20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İKİ CUMMURİYET 29 MAYIÎ 1976 M ya da Uç yıl Bnc« «Savgl Yönetlmi» b&slıklı blr yazım çıkmıstı bu sayfadj». Bir bzleml dilo getirmek amacındaydım: Gençler doğru dürüst okumak, seçecekleri bir bllim dalında sağlam ve kararlı adımlarla ilerlemek, y«tlsrnelc istlyorlar, önlerine dlkilen engellerden rjunalıyorlnrdı. Yönetimin bu alanda kendilerine yardımcı olmasını diliyorlardı. Aynı özlemi ana babaların aftzından da algılamıştım. Bu özlem nasıl gerçekleşir diye düşününce de, tek çars yöneticilerin soruna sevgi ile yaklasmasıdır kanısına varmıstım. Gençligimizı sevmiyoruz. onun sonınlanna, bunalımlarına gerçek, içten bir ilgt ile oğilrniyoruz, sevgi yönetimini bir kurabilsele sorunlar knlayca çözüınleneeek, bunalırnlar sona erccek. Nedır kl o zamanlar aradan birkao yıl degil, koca bir donem geçti gibime geliyor şimdi çok yüzeyde blr sonınla karşılaşmısim: Gençlerin yllksek öğrenim kurumlannın tıkanıklığırıdan dojSan sıkıntılarıydı snz konusu. Bu aşamayı no denli gerıde bıraktığvmızı acınarak, yakınarak anlıyoruz biz bugün, okumak isteyen gençlerlmiz de, çocuklannın okumasıni dileyen yetişkinlerimiz de. özlem bir ara, çok kısa bir süre umııti» dönUştü, sonra da çirkin bir bcnzetme yapacagım, özür dilerim hayvan fışkısı gibi kıraç toprağa düşüp yamyassı bir tezek yuvarlagı oluşturdu, kurudukça kurudu, ısısı da kokusu da kalmadı denebilir. Nerede o ciinün sorun diye ele alıp sevgi önerisiyle çözümlemoye çRİıştığımız koşullan, nercle bugünün kana bulanmı.ş kaygan ve kaypak ortamı! Bunalım desem değil, kavram kargaşası bile söz konusu olamaz artık. Gençler dp, yetişkinler de ne özlediklerıni, ne istediklerini sözle söyleyemes duruma geldiler, sokaklara, dııvarlara, direklere, giderek sanat yapıtlanna kara kırmızı boyalarla bir takım harfler çiziyorlar, bir takım buyruklan kelime düzeyine çıkamamış çizimlerle dile getırmek hevesine kapılmışlar. Kentlerimiz, kasabalarımız, köylerimiz, tüm yapılanmız taşı, tuğlası, topragıyla bu anlamsız kin ve kan lekeleri altmda i^lev ve göre.vlerini yitirmiş, aklını oynatnuş bir bnşıboş sUrünün yazboz tnhtası oluvermiştir. Yüreklpr acısı bir görüntü kovalamaktadır slzi îstanbul ya da Ankara gibi büyük kentlerlmizclen yola çıkıp o canını Akdeniz kıyılarına dek uzandıgınız, ilkyazm tatlı havasmı alayını, güneşinde ısınayım, canıma ran katayım, ulusuma ulıısal varhklannı tanıtayım diye yeşil, mavi gezilere çıktıgınız zaman. Şaskmhktan dcliyc dünersiniz siz de. Ne o? Yolia İ OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Sevgi Sevgisizlik Azra ERHAT rınıiü asf^lt. gpni?. düzgün, ı m ı ««vlnmege vakit bulanıadnn bakaısmız ki her kilometre tasınm, her yol tabelâsının. Keceleyin kırmızı ışıldaması gereken her babamn üstüne blr parti adı yazılmış, ynzılmış da silinmiş. üstüne başka hnrfler getirilmis. Toros Reçitlerinde, solugunuzu tuttugunuz uçurumlu dönemeçlerde kim nasıl kirletmış bu işe yınayan, lnsanı ölümden koruyup düzluğe yolunca çıkmasını sağlıyacak el emefti kılavuzları? Peki kim çıkmıs şu onbeş yirmi metre boyundaki elektrik direklerlne de donatmıs onları kır ath afişlerle? Ya dokuz kath yapının cn üst uuvanndaki o dev AP. ya lüks apartmanın asansörundnkı pırıl pırıl tahta bölıneye bıçakla kazınmış o MHP Türkeş ne? Knnya'dan geçpıken insan boyundan iki kat yüksekte bir duvar yazısı; BKŞERÎ StSTEMLERE PAYDOS ne demek? Aıilamıyorsunıız, şaşkınlık bil« deftil duydugunuz, başınız dönüyor, kulaklarınız zonkluyor. gfii;"iişin şanlı yapılanna büe, tarihin Anadolu'da ngaç yapraklarınca bol urettigl eşsiz anıtlara bile gözbebekleriniz kara kırmızı lekelerle kamaşıyor, apaçık göremez oluyorsunuz hiçbir şcyi, değerlendiremiyorsunuj! giizeli çirkini. ayırd edemiyorsunuz çiinkil dünle buglinu, oylesine bir karmaşa içine batmış çırpınıyorsunuz. Ya insanlarınız, do.itlarınız? Bir otomobild* drirt kişisiniz, kala dengi, can yoldajı. Bir söylenefi anlatılıyor, kıyı kbylerinin birinde Dört Ayak diye adlandırılan Roma kalıntısı bir anıt var, ura bekçisi çevresinde cıvıl cıvıl okul çocııkiarıj'la anlatıyor sir* bıı «ttyl»nc«yi: Bir padişah kızı varmış, gü?,el mı ?ilz.el. ikı de talibi varmı?, n« etsın padıjah, nasıl »eçsın damadını, talibin birine dört direkli bir anıt yap demiş, ikincisine de şu dağdan sıı getır demiş, kim da•ıa tez bitirecekse yapıyı kız onun olacak. Dört Ayak'ın ehram çatı.sına son kıremidl koyuyormuş birinci talip ki sıı şarıl şanl akmış ovaya, hak onun, kız ona, ne var ki Dört Ayak'ı yapana gönül vermi?miş padişah kızı, su getirid Ferhat'a varacajjına atmı? kendini denize. Söylenceleri Rüzeldir Anadoluınuzuıı, yüzyıllar boyunca yeşerip gelmişlerdlr, gelin görün ki söylenoeler bile tartışma konusu olur dostlar arasında, siyasal tartışma konusu olıır da bozar aralannı. Sinirler gerilmiştir çünkü, senlik benliğin egemen oldujtu bunca sevgisizlik ortamında sevgi saygı mı kalır en yakın yol arkadaslarında bile? Evet, niye yazdım bu yazıyı? Sevgisizlikten bunalmıs ve dönmüştiim ki. tstanbul'a gelir gelmez eniştemi yitirdlm. Duası okunuyordu akşam, bir din adamı, apaydın bir kişi masa başında Arapç» sbylüyor, ama öyle içten, öyle açık Koylüyordu ki anlıyacaktım nerdeyse. Birden Türkçeye çevirdl »özü ve SEVGt için yakarmaya koyuldu Tanrıya. Gençler birbirini sevıin, saysın, nnlasın, vurmasın, fildiirmesin, ana babalar korkmaıın, rahat yasasınlar, güven v» ıımut içinde ömlir sürsiinler, sevgi ışıfcı altında gelıp geçsin bütiin insanlar bu güzel dünyadan. Gözieriml kaldırdını laltaşı gibi bnktım duacıya. Sevgl mi? N«de, kimde sevgi rardı? Bu sevgieiz dtinyada sevgt olsun demekle mi olacaktı «evgi? Ol deyip de olacak mıydı. Kutsal Kitaplarda yaradanın evreni yarattıgı cibi? Birden anınısadım o birkaç yıl önceki özlemlmt. Acı acı gülebilirdlm. Ne özlemiş de nereye gelmistik! Ahlak, maneviyat, sevgi, saygı laflarının ultnıda neler gulendigini anlamıştıl: artık. Gülecektim, ama durdum düşündüm. Bir yaratılış söylenceBinde «başlangıçta kelâm, yani söz vardı» denmiyor mu? Soz yapıcı, yaratıcıdır, varlıgı var eder. Buna LOGOS demiştir uygarlığımız önciilerinden bir bölüğü olan Kge düşünürleri. Ama bugiln manEviynt ve ahlâkı öneren en haştnkt devlet, adamlarımırdan biri «Yunan safsatası» diye nitelemektedir bu akılcı düsünürleri. Var•ın oyle desin. Söz öndedir ve gerçekleşebilir, yeter ki akıl ta.şıyıcısı söz olsun, ynlan olmasın. Oysa yıllardır hep yalan dııymaktayız biz, hiç bir SÖZ çınlamamaktadır kulagımıza. Bunu dlişündUm ve katıldım duasına aydın din adamının. Sevgisizliğin savunucuları yalanı direklerin tepesine, toprak anamızm anlıjiını kirleterek daftlara nvnlara yazsalar bilp, tııtturamıyacaklardır. Çünkü yalnız aydınlık tutunup gelisir insanlığın geçirdiji evreler boyunoa, yalnız akıl düzeni yener dllzensizligi eninde sonunda. Akıl da tek yapıcı güç olariik sevgiyi önerir. Sevgiyi özleye ftzleye, söyleye söyleye, gerçsk insanlık sevgisini yaymayı başaracRfiız elljette bir gün, ama bu kavramı iyice tunımİHmayı ögrenmeliyiz. soyut bir kavram olarak bırakmamalı, her gün her kişiyle her davranışımızda yaşatmalıyız. Hele hele yalan söylememeli, sevgi saygı kisvesi allında kinle nefret tohumları ekmekten vaz geçmeliyiz. Bu kavramları akıl süzgecinden geçirtlikçe geçirıneliyiz, çünku aktl ve akık'ilıktan yoksun sevgi yoktur ve olamaz. Batı] inançlar sevgi değil, korku yaratır, aıdından yalan, dolan, düzen, sözde maneviyatçıların önerdiklerinin tam tcrsi, ya da doftrusu. Akılcılıgın kaynaftı ise bizim Flge'de fışkırmıstır, bmlerce yıllık bir nkışla bize delc gelmis ve beslemiştir uygarhk akımlannın hepsinı. Akılcılığa başka kaynak yoktur isler Batı, ister Doğu'da. O kaynaktan beslenmlş insanlann eserlerl gözUmüztin önünde, bizimse bugün do(Sayı da, insan yapı.^ını da ne biçımlere soktugumuz da gözler önünde, birazım yansıtmağa giriştim bu yazıda. Seçmesini bilelim ve iyice düsünelim ne yoldan çagdas uygarlık düzeyine erişebileceğimizi, ne yoldan erişemiyecegimizi. Pantürkiznı, Panislamizm .in. e«kl Yıınanoa ve I.Stlnce knlırnılen blr sözdür. Ttînı, hiitün aıılnınıııa gellr. Çojtu yerde kullanılır: Panislavlzm, Panamrrikanlzm, Panarablım, Pantiirklznı, PaıılslamiziTi... Pantürkinn btitün Türklrrl birleştlrmp, bütiinle^tirme; blr bayrak ve devlet altınd» toplam» idt>nlıı,ilxl VP p.vlemidlr; iiteki adı TurRiırılıktır; ırkvı nilolikle milüyotçilik akımıdır. Panislamizm, dünya Miislünıanlarının tümiinü hlr ılevlette birlestirmere yö'nellktlr; diıısrl içerlUUIİr. Ilcr ikl akım aralarında cellskller olmakla hirlikte hlrblrine baglı olarak 19'ııncu Yüzyılın sonlarıııda doSmıışlıır. Osmaıılı İmparatorlUKunda ıılııscıılııU nkıml;u ınııı KelişmeKİ, Hırlstiyan toplumların sıksık başkaldırmaları vo bnğımsızlık isteklerlne karsı tepki nltellpinde olıışmıifjtıır. tmparatnrlıık sınırları içiıule her çeşlt ıliıı vc nıilli.vet vardı. Pantürklzm ve Panlslamİ7,nı, salt Türklerden ve IMüslümnnlardan kurulacak bir lmparatorluk hayallne dayanarak ttlihatçıların mllllyrtçllltlne Kiir verdi. İttihat ve Terakkl Iktldarının aacayatı; Enver. Cemal vc Talat Pnsnlardı. Halk arsmıııdnkl tnnımlanıayn (iırr I'.nviT P.ışa rantürklzmi. Cemal Pasa Panlılamizmi, Talat Pasa ORmanlılığı »lmK<Uyordu. 1913 ile 1 1 «ramnrta Paııtürklzm ilr Panislamizm BubıSK ali'nln resml devlet polltlknsı cüciinii kazaınlı. Enver Pasa hırslıydı, Tur»tıcılık ateşlvlc ılııhıvdıı. Blrincl rtünya Savaşınria lıu »teşin çıl);ıııli|;ınılıt bir planlama yaptı. lııaiHiıı» gBre diinvanm her yanında ynşayan TürUlrr ve MUslümanlar, aynı bayrak allında hlrlesmek İçin hir kıvılcıııı bekliyorlardı. Oiınanlı Oıdusıından blrllkler Kuzey Afrlka'ya, Iran Uıerlnden Hlndistan'a. Haıer doluylarmdan Orta Asya'ya yürüdiiklrrl /aııiiiıı Türk vc Miisliimıııı lıalklar haşkalılııacaklar. Tıınııı lni|)itıatnrlıiKU vcni sınırları l(,lncli' kıırıılacaktı. llıı akılalmıtz çılıcmlıeıı inırnnıı Enver Pa.ii kıırnıavhırı. (ienelkıırnı.'iy'da plaııları hazırlaılılar. Oflkeslııe düşlrre kulak asmıy:ınlar da vardı kuşkusuz... Bunların batıındn Rcrçekçi MııstHf» Ivemal PB$B gell.vorriıı. Enver Pasa, Mııst.ır» Krm.il'l de trarı il/rrlııılpıı Ilindistaıı'a yollamak istedf Tasarıy» Rİİrr, Mustafa Kemal iiç ahıylıı ynla çıkacak, imrr Iran'daki Türklrrl nvnkhıiKİıraınk ülkeyi istll* edecek. »onra lliııt Miislünıanlarını kıırliiraraktı. Atatürk, Rnver Pssa'nın kendlnlne vermek IsteHlfei cörevi nasıl reddPttltlnl »nrle anlatıyor : P AtomSılâhları, Tartışmalar Prof. Dr. Bir G Yıldönümde Acı Gerçekler OlKEMİZİN SOSYO EKONOMİK YAPISI, ARTIK OENGESİNİ BİR DAHA KURAMAYACAK DÜZEYE GELMIJÎİR. DÜZELTİLMESİ İÇİN VERGİ AOAIETİ SAĞLANMALI, FARK GÖZEÎİIMEKSİZİN UYGULAMA VE DENETİM SAĞLANMALI. görevini de yeterince yapmamaktadırlar. Günümüzd» meslek ve bilim kurulusları, Ulkemizde vergisel düzenin bozukluğundan sürekli olarak yakınmaktadırlar. Oysa iilkemizin vergisel sorunlannı yakından bilen, gerekli iyileştirici önerileri zaman zaman yapan bir kurulus vardır. Devlet ynnetimini ellerinde bulunduran siyasal kurumlar her türlü ekono mik baskıları bir yana bırakarak bu kuruluşa gerekli biçimde olanHk safclayacakları yerde, kurul çalısmalanna karsı ilgislz kalmaktadırlar. Kurulun son yıllar da giderek azalan kadrosu yasal görevini yeterll düzeyde yapa bilme savaşını vermektedir. Kurul Uyeleri gittikçe agırlaşan eko nomik koşullar altında onurlu bi çimde çalışmanın huzııru içinde, fakat gerçekleri bilmenin UzUntüsü ile doludurlar. Ülkemizin sosyo ekonomik ya plsı artık dengesini bir dalıa kuramayacak düzeye gelmistir. Bu yapının düzeltilmesi mali ekonomik kuramların fark gözetilmeksizin ve gerektiği biçim de uygulanması ile gerçekleşebilir. Yıllar boyu verilen emekler, yapılan çalısmalar sonuçsuz kalmaktadır. ömUr boyu onurlu ya şama savaşı veren kişiler, gerçekleri bilmflnin, fakat blr şey yapamamanın huzurstızluğunu duymaktadırlar. Oysa ulkemizde blr çok kamu kuruluşlan da ye(prli düzeyde yönetime sahip degillerdir. Ülke gerçeklerint ya kından bilen, ülkenin ekonomlkmali dengesini en iyi biçimde ta nıyan bu kurulun görUşlerinin degerlendirilmeKi artık zorunlu olmaktadır. Oönül ister ki. 31. kurulu? yılını bitiren Maliye Ba kanlıgı Hesap Uzmanları Kurulu artık hatırlanabilsin ve gerejti biçimde degerlendirilebllsin. Kurulun tüm Uyeleri, herseye karşın bu bzlemin Rerçeklesecegl umudunu yitirmemiştlr ve yitirmeyecektlr. Muvaffak SEYHAN klnd Oiinya Savaik snntasının cn hüyük devlet adamlnrından biri oldıığunda lılç kuşlcu olnıayan Fcderal Almanya Cumhuriyellnlıı ilk şıansolyesi Konrad Adenauer (1876 1H67), olümünden ikl av iiııce. 16 şubat 19K7"dc Madrid'de yaptığı iıayatının son konuşnıasında. Avıupa iilkcleriııl şu sözlcrle uyarmıstı: «Blrlcylk Amerika iie Sovyct Rıısyanın, atom silâMarının yalnız krmli tekellerinde kalnıası yolunda glrişliklerl görüşmelcr, bütiin dünya nıilletleri ve ozellikle çok prodüktif bir toplum olan Avrııpa'lılar için, ciddi blr tehlike varatıııaktadır. Blrlcşmemls bir Avrupa, bu iki büyük devlet arasında çıkacak blr anlasmazlık sonunda, büyttk felaketleıie karşı karşıya kalacaktır. Blr atonı navasıııd» Avrupa iilkeleri, bü yük niifus yoğunlukJarı nedeniyle en büyük zararı eöreıcklerdlr; ılra Avrupa'da kilometre kareye 98 klslnin dUsniesine karşılık, Blrleşlk Amerikada 21 klçıl, Sovyet Rusya'da ise ancak 10 kişi ciü.^mektedir. üte yandan iki süper devletin aiom sllâhlan koımsunda anlasmaları da, Avrupa millctleriııin polillk ve ckonomik etkilerinin sıınu demek olucuktır. Biiylc blr durumda, Avrupa devletlerinin tek baslanna karsı çıknıaları bir anlam taşıınayncaktır; uına birlcşmis hlr Avrupa'mn ağırlıgını, Blrlesik Amerika ve Sovyet Ruşya hesaba katınak J,Orunda kalacaktır.» ' Adenauer'ln bu uyartsınriaki (ferçek pa.vıııın ne kadar hüyük oldıiKu, dııha soıırakl yıllardaki gelişmelerle açıkça ortaya çıknıı.ştır. (»crçektcn Keven yılın maym ayınrta t^encvrı'clo toplanan ve atom silâhlarının yasaklanmalannın hangi asanıada olduğunıı inceleyen konteransta elde edllen sonuçlar. konferansa katılan ülkelerin trnısilıllcrinl hüyük bir dilş kırıklığina uğratmıçtır. Konferansta, çeşilli ülkelere menaup konusnıacılar, atom silâhlarının doğııracağı telıllkelerin bufün, 10 yıl öncesine oranla (Ok dalıa fazla olduğunıı ileri nürmuşler, üstelik şimdiye kadar atom sllâhlan olnıavaıı ülkelerin de siIâlılannıa yarıçına katılarak, atom silulıları yapınağa basladıklarını belirtmlslerdir. Rıındaıı yakınanlar olmıışlııı. Meksika temsllcisi i«c daha önte 100'den fazla ülke tarafnulaıı Inıznlauan atom Bİlâlılarıııı ya.saklama anlayınasının (Nnn 1'roUreration Treaty: NPT), özeliikle Kirleşlk Amerika ve Sovyet Rusya tarafmdan ııygulanmayışını kınamıs ve bıınlarm ellnde bugün, 1945'te Iliroslma'ya atılan atom bombasının tuhrip (tücünün bir milyon katı oranında atom sllâlılurı bıılıınduKUnu one sürınüştür. Atom silâhlurı olınayan ülke temsilcilcrinln kanüarıiM göre, bu silâhları yasaklama anlaşmasının gelcceği, tümüyle JVloskova ve VVashlncton'un elindedir. HonferansUki bütiin bu yakınma ve kınamalara karşı, Birlenik Amerika Delegasyonu'nun Şefl Fred C. Ikle İle, Sovyet Kasya Delegasyon Kefi J.D. Morokow, saııld öııceden agıl birliği yapmışlar gibi aşagı yukarı ayni şeyleri söylemlşler ve atom sil&hlanm yasaklama konuaunda, simdiye kadar elde edjlen nonuçlardan pozltlt olanlarının negatlf olanlara oranla daha ağır bastısını ileıi sürerek, atom silâhları olmayan ttlkelerfn, ikili anlaşmalarla, atom enerjisinden barışçı amaçlar için raydalanmalannı önermişlrrdlr. Blrlesik Amerika İle Sovyet Rusya'mn birlikte çaiısnıalarının, bütün dünya için (avdalı olacağını iddia eden her İki neleşasyon Baskanı, silâhlaıınıa yançının sürdürüldügtinü açıklamaktan da çeklnmemişlercllr. Adenauer'in bu selişmeyi yıllar öncesl bütün açıklıgı va ayrıntüariyle görmiiş olnıası. o'nuıı ne çııpta ileri giirüşlü bir devlet adamı olduğunıı göstermesl hakımından llginçtlr. StratejlU atonı silalılıırını sımrlandırma konusmalarının (Strategic Arnı» Limitntion Talks: SALT) ilkl. Birlcşik Amerika ve Sovyet Rusya Uelegasyonları arasında Vivana ve Helsinki'de sürditrülen 130 oturıımdHn sonra bir anlaşına ile sonuçlanmış ve anlasına 36 nıayts 1973'de o zaınanki »irlcjik Amerika Cumhurbaşkanı Nlxon İle Sovyetler Birliği Konıünist rartlsi Genel Sekreteri Brejnev arasında Moskova'da ImzaInnmıştı. Bu anlaşınaya göre gelecek beş yıl Içerslndc, kıtalararasi saldırı rckabetlerlnln dıırdurulması da öngörülmüstü. Ancak, sonraları SALT1 anlasnıusı adı verilen bu anİR^ınaya Blrlesik Amcrika'mn uymasına karşılık, Sovyet Rusya, SS 18, SS 19 tlplerl adını verdlkleri vo siındi.ve kadar biiincnlerin en büyüklerl olan kıtalararasi güdümltt saldırı roketlertnin yapımlarını ve kurulmalaTinı sürdürınüştür. Vakıa bu tlp roketlerln «>a.vılaıının "1975/83 yılları arasınrla her ikl siirter atom devletl İçin 2400'er olarak dundıırulmaııı Brejnev ve Blrlesik Amerika Cumhurhaskanı C.erald Ford arasınrla tartışılmıssa da, kesin hir Ronura varüamamıstır. Zaten geçen mayıs ayında, Cenevre'dekl SALTH konuşmalarından da blr sonuç elde edllememlşti. Atom siliiılan konusunda yapılan bütün tHrüşmclere raj;men, Blrlesik Amerika ve Sovyet Rusya arasındakl silahlannıa yarışı büyük blr hı/.la sürrlürülmektedlr. Bu arada ber iki süper devlet ycr altında, Irnnsa isn, Pasirik Okyanııs'unda vn atmosferde. atoın silâlıları denemelerini sürdürmekten çeklnmemişlerdir. IMIlletlerarası Barıs Araştırmaları EnstltUsii'ııün (International Peace Research Institute: IPRI) verdlğl rakamlar« göre dünya ülkeleri. 1974 yılında silâhlanma için 318 mllyar dolar harcamıslardır. Yapılan tahmlnlere göre. yalnı* Çln Halk Cumhuriyctfnin ellnde 200300 atonı bomhası vardır. ö t e yandan son 25' yılda Blrleşlk Amerika yabancı ülkelere 86 mllyar, Sovyet Rusya İse 3» ıııllyar dolarlık çesltll clnH nllâh »atmıstır. Bütün bu durum karşısında, son Rünlerde tstanbul'da loplanan 7. Islâm Dıyislerl Unkanları Konferansı ülkelerinin. atom silâhları konusunda aldıkları kararların, lıangi ölçülerde etkili olacağı merakla beklenir. İ Haydarpaşalılara Bildiri Tıpkı talebellk sünlerlmlrde oldugu libl bizblze eecireceğimlı bulunan vergi kaçırmft alıskanlıgı karşısında binde beslik bir denetim, yUkümlUler arasında vergide «Adalet ve esitlik» ilkelerine ters düşmektedir. Artık ulkemizde vergi denetimi adeta cezasal nitelikte bir «plyango» olmaktadır. Gerçekte bir toplumun yozlastınlması isteniyorsa, o toplumun düzenini saglayan yasalar. uygın auzenım sagıayan yasajar. uygudan. yapının düzeltilmesi onlar '»n"1» olanagı olmayan maddeler le donatılır. Vergisel açıdan giİçin pek uygun görülmez. Bir derek Ulkemiz bu varsayıma utoplum içindeki okonomik dengo yar bir gorünüme bürünmektesizlik arttıkça da o toplumda dir. Bu durum ise ileride onarılııyıım knlmıyacaSı gibi, toplumun ması saglanamıyacak yaraların yapıgı olay yaratan bir görünüm kaynağı haline dönuşecektir. ıçine Rirer. Kuruldugundan bu yana Hesap Gelir Dığılımını Düıınltme Uzmanları Kuruluna 711 eleman sınavla blınmıstır. Bunların +01'i Yirminrt yüzyıhn son çeyrefein çesitll nedenlerle kuruldan ayrılde ozellikle kapitalist ekonomımıştır. Yılda kurula yeni katılerde, sofiyal adalet kavramının lan eleman sayısı ortalama 23, onem kazanması İle birlikte, sıayrılma sayısı ise 13'tür. Kurula mf farkhlaşmasını giderme çaBinde B»; D«n«»leniyor yeni katılan uznıan yardımcıları balan görülmektedir. Ülke içinUç yıllık bir yetişme döneminTürkiye'deki ilk kez planlı ç* den sonra yapılan yeterlik sınade bireylerin hlç değilse zorunlu gereksinmelerini alabilme olana hşma önderliğini üstlenen Hesap vında başarı göstermesi sonucunUzmanları Kurulu, planlı çalıy ğını saglamak için, ekonomik da hesap uzmanlıgma atanmakbünyeyl düzenleylci ekonomik malarının sonucunda, ülkenin Udır. Türkiye'de mali ekonomik mali kuramlar öne sürUlmekte mali • ekonomik yapısını gerçek alanda yüksek ögrenim yapan ove hatta uygulanmaktadır. Eko anlamı ile bilen elem&nlar *Uz kulları bıtiren başarılı gençler anomik mali kuramlardan en manlar) yethjtirme başarısını gös rasından sınavla seçilen ve 31 rinemlisi ise vergisel olanlarıdır. termiştir. Otuz bir yıllık çalısma yıllık geçmisıncle toplam 711 kişl Bilindiğl Uzere vergi. klasik bir sonucunda Türk toplumunun ver olan adayların yetısme dönemledeyisle devlet giderlerine katıl giye karsı direnci oldugunu yakın ri zorlu ve köklü bir egitim çama payıdır. Çağdaş anlayısla, dan saptayan bu kurul, vergi po lışmasını gerektirmektedir. Ülbu payı aynı zamanda gelir dağı lltikanuu çagdaş düneye eriştlr kemiz standartlannı aşan meslımını da dlizenlemektedir. An mek için sayısız çalısmalar yap lekî bilgi düzeylne erişen ve yeoak vergiler kisilerin gelirlerl, mıstır. Bu çalışmaların ısığında, terlik sınavını başaran her hetüketimleri veya sen'etleri Uze en gerçekçi açıdan Türkiye'de ver sap uzmanı «n az bir yabancı rinden almdıgından ve veranle gi denetiminin Anayasa'mırın ön dılı bilmek zoıunlugundadır. rin mal varlıgında bir etcsilme gördugU biçimde, herkesin malî Böylesine yetenekli elemanları ye neden olduğundan, gönüllU gücii oranında vergi ödemesini bünyesınde toplayan kurulun çaolarak devlete verilmezlar. Dev sağlayacak nitelikte olmadıgı an lışma çtzgisi ise sUrekli olarak let bunlan otoritesini kullanaralc lasılmaktadır. Bunun nedeni de sosyal ve ekonomik engellerle doalmaya çalışır. Gerektiğt biçim Türkiye'de vergi denetimını ya ludur. de vergisini toplayan ve vergi oo sal olarak üstlenen kurumdaki Türklye'de vergi kaçırmft alıslitikası ile gelir dagılımını dü eleman azlığıdır. Vergi kannnlannı benimsediğimiz ve ömek al kanlıgının en büyük nedeni külzenleyen devlet, başarısı oranın da otoriterdir; daha açıkçası dev dıgımız Batı Ulkelerınden Alman türel düzeyimizdir. Bu alışkanlık urtık bünyenıizde öylesin* ya'da her vergi ytikUmlüsU bes let .var»dır. kök salmıştır ki, vergisinı yasal yılda bir d«fa denetlenebilmektedir. Oysa Tltrkıye'de hiç denetim biçimde ödemeyi amaçlayan bir Ülkemlzde gerçek anlamda ver yükumlUnun ekonomik açıdan gi uygulamasına 193U'lerden iri görmemiş yUkümlUIer oldııju gi toplum içinde tutunabilmesi çok bi, ortalama olarak yılda bin yübaren basltrulmıstır. Ancak daha zordur. Ulkemizde bugün için künılüden, en iyimser bir guruşönce yapılan vergi uygulamaların le, besı denetlenebilmektedir. Bir gerçek anlamda vergi ödeyen ve da, vergi kaçaklarmı önlemek Uretiml gerçekleştiroo emekçl sıUzere bir vergi denetim kurumu başka söyleyişle, vergi yükümlüleri bugünkü sayısal durumla an nıftır, Pefin olarak vergisini ücnun kurulması gerektiği anlaşılret gelirlerinden odeyeıı emekçicak iki yüz yılda bir kez denelnııştır. Bugün varlıgını sürdüren ler, diger gelir sahiplerine göre lenebilecektir. ve yUrUrlükte bulunan vergi usul enflasyon katsayısı ve faiz oranı yasası ile vergi denetimi, yukarı TUrk toplumunda salgın haide kadar fazla vergi ödemektedirler. Hesap uzmanlannın yıllardır sUrdUrdüklerl vergi incelemelerlnde, gUnümUzde kamuoyunun da yakından bildlği bu gerçek. çok açık olarak görulmektedır. Gerçekleri, klsllerl ve kurumları ile tanıyan ve ülkenin içinde bulunduğu ekonomik dengeslzligi daha da bozanları görcvleri 27 99 27 dolayısiyle kolayca ayırabilen ku28 48 48 28 48 49 rulun üyeleri, kurulusunun 31. yılının sonunda bir burukluk IDEVRELER içindedırler. Çünkü kurul üyeleıinın bildigi bir gerçek de şııdur: Türkiye'de kurul dısında ekonomik ve mali dengesizligin HIZLI FEN SINIPLARIİ 1 Hozıron vergisel yönden düzoltılmesi koCENELYETENEK SINIPLARIİ I I V . 7 Hazıran nusunda bugün hiçbir çalışma ve dejerlendirme söz konusu deMurul Dcrsonesınııı, gildir. Aksine her gün gittikçe Universiteye Hazırlama voyınlan ; artan vergi yolsuzlukları söz konusudur. Amerika Blrlesik Dev9 Formullfir (20 TL ) # Genel Yetenek Test (60 T L ) letleri'rde devlet bütçesini pek # Sosyal Test (50 TL) • Kiasi! Fen (90 TL.) elkilemeyen bir vergisel suç devlet baskanını istifaya zorlarken, 0 Matemntık Test (80 TL ) • Modern Fen Test (60 TL ] Türkiye'de vergi yolsuzlugu yap0 Cebır Test (30 TL.) Dersonelerden temın edilebılir. mayan veva yapamayan kisi geOdemelı isterne adresı : P. K. 980 İSTANBUL çimini saglayamaz duruma gelmektedir. AYRICA : İstanbul Murat Dtrsanesi nrogronı \ır: dr'netımınde Ufflullı Yıjımı gerekslnme İle kunılan Maliy« Bakanlıgı Hesap Uzmarılan Kurulu'nun ana görevidir. Maliye Bakanlıgı Hesap Uzmanları Kurulu 29 mayıs 1945 tarihinde 4709 SHyılı yasa ile dogmus olup, bugün 31. çalışma yılını doldurmaktadır. Bu kurul yanında, Maliye Bakanlıgı Teftis Heyeti idari denetimle birlikte. «U'gj denetimi görevini de *ük]ehrril$th\'Ayrı& Oelfrler Kontrolörleri, Gelir MUdUrleri. Vergi Dairesi Müdürleri ve Defterdarlık Vergi Kontrol Memurları da idarl denetimle vergi denetimıni karmasık olarak yürütmektedirler. GUnUmüzde ana görevi vergi denetimi olan Hesap Uzmanları Kurulunda görevli eleman sayısı 310'u aşmamaktadır. Tüm denetim elemanları toplamı ise ynklasık olarak 2000 civarındadır. ünümüz dünyasında ulkeler arasmdaki ekonomik savaş giderek buyümektedir. Bu arada hemen belirtelim ki arlık dünya Ulkplennin bir bölümü ekonomik üstünlügü ellerıne **• çirmislerdir. Ekonomik açıdan güçlü ülkeler, zayıf ülkeleri dilsdlkleri biçimde kullanmaya, daha açık bir söyleyişle sömürmeye çalışmaktadırlar. Gerçek savaş ekonomik açıdan zayıf olan ülkeleri ele geçirme ve sömürme savasıdır. Ülkeler açısındnn artık belirginlik kazanmıs olan bu furklılaşma, Ulkelerin lç yapısma da yansımaktadır. Az gelişmiş Ulkelerin toplum yapısına bakıla cak olursa, bir yanda gelişmis Ul kelerin yasama ölçülerinı aşan bir yasama duzeyi. öte yanda bü yük bir yoksullugun hirlikte sergilendikleri göriilür. Ülke yönetiminı ellerinde bulunduran siyasal kurumların dayanaftı da ekonomik «raçlarla Uiskili pldugun Veysi SEViĞ Maliye Bakaniıgı Hetap Uzmaru • Enver Pasa bana Hindistıın'a doftru screr yapmak iv tpyip istemedigimi sordıı. Enırımc üç alay verpceklerdi. Iran dan halkı ayaklandıra ayaklandıra Hindistan'a kadar gidecekt.im. Ben o kadar kahraman değilim, dedim. Talit Pasa nlçin bu görevi kabul etmedigiml sorduğu zaman da: Bize bir harıta getirsinler, dedim, durumu gösterdlkten sonra: Hem nlçin Uç alay? Tek bir adam gönderin, yeter. Nasıl olsa kendi kuvvetini kendı yapmaya mahkum degll midlr? Bu (edailiğl Uzerine alınalı idin .. Kger böyle bir şeye imkân olsaydi, sizin emrinizl beklemezdlm. Kendim gider, kuvvetler bulur, Hindistan'l fetheder ve imparator olurdunı, cevabını verdim.» Knver Pasa, Rprvekçl Mustafa Kpınal'ln ycrine lıaynlcl kunıamianlar buldn. Tııran'ı rethptnıeve çıktı. Anaclolu TürkliİRÜnü kırdırdı. lenilgiııln çukuruna düştü. Devlrti çökerttl, yıktı. 1922'de Mustafa Kpmal Paşa Anadolu'yu kurtarmay» çalısırken F.nvrr Paşa Orta Asva'da Turaııcılık pe.sinde koşııyordıı. Enver Pasa nldü. Anadolu Kurtulusçuları «Mllll Misak» llkesi Uzerine Cumhuriyet devletini kıırdular.. Türkiye Cıımhurlyetl Milll Mlsak la (L'lusal Yrmlnle) Raptanınıs yıırt sınırları Ü7.prin(le vıiksclmiştir. Nc hiıtiin dünyadaki Türkleri aynı devlet İçinde toplamak gibi ırkçı: ne de yeryüzündeki Müslünıanları aynı bayrak altında birleştirmek gibi ümmctçidir. «,'aîrias milliyetçillk ve Atatürk ulusçuluğıı, Cumhurlyet devletlnin 1961 Anayasasının baslanrıcında yacılıdır. Ne var ki Tııraneılık ve Islâmcılık, Anadolu Türklüğünü ııçuruına sürükledlkten sonra da bltmedl. Cumhuriyet Devletinin ilk dOnemlnde Atatürk yonrtimlnde sındl; ama, tkinri Dünya Savasında ırkçı ve Taslst Nazl Almanya'sının lstilâ eylenılerlyle birlikte canlandı. O yılların iki Turancısından biri TUrkes. «tekl Reha Oğuz Türkkan'dı. Şlmdi biri devlelin, ötrki mllll ejcltiınin Killt noktıiMiıa yprlcşıııiv tir. Pantttrklzmin ve panlslamizmin hugünkü dıs kaynagt ARD'de yuvatanmıştır; CIA'nın desteğlndcdlr. Bütün dünyaya, Türkiye'yl çağdısı felih emellprl İçinde grislermek ve' yalmz bırakmak çabası, bu odaklardan kaynaklanmaktadır. Turancılık Idcolojistnin Enver Paşa zamanında saptanan nimgesi blr «dlst kurUtur. Şlmıll !Y1HP1I koniiimloların isaretidir. Atatürk milllyetçiliğinl ynk ctmek için düzenIenrn saldırılarm bayTafı olarak kullanılmnlda; tüm nıllli eiitimde ocreııcllerln yakasına znrla Distirilmektedlr. TEŞEKKÜR ile Eşim Ayten Töngel'ln geçlrmiş oldugu ameliyatı basan yapan degerll Op. Dr. Adnan KÜRKÇÜOĞLU'na Narkozitör Prof. Dr. Faruk OR. NarkozitÖr Dr. Nevin Ün, MUdUr Mazhar Kansu, Kadıoglu Kliniği hemşirelerine ve tüm personeline tesekkür ederını. FEIIMt TONGEL Cumhuriyet 4387 KAYIP ÇOCUK 30 Mayıs 1976 günü HHHH evden ayıılan oglum Aziz Yıldırım kayıp tır. Görenlerln ve bilgi sahibi olan' ların insaniyet namma asağıdakı telefonlara veya en yakın karakola haber vermelerlni önemle rica ederım. Kendislnl affettlm. Eve dönsün. BABASI ltlanhul: 22 .15 8H Ankara : 11 M «0 10 7,t 48 Cumhuriyet: 4688 KAYIP Istanbul Emniyet MUdUrlüğUndnn aldıgım Pasaportumu kaybettim. Hükmü yoktur. Oro ŞEHRKZ (Cumhuriyet: 4590) ZAYİ Pasomu Hükümsüzdür. zayi ettim. FRANS1ZCA rmkHinda oturao Ogrenollere Strashourtt On)v«r*ıt«ti mesunu tmyan oeretrnen tjLraiından tıranaızca dtrsi **rUlr Her ç*«it Mrctim«ı«r vapiiır Tel: 586896 Otuzdokuzuncu Hafta SPORTOIOlkrajnivesi Kazananların Nazarı Dikkatine Otuzdokmuncu htfta SPORTOTO ıkramıyfileri ödeınelerine davam edllmekte olup, Başbayllıgirnize biiRlı bayllerden oynayarak tkramlye kazanmıs olanbrm hir »y zarfında şubel«rimiz gisolerıne müracaat ederok ıkramlyelerini almaları rlca olunur. Taşra bayılerınden oynayanların ikramıysltıri P.T.T. ve Zlraat Bankası vasıtasıyla adreslcnnc göndenlmiştir. TÜRKİIE VMlAK KREDt BANKASI A.O. İSTANBUL ŞUBELERİ İstanbul Çemberlitaş UNIVERSITEYE HAZIRLAMA Metln YILMAZER ZAYİ Giresıın Emniye' MUdürlUftUnden 1972 senesinde almış oldugum 3253 No.'lu işçl pasaportumu zayl ettlm. HUküm aüzdür. Ahmet MENTEŞE (RekDağ: 3R84/4591) YtTtK Şebekemi yitirdlm. HükUmstizdUr. Ragıp YAVUZ (Cumhuriyet: 4583) ZAYt istanbul 34/PI./fi()7 No.'lu plakamı kaybettim. Hü kUmsUzciUr. Ahdülhsllm BtLGtN (R«kDag: 3883/4590) KAYIP ODTÜ şebekemi, EGO vn Yurt kartımı kaybettim. uecerslzdir. A. Arinan AKÇAY Cumhuriyet: 4586 HEOEF DEV BİR DfNiZ GÜCÜ! fllRK DONANHA VAFK1NA YAPACAGINIZ IU HEDEFE YARDIMIARU ULAJAbltlRIZ AN'ANEVi PiLAVIMlZ 30 Mayıs 1978 Pasar rünü ssat 10'da kalblmlz U H binasında verilecektir. LOKAL Telt.: 38 03 92 (Cumhurlye*.: 4884) ^N*<ÂR üder 1i l'işılık sınıflarrla dersanesı UNIVERSİTEVE HAZIRLAMA Iuiftlarına vc kavıtlarınn flovnm r'tmfktndır. Koranfıl Sokak, Bakaıilıklar ANKARA 17 97 27 ÎM/4İλ) Son yıllarda TUrk toplumıınd* görülen çalkantıların ana kayna gı, süphesiz ekonotnik nedenler dir. Toplumun bireyleri trasında ekonotnik dengesizlik rxttıkça hurursuzluk ds artacaktır. Kaldı kl, ekonomtk açıdan toplum için de egemen olan tınıflar Antya İSLÂM CENAZE İŞLERİ 47 20 06 (Cumhuriyet: 4576)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle