Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
niMHURİTH lkMnialn btr jıldır geomefeta oldngti »areç Içlnde olup bitenler Urerinâ, iyl niyetlt ve işten anlayan ktşilerin gorüs V e dusüncelerlni belirtmeleri, gereksız sayılmasa blle, yaratılan koşullar ve ortam karşısında, etkislz ve y*rarsız olacaftından, boşuna bir çabadan ibarrt kahr gıbı gorünmektedlr. \ Bununla beraber, geçen 10 mayısta «Danıstey GtinU» dolayısıyle bu yüksek mahkeme başkanmın yaptıgı konuşmada, Ttlrkıye Cumhuriyetinin genellikle «Hukuk Devleti», özellikle d« «Htıkukla baglı idare. temel nıtelıklerıni yadsımaga varan ya da yoketmege yönelen bır tutum ve gırişimın sbz konusu edılmpsl ve butün ılgılılers çagnda bulunulması karşısında, bu s o run hakkındakı RÖIÜŞ ve düşuncelerimi açıklama gorevı, kaçınılmaz bır rorunluk olmuştm C.erçekten, son bır yıl içerısınde, Danışlay Başkanının açık seçık oıtaya koyduğu gibl. Yüksek ldare Mahkemesının verdığı yürtitmevl durdurma ve lptal kararlanmn, en yuksck hükümet katından başlayıp en kuçük kasaba beledıvesıne ve okul ıdaresine kadar hemen tüm vetkıli ve gorevlilerce yerine getirllmemesi ve hıçe sayılması, vaygm, dllzenlf ve genel blr davranış halınp gelmiştir demlebılır Bu olumsıız tutumla yetınilmeyerek kimı ılgılıler ve yayın organlan, Danıştay'a ve hakimlcrine sÖ7İe va yazı ıle saldırılarda bulunmaktan da çekınmemişlerdır Ancak Yıikspk Mahkeme Başkanı, çok dogru ve yerıncie olarak, bu saldırıları alustuklan sırada kanun yoluna başvurup gereğl vapılmalc Uzere yetkılılere bırakmakla yetindiğınl ve b1nemli savmadıgını belırtmiştır. Başkan, bır anayasal kurııluşun temsılcisı sıfatınm geregi v» gorevi olarak, konuşmasında, siyası çevrelerda Danıştay'a ve kararlanna karsı takınılan tavrı ve beslenen niyetleri açıkJayıp, haklı ve ısabetli şekılde eleştirmıştir. Bunu yaparken de başkan, yürütmeyi durdurma kararının yerine getınlmesinın Anayasa'yı ihlal olacagı ve yasama meclislerının uzerınde bir Anayasa Mahkemesinin, hükümetin u/prınde ise Danıştay'ın bulundugu bır anayasal sıstemde memleketın idare edllemıypı.egı bıçımınde ortaya atılan iddlaları ela almış, kolayca ve kesinllkle çürütmUştUr. Baskanın, gerçekten bilimspl ve obıektif nitelikte olan bu açıklama ve kanıtlamalannı, ilgılpnpnler gazetelerde ve soylev metninde bulabileceklermden, burada tekrarlamayı gerekli gormüyorum. 20 Miyn Ü OLAYLAR VE GÖRÜŞLER YARGISIZ DÜZEN Prof. Dr. Lütfi DURAN «iı f>den tutum vı» davranıslarln gelecpAîinı tfhdit Pden nlypt ve RII ışımleri açıkluması ie ilgılılerle yetkılılen uyaııp göreve çağırması kaçınılmaz bu hdiı udıır Damştav Başkanı, ışte bu temsıl cılık sıfatına ve oıgınık kanununun (m 105) yukledıgı sorumlıılug.ı cLıyansırak konıışmasını, büyük bır olasılıklı B.ıskanlar Kurulunun ntişari irnelpmpsınden KK,ırdıkten sonıa hıç kuşkusuz ltendı adına tlpfeıl Drfnış.tay namııiA vapmaktadır. Hem sunıa hıı ^ıık<.ek h.ıkım ustelık müesspsesınin kurulu; yıldomımu toıenınde, nPden pohtıka cılarla sıjası poloınık yapmaga kalksın ve bundan ne gıbı bır kışısel yarar çıkarmayı umsun? Kaldı kı Anriy.ısa Mahkeıııesi Başkanı gibl, üç yiiksek muhkpınemızın (Yargıtay, Danıştay, Askeıi Yargıtuv) bııskanlun da tek VP avnı yargı erkinın te ııcılcılerı olarak jasama ve yUrülmeıun ba>l<m dıueyındc Anayas.al makam sahıpleııdır ve bu sıfatla Kıırulusl ııının konıısuna gıren kamıı ışlermde konuşmaga yetkılıdııler Bplılı demokrasi ulkeleımde vultsek ınulıkenıeleıın başkanlarınm knndı muessese ve faalı\etlenyle ılgiü olay, OIRVI ve soııınlar fıakkında açıîış veya kutlama torenlerı dolayısiyle jılda en az bır kez ve baska vesılplerle oa/en birçok defa gorüş ve dUşüncelerini dile getirmeleri gelenek halindedlr. Nıtekım, Turkiyp de de Yargıiay ın, 1940 larda başlattıgı Adalet Yılı Açılış Torenlerınde Başkanının konuşma vnpması gelenegı \er\l statü sündo yasal hüküm olarak benımsenmı^ ve ke"?ın lpsmıs bulunnıaktadır Yargıtay Başkanı «çış soylevınde ıstatıstık sayıları sıralamakla yettnmedıgı ve yctmcmiveceftı gıbı, Danıştay Başkanı da, kuruluş yıldonumü konuşmasında, temsıl ettıgi müessesenın devlet orean ve makamlarıyla olan ıhşkılerını, soıunluını ve Rüçluklerıni ortoya koyacak ve tartışaraktır Çunkıi «Cumhuriyetın temel kuıuluşunnu oluşturan vasama yürütme ve yargı organUn ancak işbırliğı ve ahenk içerisinde çalıştıkltiı ı takdırde ve olçıide oygurlükçü demokrasi denılen yönetim ve yaşam biçimi gerçekleştirılıp sUrdürUlebtlır Evet, Yiiksek ldare Mahkemesi Uzerınde sürdürülen tartışmanın özünde, Turkıye Cumnurı yetının demokratık hukuk devleti nıteliğlnın «iiyasî iktıdarca benimsenip benimsenmemesi ve bu Ukenın gereklerıne uvulup uyulmaması sorunu bıılunmaktadır Konumuzun esasını teşkıl etme yen yasama ışlemlerının yargısal denetımı, yanl parlanıentonun u^erınde bıı Anaya^a Mahkemesi nin varlıgı yonünden siyası ıktıdarın duyduğu ra hatsi7İıgı bır yana bırakaraK jtlrütme ve idare nin yargı yolu ıle denetlenmesi, yanı bunlar Iİ7P ı ınde Danıştay'ın bulunması noktası üzerinde dur makla yetlnecegım Hpınpn belırtpyim kf, ynrîn vetkıiıni kullanan Danıştaj ve otekı mahkeıneleı denetım yaparken, yürutme ve ıdarenın ne Ustunde, ne da altındadır devlet sıstemını oluşturan ayni jianda \e dllzeydedir Bu kuruluş ve makamlar, nl. telıkçp ayrı ve farklı fakat bırbııını tamamlayan yptl.ı ve gorevlerle donatılmış devlet organ ve orgütlerıdır. Onıın için, Danıştav ın vargısal deııetim yolu ile aldığı kararlar vurutme ve idarenın yaptığı ışlemlerden ıster ıstemez farklı v« bambaşkadır. Yüksek tdaıe Mahkemesinin kırarlan vıirütme ve ıdarenın Işlemlerını onleyırı, durdurucu, bozucu ve gıderu ı etkı ve so» nuçlar doğurur, hiç bir halde onların yerin» geçmiş sayılamaz Uyuşmazhk konusunda, doğru ve geçerlı hukukı durumu, yıne yürütme ve idare ıradesıyle ortaya koyar. Ne var kı, soz konusu iddıaların sahlplerl, Danıştay'ı bır mahkeme, kararlarını da yargısal tşlem olarak kabul etmez goıünmekte, dolajısiyle bunların yurütme ve ıdarece tartışılabllecpğıni ve hatta yerine getirümeyebileceğini savunmaktadırlar. Bu anlayıs ve gdrUş, 1 Cumhuriyet dönemlnin başlangıcmda da dne slirUlmüç ve TBMM de birkaç uygıılamada etKİsınt gristermıştir Ancak, aynı yasama meclisi, kısa bir süre sonra aldığı 12 nisan 1934 günlU ve 803 sayılı kararında, «Devlet Şurasının Deavl Dairesi kazai vazift gören müstakll mahkeme sıfat ve selâhıyetıyle mücehhezdir. hükmunü koymuş ve bunu, 19Wde çıkardıgı 3546 sayılı Devlet Şurası Kanunu'na oldugu gıbi aktarmıjtır. yolundaki sav yersiz olduftu gibi; yürUtmpden sorumlu olanın Danıştay karannı uygulaması halınde Anavasaya a>kırı işlpııı ve\a eylem japmış sayılarağı iddlası tutarsızdır. TC Anayasasmın 1971 degişikliklerl, YUksek ldare Mahkemesinin ne devlet du/rnindeki verıne ne rie vaısısal denelıınırıın gurune do 1 unnms, onu 1%1'de oldugu gıbı buakmıştır. (1) Gerçekten Danıştav ın kurulıi'? vetkı ve so rPAİennı dıuenleypn An lyasa nin H maddesın U dp sadece başkanlarla baş kanun sozcUsünün seçım usullorı değıştirılmış ve bu madtioyp pk'enen bir fıkra ıle Askerı Yılkipk ldare Mahkemesi kurulması ongorulmuştür Genpl olarak idarenın vargı volu ile denetlenmesıni hukme bng lavan 114 maddede ise, japılan şey RPiçek bır deftısıklik ve yenılık olmayıp, Danıştay ın öte den beri gdzbnünde tuttugu bedahet hükmündekı maddeleri \e bu arada 140 maddesldır Ayrıret kalmıştır Bu kural da, yukanda belirttlğim yürütme gorevi ıle yargı vetkisi ve ışlemlerl arasında, eçyanın tabıatı gereğı var olan ayıılık ve faık lılığın ifadesinden başka bırşey değildir SdzU pdılen 114 madde değışıkligı, iddıa sahıplerinın istediği ve sunduğu bıçımde anlaşılıp uygulanacak olursa, yürutme ve idare Üzerinde yargısal denptımın vapılmamasım kabul elmpk gerpkır Oysa, bu yargı denetiminın kavnagı, 114 mad de değıl, Anayasa'nın huKuk devleti nıtelıgını belırtcn başl.ıngıundan ıtibaıen 2 VP HRIU ote kı maddeleıı ve bu arad 140 maddesıdır Ayrı ca, vurgulanıak ısterım ki Anayasa Mahkemesi ile yüksek ınahkemelenn jeılesınış ve keMnle> mı» içtıhadları ile de doğrulandığı uzere, 114 madde idare üzerinde, yalnız Danıştay ile ldaıe yargı yerlerının değil, tum adlı ve askerl mah kemelerin de yargı yolu ıle denetimını ongor mektedır Brtyle olunca, YUksek ldare Mahkeme sinin denetimini ve kararlarını yargısal nitelık te saymayanlar, aynı 114 maddeden kaynakla nan Adalet Mahkemelerınin yürütme ve idarenin ışlem ve eylemleri, örnegin kamulaştııma operasyonu Uzerındekı denetlm yetkısını ve yargı kararlarını nasıl kabul edebileceklerdir? Gerçek şu ki, başta yüksek mahkemeler ve bu arada Danıştay olmak Uzere, tüm yargı mercılerının kararları Turk miUeti adına açıklanmıs, aynı nitelikte ve guçte, herkes İçin uyulması gerekli lradelerdir. Onun içindir kl, Anayasamızm 132 maddesf, mnhkeme kararlanmn, yasama, yürUtme ve idare ile gerçek ve özel tüzel kişilerce değiştırılmeden ve gecıktırılmeden yerine getırılme sını emretmektedır Değıştırılemeyecek ve uygulanması geciktirılemıyecek olan yargı kararlarının ilgilt ve yetkililer tarafından açık tartış ma konusu vapılması da dUşUnülemez ve hoşgörülemez Aksıne davranışlar, d«mokratık rejımde, devlet organlan ve kuruluşları arasında bulunması ?orunlu işbırlığıni ve dengeyl bozucu etkiler taşır ve duzensızlığe yol açar Bu bakımdan yürütme ve ıdiurnın Danıştay kararlarına uymamayı yaygın ve olağan hale getirmesı ve tJTKtutumunu kamu onünde savun ması, özgUrlükçtı demokrasıyı tnhrıp ptmckle kalmaz, her tüılU düzen fıkrıni de yokedebıhr. (1) Nltekim Anayasa Mahkemesi, «Gerek An*yasanın 114 madıleslndp, gerekse 140 nıaddrslndc vapılan deKİŞiklıkler, \n.ı\asanın temel felsefp xe gnruşilnde bir deıjlşınp nıcydana getirmemistlr» denıektedir, (23 ınart 1975. Yargıtav 4 Hukuk Dalrrnl, Esas 1974/ 42Karar 197S 62, II G., 3 haziran 197S 15254, ı. 6). Kımlik Belgesi 4 |%^<<>\ıs fünu bu koşede Turke» Suçunu ttlraf EdiI A \or başlıklı bir yazı vayıııladım. Komando kamplarını nasıl hanrladıgııiı, para kaynaklarını naaıl 7İnde kuv\etlerle Işbirllği yolunda naml çaı, eylem taktiklerlnl ııa*ıl hazırlavıp komandolara llettİKiııi, •(lavadaıı geıue donenlerin lıanıtl emlrle vuruldııklarını Turkeş. o \i/ul,ı keııdl (llliılr aıılatnıırdu Tiırkl\edrkl s«ıkak saldııılarıııı ve < inoetlerınl tP7K»hlu\an (iıgutleıln MIIP nin \aıı kuruluşları oldııı;""» artık bilmeven kalmamıs gibldlr. (.atışnıalar ^oğalıp, anarşi vogıınlastıkça Tılrkeş in ustunde dikkatler hlriknıektedır 1İ44 MİındA ırk<,ılıktan tutuklanan Tıırkrs l'lıîli* yılUrında Talat Aulcmlr le llıtılal komitesi ıçiııde ilışkıje ge^mlş; 1960 darbenlnde hareketın radyo sö/ı üliıfeiıııu yapmış; 27 Ma\ıs Devrimlnden sunra iktldardan citınemek U7eıc oturma lıaiirlıkları Ivuıdrvkpıı vıııl dışına surulmuştur 1%1 vılında Turklye've dondükten sonra 'lalat Aydemir le veııi bir darbenin pazarlıklarını «tırdurnıus. uvuşamavınca Albay Aydemlr i Mııhblr Vatandaş Hiratıyla lhbar etmiştir Bu gcçınlşte blçimlenen Türkeş'ln klmlik beİResi. şımdi .devİPtl ıçınden ele geçırmek» volundaki (.abalarıvla renklrnmektedlr Bir vıldaıı beri Rİ7İI \t a<,ık devlet nrgütlerlndeki klUt noktalarını tutmak stratr|isi ı^lndedir . Türkeş'l en i>i tanı>anlardan blrisi kuşkusıi7 rahmettl Alhay Talat Avdemir di. Ikisı arasında uzun suıell llişkiier. ishirlİRİ ve tartışmalaı olmuştur \\tlenııı, 21 'Maiıs 1%3 daıbe Klrişimindpıı sonıa tırtııklandı 7 Otak llfil guıııı sıat 18 1 da haplslıaıu'de va/dıgı şu notlar, S0 Kasım 1%6 gunU lu Aksanı gazelesinde vavmlandr «Şimdı ıç politıkada ypnı bır gaıle çıkmakta O da Tüıkpşın ( IvMl'V hakim olaıak bu partıyp gırmpsı . Türkeş'ın bu partiyi seçmekte Ijaş gayesı paıtı lıdersi? oldugu ıçın kolavlıkla paıtl lıderı olmaktır AP rlo de tııaftarlau vardıı .ıma, orada baş olmasına imkan yoktur TUrkeş'ın parti', nasyonal sos\alıst fasıst egılımlı bır paıti olacaktır (, unku psklden beri rengı bPİlıdu Tıukpş ve .ırkutlaşlnıı ellpnno geçiıeceklPrı ( KMP bünyesınde dlfter partılprdpn arkadaslarını da dahil ederek ya müşteıek bır paıtıde çıılışaıaklar, vpya onları yiııp AP içinde bırakarak: AP yı ıçprden fethetmeye çalışacaklardır O grupa AP içinde Beşınci Kol vazıfesi göı dUı eceklerdlr. Mılliyetçl mukaddesatçıların liderı Türkeş'in siyasl parti kuvveti tamamıyle gprırı tabana basmakta, kuvvetinı oradan almaktadır Mıllıyetçılık kısvesı altında her türlü ıstısman yapabiletek bır kuvvettır » Talat Aydemirln 1%4'te saptndıklsırı, hugıin elle tutulıır lılvlmde ortava çıkmıştır. (KMP (Cumhurlyetçl Kovltt Mltlet Partlsi) nonradan ad degl*tlrmiş, MHP olmuştur. MHP Ile AP bütünlesmtşlerdlr; Mılllyetçllik kisvesl altında lıer tüılü Istısman• \apnıakt.ıclırlar. Turkeş in kimllk beljesindekl mııhhir vatandaş'lık «ıfatına gelince Hu konu 21 Mayıs davası sırasında saptanmıştır. Tttrkes'ln 20 Mayııı gece^l saat 20'de, CKMPden Fuat Uluç ve Yılanlıoglu'na hareketi bllrilrdlğl, ve Ilasan Dlnçer »rarılıgıvla durumıın lııonu'ye duyurulduğu mahkeme tula» naklarında vardır. Turkeş daha once. Talât Aydenılrle bir darhe hareketi İçin pazarlıga glrlşmiş; anlaşamajınca arkadaşını ihhar etmtatır Hıfzı Veldet Velidedroğlu. 25 Nlsan gunlu Cluınhuriyet'te TUrkeş'e deggln ba/ı anılarını yayınlamış, emeklt albayın klşllifcine değftin renkll çizgller çekmişti. Bunların hepsl dogruvdu, gerçektl Tuıkeg'ln klmllginde, deııgeden (,oU, ıklldar hırsının dengeKİzlİKİ a^ır husmaktadır. Mllll Birllkçilerden Mıızatfer Karan hıınu bır jazısındn şriyle anlatıyor « On dortler olarak yurda doneıken son toplantımıa Belçika'nın bajkentınde Tenbosch S No 72'de yapmıştık. Bu toplantınuı amacı Türkpş'in eski tutku ve saplantılarından arınmış olup olmadıgını oğrenmek ve yurda ddnerken halkımıza yararlı olabılme olanaklarını saptamaktı. Türkeş'e ne denll oneri, uyarı ve oğlltlemelerde bulunduysak, olumlu sonuç alamadık, o gene eski Tljrkeş'tl. Sonuçta dedı kı « ... arkadaşlar, içimden gelen bir ses benlm büyuk TUrk lüusuna baş olacagımı ve yuı dumu kurtaracağımı soyluyor » Kuşkusuz ki bu sbzler ruh saglı&i ve dengesi yerinde hlrlnin a^zına vakışmaz Turkeş Tıirklvp'yl kıırtaracakınıs •hafiften gelen bır seset u>arak, dllctlnüz, Turkije'nin bir n «nce TUrkcf'ten kurtulmandır Üzerinde durulması Rereken ve Haşkanın da konuşmasında vurguladığı sorun bu ikı id riianın bırleştiği ortak nokta olarak, Türkıye Cumhurıyetıntn çagdaş blr hukuk devleti mi, yoksa polıs devleti mi, TUrk idareslnin de hu kukla baglı bir yönetim mi, yoksa keyfı ve orfi bir yonetim mi sayıldıgı veya bunlardan ikınol seçeneğın gerçekleşmesinln özlendıgi konusundaki haklı kuşkulardır. Yanılgıdan Sakınmalı Bugün yürürlükte olan 1961 Anavasası v» 521 sayılı Danıştay Kanunu, bu devlet kuruluşunun bağımsır yüksek mahkeme kımlıgini ve yetkılerini gerek düzenleme bıçıml, gerek kural ların içerijı bakımmdan açıkça ve kesmlıkle ortaya kovmaktadır Üstelık, II. Cumhuriyetin Anajasa sıstemı, yurutme VP ıdareyı kanunlar çerçevesınde, yani yasama mecllslennın iradesi içinde türevsel (muştak denvı1» bır görev saydıgı halde yargıyı Ttırk mılleti adına baSım^ız olaıak kullanılan bır anayasal yetki nıtelıginde kabul etmıstir Bu temel düzenlemenin anlamı ve sonııou ıse; devlet faalıyetlerinde ve toplum yasamında hukukça doSru ve geçerlı olgu, du rum, işlem ve evlemlenn hangısı oldugunu veya nasıl olması geıektiğıni son evrede sbylemege ve saptamağa yalnızca bağımsız mahkemelerin vetkili bulundutudur Bu nedenle, siyas! pr.rtılerin iktidarda veya muhalefette oldultlarma gore hukuk anlayıs ve uygulamalarının değıstığl Polemik Değildir Bu sorunu ıncelemeye girtşmeden önce Başkanm ortaya koyup tartışması, politıka^ılarla kışısel nitelikte siyasal bir polemik açması olarak karşılanabılir mı' sorusunu yanıtlamak ısterım. Çünkü, Danıçtay'ın 1973 te 105 kuruluş yıldonümü dolayıslyle aynı başkanın yaptıgı konuşma üzerine de, politıka ve üniversıte çevrelerinden bu yolda iddıalar dne sürülmüş idı Oysa, Başkanın, bağımsız blr anayasal kuruluşun yasal bir tpmsılcısl sıfatıyle, mUessesesine ybneltılen haksız ve yersiz eleştiri ve saldırıları karşılamakla yılkümlü bulunması yasal ve doğal oldugu gibi; kurumunun varhk nedenıni soz konu Yasa Önünde Herkes Eşittir OKTAY AKBAL Evet Hayır Liselerde Değişikliğin Yönü Ne? alim vs Terbiye Kurulunun çok sayın başkan ve Uyelerı. soylentılprden ve gelen haberleıden anlaşılıvor kı, lıspleıın mtıfıpdat ıdokümler) pıogramlarında degışiklıkler yapmalc tadırlar Dokuz ılde çalışmıs on üç lısede ders okutmuş ydnetıcılık vapmış, hatta M Eğıtim Bakanlığında gorev almış bır fplspfe rtğretmeni olarak gbzlem ve denetlerimden edındtklerımi dıle Rptırmek istiyorum Daha önemlısi, ders kitaplan yazarken bu konular üzerinde uzun uzun du şünmuş bır felsefe ışçısi olaıak vaıdıgım kanılan anlatmak istı \orum lçinİ7de benım öğrencim dunımunda olanlar da var, bendpn çok daha bılgili ve tecrtıbeli kışıler de var Ayrıca üniversite ogretım Uyelerinden de yararlanmak ıstedıginı? soyleniyor Ama bıllyor musunu? ınsan bir konunun (havanın) içinde kendint, kımi zaman yitirebılır ve bu nedenle de dunıma yeterınce soğukkanlılıkla bakamavabıhr Hiç olmazsa bu açıdan yazacaklarımın yararlı olacağına ınanı\orum T «Yasaları çlğnoven klıtı «lursa oljıun karşısında beıılm •avcılarımı bulacakttr» diyen MSP'll Adalet Bakanı bakalım ne yapacak «Yasalan çigneven» MSP'lilere, başta Millet Mecllsl Raskan Vekill Raslm Hancıoğlu'na? tlglyle beklenecek hlr işlem . Btr süre önce blr öğrenci tnpluluğu Ajasofya Muzesl'ne Btrmlş, Uem de glrlş parası da vermeden orada ııamaza durmuştu. Yasalara avkırı bir eylemdl bu. Daha açıfrı jasalara meydan okumaktı. Yalnız yasalara değil. en başta Atatürk'e, Ataturk'ün devrimine, herşeylne Vasa koruyuclarınin, vanl »H\cıların, TC Saıcüarının, hemen lşleme koymalan gereken blr olay Bay Muftuoğlu, «Benim saveılunm» divorsa da. T(. SaT. cıları «Onun» değiJ, Türkije Cumhuriyeti'nln, Atatıırk'un kurdugu, Atatürk'un temel fplsefesıne dayanan bir uygar devleti n savcılarıdır onlar Bakanlar gellr geçer, TC yasalan kalır, »avcıları kalır. Hangl parti olursa olmın, K. Savcüarını kimse buyrııjtıına alamaz, kendi iılkusune gore vonlendiremez onları.. Savcılar ellerlndekl yasa maddelerlnl uygulamak, gereken işleml yapmak gorevindedirler. Blr evlem. «suç» sınırlarına girmisse, o suçu Işleyen her klmse, lster sıraılan bir >urttaş, ister miUetvekill, lster bakan olsıın, «suçlu»dur. l.şlrdigi suçun cezasını da Cumhuriyet Adalctl vereccktir. Bundan kaçmmak olanaksızdır. MSP'll Kaaim Hancıogıu kl Meclis Başkan Vrkilidir toplati'i* çevrtsıııe MSP'lileri glrmiş Ayasofya'ya, orada namaz Hilınıs. Vfr mi bulamumış başka camilerde? Sultanahmet bt» aoım otede, oıa><ı gitmeve mi uşenmlş' Bir dostunun evinde de dlnsel gorevlnl yertne getirebilirdİ Onu ıla yapmamif, topluluk hallnde Rİtınis bır muzeye orda namaz kılmış. Kendisinl onlemek Isteven görevlllere dc bcn mılleıvcklliylm, dokunıdıuazlığun vaı« demiş. Orada kılmıs nama/.ını, Ayasotya'ıun tavanlarından, duvarlarından kendislne bakan Hz, tsa'nın, Meryem'ln şaşkın bakışları altında . Ayjsofva Müzesinl bugiıııku gorkemll duıumuna getirmek, alçdarla üstu kapatılmıs ama 7aıar vernıeyecek bnımde, ııstalıkıa kapatılmış o dıinya tlejerlndeki resimler nıozaikler nerde>se yirml beş otuz yıllık blr valışma, çok buyuk para lıarcama sonucu ortavı» çıkarıldı, uvgarlık dün>asına sunuldu Atatüık bu dünvanın cn eskl klliseslni uluslararast blr müze yapmakla belki de en onemll kararlarından birlni Mrmiş'.ı Yeryuzü uluslarına iırnek blr hoşgbriı, Insaıılık daıranışıydl bu. Dunvamızın büyuk yapıtlan hiç klmsenın malı deÇUrilr herkesindır, heplmizındir. demek Istemlştl Fatlh 1stanbul'u aidığında Ayaaofya klliseslni Muslümanlara caml olarak açmıs. Başka çare yoktu. Bir tek camj vapılmanııştı dalı.. Hem de Hıı Istiyanlığın biıyuk blr anıtını MuslumanUrın kutsal yeri hallne getirmenir o günlerde siyasal bır cineml, blr anlamı da vardı. Atatiırk çağında bu eski kilisenin. eskl taminın, ulusal bir müze yapılmasının daha büyük. dalıa deıin blr anlamı vardır. «Yurttıı barls dunyada hanj. llkoslne bağll blr goruşun tutarlı hlr davramşı olarak... Hem «layik cumhuriyet llkelrııııc» hafelı kalacaldarına ant ı»,erler, Ataturk Uevletınln Vierlis'ine gırebilmek Kin Atatürk'çu Anayasa'ya hağlı kalataklarına ulııs onunde NOZ verirler.. Sonra da daha once çıltarılmıs yasalara tcrs, karsı tutumlara, davranışlara kalkışırlar.. Başta Hancıoğlu olmak u/r»rc, başka 1 1 P ınillptvekıllerl de Ayasofya'da suç ısleme eylemini V& yapmıslarsa, hepsl hakkında gerekcn yasal işlemlerl vapmsk, llk olarak ıla bbyle parlamenterlerin dokunulmazlıklaı ını en kıısa 7amaııda kaldırmak kaçınılmaz blr eorevclir. Bu gorev once Bay Deınirel'in haskanlıçını \<ıp(ıı,ı ortak kabineve duşer. Aja«ofya'ya 7orla srlrerek ^analann «uç savdıjı blr evlenrıe girisen mllletvekllleri bu eylemlerinln hesabını vermelidir, er eeç de vereceklerdlr. Yok, MC Iktldnrının goriişti, A\asnfya'vı «ulıml mtize» nlteliğınden sıyırıp yenlden blr dlnsel tapınak biçimıne sokmaksa hıınu da açık açık suylesln, gereken tnsarıvı Meclls'lere getirsin .. O raman anl»\alım Bav Demirfl'lıı Bay FeyzloŞlu'nun Atatürkçlıliığumı' Y.ıııl, herkes ne oldu£unu, ne olmadığını çırılçıplak göstersin: Kamuovu >eterl kadar tanıdı bovlelerinl, ama yanar donrr politlkatıların aldattığı kimseler pek daha çok! Onlar da gfirsünier su MC gerçeginl' Bay Mütlüoğlu'nun «Savcıları» belkl blr *ey vapamazlar. an» TC'nln savcıları Atatürk yasalarınm bekçllerl, koruyııculandır. Suç işleven kimseler arasında ayrıcalık tanımazlar. Danıştay Başkanının uyarısı gerçek hukuk adamlarımıza en etklll «rnek olnurçtıır. Suçlan lzlemeyen ya»a adamları, suçluları yakalamayan vasa koruvucuhırı rta o «Suç»a katılmıs olacaklardır. Bunun herkesten önce kendlleri bUmektedirler. GELECEK DERS YILI ıÇıN LıSE MÜFREO&T PROGRAMLARINDA. OZELLıKlE KÜLTÜR DERSLERıNDE. BUYUK OEGıŞıKUGE GıDıLMEKTE OLDUGU ANLA$ILIYOR BU DEGıJıKLıGıN EGITiM VE ÖGREÎiME YARARl/ DOGRULTUOA OLMASI IÇıN ÇALI5MALI. UYARILARDA BULUNMALIYIL Sami GÜRTÜRK lnsanoglunu, b&slangıcından alıp Ronesansa degın lncelemış ve şu sonuca varmış Insanı ınsan yftpan kültürdur Fencı mi yetiştir mek Istıyoruz, önce insan olmasım saglamak zorundayız (, o cuk anadilını iyı bilecek, güzel kullanacak, tarıhıni öğrenecek, Ulkesıni tanıyıp dünyayı anlayacak, ınsanı toplumu bılıp topU vacak, mantıgı gelışecek, sanatı tadacnk ki, ınsan olma voluna gırsın Kuşkusuz bu dersleri okutmakla hemen erejSe ulaşılmaz ama bunlarsız hiç varılmaz iıtenen düzeye Nıtekım yalnız fenci yetiştirmek amacıyle kurulan Fen Lisesınde kultür dersleri kenara atılamadı Bu açıdan psıkolojı derslennın kimi okullarda J<SÇmelı ders durumuna sokulması, bence. bağışlanmaz bır yanlışliKtu «Insanı tanımadan mimar, mühendıs, hekim ya da yargıç olunabılır. gıbl bir janılgının sonucudur bu Hele ruhbıllmi bıyolojının bir dalı gıbi gormok, haylı eski ta psikolojinin kuruluş yülarındaki anlayışa dajalı bır gorüsüır noktaya değlnmekle yetlneceğim. Edebıyat (yazın) derslerinin nnsıl olması gerektıgl sorusuna açıklık getiren hayli yazı çıktı basınımızda Onlardan yararlana. cagınız umulur. Bu konuda benım üç dileğım var 1) Şu aru7. vo/ni oğretme ışlnı lıse müiredatından çıkarıp bir uzmarıuk alanı olarak üniversıte ve yüksek okullaıın ılgilı bölumlerinde okutalım Geçmişin malı olan bu ?evkı günumÜ7un ve O7ellikle varınımızın 1 gencine vük etmı/elim, yeter Yerine gerektığı hlçüde Batı kaynaklı ve çağdaş yazın örneklerı koyalım 2) Kdebıyat derslerınl hatta tum dersleri, ezbercılıkten kurtaralıtn. Ogrencinın sevdiğl, beğendigi ve haz duvduğu ders haline getırelım Çünkü eğitimde ve ogretimde başarının gizi (sırn) T»rs saatlerinl istenılir duruma ge'ırmektır 3) Ornek yazılar seçerken ve de işlerken, gerıye degıl, ılerne donük bir tutum getirelım Yani, orneğin çocuklara dınPI ırkçı, şovenist yazılar de«;il layik, akılcı, insancı yazılar OKUtalım da dogaya sırtını çfuirrntşMr ntmesantla bırlikte bmalar ışjga atılular, çunkü ınsan soyunun bir bdlumü yuzünü dogaya çevırmıştır artık Kısaca demek ıstiyorum ki sanat tarihı dersleri sannt olaylnıını bir butün olarak işlemeli ve ozellıkle onemli sanat yapıtları, ılıskın oldukları toplumlann yaşantısıyla bagıntılı olarak seıgılenmelıdır. Dersin gerçek amaç \e anlamı o zaman ortava çıkar K\ışkusu/ bunu yaparken, tarıh derslerınde oldugu gibi, bır yıgın ad ve biçim ezber. letmekten de sakınrrmlıyız Fel sofe gruhuna geçmeden belirtevım kı. b.u derslerin herbırinın uzmanı duıumundakı kışılerden vararlanacapınıza ınanıvorum Onun ıçın ben. valnızca kışısel göz lemlerıme davalı dileklerimi ya»nnkln yptındım. Dostumuz, ağabeyimiz, kardeşimiz, iyi insan Zafer Cilasunu kaybettik. Üzgünüz. TRT'deki dostları Cumhuriyet 4294 FELSEFE DERSIERI HÜFREDAT YtİKLÜDÜR Ders kıtabı ya7an bgretmen arkadaşların «süre uzatımı» ıçin yaptıklan başvurulardan kırnı İerınin dileğı yerine getınldi Bunlar fen derslerı kıtaplaıını yazan arkadaşlar Kımılerınınki henüz yanıtlanmadı Bunlar da kültür derslerinin kitaplarını ya7an arkadaşlar O halde yapıl ması düşünulen mufredat degl şıklıgı yalnızca kllltür derslerın de Ci'le anlasıhyor Oysa herhangı bir ogretım kesıminın müf rpdatı ele alındıgında derslerın tümü Uzerınde düşünmek yerin de olurdu Sozgelımı bugun lise ve dengı okulların mutredatı btı tünuyle ağırdır, yuklüdur Hemen hıçbır oğrenci, bulabıldıgı çnlışma süıesi içinde ertesi günUn 6 7 dersini hazırlayama makîadır Yalnızca dlızenll, planlı çah şan, cumartesi ve pazar gllnlerı nı de ders çalışmaya ayıran öğlencıler. bıra? da UstUn yetenek lıyseler, bunu başarabılmekte ler tşte bu nedenledir ki, okul larda yaygın olan çalısma dÜ7p nıne «yığma» adı verılmektedır Yanl öğrencller hangi gün, han gı dersten ya7ilı ya da so^lü o larak yoklanacaklarsa, o gün içın o dersten yıgılmış olan bo Ulm ve konulara çahşmaktadır lar (Sanırım bu gerçek bılındı fci içindir kı yazılı günlerıııın onceden bıldirılmesi ve bu tur gunleı ın ogretmenler arasında paylsştırılması ve de planlanma sı gplenekleşti'ildl ) Bu hıtumun sorumlusu ıse onlar değıl, müf redat prooıamlarmın agırlıgı vanı oftrenılecek dersleun ve komılfnn coklugudur. Bana 6y le gelir ki ılk ^npılacak ışlerden bııı bu ilanda bır ferahlık ya ıatarak, başarı olanaÇı saglama voluyla dersı ve okulu sevılir halp getırmektir Burada akla şu soru gelebılır Bılınen yükü azaltmak için fen derslerının mı yoksa kultür ders İerınin ml sayısı azaltılmalı ya da konuları eksıltilmelı? Klmile rı fen ve teknık çagında yaşadı Sırrnzı belirterek kültür dersleri nin azaltılmasını ileri sürerler Bu yanlıştır. «tnsan Nasıl Insan Oldu?» adlı, ikl ciltlık bir kıtap var, bilmem okudunuz mu7 Çok açık dr dille kaleme alınan ve rtlzel d* c«vrllmi( olan bu kitap AHLAK, DERS OLARAK GEREKSiZ Buna karşılık ahlâk ders'.^rl müfredattan çıkarülabılır. Bu dersın kıtabını ya/anlardan bınyım Öyleyken kaldırılmasından vana oldugumu kesınlıkle benrtmelıyım Çünkü, once bu derste yer alan konular başka i*rslerde işlenenlerin bir yinelenmesıdir Sonra bu ders ilgılılerce yanlış degerlendırılmektedır Daha açık bır anlatımla lıse ahls't dersleri müfredatı psıkoloji, &ayoloıi, felsete ve yurttaşlık bılRisi derslerinin kimi konulaıını alıp yınelemış bulunuyor Sakıncası ise şurda Ahlâk okutan kimi öğretmenler kendılerını raııııdc sanaıak vaıza ve bbylere Türk gençlığıni, en azından yü7yu geri gotürmeye kalkışmış bulunuyor Toplumumuzu bu ters ve vanlış gidlşten kur'armak Talım ve Terbiye Kurulu na dUşmektedir Hemen vureulamakta yarar var Ahlâkın onemıne inananlardanım Bunu vazdıgım ders kitaplarında da belirttim Ancak dgrencılerinvzl ahlaklı vapmanın volu ahlakı ders olarak okutmak deği dır Bu, dersınin adı ne olursa olsun, tUm djtretmenlerin yapmaıtta oldugu ve vapacagı telkinlsrle olur (Ahlâk eftHimi konusunda sdylenecek soz çok ama temel konunun riıyma (azla çıkmamak da gerek) CAGDAS. OIAUM Felsete bbefjl dışında kaUn kültür derslerınde nasıl bir vol ızlersiniz, pek kestiremıyorv n Ben yalnızca vıllardır ec'ındigım lılanlmlar* dayanarak blrltaç HEDEF DEV BÎR DENÎZ GÜCÜ! TÜRK DONANMA VAKFINA YAPACAĞINIZ YARDIMLARLA BU HEDEFE ULAŞABİIİRÎZ. Telsefe adı altında toplsnan deıslere gplmce llkın ruhbilim (psıkoloıı)den soz edeyım Bu dalda herhangi değişiklık y.ıpılacağmı sanmamak yerınde olur Çünkü onun müfredatı çok yenidır. Üstelik Talim ve Terbiye Kurulumuzun şimdikl başkanı taraftndan düzenlenmısti bu mufredat. Mantıl" derslerlne gelinee" Bu dersin klasigl yeterince^ kısaltılmış ve oturmuş artık. lyi öftretıı ıler elınde yararlı bir ders olarak işlenıp gitmektadir. Modern mantık ise okutanı da, okuyanı da, izleyen anababayı da düsundürmektedır Kımıleri billrler ki, ben bu dersin kursuna bir degil iki kez katıldım Altı yıl Ttlrkiye'nın en kalabalık ikl lisesinde, binlerce ögrenciye, bir çeşit savaş verircesine, Kışılerl değerlendirirken de tek başıma okuttum ÇUnkU kar yolumuz bu oisurı Sözgelimı, Zı şı çıkanlar çoktu ve güçlüydü va Gokalp, Hselerimizin kimi e Ayrıca dersl öven küçük hır de debıyat kitaplarında genellikle kıtap yazdım Övlevken bu ye«Ki7il elma» ozlemi içinde ışle ni bilgi turü uzerınde halâ dünır Oysa aynı duşünUrün 1922' şünmekteyım ÇUnkü dersın dıp den sonra çok gerçekçı oldugu vazarı sürekll olarak ndını bıhniyor O halde bu konuda ya yenıliyor ve böylece ders hepılacak ış, onu gençlık yıllarının men her yıl yenı bır bıçim ve Zıya Gökalp'ı olarak degıl, ol yön alıyor. Sonucun nereye va gıınluk tagının gerçek düşünürü racagı belli değıl Ama biz yine olarak vurgulayıcı nitelikte tanıt de dersm somut gerçeklere yomaktu nelmesini ve hacım .(oylıım) ba larih dersleıi, bıı çok ogıerıu kımından sindirılebılir olçülera mı/ ıçın, dzellikle fpn bolilmünde ınmesını beklivelım Bu arada okuyanlar ve meslek sahibi ye onümüzdekı yaz, «.agnlı snyısı tıştıren Uselere gıdenler ıçın gergıttıkçe artan mantık kursunun çekten bır yük duıumundadır Coğrafya dersleri de oyle. Bır neden kurslar programında yer vıgın ad, gün (tarihı, kent, dag, almadığı da dUşündurucü sayı ve ben/erı şeyı ezberlptmek. Adı felsefe olan dersın müfrelen vazgeçmeli artık Bunun ye datı kesınlıkle gozden geçırılme rine onemlı olay ve konuları se hdir. Çünkü yürürlükteki müfçprek vurRulavıcı ve dUşündürU redat ve kıtaplar oğrencilerımıcU biçlmde oğretmek gere^ır ze felsefe konusunda yanlış kaSanat taııhl üeıslerl ıçın de ay nılar ve izlenimler vemektedır. nı şeyi düşünmelivız Hele haf Müfredata, Psklden olrtu*ıı gıbı, tada bır saat oluşu bu dersın 6g felsefenin öteki problemlerı de renilmeıinı iyice güçleştirmektedır Buna kaışılık, gUnümüze de eklenmelı ve felsefe problemleri gin okutulan sanat tarıhlerınin bır büttın olarak işlenmeli Soz ıkı eksıklıgıne değınmeden geçe gelimi, sınıflarımızda, «ğretım yılının bvjşte dördünü kapsayan mıyeceğim Sanat taııhı adı ge nış kapsamlı oldugu halde, ders süre içinde hep bılgı kuranıı anlatırız Çocuklar hayretle yükitaplan valni7ca plastlk sanat ları içermektedır. Yani otekı sa 7tlmtlze bpkarlar «Fılozof denen kişıler amma da boş şeylerle nat dalları bu tarlhıtı içinde yok uğraşmışlar • Dertleri neymış bu °ysa sanatlar birer bütündürler 7avnllı!arın1' Biz bu kuramları riır toplumun herlıangi lıır do neminde mımarlık, resım ve nerede hangi ışte kullanacagı?'» vontuculuk rheykeltraşhk) ıle gibi sorıılar yöneltirler bizlere müzik ve ya7in arasında sıkı bır Haklılar, bır yerde Çünkü müf bütUnleşme vardır Ama daha ıedat bılpi kuramlarını •oyutla onemlısi, her sanat dalının dü mış Örnegin, «emprizm, bügi şiln (fikirı ile olan bagıntısmın nin deneyden geldiğlnı savunan eksıkliğıdır Örnegin Ortaçaga goıüştür» dıve öğretırız de «Bu nzgrü dinsel yapıtların pencerelerı kurar* neredfn çıkmıştır? Han küçüktüı, çünkU lnaanoğlu o gag(Devamı ». tayfada) DÜNYADA HİCBİR YERDE YAYINLANMAMIŞ BELGELERLE ARAS1SDAKİ YAZIŞMA LAR BUGÜN VATAN da