Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Almanya, Ortadoğu'ya Türkiye üzerinden ulaşmak istiyor Federal Almanya'nın Başbakanı Helmuth Schmidt, resml Mr Riyarel için Ankara'da bulunuyor. Almanya'nın Şansölyesi çjeçen yılbaşını Atina'da geçirmiş ve bıı davranış Yuımnlılar tarafındmı büyük bir sempati ila karşüanmıştı. Aslında Schmidt.'in Yunanlılara sundugu bıı buket gerçekten Federal Almar.ya'nın Yunanistan'ı Tiırkiye'ye tercilı ettiğt anlamına mı (reliyordu. yoksa Avrupa siy.isal çevrelerinde • pragmatik» olarak nitelendirilen Şansölye'nin günlüfc bir tutumu muydu? Bu konuya geçmeden öııce Almanya'nın d;ş politikasma kısaca bfr gb'z atmakta yarar olduğu kamsındayız. Federal Almanya şu an Sosyal Demokratlar tarafmdan yöneülmesine rağmen, belki de NATO'nun en büyük savunucularının başında Relmektedir. Ikinci Dünya Savaşı sonucu Avrupa'da kunılan dengenin hıında büyük rolü olduğu soylenebılir. Berlin'in yürürlükteki özel statüsü, Avnıpa'nın savunmasmın önemli bir hölümiinir.ı Ameıika Birlcşik Devletleri tarafmdan sağlanması. Amerikan askerlerinin Almanya'daki varlıklan Bonn'un öteden beri yararlandıgı ve de ctkilendiği unsurlar. NATO'nun etkinliğini sürdürmesi bugün ABD ile Fedeıal Almanya'nın elele vermeleri sayesinde olııyor denebilir. Büyük bir iktisadi bunalım içinde olan Büyllk Britanya. NATO'nun aslceri kanadından ayrılmış, Fransa'yı bir yana bırakırsak, NATO'nun o'.iınün iki büyük ülke tarafmdan oluşturuldugunu kolaylıkla görebiliriz kanısındayız. OSTPOLiTiK Willy Brandt zamanında başlahlan Doihi politikası. anlamına gelen «ostpolilik. bugün içln Bonn tarafmdan ustalıkla uygıılanan dış politikanın en önemli taşlarmdan birini meydana getirmektedir. Ostpolitik'in hedcfi Federal Almanya'nın Varşova Paktınu bağlı iilkeleı'lo bellı oranlarda işbirliği kıırma temeline dayannıaktadır. Bu detante (yuınuşamu) politikası iki Almanya arasında ilişki kurulmasından sonra Sovyetler Birlifti tarafmdan du olumlu karşılannıış hatta Sovyetler Birligi'nin Avrupa'daki siyasal durumu, siyasal stalükoyıı uluslararası bir belge ile onaylanmasını amaçlayan politiknsında önemli bir adım atılmasına da yol açmıştır. Federal Almanya'nın Doğu politikası sonucu, komünist ülkelerle başlattığı işbirliğinın bir nıeyvi'sı olarak gelişen Avrupa Güvenllk ve Işbirlifii Konferansı ve onıı izleyen Helsinki anlaşması Federal Almanya'ya bulli bir ölçüde nefes aldırmış ve rahatlatmıştır. Bonn yönettcileri böyloce bir yandan NATO çerçevesi içinde Batı ülkeleriyle ve rtzelliklo Birleşik Amerika ile sıkı ışbirliğl sürdürürken diğer yandan ostpolitik sayesinde Sovyetler Birligi ve diğer Varşova Paktı üyeleriyle iyi geçinme politikasınt da gerçekleştirmiştir. IİÇÜNCÜ DÜNYA YOLU Federal Almanya'nın. Batı ülkeleri arasında ilginç bir görünümü sürdürmek istediğinde t.üm görJemciler birleşmektedirler. Batı dünyasının ABD'den sonra erı kuvvetlî ikinci devleti denebilecek olan Federal Almanya bu izlenimi silmek amacmdadır. Örneğin, 1969 aralık ayında Lahey'de toplanan Ortakpazar zirvesine kadar Avrupa' nın lideri görüntüsünU sürdüren Fransa, gerçok liderin Federal Almanya olduğunu bu zirvede anlnmıştır. Ancak buna rağmen Fedfiral Almanya'da Avrupa liderliğine yönelik bir tutum kesinlikle belirlenmemiştir. Gözlemciler bunu iki nedene baölamaktadırlar. Eirinci neden, Federal Almanya îkinci Dünya Savaşı'nın hâlâ zihinlerde kalan kütü izlenimlerini liderlik pozuna bürünerek canlandırmnktan kesinlikle kaçmmasıdır. Böyleee ham Bat.ı, hem de Doğu ülkeleri için korkulu bir rüya olmak istememekte, onlarla daha rahnt ve kuşku vermeyici koşullarda işbirliği yapmayı yeğlemektedir. İkînci neden ki, bu neden aynı zamanda Federal Almanya'nın dış politikasını oluşturan Uçgenin ilçüncü kenarı sayılabilir, üçüncvii dünya ülkeleriyle sıkı işbirliği kurmak amacıdır. Ekonomisi sllratle Sellşen ve Avrupa'da 1973 bunalımından sonra dengeyi yeniden kurabilen tek büyük devlet olarak Almanya büyük bir hızla üçüncü dünya pazarlarına yönelmek eğilimindedir. .TÜRKİYE'NiN ÖNEMi Almanya'nm dış politikasını oluşturan: NATO'ya bağlılık, Varşova Paktı üyeleriyle detante ve üçünnii dünya ülkelerine yöneliçin ner bölümünde Türkiye'nin Almanya için önemi vardır. NATO'yu ele alırsak, uzun süre bu örgüt içinde Türkiye'nin ABD ve Almanya ile çok sıkı işbirliği yaptığını hemen hatırlarız. TUrkiye'nin bu çok «içten davranışları» nedeniyle gerek Amerika'dan. gerek Almanya'dan silâh yardımı gördüğü de bilinen bir dıırıımdur. Ancak btırada Federal Almanya'nın sürekli olarak TUrkiye'ye askeri yardım konıısıında ABD'yi b'ne ittiği de bilinen bir gerçektir. Almanya, TUrkiye'ye askeri yardımda hiç bir zamnn yüklü taahbütlere gtrmemiş ve ABD'yi izlemeyi yeğlpmiştir. 1974'de Ikinci Kıbrıs Harekâtından sonra askeri yardımı derlıal kesmiş ve Amerikan Kongresi koşullu olarak silâh satışlannı serbest bııaktıktan sonra geçen yü nisan ayında askert yardıma yeniden ba.şlamıştır. Federal Almanya'nın TUrkiye'ye bir buçuk yıllık dilimler için verdiği askeri yardım 100 milyon Alman markı tutmaktadu. Türklye, Amerikan Kongresl'nltı »mbargo uygulamasından sonra hemen Almanya'ya başvurmuş ve silâh açığınm Bonn taralmdan belli bir oranda da olsa karşılanmasını istemiştir. Fakat yukarda beUrttiğimlz şekllde Almanya bu konııda pek içten davranmaUıgı gibi, yardımı da uzun süre ertelemiştir. Türkiye'nin, Almanya'nın «Dogu politikasu içinde de ayrı b!r yerl vardır. Almanya tarih boyu, Sovyetler Birliği ile olan ilişkilerinde TUrkiye'yl bir destek, kendi lehine denge kuracak bir ülke olarak görmüştür. Bugün de durumda bir değişiklik yoktur. Sovyetler Birliği ile Norveç'in değişik durumu bir yana bırakılırsa. tek sınırdaş ülke olan TUrkiye, Almanya tarafmdan doğal bir nıiıtteîik olarak görülmektedir. Bonn'un maharetle uyguladığı Dogu politikasını rahatsız edilmeden sürdürebilmesi için Dogu Batı dengesinde fazla bir oynama olmaması gerekmektedir. Türkiye'nin herhangi bir şekilde Batı'dan kopması belki de ABD'den çok Almanya'yı etkileyecektir. Ve denilebilir ki. Bonn'ım ostpolitik'i bir anda yerle bir olabilir TUrkiye'nin Batı blokundan ayrılması durumunda. Helo Federal Almanya ikili ilişkilerle Türkiye'nin desteftinl rie saglayamazsa Akdenlz ve Ortadoğu'ya inen yollar tıkanacagından Bonn çok zor durumlara dUşebilir. KIBRIS iÇIN ARABULÜCULUK Almanya'nın lübns sorununa olan özel llgisini bu noktarla aramak gerekir kanısındayız. Federal Almanya Haşbakanı geçen yıl sonu resmi bir ziyaret için gittigi Atina'da yılbaşını geçirınce buna Yunanlılar çok sevindiler. Öteden berl kendilerini açıkça desteklemekto olan Fransa gibl Almanya'nın bundan böyle üenclı yanlarmda olacağmı sandüar. gansölye Schmidt onları yüreklendiren bazı övücü sözler de kullandı Atina'da. Bir ay sonra toplanan Sosyal Demokrat Pnrti Kongresind« Schmidt daha dikkatli bir şekilde davranmayı yeğledî. Ve bir öııeri oldıığu takdirde iki ülke arasında Kıbrıs sorununun çözümimde arabuluculuk yapabileceğini dile getirdi. Aslmda Almanya Başbakam'nın bıı tutumu başından beri Kıbrıs sorununu uluslararası platformdan çekerek ikili görüşme şekline dönüçtürmek isteyen TUrk tezine ters düşer bir davranı?tı. TUrkiye de Almanya Başbakanının bu sözlerînl duymazlıktan geldi. Schmidfin Atina'da, «Kıbns'ta Türklerin yüzde 20'lik nüfuslarıyla Ada'nın yüzde 40'ını kontrol etmelerinl haklt görmüyorunı. demesinden bir süre sonra çe»itli diplomatik kanallardan bu sözleri düzeltmek amacıyla glrişimler oldu. Almanya Ba*bakanının bu dereca açık ve seçik tutumundan sonra, Ankara'nın onun arabuluculuğunu kabul etmesi olanaksızdı ve faala bir ilgl de gösterilmedi. ALMANYADA'KI YÖNETICILER Burada bir parantez açarak, Almanya'daki yöneticilere de Kısaca değinrnek isüyoruz. BugUnltü Başbakan Schmidt, Batılı gözlemcllerce .pragmatik» bir kişi olarak tanımlanmaktadır. Hesaplarını kısa dönemler için yapmakta vo bunda da zaman zaman başarılı olmaktadır. Ancak son günlerde bazı davranıslurı özellikle Fransa, İtalya gibl Ulkelerde sert tepkilerle karsılanmıştır. Almanya Başbakam, istikrarın ancak nosyal demokrat yönetimlerin egemcn old'ugu ülkelprde bulunduğunu ve komünizmin .Gaullisme. gıbı • ALMANYA DA ÎKTİDARDA BULUNAN SOSYAL DEMOKRAT PARTtNİN, CHP' YE OI.AN EfttLİMtNİN TKMELINDK KCEVİT GİBİ BİR KİŞÎNİN TÜRKİYE'DE KITRACAĞI StYASAL tSTİKRARDAN YARARLANARAK YATIRIMI.ARI VK KKONOMİK îr,İŞKİLERI ARTTIRMA İSTEĞİ YATIYOR. • FEDERAL ALMANYA SOVYETLER BÎRLİĞİ İLE İLIŞKİLERÎNDE TÜRKİYE'YI BİR DESTEK, KENDİ LEHİNE DENGE KURACAK BÎR ÜLKE OLARAK GÖRÜYOR: BU NEDENLE DE TÜRKİYE'NİN BATI BLOKUNDAN KOPMASI ABD'DFN ÇOK ALMANYA'YI ETKİLEYECEKTİR. 1972 yılmd» Jnualanan bir «nıasma ııe, TUrkiyeye Ke»m yapacak işt.ıilerc, ulkelerinde iç kurabilmelerl için ortak bir fondan krerlı verilmpsi öngörülmüştü. Osjitli temaslara rağmen bu fonun kurulması yıllarca gecikti. Sonunda fjeçen nisan ayında forı çalısmaya başladı. Halen Halk Bankasında bulunan bu fonda 38 milyon Türk Lirası toplanmıs durumda. Öz varlıftıntn yuzde 30'u TUrk Işçileri t&rnfından karşılanmak koşıluyla yeni yatırımlar için yüaide 70 oramnda kredi verilebiliniyor bu fondan. Fonun önümüzdeki günlerde ortak komisyonun yapacağı bir toplantı sonunda 197ü yılı için 100 milyon Türk Lirasına çıkartılacağı Ranılıyor. önümüzdeld yıllarda bu rakamın daha da artma&a olasılığı söz konusu. Türk ışçileri için. 1975 mayısın son günü Almanya Başbakanından istenilen komılardan bir tek fonun çahşmaya baslaması saglanabilindi. Bu kee Demirel hükümeti vurdu darbeyi TUrkiye'de yatınm yapmak isteyen Türk işçilerine. Sorun su: Türkiye'de yatınm yapmak ve yukardaki fondan yararlanmak isteyen Türk işçileri, firmanın yüıde 30'unu oluşturacak orandaki dövizlerini MerkeK Bankasma yatırmak zorunda kalıyorlar. Projeleri onaylandıktan. kendilerine tesvite bf"lRe«i v««rileeeğine ilişkin garanti sunulduktan sonra, bunların gerçeklesme^i için dövizlerinin Merkez Bankasma yatırılarak dısardan makine, malzeme ııe getirıleoekse, bunlsr için gerekli tahsisin beklenmesi gerektiği kendilerine bildiriliyormuş. Ynni Tıirk isçisi dövia olarak Merkez Bankasma verdiği porasıyla dısardan makine getirebilmek için en az 8 veya 0 ay arasında beklemek zorunda bırakılıyor. Bu süre içinde TUrk işçisinin düvizi cephe hükiimetinin destekçlsi büyük firmalar taratından kullanılıyor ve TUrk işçisi de döviz tahsisi için sırada bekliyor. Ne güzel millıyetçilik değil mü... EMEKIRUC SORUNU İki ülke arasuıda ortada duran diger bir »orun da Türk lfçtlerlnin emeklilik durumHn. Bilindiği gibl Türkiye'de emeklilik yaşı erkeklerde 55, kadınlarda ise 50 yıl. Almanya'da ise bu sınır 63 yüla bağlanmış. Almanya'da çalışan ve 56 yılını dolduran kimse TUrkiye'ye dönerse emekli maasmı alabllmek için 63 yasına kadar beklemek aorunda. Türk tarafı, Türkiye'deki ve Almanya'daki hizmetlerln birleştirilerek 55 yaşını dolduran Türk işçisinin emeklilikten yararlanmasını öneriyor yıllardan beri. Ancak bu konuda da henüz bir sonu/ alınmadı. Resmî görüşmelerde bu sorunun da dile getirilmesi bekleniyor. EGiTrM (IKMAZI VE ALT PROIETARYA Federal Almanya büyük bir hızla uçuncu dünya pazarlarına yöneliyor FEDERAL ALMAN ŞANSÖLYESİ HELMUT SCHMİDT İC VE DIŞ POLİTİKADA «PRAGMATÎZM» sosyal durgunlaşma getiren sistemler yüzünden yeşerebildlgini soyleyince sert eleştirilere uğranııştır. Katta Avrupalı bir çok ünlu politikacı Schmidt'i ırkçılıkla suçlamıştır. Aslında hâlâ Almanya'da en güçlü adam olarak eski Başbftkmı ve Sosval Demokrat Partinir: Genel Başkanı Willy Brandt gbzükmektedir. Schmidt.'in kabinesine ekonomik işlerle ilgili bakanîı^a en güvendiği kişilerden birini getiren Brandt. bugünkü Almanya Başbakanını pek ba^ı boş bırakmamaktadır. Almanya'da yakında seçimler vardır. Bu nedenle Brandt bir yandan iç politlkada Schmidt'in pragmatik» yanından ve ülkede yeniden kurulan ekonomik düzenin propagandasından yararlanmak istemekte. öte yandan da Almanya'nın diğer Ulkelerle arasının iyi olmasma dikkat etmektedir. Örneğin bazı Batı Ulkelerinde komünistlerin başarı kazanmalarından sonra verdiği demeçte. «GörülUyor ki, komunistler başarı kazandıkları zaman bir kıyamet kopmuyor. diyerek, kan ve tutucu bir sosyal demokrat olmadığını göstermiştir. DOGU AKDENiZ POUTIKASI Almanya'nın Doğu Akdeniz'e ilgisine dönersek, burada Bonn'un asıl tercihinin Türkiye olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye bir yandan Sovyetler Birliği ile olan sınırı, öte yandan Doğu Akdenizdeki ve Avrupa'nın Ortadoğu'ya uzanan bölUmündeki coğrafi konumuyla Federal Almanya'nın kolay kolay vazgeçemeyeceği bir ülkedir. polltikayı uygulamada kendini rahat hissetmesinin nedenini, Türkiye"nln bugüne dek sürdürdüğü kişilikslı dıs poUtikada aramak gerekir kanısındayız. TÜRKİYE'NİN ZAAFI VE TİİRK Denilebilir ki, Türkiye, Almanya'da çalısan i.«çiler yüründen Federaı Almanya'ya karşı kesin bir davTanı? içine (riremez. Bu gönlşün >anlış bir Rörü» olduğunu söylemek olanak dışıdır. Ancak yalnır. bu nedenle Türkiye'nin Almanya'ya karşı sürekli bir boyun egiş içinde olduğunu anlatmak da olanak dışıdır. Geçen yıl bu günlerde NATO zirvesi nedeniyle Brüksel'de buluşan Demlrel ve Schmidt arasında iççi sorunlan da ele alıumıştı. Türk istekleri uç nokta uzerinde toplanmiftı. Bunların bagında, yâbancı işçilere lTı'.i bunalımı dolayısıyle uygıılanan ayrıcı tutumun Ortakpazar'ın ortak üyesl olan TUrkiye'den gıden içcilerp uygulanmaması geliyordu. Yabancı işçilerin çogu, bunalınıdan sonra ülkclerine dönmek zorunda bırakılmış, bu da o ülkelerde istlhdam sorununun körüklemefine yol açmıstı. TUrkiye, Türk ışçileri için, 1076 aralık ayında baslaması öngörülen serbest dolaşım ilkesine dayanarak ajTi bir uygıılama istiyordu. Bu istek bugüne dek yerıno getirilmedlği gibi, Almanya'da, TUrk işçilerini de kapsayan çesitli olumsu/. kararlar alındı. Bilindigi gibi Ortakpazarla yapılan katma protokole göre, Türk i?çileri bu yıl sonun Türkiye Almahya iliskileri Ümit GÜRTUNA ALMAN SOSYAL DEMOKRAT PARTİSİ BAŞKANI VVİLLY BRANDT ÜLKESİNİN EN GÜCLÜ ADAMI. TUrkiye'ye askeri yardım konusunda Almanya Amerika'yı öne itme eğilimini taşıyor ve hiç bir zaman TUrkiye'ye karşı yüklü taahhütlere girmiyor Almanya'da bugün 553 bin Türk işçisi çalışıyor. 50 bin de lssia Türk var. 197^ bunalımından soııra TUrkiye'ye 70 bin dolaylarınd» işçinin döndüğü sanılıyor. Sosyal gtivenlik anlaşmalanna görp, Almanya'du 6 ay sigorta primı ödemiş olan bir işçi 72 gün işsizlik yardımı alabiliyor. Eğer son iki yı! sürekli prim ödemişse işsizlik yardımı .'U2 güne çıkıyor. Bu işsizlerin bir bölümünün de işsizlik yardımı kesilince Türkiye'ye dönecekleri kesin. Ancak ilginç olan bir durum var. SS3 bin calışan Türk'e 50 bin issizi eklerseniz Almanya'da bugün 603 bin Türk işçisinin bulunduğu ortaya çıkar. 197^'te kriz öncesi Türk işçisi sayısı da 605 bin. EylUl 1973'ten beri Almanya'ya hiç işçi gönderilmemişken ve bu arada 70 binden fazla ışçi yurda dönmüjken nasıl oluyor da TUrk işçilcrinin toplam sayısında yalnız 2 bin düsUş ortaya çıkıyor.. Bunun altında Almanya'daki Türk çocuklarımn eğitim çıkmazı yatmaktadır. Almanya'da halen 340 bin dolaylarında Türk çocuğu bulunmaktadır. Bunlann önemli bir kmmı daha doğrusıı yarısmdan fazlası egitim çagındadır. TUrk çocuklannın eğitimi için Millî Eğitîm Bakanlığı tarafmdan Almanya'ya gönderilen öğretmen sayısj sadece ve sadece 285'tir. Buna karşıhk. Almanya'da yerel olarak bin dolaylarında TUrk öğretmeni çalıştırılmaktadır. Bu öğretmenler Almanya'ya isçı olarak gitmekte. Almanca öğrendikten sonra eğer anlaşabilirlerse eyaletlerce öğretmen olarak istihdam ettirilmektedirler. Almanya'daki TUrk çocuklan birkaç şekilde eğitilebilmektedirler. Bunların basmda, çocuklarını herhangl bir Alman çocuğu gibi doğrudan Alman okullanna gönderen velilerin uyguladıklan sistem gelmektedir. Bu eğitim şekliyle. Türk çocuklan. evd^ki Türkçe dışmda hiç Türkçe konusmadan ve Alman çocuğu ile aynı kültürU alarak yetişmektedirler. TabiJ çoğu doğru dürtist Türkiye'yi tanımadığı gibi, Türkçe de konusamamaktadır. İkinci sistem, gene Alman okullannda. Türk öğretmenlerinin Almanca derslerine ek olarak verdikleri Türkçe, tarih, cografya glbi belli dersleri belli saatlerde vermeleridir. Bu dersler daha çok TUrkiye'den giden öğretmenler tarafından okutulmaktadır. Üçüncü sistem, Alman okullarından önce 1 ila 3 yıl arasında hazırlık sınıfı okutulmasıdır. Hiç Almanca bilmeyen veva az Almanca bilen Türk çocuklanna yerel olarak eyoletlerce tutulan öğretmenlerce Almanca dersi yanısıra Türkçe dersler de verilmekte ve bu hazırlık sımflannı bitiren öftrenoiler Alman okullannda derslerine Almanca olarak devam etmektedirler. Bugün için Bavyera eyaletinde uygıılanan sonuncu sistemin adı model sistemdir. Türk çocukUn Bavyeıa eyaietince çalıstırılan TUrk tSgretmehler aracjlılhyla dersleri yalnız Turkçe okumakta, dil dersl olarak Almancayı almaktadırtar. Bavyera eyklati yöneticilertnin, Tilrk çocuklarının «Almanlaşarak» sürekli kendi ulkelerinde kalmaItnndan çekinip ııyıruladıkları bu sistem aslında bir yerde Türklerin lehine çalışmaktA ve Türk çocuklan belli bir oranda da olsa kendı dile ve kültürleriyle yetişme olanağım bulmaktadırlar. TEMEIDEKİ SORUN Almanya'daki bu eğitim uygulamasımn sonucu ise korkunçtur. Ilkokul ve ortaokullardaki Türk çocuklannın başarı oranı yürde 48' dir. Yani Almanya'da, ortaokulun da dahil olduğu sekiz yıllık eğitim dönemini her yüz Türk çocuğundan ancak 48'i tamamlayabilmektedir. Liseyi bitirebilen Türk çocuğu sayısı ise yalnız yüzde 4'tür. Ortaokulu bitiren 48 çocuktan ancak 4'iİ liseyi tamamiayabilmektedir. Peki ortaokulu bitirip, liseyi bitiremeyen Türk çocuklan ne olmaktadır? Almanya'daki yabancı yeni «alt proletaryayı» oluşhırmaktadır bu çocııklar. Başka bir deyimle, Almanca konuşan, onlar Ribi masada oturup yemek yemeyi becermeyi öğrenmiş dtizeyde eğitilmis, kızlara kadınlara pek saldırmayan ve kült.Ursüz bir işçi tipi yaratılmaktadır böylece. İşte 1937 yılından bu yana Almanya'dan 70 binin üüerinde Türk işçisi kesin dönüş yaparak gelmişken azalmayan TUrk işçisi rakamını ortaya çikarak bölüm. bu genç Türk işçilerinden meydana gelmektedir. Bazı Batı Ulkeleri. kendi ülkelerinin sahipsiz bıraktıkları yabancı işçi çocuklannı Almanların kasıtlı bir politikayla eksik şekilde egiterek kendi işlerine yarayacak yeni bir alt proletarya »ın^ı yaratmakla suçlamaktadırlar. EKONOMİK İLİİKKEft Bonn'un Atina ile olan ilişkisl ise son znınanlarda daha çok Yunanistan'daki rejimle ilgilidir. Almanya Atina ile Karamanlis Yunanistan'a döndükten sonra yakından ilgilenmeye başlamıştn. Yukarda anlattığımız nedenlerden dolayı Türkiye, Federal Almanya için daha önemlidir, ancak Yunanistan'ı elinin tersiyle de itnıesı kolay değildir. 1974 yazına kadar, doğrudan ABD'nın denetimindekt Yıınan cuntası ile Almanya sıkı işbirligi kuramamıştır. Pazar olarak da bu ülkede önemli yatırımları yoktur. Yunanistan genellikta Almanya'ya karşı Fransa'yı tercih etmiş ve ekonomik ilişkilenni Pııris ile sıkılaşiırmıştır. Buna karşılık Almanya'daki Yunan ışçılerinin sayısı oldukça artmıştır. Almanya >imdi Karamanlıs'ın jjelişi bir yana bırakılırsa. iki açıdan Yunanistan'a yaklaşmakiadır. Birincısi Almanya'daki Yunan işçilerine karşılık YunanisLan'dıın bazı ödünler koparmak. İkincisi; yakmdu Oıtakpazar'a tanı üye olması beklenen Yunanistan ile ilişkilerini canlandırarak. Fransa'ııın eskiden beri gördüğU desteği yumuşatarak ilerde bunun keıırlı aleyhine kullanılacak bir işbirliği şekline dönüşmesini engellemfik. Bilindiği gibi Ortakpazar'da kararlar oybirligi ile almmak gerektiginden Fransa'nın Almanya ile olan bazı anlaşmazlıklarında kendislnin ortaya çıkıp Almanya ile tadsız bir sürtüşmeye girmesi yerine Yunanistan gibi öteden beri iyi ilişkileri olan diğer bir üyeyı ileri sürme olanağına sahip olmasını engellemek için Almanya'nın şimdiden harekete geçmiş olduğu söylenebilir. Almanya'nm, Türkiye'nin önemine rağmen bu denli çeşitli bir dan başlayarak Avrupa ekonomik topluluğu üyesi ülk#lerde yeni iıtfer arayabilecekl^rdi. Tam serbestlik ise 10 yıl sonra saglanacaktı. Henüz bu uygulama başlamadan Almanya'daki bir çok eyalet yabancı isçi sayısını kısıtlayıcı kararlar almaya koyuldu. Almanya'da başka bir eyalette çalışan bir Türk bu karara göre diger bir eyalete dahi gidip is bulma ulanağını yitirdi. Kısıtlayıcı kararlar genellikle «eyaletlerin nıifuslannın yüzde 12'sinden fazlası yabancı işçi olamaz. şeklinde alınıyor. Federal hükümet yetkilileri ise TUrk istekleri karşısında eyaletlerin bağıınsız olduklarım ve kendilerinin bu kaıarlara fazla miidahale hakları olmadığı gerekçessne sıgmmayı ye£liyorlar. Bu davranıijlaıdan ötürü, Türkiye'nin kısıüami.nın kaldınlması yonündeki ıstegi kal)iıl edilmedigi gibi, katma protokolde öngörülen serbest dolaşımın 1 aralık 1976'da başlitmasından bemen önce eyaleiler yoluyla yeni kısıtlamalar getirilmesi Almanya'nın yabancı işıçilere karşı gösterdiği anlayışı kolayca belirlemesi bakımuıdan ilginçtir. Ayrıca serbest dolaşımın 1 aralıktan itibaren yalnız Ttirk işçilerine ııygulanacağı gözönune almırsa, bu kararlann bir yerde Türk isçilerini hedef aldığını söylemek aynı derecede olasıdır diyebiltriz. KREDİ FONU VE MiLLiYETÇiUK Türkiye'nin kısıtlamanın kaldırılma»! önerisine b»ğh olarak tekrarlndıgı dıger bir surun, Türkiye'ye kesin dönüs yapacaklara, ülke tarafından ortak kredi verilmesıni saglamak amatıyla kurulan fonun ışler duruma getirilmesiydı. Federal Almanya ile Türkiye srasındakl ekonomik Uiskiler. Türkiye'nin diğer Ulkelerle îlişkileri arasında en üst düzeyde bulunmaktadır. Genelllkle fazla denge açığı olmadan yürüyen bu ilişkller geçen yıllarda birden Türkiye'nin aleyhine hızlı bir gelişme göstermiştir. G«çen yıl TUrkiye'nin Almanya'ya yaptığt ihracat 1874'e oranla 28.1 milyon mark düşmüş ve buna karşılık ithalât yükseldiğinden tlcaret dengesinde Türkiye'nin aleyhine 1 milyar 658 milyon marklık çok önemli bir açık ortaya çıkmostır. Başka bir deyişle, TUrkiye'nin dış tlnaret açığınm önemli bir b<>lümü Almanya ile ticarî ilişkileri nedeniyle meydana gelmiştir. TUrkiye'dekl Alman özel sermayesinin toplam yatınmı fazla değildir. Toplam yatınmm 130 milyon mark dolaymda olduğu hesap Ianmıştır. Ancak son zamanlarda tarım ve havvancılık alanlannda bazı yeni yatınmların yapılması beklenilmektedir. Almanya'da 1973 bunalımından sonra oluşmaya başlayan yeni zihniyet. yabancı işgücü ithal etmek yerine. sermaye ihranını öngörüyor. örneğin, TUrk işçisini alıp Almanya'da yatınm yapmayı bırakıp, Alman sermayesinl Türkiye'ye götürüp burada daha ucuza Uretime gitme nğilimi içinde Alman ekonomisi. Bunun en belirgin örneği. Volksvragen'in Brezilya'da kurduğu yeni fabrikadır. El eme ğinin ucuz olduğu Brezilya'da yaptığı otomobilleri daha ucuza nial eden Almanlar. bunlan dış piyasalara daha kolaylıkla sUrme olanağı buluyorlar. Almanya'nm dış politikasının uç ana davanağını lncelerken bun Urın sonuncusunun Bonn'u üçüncü dünya ülkelerine açılmak oldu(DeTamı 9. ssyfada) ıTTBF, A^kara Bir Atatürk düşmanı nasıl profesör yapılıyor Konlenjan Senatörü Doç. Dr. Bahriy* Üçok, bugünlerde bir konu üzerlnd» ıtmrla durııyor. Konu ?u: Tayvlp Okuç, adlı bir «ilahlyotçı», Erzurum Atatürk Uııive«(1eslne atanmt». Üçok, bu atanmayı yasaUr» aykırı btılııyor. Tayyip Okııc'un, hlc bir akadnmik ijnvanı yok. Yanı. no nrofcıör, ne doçent, na aılstan, n* de yüksok okul mezunu. Buna rağmen üniversitalerde der» voriynr. Bahriye Uçok, bu konııyla ilgili olarak Milli Eğltltn Bakanına soruyor. Dlyor kl, Tayylp Okuç'un, diploması var mı? Sonra anlatıyor: Tayyip Okuc, Ankara Üniver«ile»l llahiyat Fakültosinde de öflreiim üyeıl olarak bulundu. Ankara Üniversiteii, bir aıaîtırma »onunda, Tayyip Okuç'un işiııo »an verdl. Okuç'un dnsyasında, Atatürk düşmanItğı ile İlgili kanıtlar da var. Soması Haha da llglnc: Üçok anlatıyor: Tayylp OVuç'un Ankara Ünivarslteıindekl Işîne son verilince, Okuç, bu k*z, Konya Ulâm Enıtllüjün» Ajıkara Ankara Ankara /Vnkara Ankara Ankara . Ankara Anka J atanmak icln biitün Işlcmlarini lamamladı. U gelin Cıımhurbaikanına dayandı. Cumhurbaşkanı, Tavyi» Okuç'un, Konya Ulam Enıtilüjün» atanmatına engcl oldu. Senalör Üçok, Sonatoda yaptığı gündnnı dışı komışntayla bıınları bir bir anlattı. Sonra Tayyip Okuç'un Türk vatandaşı olmadığını da söyledi. Sonra da Millî Eğitim Bakanına sordu, «Siz, hangl gerekçaylc, bu zatı, Erıurum Üniversiteti kadrosıına atayabilirsiniı?..» Tayyip Okuç'un y a v da, yetmişi «şmis, amma, «görgü» ve «bllglsinden» yararlanmak amacıyla, Türk vatandaşı oU:p olmamaıına da bakılmaksırın Erıurum ÜniversitAflne afanıvermU. Bunda jaıılacak bir ley yok. Sanırız yakında, Tayyip Okuç, Aymofya Camil baf Imamlığına da atanıve"lr... Mcclis Başkanvekili Et»m Kılıroglu kapıda bir tanıdığına raıtladı: Hayrola bir ş*y ml görüflüniir Hayır canım, a^ağıda slz hağırıyorıunuz, bıır» da biz bağırdık... Va7İyet nasıl? Vallahi Trabıon'ıın ^ampiyonluğundan bafka $*vinecek bir seylrriı yok. lyi slur insallah. döntml. 10 tablo Motkova Elçimiz Namık Yolga'dan. Dışiskri Bıkanlığından (Voskova'ya bir t«l«iz ç*kll«rfk biiyükelçlnin iznl alınmış bu tablolar İçin. Resmm Eıref Ürcn, Dışiılarindan Haluk Kura'ya şöyle diyordu Fikrtt Mualla'nın ranklcrlna bakarak: tPartı'in umurtamazlığınt figürlerlyle en lyi yansıtan restam.» Profesör Suııd Krmsl Yelkin Paris'to yaşadığı yıllardan Flkrat Mualla'nın hikâyelerinden söz ediyordu revresindekflere. Hasan Isık ve Haluk Kura diplomatlıklarının ilk yıllarında Paris'te bulundukları zaman Fikr»» Mualla I I * çok yakın iliskileri olmuş, renkli duygusal, anekdotlar aktarıyorlar. Fransır pollsi ve mahkemeleriyl» Fikret Mualla'nın yaşadığı nlaylar gerçekten anekdot nitellğinde, değerli rasıam btr gün Hasan Işığa gelmiş Paris Konsolosluğuna: Reııam demak renk demek. Ban geçen gün güzel bir renk tuHurdum. Çok sıcak bir r«nk. Müthis mutluydum. Bu mutlulugumu I V ressam doıtumla payl»:m*k Istedlm. Hava çok soğuk. Sıcaît rengi anlatamıyordum bir türlü. Yüriiyerek bir lokantaya glttik. Şarap lctlk. İçtikçe ısınrlık. Isındıkça o ııcak rengi daha iyi anlattım o arkadasıma sanra gar>nn geldi. Para istodl cüzdanımı açiım, fiosttrdim, iıtediği para yoktu bend». Sıcak rangin niııllıılıığıı mahkamed» sona eriyo. Fikret Mualla'nın reuamlığı Frannz yargıçlarını da çok etkilemis oıacak, bir gün oda arkadaıı olan bir Fransız kızı dövmüt. Haydi mahkeneya. Fikrel Mualla ceblndan bir defter rıkarmış. Ben, demiş, reslm yaparım, Iste rejlmlerim. Ama dogduğum ülkenin bir geleneğl var. Mahallemizdaki ktzları, dellkanlılar korur. Bu genç kızı da korumak için dövdüm. Franıız Yargıç Fikret Mualla'nın resimlerlnl hayranlıkla seyretmis, tonra söyle demis: «Paris'te ressamlığımzı ön plana alın. Koruyuculugunuzu da Iklncl plana.» Fikret Mualla'nın tabloları.. Vakko Sanal Calerltindc Fikrel Mualla'nın labloları spryil»niynr. Açılış günu tanatçılar, rliplomatlar, politikacılar, bilım adamları bir araya geldller. Fikret Mualla'nın renkleri, çizgileri, anrkdotları konuşuldıı. Bu sergi özel koleksiyonlarda ı olusuyor. Bir köşKfe Cumhurbafkanının e$i Emel Korıılürk'iirı verdiği çok eski Fikret Muallatar var. Cimcoz aileıinin koleksiyonundan, Flkrat Mualla'nın Moda'daki kö&kiin bahçesinde çalıstığı günlarln (Izgllariyle, ressamlığının ilk Trabzonspor'un Şampiyonluğu.. Öneaki gün Millet Mcclisi Başkını, başkaniık d 1 vanını topladı. Uzun lüren görüfmadcn «onra, DP'li HAZIRLAYANLAR : Müşerref HEKİMOĞLU UĞUR MUMCU