04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
oîsı CUMKUHIVET 2 9 NUan 1976 it>fcAKl( KAPANDlkTJkM İ U uLDu. ÖMt/İLÎ 6R£ TRAMVAVAMELESi TATİH ABDULCANBA2 TARTIŞMA Samim KOCAGÖZ II«AMınım bafinns» devşirin arkadaslar.. Bu olay, eu memurların bajının altından çıkmadı elbette .. N« emredilirse, bunlar memurdur, onu yaparlar... Gazeteci olacak«nus, bırakın bu tela çı, heyecanı da olaylarm kaynagını arayın...» Bır gazeteci arkadaş, «Slz de haklumız Ekrem Bey ama Selman'ırı Caftaloglu'ndan, Sirkeci'den eli kelepçeli, bir katil, blr hırsız glbl geçiriliıini bir görmoliydiniz!» «Bundan utanmak bize düşmez!» «Aşagıda, Adliyenin kapısmı toplum polisi kordona aldı. Halk, toplandıkça toplanıyor. Şimdi bir de gençler »ökün edcrae görün sız gümbürttiyü!» «Olur böyle i»ler canım.. S i » de böyle lılerdtn U çıkar işte!» Koridordaki kalabalılc sustu; gazet«ciler suıtu; bftkleşmeye başladık. Polisler, az ötede, sinirli sinirli sigara yakmıs içiyorlardı. Bekleme oldukça uaun sürdtl. Sonunda katip, kapıyı açıp pollslerden birini çagırdı. Polis, içeriye girince, kapı yenlden kapandı. Az sonra polis, elmde blr kağıtla dışarı çıktı. öteki polislerle blrllkte yürüyüp glttiler. Anlaşılan Savcı, Emniyet Mltdurlügüne gereken yazıyı yollamıstı. Az sonra kitip yeniden görllndü kapıda, Adliyenin resmî pollsini çagırdı. O da içeriye girdi çıktı; koridordaki kalabalığa, «Savcı Bey, dağılrnanızı rica ediyor. Gerekirse, içerdeki pazeteciyi mahkemeye sevkedecekmlş; elbette tutuksuz olarak, Sorgu biraz daha sürecekmiş.. Beklemesin kimse diyor...» Hemen Savcı'run ne demek istedigini anladım; Selman'ın dosyasını mahkemeye verse bile, tutuksuz olarak davanın görülmesine karar verrnişti. Selmun'ı da kalabahk dagılmadan bırakmak istemiyordu. Gazeteci arkadaşlara uygun bir dtlle durunıu anlattım ve gitmelerini rica ettim. Onlarla birlikte toplanan kalabalık da anlayış gösterdiler. Pnlisle koridorda kaldık. Ona, içerdeki gazetecinln avukatı oldugumu söyledim. Beklememe izin verdi. Beklerken aklıma önemli bir sorun geldi: Yarıdan ötürü bir fıkra yazarı gözaltına alınmıs, hakkında kovuşturma açılmıştı. Oysa gazetenin yazı işleri sorumlusunun da onunla birlikte işlem görmesi gerekirdi. Saatlerden bert bu iş nasıl da aklıma fcelmemişti? Savcının da mı aklına gelmaınişti. Birden kalktım iJürUdüm; kapıyı vurdum. tçoriye girdlğimde, Savcı, kâtibe blr şoyler yazdırıyordu. Selman, biraz rahatlamış gibi oturmuş, koltuğa arkasmı yaslamıştı. Savcı, gözUnün ucuyla bana baktı: «Bıiyurun Ekrem Bey, bir diyeceginız mi var?» «öziir dilerim. bir noktayı ögrenmek istedim; saatlerden berl fiklıma gelmedi: Gazetemizin yazı işlerinden aorumlu müdürünün bu konqyla bir ilgisi olacak mı? «Şimdi ben de bu konuya deginiyor, yazdırıyordum. Yann saat onda bana bir ugrasın; onun d» diyeceklerinl ögrenelım. Avukatlarısınız, bllmek, »grenınek hakkınız. Gerek görilrsem, dava açacagım. Şimdi Selman Beyi alıp gidebilirsiniz...» Durdu, bir an düşündü Savcı, «Şu kclepçelenme işindcn öüirü bana düşer mi bilmem ama yine de özür dilerim Selman Bey... İşi o denli aceleye getırmtşler ki, yazı işleri mtidUrtinüzU bile ıınutmuıjltr. Yoksa onu da baglı olarak buraya getirebilirlerdı... Bu kaçıncı soruşturma, dava hakkınızda?» Selman, gülümsemeye çahştı: «Hesabım şaşırdım Sayın Savcım.. » «Sade siîin değil, bUtün Razetecilerin dosyalarının hesabmı ben de şaşırdım, » Zlle bastı, içeriye gircn polise, «Beyler gidecekler.. Yalnı» onları Adliyenin srka kapıgındm çıkar. Ön kapıdaki kalabahk dağıldı mı?» «Nereda efendim.. Toplum polisi, koridorlara dek t«rtib«t aldı. Üniversiteli gençler de toplanmış..» Savcı, dişlerini sıktı, «Peki, istedikleri buydu zaten anlaşılan.. Nümayis bitti... Halk yeteri denli heyecanlandı, ayaklandı.... Selman, durgun, Uzgün bir halde ayağa kalktı; yürUyüp çıkacaktık odadan, Savcıya, tzin verir misiniz şuradan eve bir telefon «deyimT Geceden beri merak etmislerdtr...» dedi. Savcı, Rica ederim, buyurun... karşılıgını vererek, masasının üstündeki telefonu öne dojru sürdü. Selman Bey, evi ile kısa konuştu: .Merak edilecek birsey yok. Şimdi Savcı Beyin yanındayım; gazeteye gidiyorum. Akşama felirim.. Yok yok.. Akşama anlatınm olanlan.. Hoşca kal!» Savcı Beye teşekkür edip, polisle birlikte çıktık. Ters yöndeki mfirdivenlerden indik. Kimseye görünmeden Cağaloglu'nun arka bir sokagmda kendimizi bulduk. Selman, yorgun, uykusuzdu. Pek konuşmadan yürllduk. Şöyle bir durakladı: «Böyle bir savcıya düşmek bliyük şans Ekrem Bey.. Anlayışlı, okur yazar, efendi bir aydın!. •Bilmem. karşılığını verdim. «BöyİB bir hukukçuyu burada fazla tutarlar mı? Yasaları, herkesln gerçek hakkını tam uygııluyor, teslinı ediyor. Bu senin son olay, bardagı taşırtbilir, onun da defterinl dürerler yakında...» •Doğrusun. Savcı, anladığıma göre, içten içe bu işten kurtıılmak istiyor. Bu kaçıncı kez beni sorguya çekmesi.. Bıkmış bu işlerden.Hem size birşey söyleyeyim mi, anladığıma göre bentm tutuklanmam için yukarıdan emir var olmalı; ne ki savcı, yasalann gereğini yerine getirmekten kendisini alamadı. Memlekette savcılar var, yargıçlar var! Bunu yazacagım...» GUldüm lstemeyerek. •Yaz da... dedim, .Adamları büsbütün zor duruma düşür.... Selman, düsündü kaldı. Gazettye doğru yürüdük. rine geçtrek «fiilen devletin b«kçıligini yapacagını» şöyle dile ga tirmektedir: «Milliyetçi gençlor ORTADAN ÇEKİLİRSE, netice devletin her mtlessese ve unsuruyla bilfiil isgBİine varır. Btitün ünivcrslte v« okulları tekellerine alan komUnisller. pSitime de SOKAftA DA, DEVLETE DE KISA BÎR ZAMANDA HÂKİM OLURLAR v« pelccek nesillnrin de kendi istika metlerînde yetişmesini sağlarlar. Ru. Tiirk dpvlrtlnln sonudur. «Eger MÎLLtYETÇl GENCLEB ÇEKtLÎRSE, bu iş durur» diyen lerin maksadı, DEVLETtN KOMÜNÎSTLERE TERLtMİDİR.» TIRMANAN FAŞIZM VE GERÇEKLER HUKUKUN RiSıNi VE MAK, BiLE EMRETTıGi iJLEMLERiN ASGA FARAZıYELER HAREKEÎJiDDET SAIOIRILARIN GÖREVLİLERI Mtt» GERÇEK «HAYALi FAiUERıNiN BUFAiLlERE YÖNEITYAPMAKSIZIN LUNMASINA HiZMET EOECEK YERDE TÜM GÜNAHINI iJLEYEN DEMiREL AGIR A«OY TEKERIEMELERLE, DEVLET LERıNiN SÜRÜP GiTMESiNE SEYlRCi KAL AOAMLIGI DEGiLDiR. BıR REJıM 5UCU iSLEOı. Hukukun emrettigi asgart ı». lemlerin Vıl* yftpılması ıçın ha. rekete geçmeyen, (lt.om«mdoların silah dppolarını rahatsız etmeyen) Ttirkeş'ten hiçbir açıklama haLlft verdiği «;;enei vur »mriuni iptal etmesini dahi ıstameyen, kısacası Türkeş, MHP ve onun yan kuruluşları (Komando lar ve Ulku Ocaklan) ile kenfttleşeıı ve özleşleşen Demirel, son aylnrda inanıımayacak bir adım daha attı. Bir dojSil birkaç kez, sidriet hareketlerinin tümünün «hayali falllcnni il.n etme» yoluna saptı. Hem olmuş \t hem de olacak bütün kaba kuvvet uy gulamalarının faillerinjn kim oldugunu ve olacagmı blr kfthin gticü ve yeteneği ile bulup ortaya koyuverdi. Demirel. Televizyon ve BadyodBiı da bütün yurda ve duaJMlJlt' duyurulan çeşitli tarihlerd» JfİjT.; tığı üç konuşmasında buyurdu ki, Ecevit Hffı getirmeseydi, bugünkü anarşik hareketler olmazdı. çünkü bugUnkü şıddet eylem lerinin bütün failleri, Sıkıyönetim Mahkemelerlnce 1971 1973 arasında hüküm giyen ve sonra da aftan yararlanan a$ırı aoldaki kışılerdir <1) Hukukun emrettlği lşlemletin BSKansirü bile yapmaksızın faraziyeler ve tekerlemelerle. şıddet harekfttlerinin stirup gitmesine seyirci kalmak. devlet adam lıgı deftildir. TUrk toplumu, iktidarın basından, görevlertnl yerine getirmeınesini, kanunları geregi gibi uygulamamasmı ITL\zur gösterme amacıyla bir takım bfthaneler icat etmesini değll. saldtrıları durduracak, en basit (ve tereddütsüz ahnması gereken) önlemleri alınasını bek liyor. Bunları bile yapmayan bir HUkUmet başının sözlerıni ciddiye alabilmek olanaksızdır. Kuşkusuz ilk yapılacak iş. komandolann sahibi olan MHP'nin HUkümet, dışında bırakılması.. BıiRUnkU Koalisyonun. MHP'nın üç oyuna hiç ihtiyacı yok.» DEMİREL, "MHP İLE ORTAKLIK YAPTIK, YAN KURULUŞLARI İLE DEĞİL,, DERKEN SANKÎ SİYASAL BİR ••"NÜKTE Vılın inclsl Bu sözleri, bundan iki (rlin Hnceki yazımızda aktardıgımıı AsiltUrk'ün Yankı'ya verdiği demeçle, hele dört gtin Once yayınlanan Demirel'in 11.11.1989 gün1U Senato konuşmHSi ile karşılnstırmak dfthi, «TUrkeş'in nasıl bir vehim içlndo bulundugunu kanıtlamak» İçin fazlasiyl* yetecektir. Okııyucularımı^, hiç deftlls* «Türkeş'üı MHP'yi Türk devlatinden daha güçlli sayan sözleri» karsısmda olsun, Demirel'in blı şeyler söyleyip, onu hizaya g» tirmeye çalışacağını sanacaklar flır. Oysa Demirel, son giinlerin en büjrük siyasal vecizesini («zdoyişini) yapmakla yetindi: Garetecilerin bir sorusuna karşı, «Biz, MHP i!e ortaklık yaptık, onun yan kuruluşlariyle degil» diyerek, biitUn akılları dufdurdu. Insanın bu siyasal sjaksi" feâr'şiaında, çağrışım kuralı sonucuçocukluk yıllarında, başkalarım rahatsiB edcn arsız çocuklann, arkadaşlarına bir tokat ya rla jaımruk attıktan sonra. «Ne vuruyorsun» sorusumı, «Ben vurmadım, «lim vurrlu» dive yaııitlamalarını ansımamalarına olanak v«r mıdır? Evet, «Ben MHP' nin kafasıyla ortak oldum, ellyle, koluyla drgil» diyor, D«'rri'el. Böylesine ince bir siyasal niikteyi. Aziz Nesin ve Turhan Selçuk'un bile kolay kolay düşünebilecftgini sanmıyoruz. YAPIYORDU " " • TÜRK TOPLUMU, IKTiDARIN BAJINDAN. GÖREVIERINI YERİNE GETıRMEMESıNı, KANUNLARI GEREGi GiBi UYGUIAMAMASINI MAZUR GÖSTERME AMAClYLE BİR TAKIM BAHAKELER İCAT ETMESİNİ DEGiL, SAL DIRILARI DURDURACAK ÖNLEMLERİ ALMASINI BEKLiYOR DEMtREL Çok mu şakacı?. «Siyasal euçlardan huküm giy*rek aftan yararlanmı* n« kadar klşi varsa, son aylann yüzlerce olaymın faili olarak bunların peşlni bırakmaymır. Onlar suçsuzluklarını kanıtlayıncaya ka dar siz onları (ail. onları suçlu sayınız. Bu kisllerin suçluluklarını ispat gerekmez. Onlar, her olayda suçsuzluklarını kendilerl kanıtlamak zorunlufıındadırlar. Uygar Dünyanın her Kukuk Devletinde ylirülükte olan kural «•yani klsilerln aksi kanıtlanıncaya kadar suçsuzluklarının karine olarak kabul edllecegi yolundaki kural) affedilmiç ki»iler için geçerli defildir.. İşte Demirel'in tekerlemesinln lkinci anlamı da kuskusua budur. Çiinkü Demirel, .faillerin bir kısmı (ya da faillerin btlyuk bir kısmı) aftRn yararlananlardır», riemiyor. Genel olarak bUtün faillerin, aftan yararlananlar olduRiıııu söyledigi için, «bu klşilerden başkasının fail olamıy»cagı, tum şiddet «ylemlerinin ve saldırı faillerinin aftan yararlanmış kişiler oldugu» anlamı çıkar hıı sözden. Yine Demirel. «bunların bugiinkü şiddet fylemlerinin faili olmaları olasıhjı vardır <y% da çok bUyillctUrU falan gibi bir tahmlnden de söz etmiyor. Genel olduğu gibi kesin v« talt bir ifade kullanıyor. risini kt bu liste eksiktir her keı gib) ve herkesten Ünc* gozd«n geçirme görivi, D*mir«le dü lüyor. Karşılarında, •Kömandölann ve Ülkü Ocakları'nın saldırısıdiye kayıt bulunan 100'den fazla olayın, «AFTAN YARABLANAN HANOt KtŞlLERCE ÎŞLENMtŞ OLDUGUNU TEKER TKKER BlLDtRMKK». Demirel için kaçınılmaz bir yasal zorunluluk; halina gelmiştir. Aksi halde en azmdan. adaleti yanıltmak sucunu işlemi* olaraktır (2). Be.jimi ve uhısal birligi ciddi olarak tehllkeye düşilren plânlı. sistem li, tertipli saldırıların gerçek fail lerinin bulunmasına hizmet edecek yerde. blillin görevlileri «ha yali faillere yöneltmek» giinahı nı isleyen Dpmirel, aslında çok daha agır bir rejim suçıı i.şlemek tedir. Nthaypt R Nisan Rİinii SBF'rio ogrenciler derslere devam etmek istadikleri zanıan, önceden planlanan bir tertibi uygulayarak bir ögrenciyi öldürüp. S ögrenciyi kıjrşıınla yaralayanlann, Kornandolardan baskası olaıruyaca gını gösteren kanıtları ve resmi sıfatn sahip kişilerin ifadelerini inctlesin: Içişleri Bakanının doğruladıgına göre. kendisine hiikümette, güvenlikle ilgili önemli görevler de verilmiştir. Demirel, Başbakan Yardımcısıyla hükllmet ortaklıftını sürdürerek, ülkede iç barışı sağlayabilecegine inanıyor mu? Başında bir katilin bulundugtı bu dPrnekle yakın tlişkisi olan bir Adalet: Partiliyi Milli Eğitim BakBnlıgı görevinde tutmakla gençlige huzur getireeeğini dtişünüyor mu?» c.o. Y ARl N : JiDDET EYLEMLERi VE AP (1) (Jrnegiıı 2 rırak 197(1 ciinX lü AP Ortak Orubıındaki konuş. n u için Son Havadis, 291.1976 s. 7'ye; ParİHmentodakl konuşnı» İçin de Mlllet Mecllsl 17.Î. 197S, cilt 15 s. 27:i*r» hakınız. ('') Drnıircl'lıı «lıavalî suç katcgnrİKİ yaratma» çabaMiun, ne derece ridcliliktcn ve Içtenliktcn ıızak nlıluğııııu anlamak tçin, valııız «Kocaıııan Giinclogaıı MsteNİ» ne vc onun davanril. ğt gazetclerc hakmak degil, INlilliyefln 2021 IMart ciinlii sayılannda yayınlanan «ui/.li rapnrx» blr güz atmak bile yctcr. TÖB ÜFR'ln hazırladığı rapıırrta v«r alan TOB DrCR'li öğrctmenlere karşı Işlenmlş 43 yaralaın» ve öldürrne nlayınria, Knmandoların vc Ülkü Ocakları'nın sııc larını «ö«ıterrn kayıtlar Isp, Demlrrrin «havali suç katCRnrisi yaratma <vnl\ımlaki Idriiısının, ne denli gtiHinç oldueıımı çok d»h» keıln blvlmdc ortaysı koymaktadır. (3) «Hakkımlıı tutuklnma kararı verilen ve hâlâ yakalanama.van enlri Genrl Başkaıılardan Muharrem Şem.ifk dışııula, t i . kii ocaklannı vönotpıı hükümlü aa,vı«nt 4'e çıktı (Sami Bal, tlırahlm Dojan. Ali Güngor, Ahmrt Ttvflk Oraıı) (K.2.197K) (4) TUrkes'in 18 salılfcliU son baaın tnplantısı ve dnha öııcekl ymıları ve koıııısmaları çrtz. den geçlrillr.se Riinıl\ir ki. o ; «Milliyetçi r.rııçlik» de>1ıniııt, Atatürk mllli.YetciNİ olan gcııçler anlamında riegll, kondisinl BasbllR olnıak rıitplpııcthon «MHP1I ıcnçler» olarak kullanmaktadır. «Hayali failltr kategorisi» yaratmak Ne yazık ki Başbakan, şiddet eylemlerinin gerçek faillerini arayacak, yani onların bulunması dogrultusunda akılcı ve gerçekçi direktifler verecek yerde, .kâhinlik> rolil oynamakta ve failleri aranıayın. anlamına gelen sözler sarfetmektcdir. Evet Başbakanın televizyondan ve radyolardan üç kez duyurttuğu cümlelerin, «gerçek faillerin, akıl ve hukuka uygun olarak arunmasını bir tara fa bırakınızl.dan başka bir anlama gelmesi olanaksızdır: Evet Demirel'in «1971'deıı önce olayları çıkaranlar kimler idiyse şimdi de oİByların failleri yine onlardır, af'dan yararlananlar bugünkli anarşik olayların, şiddete baş vurmaların failleridirler» demesl, aşağıdaki iki anlamı taşır: 1 «Ey idare âmlrleri, eabıta şefleri, hatta savcılar, 31 mart 1975'ten bu yana lşlenmiş 200 kadar şiddet olajının (yaralamanın, öldürmenin) henüz bulunamarnış faillerini başka hiç bir yerde aramayın. Ben bir fail katcRorisi fhaynli failler) keşfettim, onları failler olarak ilin ediyorum. denıektir. 2 Demirel'in o tekerlemesinin bütün görevlllere karşı ifade rttifti zımnî (dolaylı) lkinci anlam da sudur: Eıki suçluları asil kullananlar Demirele Köre, anarşik hnreketlerin failleri, herkes nedprse desin yalnız aftan yararlanan aşırı solculıırdır. Bu iddiaya karşı Ecevit'in verdiği 1 Şubat gllnlli susturucu yanıt bile. Denıtrel'in dognı yola gelmesine yardnncı olamamıştır: • Ülkü Ocaklarının başında 24 yıla nmlıkum bir katil vaıclır. Mahkeme kararındaki Ifadeya göre, «taammüden ve öldürmek kasdı ile» ateş ederek, siyasal nedenlerle blr kişiyi öldüren, iki kişinin de yaralanmasına neden olan bu katil, aftan yararlanarak serbest bırakılmıstır. 1975 Nisanında, Demirel'in Başbakanlıga geldigi gunlerde, bu katil de ÜlkU Ocaklan Genel Başkanhgına gatirllmistir. BugUnkü basın top lantısında bir Başbakan Yardımcısı, bu gencin suçsuzlugunu ispat edecek dövâ sonuçlanmadan nf kanıınu çıktıgını iddia etti. Bu iddia da asılsızdır. Ankara 3. A|ır Ceza Mahkemesinin 1974/ 133 esas ve 1974/557 sayılı kararı İle mahkümlyeti kesinleşmiştir. Ülkii Ocaklan Derneğini Devletin güvenlik kuvvetlerine yardımcı ilan eden bir partinin Genel Başkam. Demirel Huktlmetlnde Başbakan Yarduncısıdır. Devltltan guçlu parfi: MHP Türkeş, 1969da nlenen söyledık leııne. 1973. 1974, 1975'de çeşitli yerlerde basılarak dagıtılan «vur!» emriue karşın, uygulaınada Ülkü Ocaklarının ve komandola rın şiddet eylemlerini durduracak hiçbir olumlu adım atmamış tır. Ancak gazeteleıiıı yayınları, hele CHP'nin ve Ecevlfln iktida rı en agır biçimde suçlaması (ve böylesine büyük bir gunah lslemiş bir iktidarın biran önce sona ermesi yolundaki yaytnları) sonucunda, artık sözlerini huku ka uygun hale gatlrmeye büyük özen vermektedir. 11 nlsan 1976 günlü basın toplantısı böyledir. TUrkeş, yine de bunu bir ölçüd« yapabilmlştir. Kafasında MHP ve onun gençlik kolları (komandoları), devletle öyleıtne özdeşleşmiştir ki, bunların yardımı ol mayınca Ulkenin komUnlstlerce zaptedllecegine, ne poltsin. ne jandtrmanın, ne de ordunun bir «eyler yapamıyacagma inandlgı (ve durmadan baska kişileri inan dırdıği) için, aynı pörüşü vine de dile getlrerek. kendisine bığlı ve «komando» yada «milliyetçi gençlik» (4> adım verdlfi gençlerin, gtlvenlik kuvvetlarlnin y« Eğllme lutfunda bulunta Demirerin. sadece iki olay Uıe rine egilme lutfunda bulunması bile. onu uyandırmaya eger ııyanmamaya kararlı degilse y* ter de artar bile: ODTÜ'nde sınavlara katılmak isteyen ciğrencileri. tam şehirln Riibeginde (Parlamenio binasının karşısında) ve 3 Ocak gün leri durdurup, bazı ögrencileri öldüren ve bazı öğrencileri yaralnyan saldırganların da Komandolar oldugıına inanmıyorsa, n« ülur biraz gazete okvısun; hele liç Profesörün (AlncakaptRn, Ü» tünel ve MUlayim'in) ODTü'ind» •raıtırma yaptıktan ve bülün il gilileri ve Rörevlılerl dinledikten sonra ha/.ırladıgı raporu geçirme sahmetin* katlansınl nRoman, öykü yazarı Hasan Bey, çok yorgun gürunuyordu. Pencereyr yakın bir koltuga oturmuş, camları sarsan rüzgârı, dışarda sl'cim gibi yağan yaıimurıı seyrediyordu; bizim konuşmalarımıza onem verıjıiyormuşcasma dönüp bizim yHkaya. bize bakmıyordu. Ne ki, konuşulanları dikkatle ızledigiııin farkmdaydım. (DIİVA.MI VAR) Demirıl'e dlitın CHP Cumhurıyet Senatösu Rnşk»nı Yardınıcıları Kikret Gündogan ve Recai Kocanian'ın 173 numara altında bir araya getirdfftı ve Cumhuriyet il« MilliyMin 14 ve 15 Nisan günlll sayılarında yayınlanan saldırılar •• GARTH TIFFANY
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle