Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
[Kf 1949 Dernokraflnrı halk adına savaşır gflrünumU lçindeydiler. Halk isterse, halk isremezse dlye dolamışlardı dillerine. Halk diye diye lktıriara geldıler. Daha işe başladıkları gün, halk Istemiyor diye ezanı TUrkçeden Arapçaya çevirdiler. Halk istlyor dfye devlet radyosunda sıh sık mevlıt, okutup, müzik yayınlarmı meyhana şarkılariyle dnldurdular. Lâyık eğitiml çığrıedi ler. Köy Knstitülerlni, Halkevlertni kapadılar. Alablldiğtne kapkaççı blr ekonoml düzeni kurdular.. Kimdl neydl onların halk dedlkleri? Kendile» rlnin dışında kimlerden oluşuyordu? Neyi isteyip neyi istemedığini nereden biliyorlardı? Bu soruların üstünde duran olmadı o yıllarda. SoNecati çimlerdeki başanlarından sonra lsa artık tartv şılamaz oldu bu ölçüleri. Halk demek oy çoğunluğu demaktl. Demokratlann sözlüğünde. Geri kalmış bir ülkede elolmar, bu hıtlka n« yaptan y»ran»rnft»ıın dlye bettekl ülkenin gerl kalmışlığının koşullandırkendilerine oy vermeyen çoğunluğu nankörlükle dığı kütlelerden oluşacaktı bu çoğunluk. Nitekım suçlarken, gergekleri anlamaktan o derece uzaköyleydi. 1950'lere girerken, Anadolu'nun susuz, taydılar. yolsuz, elektriksiz, okulsuz kırsal bolgelerinde Bu ortam içinde, bu ortamın innanlariyls yaşayan topraksiB krtylülerıyle, köylerden gftç düşe kalka, giderek ilerici olmak çabasında, edip büyük kentlerin çevrelerinde gelişen gecekararsızlıklanndan sıynlamamış bazı aydmlara kondu mahallelerinde köy koşulları içlnde yada bulaştı bu gorüşler. Kendini solcu olarak t»şayan emek gücünden oluşuyordu llk kabası. mtan bir yazar, 1965 seçimlerinden sonra, »en Bu çoğunluğtm oylarını kendinden yana ağdırahem alaturka diye, meyhane muziğl diye halkm cak olan partl seçimlerl kazanabilecekti. Yine o muziğine söv, hem de bu halktan oy bekle, dıye yıllarda, Anadolu'nun zamanla blçlm değiştiren seçime katılan soldakl partilerin tutumunu elesfeodal yapısı, her kentte. her kaaabada erkll tlç tiriyordu. Dil devrimini «halka yabancılaşma» beş ailenin çekişmesi olarak sürüp gldiyordu. olarak yorumlayan solcular BÖrlllüyordu. Köy Genel olarak büyülc toprak sahibi, ya da ticareti, Enstitülerıni tepeden inme blr kuruluş olarak kredi olanaklannı elınde tutan kişilerdt yenl niteleyen ilerici duşunürler, gpvezelıklerine lnaderebeyleri. Feodal toplumun yazgıcı anlayışı nan dinleyiciler bulabiliyorlardı. gereği, yoksul emekçiler, bu beylerin güctine baglt görüyorlardı yaşama güvenlerıni. Bu baYa ne olacaktı başka? Suyuna gitmekle sapkımdan, her işte kendilerinl yeden bu beylerdl. landıkları karanlıklardan kurtarılabilir mi o Kuvvetli bir merkez yönetimine her zaman karşı kütleler? Kendi bildiğine bırakılması halinde, olan feodal yapının temsilcıleri, çok partill dökendisint ezen egemen çevrelerle savaşacak günemi kendi çıkarlan açısmdan iyi değerlendirce erişebillr ml? Yukardan gelen her girişım di. Etkisi altındaki oy gruplarıyle devleti ele geacaba her zaman zararına mıdır halkın? Yoksa çlrmeyl başardı. her girişimin kendi koşulları içinde değerlenriirtlmesi ml gerekır? Sbzun daha kısası, halk1946 spçimlerine girerken politikacı lle bu tan gelen her istek, halktan gelen her çözüm feodal giiç arasındakl pazarlıktı seçlmlere yön yolu, nercye kadar doğru olarak, haklı olarak veren. Dernokratlar bu leodal gtlce dayanarak karşılanabilir? Halk adına hangl kaynaktan gelyıırdun her yanında çarçabuk örgütlendller. Bu mektedir? Yalan yanliş bu türltl istekler bilinçgiictin onayladığı amaçları saptadılar. Bu gücUn 11 aydmlar içın ne derece bağlayıcı olabilir? yapılmasım ya da yapılmamasını Istediği her lşl halkın ıstoğı olarak one sürdüler. 1950 seçimleKurtuluş Savaşımn, Atatürk devrlmlerlnln, rinden sonra. Demokratlann lıberal aydınları, gidprek insanlığın blltün koklü devrimlerinın beyaprnacıkjı bir alçak gönüllükle, halka istemedilirgin niteliği, halk adına gerçekleştlrilirlerği şeyi yaptıramazsın derken ne kadar ikl yüzlU ken bir yandan da halka karşı gerçekleştirilidi Iseler; seçlml yltlren CHP'nln Kurtuluş Samış olmalarında görülür. Artık iyice duygusalvaşı ruhundan çoktan uzaklaşmış bürokratlan, Iığa bulaştırılarak neredeyse şairane bir yorum bir çeşit kendinl beğenmişlikle, bu halk adam kazanmış olduğu gibi, Kurtuluş Savaşı bir halk m»mek lcin yurt dıjınd* yaçamayi <seçcbilerefl kadar atak bir tutumdur bu. Yeni yazı, sanat okulları, kız enstitüleri, tumüyle egitım sefprber\\g\, kadın ile erkeği esit kılan hukuk devriml, dıl devrimi. halkevlen, çok seslı miızıgı seçı$, endılstrilpşme atılimlan, tanmda makinele'jmfiye vöneliş. bütün bu girisimler. toplumumurun feodal vapısım yıkmayi, sılkinmiş oanlı bir toplıım yaratmavı amaçlar. öte vandan Mustafa Kemal, her ne vapmamışsa, eski snvaş ortagı Anadolu eşrafının bu btiyük fpodal pücün, sessız dırenmesinden ötUru yapamamıştır demek yanlış olmaz. Nitekim, DP'nin doftu'juylp bu güç Atatürk devrimlerinın tlimüne kar$ı olduftunu açığa vurur. Kendi açısmdan billnçlidir. örnegın dil devrimine karşı çıkarken, halkın kendl dılıyle düşündükçe sonmlarını daha açık anla5'ara<Jını bılir. Köy Enstitülerlne karşı çıkarken • herkes okuyacak olursa, tarlalarımızda klm ırgatlık edecek7» diyebılecek kadar korkıısuzdur... Atattlrk, halk adına savajırken, halktan birl olarak gorür kendint tnandıgı dognıların kendi için doğru, olumlu olduğu ölçtlde halk içın de doftru olumlu olduftuna va da halk için vararh doftru olanın kendisl İçın de doğru olduğuna inanır. lçt«ndir, tutarhdır, töreye uygundur tutumu. Halk adına konuşan çojxı günUmilz politlkacıları ise daha, ne yapalım halk böyle istiyor, derken ele veriyorlar kendilerinin ne olduftunu. Çıkarcılıklan, kalp kisllikleri hemen sırıtıyor. Açıktır davranışlarındakl çelişme. Biliyonım, dogru olan bu değil, ama.. diyen bir özür vardır yaptıklan her işte. Dogru olmadıgını bıldikleri işlere, dogru olmadıgını bile bile olur demeleri aklanacak blr tutum olarak kar?ılanabilir mi? Halktan ayn saymaya ne hakları vardır kendilerini? Kendileri okumuşluklariyle Ustiin bir kültiir düzeylne erişmişlerse, bilinçlenmişlerse, çevrelerini bu Ustün dü?eve çekmeve, bilınçlendirmeye çalışmadıkça anlamı nedir U»tünlüklerinin? Kendilerini halktan ayn, halktan Ustün g»rpnler, özellıkle gerl kalmı» ülkelerde, tehlikededlrler halkları için. Yıllarca önce, varını yogunu oğlunu okutmak içın harcayan taçralı bir fınncı, oğlunu dunyanın niçinini nedenini anlasın. ömrü kalırsa kendisine de doğrusunu anlatsın diye okutr tııgunu söylemiştl bana. O da benlm gibi olduktan sonra niye okutayım? demişti. Halkın, olsa olsa, o bilge fırıncmm seaunledıği gibi, güvendigi dürüst aydınlar, ö« oğullan dile getirebilirler gerçek lsteklerini, o isteklere uygun doğru çözüm yollannı. CUMHURİYET I Mıyıs 197i OLAYLAR VE GÖRÜŞLER HALK ADINA CUMALI aavası değildir. Bajta Mustafa Kemal olmak Uzere btr UlkUcü aydınlar savaşıdır. Kurtuluj Savaşmın temelini Namık Kemal'ın, Fıkret'ın şiirlerıyle coşkuları bpslpnmış, ılk ıktidar denemesinin düş kınklığına uğrattıgı Ittihatçı aydınlar ile, düşman işgali karşısında malını mıilkünU elındpn kaptırmaktan korlnın Anadolu e?rafı olujturur. Izmir'de Yunan ordusıına Ilk kurjunu atan Hasan Tahain gazetect, yaşasın Venizelos dlye bağırmadıgı için oldılrülpıı Fethi Bey subaydır. Eşraf ile îttihatçı kaymakamlar zorla asker toplarlar Kuvayı Millıyeyp.. Mustafa Kemal, başkumandan oldugu 1921 ağustosunda bırbiri ardına çıkardığı emırlerle, mıhtan bulgurdan kasatııralık demıre kadar, halkın elinde bulunan. savaşta işe yarar her ne varsa, bedeh ilerde ödenmek üzere, yıızde kırkına el koyar. O günlerde kurulan sava? mahkemelerl asker kaçaklarına, ordunun elinden malını gızleyenlere ceza Ustüne ceza vağdırır. Anadolu' nun her köşestnde halkın padışahtan yana baş kaldırmaları blrbirini izler. Indnıi sava'jlarında, Sakarya'da kayıplarımız inceleııirse, olen suhay Hayısınuı erlere gore dokııza bir oldugu »orülür. Subaylar mangalann önunde dövüşup olmuşler demektır bu ürpertıcl oran. Savaştan sonra Mustafa Kemal her ne yapnrsa halk adına, fakat halka karşı yapar. Cumhuriyetl blçim olarak kabul etmekle, bir toplumun cumhurıyeti ayakta tutacafc crdemlere erişemeyecegini gbrmüştür. Topluma hızla çağda? bir düzen ka^andııacak alt yapı Ust yapı devrlmlerlne girişir. Bu açıdan bakılınca gerçekle»tirdiftl bütün devrımler bir butünlUk gosterır. Tutucu bir toplulugun önunde, uygar adamın kafasma yakışan budur diye şapkayı çeker baçma. O yıllarda Akif gibi bir şairin, şapka giy 1 MAYIS özliiklere cöre hayram. kııtln savılan ırOne denlr. Bazan blr üınmctin. bazan blr loplumtın. bazan blr rievletln, hiivan hlr sınıfın, haznn tüm İnsanlığın malı olnn ortak anılnr, ramania hnyrnmlaşır. Geçmlşin karanlıklarından günUmÜ7P vuran bayrom blllnri, h5y|prp oliısıır. SKzeeMsl Kıırhan Rayramı npdlı? Kuts.il kitaplara K«re Hazreti th. rahim, oğlu Ismail'l Tann'ya kurhan etmek isterken. K<ik. ten hlr kovun tnmlş, bOylece İnsanın Insana kıvıtıası önlenmiştlr. O eün hugündür her yılın bellrll Rİinlerlnde tslâm dünyası bayram vapar ıılııial sınırları asarak... Kurban Bayramı dinseldlr; Cumhuriyet Bayramı ise ulusaldır: Padlşahlığın vıkılmasmı halka ve nlnsal egemfnllSe (IRniik yfinrtlmln kurıılınasını vursrular. 1923 vılının 2!l ekimlnde, Türk ulusu, ortaçağın saray kalıntılarından kurtularak çağduşüğa doğru gerçek bir adım atmıştır. Pekl, 1 Mayıs nedlr? 1 Mayıs tşçi Bavramıdır tüm veryiİ7Ünde... Aynı dinden, va da avnı ulustau olanlann dcjil; aynı •ınıftan olanlann bayramıdır. S 1 Mayıs kutlu olsun OKTAY AKBAL Evct Hayır ABECE ÖGRETİMÎ ğTenciyi etken bir (Juruma geçırebılmek için yabancı dıl öğretımıne okumayaj»ms> (abece = alfabe) lle birlikte baş lanması gereği Uzerinde daha ön ceki bir yazımızda durmuştıık (1). Bu yazımızda ise, özellikle Kransız abecesinin çok dikkat isteyen öğretimi Uzerindeki düşüncelerimizi sunmaya çalışacağız. O mvkçl yığınlan ne istiyor? Bugün dört yfiz bin üyesl bnlıınan Devrimcl lıjçl Sendlkalan Konfederasyonu 1 Mayıs 1976 güniinü «tfçi RayTamı» olarak kutlamaktadır. DtSK otıız bin iiyeyle işe başladı, yaklaşık yarun mllyonJuk blr gü< re ııİHştı. «1 MayiK» yaKalarıtnıza güre «Rahar ve Çiçflc Bayranu»dır. Oysa herkes bilir kl ta 1891'lerden baflayarak 1 Mayıg, dünya işçilerinin bayramı olarak kutlanır. Yer yer, zaman zatnaıı, çeşitli iktidarlar dunyanın her yerinde, 1 Mayıs'ın emckçllerin bayramı olarak kutlanmasına kar^ı çıkmışlardır. Baskıyla, korkulmayl», yasalar koyacak... Bunun nedenl o iktidarların empkten, emekçiden korkmalandır. Bir sınıfı baska blr sınıf üstüne çıkarmak değil midlr bu? Egemen güçler lıep bu tiir göriişileri kendl açtlarından ele abr, yarjrılara varırlar. Oysa anamalcıliKin emekçllerl ezdiği, »ttmürdüğü, dabn açığı onların üstünde bir eecmenlik kurduğu herkesin gür. düğü bir oİRiıdur. Yasaların güzünde bu bir sııç olmalıdır. Ama olmaz. Tersine, karşı çıkanlar suçlu sayılır, cezalandırılır. Bıı kısır dö'ngii sürer glder. Ne znman kl milyonlarca emekçl <ek blr yürek gibi iitnıaya. ha?lar, ancak o zaman blr dt'mc.kurulıır loplıımda. Bunun adı da sosyal demokrasidir. Ne anamalcı sınıfın egemenlİKİ, ne rmekçi sınıfın eKeıtıenllgi!. Batının en solcu partilerinin «sınıf esemenliğl» düşünccslni bir yana atmış olmaları hu Kcrveî;in sıın kanıtıdır. 1 Mayıs 1976'da Türkiye'nin emekçl gücttntt temaU eden, DtSK ekonomlk ve siyasal yönlerden blr takım dllekler llerl Hürüyor. Bıınları kııtaca görnıekte, lncelemekte yarar var: Kırk saatlık çalışma lıaitası, milyonlarca işslze Iş, flyatUr dondurıılınalı, asgarl ücret 40 liranın üstüne çıkarılmab, tanın emekçllerino sürekll iş sağlanmab, tünı işyeıleri çalışma yasasına alınmalı, eınekçt kadınların çocııkları İçin kresler, parklar nçılmalı, diyor .. Demokratik, sendikal yonli'rden de Istenenlcr şımlardıı: 1 Mayıs işçi bayramı olarak kutlanmalı, refcren. dum hakkı yasalaşmalı, kapilalizmln «ınırsı/, sömürü hakkına karşı sonsuz grev hakkı tnnınmah, allrlerl yoksulluğa iten lokavt, işçi düşmanı VA ve 17. nıaddelrr kaldırıimalı, Sosyal SIgortalar işçllerin seçeceğl klsilerle yönetllmeli. lşçlmemur ay. rımına soıı verilerek çalışan herkes sendlkalaşmalı, tüm emekçllrr tek bir sosyal güveollk siKteml kapsanuna alınmalı, lşslzlik sipoıtası kurulmalı... «örgütlü ücımayeyl gerilelmek, emekçl halkın 5rgtttlQ blr. liğlylc nıümkündür» diyor DİSK.. Bunun için de en başta gelen, demokrasiye aykın yasaları, yasa matldelerlnl kaldırmaktır. «Düsünme ve örgütlenme özgürlügünü kısaıı 141 ve 142 maddeleri kaldırmak Türldye işçi aınıfının tarihsel blr görevldlr. 1 Mayıs Ifl7(i'da en önde gelen istcklerlmizden birlsi de budur» Ama şinuHUk baş görev «MC iktidarının yerine İlerici. ulusal, demokralik, verdiği sözü tutan, barışçı ve yerll ve yabancı güçlere karşı mücadele bayrağım açmaktan çekinnıeyen bir hükümetin işbaşına getlrilmesi için savasuna atılmaktır.» Bugün Reşiktaş'tan Takslm'e yürüyecek olan on blııler, ger. çekte yüzbinlerdir, milyonlardır. Atatürk «Biz çalışan yoksul bir haikız» demişti. O yalışan, yoksul halk Türkiye'nin temelidir, kanıdır, özsuyudur, vuran yüreğl, her türlü düşmana lnecek yunıruğudur. lliç blr güç bu «çalışan, yoksul halkın» karşısına çıkamaz, yolnnu kesemeı, özlemlerlnl gemleyemez. Çlçek. ler, tüın gtizellikler uzaktan seyrcdlbnek İçin değlldir, bîr avuç azınlığın tekelinde değlldlr. Yaşamın güzellikleri, tadlan tüm çalışan insanlarımızındır. Bilinçlenerek yaşam haklanııı çekip »lacak Rİice ulaşmış emekçl haUumızın, 1 Mayıs bayramı kutiu olsun. E İLK AJAMA ÖGRETiMiN, ANADiLiNDE BİLE İKCELİKLER GEREKTiRDiĞİ DÜJÜNÜLÜRSE YABANCI BiR DıLiNKiNiN SUNACAGl GÜÇLÜKLER DAHA İYİ TASARLANABİLİR. FRANSIZ ABECESi İSE BİZ TÜRKLER İÇİN OZEL GÜÇLÜKLER iÇERMEKTEDIR. dtıroma före her derste birer, lkiser... gtlçlük verilerek çozUm ce giderildi (S). SORUÇ Abece öğretimıne getlrdiğimlz bu yenilik Fransızların arayıp da elde edemedikleri bir kolaylıktır. Buna dayanarak Fransız abece«inln en kolay öğretim btçlminin bizim Ulkemizde gerçekleşmiş ol duğunu söyliyeblliriz. Böylece dil öğretimine okuma • yazma ile birlikte başlamakta görUlen biitün sakıncalar ortadan kalkmış; yazı, somut bir destek olarak çoğunun eline verilmiştır. Fransızca öğrenmıye yönelecek TUrkler için bundan kese, daha eğitbilimsel bir yol bulunamaz. Bize göre olan bu yola yeni deyimiyle •ülkesel» (localise), ya da .özelleştirllmlş» (specialise) yöntem diyoruz. Milli Eğitim Ba . kanlığı yetkilileri bu vöntemin taşıdığı eğitsel değert er geç anlamak ve onu uygulamak zorundadırlar. Bu yol lleride Fransızlarla yapılacak işbırliği sonunda daha da gelişecek, yerine oturacaktır. Ulkemizde öğretimi vapılan öbtlr yabancı dıllere gelince kuşkusuz onlar da bu yenl vöne lişten kendilerine blr pay çıkaracaklardır. 1) Zz.7.1976 rünli» Ctımvuriyet: «Yanügıların Kökeni» Z) Konıı (rilncelllğinl yitirmemlstlr. Bakınız: La Françals dans le Mondr( no: 5 da «Oıı en K est la Reforme de l'Ortograp he?» Islmli yazt. 3) ».11.1976 runlü Cumburlyette çıkan «Yabancı Dil ögretimindekl YeniUkler» lslnUİ ya4) «Je Parle Français I.» Islmli kitap. 5) «La Premlere Lecture Françalse pour les Turc» adlı kitabırtıız. Şükrü TAHiRGiL Galatuara; Lisesi öğretmenl TUrkler için sunduğu «zel gilçluklerl. anlatmaya gelmiş olur. bizler için elbette bir kolaylıktır. Bu sözümüz benzer durumdakl başka harfler için de geçerlldir. Ancak bizim 1 diye öğrendiğimız harfin Fransızcada bir de bizdekl E sesi vermesine gelince iş değişir, çelişme çıkar ortaya. Turk çocuğunun yıllarea 1 sesiyle okuduğu harfi blr de E sp.siyle okumaya alışmaşı. güs olur. Böylece işin içinden yararlı ybnıinü kat kat aşan bır de zararlı yon çıkmış olur. Bizdekl E'nın Fransızcada ö okunuşu, A okunuşu, hiç okunmayışı, öbeklere gırişı; başka harflerle de ortaya çıkan buna benzer durumlar... bır araya gelince çocuklarımızın karşısına yığınla çelişme guçlUğu dlkllmiş olur. Bu tur guçlükler brneğın Osmanlı Türku içın yoktu. Bunu, btlyük saygı duyduğum yazı devriınımıze dıl uzatmak içın değil de öğretsel bir gerçeb olduğu içın soyledigımi de belirtmeliyım. Bu demektır ki abeceleri ozdeş olmayan dıller arasında yazı çelısmesi olmaz. Bu anlattıklarımıza dayanarak dıyebılın/, kı: 11 12 yaşlarındakı çocuklarımızın Fransız abeceMne başlayınca karşılaştıkları guçlukten çok daha fazladır. Bununla bırhkle ılkokula yeni başlayan bır ogrencimize, her gün bırkaç satıt de çulıstınlarnk, dunyanın en kolay abecelerınden bırı olan 29 harfli kendi abecüsıni bgrenınesı içın ona 4 6 ay gibi bır süre aynlır. Ortaokula geçen bır bgrencımıze ise, 70 dolayında okuma bırımi sunan Fran sız abecesını haftada yalnız 3 derslık bır zamanla dğrenmesi içın hıçbir sllre tanınmaz, «O bu abecevı zaten bıliyor!» sayılır. Bu sozii Talim Terbiye'de bir uzmandan ışlttiğim zaman ağzım açık kalmıştı. Bu yanılgmın somut kanıtı Mılll Eftitım Bakanlıgınca oıtiiokuHarın I. sınıflan içın hazırlattırılan, adını radyolardan cla sık sık duyduğumuz ders kıtabıdır (4). Abece tekniğıııın lııçbırısinin yerine getirilmedıği bu kıtapta öğrencinin kar şısına, daha Fransız yazısıyle ılk karşılaştığı yerde (Dialogue: I) 20'den çok okuma güçlüğu çıkarıiır. Bıınları yenmek için elinde bır yaraoı da bulunmayan yavnılar hemen bu ilk derste kendilerini toparlamaları olanaksız bır bıçımde çarpılnııs olurlar. İnsan İçinde yaşadığı koşuilann nasıl belirtp oluşlujhınıı her zaman bllinçlendlremez. DUşünemeylz ki, geçmişin karanlıklarında insanın Insanı kurban etmesl EÖrenpjSI geçerliydl. Tanrılara adak dlye. çocııklnrı, kadınlan, erkrkleti «Idürmek bazı tophımlard.ı doeal sarılıvordu. BBvleslne kdtü Inanç. ıızıın hir çahaılun snnra ıışılahllrtl. Düşünemevis ki. 53 vıl önce iilkemİ7ilr Taıırının verviiziine vıırmııs c^lge»i gibl vasavan bir padlsah ve halife vardı. Yine düMİnemevlz kl. bir zamanlar vcrvüzündc patron Isçisinl gün doğıımunclan cere vanlnnna değin Istedltlnce çalıştınr. kft. le efht kullanırdı Rugün evlnden çıkıp Işverine giden, •ekiz saat çalıştıktaıı sonra evlne riilnen kişilerln. «Seklz saatlik ış günün kosıılıınu sağlamak İçin cçmlş kıışakların ne aeılar çektlSini anlama«!i kolav drjilrtir. l>te 1 Mayii îşçl Bnvrnmının kttkrninde bu anlnm yatar. 1 Mavis I » günO Amerlkan lşçllert «seklz saatllk İ9 KK irünU» İçin ülkede genel erev I19n eltiler. Eeemen ırik'ler bu cyleml kan ve ateşle bastirdılar. 1 IMavıs evleminln elehasıları savılan l^ciler üıtuklanıp. yanrıl.ındılar. lıiam ce7nsına çarptınldılar. Uel önrlerlprlnden blrt vartrıçlara dedl kl: « Bır yanım var kl, öldllremezsinlz!» Bunu sövllven Işçl ldam edildl. ama ölmedl. Bııciin «seklz saallik \f günü» İnsanlığın henimserlljl hir Uosuldur, çajdaş ııygarlık, İş günü saatlerinl clttikçe Indlrmek İçin çahalı.vor. Gelecek ytiz vıllarda. İs ırUnünUn be? naate, üo saate indiğinl gele<ek kuşaklar görecekler. Şlmdlden blr çok ııvgar ülkede eünliik, çalışma siiresi sekiz saatin altına diisürülmüştıir. Ama hu amaca varmak İçin Amerika'da 1 Mayıs yaşandı, kan aktı, mımım Insanlar öldflrllldü. Vaşadı|;ımi7 çagda biitün dfınva 1 Mayıs'ı havram savar, dlnsel ya da sosyal bavramlar nasıl sınırları aşıp ülkeden ülkeve kutlanıvorsa; sımfsal havranılar da fivlerilr. Sja» gacak blr vanı ynktıır bu İşin .. ÇaRimırda nlee hayram ulııslararası blr nltellk. kazanmıştır. önee Amerika'da oluçııp snnra dünvan knpsavan «Anneler Güntt»ne şaşıvor muyuz, kızıyor muvıi7? Yılha<ıını vadırfivor mııvıi7 her sene? Çılgınlar glbl tpplnlp rtan";edlvor, Irlp eÇlenlvorıız yılbasında, Hırlstlvanlarla birlikte. Bu ortaklıeı dojal sayıvoruı da, İnsanlığın Mklı saatllk ts (tününe kavu^tıığu vc emek. çlnln kölellkten kurttılma volunda bir »riım altığı 1 Mayıs'ı ötek» Ulkelrrle birlikte kııtlamayı nlçln tehlikell htıluvorur? Türklye'de adına pmekçl denen almteri erlnln uvanı*ma ve bllinçlenmeslne katkı vap.1c.1k her tür riklrden, 1?lemden, eylemden korkanlar ve çekinenler vardır. Boşuna blr Orkekllk: yararsız blr korkudur bu... Yeryitzü, sermaye sthlplerinin değil. çalışanlann clflnyasına yöneliktlr. Bu gidlşat, doğnnınrtÜ7enlnde,Işleyip cellşmeslnde, rinüne geçllemez kuraldır. Ksklden parnvı veren düdüğü çalardı, bundan bfiyle emek harcıyanın borusu ötecek .. Ağaçlara rürüyen RU glbl. Insanoğlunun aklına btllnç rüriimekte; çlçek çlçek açılmakta, dal dal gellşmelcte 1 Ma1 Mayıs'uı bahannaa emekçtnln bayramını kullan». Bilindiği gibi a b e c e , öğrett nıın ılk aşamasıdır. Her bilim da lının başlangıç öğretimi bır bzel lık taşır. Ama abece öğretimi bunlardan en çok incellk. özellik \re özen istiyenlerin başmda gelır. Aslında her yönü ile çok önemli bır olgudur abeoe. Insan oğlunun hiç bir buluşu kendi toplumu iizerinde onun bıılunuşu kadar etkin olmadığı gibi, eftıtim yoluyle kezandırılan hiç bir şey de kişinin çevrenini jino onun öğrenilmesi kadar genişletemez. Bu nedenle bir toplumun ııvgarlık düzevi bilinmek istendi ğınde hemen ilk olarak akla onun okuma yazma bilgisine bakma gelır. Cumhuriyetımizin Sfl. yılında bile nüfusumuzun % 50' einin henüz abecesız (analfabet) olduğu dvlşüntilürse insanın ken di dilinde de olsa abece öğretimınin öyle kolay bir iş olmadığı ortaya çıkar. Bu gUçlilk, öğ retilecek kavram (ses, fonem) ile onu gösteren harf (grafi) arasında bir doğal ya da mantıksal ilişki. yanl bir «nedenlilik. (motivasyon) bulunmamasından; bu ilişkinin yapay olarak yakıştırılmasından, dolayısiyle de ezberoilıkten başka tair daya naktan yoksun olmasmdan ileri gelir. Abece öğretimi işte bunun için öğretmenliğin eğitçilik (pedagogluk) aşamasını gerektirır. İlkokullarımızda bu dönem dekl sınıfların deneyli öğTetmpn lere verilmesi de bundandır. Sırası gelmışken, bu görevi koy çocuklariyle birlikte 36 yıl önce yapmış olmayı meslek yasantımm en temel, en kıvanç verici yonü bildlğimi belirtmek isterim. İnsanın kendi öz abecesinin öğretimi böyle olunca yabancı bır dllinkinın öğretilmesinin ne denll bir güçlük sunacağı artık kolayca tasarlanabilir olmalı. Fransız abecesinin durumuna gelince, açık yürekle söylemek gerekirse. bu çctın bir İş, Çinceninkinin dışında en güç abeceler den birisidir. Kısaca kavnağını da belirtmek gerekirse bu gilçlük harflerin çok sesli (polifonik) oluşu, öbekleşmelerin de iek harf görevi yapması, okunan bırimlerin kimi yerlerde de okunmaması... gibi oluşumlarla ?.Q harfli bir abecenın 70 dolayında okunuş birimi içeren bir abece durumuna gırmış olmasındandır. Bu durumdan Pransızlann kendileri de çok tedirgindir. Onu reforme etmeyi Ortaçağ'dan beri ister dururlar. Hatti, XVI. ylizyıluı ortasında dil ve yazında hlıyük bfr devrim açan ve başaran Pleiade'çıları bu onulmaz va rayı da sağıllaştırmadıkları içın kmarlar (2). Genel durumu brtylece açıklariıktan sonra sıra asıl amacımız olan • Fransız abecesinin biz öz«l giiçlükler nelırdiri öğretim lşlerlndekl güçlük'ler hekimlikteki mikropların karşılı ğıdır. Mikrobu saptanmadan bir sayrılık sağıllaştmlamıyacağı gl bi guçlüğün niteliği, kimliği iylce belirlenmeden de, gerekll önlemleT âhnârhıyacağından, o öğretim işi amacına ulaşamaz. Bu ne denle Fransız abecesinin bizim için sunduğu bu guçlüğü iyi ta. nımalıyız. Bu özel güçlük «yazısal çelişme> (interference graphique) dir. Şimdl de bunu taruyalım. Bilindiği gibi biz de Pransızlarla birlikte «IAün» yazısını kullanmaktayız. Bu demektir ki harflerimiz dış görtlnuşleriyle öz deştır. Ancak biz bunların çoğuna Fransızlarınınkine benzpmeyen, kendl dilimizin gereğıne uvan ses ve islmler vermişiz. Yanl taşıdıkları öz, kapsam yominden onları başkalaştırmısız. İşte alışkanlıklarımızın etkisiyle, bırçoklarımızın yaptığı gibi, Fransızca yazıyı da içerdıkleri özü kavramadan ya da onu unutarak yalnız dış görunüşlerlnden dolayı TUrk yazısı gibi okumaya yazısal çelişme dıyoruz. Fransızca öğretiminin başlangıç aşamasında yazı çelişmesl, gpçen yazılarımızın birınde (3) sözunü eltiğimiz dil çelışmesınden daha onemll bır yer tutar. Bunun kanıtı, Galatasaray Lısesl tipindeki kolejlerde btle, o seçkın öğrencilerin. bir çalışma stiresi sonunda dıl gılçlüğünü az çok yenmiş bir duruma geldikleri halde yazı guçluğunü yenemeyip «dictee»den kırık almalandır. Bugtine dek yazısal çelişme diye öğretsel bir güçlük saptanıp ona gore de önlemler alınmış olmadığından sonuç doğaldır. Gerçekten, sözünü ettiğimiz bu tür güçlüğun varlığını ortaya koyan da, biraz asağıda değineceğım gibi bu guçluğıi yenecek yaracı (çareyi) bulan da bizız. Fransızlarla dış görunllşte özdeş yazı kullanmamız, bugüne dek, anlattıklarımızın tam tersine, bızün içın bir kolaylık sa^lmıştır. Aslında burada bıraz «gerçek payı» da yok değıldır. Örneğm: Bizim l'nin Fransız abecesmde de yine 1 okunması Eleman Aranıyor MüdUrluğumüz Unltelerinde memur olarak çalıştırılmak üzere sınavla 2 adet Personel Kanunu hUkümlerince erkek eleman alınacoktır. îlgılilerde aranan şartlar; 1 T.C. Vatandaşı olmak, 2 Ortaokul mezunu olmak, 3 Askerliğini yapmış ve 30 yflijını doidurmamış olmak, îlgilenenlerln bir dilokçe ile aşağıdaki adrese şahsen müracaatları gerekmektedir. TÜRKİYE ELEKTRÎK KURUMU ŞEBEKE TESİS ÎKİNCİ BOLGE MÜDÜRLÜĞÜ Meşrutiyet Cad. No. 241 TEPEBAŞI/ÎSTANBUL (Basın: 15232/3563) YILIN RÖPORTA JI MRAGACINM Nihat Behram Deniz, Yusuf ve Hü seyln'ln son günle r i . . r Yakalanışları.. Hücre anaları... Niyazi Ağırnaslı'nın î nönüyle yaptığı tari hi görüşme... De niz'leri lcurtarmaya çalışan arkadaşlarımn serüvenleri . . . Son mektıpları, son sözleri... Ölümü bekleylşieri, Infaz gece ,Jk sl«.. Ve ölüm ön cesi üettikleri haberler... DEĞİRMENLi (ERBAA) BELEDiYE BAŞKANLIĞINDAN: 1 Belediyemiz sinema binasının 2'nci kısım inşaatı 25 mayıs 1976 salı gıinli saat 14'de 2490 sayılı kanunun 31'incl maddesince Encümen huzurunda lhale edilecektir. 2 Yapılacak işin keşif bedeli 346.133.47 lira olup geçid temlnatı 17.595.34 liradır. 3 Teklif mektuplan 2490 sayılı kanun uyarınca hazırlanaoak olup teklif mektuplanna 1978 yılı vizesini havi Ticaret Odası vesikası lle Tokat Bayındırlık MUdUrlUgUnden alacakları yeterlik belgesini eklemeleri şarttır. 4 Bu işo ait ihale dosyası Belediyede görUlebilir lsteyene gösterilir. 5 Teklif mektuplannın ihale saatinden bir saat eweline kadar makbuz mukabilı Beledlye Başkanlığına verllmesi şarttır. 6 Postada vakl gecikmeler ve telgTafla yapılan mllracaatlar nazari itibare alınmaz. (Basın: 15334/3554) FİDAN Uç Bizim önlemimiı Öğretimi güç olan konular kar şısında egıtimcılerın de alacakları önlemler elbette yok değıldir. J. J. Rousseau, Emile I'de, «Yavaş ve gudümlu bır azardım (gradasvon, tedriç) ile yüreklı insan ve çocuk her şpye yatkın kılınır.» der. İste her lürlü oğret.sel guçluk karşısında öğretmenın en etkin vuracı (sıhıhı) budur: Yeni bılgiyı çocuga azar a7!ir, alabildiği ölçüde vermek; onu o?;umseterek yavaş yavaş ılerlctmek. Kor yazgıya bakın ki Fran.süî abecesinde bu işi gerçek lpştırmek de güçttlr. ÇUnkü sözıukler okuma gUçlügUnün birkagını bır arada, onları salkım salkım ıçrrmektedırler. Birkaç sözcuk yanyana getirilerek birkaç tumceli bir ders dllzenlenmek is tense ortaya bir sürü okuma früç lufiü çıknıaktadır. Bugüne dek Fransız abecesinde nzardımın bir turlu sağlanamamasının nedeni de bu olmalıdır. Fu KüçlüğU venmek İçin biz. iş te T'iMiısızlarla özdeş yazı sistemını kullanına durumundan yararlandık. Sövle kt: Birinci ders tp, hi7rlekl okunıışları Kransızlar dakının lıpkısı olan harflerin drs tpftıylo bızrle bıılıınmavan okunuşlaıdan tek bır tanesınl verdtk. Ilk derste bu saftlanabılincs iş kolaylaştı. Buııdan sonra Gayrimenkul satışı Kadıköy Yeldeğirmeni üzun Hafız Sokak 216 numaralı 17fi m2 bahçelı ev ıcra yolu ile 1 Haziran 11 Haziran gunlerı satışa çıkanlacaktır. Cumhuriyet: 3564 8OYADI DEGİŞİMİ: Eyısözaçmak olan soyadımız Bakırköy Asliye 1. Hukuk Mahkemesının 1975/76M • 1976/198 sayılı 21.4.1976 tarlhlı Karariyle özgur olarak değişmiştir. Mustafa Evisözaçmak Mehmet Kyisözaçmak Cumhuriyet: 3567 KAYIP 204 sırada kayıtlı tabanca ruhsatımı kaybettim. Hu kurfisuzdür. Ahmet KAROEŞ Cıunhurıypt: 3%.'i KAYIP: Sebekemi kavbcttım. hukümsuzdür. ERTAN GÜVENEB (Cumhuriyet: ' 7) HMAYIS f . UÜHENDİ8 ABKAOAŞ: MİMAR ARKADAŞ.' OÜWYA İŞÇİ 8INTFIN1N BİRf JKMÜCADEFJEDAYANTJMA GÜMÜ 1 MAYISTA YAPILACAK YÜRÜYÜŞE KATILACAĞIZ. (COL VE KAFA KMEKÇtLBBİKtN OAYANI6MA GUCÜKÜ GÖSTBRECBĞİZ. BEŞtKTAŞ POSTANESİ ÖNÜrTOE 9AAT fl»OA TMMOB PANKART1 ALTINOA BUUIŞAUM: A>Tica bir çok ünlü hukukçu Nihat Behram'ın sorularım yanıUadı. DenizGcznıiş davasınayeniden bakılabilir nıi? TURK MUHENDİS VE MİMAR ODALARIBİRLİÛİ/TMMOB VATAN DA B Ş A f ALD (Cumhuriyet: 3532)