halde bizim suçumuz olmıyacaktır.» KAPASiTELERiN SONUNA DEKZORLANMASI HALiNDE BiLE 70 BiN ÖGRENCi YÜKSEK ÖĞRENiME GiREBiLECEK; YÜKSEK ÖGRENiME KATILABiLECEKGERÇEK ÖGRENCi SAYISI İSE 270 BiN KADAR Liselerden mezun olan öğrenci sayısı ile, yük sek öğrenim kapasitesi arasmda her geçen yıl biraz daha büyüyen fark, geçmiş yülardan yüksek öğrenime girememiş öğrencilerin birikimi va de istemediği yere gırmiş, yeniden şansını deneyen öğrencilerin de katılması ile, yüksek öğrenime giriş, tek kelime ile açmaza gömülmüştür. Bu yılki sınavlara katılmak için 316 bin 341 öğrencinin başvurmasma karşılık, merkezi kayıt sistemi içinde öğrenci alacak tüm üniversite ve yüksek okulların alacaklan toplam öğrenci sayısı 45 bin 206'dır. Bu yıl Bakanlığm aldığı bir kararla merkezi kayıt dışmda bırakılan yüksek öğretmen okulları, eğitim enstitülerinin henüz belirgin olmıyan kapasiteleri ise 10 bin ile 20 bin arasında değişebilecektir. 70 BİNİ GEÇMEZ Bı kapasitenin en yüksek düzeyde rutulmasi ve Uij,<;r yüksek öğrenim kapasitelerinin zorlanması haiinde ise dahi tüm yüksek öğrenim kapasitesi 70 bini geçmiyecektir. Üniversitelerarası Seçme Sınavı merkezinden verilen bilgiye göre bu yılki sınava katılan öğren cıleıin 148774ü lise son sınıf öğrencısi, 8589'u geçen yıllardan beklemeli, 83ö61'i lise mezunu olup geçen yıllar bir yere giremediği için açıkta bekleyen, 73158'i YayKur, Mektupla Öğrenim ya da istemediği başka bir yüksek öğrenime gırmiş yer değiştirmek isteyen, 2259u da bir yüksek okulu bi tirmiş yeniden okumak isteyenlerden oluşmaktadır. Geçen yıllardaki verilere göre lise son sınıf öğrencüeri ve beklemelilerden en az 110 bini bu yıl mezun olacağmdan, yüksek öğrenime girebilecek dururr.daki gerçek öğrenci sayısı 270 bin civarındadır. Bu da, siyasal nedenlerle iapasiteler zorlanması halinde dahi, en az 200 bin öğrencinin açıkta kalacağmı göstermektedir. Yüksek öğrenim kapasitesinin lise mezunu »a yısından az olması istatistüdere göre ilk kez 1963 yılında görülmüştür. Hemen bir yıl sonra merkezi sınav sistemine geçilmiş. soruna zamanmda çözüm aranmaymca da, birikimlerle birlilcte açık bir çığ gibi büyümüştür. Üniversiteye giremiyenler 196465 yıllannda ilk gösterilerini yaparlarken, 9 yıl öncesinde 10 bin öğrencinin açıkta kalması sosyal bir sorun olarak ele alınmıştır. Ancak, Milü Eğitim Bakanları, yıllar içinde soruna çözüm aramak yerine, açıkta kalanlann gerçek sayısımn saklanmssı v« açıkU kalacakların bir araya gelerek olay çıkarmamalarının çarelerini aramışlardır. 196570 yılları arasında özel yüksek okullar, görünümde bir rahatlama yaratmıştır. Bu okulların kapanmasından sonra ise, yüksek okullar kapasitesinde artış yerine azalma olmuştur. 1968 yılında 35.500 olan yüksek öğrenim kapasitesi, 1971de 25.731'e düşmüştür. Öğretmen Okullarının kapasitesinin zorlanma sı, mektupla öğretim ve YayKur'la yıllann birikimine aranan çözümler ise, ilk anda açıkta kalanlar sayısını küçültmekte ise de, bu öğrenimlerin yürütülememesi sonucu öğrenciler yeniden sınava girdiklerinden sonuçta bir yarar getirememiştir. Örneğin 1974 yılmda yüksek öğrenim öğrencisi olup, sınava yeniden katılan öğrenci sayısı 15428 iken. bu rakam 1975rte 51322ye, 1976'da 73158'e çıkmıştır. Sonuçta sorunun zamanında ciddiye alınmaması ve köklü çözümlere gidilememesi sonucu 1963 yılında birkaç yüz kişi ile başlıyan lise mezununun açıkta kalması sorunu, 1967'de 10 bine, 1973te 160 bine ve Mektupla Öğrenime, YayKur'a rağmen. ki bunlarm ne ölçüde yüksek öğrenim olduğu tartışma konusudur, 1976'da 200 bine çıkmıştır. Sorun sadece lise mezunlarının üniversitelere girememesi olarak kalmamakta. lise öğrenıminin klasik ve hayata yönelik olmaması sonucu, buralardan mezun olanlar hiç bır işe giremedıkierinden, yıllarca boşta bekleyerek, üniversiteye girebilmek için birçok kez şanslarını denemekredirler. Tüm eğitim şuralan kararlarına karşın. orta OKTerrnnn mesnnc ommanna yöneltUnj*M" xvrç*kleştırılememişör. Örneğin, bu yılki sınavlara kaülacak öğrencilerin 232774'ü lise çıkışlı ve sadece 83567'si mesiek okulu çıkıshdır. Açıkta kalacak lise çıkışlıiar geçen yıllarda olduğu gibi, bir meslekleri olınadığı için, ya geçici düşük ücretli işler bulacaklar, ya da onbinlerce lise mezunu işsizler ordusunun sayısma yeni onbinleri katarak gelecek yıl bir kezdaha şanslannı denemek üzere bekleyeceklerdir. Geçen yıllardan açıkta bekleyen 83.561 öğrenciden 55 bin 336'sı lise çıkışlılardır. Aynı şekilde yürütülmeyen mektupla öğrenim, ya da YAYKUR öğrencilerinin çoğunluğu kapsadığl yüksek öğrenim öğrencisi olarak baş vuran 73158 öğrencinin 58028'i klâsik liselerde okumuşlardır. Bir diğer anlatım ile yüksek öğrenime girebilmek için, bir yıl, 2 yıl, 3 yıl.. C5 yıl tekrar tekrar şansını deneyenlerin en az ,'Q 75'i işsizler ordusu saflanndadır. İşsizler ordusunun son yıllarda ortaya çıkan bir başka bölümü ise, plansız ve sadece lise çıkışlılara yer bulmak için geliştirilen yüksek öğrenim dallanndan mezun olanlar tarafından kurulmaktadır. Edebiyat dallan için öğretmen yetiştiren okullardan mezun olanlar, hukuk mezunlan ve hatta önce özel okullar sonra da bunlann yerine açılan yüksek okullar sayesinde eczacılar, başta inşaat olmak üzere bazı teknik dallann mezunları iş bulamayan, ya da öğrenimine göre gülünç ücretlerle iş bulmak zorunda kalan yeni memnunsuzlann sayısını kabartmaktadırlar. Eir yanda lise mezunu büyük bir işsizler ordusu, diğer yanda hızla büyümekte olan üniversite mezunları işsizleri.. Plansız yüksek öğrenimin bu çıkmazmın çözümü?.. Nerede olursa olsun, yüksek öğrenim kapasitesini mı arttırmak ve lise mezunu işsizleri, üniversite mezunu işsizler mi yapmak? 4., 5., 8. Eğitim Şüraları kararları, orta öğretimde öğrencinin yönlendirilmesi, işçi ile üniversite arasındaki teknik ara elemanın yetiştirilmesi, meslek liselerinın klâsik liselerin 5*erini alması kararları nerede?.. diye yakınıp duruyor eğitimciler.. Yüksek öğr»nime giriş çıkmazınm büyüklüğüne rağrr.en yıllardır hiçbir şey yapılmadığına göre daiıa da çok yakınacağa benziyorlar.. OGREHCILERE UYARI Ünivciite sorularının ralınmatı ya da kart hileleri ile değisik kişilerin sınava girmesl olasılığına karşılık, cSülün Osman da Galata Kulesini Satmıslı» şeklinde espri yapan Prof. Mustafa Öktem uyarıtını söyle sürdürnuıstur: cBir kez yaşsnan sınav serularının çaiınması olayın ÜNİVERSİTELERARASI SEÇME SINAVINA KATILMAK İÇİN316 BiN ÖGRENCİ BAŞVURDU 255 öğrencinin almacağı fakülteye 49 bin aday var Yüksek öğrenime girişin test sisteml ile yapılmaya başlandığı 1964 yılından bu yana. sistemle ilgili eleştiriler de yoğun bir biçimde sürmekteciir. Üniversiteler test soruları ile başan gösteren öğrenciler, öğrenim siiresi içinde başanlı olarnadıklanndan ve eğitimde verimin düştügünden yakınmaktadırlar. Ancak üniversiteler ve yüksek okullara girmek isteyenlerin onbinlerle değil, yüzbinlerle sayılması gerçeği karsısında, hiç kimse tüm öğrencilere tek tip sorunun sorulduğu test sisteminin dışında bir başka çözüm önerememektedir. özellikle teknik dallarda, test smavında belli bir barajı aşmış olan öğrenciler için yapılan ikinci sınavlardan da başvuran öğrencilerin çokluğu karşısında vazgeçilmiştir. Şimdi eğitimciler bu sistemden vazgeçme yerine, yüksek öğrenim sorununun çözümleneceği yıllara kadar, bu sistemin sakıncalarını araştınp gidenne çareleri bulunmasmı önermektedirler. Bu nedenle 1964 yılında üniversitelere girişi düzenleme amaeı ile kurulan «Üniversitelerarası Giriş Merkezi»ne, sadece test soruları ile öğrenci seçiminin sakıncalan karşısında yeni yükümlülükler verilmiştir. Merkez üniversitelerin dışına çıkanlarak, «Üniversitelerarası Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi» adı altında, tamamen bağımsız çalışan bir kunım haline getlrilmiştir. Yüksek öğrenime girişi düzenleyen merkerin yeni adı ile birlikte görevi de genişletilmiş, sınav düzenlemenin yanmda, öğrenci yerleştirmede en verimli yöntemleri araştınp bulma görevi ile yükümlenmiştir. ÜSYM test sorulan ile, yüksek okul kapasitelerine göre öğrenci sıralarken, öğrenciler arasındaki eşitsizlikleri azaltacak ve öfrenciyi yeteneğine göre yerleştirecek yöntemleri bulmakla yükümlü kılınmıştır. Çok farklı bilgileri almış olarak ve çok farklı koşullardan gelmiş öğrencileri aynı test soruları ile doğru yerleştirmenin çok güç bir sorun olduğuna değinen Merkez yöneticileri, sistemin ancak uzun yıllar içinde ve sınav sonuçlan, öğrenci başarıları incelenerek düzeltilebileceğini belirtmektedirler. Sistemin yıllar içinde treliştirilmesinin başlangıcı olarak ise. bu yılki sınavda, bilgi eşitsizliğinden doğan haksızlıklan azaltabümek için, genel yetenek testlerini geliştirmek yoluna gittiklerini, bilgi sorularında da ezbere bilgiye değil. bilginin kavranmış olmasına ağırlık tanıdıklanm açıklamışlardır. Bu yılki sınavda soru sayısı arttmlan genel yetenek testine 60 dakika, sorulan kavranılmış bilginin ezbercilik olmadan kullanıjması biçimde geliştirilen fen ve sosyal bilimler testine 120 dakika ve yabancı dil testine de 45 dakikalık zaman aralan tanınmıştır. Ancak, eğitimcilere göre test sınavı soruları üzerinde yapılacak geliştirmeler. ne kadar başanlı olursa olsun, haksızlıklan, ya da yüksek ögremm üzerindekl olumsuz etkisini ancak çok belirli ölçülerde giderebilecektir. Ülkemizde orta öğrenim koşullanndaki büyük dengesizlikler, öğrencilerin aldıklan bilgiler arasındaki farkhlıklar, doğru bir seçim yapılması olanağını vermemektedir. Tüm yüksek öğrenim adaylannın tek tip test sınavı içinde yüksek öğrenime alınmalarınm en önemll sakmcası. çok farkîı koşullarda öğrenim gören öğrenciler arasmda yarattığı haksızlıktan doğmaktadır. Sınav sonuçlan üzerinde rapılan bir araştırmaya göre, örneğin Hacettepe Üniversitesini kazananlann ^59.3'ü Ankara ili içindeki liselerden mezun olmuşlardır. Prof. Mıhçıoğlu"nun araştırmasında îstanbul Kimya Mühendisliğini kazananlann ri82'sinin merkez liselerden olduklan saptanmıştır. Necati Cebe ve Behran Uçkunkaya'nın 219 lise üzerinde yaptıklan araştırmadan bu liselerin 45'inde biyoloii. 6ö'inde fizik, 139'unda kimya öğretmenı bulunmadığı ve öğrencilerin bu dersleri okuyamadan liseyi bitirdikleri anlaşılmaktadır. Aynı araştırmaya göre, Edirne lisesindeki 4 matematik öğretmenine karşın Mardin lisesinde hiç matematik öğretmeni yoktur. Tüm bu farklılıklann sonucu ise smavlara ivnen yansunaktadır. Geçen yılki sınav sonuçlan üzerinde yapılan değerlendirmeye göre, Ankara Fen Lisesi öğrencilerinin ortalama fen puanı 4T5.526"dır. îstanbul Erkek Lisesi ortalaması da 409.008'i bulurken. Hakkari Lisesi ortalaması 287.626, Kekimhan Lisesi ortalaması 263.S64't« kalmıştır. Eğitimciler, yukardaki basit örneklerle görülen büyük farkhlıklar karşısmda ve de yüksek öğrenime girişte test sistemmden vazgeçme olanağımn bulunmaması halînde, öğrencilerin orta öğrenim koşuilanna göre gruplara ayrılmalannı ve aynı koşullarda liseyi bitirmiş olan öğrencilerin kendi aralannda bir sıralandırmaya sokıümalarını önermektedirler. Çözüm önerisıne göre örneğin hiç matematik, kimya dersı okumayan liselerin öğrencileri bir grup içinde eksiksız öğrenim gören okullann öğrencileri İse bir başka grup içinde kendi aralannda, test smavında aldıkları puanlara göre sıralanacaklardır Her grup için yüksek öğrenim kapasitesinde eşit kontenjan ayrılırsa, gerçekten çalışan ve öğrenme yeteneği olan öğrenciler arasmda, kendi suçu olmıyan orta öğrenim koşullan yüzünden haksızlık olmıyacak, çalışan ve çaîıştığını anlıyan öğrenci alınınca da yüksek öğrenimdeki başan artacaktır. Tabii eğitimcüerin bu ve buna benzer çözüm önerilerinin uygulanabilmesi, yine sınava katılan öğrencilerin çokîuğu karşısında, elektronik beynin kullamlıp kullanılmıyacağı koşuluna bağlı kalmaktadır. Giriş sınavımn bir dığer niteliği, yüksek öğrenim için gerekli bilgiyi ölçme yerir.e, bir sıralama sonucunu doğurmuş olmasıdır. Öğrenci sayısı yüzbinlerle sayılırken. her öğrenim c>alı için gerekli bilgiyi ölçecek geniş kapsamlı sorular hazıralma olanağı kalmamakta. böylesine çok sayıdaki soru kağıdınm okunabilmesi yöntsmlsrine başvurulmaîrtadır. Üstelik okulların alacaklan öğrenci sayısı sınırlı olduğundan belli bir bilgi puanı değil sıralama söz konusu olmaktadır. Öğrenciler istem fişlerine göre en yüksek puandan aşağı doğru sıralanmakta, almacak öğrenci sayısı hangi puanda kalırsa sıralama orada kesilmektedir. Örneğin, geçen yılki sınavlarda puan ortalaması 345 iken, Hacettepe en düşük 598 puanla öğrenci almış, en düşük puanlı bölümlerden Van Eğitim Enstitüsü ancak 341 puana kadar düşmüştür. Bir yeri kazanmak için ortalama puan 440'da kalmıştır. Oysa sınava katılan 271226 öğrenciden sadece 20348i bu puanın üstünde bir puan almıştır. Öğrenim eşitsizliğinin puanlara yansımasınm bir diğer yanıtı ise puanlar arasındaki büyük farktır. En yüksek puanlı öğrenci 790 puan alırken, en düşük puanlı öğrenci 10O puanda kalmıştır. 25 haziranda yapılacak sınava katılacak öğrencilerin girmek istedikleri dallan belirten 20 istem üzerinde yapılan değerlendirme de acı gerçeği bir kez daha ortaya koymaktadır. 255 öğrencinin almacağı Ankara Tip Fakültesini 17858 kişi birinci istemlerinde, 48919 kişi de istedikleri dallardan biri oiarak göstermişlerdir. Daha düşük puanla öğrenci alan îstanbul Hukuk Fakültesindeki 800 kişilik kontenjana karşın ise 11695 kişi birinci isteminde, 107239 kişi de 20 istemi arasında bu fakülteye girmek istediğini belirtmiştir. öğrencilerin ne pahasma olursa olsun bir yere girebilme istemlerine bir kanıt ise, Fırat Veteriner Fakültesi istem dağılımında görülmektedir. 80 öğrenci 1 isteminde bu fakülteyi yazarken, 11705 kişi büyük bir olasılıkla sadece bir yere girebilmiş olmak için 20 istemi arasmda bu böîümü de yazmıştır. En çok istenen öğrenim dallan arasında Ankara Siyasal'ı 1. isteminde 15886 öğrenci, 20 istemi arasında ise 92306 öğrenci yazmışlardır. En az istenen dallar arasmda ise Sümeroloji. Hindoloji, Prehistorya dallaruu 1. istem olarak kunse göstermemıştir. HUKUK FAKULTESINE 800 ÖĞRENCİ AUNACAK, AMA ADAY SAYISI 107 BİNI 6EÇIT0R YÜKSEK ÖĞRENİME GIRIS CIKMAZI YÜKSEK ÖĞRENİME GiRiŞ TABLOSU Açıkta kalan öğrenci sayılarının anlaşılmaması için, siyasal Milli Eğitim Bakanlıjı sayıları gizlediğinden sonradan ve güçlükle dcrlenen istatistiklerde bazı yanlışlıklar olabilir. Ancak ufak vanlışlar olsa bilf, rakamlar yüksek öğrenime jirişteki açnuzı açık olarak ortaya koymaktadır. Tıllara Göre Liseleri Bitireulcr Sınava Katılanlar Mer. Sınav 1963 19.578 Yoktu 23.227 33.763 64 24.S68 36.656 65 41.327 25.907 66 46.795 29.9*4 67 51.297 34.459 68 64.183 40.785 69 76.540 45.678 1970 71 72 73 74 ŞÜKRAN KETENCi Yfik. Öf. Alınanlar 17.736 19.065 2?J661 48.877 54.000 61.826 $0.602 99.697 111.691 117.932 229.907 25.223 35.058 35.5011 33.024 30.51» 25.739 27.489 3«.?72 47.254 (Mek. Öğ. hariç) (Mek. Öğ. dahi) YayKur har.) 7*.0M (altında) 75 76 95.500 289273 110.000 ( ü z j 316.341 SINAVIAR NEYİ (ÖZEBİÜYOR Kli... KARŞI YENİ SİSTEMLER GETiRiLiYOR Yüksek öğrenime tek bir tert smavı ile öğrenci ahnırken, en öııemli sorunlarm başında, sınava katüan öğrenci çokluğu, kapasıte azhğı karşısmda, öğrencilerm kazanmak için gösterdikleri aşırı isteğin kölii amaçlarla kullanumas:dır. 1973 yılında torularm çahndiğımn gazetemız tarafından saptanmast ve smacm yeriuenmesi olay\ yamnda, üniversitelere girıp ticaret aracı lıchne getiren özel dersanelerın önci'dük ettikleri birçok tür yolsuzluktnn söz edilmektedir. En hafifı ile özel dersanelerde test hilelerimn öğretildiği öne sürülmekte, soru hazırJayan öğretim üyelerinden yararlamldtğı, öğrencilere reklâm aracı olarak açıklanmaktadır. Özellikle geçmiş yıllarda fotoğraf değiştirilerek birinin yerine başka öğrencinin girdiği. puan karüarımr. tahrif edüdiği yaygın söylentiler arasmdadır. Tabii bu arada birçok irıl büyiik paralar karşıhğmda soru cevap anahları admda, sahie cevaplar satılarak öğrencilerin dolandırıldıklarını ve bu dolandıncıhklann çok aeniş çaph JMPIÎdığım belirlmek de gerekmektedir. Sınav Merkezi kaçaklarm türiine ve kapsamına aöre tîstemi her yd geliştirerek bu kaçakları asoariye itıdirme çaiışmaîanm sürdilrmektcdir. Sınav sorular)mn çattnmas'.ndan sonraki en önemli sahtekârlık. mer kezi kayıt dışmda. puan kartı ile yapılan ek kayülar aörülmüştür. Öğrencilerin pua.ılarım belırlen karüar üzerinde çeşitli biçimlerde taiıriiat yapıldığı. ya da sahte kart düzenlenerek bu kartia ek fcayıtlardan vararlanddığı aniaşılmtştır. SahtekârUğın aniaşüması üzerive 1975 yıh sıvovının tüm puan kartı ile yapılan kcyıtları taranmıştır. Çeşitli ünirersitelerde. dolmapan kontenjanlar için puan kartı ile yapı'.an ek kayıtlarda 69 öğrencinin sahtekârhk yolu i!e gerçek puamnı değiştirerek kaydım yaptırdtm ortaya cıkrrnş bu öğrencilerin öğrencilik'.e ilfstısi kesilmiştir. 1974 j/ıiı kayıt'arı üzerinde papılan tarama ise hcnüz sürmektedır. Buaüne kadar 29 aarencinm sahtekârlığı saptanm:$ ve 2. sımia peçtikleri halde öğrencilikle üişkileri kesilmişiir. Prof. ifnstafa Öktem sahtekârhk olaylarmı Savcütğa da bildirdiklermi, tekrarlanamamast için önümüzdeki yıl için hem kartlarda tedbir alınacağını, hem de kor.trollerin yapdacağım belirterek, «Ancak en sağhk'u yol, koiıtenjan açığı alması haiinde, ya da yeni kontenjan açılması hallerinde de öğrenim kurumlarının bize lıasvurmaları&r. Ek kayıtların bizim tarajımızdan, elektronik beyinde ve bizdeki aerçek puanlar ile yaptlması halinde bu. tür sahtekârhk da söz konusu olamtyacaktır» demişlir. istem ile kapasıte arasındaki bnyitk larktar, yüksek öğrenime çirişte, en ufak bir boşlukta her tnr sahtekârhğa yol açtığı halde, Bakanhğın Eğitim Enstitüleri ve Yük sek Öğretmen Okullarını merkezi kayıt dışmda bırakması eğitim çevrelerinde şaşkmlıkla karşuanmak tadır. Milli Eğitim Bakanlığt değisik açıklamalara göre 10 • 20 bin arasında öğrencinin almacağı belirtilen bu okııllara giriş için, Merkezi Sınav sonuçlarımn belli olmasından sonra ildn edilecek bir taban puana göre isteyen öğrenciler için mülâkat vsulü ile ifcfiîci bir sınav yapuacağını açıklamıştır. Bö.y\ece geçen yd Merkezi Kayıt Sistemi ile, puan sıraîamasına göre öğrenci alan bu bölümierde bu yü mulâkal sistemi ile seçim yapılacaktır. Eğitimciler böyle bir kararm uygulanmasmın eğitim aç^ından olanaksız oldıığuna işaret ederek görüşlerini şöyle özetlemelctedirler: tGeçen yılki sınavın istem tablosuna göre sadece Ankara Gazi Eğitim'in Tiirkçe gündüz bölümüne 13.641, gece bölümüne 8.941 öğrenci başvurmuiiur. Aynı şekilde lstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsünün sosyal bölümlerini isteyen top lam öğrenci 18.540'hr.t Böylesine büyük bir istem karstsinda muldkat usulü ile nasd öğrenci seçüecektir? Bilimsel açıdan buna olanak yok tur. Bakanhğın, uyarılara rağmen almış olduğu kararın tek bir amacı olabilir. Amaç öğrenciyi aldığı puana göre değil, siyasal eğilimine göre elemektir. Mülâkat adı altmda bir bilgi ölçümü yapüacak değildir. Mülâkat adı altında liselerden dosyaları tutulmuş öğrenciler başarısız küınacak, önceden ha zırlanmış listelere göre, sağ militan öğrenciler yüksek öğretmen okullanna alınacaktır. f A.nkara •m Ankara Ankara • #. Ankara Anka J YILDÖNUMLERiNi NASIL KUTLUYORUZ? 27 Mayıs'lar başka bir havada kuilanırdı geçmiş yıllarda. Milli Birlikçilerir. Meclisteki odalarında yoğun bir trafik olurdu. Protokolde yerleri çok gerilerde de kalsa yıldönümlerinde gerçek çi;gilerine u'aşırlardı. Geceyi de birliHe kutlarlardı. O gecclere, konıutapi.ir, anayasacıliir, yargıtay, rianışlay üyeleri, rtevrimci yazar\ar, îlim adanları, sanatçılar kalılırdı. Yıllar geçtikçe anma törenlerinin havası da değişti. Vilii Birlikçilerin, meclisteki odaları çok kalabalık değil artık. Bu kez CHP Genei Başkanı Eçevit, Gensl Sekreter Eyı'ı>oğlu, yardımcıları Hasan !rık ve Ali Tspıız ile birkaç devrimci dosttan baska kimse uğramad lodalarına. Onlar da beklenmiyordu ya. Ecevit Paris ve Belgrad iztenimlerini anUttı. Paris'de diinyada düşünce akımlarına uzak kalmanın özlemini dindirmis CHP Genel Başkanı. Yugoslavya'da iki ülke arasında dostluk ve ısbirliğini illşkilerinin geliştiğini gcrmiiş. izlcnimlerini ilgiyle dinledi Milü Birlikçiler. Dalmaçya kıyılarındaki hafta sonu 1atilinde, ço1* iyi dînlendiğini söyledi CHP Genel Başkanı. Anl.işılan çok yorgunou Milli Birlikçileri bilmem ama, çok kişi merak cdiyor Ecevit'in yorgunluğunu. İlginç yorumlar da yapıyorlar: Ecevit CHP'de yaşanan olayları sindirememenin bir öz savaşın yorgunluğdnu mu duyııyor? diye scmyorlar. 27 Mayıs günii yüzü gülüycrdu Ecevii'in. Yalnız Alman Basbaksnı onuruna verilen yemekte, ev sahibesi Nazmiye Demirel'in yamnda otururken çizgileri gergindi. Her zamanki gjbi hiç Uontışmuyorlar. Erevit tavanları seyrediyordu. Eh 1974 mayısında başka türlü bir açık oturum beklenemezdi elbei. Tabii Senatör Ahmet Yıldız'ın çağrılması ile büyi'k snrprizdi çok kişi için. Muzaffer Özdağ ve Mustafa Kaplan 1941 Anayasasına hiçbir katkıda bulunmadılar. İsmet Giritli, îstanbul Universitesi Anayasa Knnıisyonunddki görevinden uzaklaştırılmıştı. Kurucu Meçlisten sonra da bir yurt dışı görevine atandı. Yurda döndüğü zaman eski dostlarına kuşku ile sorardı: Sol çizginin neresindesin? Bu soruyu ansıyanlar Giritli'nin çizgisini sap'ıyorlardı TV ekranında. Çok kişi de soruyordu: Şaban Karatas'ın yönetimindeki TV'de bir açık oturuma, Muammer Aksoy'ıı, Bahri Savcı'yı, Mümtaz Soysa! ya da Doğan Avcıoyiu'pu çağırmaları beklenebilir mi? 12 Mart doneminde 19&1 Anayasasm? katkıda bulunan bilim adamlarınm çoğu tutuklanmadı mı? dı? Peki Mchmet Ö:qüneş'ten başka birini çağıramazlar mıy Müserref HEKEV1OGLU bütiinliik sürdürülür. Bütünlüğü ayırıcı ve zdeleyici davranışlarla savaş gerekir.» CUMHURBAJKANI DÜŞÜNÜR M'ÜYDÜ! Suphi Karaman, Anayasa görüşmelerinde, imillİYetçilik» üzerine tartışıhrken, dakikaları sayrnış. Turhan Feyzioğlu, tam 70 dakika «milliyetciliğe» karşı konuşuyor. Mehmct Özgüneş de tam bir saat «m>!liyetçiliği» savunuyor. Ama 1974 yılında aynı Turhan Feyzioğlu, «milliyetci cephe» hükümetinin Başbakan Yar dımçısı olarak, çok ilginç konusmalar yapıyor. Cumhurbaşkanı Korutürk, 27 Mayıs 1940 sabahı Donanma Komutanıydı. Bir savaş gemisi ile Marmara'nın mavi sularında dolaşıyordu. Anhara'daki ihtilâlci subayların, onu Dışişleri Bakanlığıyle görevlendireceğini aklından bile geçirmiyordu. Ajanslarda Korutürk adı duyuldu iki kez. Sonra Selim Sarper'in DıtişIrri Bakanlığı arıkladı. Korutürk de Moskova Elçiliğine atandı. 19(9 mayısında bir sabah, Dışişleri Bakanı olmaırmtı ama, 1974 mayısırcda Türk ulusıına Cıımhuı başkanı olarak sesleniyor, panislâmizme pantürkizme karşı sert çıkışlar yapıyordu. Bir kaç gün önce de, Milli Güvenlik Kurulunda, Tiirkeş'e sert çıkışlar yapmıttı. 19 Mayıs gösterilerinde MHP'li gençleıin bağırdığı sloganlardan öturü itzüntiılerini söylemişti. Türkej de SJSmuştu. Pekiyi ya Alpaslan Türkeş, 27 Mayıs 1960 sabahı, Türki/e Radyolarında «NATO'ya bağlıyız, CENTO'ya bağlıyiz» diye bağırırken, bir gün Türkiye'de mecliste üç milletvekiliyle, Başhakan Yardımcısı olacağını düşünmüş müydü acaba? Başkentliier kuşkulu bu konuda. Belki de duşundü, diyorlar. Ve yorumlar yapıyorlar. Türkeş'in 'htilâ! cjunü hemen Başbakanlığa gelip, müstesarlık koltuğuna oturduğunu hatırlıyorlar. Olayların gelişmesinde MHP Genel Başkanının çızgilerini daha iyi tanıyorlar. Bu tür soruları 12 Mart doneminde de sordu başkentliler. Nihat Erim'in neden başka bir Tabii Senatörii değit de, Mehmet Özgüneş'i bakan yaptığını merak ettiler. Nedeni, son açık oturumda anlasılmış olarak. TV'deki açık oturunu, CHP'li Turan Güneş, Nurettin Argıç oğlu, Emin Paksüt, Osman Köksal, Sezai Okan da seyrettiler mi acaba? 15 yıl önçe bir Kurban Bayramı sabahı horozlar öteken sona ermısti 1941 Anayasasının çalışmaları. O horoz seslerinde 1974 mayısında Türkiye'nin çok köşesinde hozkurtlartn uluyacağını akıllanndan geçirmişler miydi acaba? Daha 14 eylül 1o60'da R»smi Gazete'de Milli Birlikçilerin görüşleri ve direktifleri yayınlanmış, o yazıda, Milli Birlik anlamı diye bir bölüm ye ralmıştı!.. «Türk vatanı ve ulusu bir bütündiir. Irk, dil, dln, mezhep aynmı gözetilmeden, ulusai bağımsızlık, özgürlük ve Inançla, bu TV'DEKİ ACIK OTURUM Aynı saatlerde TV'deki açık oturumu seyredenler de, îavanları seyreinıeyi yeğlsrlerdi b?lki de. Özellikle Milli Birlikçilar, n açık oturum boyunca sınirlcrini îyiçe törpul»diier Suphi Karaman sonunda kahkahayı bastı: «Bundan daha güzel bir açık oturum olamar, herkes çizgisini yansıttı» dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle